Doğu Perinçek, Veli Küçük, Adil serdar Saçan, Arif Doğan gibi Ergenekon sanıklarının isminin yıllardır aydınlatılamayan bu cinayette bir şekilde geçtiği Ergenekon iddianamesine yansımış olsa da Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) henüz bu cinayetle suçlanmıyor. Ancak cinayete Ergenekon iddianamesi ışığında bakıldığında taşlar yerine oturuyor. Örgütün bir şekilde bu olayda rol aldığı kesin. İddianameye göre, MOSSAD aracılığıyla Türkiye´ye sokulan 17 milyar doların 9,7 milyar doları, Tefeci Nesim Malki eliyle piyasaya sürüldü. ´Refah-Yol hükümetinin yıkılmasında Malki cinayetiyle ilgili araştırmalarımızın önemli bir rolü olmuştur. Bu sözler, 28 Şubat döneminin içişleri bakanı Meral Akşener ile emniyet istihbarat daire başkanı Bülent Orakoğlu´nun sohbetinde sarf edildi. Biri iktidardan düşmüş, diğeri Mamak Askeri Cezaevi´nden yeni çıkmıştı. ´Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir´ ya... 1995´te Musevi iş adamı Nesim Malki´ye düzenlenen suikastın, daha sonra Türkiye´nin yaşadığı buhranlı günlerin habercisi olduğu şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Malki cinayeti Ergenekon´la kesişiyor
Doğu Perinçek, Veli Küçük, Adil serdar Saçan, Arif Doğan gibi Ergenekon sanıklarının isminin yıllardır aydınlatılamayan bu cinayette bir şekilde geçtiği Ergenekon iddianamesine yansımış olsa da Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) henüz bu cinayetle suçlanmıyor. Ancak cinayete Ergenekon iddianamesi ışığında bakıldığında taşlar yerine oturuyor. Örgütün bir şekilde bu olayda rol aldığı kesin. İddianameye göre, MOSSAD aracılığıyla Türkiye´ye sokulan 17 milyar doların 9,7 milyar doları, Tefeci Nesim Malki eliyle piyasaya sürüldü. ´Refah-Yol hükümetinin yıkılmasında Malki cinayetiyle ilgili araştırmalarımızın önemli bir rolü olmuştur. Bu sözler, 28 Şubat döneminin içişleri bakanı Meral Akşener ile emniyet istihbarat daire başkanı Bülent Orakoğlu´nun sohbetinde sarf edildi. Biri iktidardan düşmüş, diğeri Mamak Askeri Cezaevi´nden yeni çıkmıştı. ´Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir´ ya... 1995´te Musevi iş adamı Nesim Malki´ye düzenlenen suikastın, daha sonra Türkiye´nin yaşadığı buhranlı günlerin habercisi olduğu şimdi daha iyi anlaşılıyor.
Ergenekon soruşturması sürecinde Malki suikastı ile ilgili çok önemli bir gelişme yaşandı. Doğu Perinçek´in dosyaları arasında çıktığı belirtilen bir belgeye göre, MOSSAD aracılığıyla Türkiye´ye sokulan 17 milyar doların 9,7 milyar doları, Malki eliyle piyasaya sürülmüştü. ´Tefeci Niso´ olarak anılan Malki, bu paraları yüksek faizle iş adamlarına pazarlıyordu. Ergenekon İddianamesi´nin 165 numaralı delil klasöründe 15 Aralık 2000 tarihli belge vardı. Aralarında ünlü iş adamlarının bulunduğu 50 kişinin Malki´ye milyonlarca dolar borcu bulunuyordu. Yani resmen yazılmasa bile klasörlerdeki belgeler, Türkiye ile İsrail arasındaki kara para ticaretinin Malki ve Erol Erkohen üzerinden yapıldığını ortaya koyuyor.
Erol Evcil, Malki´nin ortağı Erol Erkohen´in de dahil olduğu planla ülkücü Mehmet Sümbül´e Nesim Malki´yi öldürttü
Bugün Ergenekon süreci sayesinde su yüzüne çıkan olayları hatırlamak için 14 yıl öncesine dönelim: Sigortacılıkla iş hayatına başlayan Bursalı iş adamı Erol Evcil, kısa bir süre içinde şehrin önde gelen zenginleri arasına girdi. Evcil, borçlu olduğu Malki´nin öldürülmesi için eski bir ülkücü olan Şükrü Elverdi ile temas kurdu. Elverdi, bir süre düşündükten sonra suikasttan vazgeçti. Ama tekliften Oğuz Işıklı´ya bahsetti. Işıklı da konuyu ablasının oğlu Mehmet Sümbül´e açtı. Sümbül´ün, hapisten çıktıktan sonra Hizbullah´la ilişkiye geçtiği ileri sürülüyordu. Cinayetten üç yıl sonra yakalanan Mehmet Sümbül, cinayeti Şükrü Elverdi, Oğuz Işık ve Burhanettin Türkeş ile birlikte Erol Evcil´in azmettirmesiyle öldürdüklerini itiraf etti.
Ortağı Erol Erkohen herzaman zırhlı araç gönderirdi o gün göndermedi ve Malki öldürüldü. Erkohen de Adil Serdar Saçan yardımıyla İsrail´e kaçtı.
28 Kasım 1995´te Malki, Bursa Hürriyet Havaalanı´na indi. Her zaman olduğu gibi ortağı Erol Erkohen´in zırhlı araç göndermesini bekledi. Ancak bu sefer zırhlı araç gelmemişti. Malki´nin içinde bulunduğu araç, yolda silahlı saldırıya uğradı. Malki suikastının uluslararası boyutlarının çözülmesi için önemli bilgilere sahip olan Erkohen, daha sonra İsrail´e kaçtı. Bu şüpheli kaçışta, Ergenekon İddianamesi ile adı tekrar gündeme gelen eski İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan´ın rol oynadığı iddia ediliyor. Veli Küçük´ün ofisinde ele geçirilen ve Ergenekon İddianamesi´nin 54. delil klasörüne konulan belgeye göre Saçan, Erkohen´e yurtdışı yasağı konulacağını önceden öğrendi ve bu durumu bildirdi. Bunun karşılığında Saçan, Erkohen´den 5 milyon dolar aldı. Belgede, Erol Erkohen´in Saçan ve yardımcısı Ayhan Mimaroğlu ile yakın ilişki içinde olup hayali ihracat yaptığı da öne sürülüyor.
Bu ülkede kurtlar vadisi gibi diziler için malzeme bol. Filmlere yansıyanlar gerçeğin sadece bir kısmı..
Malki´nin katillerinden Mehmet Sümbül´ün Hizbullah tarafından öldürüldüğü sanılıyordu ve mahkeme de resmen ölmüş kabul etti ama.. Jitemci Arif Doğan´ın emrine verilip çete işleri yaptırılıyormuş. Hizbullah´a yönelik 17 Ocak 2000´de Beykoz´da bir villaya yapılan operasyonda Hüseyin Velioğlu ölü olarak ele geçirildi. Bu operasyonda bulunduğu söylenen sorgu kasetleri de Mehmet Sümbül´e aitti. Yurtdışına kaçmak için Velioğlu´ndan yardım almak isteyen Sümbül, örgütün eline düştü, ağır işkence gördü. Kasetlerde, Sümbül´ün hareketsiz olarak yattığı görülüyordu. Ancak cesedi bulunamadı. Bu olaydan sonra Malki suikastına bakan mahkeme, Sümbül´ü ölmüş olarak kabul etti. Bu olaydan 1 yıl sonra, bugünlerde yayını mahkeme kararı ile yasaklanan ´yesil.org´ adlı bir internet sitesindeki fotoğraflı habere göre, Sümbül yaşıyordu. JİTEM´in kurucusu olduğu iddia edilen ve Ergenekon soruşturmasında tutuklanan Yalova Jandarma Alay Komutanı Albay Arif Doğan´la birlikte bu ilde haraç, uyuşturucu, fuhuş gibi yasa dışı işleri organize ediyordu. Söz konusu haberde Sümbül´ün Yalova´da, Ergenekon´dan tahliye olan ´Arnavut Sami´ lakaplı Sami Hoştan´ın akrabalarıyla ilişki içinde olduğu belirtiliyordu.
Nesim Malki cinayetiyle ilgili ´Matruşka´ adlı kitabın yazarı Metin Kaplan, Adapazarı Musevisi olduğunu iddia ettiği Ertaç Tinar´ın, 1993´te İsrail firmasından alarak Türkiye´ye getirdiği silahların bir partisinin Bursa Havaalanı´na indirildiğini saptamış. Kaplan, bu noktada çarpıcı bir iddia ortaya atıyor: O silahların taşımasını yapanlar Malki suikastında tetiği çekenlerdi. Bu silahların o günlerde Tansu Çiller´in desteğiyle yeni bir yapılanma içine giren Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin´e teslim edildiği resmi raporlara yansımıştı. Kaplan, suikastla ilgili ilginç bir tespit daha yapıyor. Milyarlarca dolarını kaybeden MOSSAD´ın borçlulara infaz yapmamasını, İsrail´in Türkiye´yi cumhurbaşkanı düzeyinde karşısına almak istememesine bağlıyor. Çünkü, borçluların büyük çoğunluğu dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile yakın ilişkisi olan iş adamlarından oluşuyor. Kaplan, Malki suikastının, 1997´de 28 Şubat sürecini hızlandıran bir katalizör etkisinin var olduğunu vurgulayarak şunları ifade ediyor: 28 Şubat sürecinin sonuçlarından biri, bankaların içinin boşaltılması olarak kabul ediliyor. Ancak durum öyle değil. Malki´ye olan borçlarını vadesi gelmeden ödemek zorunda kalan iş adamları bu kaynağı kendi bankalarından sağlamak zorunda kaldı. Daha sonra yaşanan finans krizinin büyük çoğunluğu buradan kaynaklandı. Yani diyebilirim ki bankaların içinin boşaltılması 28 Şubat´tan değil, Malki olayından kaynaklanıyor. Ayrıca o dönem incelendiğinde, Malki´ye borçlu olanların devletin satışa çıkardığı kamu iktisadi teşebbüslerini (KİT) aldıkları görülüyor. Türkiye´deki her askeri müdahalenin arkasında bir dış gücün de olduğunu iddia eden Kaplan, 27 Mayıs´ın arkasında İngiltere´nin, 12 Eylül´ün arkasında ABD´nin, 28 Şubat´ın arkasında da İsrail´in olduğu görüşünde Türkiye-İsrail arasındaki denge için de şunları söylüyor: Türkiye´de bu kadar çok sayıda Mason ve Sabetaycı olmasaydı, bu kadar etkili ve güçlü olmasalardı, İsrail, Türkiye için ideal bir ortak olurdu. Uluslararası ilişkiler ve ittifaklar bakımından bunu söylüyorum. Ama bunlar çok etkili oldukları için ilişkiler iki devletin milli menfaatleri çerçevesinde gelişmiyor. İsrail lehinde ağırlıklarını koydukları için biz hafif kalıyoruz. İlişkiler dengeli gidemiyor.
Malki cinayeti, Ergenekon davasına eklenebilir mi?
, Malki cinayeti, Ergenekon davasına eklenebilir mi? JİTEM´in kurucusu olduğu belirtilen Arif Doğan ile Mehmet Sümbül arasındaki ilişki biliniyor. Eski polis şefi Adil Serdar Saçan ve Ayhan Mimaroğlu´nun da Erol Erkohen´den menfaat sağladıkları Ergenekon İddianamesi´ne yansımış durumda. Kaplan´a göre, Ergenekon davası ile Mehmet Ağar´ın yargılandığı Susurluk davası birleştirilecek olursa o zaman bir irtibat daha kurulması mümkün. Eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, her darbenin arkasında bir dış güç bulunduğunu ancak 28 Şubat´ta bu gücün daha belirgin bir şekilde ortaya çıktığını ifade ediyor. Orakoğlu, Malki olayında da Hizbullah varlığına dikkat çekiyor. Orakoğlu, yeni piyasaya çıkan Kıt´a Dur adlı kitapta Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu´nu ilk olarak üst düzey jandarma komutanlarının emir eri olarak gördüğünü anlatmış. Orakoğlu´nun Hatay´da görev yaptığı dönemde şehir kulübünde birlikte yemek yediği Adana Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Temel Cingöz ile İl Jandarma Komutanı Vicdan Başaran´ın yanındaki emir eri Velioğlu´ymuş. Orakoğlu, Malki suikastı ile ilgili olarak da şunları söylüyor: Kanımca bugün de bu olay tam olarak çözülememiştir. Operasyon yarım kalmıştır. Malki´nin arkasındaki dış güçler, kara para baronları ve yabancı gizli servis ilişkilerinin üzerine gidilememiştir. Olayın tetikçileri ve azmettiren kişi yakalanmış, Malki´nin her türlü yasa dışı faaliyetini bilen ortağı ve muhasebecisi Erol Erkohen ise cinayetin çözülmesinden kısa bir süre sonra elini kolunu sallayarak yurtdışına çıkmıştır. Bu şahsın İsrail´de ifadesinin alınması için Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı´ndan oluşan bir ekip İsrail´e gitmişse de maalesef düğümü çözebilecek neticeye ulaşılamamıştır.
Seri cinayetler aydınlatılamadı
Malki´nin öldürülmesini konu alan ´Niso´ adlı kitabın yazarı Gazeteci Faruk Mercan ise Kasım 1996´daki Susurluk kazasının öncesindeki borsacı Yener Kaya ve kumarhaneler kralı Ömer Lütfi Topal suikastlarının tam olarak aydınlatılamadığını belirterek şunları söylüyor: Üç şahıs da kendi alanlarında büyük paraları yöneten insanlardı. Malki, birçok iş adamı için gizli finansör konumundaydı. Acaba bu üç olay arasında doğrudan bir bağlantı var mıydı? Üç şahsı ortadan kaldıran güç aynı merkez miydi? Gazetecilik düzleminde ve yargı safahatında bu konu tam olarak açığa çıkmadı. Ama özellikle Nesim Malki ile Yener Kaya cinayetlerinin birkaç gün arayla meydana gelmesi, hep bir soru işareti olarak kaldı. Malki´nin öldürüldüğü gece bir miktar servetinin el değiştirdiğinin bir gerçek olduğunu vurgulayan Mercan, cinayetin bu servetle ilişkili olduğundan kimsenin şüphe duymadığını ifade ediyor. Mercan, Malki´nin Türkiye´deki çelişkili konumundan istifade eden herhangi bir uluslararası güç ya da bir istihbarat teşkilatı onu birtakım örtülü operasyonlarda kullandı mı?, Nesim Malki´nin böyle bir güçle ilişkisi var mıydı? sorularına da böyle bir ihtimalin her zaman mümkün olduğu cevabını veriyor. Malki olayı ile 28 Şubat veya Ergenekon arasında bir bağlantı görmediğini söyleyen Mercan, şunları söylüyor: Malki cinayeti dosyasının yıllarca açılmaması tek başına böyle bir bağlantıyı göstermez diye düşünüyorum. Türkiye´de o yıllarda meydana gelen yüzlerce olay hep faili meçhul kalıyordu. Bunun birden çok sebepleri var. Ama Ergenekon soruşturmasında ortaya yeni bilgiler çıkarsa işin rengi değişir.
Nesim Malki´nin alacak listesi Perinçek´ten çıkmıştı
Doğu Perinçek´te ele geçirilen belgelerde öldürülen işadamı Nesim Malki´ye borcu olanların ve borç miktarlarının listesi çıkmıştı. Asıl önemli olan paranın kaynağı. Doğu Perinçek´in delil klasörü olarak adlandırılan 165´inci klasörde, Perinçek´ten ele geçirilen belgeler arasında öldürülen işadamı Nesim Malki´nin borçlularının listesi de ele geçirildi. Listedeki isimler ve Malki´nin borç verdiği paranın ana kaynağı önemli. 441 klasörlük Ergenekon dosyasının 165´inci klasörünün 239´uncu sayfasında 28 Kasım 1995 yılında Bursa´da öldürülen ve tefeci olarak bilinen işadamı Nesim Malki´nin borçlularının yazılı olduğu bir liste Doğu Perinçek´ten ele geçirilen belgeler arasında çıktı.
MOSSAD kanalıyla Türkiye´ye sokulduğu iddia edilen 17 milyar dolar kimlere gitti?
Ergenekon davasının 165. klasöründe yer alan deliller arasında bulunan belgede şu not dikkatleri çekiyor: MOSSAD´ın kanalı ile 17 milyar dolar Türkiye´ye giriş yapmış. Bunun 9.7 milyar doları Nesim Malki eli ile Türkiye´de piyasaya satılmış (Tefecilik). 7.3 milyar doların 5 milyar doları diğer Musevi vatandaşlar eliyle satılmış. 2.3 milyar doları MOSSAD´a yakın vatandaşlar eliyle satılmış
Doğu Perinçek ile ilgili delil dosyasında yer alan ve başlığında Listede yer alanların şimdiki durumları: Sağ mı, ölü mü, firari mi, tutuklu mu, hükümlü mü, yargılanıyor mu, soruşturma mı geçiriyor? Bunu çıkaralım yazıyor. Perinçek´in Nesim Malki´ye borçlu oldukları iddia edilen kişiler hakkında araştırma yaptırdığını gösteren bu belgeler, yapılan aramalarda ele geçirilince Ergenekon soruşturmasını yürüten savcı Zekeriya Öz tarafından dosyanın içine konuldu. Belge Doğu Perinçek ile ilgili delillerin bulunduğu 165´inci klasörde bulunuyor. 15 Aralık 2000 tarihli belgede Türkiye´nin en büyük işadamlarının ve kurumlarının Nesim Malki´ye borcu olduğu iddia ediliyor. İşte o belge:
Nesim Malki´nin ajandasında yer alan borçlular
Özel notların arasında Alaattin Çakıcı, 1- Nevzat Ak 25 milyon dolar, 2- Ali Şener 10 milyon dolar, 3- Özer Ciller (............), 4- M.O. Vargı 7 milyon dolar, 5- M. Zeytinoğlu (?) Malki açık çek almış, 6- İshak Romanı xxxxxxx, 7- Kemal Gülman xxxxxx. Ajandanın değişik bir sayfası: 1- Hayyam Garipoğlu 947 milyon dolar, 2- Zeki Işıklı 7 milyon dolar, 3- M. Emin Cankurtaran 17 milyon dolar, 4- Yaşar Ertuna 3 milyon dolar, 5- Mehmet Sümbül (Malki´nin katili) 3 milyon dolar, 6- Yüksel Çağlar 16.2 milyon dolar, 7- Canan Yaka 1 milyon dolar, 8- Mehmet Refik Bulutçu 673 bin dolar, 9- Erol Eşrefoğlu (Evcil) 1.3 milyar dolar, 10- İlhan Öztürk 6.3 milyon dolar, 11- Korkmaz Yiğit 29 milyon dolar, 12- Adil Öner 9.1 milyon dolar, 13- ... 949 milyon dolar , 14- Erol Erkohen 2.3 milyar dolar , 15- Erol Aksoy 161 milyon dolar , 16- Erdal Aksoy 144 milyon dolar , 17- Cavit Çağlar 2.3 milyon dolar , 18- Muharrem KUtay 3 milyar dolar, 19- Fazlı Taştan 4 milyon dolar , 20- Doğan Medya. Hem açık çek, hem de 75 milyon dolar , 21- Dinç Bilgin. Hem açık çek hem 75 milyon dolar , 22- Mustafa Kefeli 60 milyon dolar , 23- İbrahim Yazıcı 40 milyon dolar, 24- H. Ali Demirel 83 milyon dolar , 25- Veli Sözdinler ? , 26- Yahya Demirel 91 milyon dolar , 27- Aksa Holding 23 milyon dolar , 28- Ozaklar A.Ş , 29- Ertaç Tinar 39 milyon dolar , 30- Feza Filmcilik TV Yayıncılık 7 milyon dolar, 31- İhlas A.Ş 4 milyon dolar , 32- Satel TV 9.7 milyon dolar , 33- Kanal 6 TV 13 milyon dolar , 34- Cankurtaran Holding 6.6 milyon dolar , 35- Finansbank 103 milyon dolar , 36- Tekstilban 44 milyon dolar, 37- Yaşar Keçeli-Vedat Keçeli , 38- Mehmet Ali Yaprak ? , 39- Günay Tekstil A.Ş ( ) , 40- Ceylan Yatırım Konsorsiyum ( ) , 41- Durmuş Yaşar 90 milyon dolar , 42- Kepez Elektrik A.Ş 104 milyon dolar , 43- Orhan Aslıtürk
Belgede listenin altında şu not bulunuyor: Özel notlar arasında Alaattin Çakıcı´nın da adı geçiyor. Listenin en alt bölümünde ise şu açıklamaya yer veriliyor: MOSSAD´ın kanalı ile 17 milyar dolar Türkiye´ye giriş yapmış. Bunun 9.7 milyar doları Nesim Malki eli ile Türkiye´de piyasaya satılmış (Tefecilik). 7.3 milyar doların 5 milyar doları diğer Musevi vatandaşlar eliyle satılmış. 2.3 milyar doları MOSSAD´a yakın vatandaşlar eliyle satılmış.
(03 Mart 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: