17-25 Aralık darbe girişimlerinin savcıları Zekeriya Öz, Celal Kara, Muammer Akkaş ve Mehmet Yüzgeç'in açığa alınmasının ardından HSYK 2. Dairesi, Suriye'li Türkmenlere yardım götüren MİT TIR'larına operasyon yapan 5 savcıyı görevden uzaklaştırdı. HSYK'daki 7 üyeden adları cemaat bağlantısıyla gündeme gelen 2 üye karara muhalif kaldı. Aynı isimler Zekeriya Öz ve diğer savcıların açığa alınmasında da karşı oy kullanmıştı. Görevden el çektirilen 5 savcıdan Özcan Şişman, 'Vatanıma ihanet etmedim, ihanet edenler bir gün bunun hesabını verecekler' şeklinde tehdit içerikli mesaj verdi. TIR'ları durduran Savcı Aziz Takçı ise tepkisini oldukça ilginç bir açıklamayla gösterdi.
17.01.2015 16:14 HSYK 2. Dairesi, Hatay ve Adana’da MİT TIR’larını durdurarak arama yapan Adana eski Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, Başsavcıvekili Ahmet Karaca, Cumhuriyet Savcıları Aziz Takçı ile Özcan Şişman ve eski Reyhanlı Başsavcısı Yaşar Kavalcıoğlu’nun ‘yargı erkinin nüfuz ve itibarına zarar verdikleri’ nedeniyle haklarındaki soruşturma sonuçlanıncaya kadar açığa alınmasına karar verdi. Karar 2’ye karşı 5 oyla alındı.
MİT TIR’LARINA OPERASYON
1 Ocak 2014’te Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde ve 19 Ocak 2014’te Adana Ceyhan’da Türkmenlere yardım götüren MİT TIR’ları durduruldu. Durdurma emrini veren Adana eski Başsavcısı Süleyman Bağrıyanık, Başsavcıvekili Ahmet Karaca, Cumhuriyet Savcıları Aziz Takçı, Özcan Şişman ve eski Reyhanlı Başsavcısı Yaşar Kavalcıoğlu ‘usul ve yasaya aykırı olarak’ TIR’ları aramak istedi. Türkiye’yi uluslararası platformda zor durumda bırakmak için gerçekleştirilen operasyon, büyük tepkilere yol açarken, söz konusu 5 isim de görevden alınarak farklı illere atandı. Olayın ardından HSYK 3. Dairesi, skandala imza atan 5 savcı hakkında ‘usule aykırı işlemler’ saikiyle inceleme başlattı, HSYK Müfettişi Arif Sami Kaya’nın hazırladığı inceleme raporuna istinaden de soruşturma izni verdi. 3. Daire ayrıca, müfettişlerin talebi ile 5 ismin soruşturma tamamlanana kadar açığa alınmasını istedi.
İHRAÇ EDİLEBİLİRLER
HSYK 2. Dairesi dün yaptığı toplantıda, ‘Savcıların hukuken davranmaları gereken şekilde davranmadığı, soruşturmaları kurallara uygun ve tarafsız yürütemediği’ kanısına vararak, söz konusu 5 ismin, HSYK Kanunu’nun 77. Maddesi gereği açığa alınmasına karar verdi. Karar 2’ye karşı 5 oyla alındı. Karara, idari yargıdan HSYK’ya giren Mahmut Şen ile Yargıtay’dan seçilen Mustafa Kemal Özçelik muhalif kaldı. Söz konusu 2 üye, 17 ve 25 Aralık darbe girişimlerinde rol oynayan savcılar Zekeriya Öz, Celal Kara, Muammer Akkaş ve Mehmet Yüzgeç’in açığa alındığı toplantıda da karara muhalif kalmışlardı.
2. Daire, 5 savcı hakkındaki uyarma, aylıktan kesme, kınama, kademe ilerlemesini durdurma, derece yükselmesini durdurma, yer değiştirme ve meslekten çıkarma gibi cezalardan biri ile adli soruşturma için kovuşturma izni verebilecek. 5 savcı, görevden el çektirildiği bu sürede sosyal hak ve yardımlardan yararlanmaya devam edecek, fakat maaşlarının 3’te 2’sini alabilecek. Savcıların karara itiraz hakkı bulunuyor. 2. Daire itirazı reddeder ve savcılar tekrar itiraz ederse bu durumda konu, HSYK Genel Kurulu’na taşınacak. Son sözü söyleyecek olan Genel Kurul’un kararı kesin hüküm olacak.
Tehdit ettiler!
Görevden uzaklaştırılan savcılar, devleti açıkça tehdit etti. MİT tırlarının durdurulması ile ilgili HSYK 2. Dairesinin hakkında görevden uzaklaştırma kararı verdiği 5 savcıdan Aziz Takçı, “Artık kendimizi savunmak için bir şeyler yapmamız gerekiyor, onu yapacağız” dedi. Gazetecilere makamında görüntü almalarına izin vermeden açıklamada bulunan Takçı, yaptıklarının doğruluğuna inandıklarını, arkasında olduklarını belirterek, diğer açığa alınan savcıların da yanlış bir şey yapmadıklarını ileri sürdü. Bir hukukçunun yapması gerekeni yerine getirdiklerini öne süren Takçı, “Millete hizmet için bu görevi yapıyorum. Bana kötülük edenlere, beni mağdur edenlere de yarın bir gün imkan olsa hukuku uygularım. Artık kendimizi savunmak için bir şeyler yapmamız gerekiyor, onu yapacağız. Ben buradayım, bir yere gitmiyorum. Her gün adliyeye de geleceğim” ifadesini kullandı. Görevden el çektirilen 5 savcıdan Özcan Şişman da “Vatanıma ihanet etmedim, ihanet edenler bir gün bunun hesabını verecekler” şeklinde tehdit savurdu.
Terörizme engel olduk, yaptığımızın arkasındayız!
Adana'da MİT'e ait olduğu iddia edilen TIR'ları silah taşıdıkları şüphesiyle durdurarak arama yaptıran ve bugün HSYK kararıyla açığa alınan Savcı Aziz Takçı da görevden alınma kararı üzerine basına çok ilginç açıklamalar yaptı. "Cemaatle bağlantım yok" diyen Takçı, "Suriye'de, Mısır'da ve Fransa'da yaşananları, Türkiye'nin maruz kaldığı terör tehdidini gördükçe, yaptığımın doğru olduğunu o günkünden daha fazla anlıyorum" dedi.
Hakimler ve Savcılık Yüksek Kurulu’nun (HSYK), Adana’da 19 Ocak 2014’te gerçekleşen “MİT TIR’ları operasyonu”nu yürüttükleri için dört meslektaşıyla birlikte açığa aldığı Cumhuriyet Savcısı Aziz Takçı, basına konuştu. Yaptıklarının arkasında olduğunu ifade eden Takçı, “Bugün Suriye’de, Mısır’da ve Fransa’da yaşananları, Türkiye’nin maruz kaldığı terör tehdidini gördükçe, işimi yaptığım günden daha fazla bir şekilde, bu işin doğru olduğunu anlıyor ve görüyorum. Ben aynı yerde duruyorum, yanlış bir şey yapmadığıma inanıyorum, şerefimi koruyorum” dedi. Terörizme engel olmaya çalıştıklarını vurgulayan Takçı, Gülen Cemaati ile ilişkili olduğunu iddiasını da reddederek, “Bana hiçbir grup talimat veremez, verememiştir. Hiçbir yerle ilişkim yoktur. Aksine onlarla (cemaatle) aynı yatakta olanlar, 12 yıldır yedikleri içtikleri ayrı gitmeyenler bunun hesabını versin” dedi.
"YAPTIKLARIMIN ARKASINDAYIM: Yanlış bir şey yapmadık. Bugün itibariyle de [yaptıklarımın] arkasındayım. Şu kadarını söyleyeyim: Ben lise ikinci sınıfta iki dersten sınıfta kalmıştım. Kader insana bazı şeyler yaşatırmış. O zaman bundan daha çok üzülmüştüm. Çünkü o zaman dersime yeterince çalışmamıştım. Bugün gelinen noktada, işimi çok iyi ve doğru yaptığımı düşünüyorum. Bugün Suriye’de, Mısır’da ve Fransa’da yaşananları, Türkiye’nin maruz kaldığı terör tehdidini gördükçe, işimi yaptığım günden daha fazla bir şekilde, bu işin doğru olduğunu anlıyor ve görüyorum. Akıl sahibi herkes de bunu görecektir. Kişisel olarak, bir terör sarmalı karşısında durmam gereken yerde durduğumuzu o gün itibariyle bilmeden böyle bir olaya müdahale ederek, işimi yaptım. Bundan mutluyum. Hukukun gerektirdiği şekilde ulusal ve uluslararası arenada hakkımı arayacağım. Ben aynı yerde duruyorum, yanlış bir şey yapmadığıma inanıyorum, şerefimi koruyorum.
BİZ TERÖRİZME ENGEL OLDUK: Bu araştırma ve soruşturma tek başına bir savcının yapacağı bir şey değildi. Devletin jandarması ihbarı getirmiş ve savcının önüne koymuş. O günkü şartlarda böyle bir ihbara kimse asla başını çeviremezdi. Hukuken gerekli olan arama kararını verdik, bu işlemi yaptık. Bu işlem yapıldıktan sonra savcı olarak ben ve o günkü kolluk görevlileri ve bütün kamuoyu böyle bir suç işlendiğini öğrendi. Daha sonra çıkan olaylardan görüyoruz ki, dış ülkelerin bunu öğrenmek için bize ihtiyacı yokmuş. Onları da çok ilgilendirmiyormuş. Onlar zaten bileceklerini biliyormuş. Almanya ve ABD dedi ki, biz sizi dinledik. Devletin görevli unsurları, ben ve kolluk görevlileri bir yanlışı gördük ve müdahale ettik. Bu bizi terör destekçisi yapmaz. Ülkemizi de yapmaz. Aksine Türkiye Cumhuriyeti’nin terörizme engel olmaya çalıştığını gösterir. İleride Türkiye devletine sorulmaya kalkılırsa şunu deriz: Türkiye Cumhuriyeti’nin yetkili organları engel olmaya çalışmıştır. Kişisel olarak, makamlarını kötüye kullananlar bu işin hesabını gitsin versin, kendi savunmalarını kendileri yapsın. Kendilerini Türkiye Cumhuriyeti ile bütünleştirmesinler.
BEN DEĞİL, CEMAATLE AYNI YATAKTA OLANLAR HESAP VERSİN: Ben Cumhuriyet’in savcısıyım. Benim neşet ettiğim coğrafya ve okuduğum okullar bellidir. Görev hayatım boyunca hiçbir yargı dışı güç, kişi ve kurum bana talimat vermedi, vermek de haddine değildir. Aksine bu konuda, devletin çeşitli kademelerinde bulunanlar bana tavassut girişiminde bulunmuştur. Gereken cevabı da almışlardır. Bana hiçbir grup talimat veremez, verememiştir. Benim duruşum bellidir. Hiçbir yerle ilişkim yoktur. Aksine onlarla (cemaatle) aynı yatakta olanlar, 12 yıldır yedikleri içtikleri ayrı gitmeyenler bunun hesabını versin. Benim onlarla (cemaatle) olmamıştır."
AÇIKLAMALARIYLA KENDİLERİNİ ELE VERİYORLAR
Açıklamalarına bakıldığında yaptıklarının arkasında durduğu gözlenen Takçı; ortada bir suç olduğunu, bunu yapan ülke yöneticilerinin de bu suça iştirak ettiğini, kendilerinin ve Türkiye Cumhuriyetinin masum olduğunu iddia ettiği görülüyor. Tıpkı bir siyasetçi gibi konuşan, siyasi olduğu açık olan sözler sarfeden savcı Takçı aslında haklarındaki iddiaları da doğrulamış ve operasyonu art niyetli olarak yürüttüklerini kanıtlamış oluyor. Çünkü eğer bağımsız bir savcı olmuş olsaydı; "Biz ihbarı değerlendirdik gerekeni yaptık. İbraz edilen belgelerden ve yaptığımız araştırmadan TIR'ların devletin bilgisi dahilinde gittiğini gördük. Bir suç olmadığını anladık ve tırları serbest bıraktık. Bundan sonrasının takdiri devlet yöneticilerinindir" gibi bir açıklama yapması gerekirdi. Ama kraldan fazla kralcı oldukları, ülkeyi kendilerinin daha iyi düşündükleri anlaşılan savcılar, siyasi mesajlar verdiklerinin ve savcılık sınırını aştıklarının farkında değil görünüyorlar.(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)
(17 Ocak 2015, 16:14)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: