İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin 270'li sanıklı davaya devam edildi. Sanıklar savunma yapmaya devam etti.
08.04.2017 18:07 İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin 270'li sanıklı davaya devam edildi. Sanıklar savunma yapmaya devam etti.
03.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numara olduğu, 270 sanığın yargılandığı davanın görülmesine Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsündeki salonda devam edildi.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Muharebe Arama Kurtarma (MAK) kursiyeri, tutuklu sanık Emre Güntekin, hakkındaki suçlamaları reddederek darbe girişimi akşamı terör tehdidine karşı toplandıklarını iddia etti.
Güntekin, tutuklu sanıklar Zekeriya Kuzu ile Hasan Arslanbay'ın kendisinin bomba uzmanı olması nedeniyle çelik kapı açmak için kullanılabilecek mühimmatlar hakkında kendisinden bilgiler istediğini ifade etti.
Güntekin, video paylaşım sitesinden indirdiği iki video ve bir de yazılı doküman şeklindeki sayfanın fotoğrafını çekerek Hasan Arslanbay'a gönderdiğini belirterek, Arslanbay'ın kendisini bu konuşmanın çok duyulmaması yönünde uyardığını bildirdi.
Güntekin savunmasında 'Yeni mezun oldum. Suikast timine bomba eğitimi verecek deneyimim yok.' dedi.
MAK kursiyeri tutuksuz sanık Fatih Göktaş ise darbe girişimi akşamı terör tehdidine karşı toplandıklarını ve Palaz misafirhanesinin emniyetini sağlamaları yönünde emir aldıklarını kaydetti.
Göktaş, tutuklu sanık Zekeriya Kuzu'nun aracıyla Kaklıç'taki depoya gittiklerini belirterek, 'Eylemlerin hukuka aykırı olduğunu bilseydim, kesinlikle yapmazdım. Beraatimi talep ediyorum.' dedi.
Deniz teğmen tutuksuz sanık Murat Demir ise darbe girişiminin yaşandığı gün TCG Bozcaada gemisinde nöbetçi olduğunu belirterek, tutuklu sanık Yaşar Çamur'un tüm personelin toplanması yönünde emir verdiğini ifade etti.
Demir 23.30'da telefonların toplatıldığını ve seyre çıkıldığını vurgulayarak, 'Seyre çıkmayı güvenliğimiz için olduğunu düşündüm. Doğu Akdeniz'e mi gidiyoruz diye düşündüm. Seyirden dönüşte telefonlar dağıtıldı. Ailemden sayısız telefon gelmiş. Babam ağlamaklı 'gece neredeydiniz, darbe girişimi oldu' dedi. Televizyona baktım. Darbe girişimi haberlerini gördüm. Darbe girişimiyle alakalı bilgim ve görgüm olmadı. Hain FETÖ terör örgütüyle hiçbir bağlantım olmadığından suçlamaları reddediyorum. Nöbet vardiya sisteminin tarafımdan ayarlanması mümkün değildir.' diye konuştu.
06.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin davanın öğleden önceki oturumunda tutuksuz sanıklar binbaşı Fatih Güzeloğlu ve görevinden ihraç edilen Astsubay Orhan Kemal Aydın savunma yaptı.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu davanın görülmesine Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda devam edildi.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Duruşma, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kaydedildi.
Tutuksuz sanık Fatih Güzeloğlu, hakkındaki 'çağrılması üzerine komutanlığa geldiği, kendisine verilen görevleri yerine getirdiği, tutuklu sanık eski tuğgeneral Veyis Savaş'ı üsse getiren helikopteri kullandığı, ayrıca müştekileri aynı helikopter ile Foça Amfibi üs komutanlığına götürdüğü' yönündeki suçlamalara yanıt verdi.
Güzeloğlu, 'Askerlik hayatım boyunca göreve çağrıldığında koşarak gitmek esastır. Çağrıldığımızda zaten hemen gitmek esastır. Aldığım emirleri eksiksiz uygulamak işin doğasıdır.' diyerek 23.35'te tutuklu sanık eski 125. Filo Komutanı Beşir Kanat'ın emriyle filoya geçtiğini, filoya gittiğinde terör ihtimaline karşı çağrıldığının söylendiğini ileri sürerek televizyonda darbe girişimi haberleri görmesi üzerine huzursuzlandığını anlattı.
Tutuklu sanık eski Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Hasan Hüseyin Demiraslan'ın gece filoya geldiğini ve Demiraslan'ın telefon konuşmasına kulak misafiri olduğunu söyleyen Güzeloğlu, Demiraslan'ın telefonda 'Bu uçakları indirmek için ne gerekiyorsa yapın. Böyle rezillik olmaz' dediğini duyduğunu ileri sürdü.
Güzeloğlu, 'Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı filomuzda. Konuşmasından bir şeyleri önlemeye çalıştığını düşündüm. O yüzden rahatlama oldu.' dedi.
Güzeloğlu, eski Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı Harekat Eğitim Komutanı Ramazan Elmas'ın tutuklandığı haberinin geldiğini, Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi'nin (BHM) emriyle Elmas'ın yerine Veyis Savaş'ın atandığının söylendiğini belirterek Savaş'ın Güzelyalı'daki Hava Eğitim Komutanlığından alınması gerektiği yönünde emir verildiğini ileri sürdü.
Verilen emri BHM'den teyit ettirdiğini ifade eden Güzeloğlu, Savaş'ın emriyle 2 denizci amirali Foça'ya götürdüklerini, Savaş'ın kendilerini toplayarak 'Bu gece birkaç değişik tip gördük. Verdiği yanlış kararların sonunda yanlış şeyler gördük.' tarzında şeyler söylediğini kaydetti.
Mahkeme Başkanının 'Türkiye'de hiçbir hareketliliğin yaşanmadığı saatte Terörle Mücadele Harekatı (THM) diye çağrılıyorsun. Sonra herhangi bir eylem olmuyor. Senin muhatap olduğun üslerinin böyle bir eylem içinde bulunmuş olabildikleri aklına gelmedi mi?' sorusuna Güzeloğlu, 'Kanat'la 3,5-4 sene beraber çalıştık. TMH için gelip televizyondaki haberleri görünce sorduk. Beşir Kanat 'Ben de bilmiyorum. Televizyondan izliyoruz.' dedi. İşin içinde olup olmadığını sorgulamadım ama huzursuzlandım.' yanıtını verdi.
Mahkeme Başkanının tutuklu sanık eski Korgeneral Hasan Hüseyin Demiraslan'a 'O sözleri telefonda kime söylediniz?' diye sorması üzerine Demiraslan ' Eskişehir Harekat Merkezindeki Tuğgeneral Recep Ünal ya da Albay İsmail Üner.' yanıtını verdi.
İfade veren tutuksuz sanık eski Astsubay Orhan Kemal Aydın, Çiğli 2.Ana Jet Üssü Çiğli 125 Filo'da Hat Bakım Bölük Komutanlığında astsubay olarak görev yaptığını darbe girişiminden sonra görevinden ihraç edildiğini belirterek darbe girişimi sırasında yaşananlarla ilgili 'Veyis Savaş o akşam bize 'Arkadaşlar büyük bir şok yaşıyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerinin içinde şu an 3 grup var. Darbe girişiminde bulunanlar, karşı koyanlar ve bizim gibi hiç haberi olmayanlar' dedi. Korgeneral Hasan Hüseyin Demiraslan'ın üsse gelip sonra da Eskişehir'e gitmesi işin içinde olmadığımızı düşündürdü. Ben kendimden eminim. O akşam üsse darbe için gitmedim.' şeklinde ifade verdi.
Tutuklu sanık Fatih Ülker, hakkındaki suçlamaları reddederek 15 Temmuz akşamı tutuklu sanık eski hava binbaşı pilot Nihat Kafes'in çağırması üzerine üsse gittiğini, niçin geldiğini sorduğunda kendisine yanıt verilmediğini kaydetti.
Ülker, kendisine 2 helikopterin kalkış yapacağının söylendiğini belirterek helikopterdeki pilotların dış ünitelerle konuşmayacağı ve helikopter arasında da konuşma olmayacağı yönünde uyarıldığını aktardı.
Televizyonda eski Boğaziçi Köprüsündeki haberleri gördüğünü belirten Ülker, televizyondaki haberler ve kendilerine verilen görevlerdeki belirsizlikler yüzünden rahatsız olduklarını üste görevli pilot arkadaşlarıyla görevin ne olduğunu bilmeden uçmayacaklarını yönünde karar aldıklarını ifade etti.
Aralarında bu konunun konuşulduğunun duyulması üzerine tutuklu sanık eski 125. Filo Komutanı Yarbay Mehmet Beşir Kanat'ın yanına gelerek, 'Betin benzin atmış, milletin içinde yüzbaşı rütbenle niye herkesi paniğe sevk ediyorsun, niye ortalığı bulandırıyorsun' diyerek hakaret ettiğini dile getiren Ülker, Kanat'ın kendisini uçuş ekibinden çıkardığını kaydetti.
Ülker, evinde yapılan aramada çıkan 1 dolar banknotla ilgili ise şu savunmayı yaptı:
'Evimde yapılan aramada çocuğumun odasında, oyuncakların arasında buruşuk bir şekilde bulunan 1 dolar 2010 yılında Adana'daki arkadaşımın düğün konvoyunda arkadaşım tarafından verildi. Maddi ve manevi bir değeri yoktur. Değeri olsaydı buruşuk bir şekilde olmazdı.'
Mahkeme Başkanının 'Bu kadar önemsizse 6 yıl nasıl muhafaza ettin' sorusuna ise Ülker, 'Arabada bir süre kalmıştı. Yıkamaya verilince içindeki eşyalar bir torbaya konulup bize verildi. Ben atmak istedim, eşim 'ya dursun, arkadaşının düğününde verilmiş' dedi. Çocuğumun oyuncakları arasında varlığını bile unuttum.' yanıtını verdi.
Savcının 'Senin için önemi olmayan 1 doların 6 yıl önce düğünde verildiğini nasıl hatırladın' sorusuna ise Ülker, '2010'da aldım arabamı. Yol kestiklerinde zarfın içerisinde verildi. Başka kimse vermediği için hatırladım. Arkadaşım 'Benim yüzümden bu hale düşeceğini bilsem hiç vermezdim' demiş.' şeklinde yanıtladı.
Savcının 'Şapka' kod adıyla ifade veren tutuklu sanık Hakan Bıyık'a 1 dolarla ilgili bildiklerini sorması üzerine Bıyık, 'Paraların bereketlenmesi açısından veriliyor. Bana örgüt içerisinde ağabey vermişti. Fetullah Gülen tarafından verildiğini söylemişti.' yanıtını verdi.
Tutuksuz sanık eski Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında astsubay rütbesi ile uçuş teknisyeni olarak görev yapan İbrahim Değerli, darbe girişimi akşamı eski kol komutanı hava binbaşı pilot Nihat Kafes'in kendisini arayarak çağırdığını belirterek, '2 Couger helikopteri hazırla' dediğini ifade etti.
Değerli, ' Diyarbakır gibi bir yere mi gidiyoruz' acaba diye düşündüm. Televizyondaki olayları gördük. Fransa'daki olaya benzer bir şey olabileceğini düşündük. Darbeyle alakalı bir görevde bulunmadım. Terörle mücadele harekatında sayısız defa bulundum. Çağrıldığında bilgi verilmezdi.' diye konuştu.
Mahkeme Başkanı, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı yarına erteledi.
07.04.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında 270 sanığın yargılandığı davaya ilişkin duruşmanın öğleden önceki oturumunda tutuklu sanık eski Yüzbaşı Pilot Müjdat Sarısoy savunma yaptı.
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu ve 270 kişinin yargılandığı davaya Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda devam edildi.
İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklarla taraf avukatları katıldı.
Tutuklu sanık Sarısoy, darbe girişimi akşamı eski Misafir Askeri Personel Kol Komutanı Hava Binbaşı Pilot Nihat Kafes tarafından aranıp üsse çağrıldığını, çağırma nedenini bildirmediğini, üsse gittiğinde Kafes'in Terörle Mücadele Harekatı kapsamında uçuş yapılabileceğini söylediğini belirtti.
Sarısoy, Kafes'in o akşam kendisine 2 emir ilettiğini, ilkinin üssün güvenliği için Ege Ordu Komutanlığına giderek güvenlik personelini almak diğerinin de 16 Temmuz sabahı Akıncı Üssü'ne gitmek olduğunu öne sürdü.
Ege Ordu Komutanlığına gitme yönünde emir aldığında bunu sorguladığını ancak fazla soru sorduğunda amirlerinin tepki gösterdiğini iddia eden Sarısoy, 'Terör tehdidine karşı verilen görevi yapmıyormuş gibi bir algı oluştu. Emri yerine getirdim. Ege Ordu Komutanlığına gittik. Gittiğimizde güvenlik ekibi yoktu. Ege Ordu Komutanlığında herhangi bir güvenlik ekibinin olmaması üzerine boş döndük. Ege Ordu Komutanı Orgeneral Abdullah Recep bizi tehdit görse önlemini alırdı. Recep, birliğime gitmemi emretti.' ifadelerini kullandı.
Başbakanın 'kalkışma' açıklamasına rağmen şüphelenmemiş
Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklamalarını gördüğünü ve İzmir'de herhangi bir kalkışma olmaması nedeniyle şüphelenmediğini dile getiren Sarısoy, sabahın erken saatlerinde eski 125. Filo Komutanı tutuklu sanık Beşir Kanat'ın arayarak bir görev olabileceğini söylediğini kaydetti.
Sarısoy, savunmasını şu şekilde sürdürdü:
'Beşir Kanat aradı. Motor çalıştırmamızı söyledi. Ayrıntıları bildireceğini söyledi. 06.45 gibi motor çalıştırdık. Helikoptere 2 sivil şahıs geldi. Herhangi bir bilgim yok kim olduklarına dair. Beşir Kanat 06.50'de tekrar aradı. 'Harekat Komutanının emri. Akıncı'ya götür' dedi. Bir kaos durumu var ortada. Bu şekilde şüpheli emir var. Ben kalkmayacağımı söyledim arkadaşlara. Onlar da aynı şeyi düşündüklerini söyledi. Emrin açık olmaması, 2 kişiyi tanımamam, Ankara'da kalkışma olması, gidilecek yerin Ankara olması ve Akıncı Üssü'nün Ankara'daki tek üs olması nedeniyle kalkış yapmak istemedim. Yakıtım yeterli olmasına rağmen 'Yakıtım yok' dedim. Amacım zaman kazanmak ve üs içerisinde iyi niyetli olan birilerinin olaya müdahale etmesini beklemekti. 2 sivil bizimle hiç konuşmadı. Sonrada amiral olduklarını anladığım kişiler bana kendilerini tanıtsalardı keşke. İçeride 24 dakika bekledik.'
Sonradan amiral olduğunu öğrendiği kişilerin kurtarılması esnasında kendilerine silah çeken kişilere 'Motoru susturmaya çalıştığını, sakin ol.' anlamına gelen hareketler yaptığını anlatan Sarısoy, helikopterden inince çok şaşkın olduğunu ve 'Kimsiniz, ne yapıyorsunuz, bunlar kim?' şeklinde sorular sorduğunu kaydetti.
Polislere bildiklerini anlatmak üzere şubeye gittiğinde tutuklandığını savunan Sarısoy, 'At iziyle it izinin birbirine karıştığı anda belki de bu kaçınılmazdı. Ama gerçeğin ortaya çıkması lazım artık.' dedi.
Sarısoy, 'Benim Akıncı'ya gidecek yakıtımın olduğu tespit edilmiştir. Amirlerimin verdiği kısıtlı bilgilere, benim yaptıklarıma ve tanık ifadelerine bakıldığında darbe girişimi gibi bir kastım olmadığı görülür. 24 dakika kalkış yapmayarak belki de büyük bir felaketi önledim. Darbe girişiminin belinin kırılması sabah 9'dur. Bu kararı verdiğimde darbe girişiminin beli daha kırılmamıştı. Askerlik bilincim istismar edilmiş olmasına rağmen darbe girişimine katkı sağlamadım. Bu olayların içerisinde istemeden kaldım. Suçsuzum'. şeklinde konuştu.
16 Temmuz 2016 sabahı yaşananlar izletildi
Savunmasının ardından Sarısoy'a Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında 16 Temmuz 2016 sabahı yaşananların görüntüleri izletildi.
Mahkeme Başkanının 'İlk emri uygulamışsın, ikinci emri uygulamamışsın. İlk emirden niye şüphelenmiyorsun? ya eli kanlı güvenlik ekibini almaya gidiyorsan?' sorusuna Sarısoy, 'Amirlerimiz 'Biz emir-komuta zinciri içerisindeyiz' diyor. Demiraslan için 'Darbeyi önlemeye çalışıyor.' deniyor. Bana bir sıkıyönetim mesajı ulaşmadı. 'Bu işin içinde misin değil misin?' diye sorulmadı. Hiçbir emare yok. Şüpheleneceğim hiçbir şey yok. Amirlerime sonsuz mu güveniyordum? Hayır. Yıllardır birlikte çalıştığımız insanlar. Yüzde yüz mü güveniyordum amirlerime değil. Yüzde 90. Yüzde 10'luk ihtimal için de üssü terk edemedim.' yanıtını verdi.
Sarısoy, Mahkeme Başkanının 'Helikopterdeki şahıslara kim oldukların niye sormadın?' şeklindeki sorusu üzerine şunları kaydetti:
'Ön koltukta kumandaları tutuyorum. Orayı bırakamam. Soruyorum 'Kimsiniz?' diye. Yüzüme bakıp geri çeviriyorlar kafalarını. Türkçe bilmiyorlar mı diye düşündüm. İngilizce konuşmayı düşündüm. Helikopterin kalkmasını bekliyorlar.'
Tutuklu sanık Sertaç Yıldırım, darbe girişimi akşamı eski Misafir Askeri Personel Kol Komutanı Hava Binbaşı Pilot Nihat Kafes'in kendisini aradığını, bir görev verileceğini söyleyerek üsse çağırdığını kaydetti.
Emir üzerine üsse geçtiğini ve görevin mahiyetini sorguladığını belirten Yıldırım, komutanlıkta televizyonu açtıklarında gördükleri haberler üzerine yapılan tek yorumun 'olası terör saldırısı' olduğunu, o akşam kendilerine 2 emir iletildiğini, ilkinin üssün güvenliği için Ege Ordu Komutanlığına giderek güvenlik personelini almak, diğerinin de 16 Temmuz sabahı Akıncı Üssü'ne gitmek olduğunu belirtti.
Ege Ordu Komutanlığına gittiklerinde güvenlik personeli olmadığı için boş döndüklerini dile getiren Yıldırım, şöyle konuştu:
'Pistteki Muharebe Arama Kurtarma (MAK) personelinin kendi aralarındaki konuşmada 'üst düzey terörist almaya gidiyoruz' denildiğini duydum. Hasan Hüseyin Demiraslan'ın darbeyi önlemeye çalıştığına dair söylemler vardı. Bu kalkışmanın içinde olmadığımızı düşündüm. 16 Temmuz sabahı eski 125. Filo Komutanı tutuklu sanık Beşir Kanat görev verileceğini söyleyerek motorları çalıştırmamızı istedi. 2 sivil şahıs geldi. Helikoptere bindirildi. Kendilerine kim olduklarını sorduk. Yanıt vermediler. Göz kontağı kurmaya çalışıyoruz. Kafalarını bizim olduğumuz yöne çevirmediler bile. Ramazan Elmas'ın emriyle Akıncı'ya gideceğimiz söylendi. Darbeciler tarafından kullanıldığını biliyorum Akıncı'nın. Gitmeme kararı aldık, 'yeterli yakıt yok' dedik. Beşir Kanat yakıt göndereceğini söyledi.'
Beklediklerini ve 25 dakika boyunca emri yerine getirmediklerini söyleyen Yıldırım, hakkındaki suçlamaları reddederek, 'Ramazan Elmas'tan doğrudan emir almadım. Beşir Kanat'tan aldım. 2 emir aldım. Ege Ordu Komutanlığına ve Akıncı Üssü'ne gitme. Yakıtın yetersiz olduğunu söyledik. 15-16 Temmuz'da Ramazan Elmas'ın ne sesini duyduk, ne yüzünü gördük. Elmas'a Beşir Kanat'ın karşı çıkması gerekirdi. Biz Kanat'a karşı çıktık. Hain darbe girişimiyle hiçbir alakam yoktur. Çok sevdiğim mesleğimden ihraç edildim.' dedi.
Tutuklu sanık uçuş teknisyeni eski astsubay Ercan Kocakaya ise darbe girişimi akşamı üsse çağrıldığını, kendilerine 2 helikopter hazırlamaları yönünde emir verildiğini belirterek pilot Müjdat Sarısoy, Sertaç Yıldırım ile verilen emir doğrultusunda güvenlik personeli almak için Ege Ordu Komutanlığına gittiklerini kaydetti.
Kocakaya Ege Ordu Komutanlığında güvenlik ekibinin olmaması üzerine geri döndüklerini belirterek o akşam MAKçıların arasında 'terörist başını almaya gidiyoruz' şeklinde konuşmalar duyduğunu ifade etti.
Komutanları Beşir Kanat'ın televizyondaki haberler üzerine 'Emir-komuta zincirindeyiz' dediğini söyleyen Kocakaya, 16 Temmuz sabahı kendilerine Akıncı Üssü'ne gitme emri verildiğini belirtti.
Kocakaya, 'Sarısoy, helikopteri çalıştırdı. Sivil 2 kişi bindi helikoptere. Siviller gayet rahat görünüyordu. Akıncı'ya götürme emri verildi. Televizyon ve sosyal medyadaki haberlerde Akıncı'nın durumunu biliyoruz. Gitmeme kararı aldık.' dedi.
Kocakaya hakkındaki suçlamaları reddederek, 'Gece boyunca emir aldığım söylenen Ramazan Elmas'ı tanımam. Hain kalkışmaya karşı gelen ender kişilerden biri olmama rağmen tutuklandım.' dedi.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'İzmir Darbe Yapılanması 270 sanık' davası
(08 Nisan 2017, 18:04)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: