FORUM - SORU MESAJI
Bulunduğunuz bölüm: TARTIŞMA FORUMU > Kontrgerilla var mı? >
Ergenekon-kontrgerilla ilişkisi, Ergenekon soruşturması-davası
Bölümü Açan: Göktürk TUNÇTÜRK,
Tarih : 21 Mart 2008, Cuma 09:47
Başlık : Ergenekon-kontrgerilla ilişkisi, Ergenekon soruşturması-davası Açıklama : Ergenkon soruşturması ve dava sürecinde yaşanan gelişmeler, Ergenekon ile Kontrgerilla aynı mı, Kontrgerilla en üst örgüt olup Ergenekon taşeronu mu, vesaire vesaire. Ergenekon'la ve soruşturma-dava süreciyle ilgili tüm görüşlerinizi buraya gönderebilirsiniz.
Bu
bölüme mesaj yolla-
CEVAP MESAJLARI
ALİ KARATAY,
19 Temmuz 2008, Cumartesi 11:57
Genel Kurmay esip gürleyeceğine neden onlarca üst düzey subayı içine alan soruşturmanın hangi suçlamaya dayandırıldığını açıklamıyor? Ondan sonra Ergenekonla bir ilgisi var mı yok mu bakarız milletçe. 6sı Kurmay Albay 20 subayı aynı soruşturmada birleştiren suç vasfı, marketten jelibon çalmak olmasa gerek!
Akşam gazetesinin arkasında durduğunu tekraren teyid ettiği ve MİT'in de doğruladığı bir belgeye (http://www.aktifhaber.com/news_detail.php?id=176533) dayandırılan ‘Hava Kuvvetleri’nde bir illegal yapılanmayla ilgili soruşturma açıldı’ haberine Genelkurmay çok sert tepki vermiş. "Olay yeni değil. Ergenekon’la ilişkisi de yok. TSK’ya saldırılara milletin tepki vermesi doğal beklenti" demiş.
Bugün Bursa'da "Darbelere Hıyar!" konulu Ortak Akıl Hareketi ve birçok sivil toplum kuruluşunun öncülük ettiği ve milletin genelini temsil eden tepkiyi mi arzuluyor G.Kurmay, yoksa Kadıköy'de ADD'cilerin yaptığı ve Atatürk'le lenin'in yanyana fotolarını içeren pankartların taşındığı "Ergenekon soruşturması cumhuriyetimizi yıkmak amaçlıdır!" konulu biiinlerce (2bin) kişinin verdiği tepkiyi mi?
Abdullah Harun, aharun@gmx.net
10 Temmuz 2008, Perşembe 02:56
Ergenekoncuların intikam-gözdağı saldırısı. "Üzerimize gelmeyin ülkeyi savaş alanına çeviririz!.." Dün, 9 Temmuz'da ABD konsolosluğuna yapılan saldırı Ergenekoncuların intikam operasyonuydu. Dinci terör örgütü yapmışmış. Yemezler beyler... Kaç gündür ergenekon soruşturmasında ele geçen belgelerde ortaya çıktı, dinci İbda-c, solcu DHKP-C ve pkk gibi örgütlerle ergenekon organizatörlerinin bağlantıları var. Amaçları için birbirlerine yardım ediyorlar. Kurtlar vadisini seyredenler bilir. Hayret verici şekilde tıpkı ordaki olayların benzerini yaşıyoruz. Örgüt lideri İskender, İbda-c'yi de terörist eylemler için kullanıyordu. Kendisi ele geçirilince (tıpkı bugünkü ergenekon operasyonunun gittikçe yukarılara, asıl beyne doğru tırmanması gibi) adamları intikam ve gözdağı eylemlerine girişmeye başlamışlardı. Ergenekoncular da şunu diyor: "Üzerimize daha fazla gelmeyin yoksa tüm ülkeyi savaş alanına çeviririz. Bunun için yeterince hücrelerimiz, beyni robotlaştırılmış adamlarımız, işbirliği yapacağımız terör örgütleri, cephanemiz ve cesaretimiz var." Ergenekon bir organizatör örgüttür, yani eylemleri doğrudan yapan değil onları yapacakları yönlendiren bir beyin örgüt. ABD konsolosluğuna yapılan saldırıya bakın. Gerçekte konsolosluğa mı yapıldı yoksa Türk polisine mi? Adamlar göstere göstere geldiler ateş etmeye başladılar, sonra soğukkanlılıkla arabadan inerek ateş etmeye devam ettiler, polisleri vurdular. ABD konsolosluğuna ne zararları oldu? Olan Türk polisine oldu. Bizce amaç zaten buydu.
Dünyanın en güvenli binalarından biri olan İstinye'deki konsolosluk binasına pompalı tüfek ve tabancayla saldırı yapılması hedefin konsolosluk binası olmayacağı yorumlarına neden oldu.'Kale' gibi inşa edilen konsolosluk binasına girişin çok zor olmasının yanısıra araçtan tek saldırganın inerek direkt polise yönelip ateş açması, olay yerinin az ilerisinde bulunan ve iki trafik polisinin de çatışmaya girmesi üzerine araçta bekleyen diğer iki saldırganın harekete geçmesi, teröristlerin saldırıdan hemen sonra kaçmayı planladıklarını düşündürdü. Araçta bulunan 4. saldırganın çatışmaya girmeden kaçması da saldırının asıl hedefinin polise mesaj vermek olabileceği ihtimalini akıllara getirdi.
Polisi sevmiyorlar çünkü darbelere karşı en büyük güvence onlar, özellikle emniyet istihbaratından çok tedirginler. Danıştay baskınını da hatırlayın. Saldırganı cesaretli bir polis son anda yakalamamış mıydı? Eğer yakalanmasaydı bu Danıştay saldırısı ne yöne doğru gelişirdi acaba. Cevabı çok basit. Darbe ortamı için müthiş bir provokasyon başarıyla gerçekleştirilmiş, bir safha başarıyla geçilmiş olurdu. Ama cesaretli bir polis memuru, tıpkı dünkü saldırıdaki polis memurları gibi hayatını ortaya koymaktan çekinmeyerek onu yakalayınca umulmadık gelişmeler olmaya başladı, olayın arkası çorap söküğü gibi aydınlanmaya başladı. Adam cumhuriyet gibi özel(!) konuma sahip bir gazeteye peşpeşe bombalı saldırılara katılıyor, sonra danıştaya saldırıyor. Biz de yedik tabi, dinci saldırıymış... Geçin beyler geçin. Bayatladı bu taktikler. Hiç doğaçlama yapamıyorsunuz. Eski yıllarda kurulmuş bir örgüt hala eski taktikleri kullanıyor, hedef şaşırtmayla başka örgütleri taşeron kullanmayla artık inandırıcı olunmuyor. Elleriniz kırılsın, kırılıyor ve kırılacak inşallah!.
Recep Taşkın - Moderatör,
23 Haziran 2008, Pazartesi 05:19
Ergenekon iddianamesi açıklandığında yaşanacaklar: Türkiye, hapsedilmeye çalışıldığı tecrit ve yalnızlıktan kurtulmaya,
Ergenekon'dan bir kez daha çıkmaya çalışıyor. 2002'den itibaren Ayışığı ve Sarıkız darbe teşebbüsleriyle başlayan Ergenekon terör örgütünün şiddet olayları ve Cumhuriyet mitingleriyle gelişen ve en son AK Parti'ye yönelik kapatma davasıyla devam eden bu süreçte yargı ne yazık ki, demokratik bir hukuk
devletinde oynaması gereken rolü oyna(ya)mıyor. Hatta tam aksi bir yöne dahi savrulabiliyor; yargının bir harekât merkezinden bahsedilebiliyor. Şemdinli iddianamesi sonrasında başlayan görevini yapan yargıç ve savcıları sindirme ameliyesi, şimdi Ergenekon davası üzerinden yürütülmeye çalışılıyor.
Hatta öyle ki, basına akseden meslekten men tehditlerinin ötesinde, soruşturmayı
yürüten savcı ve ekibi ölümle tehdit edilebiliyor. Aslında başlı başına
Ergenekon soruşturması etrafında yaşananlar bile darbe sürecinde yargı, demokratik hukuk devleti prensiplerinde çalışabilirse, demokrasinin
korunabileceğini gösteriyor. Bütün bu baskılara rağmen, Ergenekon soruşturmasının başlatılabilmesi ve bugün iddianame hazırlanacak hale gelinmesi demokrasi, sivil yönetim ve hukuk devleti namına kaydedilmesi gereken ciddi bir
başarıdır. YAZININ TAMAMI
Recep Taşkın - Moderatör,
23 Haziran 2008, Pazartesi 05:14
Şok iddianame; Ergenekonculara darbe teşebbüsünden müebbet hapis! Veli Küçük, Doğu Perinçek, Muzaffer Tekin, Fikret Emek, Oktay Yıldırım ve Zekeriya Öztürk için müebbet, İlhan Selçuk için ise örgüt üyeliği suçlaması ile 10 yıla kadar hapis cezası isteniyor.. Sabah Gazetesi'nde yer alan habere göre, Haziran 2007'de başlatılan ve bir yıldır sürdürülen Ergenekon soruşturmasında iddianamenin tamamlandığı öğrenildi. İddianamede, TCK'nın 312, 314 ve 315'inci maddelerine dayandırılan suçlamalarda en ağır ceza Veli Küçük'e istenirken, Küçük'le birlikte Doğu Perinçek, Muzaffer Tekin, Fikret Emek, Oktay Yıldırım ve Zekeriya Öztürk'ün darbeye teşebbüs ettikleri gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet cezası ile yargılanmaları isteniyor. Soruşturmayı yürüten savcılar Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından kaleme alınan iddianame yaklaşık 1120 sayfa... İddianamenin, 15'i dinlenen telefon konuşmalarının dökümlerinden oluşan 200 klasörlük bir de "eki" bulunuyor. Halen Cumhuriyet Başsavcısı Turan Çolakkadı'nın önünde bulunan iddianamenin hangi gün mahkemeye sunulacağı ise henüz kesinlik kazanmadı. Edinilen bilgiye göre, 48'i halen tutuklu olmak üzere iddianamede adı geçen sanık sayısı 97... Veli Küçük'ten Doğu Perinçek'e kadar sanıkların her biri için iddianamede, suç tanımları, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) hangi maddesine göre yargılanacakları ve haklarında hangi cezaların istendiği de yer alıyor.
"SİLAHLI ÖRGÜT ÜYELİĞİ"
Buna göre iddianamedeki tüm sanıklar için savcılık, Türk Ceza Kanunu'nun 314'üncü maddesinin 2'nci fıkrasında düzenlenen, "silahlı örgüte üye olmak" suçundan yargılama yapılmasını istedi. TCK'nın "Silahlı Örgüt" başlıklı 314'üncü maddesinin 2'nci fıkrasında, "Birinci fıkrada tanımlanan örgüte üye olanlara, 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verilir" ifadesi yer alıyor. 314'üncü maddenin birinci fıkrasında ise "Bu kısmın 4 ve 5'inci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla" denilerek, TCK'nın, "Devletin Güvenliğine Karşı İşlenen Suçlar ile Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar" başlıklı bölümlere gönderme yapılıyor. EN AĞIR CEZA KÜÇÜK'E İddianamenin en önemli bölümü, Veli Küçük, Doğu Perinçek, Muzaffer Tekin gibi isimler hakkında belirlenen suçlar ve istenen cezalarla ilgili. İddianamede davanın 1 numaralı sanığı olarak, "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçlamasıyla tutuklanan emekli tuğgeneral Veli Küçük hakkında, TCK'nın 314'üncü maddesinin birinci fıkrasına göre "silahlı örgüt kurmak ve yönetmekten" dava açılması isteniyor. TCK'nın 314'üncü maddesinin birinci fıkrası aynen şöyle: "Bu kısmın 4 ve 5'inci bölümlerinde yer alan suçları işlemek amacıyla, silâhlı örgüt kuran veya yöneten kişi, 10 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."
ASIL CEZA 312'NCİ MADDEDEN Ancak Veli Küçük hakkında asıl büyük ceza, TCK'nın "Hükümete Karşı Suç" başlıklı 312'nci maddesinden isteniyor. 312'nci maddenin ilk fıkrasında, "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs eden kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir" denirken, ikinci fıkrada da "Bu suçun işlenmesi sırasında başka suçların işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ilgili hükümlere göre cezaya hükmolunur" denilerek, sanığın diğer maddelerden aldığı cezaların da, "bu maddeden aldığı cezaya ekleneceğinin" altı çiziliyor. (http://arsiv.sabah.com.tr/2008/06/06/haber,34EB9DDE6CCA4026A635C84620E0CCEB.html)
ERGENEKON'DA İDDİANAME TAMAMLANMADI! Öte yandan İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, Ergenekon soruşturmasında iddianamenin tamamlandığı şeklindeki haberin gerçeği yansıtmadığını açıkladı: ''İddianame henüz Başsavcıvekilliği'ne sunulmadı.'' Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) 250'nci madde ile yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nden yapılan açıklamada, iddianamenin tamamlandığı şeklinde bugün bir gazetede yer alan habere dikkat çekildi. Açıklamada, "İddianamenin tamamlandığı haberi doğru değildir. İddianame henüz Başsavcıvekilliği'ne sunulmamıştır. Haberde yer alan bütün tespit ve iddialar gerçekdışıdır" denildi. (http://heryerdenhaber.com/V1/Pg/MainDetail/NewID/84021/CityCode//TownID//CatID//Ergenekon-iddianamesi-tamamlandi)
Hasan Cemal - Moderatör (Sabah),
10 Nisan 2008, Perşembe 06:29
Otogardaki bombalar Ergenekon'a çıkıyor. İstanbul otogarında ele geçen sırt çantasındaki 5 el bombasının Ergenekon örgütüne ait olduğu belirlendi. İddialara göre, örgüt yakalanma korkusuyla patlayıcılardan kurtulmak istiyor..
İstanbul Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin önceki gün Esenler Otogarı'nda yakaladığı el bombalarının Ergenekon terör örgütüyle ilişkisi kesinlik kazandı. Polis, otogarda ele geçirdiği el bombalarının, Ağrı'daki Hizbullah operasyonunda ele geçirilen el bombaları ile Ümraniye'de bir evde bulunan el bombalarıyla aynı seriden olduğunu tespit etti. Önceki gün İstanbul Esenler'deki otogarda bir
çanta içinde ele geçirilen el bombası ve 56 Kalaşnikof mermisi ile ilgili yeni bulgulara ulaşıldı. Polis bombalarla ilgili istihbaratı Malatya'dan sevkiyat başlamadan 7 gün önce aldı. Malatya'dan İstanbul Esenler Otogarı'na kadar el
bombalarının bulunduğu çantayı adım adım izleyen polisler, emanetçiye bırakılan çantanın kim tarafından alınacağını öğrenebilmek için takibi sürdürdü. Operasyondan bir gün önce, gece emanetçiye giren polisler içindekilerden emin
olmak için çantayı açtı, bombaları inceledikten sonra yerine koyarak beklemeye devam etti. Sivil ekipler halinde iki gün boyunca otogarda alıcıyı bekleyen polis bir kişinin Malatya'dan gelen şüpheli çantayı sorması üzerine harekete geçti. Alıcı kıskıvrak yakalanırken el bombalarının bulunduğu çanta içindekilerle birlikte incelenmek üzere kriminal laboratuvara gönderildi. Polis ekipleri Malatya'daki zanlıları yakalamak üzere harekete geçti.
ÜMRANİYE BAĞLANTISI
Polis el bombalarında yaptığı ilk incelemenin ardından otogarda ele geçirilen el bombalarının Ümraniye'de ve Ağrı'da Hizbullah operasyonunda ele geçirilen bombalarla ilişkili olduğunu tespit etti. Bu arada polis Eskişehir'de emekli
binbaşı Fikret Emek'in evinde ele geçen bomba malzemeleri ile Çanakkale Biga'da ele geçen bomba malzemelerinin, Bursa İnegöl'de boş bir arazide terk edilmiş halde bulunan 14 kiloluk C4 kalıplarının ve Kadıköy'de Kuvayı Milliye Genel
Merkezi'ne yakın bir çöplükte bulunan bombalarını patlatmaya yarayan saniyeli
fitillerin de aynı seriden olduklarını saptadı. Bu arada polisin elde ettiği son bilgilerin Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılığın kuşkularını da desteklediği belirlendi. Savcılık, Ergenekon örgütü üyelerinin takip edildiğini çok öncesinden bildiğinden, mühimmatla birlikte yakalanma tehlikesi nedeniyle ellerindeki patlayıcı maddeleri çeşitli yerlere bilerek terk etmelerinden
kuşkulanıyor.
MÜDÜRÜN İDDİASI Malatya Emniyet Müdürü Ali Kaya, "Çantanın nereden gönderildiği belli değil,
çantada alıcı olarak Ramazan Toy'un adı yer alıyor. Çantanın üzerindeki iki cep
telefonu numarası incelenmiş, kullanılmadığı anlaşılmış" dedi. Bu arada Ümraniye'de bir sandıkta ele geçirilen 27 adet el bombasıyla ilgili yeni bir gelişme daha ortaya çıktı. Savcılık daha önce MKE ve Kara Kuvvetleri'ne
bombaları sormuştu. MKE, "Üretip Kara Kuvvetleri'ne verdiklerimizden" derken
Kara Kuvvetleri'nin de "Envanterde eksik yoktur" yanıtı verdiği ifade edilmişti.
Kara Kuvvetleri savcılığa Ümraniye bombalarının kendi envanterlerinde olduğunu ancak bu serinin tatbikat ve operasyonlarda kullanıldığını belirtti.
(Abdurrahman ŞİMŞEK - HABER MERKEZİ, http://www.sabah.com.tr/haber,837A0F1624DC4F09B4C48BE24B4F1191.html)
Bircan Yıldız - Moderatör (AbdulhamidBilici-Zaman),
5 Nisan 2008, Cumartesi 06:10
"RUSYA: ERGENEKON TUTUKLAMALARI RUSYA'YA MEYDAN OKUMAKTIR" Ergenekon'a, şimdiye kadar tek açık dış destek Rusya'daki 'Avrasyacı' bir gruptan geldi. 'Ergenekon terör örgütünün üst düzey yöneticisi olduğu' gerekçesiyle tutuklu Doğu Perinçek'e, Emekli Tuğgeneral Veli Küçük'e ve diğer şüphelilere Rusya'dan destek gelmesi ilginçti. Aleksandr Dugin'in liderliğindeki bu grup, www.evrazia.org adlı sitesinde 'Tutuklamalar Rusya'ya meydan okumaktır' başlıklı duyurular yayınladı. "Türkiye'de Rusya yandaşı bir çevreye yönelik bu hareket, kimin dostumuz kimin düşmanımız olduğunu göstermiştir" diyen Dugin'e göre, Rusya bu meydan okumaya cevap vermeliydi. Pazartesi günü de Nevazisimiya basın merkezinde bir toplantı düzenleyen grup, biraz daha ileri giderek Ergenekon'a Türkiye'nin iç işi olarak bakılamayacağını söyledi. Abdulhamid Bilici, Zaman Gazetesi, 5 Nisan 2008. haberin tamamını okumak için tıklayın
Recep Taşkın,
24 Mart 2008, Pazartesi 05:37
Terör örgütü Ergenekon'a yönelik operasyonlarda ele geçirilen bilgisayar ve notların her birinin ayrı ayrı şifrelendiği ortaya çıktı. Operasyon kapsamında gözaltında bulunan İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek'in bilgisayarında Yargıtay'a yönelik saldırıda kullanılmak üzere hazırlanmış krokiler çıktı.
Yargıtay'ın blok blok ayrıntılı krokilerinde, AKP'ye kapatma davası açan Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın bulunduğu blok daha ayrıntılı biçimde yeraldı.
Ayrıca kameraların nerelerde olduğu, hangi bölgelerin kamera tarafından çekilemediği de ele geçirilen krokilerde mevcut. Sarı işaretler bulunan krokilerde, en kolay kaçış güzergahlarının da belirtildiği görüldü.
Göktürk TUNÇTÜRK, gokturktuncturk@gmail.com
21 Mart 2008, Cuma 09:53
Nevruz bayramında, Sözde Ergenekonculara isyanımdır.
Ergenekon destanın dünya tarihine yazılmasının ateşidir Nevruz. Yani milli bayramdır. Yani, Türk kültüründen doğan Ergenekon-Nevruz bayramıdır.
Ve milletçe bu bayramı 4645 yıldır kutluyoruz.
Şimdilerde; bu kutsal adı, bu mübarek anı kirleten ve kesin birilerinin işbirlikçisi olan ve kendilerine de ‘ ÜLKÜCÜ’- ‘TÜRK MİLLİYEÇİSİ’ süsü veren, vurma-kırma- karıştırma projeleri hazırlayan ve daha önceleri Ülkücülerin- Türk milliyetçilerin can düşmanı olan ve yıllarca ülkücülere ‘Faşist köpek’ adını yakıştıran, Orduya- Polise ‘ Faşist Cunta’ diyenlerle kol-kola olan bir suç örgütü, bir çete var.
Ve örgüt oluşumlarına da ‘ Ergenekon’ adını koymuşlar.
Ben; Ülkücü yapıya sahip bir Türk milliyetçisi olarak bu ‘simsarlara’ yuh diyor, bunların Türklüğe ve Türk milletine açıkça ihanet ettiklerini hiç sıkılmadan belirtiyorum.
Neden mi?
İşte ispatı.
Bakın değerli bir yazarımız Ergenekon ve Nevruz için ne diyor.
“Nevruz; Türk insanını birbirine kenetleyen, bağlayan, Ergenekon'dan demir dağları eriterek dirilen atalarının ruhlarıyla yanan bir ateştir. Bu ateş, hiç sönmeden binlerce yıl yandı ve gelecekte de kıvılcımlarından binlerce gönlü tutuşturarak "ortak kültür ocağı"nda binlerce ruhu ısıtacaktır. Avrasya’nın, Türk âleminin Nevruz toyu kutlu olsun, Nevruz gülleri geleceğe umutlar taşısın.”
Bu gün bakıyoruz ki; Kutsal Ergenekon adını kirleten, sözde Türk milliyetçileri olduklarını belirtenlerle bağlantısı olan, eski Maocu -Komünist Doğu Perinçek ve sol örgütlerin parsıyla zamanında büyüyen , Sol yayın Cumhuriyet gazetesinin başyazarı ve yine yanlarında aynı ruhu taşıyan birkaç kâtipleri gözaltına alındılar.
Hem de Nevruz bayramı günü. Bence tam isabet.
Sol örgütlerin fraksiyon duygusuyla ‘ Aksak Timur’ adını taktıkları Doğu Perinçek, 12 eylül öncesi sahibi olduğu ve ‘ Apocularla’ el-ele bulunduğu Aydınlık gazetesinde binlerce Ülkücüyü hedef gösterip vurulmasına sebep olduğunu kim inkar edebilir.
Muhsin Yazıcıoğlu çok iyi bilir.
Adurahman Yurtaslan ve Ömer Tanlak isimli soysuzlara paralar verip, sözde ‘itirafçı Ülkücü’ yapıp Başbuğ Türkeş’e, Ülkücü ve milliyetçi harekete gazetesinde iftiralar ve çamurlar attıran Doğu Perinçek değil mi dir?
Ve yine Ülkücülerin- Türk milliyetçilerin karşısın da amansız savaş veren, dinimiz İslamiyet’i her zaman yaren Cumhuriyet gazetesi ve yazarları değil mi dir?
Şimdi o mübarek destanın ismini kullananların, bu ruhtaki kişilerle ne ilişkileri olabilir?
Tek sebep var..Çıkar ilişkisi ve milli kahramanlık simsarlığında ortaklık.
İşte bu milli bayram günü isyanım bunadır.
Siz kimsiniz ki, vatana ve milletin birliğine kast edenlerle yıllarca mücadele veren ve bu uğurda 5300 şehit veren ülkücülerin-milliyetçilerin adını kullanıyorsunuz?
Siz kimsiniz ki, Türklerin tarih sayfalarına girmek için demirli dağları yakan ve adına milletçe destan dediğimiz ‘ Ergenekon’ ismini çıkar çetenize yakıştırıyorsunuz?
Aslında bunlar; halen okullarımızda çocuklarımıza okutulan ‘ Ergenekon Destanı’ nn kutsal adını kullandıkları ve kirlettikleri içinde yargılanmalıdırlar.
(http://www.diplomathaber.com/?page=Articles&YazarID=18&ID=223)
Bu bölüme mesaj yolla
Sayfa
BirÖnceki
1
2
3
4
5
6
7
|