Tam
EskidenYeniye
 

Kocaeli 92 sanıklı Darbe davası

Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 53'ü tutuklu, 13'ü firari 92 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Önceki haber title=Sonraki haber

24.09.2017 10:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 53'ü tutuklu, 13'ü firari 92 sanığın yargılanmasına devam edildi.

19.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde özel olarak yaptırılan 250 kişi kapasiteli salondaki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ve bazı yakınları katıldı.

TUĞAMİRAL ÖMER FARUK HARMANCIK

Eski Tuğamiral Harmancık: Bütün Subayların Yerine Beni Yargılayın

Darbe girişimi sırasında Kuzey Deniz Saha Komutanı Kurmay Başkanı olarak görevi yapan Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık savunmasında, 'Ben yaşlı bir bahriyeliyim. Buradaki bütün denizci subayların yerine beni yargılayın, suçlu bulunursa, hepsinin yerine ceza almaya razıyım' dedi.

Kocaeli'nin Kandıra İlçesi'nde bulunan Kandıra Yüksek Güvenlikli Cezaevi Yerleşkesi'nde kurulan 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonuna darbe girişimi sırasında Kuzey Deniz Saha Komutanı Kurmay Başkanı olarak görevi yapan Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık getirildi. Duruşma sırasında izleyici olarak gelen Sivil Toplum Kuruluşu (STK) mensuplarından bir kişi, 'Hepiniz Amerikan ajansınız, Hepiniz hesap vereceksiniz' diye bağırarak tepki gösterdi.

Duruşmada savunma yapması için söz alan eski Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, bir yılı aşkın süredir tek kişilik hücrede kaldığını belirterek, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Harmacık, Hayrettin İmren, Tezcan Kızılelma, Ayhan Bay ve Nazmi Ekici'yi meslekten tanıdığını söyleyerek, 'Benim FETÖ'den tanıdığım hiçbir kimse yok. 15 Temmuz darbe girişiminde o güne kadar hiç haberim olmadı. Hakkımdaki suçlamaların hiçbiri doğu değil. Hiçbir terör örgütü veya cemaat üyesi, taraftar ve sempatizanı olmadım. Bu maksatla hiçbir toplantıya katılmadım. Hiçbir kimseden darbe ile ilgili emir almadım, talimat vermedim. Bugüne kadar TSK dışında başka hiçbir örgüte üye olmadım. TSK'da çok kritik görevlerde yer aldım. Mesleki geçmişimde hiçbir soruşturma, inceleme geçirmedim. Ben bugüne kadar Deniz Kuvvetleri Personel Başkanlığı kadrolarında çalışmadım. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda ne kadar kıdemli amiral varsa, incelenmesini istiyorum. 15 Temmuz'dan itibaren ne kadar amiral varsa, ilkokullardan itibaren incelenip dosyaya konulmasını istiyorum. Ben kimsenin adamı olmadım. Bana bugüne kadar kim takdir verdiyse, bu isimlerin dava dosyasına koyulmasını istiyorum. Bana bunları verenler FETÖ'den yargılanmadı. Bir örgüt veya cemaat üyesi olduğuma dair bir şüphe var ise neden benim komutanlarım bana soruşturma açmadı. Uğur Yiğit, Bülent Bostanoğlu, Veysel Kösele, Ercüment Tatlıoğlu ve Adnan Özbol'un dinlenmesini talep ediyorum' dedi

Harmancık, Fetullahçı Terör Örgütü'nün gerçekleştirdiği darbe girişimini ülke çapında planlayan ve organizasyonunu yapan Yurtta Sulh Konseyi içinde yer aldığı iddiaları hakkında ise, 'Yurtta Sulh Konseyi'nin varlığı hakkında somut bir delil bulunmamaktadır. 1960 yılındaki darbe döneminde Milli Birlik Komitesi'nin 38 kişinden oluşmasına istinaden 38 kişi olduğu kabul edilmiş. Eğer bu sayıya 2 itirafçı olan gizli tanığı eklersek, 40 kişi oluyor ve bu iddia da çürüyor. 38 kişiden 2-3 kişi haricinde hiçbirini tanımıyorum. Konsey toplantılarının yapıldığı villaya hiç gitmedim. Tanımadığım insanlarla neyin toplantısını yapayım. Darbe başarılı olsa ben bu insanlarla neyi yöneteyim. Konseyin adı var, kendisi yok. Terör örgütü üyeliği suçlaması kapsamında bu konseyin delil olarak sayılmasını iddianameden çıkarmanızı diliyorum' diye konuştu.

Akıncı üstüne bazı bilgileri teyit etmek için gittiğini söyleyen Harmancık konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Planlı bir kargo uçuşundan istifade etmek için gittim. Televizyondan darbe haberini aldım. Akıncı üstünde bazı bilgileri teyitlemek için, amiral ve subaylara telefon ettim, onların aramalarına cevap verdim. Ne olduğuna dair bilgiler almaya çalıştım. Kimseye darbeyle ilgili bir emir vermedim emir almadım' dedi. Mahkeme heyetinin Gölcük Donanmasına ait 'Yavuz Gemisi'nin kimin emrinde olduğunu sorması üzerine Harmancık, 'O akşam seyre çıkan bütün gemiler darbecilerin emrindeydi. Yavuz Gemisi de seyre çıktığına göre onların emrindedir. İddianamede öyle yazıyor' cevabını verdi.

İddianame de yer alan sıkıyönetim darbe planında, 'Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı' olarak görevlendirmesinin bulunduğu suçlamasını kabul etmeyen Harmancık, 'Kasıtlı hazırlanmış bir liste. Ben iddia makamına göre Yurtta Sulh Konseyi olarak kabul ediliyorum. Kimin ne maksatla yayınlattığı şaibeli olan bir liste. Bu listede adımın olmasını ben talep etmedim. Benim talep ettiğime dair bir delil var mıdır? O atama listesinde adı geçen herkes, böyle bir iddia ile yargılanıyor mudur? Ben TSK mensubu değil miyim, dışarıda olanlardan farklı neyle suçlanıyorum? O listeye adımın konulmasını ben isteseydim kendimi Donanma Komutanı yapardım' ifadelerini kullandı.

Asıl faillerin yakalanacağından hiç şüphesi olmadığını söyleyen Ömer Faruk Harmancık, 'Yüce Türk adaletinin asıl faillerini yakalayacağından şüphem yok. O gece subaylar ve astsubaylar verilen emirleri sadece yerine getirmiştir. Burada bulunan denizci subaylar değerli askerlerdir. Madem o gece sevk ve idare emrini benim verdiğim söyleniyor, buradaki denizci subaylar ve astsubaylar yerine beni yargılayabilirsiniz. Eğer suçlu bulursak onları yerine de ceza almayı kabul ediyorum. Ben ihtiyar bir denizciyim. TSK'nın genç subaylara ihtiyacı var' şeklinde konuştu.

İddianamede Harmancık

'Kuzey Deniz Saha Komutanı Kurmay Başkanı olup darbe girişimini organize eden ve yönlendiren konumunda olduğu, Sıkıyönetim Darbe Planı'nda görevlendirilmesinin bulunduğu ve Fetullahçı Terör Örgütü'nün gerçekleştirdiği darbe girişimini ülke çapında planlayan ve organizasyonunu yapan Yurtta Sulh Konseyi içinde yer aldığı, 11 Temmuz 2016 tarihinde darbeci amiral Hayrettin İmren ve sivil mahrem abi Yakup Dalkılıç ile birlikte İstanbul Ümraniye'de yapılan darbe toplantısını organize ettiği, yine darbeci amirallerden olan Nazmi Ekici ile 13 Temmuz 2016 tarihinde Ankara Çayyolu Mevkii'ndeki bir villada üst düzey FETÖ/PDY terör örgütü üyelerinin katılımıyla düzenlenen darbe toplantısını organize ettiği, her iki toplantı sırasında darbe girişimiyle ilgili olarak gerekli talimat ve bilgilendirmeleri yaptığı, darbe girişimi sırasında ilimizdeki darbeci amiraller ile sürekli olarak telefon trafiğinde bulunmak suretiyle darbe ile ilgili olarak talimatları ilettiği, bunun bir parçası olarak Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin Yavuz Gemisinde hürriyetinin kısıtlanması, Gölcük Donanma Komutanlığı'nda Harp Filo Komutanı olarak görev yapan Tümamiral İskender Yıldırım ve Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal'in cebir ve şiddet kullanılarak yasadışı olarak gözaltına alınması olaylarını organize ettiği, darbe öncesi Cengiz Topel Deniz Hava Üs Komutanı Tezcan Kızılelma'dan 15 Temmuz günü bir adet VIP uçağı hazırlatmasını istediği, 667 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname hükümleri uyarınca Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihracına karar verildiği, Örgüt tarafından hazırlanan atama listesinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı görevi verilerek terfi ettirilen şüphelinin, 6-7-8-9 Temmuz 2016 tarihlerinde Ankara Konutkent'te bulanan villada, Ankara C. Başsavcılığının 2016/103583 numaralı soruşturma dosyasının şüphelisi Adil Öksüz liderliğinde yapılan ve darbe planı ile ilgili organizasyonun gerçekleştirildiği toplantılara aktif olarak katıldığı, Deniz Kuvvetleri'nin darbe planı içindeki organizasyonunu, sevk ve idaresini yapan ekibin içinde bulunduğu, tespit edilmiştir.

'DENİZ KUVVETLERİNDEN SORUMLU MAHREM ABİ' AYTEKİN TEKİN

Tutuklu eski Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren'in Mersin'de görev yaptığı dönemde 'mahrem abiliğini' yaptığı ve burada Deniz Kuvvetleri'nden sorumlu 'abi' konumunda olduğu iddia edilen tutuklu sanık Aytekin Tekin, hakkındaki suçlamalarla ilgili savunma yaptı.

Örgütün şifreli mesajlaşma uygulaması 'ByLock'u kullanmadığını ve FETÖ'de 'mahrem abi' olmadığını ileri süren Tekin, hakkındaki iddiaları ve suçlamaları kabul etmediğini söyledi.

Haziran 2012'den beri Mersin'de yaşadığını, 21 yıldır ticaret yaptığını, hiçbir örgütle irtibatının olmadığını, hakkında ifade veren Hayrettin İmren'le aralarında hiçbir bağlantı olmadığını iddia eden Tekin, 'Ben 2011 yılında Mersin'de yaşamıyordum. İkamet bilgilerime bakıldığında bu görülecektir. Tarafıma atılan iftiraları kabul etmiyorum. Benim gibi yüksekokul mezunu birinin bir amiralle nasıl ilişkisi olabilir.' diye konuştu.

Kocaeli'nin Başiskele ilçesinde Kullar'daki yüksekokulda öğrenci olduğu 1996-1997 döneminde, darbe girişiminden sonra KHK ile kapatılan Erkul Lisesi'nde çalıştığını ve görevinin telefonlara bakmak olduğunu anlatan Tekin, modem şifresinin kırılması sonucu adına kayıtlı internet üzerinden 'ByLock' kullanılmış olabileceğini ileri sürdü.

Mahrem abi olduğu iddiasıyla yargılanan Aytekin Tekin, Donanma Komutanlığı'nda darbe girişimini yöneten Hayrettin İmren'i tanımadığını belirterek, 'Fotoğraftaki teşhis ettikleri bana çok benzeyen biri. Hayrettin İmren teşhiste sarışın mavi gözlü bilgisayarcı diyor. Sarışın mavi gözlü olmayı hep isterdim. Olmadığıma şükrediyorum. Fotoğrafta benzetildiğim kişiyle tek ortak yönümüz bilgisayar programcısı olmamız. Zaten Hayrettin İmren de duruşmada beni tanımadığını beyan etmiştir' dedi.

Tekin'in savunmasının ardından söz verilen tutuklu sanık İmren, iddianamede yer alan teşhis tutanağındaki ifadelerinin doğru olduğunu belirterek, 'Sanık Tekin, tutanaktaki fotoğrafın kendisine ait olduğunu söylüyorsa kendisi ifademde bahsettiğim kişidir. Şu an sakal bırakmış.' dedi.

TUĞAMİRAL GÜRSEL KAYNAK'IN MAHREM ABİSİ HALİL İBRAHİM TEMEL

Tuğamiral Kaynak'a, 'Eagle' yüklü tableti mahrem abisi vermiş

TSK mensuplarıyla irtibatı sağlamak için FETÖ/PDY tarafından kurulan 'Özel Hizmetler Birimi' (Mahrem Hizmetler Birimi) içerisinde faaliyet gösterdiği ve eski Genelkurmay Konsept Teşkilat ve Harbe Hazırlık Daire Başkanı tutuklu sanık Gürel Kaynak'ın 'mahrem abisi' olduğu iddia edilen tutuklu sanık Halil İbrahim Temel de savunmasında suçlamaları kabul etmedi.

Kaynak'ın, 'Halil İbrahim Temel, tabletime 'Eagle' programı yükledi. Artık buradan haberleşeceğiz.' şeklindeki ifadelerinin doğru olmadığını savunan Temel, 'Kendisi bu tableti darbe başarısız olunca kırdığını ve attığını söylemiştir. Bu iddiasını ispatlayacak delili yoktur. FETÖ üyesi değilim. Darbeye karışmadım, suçsuzum.' diye konuştu.

KHK ile kapatılan, Ankara'daki Özel Çankaya Anafartalar Koleji'nin müdürlüğünü yaptığını, okulun Atatürkçü düşünceye sahip olduğunu ve bu nedenle burada çalışmayı tercih ettiğini ileri süren Temel, 'Kaynak'ı, oğlunun öğrenci olması dolayısıyla tanırım. Kendisiyle sadece öğrenci veli ilişkisi içindeydik. Oğlu sınavdan kötü puan alınca benden intikam almak için benim FETÖ'cü ve darbeci olduğumu söylemiştir. Zaten itirafçı olmuştur. Fazla ceza almamak için bana iftira atmıştır.' ifadelerini kullandı.

Temel, darbeci ve FETÖ üyesi olmadığını, suçsuz olduğunu iddia ederek, tahliyesini istedi.

TUĞAMİRAL FETÖ BAĞLANTILARINI İTİRAF ETTİ

Sanık Temel'in mahrem abiliğini yaptığı iddia edilen tutuklu sanık Tuğamiral Gürel Kaynak ise itirafçı olmuş, örgüt hakkında bildiklerini anlatmıştı.

5 gün önce 14 Eylül'de basına yansıyan gelişmeye göre, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Donanma Komutanlığı'ndaki 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili hazırladığı iddianame kapsamında açılan davada tutuklu sanık Tuğamiral Gürel Kaynak etkin pişmanlıktan yararlanmak isteyerek örgüt hakkında itirafta bulundu.

Emniyette verdiği ifadelerde de itiraflarda bulunduğu öğrenilen Gürel Kaynak, mahkemede de etkin pişmanlık yasasından yararlanmak istediğini söyleyerek bildiklerini paylaştı. Darbe girişiminde istenmeyen kişi olduğunu söyleyen Kaynak, 'Darbenin ülkemize verdiği zararlardan dolayı üzgünüm. Darbeye katılmadım, darbe girişiminde istenmeyen kişiyim. Darbeci olsam, haberim olurdu. Muhafazakar değilim ama Allah'a hesap vereceğime inanıyorum. Eskiden askeriyelerde Cuma namazı bile kılınmazdı, dindar oldukları için bunlara yakınlık duydum. Bunların gerçek yüzleri 17-25 Aralık'ta ortaya konuldu. Darbe girişimini 15 Temmuz gecesi öğrendim. Darbeye fiilen katılma konusunda kimseden emir almadım' dedi.

Yurtta Sulh Konseyi ile alakası olmadığını söyleyen Kaynak, '4 Temmuz'da yıllık izinde ailemle birlikte tatildeydim. O dönemlerde Ankara ve İstanbul'da darbe toplantıları yapılıyordu. 15 Temmuz'da İstanbul’dan geldik, kayınvalidemin evindeydik. Darbeye karışmış olsaydım, darbe sonrasındaki süreçte görevimin başında olurdum, kayınvalidemin evinde değil. Darbe olduğunu Cumhurbaşkanın televizyondaki açıklamasından sonra anladım. Benim aradığım kişiler, ne olduğunu sormak amacıyla aradığım kişilerdi. 20 Temmuz'da izinden dönerek görevimin başına gittim. Suçlu duruma düşmemek için ilk amirimi aradım. O da FETÖ'cüymüş. Bilsem aramazdım' diye konuştu.

Örgüt içerisinde kendisine 'Nurettin' kod adının verildiğini belirten Kaynak, 'Kod isimleri daha güvende olmak ve ileride soruşturma açılırsa meslekten atılmamak için olduğunu söylediler. Cemaatle ilk temasım 1990 yılında teğmen olarak göreve başladığım zaman Ankara’dan Gölcük’e otobüsle geldiğim esnada yanımda oturan ve ismini Kasım kod adlı dershanede öğretmenlik yapan bir şahısla tanışmamla oldu. Bu şahsın davranışları ve konuşmaları hoşuma gittiği, yolculuk süresinde kendisiyle yapmış olduğum sohbet ve konuşmadan etkilendiğim ve kendisi ile kaynaştım için ilerleyen zamanlarda İstanbul Kozyatağı’nda sohbetlere katıldım. 1991 yılında bu şahıs bana gizliliğe riayet etmem gerektiğini söyleyerek 'Nurettin' kod ismini verdi. Kendisi Gölcük Donanma’dan başka subaylarla da görüştüğünü söyledi ama hiçbirinin ismini vermedi' dedi.

Örgütün kriptolu haberleşme ağlarını kullandığını kabul eden Kaynak, şunları söyledi:

'2014'ün Ağustos ayında Ankara’ya tayinim çıktı ve Genelkurmay Konsept Teşkilat Harbe Hazırlık Daire Bakanı oldum. Daha önce İzmir’de tanıştığım ve sonradan Anafartalar Kolejinde Müdürlük yapan Halil Temel olarak tanıdığı Arif kod isimli şahıs ile görüşmeye başladım. 2016 haziranına kadar kendisi ile önce Bylock’tan ve yüz yüze görüştük. Bu süreçte Naci kod isimli şahısla da görüştüm. 2014’ün sonları 2015’in başlarında Arif kod adlı Halil Temel bana bir tablet getirdi. Artık Bylock kullanmayacaklarını ve getirdiği tablette yüklü olan programdan iletişim sağlayacaklarını söyledi. Bunun üzerine telefonuna yüklü olan Bylock programını telefonu fabrika ayarlarına getirerek sildim. Tabletteki bu programın Wiber görünümünde, ama Eagle isimli programmış. Bundan sonra iletişimlerini bu tablette yüklü program üzerinden yapmaya başladık. Bununla da yazışma ve e-posta yapabildiklerini, belli bir zaman sonra programdaki mesaj ve e- postaların kendiliğinden siliniyordu. Bu tabletin kendi data hattı vardı. Hattın kime ait olduğunu bilmiyorum, kullanıcı adı ve şifre ile giriş yapıyordum.'

Tableti 15 Temmuz gecesi de dahil olmak üzere kullandığını belirten Kaynak,' Tabletten Arif kod adlı kişiye darbe girişiminin FETÖ mensupları tarafından yapıldığının belli olmasından sonra saat 01.30 sıralarında 'Abi neler oluyor böyle' şeklinde mesaj yazdım. O da, 'Ben de bilmiyorum, sadece izliyorum, dua edelim' şeklinde bir mesaj yazdı. Tableti daha sonra beni hem darbeci, hem de FETÖ'cü diye suçlayabilecekleri korkusuyla 20 Temmuz 2016 tarihinde Ankara otobanında karayolunda aracımla seyir halinde iken yola fırlattım ve parçalandı' dedi.

TUĞAMİRAL HAYRETTİN İMREN'İN MAHREM ABİSİ YAVUZ ARSLAN

İmren'in, Bartın'da görev yaptığı dönemde mahrem abiliğini yaptığı, Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde bulunan Deniz Kuvvetleri personelinin de abiliğini yaptığı, 'ByLock' kullandığı, 17-25 Aralık sürecinden sonra kendisinin ve ailesinin Bank Asya hesabında hareketler olduğu tespit edilen 'Levent' kod isimli tutuklu sanık Yavuz Arslan da hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.

Mahrem abi olduğuna dair yapılan teşhisi reddeden Arslan, 'ByLock' kullanmadığını ve Bank Asya'daki hesap hareketlerinin örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in çağrısıyla ilgisi olmadığını savundu.

Arslan, hatalı fotoğraf teşhisi nedeniyle soruşturma dosyasına dahil edildiğini öne sürerek, Hayrettin İmren'in ismini ilk defa gözaltındayken duyduğunu ve kendisini de ilk defa duruşma salonunda gördüğünü iddia etti.

Hayatının hiçbir döneminde Bartın'a gitmediğini ileri süren Arslan, Hayrettin İmren'in, mahkeme huzurunda, 'Yavuz Arslan'ı fotoğraftan teşhis etmiştim. Kendisine çok benziyor ama o değil.' şeklinde ifade verdiğini belirterek, suçsuz olduğunu söyledi.

Uzun yıllardır kullandığı cep telefonu incelendiğinde 'ByLock' programını kullanmadığının anlaşılacağını anlatan Arslan, örgüt elebaşı Gülen'in söz konusu talimatından önce Bank Asya'da yüklü miktarda parasının olduğunu, talimatından sonra da bu parayı çektiğini savundu.

Aslan, Bartın'a hiç gitmediğini söyleyerek, '1-2 defa ablamın yanına Ankara'ya harici Sakarya'dan öteye hiç gitmedim. İstanbul'da okudum, hep İstanbul'da öğretmenlik yaptım. Ben Hayrettin İmren'i tanımam, mahrem abiliğini yapmadım' diye konuştu. Yavuz Aslan, ByLock kullandığı iddialarıyla ilgili olarak, 'ByLock'u hiç yüklemedim, kullanmadım. 12 senedir aynı hattı, 5 yıldır da aynı telefonu kullanıyorum. O telefona da emniyette el konulmuştur. İçeriği incelendiğinde kullanmadığım da ortaya çıkacaktır' ifadelerini kullanarak tahliyesini talep etti.

Savunmaların ardından cumhuriyet savcısı mütalaasında, tahliye talep eden sanıkların tutukluluk hallerinin devamı yönünde karar verilmesini istedi.

Mahkeme heyeti tutuklu sanıklardan Yavuz Arslan'ın tutukluluk süresi ve suçun vasfı ile delilerin durumu göz önüne alınarak tahliyesine, diğer tutuklu sanıklar Ömer Faruk Harmancık, Aytekin Tekin ve Halil İbrahim Temel'in tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli, Arslan'ın başka bir davadan tutuklu olduğunu belirtti. Bu nedenle Arslan cezaevinden serbest bırakılmayacak.

Duruşmaya yarına kadar ara verildi.

HAYRETTİN İMREN ÇELİŞKİLİ KONUŞMUŞTU

Davada yargılanan eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, mahkemedeki tutarsız ve mantığa uymayan ifadeler kullanmıştı.

Darbe girişimini organize eden ve yönlendiren konumda olduğu, sıkıyönetim darbe planında görevlendirilmesinin bulunduğu, İstanbul'da darbe toplantısına katıldığı, darbe girişimi sırasında Harp Filosu Komutanı Tümamiral İskender Yıldırım ve Donanma Komuta Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal'ı yasa dışı olarak gözaltına aldırdığı, Donanma Komutanlığı'nda kendisine karşı gelen bazı askerleri nezarethaneye koydurduğu, komutanlık giriş kapısı önünde toplanan vatandaşların dağılması amacıyla himayesindeki askeri personele ateş emri verdiği suçlamasıyla yargılanan İmren'in çelişkili ve kendini aklamaya yönelik makul olmayan ifadeleri dikkati çekti.

- Tayin olduğu tüm illerde 'abi'lerle tanıştırılmış

Tutuklu sanık İmren, mahkemedeki savunmasında, kendisinin vatansever ve bayrağını seven bir kişi olduğunu, subay olunca da genelde 'cemaat' denen yapıdan hep uzak durduğunu belirtirken, çapraz sorgusunda ise Albay rütbesi aldıktan sonra Bartın'da görev yaptığı süre içinde burada öğretmen olan bazı kişilerle tanıştığını, sonradan onların 'cemaat abisi' olduğunu, tayin olduğu her yerde bu abilerin kendisini oralardaki yeni abilerle tanıştırdığını, o kişilerin cemaatin mahrem abisi olduğunu bilmediğini iddia etti.

Savunmasında 'Benim cemaatle işim olamaz.' şeklinde konuşan İmren, Mahkeme Başkanı Yusuf Sevimli'nin, 'O zamanlar FETÖ'den haberdar mıydın?' şeklindeki sorusu üzerine, 'Mahrem abi olduklarını sonradan öğrendiğim insanlar çok entelektüel, bilgili ve insanlarla ilişkilerinde mükemmeldi. Ben onları cemaat olarak biliyordum. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra cemaatin silahlı terör örgütü olduğunu anladım.' yanıtını verdi.

- 'Bartın'da sonradan 'cemaat abisi' olduğunu öğrendiğim kişilerle tanıştım'

İmren, mahkemede, örgütle olan ilişkisi ve darbe girişimi öncesi ve sonrasında yaşananlara ilişkin itiraflarda da bulundu.

Bartın'da görev yaptığı dönemde kamu, sivil toplum kuruluşları ve esnafla iyi ilişkiler kurduğunu, burada öğretmen olan ve sonradan 'cemaat abisi' olduğunu öğrendiği bazı kişilerle tanıştığını anlatan İmren, daha sonra İstanbul ve Mersin'e tayin olduğunu ve her gittiği yerde bu abilerin kendisini oralardaki yeni abilerle tanıştırdığını kaydetti.

- 'Ailem rahat bir yaşam tarzına sahiptir'

Yine savunmasında 'Kızlarım mini eteklidir. Ailem rahat bir yaşam tarzına sahiptir.' diyen İmren, Atatürkçü, milliyetçi ve vatansever bir insan olduğunu, cemaatle işinin olamayacağını kaydetti.

- 'Belimden düşmesin diye silahımı elime aldım' iddiası

İddianamede, Donanma Komutanlığı'nın nizamiye kapısında darbeye karşı direnen vatandaşlara ateş edilmesi emri verdiği yönündeki suçlamaların çapraz sorgusunda hatırlatılması üzerine sanık İmren, şunları söyledi:

'Nizamiyede kalabalık bir vatandaş grubu vardı. Gözleri bir şey görmüyordu. İçeri girmek istiyorlardı. Sakin olmaları ve dağılmaları konusunda onları ikaz ettim. Dağılmadıklarını görünce askerlere havaya ateş etmeleri emrini verdim. Ben de belimden düşmesin diye silahımı elime aldım. Kesinlikle ben ateş etmedim. 'Vatandaşların üzerine ateş edin' diye bir emir vermedim. Gölcük İlçe Emniyet Müdürünün kafasına silah dayamadım. Öldürmekle tehdit etmedim.'

- 'Basiretim bağlandı!' savunması

15 Temmuz akşamı dönemin Kocaeli Valisi, Donanma Komutanı ve Kurmay Başkanının kendisini telefonla aradığını ancak telefonu açmadığını belirten İmren, 'Donanma Komutanımız, 'eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay'ı etkisiz hale getir' deseydi, kıramaz emri yerine getirirdim. Teslim olurdum. Belki de böyle bir durum yaşanmazdı. Basiretim bağlandı.' ifadelerini kullandı.

İmren, mahkeme Heyeti Başkanı Sevimli'nin, 'Darbeye destek verdiğini kabul ediyor musun?' sorusuna İmren, 'Darbeye değil sıkıyönetime destek verdiğimi kabul ediyorum. Ben FETÖ'nün değil, Genelkurmay'ın emrini yerine getirdim.' yanıtını verdi.

Cumhuriyet Savcısının, 'Siz daha önce sıkıyönetim dersi vermişsiniz. Sıkıyönetimin nasıl ilan edileceğini iyi bilmeniz gerekir. Darbe girişimi ile sıkıyönetimin farkını nasıl bilmesiniz?' yönündeki sorusunu İmren, 'Ben hükümetin sıkıyönetim ilan ettiğini sanmıştım. 15 Temmuz gecesi darbe olduğunu anladım.' şeklinde cevapladı.

- Mahkeme Başkanından 'Neden tutuklattın? Cemaatten değil diye mi?' sorusu

İmren, 'Eski İstanbul Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, 11 Temmuz'da bana '15 Temmuz 2016'da sabaha karşı sıkıyönetim ilan edilecek.' dedi. Kendisine, 'Genelkurmay Başkanı buna dahil mi?' diye sordum. 'Evet, dahil.' diye cevap verdi. Cumhurbaşkanı suçlanacak, yakalanacak diye bir şey söylemedi.' ifadelerini kullandı.

Mahkeme Heyeti Başkanı Sevimli'nin, 'Yıldırım ile Payal'ı neden tutuklattın? Cemaatten değil diye mi?' şeklindeki sorusuna İmren, 'Onlar, sıkıyönetime karşı çıktıkları için tutuklandılar ancak ben bu görevi yapamam dediğimde, 'Sıkıyönetim mahkemesi kurulacak. Emri uygulamazsan senin için kötü olur.' dendi. Eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay bana, 'Tümamiral Yıldırım ve Tuğamiral Yalçın Payal'ı etkisiz hale getir. Rahat rahat çalışayım.' dedi. Ben de tutuklattım. Cumhurbaşkanına darbe yapıldığını bilmiyordum.' cevabını verdi.
- 'Devlet başsız kalmasın diye teslim olmadım'

Çapraz sorgusunda 'Yönetime el koyduk' şeklinde bir açıklamasının olup olmadığı sorulan İmren, böyle bir ifade kullanmadığını ileri sürdü, çeşitli belgelerle kuşkuya yer bırakmayacak şekilde delillendirilen konularda bile yalan beyanlarına şöyle devam etti:

'Televizyonda, Cumhurbaşkanının darbe girişimiyle ilgili açıklamalarını görünce, bunun sıkıyönetim değil darbe olduğunu anladım. Gardımız düştü. Artık bunu daha fazla sürdüremeyeceğimizi anladım. Sonra bir telefon geldi. Cumhurbaşkanının Almanya'ya kaçtığı bilgisi verildi. Ben de devlet başsız kalmasın diye teslim olmadım. Sabah Boğaz Köprüsü'nde askerlerin teslim olduğunu, generallerin yakalandığı haberleri üzerine, Donanma Komutanlığı Poyraz Limanı'ndan Tuğamiral Ayhan Bay ve Tuğamiral Nazmi Ekici ile birlikte bota binerek kaçtık. Bir süre saklandıktan sonra polisi arayarak kendimizi ihbar ettim. Devlete teslim oldum.'

İmren, kendisine, Gölcük Donanma Komutanlığı'nda Harp Filo Komutanı olarak görev yapan, davanın müştekileri Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım ile Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal'ın zor kullanılarak gözaltına alınıp İstanbul'un Maltepe ilçesindeki cezaevine gönderilmesi talimatı aldığını kaydederek, şöyle konuştu:

'Gölcük'e geldim, içim içimi yiyordu. Makam odamda silahım ateş aldı. Kurşun neredeyse ayağıma isabet edecekti. Bunu nasıl yaptım hatırlamıyorum. 15 Temmuz akşamı saat 21.00 gibi Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık beni telefonla aradı. Darbe ismi geçmedi. Bana 'Sıkıyönetim ilan edildi, harekete geçiyoruz.' dedi. Darbeden haberim yoktu, ben sıkıyönetim ilan edildi sanıyordum.'

20.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Davanın görüleceği Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinde özel olarak yaptırılan 250 kişi kapasiteli salondaki 3. duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ve bazı yakınları katıldı.

MUHARREM ASLAN

Darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığında darbeci eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren ile hareket ettiği, İmren'in kurallara aykırı tüm talimatlarını sorgulamadan uyguladığı, darbenin başarılı olması yönünde gayret ve çaba içerisinde olduğu, Donanma Komutanlığında gözaltına alınarak etkisiz hale getirilen Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal ve Harp Filo Komutanı olarak görev yapan Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım'ı cezaevi aracına konulması ve İstanbul'a gönderilmesiyle diğer personelin gözaltına alınmaları ve etkisiz hale getirilmeleri sürecinde aktif olarak bulunduğu, FETÖ/PDY Terör Örgütü içerisinde yer alıp, olaylara doğrudan karıştığı belirtilen tutuklu sanık eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Albay Muharrem Aslan savunma yaptı.

Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Aslan, FETÖ üyesi olmadığını, darbeye destek vermediğini, böyle bir emir almadığını ve emir vermediğini öne sürdü.

FETÖ'ye bağlı okul ve dershanelerde yetişen öğrencilerin askeri okullara girmesini engellemek için görev yaptığını iddia eden Aslan, 'İstihbarat subayı olarak, cemaatin dershanelerine giden, okullarında okuyan öğrencilerin isimlerini tespit ediyorduk. Askeri okullara müracaat eden cemaatten isimlerin üzerini çiziyorduk. Ben bu örgüte karşı mücadele etmiş biri olarak, FETÖ'cü suçlamasını kesinlikle kabul etmiyorum.' dedi.

'Gerekli güvenlik önlemlerini aldırdım'

Daha önce TÜPRAŞ'a terör örgütleri tarafından hava saldırısı olacağı yönünde resmi istihbarat aldıklarını, her an bir saldırı olacakmış gibi beklediklerini öne süren Aslan, '15 Temmuz akşamı İmren beni arayarak, telaşlı bir şekilde hemen üsse gelmemi emretti. İçeri girdiğimde İmren ile birlikte eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay'ı gördüm. Bay, gemilere sabotaj olacağını söyleyerek, gemilerin limanlardan ayrılması talimatını veriyordu. Tuğamiral Bay, daha sonra, 'Genelkurmay Başkanlığından yazı geldi. Önlemleri alın. üniformalarınızı giyin, silahlanın, personeli göreve çağırın.' şeklinde emirler veriyordu. Ben de kapılardaki görevlileri aradım, gerekli güvenlik önlemlerini aldırdım.' şeklinde konuştu.

O sırada birliğe gelen tutuklu sanık eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici'yi, firari sanık Bay'ın lojmanına bıraktığını ifade eden Aslan, İmren'in de birlikte dolaşarak emirler verdiğini ancak onun yanında olmadığını ve birlikte hareket etmediğini savundu.

Aslan, İmren'in isteği üzerine İskender'in yanına gittiklerini anlatarak, şöyle devam etti:

'İmren, Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım'a, Genelkurmay'dan emir geldiğini söyleyince, Yıldırım, 'Getirin şu emri bir de ben göreyim.' dedi. Hava karanlık olduğu için, otomobilin farını açtırarak evrağa baktı. Sonra, yanımızda bulunan kurmay başkanına kızarak, 'Bu emri niye zamanında bana getirmediniz?' dedi. Daha sonra Genelkurmay'dan geldiği söylenen yazıya baktım, Yurtta Sulh Konseyi, sıkıyönetim gibi tuhaf şeyler yazıyordu. Buna bir mana vermemiştim önce ancak bir süre sonra televizyondan Cumhurbaşkanının telefonla canlı yayına bağlandığı görüntüleri izleyince bunun darbe olduğunu anladım.'

Aslan, Payal ve Yıldırım'ın zorla gözaltına alınması, nezarete konması ve cezaevi aracıyla İstanbul'a gönderilmesi aşamalarında rol aldığı yönündeki ifadeleri kabul etmediğini belirtti.

'İmren, emri dinlemeyen olursa vururum diyordu'

İmren ile 2 yıldır birlikte çalıştığını, kendisine emir verirken bugüne kadar sesini hiç yükseltmediğini söyleyen Aslan, savunmasında şunları söyledi:

'İmren, bazı subayların boğazını sıkıp bağırıyordu. 'Emri sadece benden alacaksınız. Emrimi dinlemeyen olursa vururum.' diyordu. Bana da döndü, 'Seni de vururum.' dedi. Gözleri kan çanağı gibiydi. 2 yıl birlikte çalıştık ama onu böyle hiç görmedim. Cumhurbaşkanının konuşmasını izleyince ruh halim bozuldu. Bu sırada dışarıdan sesler gelmeye başladı. Vatandaşlar akın akın Donanma'ya doğru yürüyordu. Silah sesleri duyduk. Asker, kalabalığı durdurmak için havaya ateş ediyordu. Ben askere hava ateş edilmesiyle ilgili bir emir vermedim. Bu arada kaymakam, emniyet müdürü, belediye başkanı, başsavcı donanma kapısında biriken vatandaşlara konuşma yaparak sakinleştirmeye çalışıyordu. Korktuk. Yanımdaki albay arkadaşım, 'Ben tırstım. Çelik yelek giyerek, silahlanacağım.' dedi. Biz de askeri silahlandırdık.'

Vatandaşların, Cumhurbaşkanının konuşmasından sonra sokağa çıkmasından ve attıkları slogandan AK Partili olduklarını anladığını dile getiren Aslan, 'Ben de CHP ve MHP'li arkadaşlarımı arayarak, AK Partililer darbeye karşı sokağa çıktı, siz neden duruyorsunuz. Neden destek vermiyorsunuz?' dediğini öne sürdü.

Donanma'da görevli bir albayın, o günkü Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele'yi telefona arayarak, İmren'in bir şeyler karıştırdığını söylediğini, Kösele'nin de telefona istediği İmren'in konuşmak istemediğini anlatan sanık Aslan, şunları iddia etti:

'Burada Donanma Komutanı Kösele'yi eleştiriyorum. İmren telefona gelmiyorsa bir alt komutana ulaşması lazımdı. 'Deniz Kuvvetleri'nden bize böyle bir emir gelmedi. İmren kendini kaybetmiş, onu görevden alıyorum. Yerine başkasını atıyorum.' deseydi, bunlar olmayacaktı. Başımıza ne geldiyse Veysel Kösele yüzünden geldi.'

Tutuklu sanık Aslan, 'Ben gittim çardağa oturdum. İmren'in bana emir vermemesi için telefonumu kapattım. Bu arada başsavcı İmren'i telefonla aramış. Konuşmak istemeyince, ondan sonra gelen yetkili birini istemiş. Nöbetçi astsubay bana söyledi ama ben yetkili olmadığım için görüşmek istemedim.' dedi.

'Başsavcı aradığında neden telefona çıkmadınız?'

Cumhuriyet Savcısının, sanık Hayrettin İmren'in, 'Cemaatten olduklarını bildiğim için bütün işlerimi Albay Muharrem Aslan ve birkaç subayla görüyordum. Onlar sürekli yakınımdaydı.' şeklindeki ifadesini hatırlatması üzerine Aslan, 'Bu suçlamayı kabul etmiyorum. İmren bunu yanlışlıkla söylemiş veya ifade tutanağına yanlışlıkla yazılmış olabilir.' diye konuştu.

TBMM avukatının, 'Darbe olduğunu anladığınızda, birilerinin bu girişime son vermesini istediğinizi söylemiştiniz. Peki başsavcı aradığında neden telefona çıkmadınız. Darbeyi bertaraf etmek için niçin çaba sarf etmediniz?' şeklindeki sorusuna Aslan, 'Daha önce dediğim gibi kendimi yetkili olarak görmedim. O yüzden telefona çıkmadım. Darbe girişimi önlenince Tuğamiral Yalçın Payal bana, 'Savcıya cevap vermedin. Senin de darbecilerle işbirliği yaptığına inanıyorum. Şimdi cezanı çekeceksin.' demişti. Yani 'İmren ve diğer darbeci komutanları çıkıp vursaydın' diyebilirsiniz. Bunu düşünmedim değil ama Türk Silahları Kuvvetleri üniforması giymiş, ateş etmek kolay değil.' karşılığını verdi.

Aslan, Donanma Komutanlığındaki darbe girişimine katılmadığını, destek vermediğini, emir alıp vermediğini ileri sürerek, suçsuz olduğunu savundu.

MURAT ERDEM

Darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'nda darbeci eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren ile hareket ettiği, İmren'in kurallara aykırı tüm talimatlarını sorgulamadan uyguladığı, darbenin başarılı olması yönünde gayret ve çaba içerisinde olduğu, Donanma Komutanlığında gözaltına alınarak etkisiz hale getirilen Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal ve Harp Filo Komutanı olarak görev yapan Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım'ın cezaevi aracına konulması ve İstanbul'a gönderilmesiyle diğer personelin gözaltına alınmaları ve etkisiz hale getirilmeleri sürecinde aktif olarak bulunduğu, Genelkurmay Başkanlığı'ndan gelen 'Sıkıyönetim direktifi' konulu darbe planını ilk kendisinin aldığı, bu mesajların direkt kendisine getirilmesi ve gereğinin kendisi tarafından yapılacağı talimatını verdiği, girdiği yabancı dil okuma ve dinleme sınavlarında normal olmayan değişimler olduğu tespit edilen tutuklu sanık eski Harp Filosu Komutanlığı Kurmay Başkanı Deniz Kurmay Albay Murat Erdem savunma yaptı.

Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Erdem, FETÖ üyesi olmadığını, darbeye destek vermediğini, böyle bir emir almadığını ve emir vermediğini ileri sürdü.

Erdem, 15 Temmuz'da gemilerin seyre çıktığını öğrenince evden karargaha geçtiğini ifade ederek, eski Kuzey Görev Grup Komutanı Ayhan Bay'ın odasına gittiğini kaydetti.

Gemilerin kalkış nedenini sorduğunda 'terörist saldırı' ihbarı olduğunu ve gemileri kendisinin kaldırdığını, Tümamiral Yıldırım'ın da konudan bilgisi olduğunu söylediğini dile getiren Erdem, kendisinin Tümamiral Yıldırım'a ulaşamadığını söyledi.

Erdem, normalde de terör saldırısı olduğunda ilk komutanlığa bilgi verildiğini anlatarak, bundan dolayı Bay'a bilgi verildiğini düşündüğünü aktardı.

Uzman çavuşun bir süre sonra haber merkezinden mesaj getirdiğini anlatan Erdem, mesajın önce ilgili adrese götürüldükten sonra kendisine geldiğini bildirdi.

Erdem, kendileriyle ilgili olmadığından mesajı okumadan bıraktığını öne sürerek, şöyle konuştu:

'Karargahımızı ilgilendiren bir şey olmadığı için dağıtmaya gerek yok dedim. Daha sonra Memduh Albay odama geldi. 'Gemiler nerede?' dedi. Gemilerin terör saldırısı nedeniyle seyre çıktığını öğrendiğimi söyledim. Daha sonra İskender amiral geldi, 'Ayhan Bay nerede? Derhal derdest edip, getirin.' dedi. İskender amiral, 'Silah ve mermileri alın.' dedi. Hayrettin amiral ile İskender amiralin beraber ayrıldığını gördüm. 'Nereye?' diye sorunca Hayrettin amiral, 'Seni ilgilendiren bir şey yok.' dedi. İskender amiral, Hayrettin amiral arasında konuşma geçti. Mesajı okudu. Bana dönerek, 'Sen adam mısın? Bu mesajı bana neden göstermedin?' diyerek bana yumruk savurdu. Hayrettin amiral ile Muharrem albay tuttu. 'Mesaj yeni geldi.' dedim. Hayrettin ile İskender amiral konuştu ve daha sonra araçla ayrıldı. Odama gittim. Daha sonra İskender amiralin şöförü geldi, amiralin mesajı istediğini söyledi.'

- 'Televizyonda sıkıntı vardı, ülkede neler olup bittiğini öğrenemedim'

Mahkeme Başkanının 'Mesaj nedir? Neden bakmadın?' sorusu üzerine Erdem, 'İskender amiral gidince yazıyı gördüm. İskender amiral böyle tepki gösterince merak ettim.' dedi.

Kendisinin de aracıyla Yıldırım'ın yanına gittiğini belirten Erdem, burada Muharrem albayın daha önce kendisine tepki göstermesinden dolayı mesajı Yıldırım'a iletmek üzere aldığını söyledi.

Erdem, Payal'i hiç görmediğini ifade ederek, 'İskender amiralle İmren samimi sınıf arkadaşıydı. İskender amiral Hayrettin amiralle çok kez sohbet ederdi. Bu samimi 2 arkadaş arasında sorun olduğunu düşünmediğimden araya girmedim. Mesajı verdim döndüm. Yalçın amirali aradım. Bir süre sonra İskender amiral komutanlığı arayarak emirler verdi. O gece olanları anlamadım. Emir komutada boşluk olmadı, benim müdahaleme gerek kalmadı.' ifadesini kullandı.

Mahkeme başkanının 'Gelen mesajın ne olduğuna bakmadın mı?' sorusu üzerine Erdem, bakınca gelen mesajın sıkıyönetim mesajı olduğunu anladığını kaydetti.

Erdem, mahkeme başkanının 'Televizyon da mı izlemedin? Ülkede neler olduğunu merak etmedin mi?' sorusuna, televizyonda sıkıntı olduğunu ve gemilerin seyre çıkmasından dolayı iş yoğunluğundan televizyon izlemediğini söyledi.

Mahkeme başkanının 'İskender amiralin götürüldüğünü anladın mı?' sorusu üzerine, 'Hayır anlamadım. O bilgiye sahip olsaydım, farklı olabilirdi. Çünkü o arada kendisinden telefonla direktif alıyorduk. Emir komutada boşluk yoktu.' diye konuştu.

16 Temmuz'da gemilerin seyirden döndüğünü, Yıldırım'ın da karargaha geldiğini anlatan Erdem, 'Makamına çağırdı, bana '2. bir emre kadar görevden uzaklaştırıldın. Git evine dua et.' dedi. Kendisiyle bir daha görüşmek için evde uygun zamanı bekledim. Sonra kendisiyle görüşemedim. 18 Temmuz'da ifadeye çağrıldım. Kaçmadım, merkez komutanlığına gittim. Evim, iş yerindeki odam, arabam arandı. İskender amiralin şahsıma yönelik ön yargılı ifadelerinden dolayı tutuklandığımı düşünüyorum. Kendisinde bana karşı ön yargı vardı.' şeklinde konuştu.

Erdem, mahkeme başkanının 'Yıldırım'ın Ayhan Bay'ın derdest edilmesi konusunda direktifi var mı?' sorusuna ilişkin, 'İskender amiral, Mevlüt'e bakarak bunu söyledi. Beni kast etmedi. Hayrettin amiral, İskender amiralin koluna girmiş ikna çalışması vardı. Mesajı görünce sakin şekilde ayrıldılar. Zorla götürülse bir şey yapardım. İskender ve Hayrettin amiral ve Albay Muharrem Aslan, beraber yürüyüp çıktılar.' ifadesini kullandı.

Cumhuriyet Savcısının 'Yıldırım, hukuk düzeninden yana emir veriyor, siz neden pasifize olup darbecilerin hareketine karşı koymadınız?' sorusuna Erdem, 'Gördüğüm şekliyle hareket ediyordum. Darbe olduğunu bilseydim ona göre hareket ederdim. Pasifize olmadım. Emirden çıkmadım. Karşı çıksa oradaki 40-50 kişide karşı çıkmaz mıydı?' dedi.

Bir avukatın, 'Eğer Yıldırım, direktif verseydi İmren'i ve diğerlerini yakalar mıydınız?' sorusuna Erdem, 'Yıldırım, direktif verseydi, elimdeki silahlarla karşı koyardım.' karşılığını verdi.

Erdem, Donanma Komutanlığındaki darbe girişimine katılmadığını, destek vermediğini, emir alıp vermediğini öne sürerek, suçsuz olduğunu savundu.

Savunmanın ardından Cumhuriyet Savcısı mütalaasında, tahliye talep eden sanıklar Erdem ve eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Albay Muharrem Aslan'ın tutukluluk hallerinin devamı yönünde karar verilmesini istedi.

Mahkeme heyeti, sanıklar Erdem, Aslan ve diğer sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, duruşmaya yarına kadar ara verdi.

21.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde özel olarak yapılan 250 kişi kapasiteli salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ve bazı yakınları katıldı. Duruşmayı, AK Parti Kocaeli Milletvekili Zeki Aygün, Memur Sen Kocaeli İl Temsilcisi Şahin Yaşlık, Kocaeli İnsani Yardım Derneği Başkanı İsmail Yeşildal, AK Parti Derince İlçe Kadın Kolları üyeleri, STK temsilcileri ve vatandaşlar takip etti.

HASAN TAŞKÖMÜR

Darbe girişimi sırasında, tutuklu sanık eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren tarafından Donanma Komutanlığı'nda gözaltına alınarak etkisiz hale getirilen Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal ve Harp Filo Komutanı olarak görev yapan Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım ile diğer askeri personelin gözaltına alınması olaylarında olay yerinde olduğu ancak pasif ve sessiz kalarak olaylara müdahale etmeyip darbe girişimine destek olduğu, gerçekleşen olayların önlenmesine yönelik hiçbir davranışta bulunmadığı belirtilen, 15 Temmuz 2016'daki darbe günü Donanma Komutanlığı'nda Yüzbaşı rütbesinde Güvenlik Tabur Komutan Vekili olarak görev yapan tutuksuz sanık Yüzbaşı Hasan Taşkömür savunma yaptı.

Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Taşkömür, darbeci olmadığını, iş birliği halinde olmadığını, aksine darbe karşıtı olduğunu savundu.

Donanma Komutanlığı 1. Güvenlik Komutanı olarak görev yaptığını, izinli olduğu için Tabur Komutanı Binbaşı Uğur Ergün'ün görevine vekalet ettiğini belirten Taşkömür, '15 Temmuz akşamı eşimi de alarak eve gittim. Yüzbaşı Semih Aksel beni arayarak, Deniz Ana Üs Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Albay Muharrem Aslan'ın kendisine tatbikat yapılacağını söylediğini iletti. Poyraz Limanı'ndan gemilerin ayrıldığını, WhatsApp grubundan öğrendim. Televizyondan Boğaziçi Köprüsü'nün askerler tarafından kapatıldığını gördüm. Terör örgütü IŞİD'in havadan saldırı yapacağı söylentileri dolaşıyordu. Ben de bu nedenle Donanma'da tatbikat yapılacağını düşündüm. Hemen Donanma Komutanlığı'na gittim.' diye konuştu.

'Amiralleri zorla askeri araca bindirdiler'

Üsse geldiğinde, Tuğamiral İmren, Albay Aslan ve İmren'in emir astsubayı Başçavuş İsmet Coşkun'u gördüğünü belirten Taşkömür, 'İmren ve Aslan, Harp Filo Komutanı Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım'ı askeri araca bindirmeye çalışıyorlardı. Yıldırım binmek istemedi, direndi. Zorla bindirildi. Bir amiralin başka bir amiral tarafından alıkonulduğunu ilk kez görüyordum. Çok şaşırdım. Aynı zamanda şüphelendim çünkü İmren, bunu başkasına da yaptırabilirdi. Ben de bir yandan izinde olan tabur komutanına ulaşmaya çalışıyordum.' dedi.

Taşkömür, Cumhurbaşkanının telefonla televizyona canlı yayına bağlanıp konuşmasından sonra dışarıdan sesler gelmeye başladığını, vatandaşların Donanma Komutanlığı kapısında toplandığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

'İmren, Donanma'nın 2 nolu kapısında askerlere, elinde silahı ile tehditler yağdırıyordu. Askeri personele bağırıp çağırıyordu. Bu arada tabur komutanına ulaştım, yolda olduğunu söyledi. Ben de kendisine isterse olaylara müdahale edebileceğimi söyledim. Bana, 'İmren kaçarsa bana haber ver. Geldiğimde emir komutayı devralacağım. Çatışmadan ve karışıklığa neden olacak olaylardan uzak dur. Her an müdahale edebilecek şekilde askerleri hazır tut.' dedi.'

'Gerekirse vatandaşlara ateş edin'

Taşkömür, bazı uzman çavuşların silah zoruyla kapıya getirildiğini ve İmren'in bu askerlere, 'Burayı koruyacağız. Gerekirse vatandaşlara ateş açabilirsiniz.' şeklinde konuşma yaptığını duyduğunu söyleyerek, 'Kesinlikle İmren'in emirlerini dinlemeyeceksiniz, vatandaşlara silah kullanmayacaksınız diye emir verdim.' ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanının açıklamasını ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın bu girişime destek vermediğini arkadaşlarına haber verdiğini, kapıda toplanan vatandaşlarla karşı karşıya gelinmemesi için askerleri uyardığını öne süren Taşkömür, 'Eğer bana, 'kapıları açın, darbecilere operasyon yapacağız' şeklinde emir verilseydi, bu emri uygulardım ama bana Tabur Komutanı Uğur Ergün operasyonun yapılacağı emrini 06.30'da verdi. Biz de operasyonu başlattık.' dedi.

'Eşine söz verdim, İmren'i canlı yakalayacağım'

Sanık Taşkömür, Tabur Komutanı Ergün ile kapıdan içeri giren Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım'ın, 'Kimse kahramanlık yapmasın. Eşine söz verdim, İmren'i canlı olarak yakalayıp teslim edeceğim.' dediğini belirtti.

Taşkömür, operasyon sonrası darbeye karışan bazı subay, astsubaylar ve erbaşları yakalayıp, tutukladıklarını ancak eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay ve eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici'nin Poyraz Limanı'ndan bir askeri botla kaçtıklarını öğrendiğini dile getirdi.

'Darbeyi önlemek için ne yaptınız?' sorusu

Savunmasının ardından çapraz sorguya alınan sanık Taşkömür, TBMM avukatının, 'Siz darbe girişiminde birlikte tabur komutanı vekilisiniz. Tabur Komutanı'nın emirleri sizi haklı çıkarmaz. Emri bizzat sizin vermeniz gerekirdi. Darbeyi 23.00'te öğrenmişsiniz. Darbeyi önlemek için ne yaptınız?' sorusu üzerine, 'Şimdi, 'Keşke şunu yapsaydım' diyebilirim ama o akşamki psikolojik durumumuz da göz önüne alınmalı. Kendimi tutuklatıp kahraman olabilirdim. Tabur Komutanımız bana operasyon için sabaha kadar beklenmesi emrini, Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin verdiğini söyledi. Bana ne emir verdilerse onu yaptım. Bana çatışmadan uzak durmam emredildi. Bana, 'İmren'i al' deseler, alırdım. Kendi başıma hareket etseydim belki işler daha çok karışabilir, komutanlarım neden bizi dinlemedin diye beni suçlayabilirlerdi. Ben elimden gelen her şeyi yaptım.' yanıtını verdi.

Bir sanık avukatının, 'Tümamiral Yıldırım gözaltına alınıp zorla araca bindirilirken neden müdahale etmediniz?' sorusuna ise Taşkömür, 'Ben o sırada İmren ve Yıldırım'ın hangi tarafta olduğunu bilmiyordum. O nedenle müdahalede bulunmadım.' şeklinde cevap verdi.

Darbeci olmadığını, aksine darbeyi önlemek için çaba sarf ettiğini ileri süren Taşkömür, beraatını talep etti.

Sanık Hasan Taşkömür'ün avukatı, müvekkilinin darbecilere karşı pasif davranmakla suçlandığını anlatarak, 'Müvekkilim aslında emirleri uygulamış ve doğru zamanı beklemiştir. Sürekli, darbe karşıtı olan amirleriyle irtibat halinde olmuştur. Bu yüzden müvekkilim bu davada sanık değil tanık sıfatıyla yer almalıdır. Tabur Komutanı Uğur Ergün, Donanma'ya gelmesi gerekirken, süreci Gölcük'te bir otoparkta aracından yönetmiştir. Şehit Ömer Halisdemir şanslı bir askerdi çünkü komutanına güvenmişti. Müvekkilim de aynı şekilde komutanlarına güvenmiş ve emirlerini yerine getirmiştir. Müvekkilim suçsuzdur, beraatını talep ediyoruz.' ifadelerini kullandı.

SEMİH AKSEL

Bilirkişi heyeti tarafından raporda Donanma Komutanlığı'ndaki darbeci askerlerin içerisinde olduğu tespitine yer verilen ve darbeci amiral Hayrettin İmren tarafından amirallerin ve diğer askeri personelin gözaltına alınması sırasında pasif ve sessiz kalarak olaylara müdahale etmediği iddia edilen eski Güvenlik Tabur Komutan Vekili Yüzbaşı Semih Aksel savunmasında, 15 Temmuz akşamı Değirmendere sahilinde olduğunu, 22.30 sıralarında Poyraz Limanı'ndan gemilerin çıkış yaptığını görünce birliğine gittiğini söyledi.

Birliğe gidince telsizden alarm durumunun turuncu seviyesine yükseltildiğini duyduğunu dile getiren Aksel, Yüzbaşı Hasan Taşkömür ile Donanma Üst Savunma Harekat Merkezi Amiri Yüzbaşı Serdar Uysal'ın yanına intikal ettiklerini kaydetti.

Aksel, Donanma Üst Harekat Merkezi'ne vardıklarında burada kargaşa olduğunu anlatarak, 'Uysal bize Genelkurmay Başkanlığı'ndan gelen bir evrak verdi. Üzerinde sıkıyönetim direktifi yazıyordu. Serdar Uysal direktifle ilgili teyit olmadığını söyledi.' diye konuştu.

Bu sırada televizyonda Cumhurbaşkanı veya Başbakan'ın açıklamalarını gördüğünü kaydeden Aksel, 'Bu benim için dönüm noktası oldu. Taşkömür'le çok eski arkadaştık, bir değerlendirme yaptık ve direktife uymamaya karar verdik.' ifadelerini kullandı.

'Tümamiral Yıldırım'ın koluna girerek araca bindirdiklerini gördük'

Sanık Aksel, kapılardaki güvenliği sağlamak için çıktıkları sırada 'Poyraz Limanı'nda sıkıntı olduğu' bilgisi gelmesi üzerine buraya gittiklerine dikkat çekerek, 'Albay Muharrem Aslan ve Hayrettin İmren, Tümamiral İskender Yıldırım'ın koluna girerek onu İmren'in makam aracına bindirdiklerini gördük. Sürüklemiyorlardı ama dostane bir ortam yoktu. İmren'in elinde silah vardı.' şeklinde konuştu.

Araçlar ayrıldıktan sonra Kapı 2 Bölgesine gittiklerini, buranın sakin olduğunu gördükten sonra yaşananlarla ilgili bilgi almak için Merkez Komutanlığına gittiklerini ifade eden Aksel, şöyle devam etti:

'Donanma Komutanı ile irtibatı olabileceğini düşünerek Albay Uğur Çelikten'in yanına gittik. Ne olduğunu sorduk, olanlara anlam veremediğini, Donanma Komutanıyla görüşemediğini söyledi. Çıktıktan sonra Yüzbaşı Harun İlaslan'ı gördük, ona da benzer şeyleri sorduk. O da bilgisi olmadığını söyledi. Buradan ayrılıp Kapı 2'ye geri döndük. Geldiğimizde Hayrettin İmren sivil ve askeri kıyafetli bir gruba hararetli bir konuşma yapıyordu. Hayrettin İmren, yanındaki ekibiyle Mareşal Fevzi Çakmak Caddesi'ne doğru yürürken havaya ateş emri verdi. Halkın tepkisinin artması üzerine Hayrettin İmren kapıya geri geldi.'

Aksel, çevredekilere ateşin kesilmesi ve geri çekilmesi yönünde müdahale ettiğini ileri sürerek, 'Bunu gören Hayrettin İmren yanıma gelerek kafama göre hareket etmemem gerektiğini söyledi. Mevzilenen kişilere müdahale ettiğim için tepki gösterdi. Elindeki tabancasını bana doğrultarak 'Emirlerime uymazsan seni vururum' dedi.' diye konuştu.

Bu olaydan sonra İmren'in Kapı 2 Bölgesinden ayrıldığını, kendisinin de bunu fırsat bilerek halkı yatıştırmak için caddeye gittiğini anlatan Aksel, burada karşılaştığı kaymakamın talimatı üzerine askerleri geri çektiğini iddia etti.

'İmren, MG3'ün getirilmesi emrini verdi'

Aksel, bu sırada geri dönen Hayrettin İmren'in kendisine 'kafana göre iş yapmaya devam ediyorsun' dediğini anlatarak, şöyle konuştu:

'MG3'ün getirilmesi emrini verdi. Ben de bu silahın mevcut olmadığını söyledim ama o silah mevcuttu, yalan söyledim. Çünkü MG3 dakikada bin 600 atış yapabilen çok ağır bir silah. Kapıya gelmesinin bir felakete yol açabileceğini düşündüm. Emri bu şekilde yerine getirmedim.'

Mahkeme Başkanı Yusuf Sevimli'nin, 'Hayrettin İmren MG3 silahını neden getirtmek istemiş olabilir' şeklindeki sorusu üzerine Aksel, o an İmren'in amacının ne olduğu konusunda fikri olmadığını ifade etti.

Aksel, Sevimli'nin, 'Hayrettin'in İmren'in kapıdaki askerlere hedef gözetmeksizin ateş edin dediğini duydun mu?' sorusunu 'Duydum' diye yanıtladı.

Kapı 2'de bulunduğu süreden sonra Hayrettin İmren'i bir daha görmediğini ileri süren Aksel, Hayrettin İmren tarafından silahla tehdit edilmesine rağmen darbeye karşı mücadele ettiğini savundu.

Aksel, savunmasının ardından sanıkların ve avukatlarının sorularını yanıtladı.

22.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 52'si tutuklu, 13'ü firari 92 sanığın yargılanmasına devam edildi. Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince, Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinde özel olarak yapılan 250 kişi kapasiteli salondaki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ve bazı yakınları katıldı. Duruşmayı, AK Parti Kocaeli Milletvekili Sami Çakır, Memur Sen Kocaeli İl Temsilcisi Şahin Yaşlık, Kocaeli İmam Hatip Liseleri Derneği Başkanı Sabahattin Yamak, AK Parti Körfez İlçe Başkanı Osman Badem, AK Parti Kandıra İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri, STK temsilcileri ve vatandaşlar takip etti.

İSMET COŞKUN

Donanma Komutanlığında darbe girişiminin her anında, darbeci tutuklu sanık Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren ile birlikte hareket ettiği, İmren'in kurallara aykırı tüm talimatlarını sorgulamadan uyguladığı, darbenin başarılı olması yönünde gayret ve çaba içerisinde olduğu, Donanma Komutanlığında gözaltına alınarak etkisiz hale getirilen Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal ve Harp Filo Komutanı Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım'ın gözaltına alınarak cezaevi aracına konulması ve İstanbul'a gönderilmesi ile diğer personelin gözaltına alınmaları ve etkisiz hale getirilmeleri sürecinde aktif olarak bulunduğu, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Bilirkişi Raporunda olaylara doğrudan karıştığı yönünde tespit yapıldığı ve örgütün iletişim sistemi ByLock'u kullandığı belirtilen İmren'in emir astsubayı tutuklu sanık İsmet Coşkun savunma yaptı.

Coşkun, hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, FETÖ üyesi olmadığını, ByLock kullanmadığını, darbeye katılmadığını ve sadece emirleri uyguladığını öne sürdü.

İmren'in, 15 Temmuz 2016'da saat 20.30 sularında kendisini telefonla aradığını, yanına silahını alarak çok acil olarak Donanma Komutanlığına gelmesini istediğini anlatan Coşkun, 'İmren bana, 'Ülkede sıkıyönetim ilan edildi. Genelkurmay Başkanlığından emir geldi. Amiralleri alacağız. Karşı çıkan olursa gereğini yapacağız. Vur emri var. Emirleri dinlemeyeni vurmakta tereddüt etmeyeceğim.' dedi. Ben şaka yapıyor sandım. Her halde tatbikat yapılıyor, komutanım benim tepkimi ölçüyor diye düşündüm. Gemilerin karartma yaparak limandan ayrıldığını gördüm. Sonra sıkıyönetim olduğunu anladım. Daha sonra eski Kuzey Görev Grup Komutanı firari Tuğamiral Ayhan Bay'ın lojmandaki evine gittik. Orada eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici ve eski Deniz Ana Üs Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Albay Muharrem Aslan da vardı. Bir süre konuştular.' ifadelerini kullandı.

-'İmren, emrini dinlemeyen askerleri nezarete attırıyordu'

İmren'in son derece dengesiz davranışlar içine girdiğini ve sertleştiğini anlatan Coşkun, Tuğamiral Yalçın Payal'ı yakalatıp, nezarete koydurduğunu belirterek, 'Her gördüğü subay ve astsubaya, 'Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin mi yoksa benim emrimi mi dinleyeceksiniz?' diye soruyordu. 'Donanma Komutanının emrini dinlerim' diyenleri nezarete attırıyordu. Askerlere, 'Vur emrim var. Hiç kimseyi tanımam, gözünün yaşına bakmam' diyordu.' şeklinde konuştu.

Emir astsubayı olduğu için görevi gereği sürekli İmren'in yanında olduğunu, askeri okulda verilen emri sorgulamadan yerine getirmeyi öğrendiklerini kaydeden Coşkun, 'Kaldı ki emri veren bir amiraldi. Ben ve bir çok subay, astsubay ve erbaş İmren'in baskı ve tehditle verdiği emirleri yerine getirdik. Anam da babam da kocam da Tuğamiral Hayrettin İmren'di. Bu ülkede 40 yıldır örgütlenen FETÖ'nün bir gecede kurbanı olduk.' diye konuştu.

-'Tuğamirali zorla cezaevi aracına bindirdi'

İmren'in Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım'ı kolundan tutarak Merkez Komutanlığından aşağıda indirdiğini söyleyen Coşkun, 'Bütün askeri personel oradaydı. Askerler koridor oluşturdu. Yıldırım, İmren'e, 'yanlış yapıyorsunuz. Ben bir yere gitmeyeceğim' şeklinde bir şeyler söyledi. İmren de 'Ben Genelkurmay'dan emir alıyorum. Geç arabaya' dedi. Cezaevi nakil aracına bindirilen Yıldırım, Tuğamiral Pay ile birlikte İstanbul'a sevk edildi. Cezaevi aracına Tuğamiral değil yüzbaşı bile konsa sorgulamamız mümkün değildi.' şeklinde konuştu.

Saat 23.00 sularında acıktığını söyleyen İmren'in dışarıdan yemek alınmasını istediğini aktaran İsmet Coşkun, o saate açık yer olmayacağı için kantinden bisküvi aldıklarını, İmren ve yanındakilerin bisküvi yediklerini belirtti.

İmren, Donanmayı aracıyla dolaşarak alınan önlemleri kontrol ettiğini, sürekli sert şekilde talimatlar verdiğini anlatan Coşkun, 'İsteksiz davranan rütbelilere ve askerlere, 'Emirleri Genelkurmay'dan aldım. Emirlerimizi neden dinlemiyorsunuz?' diye bağırıyordu. Emirleri uygulamayan bazı askerleri gözaltına aldı. Görev yerini terk eden yüzbaşı Gökhan Cingi'ye hakaret ederek, 'vatan hainisin' dedi. Gölcük Merkez Komutanı Albay Uğur Çelikten, İmren'in emirlerini dinlemeyeceğini söyledi. İmren, Çelikten'e silah çekerek, tehdit etti. Sonra tutuklatarak, nezarete attırdı.' diye konuştu.

-'Elindeki silahı halka sallayıp, bağırıyordu'

İmren'in askerlere, 'İstiklal mücadelesi veriyorum. Üssümüzü koruyacağız. Kimsenin girmesine izin vermeyeceğiz.' şeklinde hamasi konuşmalar yaptığını dile getiren Coşkun, şöyle devam etti:

'O sırada Donanma kapısını önünde toplanan vatandaşların olduğu yere gittik. İmren, elindeki silahı kalabalığa sallıyor, bağırarak bir şeyler söylüyordu. O anda silah sesleri duyuldu. Askerler havaya ateş ediyordu. 'Komutanım, ateş açtırmayın. Halkı daha çok tahrik edersiniz. Galeyana gelirler olaylar daha çok büyür. Askeri biraz geri çekelim' dedim. İmren bu tavsiyeme uydu. Ortam biraz yatışır gibi oldu.'

-'İmren iyice delirmişti'

İmren'in nöbetçi astsubaya silah ve cephaneliğin olduğu depoların anahtarını istediğini, anahtarın kendisinde olmadığını söyleyen astsubayın başına silah dayayarak hakaret ve tehditler savurduğunu aktaran İsmet Coşkun, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'İmren iyice dengesini kaybetmişti. Ben de silah kazara ateş almasın diye komutana, 'efendim nezarete alalım astsubayı' dedim. Kabul etti. Her gittiğimiz birimde herkese, 'İmren paşa iyice delirdi. Ne derse evet deyin, anlaşıldı komutanım deyin' şeklinde telkinlerde bulundum. İmren bana, 'emrimi dinlemeselerdi vuracaktım' dedi. Ben bunun gibi bir çok konuda İmren'i frenlemeye çalışıyordum. Kimseye bir zarar gelmesin diye çaba sarfettim. Darbeye yardım etmedim. Aksine önlemeye çalıştım.'

- 'Mahrem abi' İmren'e, Coşkun için 'cemaatten' demiş

Sanık Hayrettin İmren'in, Donanma Komutanlığında görevli askerlerin 'mahrem abisi' olduğu belirtilen tutuklu 'Kamil' kod isimli eski öğretmen Oktay Aygün'ün kendisine, Albay Muharrem Aslan ve Astsubay İsmet Coşkun'un cemaatten olduğunu söylediği yönündeki ifadelerini kabul etmeyen Coşkun, 'Ben cemaatten değilim. FETÖ'cü ve darbeci de değilim. Bu yapıyla işim olmaz.' dedi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli'nin, bir askerin, İmren'in, Gölcük'te bir pastaneye 16 Temmuz için 350 kişilik pasta siparişi verdiği yönündeki ifadesini hatırlatarak, Coşkun'a bundan haberi olup olmadığını sordu. Coşkun, İmren'in arada bir pasta siparişi verdiğini ancak bu siparişle ilgili bilgisinin olmadığını belirtti.

Coşkun, İmren'in daha önce kendisine ve askerlere çok iyi davranan iyi bir insan olduğunu, kendisine itimat ettiklerini ancak 15 Temmuz darbe girişiminde çok farklı bir kişiliğe büründüğünü belirterek, 'Şu an İmren ile duruşma salonunda aynı ortamda olmaktan imtina ediyorum.' dedi.

-'İsmet, buraya kadarmış. Olmadı'

Donanma Komutanlığında sahil güvenlik botu ile kaçan amirallere yardım ettiği yönündeki suçlamaları kabul etmeyen Coşkun, şunları kaydetti:

'Ben, amiraller bota binerken ellerinden mi tutmuşum? Sadece refakat ettim. Kaçacaklarını o ana kadar bilmiyordum. İmren bota binerken bana, 'İsmet, buraya kadarmış. Olmadı' dedi. Ardından, bana orada bulunan astsubay ve erbaşlara dönerek, 'Çocuklar, siz emirleri yerine getirdiniz. Size bir şey yapmazlar. Bir saat sonra donanmanın kapılarını açın, normale dönün.' şeklinde bir konuşma yaptı. Sonra amiraller telefonlarını bana teslim etti. Bot, Poyraz limanından ayrıldı.'

Coşkun, donanma içinde askerlerin elini havaya kaldırdıklarını gördüğünü, o sırada Tümamiral Yıldırım'ın üsse girdiğini belirterek, Yıldırım'ın kendisinin nezarete alınması için emir verdiğini söyledi.

23.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince, Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesinde özel olarak yapılan 250 kişi kapasiteli salondaki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ve bazı yakınları katıldı.

Eski Gölcük Ana üs Komutanı emekli Tuğamiral Ali Sadi Ünsal, sözlü olarak mahkemeye müdahillik talebinde bulundu.

Duruşmayı, Memur Sen Kocaeli İl Temsilcisi Şahin Yaşlık, STK temsilcileri ve vatandaşlar da takip etti.

İzinli olmasına ve TCG Yavuz Savaş Gemisi'nin personeli olmasına karşın 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığında yaşanan olaylarda tutuklu sanık Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren ile birlikte hareket ettiği, İmren'in kurallara aykırı tüm talimatlarını sorgulamadan uyguladığı, darbenin başarılı olması yönünde gayret ve çaba içerisinde olduğu belirtilen tutuksuz sanık astsubay F.M.M. savunma yaptı.

İzinli olduğu için evde olduğunu ve erkenden yattığını, eşinin telaşla uyandırdığını ve televizyonda Boğaz Köprüsü'nün askerler tarafından kapatıldığını söylediğini anlatan F.M.M, olayın terör saldırısı olduğunu sandığını belirtti.

Daha sonra televizyonda Başbakanın 'bu bir kalkışmadır' şeklindeki açıklamasını izlediğini ve olayın darbe girişimi olduğunu anladığını ifade eden F.M.M, beylik silahını alarak, birliğin içindeki lojmandan dışarı çıkıp, fırından ekmek almaya gittiğini dile getirdi.

'Eşimi dinleseydim bunlar başıma gelmeyecekti'

Lojmana dönmek için üsse girdiği sırada İmren'in askerlere, 'Arkadaşlar birliğe saldırı var. Korumak için herkes elinden geleni yapacak.' şeklinde konuşma yaptığını anlatan F.M.M, 'Ben, darbecilerin birliğe saldıracağını sanarak, darbecilere karşı çıkmak için üstte görev almak istedim. Eşim o sırada bana gitme dedi. Darbe olduğunu biliyordum ama İmren'in darbeci olduğunu bilmiyordum. Keşke eşimi dinleseydim, bunlar başıma gelmeyecekti.' diye konuştu.

F.M.M, vatandaşların toplanmaya başladıkları Donanma kapısına gittiklerini, İmren'in, havaya ateş edin emri verdiğini ve diğer askerlerle birlikte ateş ettiklerini söyledi.

-'İmren darbeci çıktı'

İmren'in darbecilerin Denizaltı Filo Komutanlığına girdiğini, personeli rehin aldıklarını söylediğini belirten F.M.M, şöyle konuştu:

'Bazı askerlerle birlikte filoya gittik. Her an çatışma çıkacakmış gibi hazırlandık. Ancak, İmren'in yalan söylediğini gördük. Çünkü filoda az bir asker vardı ve hiç bir hareketlenme yoktu. Kardeşim de gemide astsubaydı. Dahili telefonla arayıp İmren'in filonun darbeciler tarafından ele geçirildiğini söylediğini ilettim. Kardeşim, 'abi öyle birşey yok. Sakın inanma' dedi. Komutan yalan söylemez ama yalan söylemişti. Bizde bir güvensizlik oldu İmren'e karşı. O sırada Metin Uzman Çavuş, 'İmren darbeci çıktı' dedi. Bölgeden ayrılmayı düşündük. Ana Üs Komutanı Hayrettin İmren darbeci olduğu için, kaçarsak biz de darbeci konumuna düşeriz diye düşünerek, kaçmaktan vazgeçtik.'

'İmren, 'Hükümeti devirdik' dedi'

Sanık F.M.M, saat 03.30'da İmren'in yanına gittiklerini, 'komutanım biz burada ne yapıyoruz' diye sorduklarını belirterek, 'Bize çok kızdı. Bağırdı, azarladı. 'Ne demek ne yapıyoruz' diye çıkıştı. Yalanının ortaya çıktığını anlayınca, 'Hükümeti devirdik. Sıkıyönetim ilan edildi. Donanma Komutanı gelse vururum.' dedi. Kandırıldığımızı anladık. Biz orada farkında olmadan darbeci durumuna düşmüştük. Şerefsiz darbeci Hayrettin İmren'in eline düşmektense, bizi kendi arkadaşlarımız alsın dedik. Diğer askerlerin olduğu yere giderek, 'Şerefsiz İmren darbeci çıktı. Şerefliyseniz bizimle gelin, teslim olalım. Şerefsizseniz burada kalın' dedim. Hepsi beni dinledi. Oradan ayrıldık. Bir albaya giderek silahlarımızı teslim ettik.' şeklinde konuştu.

İmren o sırada söz alarak, 'kapıya ben mi sizi çağırdım' şeklindeki soruya F.M.M, 'Evet siz çağırdınız. 'Lojmanlardaki askerleri de çağırın gelsin, karılarının eteklerinin altına saklanmasınlar' dediniz.' şeklinde cevap verdi.

'Sen bana çelik yelek getirip, komutanım kendinizi koruyun' diyen sen değil miydin şeklindeki İmren'in sorusunu ise F.M.M, 'Hayır ben öyle birşey demedim. Çelik yelek zaten üzerinizdeydi.' yanıtını verdi. Bazı sanıklar söz alarak, İmren'e çelik yeleği başka bir askerin getirdiğini söyledi.

Tutuksuz sanık F.M.M darbeci olmadığını, kanuna aykırı bir emri yerine getirmediğini ve suçsuz olduğunu ileri sürerek, beraatini istedi.

Sanık avukatı, müvekkilinin ailesinin geçimini sağlamak için iş bulduğunu ancak adli kontrol şartının sadece pazar gününe alınması talebinde bulundu.

'İmren'in emriyle ateş ettik'

Uzman Çavuş olarak görev yaptığı 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Gölcük Donanma Komutanlığında yaşanan olaylarda Üs Komutanı darbeci tutuklu sanık Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren ile birlikte hareket ettiği, İmren'in kurallara aykırı tüm talimatlarını sorgulamadan uyguladığı, darbenin başarılı olması yönünde gayret ve çaba içerisinde olduğu, Donanma Komutanlığında gözaltına alınarak etkisiz hale getirilen Harp Filo Komutanı Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım ve Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal'ın cezaevi aracına konulması ve İstanbul'a gönderilmesi ile diğer personelin gözaltına alınmaları ve etkisiz hale getirilmeleri sürecinde aktif olarak bulunduğu, İmren'in ateş emrine uyarak tabancası ile ateş ettiği belirtilen Murat Dikkaya da savunmasında, üzerine atılı suçları kabul etmediğini söyledi.

O gece Donanma Komutanlığında kırmızı alarm verildiğini, herkesin silahlanıp, kapı 2'ye gelmesi yönünde mesaj aldığını anlatan Dikkaya, 'Biz kapıya gittik. İmren geldi, 'birliğimizi koruyacağız' dedi. O sırada vatandaşlar kapının önünde toplanmış, birliğe girmeye çalışıyordu. İmren'in emri ile havaya ateş ettik. Sonra geriye çekilerek, 'Şehitler ölmez, vatan bölünmez' ve 'Asker millet el ele' şeklinde sloganlar attık. Vatandaşlar bizi alkışlayarak, biraz sakinleşti.

'Komutanlar emir verseydi İmren'i vururdum'

Hayrettin İmren'in, Donanma Komutanını tutuklayacağını, gerekirse vuracağını söylemesi üzerine herkesin çok şaşırdığını anlatan Dikkaya, İmren'in, emirleri uygulamayacağını ifade eden yüzbaşı Gökhan Cingi'ye silah çekerek, vatan haini dediğini, çeşitli hakaretlerde bulunduğunu, daha sonra nezarete attırdığını aktardı.

İmren'in birlik içinde gezerek, askerleri tehdit ettiğini, kafalarına silah dayayarak, emrini dinlemeyenleri vuracağını söylediğini anlatan Dikkaya, gözyaşları içinde sürdürdüğü savunmasında, 'İmren'in yaptıklarını üstlerime anlattım. Bana kimse şöyle yap, böyle yap demedi. Bana bir komutanım, 'Bak Murat, bu Hayrettin İmren darbe yapıyor. Tutukla, vur deseydi emri gözümü kırpmadan yerine getirirdim. Donanma Komutanlığında bir sürü rütbeli subay var. Biri kalkıp da İmren ne yapıyorsun demedi. İmren'in kanunsuz hiç bir emrini yerine getirmedim. Darbe teşebbüsünde bulunmadım. Tanklarla, uçaklarla vatandaşlarımızı öldüren böyle cani bir yapıyla benim ne işim olabilir. Suçsuzum, tahliyemi talep ediyorum.' şeklinde konuştu.

-'Emrini dinlemeyince silahla tehdit etti'

Uzman çavuş olarak görev yaptığı 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Gölcük Donanma Komutanlığında yaşanan olaylarda Üs Komutanı darbeci Tuğamiral Hayrettin İmren ile birlikte hareket ettiği, İmren'in kurallara aykırı tüm talimatlarını sorgulamadan uyguladığı, gözaltına alınmasını istediği kişileri gözaltına aldığı, darbenin başarılı olması yönünde gayret ve çaba içerisinde olduğu, Donanma ile ilgili Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından hazırlanan 'bilirkişi raporu'nda olaylara doğrudan karıştığı yönünde tespit yapıldığı ve İmren'in ateş emri vermesi üzerine ateş eden askerler arasında olduğu belirlenen tutuklu sanık Abdülaziz Yıldız, savunmasında, hakkındaki suçlamaları reddetti.

Mesleğe 6 ay önce başladığını, 15 Temmuz akşamı Donanma Komutanlığında kırmızı alarm verildiğini ve terör saldırısı denildiğini öne süren Yıldız, 'İmren bize Poyraz Limanı'na hücum botu gelecek, sakın bu botu yanaştırmayın dedi. Bir süre sonra, yanımıza gelerek, 'Donanma Komutanı gelirse onu vuracağım' diye konuştu. Biz çok şaşırmıştık. Biz Merkez Komutanlığına gittik, odada saklandık. Bizi aramış. Orada olduğumuzu öğrenince geldi. Çok kızdı. Siz benim emrimi nasıl dinlemezsiniz diye hakaretler etti. Vur emri var, sizi vururum dedi.

Televizyon olmadığı için ne olduğunu öğrenemediklerini ileri süren Yıldız, 'Kimin darbeci kimin darbeye karşı olduğunu bilmiyorduk. Komutanlarımız da bize ne yapmamız gerektiğini söylemediler. İmren, hepimize silah çekerek vurmakla tehdit ediyordu. Biz uzman çavuş olarak amirale karşı ne yapabilirdik. Yine de kanun dışı bir emri yerine getirmedik. Darbeci değilim. Suçsuzum.' diye konuştu.

'Suçluysam beni idam etsinler'

Uzman Çavuş olarak görev yaptığı 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Gölcük Donanma Komutanlığında yaşanan olaylarda Üs Komutanı darbeci Tuğamiral Hayrettin İmren ile birlikte hareket ettiği, İmren'in kurallara aykırı tüm talimatlarını sorgulamadan uyguladığı, gözaltına alınmasını istediği kişileri gözaltına aldığı, darbenin başarılı olması yönünde gayret ve çaba içerisinde olduğu ve İmren'in ateş emri vermesi üzerine ateş eden askerler arasında olduğu belirlenen tutuklu sanık Hasan Özbudak, savunmasında suçsuz olduğunu öne sürdü.

Özbudak, 15 Temmuz akşamı Donanma Komutanlığı kapısında nöbetçi olduğunu, vatandaşların toplanması üzerine İmren'in emriyle havaya ateş ettiklerini söyledi.

Sicil amirinin, 'Donanma Komutanı yok. Hayrettin İmren ne emrederse yerine getirin' dediğini ileri süren Özbudak, o sırada İmren'in vatandaşlara, 'Gerizekalılar, aptallar' şeklinde bağırdığını ifade etti.

Darbecilere destek vermediğini, FETÖ'cü olmadığını savunan Özbudak, 'Kırmızı alarm verildiğini söylediler. Terör saldırısı olacak dediler. Birliğimizi korumak için mücadele ettim. FETÖ'cü olsam beni önce babam vururdu. Adam vurursun, hırsızlık yaparsın, cezaevine girersin. Ama vatan hainliğinden yargılanmak ağırıma gidiyor. Suçluysam beni idam etsinler.' şeklinde konuştu.

Sanık Özbudak'ın avukatı, yargılananların büyük bir bölümünün asker olduğunu belirterek, mahkemede askeri hukuk uzmanı olmasını talep etti.

Cumhuriyet Savcısı mütalaasında, tahliye ve beraat taleplerin reddedilmesi ile tutukluların bu hallerinin devam edilmesi yönünde karar verilmesini istedi.

Mahkeme heyeti ara kararında tahliye taleplerini reddederek, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, tutuksuz sanık F.M.M'nin adli kontrolünün pazar günleri yapılmasına ve emekli Tuğamiral Ali Sadi Ünsal'ın müdahillik talebinin mahkemeye mağduriyetini anlatan bir dilekçeyle müracaat etmesine karar vererek, duruşmayı pazartesi gününe erteledi.

İDDİANAME

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı şüpheli olduğu iddianamede, eski Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, eski Güney Grup Görevi Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici, eski Sahil Güvenlik Komutanlığı Harekat Başkanı Süleyman Yarayan, eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay, eski Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma, eski Genelkurmay Konsept Teşkilat ve Harbe Hazırlık Daire Başkanı Gürel Kaynak, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Muharrem Aslan, eski Harp Filosu Komutanlığı Kurmay Başkanı Murat Erdem ile Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin 'mahrem abileri' konumundaki 18 sivil ve 1 asker öğretmenin de aralarında yer aldığı 92 şüpheli bulunuyor.

İddianamede Gülen hakkında, 'cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs', 'silahlı örgüt kurmak veya yönetmek' ve 'silahla birden fazla kişiyle birlikte yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ile 19 yıldan 36 yıl 6 aya kadar hapis cezası isteniyor.

Şüpheli askerlerle irtibatlı olan, onları darbe toplantılarına götüren ve kaçtıkları dönemde saklayan, Donanma Komutanlığı'nda görevli askerlerin 'mahrem abileri' konumundaki 18'i sivil, 1'i asker öğretmen ile Donanma Komutanlığı'nda darbe girişimini yönettiği belirtilen tutuklu sanıklar Hakan Üstem, Hayrettin İmren, Ömer Faruk Harmancık, Nazmi Ekici, Süleyman Yarayan, Tezcan Kızılelma, Gürel Kaynak, Muharrem Aslan ve Murat Erdem ile firari sanık Ayhan Bay hakkında ağırlaştırılmış müebbet ile 19 yıldan 36 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenen iddianamede, diğer sanıkların ise ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl altışar aydan yirmi dokuzar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.

Paralel yapı-23 Haziran (2017) 'Kocaeli Darbe Yap./Donanma Komutanlığındaki Eylemler 92 sanık' davası
Paralel yapı-TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile bağlantısının delilleri

(24 Eylül 2017, 10:29)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

PARALEL YAPI KONULU HABER GRUPLARINDAN KISA BİR BÖLÜM: (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)  
Paralel Yapıya yönelik hemen hemen tüm operasyonlar ve açılan davalar
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı ve diğer kurum kuruluşlarla bağlantıları
Başbakan Erdoğan'ın paralel yapıyla ilgili açıklamaları
Paralel yapı-Abdullah Gül
Paralel yapı-Taksim Gezi Parkı olayları bağlantısı
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar
Paralel yapı-Ergenekon
Paralel yapı-Behçet Oktay intiharı
Paralel yapı-Hablemitoğlu cinayeti
Paralel yapı-Üzeyir Garih cinayeti
Paralel yapı-Cevzet Soysal cinayeti
Paralel yapı-Gaffar Okkan cinayeti
Paralel yapı-Paris cinayetleri
Paralel yapı-Haydar Meriç cinayeti
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimine açılan davalar'
Paralel yapı-Fenerbahçe/Şike soruşturması
Paralel yapı-Ses kayıtları
Paralel yapı-Hanefi Avcı'nın cemaat iddiaları
Paralel yapı-Sabri Uzun'un cemaat iddiaları
Paralel yapı-28 Şubat süreci
Paralel yapı-Kaset olaylarıyla bağlantısı
Paralel yapı-Rusya Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikasti
Paralel yapı-1990 Uğur Mumcu vd. Laiklik suikastleri soruşturmasında kumpas
Paralel yapı-TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile bağlantısının delilleri
Paralel yapı-15 Temmuz askeri darbe girişimindeki rollerini saptırma gayretleri
Paralel yapı-Yargılandıkları davalarda Fetö'nün terör örgütü olduğunu kabul etmeyen sanıklar
Paralel yapıya karşı devlet kurumlarının attığı adımlar
Paralel yapı-Deşifreyi ve soruşturmaları engelleme çabaları
Paralel yapı-Kamikaze tahliye girişimleri
Paralel yapı-Teslim olmayıp saklanan ya da yurtdışına firar eden şüpheliler
Paralel yapıya dair hukuki deliller
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapı-Suç duyuruları
Paralel yapı-Abdullah Harun
Paralel yapı-Dış ülke bağlantıları
Paralel yapı-Vatana ihanet
Paralel yapı-Misyonerlik/Dinlerarası Diyalog Bağlantıları
Paralel yapı-İslami açıdan sapkın görüşleri
Paralel yapı-Fetullah Gülen'in bedduaları
Paralel yapı-Örgüt mensuplarının intiharları
Paralel yapı konulu kitaplar
Paralel yapı konulu filmler
Paralel yapı bahanesiyle kontrgerilla yapılanmalarının gözden kaçırılma çabaları ... (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=11313    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
63.460.925