İstanbul'da, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Harp Akademileri Komutanlığı'ndaki faaliyetleri ile Harp Akademileri Komutanı Korgeneral Tahir Bekiroğlu'nun kaçırılarak askeri cezaevine konulmasına ilişkin 116'sı tutuklu 122 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
13.01.2018 22:25 İstanbul'da, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Harp Akademileri Komutanlığı'ndaki faaliyetleri ile Harp Akademileri Komutanı Korgeneral Tahir Bekiroğlu'nun kaçırılarak askeri cezaevine konulmasına ilişkin 116'sı tutuklu 122 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
08.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada görülen duruşmada savunma yapan Harp Akademileri Komutanlığında öğrenci subay olan eski yüzbaşı Hakan Akbulut, 15 Temmuz'da mesaisinin bitmesinin ardından okuldan çıktığını, kendisinin 23.00 sıralarında telefondan aranarak eğitim elbiseli olarak okula çağrıldığını anlattı.
Kıdemli öğrenci olması sebebiyle WhatsApp grubundan diğer öğrencilere de bildirim yaptığını ifade eden Akbulut, 'Savcılığın beni suçladığı konulardan biri öğrencileri bilgilendirmem. Kıdemli öğrencinin görevi, komutanlarından aldığı emirleri diğer öğrencilere bildirmektir. Savcılık eğitim elbiseyi de darbeye hazırlıklı olduğumuz gibi değerlendirmiştir. Ancak biz bu elbiseyi daha önceden de giydik.' diye savunma yaptı.
Darbe girişimi esnasında sabaha kadar okulda kalacaklarını öğrendiklerini anlatan Akbulut, Harp Akademileri Komutanlığındaki güven timi tarafından ne olduğunu anlayamadıkları şekilde gözaltına alındıklarını iddia etti.
'İradem dışında atama listesine eklendim' iddiası
Sözde sıkıyönetim direktifinde bulunan atama listesinde ismi yer alan tutuklu sanık eski kurama albay Cengiz Ekin de savunmasında şu ifadeleri kullandı:
'İsminin atama listesinde tespit edildiği doğrudur. Atama listesinden haberim olmadı. Kendi ismimi zar zor okudum listede. İradem dışında ismim oraya eklenmiştir, ne amaçla eklenmiştir bilmiyorum. İmzam, tebliğ ve tebellüğüm yoktur. Beni o gece tespit eden herhangi bir kamera görüntüsü yoktur. Darbe gecesi evdeydim ve ertesi gün 14.00'e kadar evden çıkmadım. Bu listeye dahil edilmem, darbeye iştirak ettiğim anlamına gelmez.'
Kendisinin Bylock kullanıcısı olmadığı yönünde yazı geldiğini öne süren Ekin savunmasına şöyle devam etti:
'Eşimin üzerine kayıtlı olan telefondan Bylocka erişim sağlandığı suçlamasına maruz kaldık. Ne ben ne ailem bu programı indirmedik ve kullanmadık. Son dönemlerde bu programın hataya açık olduğunu görüyoruz. İlgili yerlere yazı yazılarak konuşma içeriklerinin gönderilmesini istiyorum. Zaten konuşma içeriği olsa bugüne kadar gelmesi gerekirdi. Kesinlikle bu iddiaları reddediyorum. Tahliyemi istiyorum.'
Duruşmada savunma yapan diğer tutuklu sanıklar da üzerilerine atılı suçlamaları reddederek tahliyelerini talep etti.?
Duruşma yarına ertelendi.
09.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi'nin karşısındaki binada görülen 20. duruşmaya 108 tutuklu sanık ile 4 tutuksuz sanık katıldı.
Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Başbakanlık ve Milli Savunma Bakanlığı'nı temsilen avukatların da hazır bulunduğu duruşmada ifade veren tutuklu sanık Abdullah Kaya, Hava Harp Okulu öğrencisi olduğunu belirterek, 'Benim ve ailemin FETÖ ile bir ilişkisi bulunmamaktadır. Darbeyi önceden bilmiyordum, darbe ile ilgili bana emir de verilmedi. Darbe girişimi '21.30'da başladı ben ise '19.30'da arkadaşlarımla maç yapıyordum. Darbeyi bilmediğimin kanıtıdır, takdiri size bırakıyorum' dedi. WhatsApp'tan çağrılmaları üzerine akademiye geldiğini söyleyen sanık Abdullah Kaya, akademiye giriş yaptığını, ışıkların neden söndürüldüğünü bilmediğini, komutan ile konuştuktan sonra kaldığı lojmana geri gittiğini anlattı. Abdullah Kaya, 'Darbe girişiminden bir gün sonra dönemin Harp Akademisi Komutanı Tümgeneral Recep Yüksel, ifade vermeye gideceğimizi söyledi. Beni de polise teslim ettiler. Suçum olmadığı için kaçmak aklıma gelmedi. Konusu suç olan emir almadım, konusu suç olan bir harekette bulunmadım' diye konuştu.
Sanık Osman Albayrak da darbe girişiminin yaşandığı gün 19.00 - 20.0 saatleri arasında arkadaşlarıyla halı sahada maç yaptığını, WhatsApp'tan gelen mesaj üzerine akademiye gittiğini söyledi. Albayrak, 'Binada kimseyi görmedim. Hüsamettin Harmancı 'Ben de ayrıntıları bilmiyorum. Benimle irtibatta kalın' dedi. Sonra 'Haydi gidiyoruz' dedi. 2 Nolu nizamiyeye doğru hareket ettik. Kapı kapalıydı. Harmancı, neden kapının kapalı olduğunu nöbetçi subaya sordu. Ardından nizamiyeye geri döndük. Akademide ışıklar sönüktü. Sabaha kadar gazino ve sınıflarda gezerek vakit geçirdim. 17 Temmuz'da Tümgeneral Recep Yüksel 'İsmini okuduklarım ifade verecek. İnşallah aklanırsınız' dedi. Ben de 'Kendi kendime ne yaptım ki aklanayım' dedim. Ters kelepçelendik ve emniyete götürüldük' dedi. Olay günü üzerinde silah bile olmadığını kaydeden sanık Albayrak, 'Evimde FETÖ ile ilgili bir delil de bulunamamıştır. 100 yıl geçse de bulunamaz. Yaşam tarzım bu örgütle kesişmez. Üzerimde bulunduğu iddia edilen 1 Dolar'da tamamen mesnetsizdir. Herhangi bir örgüte üye değilim, Kanunsuz emir almadım, uygulamadım. Vicdanım rahat. Hain olmadığımı ispat etmeye çalışmak çok üzücü. Adalet tecelli edeceğine inanıyorum' dedi.
Sanıklardan Serkan Kaya da, 'Kimse beni terörist, hain ilan edemez' diye sözlerine başlayarak, 'FETÖ ile ilgim ve ilişkim yok. Köyümde bile bir FETÖ'cü çıkmadı, çıkmaz' dedi. Darbe girişimi gecesi 22.35'te Karaköy'de olduğunu, bunun da içtiği çorbanın fişinden belli olduğunu belirterek, 'Tanık ifadeleriyle de bu durum ortadadır. Karaköy'den akademi yerleşkesine gelene kadar telefon kullanmadım. İnternete girmedim. Mesajlaşmadım. En son bana 19.15'te bankadan mesaj geldi' diye konuştu. Çağrılması üzerine akademiye gittiğini WhatsApp grubundan 'Köprülerin patlatılacağı' yönünde mesajlar atıldığını anlatan sanık Kaya, yolda polisleri gördüklerini ve durduklarını anlatarak, 'Radyoda da darbe girişimi olduğu söyleniyordu. Terslik olduğunu anladım. Polislerin yanına gittik. Polislerden yardımcı olmalarını istedik. 01.30 gibi nizamiyeye geri geldik. Tüm bunlar ortada. Darbe girişiminden haberim yoktu' diye konuştu.
Komutanın emriyle uçuş kıyafeti giyerek Hava Harp Okulu'na destek amacıyla yola çıktıklarını savunan sanık Kaya, '17 Temmuz'da mesaiye geldik. Okul komutanı ifademizin alınacağını söyledi. Beşiktaş İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldük' diye konuştu. İddianameyi eleştiren sanık Kaya, 15 Temmuz'da terörle mücadele etmek için yola çıktığını belirterek, tahliyesini ve beraatını istedi.
Sanık savunmalarının alınmasına ara veren mahkeme heyeti duruşmayı yarına erteledi.
10.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Harp Akademileri Komutanlığı'ndaki faaliyetler ve eylemlerle Akademi Komutanı Korgeneral Tahir Bekiroğlu'nun kaçırılarak cezaevine konulmasına ilişkin, aralarında 3 generalin de bulunduğu 116'sı tutuklu, 1'i firari 122 sanığın yargılandığı davanın 21. duruşması başladı.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada görülen duruşmaya, 105 tutuklu, 4 tutuksuz sanık ile avukatları katıldı.
Duruşmada, Cumhurbaşkanlığı, TBMM, Başbakanlık ve Milli Savunma Bakanlığı'nı temsilen avukatlar da hazır bulundu.
Duruşma, tutuklu sanıkların savunmalarıyla devam etti.
12.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki binada yapılan duruşmada savunması alınan eski Kurmay Binbaşı Mustafa Özcan Çay, 15 Temmuz darbe girişimi esnasında Harp Akademileri Komutanlığı'nda savunma nöbetçi amiri olduğunu anlattı.
Komutanlık binasında yapılan darbe koordinasyon toplantılarına katıldığı iddialarını reddeden Çay, 'Astsubay bana, sıkıyönetim direktifi geldiğini söyledi. Kurmay Başkanı Hasan Nevzat Taşdeler'e götürülen direktifi okuma fırsatım olmadı. Kurmay başkanı ve odada bulunan komutanlar da bana bunun kanunsuz bir emir olduğunu söylemedi. Ardından, kurmay başkanı tüm personelin çağrılmasını emretti.' dedi.
Sanık Çay, yerleşkenin güvenliğini sağlamak için Acil Müdahale Mangası'nı nizamiyeye çağırdığını savunarak, manganın darbe amacıyla kullanılacağı iddiasının gerçek olmadığını öne sürdü.
Sanık eski Tümgeneral Nevzat Taşdeler'in saat 23.00 sıralarında nizamiyelerin kapatılması, kimliği olmayan kişilerin birliğe girişlerinin yasaklanması yönünde emri olduğunu iddia eden Çay, kendisini ana darbe davasının sanıklarından eski Kurmay Albay Uzay Şahin'in aradığını söyledi.
Şahin'in kendisine 'Genelkurmay Başkanlığı'nı temsilen arıyorum. Deniz Harp Akademisi Komutanı Tuğamiral Tayyar Ertem tehdit altında. Ben 3 personel subay gönderdim, onlara yardımcı ol ve güvenliği sağla.' dediğini ileri süren Çay, 'Bunun üzerine gelen 3 subay, Binbaşı Mustafa Bayram ve ben Tayyar Ertem'in evine gittik. Eşi ve oğlu bize kapıyı açtı. Komutana karşı bir tehdit olacağını onu korumak amacıyla geldiğimizi eşine söyledim. Teklifi kabul ederek, bizi eve davet etti.' ifadelerini kullandı.
Sanık Çay, iddianamede belirtildiği gibi Ertem'in eşi ve çocuğunu tehdit etmediğini savunarak, silahla girmelerinin nedeninin evde tehdit olabilmesi ihtimali olduğunu iddia etti.
Ertem'in evinden ayrıldıktan sonra gece 02.00 sıralarında Albay Alptekin Tartıcı tarafından görevden alındığını aktaran Çay, sabah saatlerinde polise teslim edildiğini, suçlamaları reddettiğini ve tahliyesini talep ettiğini belirtti.
Çay'ın savunmasının ardından, mahkeme heyeti duruşmayı 16 Ocak'a erteledi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Can Tuncay tarafından hazırlanan 841 sayfalık iddianamede, dönemin Harp Akademileri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Hasan Nevzat Taşdeler, Kara Harp Akademisi Komutanı Tümgeneral Selim Mert ve Hava Harp Akademisi Komutanı Tümgeneral Recep Yüksel'in de bulunduğu 116'sı tutuklu, 1'i firari 122 sanık asker bulunuyor. İddianamede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM ve 65. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti 'suçtan zarar gören', aralarında dönemin Harp Akademileri Komutanı Korgeneral Tahir Bekiroğlu ile dönemin Deniz Harp Akademisi Komutanı Tuğamiral Tayyar Ertem'in bulunduğu 12 kişi ise 'müşteki' sıfatıyla yer alıyor. Bütün sanıklar hakkında, 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme', 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' ve 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan da ayrı ayrı 15 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-22 Mart (2017) 'İstanbul 122 sanık (ilk: 116) Darbe Yap./Harp Akademileri' davası
(13 Ocak 2018, 22:25)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: