Tam
EskidenYeniye
 

Fetö Valileri davası başladı

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) "mülkiye" yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında haklarında üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile çeşitli oranlarda hapis cezası istemiyle dava açılan ve aralarında eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın da bulunduğu 15 eski vali ve kaymakamın yargılandığı dava başladı. Eski Vali Mutlu duruşmada 'Ne İsa'ya ne Musa'ya yaranabildim' dedi. FETÖ lideri Gülen'le 2012'de hasta olduğu dönemde telefonda 1 kez konuştuğunu savundu, "Ben Gülen'i aramadım, Dumanlı beni kumpasa getirerek, beni aradı ve bu görüşme gerçekleşti" dedi. Mutlu, Silopi ve Şırnak'taki görevlerini anlatırken ağladı. Davada savunma yapan eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ise, FETÖ'cü emniyet müdürlerinin 17 Aralık operasyonunu nasıl öne çektiklerini anlattı: "17 Aralık öncesiydi. İçişleri Bakanı Muammer Güler aradı. 'Rıza Sarraf denilen iş adamının kendisini arayarak, etrafında kılıksız şahıslar gördüğünü, hayati tehlike derecesinde korktuğunu' söylediğini aktararak bu durumu araştırmamı istedi. Ben de İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbal'a söyledim. O da ekipleriyle Saraf'ın gittiği yerlerde araştırma yaptı. Meğer Mali Şube de Rıza Sarraf'ı o günlerde takip ediyor ve operasyona hazırlık yapıyorlardı." Çapkın, MİT krizini de anlattı: "Başbakanımız ikinci ameliyatına gireceği gün Erol Demirhan ile Yurt Atayün ellerinde bir kararla geldiler. Savcılık mı mahkeme mi hatırlamıyorum. MİT krizinden bir gün önceydi. Kararda Hakan Fidan'ın da aralarında bulunduğu üst düzey MİT görevlilerinin telefonlarının dinlenmesi isteniyordu. Bunu görünce çıldırdım..." 3 gün süren duruşmalar sonunda mahkeme, mevcut delil durumu, sanıkların üzerlerine atılı suçun vasfı ve niteliği, adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı gerekçesiyle, aralarında eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ve eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın da bulunduğu 4 şüpheli hakkında oy çokluğuyla, diğer şüpheliler hakkında da oy birliğiyle tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Duruşma, 18 Aralık'a ertelendi.

Önceki haber title=Sonraki haber

27.08.2017 15:29 Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) "mülkiye" yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında haklarında üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile çeşitli oranlarda hapis cezası istemiyle dava açılan ve aralarında eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın da bulunduğu 15 eski vali ve kaymakamın yargılandığı dava başladı. Eski Vali Mutlu duruşmada 'Ne İsa'ya ne Musa'ya yaranabildim' dedi. FETÖ lideri Gülen'le 2012'de hasta olduğu dönemde telefonda 1 kez konuştuğunu savundu, "Ben Gülen’i aramadım, Dumanlı beni kumpasa getirerek, beni aradı ve bu görüşme gerçekleşti" dedi. Mutlu, Silopi ve Şırnak'taki görevlerini anlatırken ağladı.

23.08.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklanan Eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ile Eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın da aralarında bulunduğu 14'ü tutuklu 15 eski vali ve kaymakamın yargılaması başladı. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu karşısında bulunan salondaki duruşmada 13 sanık hazır bulundu. Mutlu ile Çapkın sanık sandalyesinde ön sırada yan yana oturdu. Mahkeme başkanı, kimlik tespitinin ardından sanıklar hakkında iddia edilen suçlamaların özetini okudu.

BİROL KURUBAL

İstanbul 30'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararıyla Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu karşındaki duruşma salonunda görülen davada, ilk olarak Kadıköy eski Kaymakamı Birol Kurubal savunma yaptı. Meslek hayatında disiplin cezası dahi almadığını öne süren sanık Kurubal, "Kimse Yok mu adlı derneğe bağış yapmışım. Resmi gazetede yayınladığı üzere adı geçen kurum, kamuya yararlı dernek statüsüne girmiştir. Söz konusu bu dernek o dönem örgütle iltisaklı olarak anılmıyordu. Benim eşim ev hanımıdır, kontörlü telefonu yoktu. Benim telefonumla Kimse Yok mu derneğine SMS göndererek bağış yapmıştır. Keşke yargı kararıyla cep telefonu görüşmelerim dinlenmiş olsaydı, o zaman burada olmayacaktım" dedi.

Sanık Kurubal, iddianamede İstanbul'daki ana darbe davasının sanıklarından eski Tuğgeneral Özkan Aydoğdu'nun telefonuna bir çağrı gönderdiğinin tespit edildiğini belirterek, "Özkan Aydoğdu 30 Ağustos 2015 Zafer Bayramı törenlerinden sorumluydu. Ben de provalarda bir sorun çıkmaması için numarasını aldım. O da benim numaramı kaydetsin diye telefonuna çağrı gönderdim. Bu nedenle kendisiyle muhatap olmak zorunda kaldım. Önce tahliyemi daha sonra beraatimi talep ediyorum" ifadelerini kullandı.

"Parlatılmadım, bertaraf edilmek istendim"

Sanık Kurubal'ın ardından Bağcılar eski kaymakamı Erdal Çakır'ın savunmasına geçildi. Sanık Çakır, iddianamede kendisinin örgüt tarafından donanımlı hale getirildiğini ve Bağcılar'a atanarak parlatılmak istendiğine yer verildiğini anlatarak, "Mesleğe Eskişehir'in Nihalgazi ilçesinde başladım. Daha sonra Anadolu'nun birçok kırsalında görev yaptım. Bağcılar İstanbul'un en gelişmemiş ilçesidir. Hükümet konağı dahi yoktur. İddianamede Bağcılar kaymakamlığının benim için çok önemli bir görev yeri olduğu söylenmiş. Aksine Bağcılar'dan tayinim çıksın diye iki kez teşebbüsüm olmuştur. Belirtilenin aksine bu ilçenin benim için hiçbir önemi yoktur. Ben Bakanlığın düzenlediği seminer ve eğitimlere bile en az çağrılan birisiyim. Parlatılmış değil aksine bir güç tarafından önü kesilen bertaraf edilen birisiyim. Bank Asya'da bireysel emeklilik hesabım vardı. Emeklilik hesabını başka bir bankaya taşımak istedim ancak o zaman banka kuralları gereği maddi kayba uğrayacaktım. 2 yıllık sözleşme süresinin sonunda 2015'de bireysel emeklilik hesabımı başka bir bankaya aktardım. 2011'de 1 defaya mahsus olmak üzere Kimse Yok mu derneğine bağış yapmıştım. O dönem bu dernek Bakanlar Kurulu kararıyla resmi bir statüdeydi" dedi.

"Evraklar gelsin öyle açıklayacağım"

İddianameye göre ByLock kullanıcısı olduğu tespit edilen eski merkez valisi Fatih Şahin, "Darbe girişimini evde otururken televizyondan öğrendim. 2013 yılında merkeze çekildim. Son 3 yıldır ailemle ilgileniyorum, pek kimseyle görüşmedim. Kesinlikle FETÖ üyesi değilim. Karaman'da görevliyken bazı arazileri FETÖ ile iltisaklı kurumlara usulsüz şekilde kullandığım iddia ediliyor. Söz konusu suçlamaya ilişkin evraklar dosyaya ulaştığı takdirde savunma yapacağım. Yine Karaman'daki memur atamalarında usulsüzlükler yaptığım iddia edilmiş. Atama yapma yetkimiz zaten yoktu, biz atanmış kişileri görevlendirmesini yapardık. Kimseye farklı bir muamele yapılmamıştır" diye konuştu.

"Kimse Yok mu bağışını baldızım yapmış"

Sancaktepe eski kaymakamı Feyzullah Özcan, "Geçmiş yıllarda her mülki idare amirine 10 hat alma hakkı tanınmıştı. Ben de bu uygulamadan faydalandım. Bu hatların bir kısmını çocuklarıma bir kısmını da yakınlarıma verdim. Verdiğim kişilerden biri de baldızımdır. Bu hatlar kendi arasındaki görüşmelerde avantajlıydı ve herkes kendi faturasını kendisi ödüyordu. Hatlardan birini verdiğim baldızım, Kimse Yok mu adlı derneğe SMS ile yardım göndermiştir. Bu nedenle yardımı ben yapmışım gibi görünmektedir. Sancaktepe kaymakamlığına atanmayı ben istemedim, orada görevlendirildim. 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanımızın kamu kurumlarında tedbir alın talimatı üzerine kaymakamlığa gittim. Gerekli önlemeleri aldım, takviye ekip istedim" ifadelerini kullandı.

Kurubal, 25 yıllık görev hayatı boyunca herhangi bir ceza ve idari soruşturma geçirmediğini aksine takdir belgeleriyle ödüllendirildiğini söyleyerek Kadıköy Kaymakamlığı'na atanmasının da kendisinin talebi doğrultusunda gerçekleşmediğini söyledi. FETÖ ile iltisaklı derneklere bağışta bulunduğu yönündeki suçlamaya yönelik şunları söyledi; "Eşim, Kimse Yok mu Derneği'ne 2011 yılında 2 adet SMS atarak bağışta bulundu. Ancak o tarihte söz konusu dernek, Bakanlar Kurulu Kararıyla 'kamuya yararlı dernekler' statüsünde bir dernekti ve resmi gazetede de yayınlanmıştı. Ayrıca, dönemin yöneticileri de bağışta bulunulması konusunda teşvik edici açıklamalar yapıyordu. O dönem terör örgütü ile bağlantısı ortaya konulmamış bir derneğin bugün terör örgütü olarak gösterilerek bizlerin suçlanması, devletin vatandaşına tuzak kurması anlamına gelir" dedi. Kurubal, HTS kayıtlarında görüştüğü kişilerin ise tamamının meslektaşı olduğu çoğunun da şuan burada olduğunu söyledi.

ERDAL ÇAKIR

Tutuklu sanık Eski Bağcılar Kaymakamı Erdal Çakır da, Kimse Yok mu Derneği'ne 2011 yılında SMS olarak bir kez bağış yaptığını belirterek, o da söz konusu derneğin o dönemde Bakanlar Kurulu Kararıyla "kamuya yararlı dernekler" statüsünde yer aldığını söyledi. İddianamede kendisinin parlatılarak Bağcılar Kaymakamlığı'na getirildiğinin ifade edildiğini belirten Çakır, "Bağcılar, 22 kilometre kare alan içinde 700 bin nüfusa sahip ve en çok Suriyeli'nin yaşadığı bir ilçedir. Kaymakamlık makamı da, altı market üstü overlokçu olan bir binada yer almaktadır. Bu nedenle parlatılıp buraya getirildiği iddiasını kabul etmiyorum. Bilakis önümün kesildiğini düşünüyorum. 2 kez de tayin istemiştim" diye konuştu. Çakır, Bank Asya'daki hesabının ise bireysel emeklilik hesabı olduğu, bu hesabı17-25 Aralık sürecinden sonra başka bankaya aktarmak istediğini ancak birikimden yararlanamayacağı için 2 yıl bekletildiğini daha sonra ise hesabını başka bir bankaya aktardığını anlattı.

FATİH ŞAHİN

Daha sonra Eski Muğla Valisi Fatih Şahin savunmasını yaptı. Okul ve meslek hayatı boyunca FETÖ ve herhangi bir yapılanmayla bir ilişkisinin olmadığını öne süren Şahin, çalışmalarının tamamımın anayasal çerçevede yürüttüğünü söyledi. Şahin, defalarca mülkiye müffettişlerince incelendiğini ancak kendisiyle ilgili FETÖ bağlantılı bir hususa rastlanmadığını iddia ederek, bu konuyla alakalı hakkında herhangi bir şikayetin olmadığını öne sürdü. Darbe girişimini desteklemesinin mümkün olmadığını savunan Şahin, "TBMM'nin bombalanması, bütün Türk halkının bombalanması demektir. Bunu yapanların en ağır cezaya çarptırılmasını istiyorum" ifadesinde bulundu. Meslek hayatı boyunca bir kişiyi bile kamu kurumlarına yerleştirmediğini iddia eden Şahin, Türkçe Olimpiyatları için para aktardığı suçlamasını kabul etmediğini söyledi. Şahin ByLock kullanmadığını öne sürerek tahliyesini talep eti.

FEYZULLAH ÖZCAN

Daha sonra Eski Sancaktepe Kaymakamı Feyzullah Özcan savunmasını tamamladı. Özcan, "Geçmiş yıllarda her mülki idare amirine 10 hat alma hakkı tanınmıştı. Ben de bu uygulamadan faydalandım. Bu hatların bir kısmını çocuklarıma bir kısmını da yakınlarıma verdim. Verdiğim kişilerden biri de baldızımdır. Bu hatlar kendi arasındaki görüşmelerde avantajlıydı ve herkes kendi faturasını kendisi ödüyordu. Hatlardan birini verdiğim baldızım, Kimse Yok mu adlı derneğe SMS ile yardım göndermiştir. Bu nedenle yardımı ben yapmışım gibi görünmektedir. Sancaktepe kaymakamlığına atanmayı ben istemedim, orada görevlendirildim. 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanımızın kamu kurumlarında tedbir alın talimatı üzerine kaymakamlığa gittim. Gerekli önlemeleri aldım, takviye ekip istedim" ifadelerini kullandı.

GÜRKAN POLAT

Daha sonra Eski Mülkiye Başmüfettişi Gürkan Polat savunmasını tamamladı. Polat da, parlatıldıkları ve örgütün amacı doğrultusunda hareket ettikleri yönündeki suçlamaları kabul etmeyerek tahliyesini istedi.

HALUK NADİR

Duruşma, eski İstanbul Vali Yardımcısı Haluk Nadir'in savunmasıyla sürdü.

HÜSEYİN ÇAPKIN

Duruşmada Eski İstanbul İl Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın savunmasını tamamladı.

KAPALI DURUŞMA TALEBİ REDDEDİLDİ

Çapkın, savunmasına başlamadan önce avukatı Fahrettin Karagöz mahkemeye, görüntülü ve sesli delil dinleteceği gerekçesiyle duruşmanın kapalı görülmesini talep etti. Mahkeme avukat Kocagöz'ün bu talebini CMK'nın 182 ve 206/2 a-b maddeleri gereğince reddine karar verdi. Daha sonra savunmasını yapan Çapkın, MİT krizinden 17 Aralık kumpasının nasıl erkene çekildiği ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

"TIPKI YAVERLERİN GENERALLERİ DERDEST ETTİĞİ GİBİ FETÖ'CÜ EMNİYET MÜDÜRLERİ DE BENİ SIRTIMDAN BIÇAKLADILAR"

Hakkında yeterli delil ve ifade olmadığı halde örgütün hiyerarşik yapısında yer aldığı iddiasıyla hakkında ağır ceza istendiğini belirten Çapkın, şunları anlattı: "Bylock kullanmadığım, çocuğumu iltisaklı okullarda okutmadığım, Bank Asya'ya para aktarmadığım net bir şekilde ortaya çıkmıştır. 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimi yaşandıktan sonra FETÖ ile ilgili elde edilen bilgi ve birikime bakılarak, benim 17 Aralık 2013'ten önce bunları bilmememin hayatın olağan akışına aykırı diye suçlanmamı anlamış değilim. 15 Temmuz'da görüldü ki en tepedeki generalin yılarca yanlarında çalıştırdığı yaverler, subaylar tarafından silahla zor kullanarak derdest edildiler. Tıpkı beni de sırtımdan bıçaklayan FETÖ'cü polis müdürleri gibi. Ben bunları neden tespit edemedim diye suçlanıyorum hem de en ağır şekilde" dedi.

"BUNLAR BENİ SIRTIMDAN VURDULAR"

Çapkın, 30 Ağustos 2016 tarihinde gözaltına alındığını ve FETÖ'cü Nazmi Ardıç ile Eski KOM Daire Başkanı Mehmet Yeşilkaya'nın aleyhindeki ifadesinin ardından tutuklandığını belirterek devamında şunları söyledi: "Mehmet Yeşilkaya (FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu KOM dairesi eski başkanı) ifadesinde 17 Aralık operasyonun olduğu sabah beni aradığını ancak telefonumun kapalı olduğunu söylemiş. Meslekten gelen bir alışkanlıkla telefonum aldığım günden itibaren 24 saat hep açıktır. 17 Aralık'tan sonra Yakub Saygılı ve Nazmi Ardıç (FETÖ'den tutuklu eski emniyet müdürleri) "Biz yolsuzluk operasyonu yaptık, darbe yapmadık. Hatta operasyonları haber vermediğimiz müdürümüz bile bize hak verdi" diye kendi kanallarında açıklamalar yaparak beni de kendi yanlarındaymış gibi göstermeye çalıştılar. Benim, "Bunlar beni sırtımdan vurdular" diye yaptığım açıklamam manşetten yayınlanınca ise Nazmi Ardıç, 'Sen öyle yaparsan al sana… Biz zaten batmışız, seni de yakarız' şeklinde tutuklandıktan sonra resmi ifadeler vermeye başladılar. Kim bilir hangi abilerinden emir aldılar" dedi.

Bu durumun "Tam bir FETÖ taktiği" olduğunu ifade eden Çapkın, "Mehmet Yeşilkaya bunların hemen görevden alınması gerektiğini asla söylemedi. 'Bunlar böyle böyle bir şey yapacaklar hemen görevden alalım' dese alırdım, niye almayalım ki? Almazsam o zaman bana FETÖ'cü de desinler başka bir şey de desinler" diye konuştu.

Mahkeme başkanının, "Sizin bunları görevden alma yetkiniz yok muydu?" şeklindeki sorusuna Çapkın, "Var. FETÖ'cü olduklarını o dönem bilmiyoruz ki. Ne yaptıklarını da bilmiyoruz" cevabını verdi.

"MUAMMER GÜLER İLE YAKIN OLDUĞUM İÇİN OPERASYON BİLGİSİNİ VERMEDİLER"

Beraber çalıştığı FETÖ'cü emniyet müdürlerinin 17 Aralık döneminde 4 tane devasa operasyonu aynı torbaya koyup, bir defada operasyon yaptıklarını belirten Çapkın, "Neden operasyon bilgisini bana vermediniz diye sorduğumda, 'mevzuat öyleydi, savcı öyle talimat verdi' diyorlar. Çünkü kendilerinden olmadığımı biliyorlar. Ben İçişleri Bakanı Muammer Güler ile çok eskiden tanışırım. Gaziantep'te birlikte çalıştık. Çocukları elimde büyüdü. Bunların bir yanlışını görürsem çocukları çağırır tokatlayacağımı bilirler. O kadar yakınım. Telefonlarımızı mutlaka dinledikleri için bunları biliyorlardı. O nedenle operasyonun bilgisini vermediler. Şimdi bunları dinlediklerini hiç bana söylerler mi? Geldiğimiz noktada bakıyorum kripto bir örgüt, bir yapı çıkıyor karşımıza. Hiç klasik polis gibi değillerdi" şeklinde konuştu.

"17 ARALIK OPERASYONUNU ÖNE ÇEKTİLER..."

Çapkın, 17 Aralık kumpas operasyonlarının nasıl öne çekildiğini de anlattı:

"17 Aralık öncesiydi. İçişleri Bakanı Muammer Güler aradı. 'Rıza Sarraf denilen iş adamının kendisini arayarak, etrafında kılıksız şahıslar gördüğünü, hayati tehlike derecesinde korktuğunu' söylediğini aktararak bu durumu araştırmamı istedi. Ben de İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbal'a söyledim. O da ekipleriyle Sarraf'ın gittiği yerlerde araştırma yaptı. Meğer Mali Şube de Rıza Sarraf'ı o günlerde takip ediyor ve operasyona hazırlık yapıyorlardı. Mali şube, İstihbarat şubesindeki polisleri görünce düşman görmüş gibi olmuşlar. Sonra da bu kripto operasyonları bozulacak endişesi ile operasyonu erken yapmaya karar verdiler. İstihbarat Müdürü hakkında da soruşturmayı sekteye uğrattığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulundular. İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbal da görevi benim verdiğimi söyledi. Ona bu görevi ben verdiğim için de sonrasında bana ulaşarak beni de tutuklamak istediler. Alelacele operasyon yapmalarının sebebi istihbarat ekiplerini fark etmeleriydi"

"OLAYIN PATLAYACIĞINI TAHMİN ETMİŞLER Kİ TAKIM ELBİSE İLE YANIMA GELMİŞLERDİ"

Operasyon olduğunda İçişleri Bakanı Muammer Güler'in kendisini aradığını dile getiren Çapkın, "Ben de şaşkınım bilgim yok dedim. İstihbarat Şube Müdürü Ahmet Arıbal'ı aradım onun da bilgisi yoktu. Nazmi Ardıç'ı aradım 'bizim operasyonumuz' dedi. bağırdım çağırdım, yanıma gelmelerini söylerim. O ve Yakup Saygılı, olayın patlayacağını tahmin etmişler ki takım elbise ile yanıma gelmişlerdi hatta bilgi notunu bile hazırlamışlardı" diye konuştu.

Çapkın, burada eski İçişleri Bakanı Güler'in tekrar kendisini aradığını, sorulan sorulara söz konusu iki şube müdürlerine sorarak Güler'e cevaplar verdiğini belirterek, şöyle devam etti: "İkisine 'bu durum sizi yakacak' dediğimde, Nazmi Ardıç, 'Herşeyi göze aldık' dedi. Saygılı da başını salladı. Herşeyi göze alarak, amirlerinden habersiz savcılarla birlikte dar bir kadro ile bunu yaptıkları ortaya çıktı. Tarihte ilk kez poliste bir paralel bir yapılanmayla yüzyüze geldiğimizi anladık. Daha sonra tüm Türkiye'de karşılaştık"

"BAŞBAKANIMIZ AMELİYATA GİRECEĞİ GÜN ELLERİNDE BİR KARARLA GELDİLER..."

Çapkın, "Başbakanımız ikinci ameliyatına gireceği gün Erol Demirhan ile Yurt Atayün ellerinde bir kararla geldiler. Savcılık mı mahkeme mi hatırlamıyorum. MİT krizinden bir gün önceydi. Kararda Hakan Fidan'ın da aralarında bulunduğu üst düzey MİT görevlilerinin telefonlarının dinlenmesi isteniyordu. Bunu görünce çıldırdım... 'Siz iki kurumu birbirine mi düşüreceksiniz. Bu aklı savcıya yoksa siz mi verdiniz' diye bağırdım. Sonra da savcıya gidip nasıl aldıysanız o şekilde bu kararı kaldırın dedim. Ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Kısıklı da görüştüm. Konuyu anlattım. Dinleme kararını gösterdim, şaşırdı. 'İdris'e söyleyin (Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin) üçünü de yani Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün ve Erol Demirhan'ı görevden alsınlar' dedi. Ancak o dönem FETÖ ile mücadele sert olmadığı için bu üç müdür de Ankara'da farklı görevlere getirildi. Bir süre sonra Yurt Atayün İstanbul'a idari kararla geri döndü" dedi.

"CUMHURBAŞKANI'NA SORSUNLAR, EĞER FETÖCÜ DERSE SAVUNMA YAPMAYI BIRAKACAĞIM"

FETÖ'cü olmadığını belirten Çapkın, "Dört buçuk yıl İstanbul Emniyet Müdürlüğü yaptım. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yan yana çalıştım. FETÖ'cü olup olmadığımı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sorsunlar. Eğer FETÖ'cü derse savunma yapmayı bırakacağım. 1984 yılından beri beni kim hangi göreve getirmiş bellidir. Şükür hepsi yaşıyor. Tanık olarak dinlenebilirler" dedi.

"BEN MÜLKİYELİ DEĞİLİM Kİ, MÜLKİYE YAPILANMASI İÇİNDE OLAYIM"

"Hüseyin Avni Mutlu ile 3 yıl vali emniyet müdürü olarak çalıştım. 3 yıl içinde bayramda kandilde 7-8 kez telefon görüşmüşüm. Bence az bile yapmışız. Benim ihmalimin olduğunu düşünüyorum. Ben mülkiyeli değilim ki, mülkiye yapılanması içinde olayım. Çocukluğumdan beri polisim. FETÖ parlatması bir kaymakam hiç olmadım hep polistim" dedi.

DURUŞMA ERTELENDİ

Eski emniyet müdür Hanefi Avcı'nın bir televizyon programında kendisiyle ilgili FETÖ ile ilgisinin olmadığını söylediğini beliren Çapkın, Avcı'nın bu ifadelerinin dosyaya delil olarak girmesini talep etti. Çapkın, savunmasını sonunda tahliyesini ve beraatini istedi. Duruşma yarına ertelendi.

"Dişimle tırnağımla geldim"

Mülkiye yapılanması dosyasında yargılanmasını eleştiren Çapkın "Ben kaymakamlıktan gelme değilim, patlatılmadım, mülkiyeden değilim ki mülkiye yapılanması içinde olayım. Dişimle tırnağımla yükseldim. Hüseyin Avni Mutlu ile 3 yıl vali-emniyet müdürü olarak çalıştım. 3 yıl içinde 7 telefon görüşmesi tespit edilmiş. Bence az bile yapmışız. Benim ihmalim olduğunu düşünüyorum" dedi.

İfadesini tamamlayan Çapkın'a avukatı Fahrettin Kocagöz "16 Aralık gecesi neredeydiniz? KOM ve Mali Şube ekipleri 17 Aralık operasyonunu gerçekleştirecek güce sahipler miydi?" diye sordu. 16 Temmuz gecesi geç saatlere kadar Asayiş Şube'deydim. Sonrasında bakıyorum operasyonu yapan ekipler başka birimlerden gizli gizli destek ekip istemişler ama Asayiş Şube'den istememişler" diye yanıt verdi.

Duruşmaya yarın İstanbul eski valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun savunmasıyla devam edilecek.

24.08.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklanan eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ile eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın da aralarında bulunduğu 14'ü tutuklu 15 eski vali ve kaymakamın yargılamasına devam edildi. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu karşısında bulunan salonda başlayan duruşmanın ikinci gününde 14 sanık hazır bulundu.

HÜSEYİN AVNİ MUTLU


Duruşmada, Eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu savunmasını tamamladı.

Hakkında, "Anayası ihlal", "Hükümeti devirmeye teşebbüs" ve "TBMM'yi ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlarından 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile "Silahlı terör örgütü üyeliği" ve "Terörizmin finansmanının önlenmesi kanununa muhalefet" suçlarından da 7,5 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası talep edilen Hüseyin Avni Mutlu, "Hayatımın 10 yılını terörle mücadelede geçirmis vali olarak terör örgütü üyeliği basta olmak üzere tüm suçlamaları reddediyorum. 15 Temmuz günü darbeye teşebbüs edenleri, tüm destekçilerini şiddetle lanetliyorum, hayatını kaybedenleri rahmetle anıyorum" dedi.

GÖZYAŞLARINA HAKİM OLAMADIĞI ANLAR

Silopi'de ve Şırnak'taki vali yardımcılıkları döneminde terörle mücadelede geçirdiği yoğun günleri anlatan Mutlu, "İl ve ilçelere saldıran 200 kişilik terör grupları ile güvenlik güçleri arasındaki çatışmalarda kaleşnikof sesleri vızıltı gibi geliyordu. Hasan Tahsin kucağımda, ağladı. Oğuzhan annesinin kucağında patlamanın korkusuyla irkilirdi" diyerek çocuklarının o günlerden kalma rahatsızlıklarının devam ettiğini söyledi. Mutlu, bu anları anlatırken göz yaşlarına da hakim olamadı.

"CEZAEVİNDE, BİR DEMET NANE BİR DEMET MAYDANOZ BİR DE LİMONLA BAHARI YAŞADIK...

Ailesinden aldığı terbiye üzerine hep devletin yanında olduğunu dile getiren Mutlu, "13 ay sonra huzurunuzdayım. 13 ay boyunca 4 mevsimi cezaevinde geçirdim. İstanbul'a baharlar gelip lalelerinin her tarafı süslediği Mart ve Nisan aylarında, bir bardak içine bir demet nane, bir demet maydanoz ve bir tane limon koyarak manzaramızı zenginleştirip camın önünde baharı öyle yaşadık" dedi.

"SİYAH ÇORABI GÖZ BANDI YAPARAK UYUDUM..."

Cezaevinde 13 ay boyunca gökyüzünde yıldız görmeden gecelerini geçirdiğini söyleyen Mutlu, koğuşun üstündeki projektörlerin yoğun aydınlatması sonucu gece uyuyamadığını bunun içinde siyah çorapla yaptığı göz bandıyla uyumaya çalıştığını söyledi. Sesinin güzel olduğunu belirten Mutlu, cezaevinde daha çok "Aldırma gönül" ve "Akşam oldu hüzünlendim ben yine" şarkılarını severek söylediğini ifade etti.

Bugün işsiz bırakılmış bir vali olduğunu belirten Mutlu, "Ailem geçen ay maaş alamadı. Meslekten çıkarılmış bir idareciyim" dedi.

"DARBE KARŞITI TWEETLER ATTIM"

Mutlu daha sonra iddialara ilişkin savunmasını yaptı. 15 Temmuz darbe girişiminde Altınoluk'ta evinde olduğunu ve saat 23.00 sıralarında olayı haberlerden öğrendiğini belirterek, o gece darbe karşıtı attığı tweetleri okudu. Örgüte ait gazete ve dergi aboneliği olmadığı, 17 yıldır da aynı telefonu kullandığını, Bylock kullanmadığını belirten Mutlu, "Herşeyimiz incelendi. Şeffaf olduğum görüldü. Bu yapıyla bir ilişkim asla olmadı. Hayatım boyunca anayasa ve hukuka bağlı kaldım. İddianamede FETÖ/PDY üyeliğine ilişkin somut bir delil yoktur" dedi.

"VALİ OLARAK HERKESLE GÖRÜŞMEM NORMAL"

İddianamede kendisine yönelik suçlamaların yarısının İçişleri Bakanlığı'nın 2016 tarihli araştırma raporundan alındığını belirten Mutlu, raporda yer alan ve FETÖ üyeleri olduğu belirtilen kişilerle irtibatına ilişkin ise şunları söyledi, "Sorumlu düzeyde 5 kişiyle telefon irtibatımdan bahsediliyor. Ancak bu konuda kimlerle olduğu konusunda açıklama yapılmıyor. Çatı davasında adı geçen 5 kişiyle ilgili de Şerif Ali Tekalan, Mustafa Yeşil, Talip Gül, Mustafa Özcan ve hatırlayamadığım bir kişidir. Bu kişiler rektörler ve valilik itibariyle tanışıyorum. Rehberimdeki kişi sayısı 3 bin 200'dür. Diğer kişilerin hiçbirinde örgüt iltisakları yoktur. Vali olarak herkesle görüşmem çok normaldir. Bu şahısların bugün sorunlu insanlar olmasını tahmin etmem mümkün değildir" dedi.

"AKIN ÖZTÜRK'Ü GÖREV GEREĞİ TANIYORUM"

Ana darbe davası ile Akıncılar Üssü davasının baş sanıklarından olan eski Orgeneral Akın Öztürk'ün rehberinde kayıtlı olduğunu belirten Mutlu, "Diyarbakır Valiliğim döneminde o da hava üst komutanlığında Korgeneraldi. İki telefon görüşmesi olmuş bunlarda bayram ve kandildir. Bekir Kalyoncu ve Salih Zeki ile de mesai yaptık birçok asker kişilerle hala görüşüyorum. Lehe delil olması gerekiyor ancak bunlara yer verilmemiş" diye konuştu.

"BYLOCK'U ÖNCELERİ SORSALAR İNGİLİZ BİRİ ZANNEDERDİM"

Hergün 1 saat telefon görüşmesi yapan bir kişi olduğunu belirten Mutlu, görüştüğü bazı kişilerde Bylock çıkmasını bilmesinin mümkün olamayacağını söyledi. Mutlu, "ByLockun ne olduğunu önceden sorsalar İngiliz biri filan derdim. Bylock'u bu hadiseden sonra öğrendim" dedi.

"GÖREV SÜREM İÇİNDE YILLIK İZİNLERİMİN TAMAMI 20 GÜNÜ GEÇMEZ"

Siirt, Diyarbakır ve İstanbul gibi üç önemli vilayette dokuz buçuk yıl valilik yaptığını bu durumunda iddianamede örgütün stratejisi doğrultusunda gerçekleştiğinin iddia edildiğini belirten Mutlu, "Ben yurtdışına giden master doktora yapan biri değilim. 3 önemli vilayette nefes almadan çalıştım. 1 defa tek kültür ve turizm bakanıyla yurt dışına çıktım. Dokuz buçuk yıllık valilik görev sürem içinde yaptığım yıllık izinlerimin tamamı 20 günü geçmez. Bu kadar yoğun mesaide çalışan valinin parlatılarak bir yere getirilmesi suçlaması üzücüdür" ifadesinde bulundu.

"KUMPAS OPERASYONLARINDAN BİLGİM YOKTU"

17-25 Aralık operasyonlarını engellediği için dönemin savcılarından Muammer Akkaş'ın kendisi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu belirten Mutlu, dönemin Mali Şube Müdürü Yakub Saygılı'nın da ifadesinde kendisi için '18 Aralık hukuka darbe örgütünün üyesi' dediğini ileri sürdü. 17-25 Aralık operasyonları ile 7 Şubat MİT krizine ilişkin öncesinden bilgisinin olmadığını savunan Mutlu, bu konuda emniyet müdürü Hüseyin Çapkın'ın gerekenleri anlattığını söyledi. Devlet yönetiminde istihbarat zaafiyeti olduğunu ve bu şekilde gitmesi durumunda devletin kumpaslarla ve darbelerle her zaman karşı karşıya kalacağını belirten Mutlu, devletin istihbarat konusunda gerekli tedbirleri almasını gerektiğini söyledi.

"15 TEMMUZ DARBESİ OLSAYDI BU YAPI BENİ CEZAEVİNE KAPATACAKTI"

Mutlu, "Şayet 15 Temmuz darbesi gerçekleşseydi, bu yapı beni Silivri Cezaevine kapatacaktı. Bundan tereddütüm yok. Bugün bu mahkemede bu iddialarla yargılanacaktım. Ne Musa'ya ne İsa'ya yaranabiliyorum. Bu durumda ne yapmam gerekiyor Allah'a dua ediyorum ve sizin vicdanınıza teslim olmam gerekiyor. Samimiyetle sizin vicdanınıza teslim oluyorum" dedi.

"GEZİ'DE ATTIĞIM TWEETLER BARIŞÇIL GÖSTERİDE BULUNANLARA YÖNELİKTİ..."

Gezi döneminde attığı tweetlerin iddianamede aleyhine delil olarak gösterildiğini belirten Mutlu, "Attığım tweetler Kamu Denetçiliği tarafından rapor haline getirldi. Raporda benim mesajlarımın barış içinde hareket eden gruplara yönelik olduğu ifade ediliyor. Benim tweetlerim şiddet gösterenlere yönelik atılmış tweetler değildir. Bir gerçeği görmemiz gerekiyor. Barış yanlısı ile teröristleri ve şiddet yanlısını ayırmak zorundasınız. Gezi sürecinde attığım tweetlerin muhatabı galeyana gelenleri bu tuzaktan çekip alabilmektir. 9 haziran'da attığım tweetlerin hangi kitleyi hedef aldığı iyi değerlendirilmesi gerekir. Ben halkı uyaran valiyim. Tweetlerim ortada hiçbirini silmedim. Kamu Denetçiliği Ombudsmanı hazırladığı raporunda beni çalışmalarımdan ötürü övüyor" dedi.

"BAŞBAKAN DA TEŞEKKÜR ETTİ"

Mutlu, "Gençlerle dolmabahçe de görüşürken içişleri bakanını aradım. Gençlerle görüşeceğimi söyledim. O da hay hay iyi olur dedi. Devletten habersiz gençlerle toplantı yapmış değiliz. 11 Haziran'da da Başbakan grup toplantısında gençlere yönelik, "Gözlerinizden öperim gençler, artık bu işi bitirin" dedi. Başbakan orada yaptığı açıklamada çalışmalarımızdan ötürü bize de teşekkür etti" diye konuştu.

"GEZİ'DE FETÖ'NÜN OLDUĞU YÖNÜNDE İSTİHBARAT GELMEDİ"

Mahkeme başkanının, "Gezi olaylarında FETÖ'nün bir ilgisinin olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusuna Mutlu, "O gün için Gezi olaylarında FETÖ'nün olduğu yönünde herhangi bir bilgi ve bulguya rastlamadık. Bu konuyla ilgili istihbarat bir bilgi de vermedi. Bilseydik böyle bir şeye fırsat verir miydik. Buna fırsat vermemiz mümkün değildir. İstihbarat gelmeden karanlıkta yol bulamam. Teröriste sert vatandaşa ise yumuşak durdum" şeklinde konuştu.

GÜLEN İLE KONUŞMAMIZ YARIM DAKİKA SÜRMEMİŞTİR

FETÖ/ PDY Terör Örgütü Lideri Fetullah Gülen ile 2012 yılında bir kez irtibatının olduğunu kaydeden Mutlu, bir sivil toplum kuruluşunun Amerika'ya gideceğini ve Fetullah Gülen'in de hasta olduğunu söylemesi üzerine "Ben de geçmiş olsun" dileklerimi iletin dedim. O dönemde Fetullah Gülen ile ilgili olumsuz bir durum yoktu. Ben de adet ve geleneklerimize göre geçmiş olsun dileklerimi ilettim. Ekrem Dumanlı (Kapatılan Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni) beni Amerika'dan aradı ve telefonu Fetullah Gülen'e verdi. Gülen ile konuşmamız yarım dakika bile sürmemiştir. Gülen de geçmiş olsun dileklerinin kendisine iletildiğini belirterek, teşekkür etti. Ben Gülen'i aramadım, Dumanlı beni kumpasa getirerek, beni ardı ve bu görüşme gerçekleşti. Ne evvelinde ne de bu söz konusu görüşmenin ardından Gülen ile bir daha görüşmedim" dedi.

DUMANLI'YLA NASIL TANIŞTIĞINI ANLATTI

Ekrem Dumanlı ile nasıl tanıştığına da değinen sanık Mutlu, "Diyarbakır'da Zaman Gazetesi bir resim sergisi açmıştı. Ekrem Dumanlı ile burada tanıştım ve numaramı aldı ben de onun numarasını aldım. ve kendisiyle sadece bir kez görüştük bir daha da görüşmedik" diye konuştu.

GÜLEN'İN KİTAPLARI SORULDU

Evinde Fetullah Gülen ile ilgili 2 kitabın çıkmasına ilişkin de "Evimde zengin bir kütüphanem var ve her yelpazeden yaklaşık 2 bin kitabım var. Görevden ihraç edildikten 10 gün sonra gözaltına alındım. Eğer benim endişelerim olsaydı bu 10 gün süre içinde kitapları ortadan kaldırabilirdim" ifadelerini kullandı.

"DUYDUĞUM ACI VE IZDIRABI GÜNLÜKTE YAZDIM"

Oğlunu Samanyolu Özel Fen Lisesi Mezunu olduğunun sorulması üzerine Mutlu şunları söyledi: "Oğlum matematik zekası olan bir çocuktu. Ancak Fen Lisesi arzusu vardı ancak yeterli puanı bulamadı ve O dönemde Ankara'da Samanyolu Özel Fen Lisesi'ni tercih etti. Yeri gelmişken söyleyeyim 2007 yılında tutuğum günlükte de oğlumu bu liseye gönderdiğim için oğlumdan uzak kaldığım için duyduğum acı ve ızdırabı da orada yazdım. Onu da delil olarak dosyaya sunabilirim" dedi.

Şırnak ve Silopi'deki görevi sırasında terörle mücadele sürecinde yaşanan çatışmalardan eşi ve çocuklarının olumsuz etkilendiğini anlatırken duygulandığı görülen Mutlu, "Terör örgütü üyesi olarak itham edilmem, çok ağır bir suçlama. 'Terörist' diye tanımladığımız, mücadele ettiğimiz katillerle nasıl bir ortak yanım var ki bana terörist ithamında bulunuldu. Buna üzülüyorum ama devletime küsecek değilim." diye konuştu.

Mutlu, cezaevi koşullarının zorlu olduğunu belirterek, insanoğlunun tüm zorluklara alıştığını ancak haksızlığa alışamadığını söyledi.

İddianamede hakkındaki suçlamaları okuyarak, üç kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığını, 15 Temmuz darbe girişimi ile bağı olduğunun öne sürüldüğünü aktaran Mutlu, darbe girişimi gecesi Altınoluk'taki evinde olduğunu ve darbe karşıtı bir tweet attığını anlattı.

Mutlu, FETÖ üyesi olduğuna yönelik herhangi bir somut delilin iddianamede yer almadığını iddia ederek, hayatı boyunca anayasaya bağlı kaldığını savundu.

İddianamede, FETÖ üyesi olmak suçundan hakkında işlem yapılan Şerif Ali Tekalan, Mustafa Yeşil, Talip Gül, Mustafa Özcan ve ismini hatırlamadığı bir kişiyle telefon irtibatının bulunduğunu ifade eden Mutlu, söz konusu kişilerle valilik görevi gereği tanıştığını, toplamda telefonla 7 kez konuştuğunu söyledi.

Mutlu, gözaltına alındığında Akıncı Üssü davası sanığı Akın Öztürk'ün isminin telefon rehberinde olması nedeniyle kendisine soru sorulduğunu anlatarak, Öztürk'le Diyarbakır'daki görevi sırasında beraber çalıştığını ve daha sonra biri kandil, biri bayram olmak üzere kendisine iki mesaj attığını ifade etti.

FETÖ'nün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullanmadığını, bu programı da görüşme yaptığı kişilerin kullanıp kullanmadığını bilmesinin de mümkün olmadığını savunan Mutlu, "Darbeden önce bana bu programı sorsalardı, 'İngiliz biri' falan derdim. Bunu kullananlarla görüşmemin suç isnadı olarak bana yöneltilmesini kabul etmem mümkün değildir." dedi.

"Bugün işsiz bırakılan bir valiyim"

Mutlu, bugün işsiz bırakılan bir vali olduğunu ve geçen ay eşinin maaşını almadığını belirterek, "Hakkımdaki araştırma raporu çıktıktan bir yıl sonra görevden çıkarılmış bir valiyim. Muhtemelen hakkımda bu ağır iddianame kabul edildikten sonra çıkarılmama gerek duyuldu." ifadelerini kullandı.

İstanbul ve Diyarbakır'daki görevlere FETÖ'nün stratejisi doğrultusunda getirildiği iddiasını reddeden Mutlu, tüm görevlere hakkıyla getirildiğini savundu.

Mutlu, FETÖ'nün kendilerini parlatarak çeşitli konumlara getirdiği iddiasını da reddederek, şöyle devam etti:

"Master, doktora için yurt dışına giden bir vali değilim. 3 önemli vilayette nefes almadan çalıştım. Bir defa yurt dışına çıkmış bir valiyim o da Almanya'ya Turizm Bakanının ricası üzerine kendisine eşlik ettim. 9,5 yıllık valilik görevimdeki tek yurt dışı gezim budur. Görev sürem içinde kullandığım yıllık izinlerimin tamamı 20 günü geçmez. Bu kadar yoğun mesaide çalışan bir valinin parlatılarak bir yere getirilmesi suçlaması üzücüdür. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, benim de 2 yurt dışı gezisinde kendisine eşlik etmemi istemesine rağmen yoğunluk nedeniyle mazeret bildirerek katılmayan bir valiyim."

"Darbe gerçekleşseydi yine yargılanacaktım"

Görevden alınan FETÖ üyesi eski savcı Muammer Akkaş'ın 17-25 Aralık operasyonunu engellediği gerekçesiyle hakkında suç duyurusunda bulunduğunu belirten Mutlu, "17-25 Aralık dönemindeki polis müdürleri FETÖ dava sanıklarından Yakup Saygılı ifadesinde, beni '18 Aralık hukuka darbe örgütünün üyesi' olarak tanımlamaktadır. Şayet 15 Temmuz darbesi gerçekleşseydi şu an Silivri Cezaevi'ne beni bu yapı kapatacaktı. Bundan tereddüdüm yok. Bugün bu mahkemede o iddialarla yargılanmaya başlayacaktım. Ben ne Musa'ya ne İsa'ya yaranabiliyorum. Bu durumda ne yapmam gerekiyor Allah'a dua etmem gerekiyor, ediyorum ve sizin vicdanınıza teslim olmam gerekiyor ona da samimiyetle teslim oluyorum." ifadelerini kullandı.

MİT krizi sırasındaki gelişmeleri eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a konuyu aktarmasından haberinin olmadığını savunan Mutlu, İstanbul'da geleneksel olarak bu şekilde direkt olarak Başbakan'a bilgi aktarma gibi bir işleyişin olduğunu söyledi.

Mutlu, bunun büyük bir sıkıntı olduğunu öne sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ama bu, bugünün meselesi değildir. Eskiden beri baktığımızda İstanbul böyledir. Bunun da yarattığı sıkıntıların yönetim mekanizması içinde yarattığı sıkıntılar tahlil edilerek gereğinin yapılması gerekir. Mesela istihbarat daire başkanlıkları denetleniyor mu bilmiyorum. İstihbaratını denetlemeyen bir devlet yönetiminin uğrayacağı zaafiyetin, önümüzdeki her dönemde de neler olabileceğini dikkatinize sunmak istiyorum. Bu geleneksel tavır, devleti olaylardan olaylara, kumpaslardan kumpaslara, darbelerden darbelere her dönem uğratabilir. Yeni kumpaslara uğramamak için daha fazlasını burada paylaşmayacağım bunun tedbirlerinin alınması gerekiyor."

"Tweetlerim şiddete karışanlara yönelik değildi"

Gezi Parkı odaklı eylemler sırasında attığı tweetlerle eylemcilere destek verdiği iddiasında bulunulduğunu ifade eden Mutlu, söz konusu dönemde attığı tüm tweetleri okudu.

Yaptığı paylaşımların asla şiddete karışan eylemcilere yönelik olmadığını öne süren Mutlu, Gezi Parkı'nda tek bir grubun olmadığını görmek gerektiğini bunun da Kamu Denetçisi raporunda yer aldığını ileri sürdü.

Mutlu, Gezi Parkı'ndaki herkesin şiddete karışan eylemciler olarak görülmesi halinde attığı tweetlerin muhatabının eylemciler olabileceğini belirterek, "Ama orada farklı kesimlerin olduğu bilinirse amacımın ne olduğu anlaşılabilir." dedi.

"Gezi Parkı'nda FETÖ'den hiç şüphelenmediniz mi?"

Araya giren mahkeme heyeti başkanının "Gezi olaylarında FETÖ'nün bilgisi, ilgisi olduğunu düşünüyor musunuz?" şeklindeki sorusuna Mutlu, o gün için bu konuyla ilgili karşılarına böyle bir istihbarat çıkmadığını savundu.

Mutlu, mahkeme başkanının "Hiç mi şüphelenmediniz?" sorusunu, "Hayır, bu kadar cansiperane mücadele yürütürken bu örgütün emniyette olacağını ve gezi sürecinde olduğunu yönlendireceğini bilsek günlerce uyumadan çalışan bizler bu örgüte fırsat verir miyiz? Biz o zaman kendimizi inkar etmiş oluyoruz. Ama şunu anlıyoruz Gezi'nin akabinde içeride ve dışarıda bunları provoke eden yapıların ve tespitlerin olduğu daha sonra çıkan hadiselerdi." diye yanıtladı.

Sanık Hüseyin Avni Mutlu, o günlerde istihbarat raporlarıyla bunları görme olanaklarının olmadığını belirterek, işlerini yürütürken birilerinin arkalarından bir şeyler çevirdiğini görmenin istihbaratın görevi olduğunu savundu. Mutlu, o karanlık ortamda bu tabloyu görüp bunu aydınlatabilmenin mümkün olmadığını iddia etti.

O dönem attığı tweetlerin amacının galeyana gelen gençleri tuzaktan çekmek olduğunu ileri süren Mutlu, "Hayatım boyunca teröriste karşı hep net durdum. Vatandaşla terörist arasındaki farkı her zaman görmüş bir valiyim. Gezi sürecinde Emniyet Genel Müdürlüğü raporlarında, tüm ülkede 4 bin 633 gösteri yapıldı ve 3 milyondan fazla göstericinin katıldığı bilgisi var. 3 milyon kişi şiddet yapan eylemci ise bu memlekette zaten işimiz zor." ifadelerini kullandı.

Gezi Parkı odaklı eylemler sırasında Dolmabahçe'de eyleme katılan bazı gençlerle bir araya geldiğini anlatan Mutlu, bunlarla otururken İçişleri Bakanını arayarak bilgi verdiğini, devletten habersiz toplantı yapmadığını öne sürdü.

"Gülen'le birebir temasım oldu"

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'le birebir temasının olduğunu belirten Mutlu, bunu emniyetteki ifadesinde de anlattığını kaydetti.

Mutlu, valilik görevi süresinde kendisini ziyaret eden bir sivil toplum kuruluşunun üyelerinin dernek çalışmalarını anlattıktan sonra ABD'ye giderek Gülen'i ziyaret edeceğini söylediğini aktararak, şöyle konuştu:

"O günlerde Gülen'le ilgili olumsuz bir kanaat yok, 'Hastayı ziyaret edeceğiz' dediler, bizim geleneksel terbiyemiz itibarıyla ben de 'geçmiş olsun dileklerimizi iletiniz' dedim. Daha sonra Ekrem Dumanlı tarafından arandım. Gülen'in benimle görüşme arzusunu, geçmiş olsun konusuyla ilgili teşekkür mahiyetinde konuşmak istediğini söyledi. Hiç beklemiyordum, yarım dakikayı bulmadı. Geçmiş olsun dedim, teşekkür etti. Sonra gazete ilanı haline getirerek benim de adımı bu ilan kumpasında kullandı. Buna üzüldüm çünkü arayan ben değilim arayan kendisi, ilan kumpası olarak ismimizin de dahil edilmesi ve bu kumpasla bir oldu bittiyle yapılan bir görüşmeyle elebaşı ile irtibatlı olduğum iddiasını kabul etmiyorum."

Araya giren mahkeme başkanının "Ekrem Dumanlı sizi her zaman arıyor muydu?" sorusuna Mutlu, "Ben Diyarbakır'da görev yaparken Dumanlı, Diyarbakır'a geldiğinde tanıştım. İstanbul'da da tüm medya kuruluşlarına yaptığım ziyaretim vardır. Dumanlı'ya da telefon verme ve alma şeklinde bir irtibatımız oldu. O günden itibaren hiçbir görüşmemiz yok. Beni ABD'den kendi telefonundan araması haricinde kendisini aramadım o da beni aramadı." iddiasında bulundu.

TAHLİYESİNİ VE BERAATİNİ İSTEDİ

Kapatılan "Kimse Yok mu Derneği'ne" yaptığı 20 TL'lik yardımın örgütü yardım olmadığını, o dönem yasal bir dernek olduğunu kaydeden Mutlu, İHH'ya da yetime yardım edilsin diye bağışta bulunduğunu kaydetti. Mutlu masumiyetinin de gözönünde bulundurularak beraatine ve tahliyesine karar verilmesini istedi.

MÜRTEZA BALCI

Duruşma, Mutlu'nun savunmasını tamamlamasının ardından, eski Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Mürteza Balcı'nın savunmasıyla sürüyor.

25.08.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yapılan binada görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Mutlu ve Çapkın'ın da aralarında bulunduğu tutuklu 14 sanık ve taraf avukatları katıldı. Duruşmada, sanık yakınları da hazır bulundu.

Mahkeme heyetinin aldığı karar gereği, gazetecilerin, salonda kendilerine ayrılan bölümde oturmalarına izin verilmezken, izleyicilere ayrılan kısımda duruşmayı takip etmeleri istendi.

YUSUF SAVAŞCAN

Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık eski Şanlıurfa Valisi Yusuf Yavaşcan, iddianamede "ByLock" kullandığına yönelik suçlamanın olduğunu belirterek, kendisi ve eşinin cep telefonlarının imajlarının alındığını ve buna ilişkin 4 raporda "ByLock" kullanıcısı olmadıklarının tespit edildiğini savundu.

Sanık Yavaşcan, bu konuda Emniyet Genel Müdürlüğü'nün kendisiyle çeliştiğini öne sürerek, şöyle devam etti:

"Bu durumda maddi hataların olduğu barizdir. Ben ByLock kullanmadım. İddia makamının bu iddiası mahkemece ciddiye alınmamalıdır. Hakkımdaki 2. iddia, beşer liradan oluşan ve toplam 100 liralık bağışı Kimse Yok mu Derneği'ne yapmamdır. 2007-2014 yılları arasında bu dernek hiçbir izne gerek duymadan bağış toplamıştır. Kamuya yararlı dernek statüsünde faaliyet göstermiştir. Bu para GSM operatörüne ödenmiştir, oradan derneğe aktarılmıştır. İsrail'in Gazze'yi işgalinde Filistinli kardeşlerim için bu yardımı yaptım. Bu parayı derneğe değil, Filistinli kardeşlerime gönderdim. Asla silahlı terör örgütüne yardım etmedim."

"1 Dolarlar bahşiş içindi"

Bank Asya'ya para gönderdiği iddialarına da yanıt veren sanık Yavaşcan, kız kardeşi ve yeğenine bu banka üzerinden para gönderdiğini savundu.

Yavaşcan, bunun 6 bin ve 5 bin liralık meblağlar olduğunun görüldüğünü anlatarak, "Bu paralar bakiyedir. 200 lira EFT'dir. Bu durum dikkatsizlik sonucudur. Ön yargılı bir iddianame çabasıdır. 10 adet 1 dolar bulunduğu iddiaları var. 4 yıl Şanlıurfa Valiliği yaptım. Orada düğünlerde adettendir, davulcuya, düğünlerde bahşiş 1 dolar verilir. Arama yapılsa her evden birkaç yüz dolar çıkar. Bu paralar bu yüzden vardır. Kızımı ortaokulda eğitim gördüğü yer ve bu yerde değişikliğe gitmemem irtibat olarak gösterilmiştir. 17-25 Aralık'tan sonra kızımın terör örgütüyle irtibatlı bir okulda okuduğu ilgili bir bilgi yoktur. Kızım ilkokulu evimizin yakınındaki bir devlet okulunda okudu."

Yavaşcan, araştırma raporlarında yer alan, kamu arazilerini FETÖ/PDY'ye kiraladığı iddialarına ilişkin, 2008 yılında Şanlıurfa'da 68 projenin uygulandığını söyledi.

Bunların Şanlıurfa'nın kırsal kesimlerine destek veren projeler olduğunu ifade eden Yavaşcan, "Projeler, usul ve esaslara uygun olarak yürütülmüştür. Söz konusu projelere harcanan paralar sıkı bir şekilde takip edilmiştir. 2017'yi geçtik, detaylarını hatırlamam mümkün değil. Vali yardımcısı görevlendirdim. Bizzat takip etmem mümkün değildir. Hiçbir usulsüzlük olduğunu zannetmiyorum. Vali dışındaki görevliler de sorumlu olurdu. Yanlış bir bilgi verildiği kanaatindeyim. Hazine arazisini tahsis etme yetkim yoktur. Maliye Bakanlığı sorumluluğundadır. O yıllarda FETÖ mü vardı?" diye konuştu.

Sanık Yavaşcan, FETÖ, PKK veya başka bir örgütle bağlantılı kişilere finansal bir destek sağlamadığını, tüyü bitmemiş yetimin hakkını kimseye vermediğini, özel bir ayrım yapmadığını ileri sürerek, "Hangi cebri kullanmışım, hiçbir girişimimi tespit edememişler. Olmayan bir eylem tespit edilemez. Ben asker, polis değilim. Merkez valisi olarak emekli olarak evimde oturmaktaydım. Askerle polisle hiçbir iletişimde olmadım. Mülki idarenin her kademesinde yönetime sadakatten sapmadım. Merkeze alınıncaya kadar en ufak bir suçlamayla karşılaşmadım. Aradan 7 yıl geçtikten sonra bana dava açılamaz, bu kanunlara aykırıdır." şeklinde savunma yaptı.

Hiçbir terör örgütüne finansal destek sağlamadığını, kamu arazilerini FETÖ/PDY'ye tahsis etmediğini belirten Yavaşcan, tahliyesine karar verilmesini talep etti.

ARA KARAR: 3 İSME TAHLİYE

15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ'nün "mülkiye yapılanmasıöna yönelik aralarında Eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ile Eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın da bulunduğu 14'ü tutuklu 15 sanığın yargılandığı davanın 3'üncü duruşması sona erdi.

30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu Yerleşkesi karşısında bulunan binada görülen davanın üçüncü oturumunun sonunda firari sanık Eski Denizli Valisi Abdulkadir Demir'in dışında tüm sanıkların savunmaları tamamlandı. Sanık avukatları da tahliye taleplerine ilişkin beyanlarda bulunduktan sonra, duruşma savcısı; delillerin henüz toplanmamış olması, atılı suçun vasıf ve mahiyeti ile mevcut delil durumunun dikkate alınarak tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.

Talepleri alan İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, açıkladığı ara kararında sanıklar Eski Kadıköy Kaymakamı Birol Kurubal, Eski Mülkiye Başmüfettişi Gürkan Polat ile Eski Pendik Kaymakamı Osman Tunç hakkında tahliye kararı verdi.

MAHKEMENİN BİR ÜYESİ ÇAPKIN İLE MUTLU'NUN TAHLİYESİ YÖNÜNDE OY KULLANDI

Mahkeme başkanı Eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ile Eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın da aralarında bulunduğu 4 sanığın tahliye edilmesi yönünde karşı oy bulunduğunu belirtti.

Duruşma 18 Aralık'a ertelendi. Karar açıklanırken mahkeme heyeti davayı takip eden basın mensuplarını duruşma salonuna almadı.

İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Emine Kocak tarafından hazırlanan iddianamede, eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, eski İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, eski Mülkiye Başmüfettişi Gürkan Polat, eski İstanbul Vali Yardımcısı Haluk Nadir, eski Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Mürteza Balcı, eski Artvin ve Hakkari Valisi Necmettin Kalkan, eski Rize ve Çorum Valisi Nurullah Çakır, eski Mülkiye Başmüfettişi ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Genel Sekreteri Yılmaz Kurt, eski Şanlıurfa Valisi Yusuf Yavaşcan, eski Denizli Valisi Abdülkadir Demir, eski Muğla Valisi Fatih Şahin, eski Kadıköy Kaymakamı Birol Kurubal, eski Bağcılar Kaymakamı Erdal Çakır, eski Sancaktepe Kaymakamı Feyzullah Özcan ve eski Pendik Kaymakamı Osman Tunç sanık olarak yer alıyor.

İddianamede, 14'ü tutuklu 15 sanık hakkında, "Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Sanıklar Fatih Şahin, Hüseyin Avni Mutlu, Mürteza Balcı, Necmettin Kalkan, Nurullah Çakır, Osman Tunç, Yusuf Yavaşcan ve Abdülkadir Demir hakkında ayrıca Terörizmin Finansmanı Kanunu'na muhalefet suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edilen iddianamede, Fatih Şahin, Nurullah Çakır ve Yusuf Yavaşcan'ın örgütün şifreli haberleşme programı "ByLock"u kullandığı belirtiliyor.

Eski vali Mutlu'nun FETÖ üyeleriyle iltisaklı olduğu ifade edilen iddianamede, Mutlu'nun FETÖ/PDY çatı örgütlenmesi içerisinde faaliyet gösteren bir şahısla 10 kez irtibata geçtiği, örgütün içerisinde sorumlu düzeyde faaliyet gösteren beş kişiyle 36 irtibatının bulunduğu, haklarında yasal işlem yapılan örgüt mensuplarıyla iltisakının olduğu kaydediliyor.

Hüseyin Avni Mutlu'nun telefonunda, darbe girişimi sonucu gözaltına alınarak tutuklanan eski Yüksek Askeri Şura (YAŞ) Üyesi Orgeneral Akın Öztürk'ün numarasının "Paşa Akın Öztürk" olarak kayıtlı olduğu belirtilen iddianamede, Mutlu'nun ayrıca Kimse Yok Mu Derneğine farklı tarihlerde bağış yaptığı anlatılıyor.

Davanın sanıkları şu isimlerden oluşuyor:

1-Eski Kadıköy Kaymakamı Birol Kurubal
2-Eski Bağcılar Kaymakamı Erdal çakır
3-Eski Muğla Valisi Fatih Şahin
4-Eski Sancaktepe Kaymakamı Feyzullah Özcan
5-Eski Mülkiye Başmüfettişi Gürkan Polat
6-Eski İstanbul Vali Yardımcısı Haluk Nadir
7-Eski İstanbul Emniyet müdürü Hüseyin Çapkın
8-Eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu
9-Eski Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Mürteza Balcı
10-Eski Artvin ve Hakkari Valisi Necmettin Kalkan
11-Eski Rize ve Çorum Valisi Nurullah Çakır
12-Eski Pendik Kaymakamı Osman Tunç
13-Eski Mülkiye Başmüffettişi ve İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Genel Sekreteri Yılmaz Kurt
14-Eski Şanlıurfa Valisi Yusuf Yavaşcan
15-Eski Denizli Valisi Abdülkadir Demir

Paralel yapı-26 Temmuz (2016) 'İstanbul 15 sanık Mülkiye Yapılanması' davası
Paralel yapı-08 Aralık (2015) 'İstanbul 44 sanık 17 Aralık Kumpası/Fetullah Gülen dahil' davası
Paralel yapı-08 Aralık (2015) 'İstanbul 3 sanık 17 Aralık Kumpası/Savcılar Zekeriya Öz, C.Kara, M.Yüzgeç' davası
Paralel yapı-14 Ağustos (2016) 'İstanbul 67 sanık 17 Aralık Yolsuzluk Soruşturması Kumpası' davası
Paralel yapı-20 Temmuz (2017) 'İstanbul 33 sanık BDDK Yapılanması/17 Aralık Kumpası Bağlantısı' davası

(27 Ağustos 2017, 15:29)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

PARALEL YAPI KONULU HABER GRUPLARINDAN KISA BİR BÖLÜM: (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)  
Paralel Yapıya yönelik hemen hemen tüm operasyonlar ve açılan davalar
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı ve diğer kurum kuruluşlarla bağlantıları
Başbakan Erdoğan'ın paralel yapıyla ilgili açıklamaları
Paralel yapı-Abdullah Gül
Paralel yapı-Taksim Gezi Parkı olayları bağlantısı
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar
Paralel yapı-Ergenekon
Paralel yapı-Behçet Oktay intiharı
Paralel yapı-Hablemitoğlu cinayeti
Paralel yapı-Üzeyir Garih cinayeti
Paralel yapı-Cevzet Soysal cinayeti
Paralel yapı-Gaffar Okkan cinayeti
Paralel yapı-Paris cinayetleri
Paralel yapı-Haydar Meriç cinayeti
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimine açılan davalar'
Paralel yapı-Fenerbahçe/Şike soruşturması
Paralel yapı-Ses kayıtları
Paralel yapı-Hanefi Avcı'nın cemaat iddiaları
Paralel yapı-Sabri Uzun'un cemaat iddiaları
Paralel yapı-28 Şubat süreci
Paralel yapı-Kaset olaylarıyla bağlantısı
Paralel yapı-Rusya Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikasti
Paralel yapı-1990 Uğur Mumcu vd. Laiklik suikastleri soruşturmasında kumpas
Paralel yapı-TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile bağlantısının delilleri
Paralel yapı-15 Temmuz askeri darbe girişimindeki rollerini saptırma gayretleri
Paralel yapı-Yargılandıkları davalarda Fetö'nün terör örgütü olduğunu kabul etmeyen sanıklar
Paralel yapıya karşı devlet kurumlarının attığı adımlar
Paralel yapı-Deşifreyi ve soruşturmaları engelleme çabaları
Paralel yapı-Kamikaze tahliye girişimleri
Paralel yapı-Teslim olmayıp saklanan ya da yurtdışına firar eden şüpheliler
Paralel yapıya dair hukuki deliller
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapı-Suç duyuruları
Paralel yapı-Abdullah Harun
Paralel yapı-Dış ülke bağlantıları
Paralel yapı-Vatana ihanet
Paralel yapı-Misyonerlik/Dinlerarası Diyalog Bağlantıları
Paralel yapı-İslami açıdan sapkın görüşleri
Paralel yapı-Fetullah Gülen'in bedduaları
Paralel yapı-Örgüt mensuplarının intiharları
Paralel yapı konulu kitaplar
Paralel yapı konulu filmler
Paralel yapı bahanesiyle kontrgerilla yapılanmalarının gözden kaçırılma çabaları ... (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=11179    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
63.529.713