2010 yılındaki KPSS'de usulsüzlük yapıldığı iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında nöbetçi hakimlikçe sorgulanan 37 kişiden 29'u tutuklandı. 8 kişi ise tutuksuz yargılanmak üzere adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
30.05.2015 15:21 KPSS'deki usulsüzlük iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanma talebiyle nöbetçi hakimliğe sevk edilen 37 şüpheliden 29'u tutuklandı, 8'i ise adli kontrolle serbest bırakıldı.
Soruşturma kapsamında 26 Mayıs Salı günü başlatılan operasyonlarda gözaltına alınan şüphelilerden, Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman'ın tutuklanmasını talep ettiği 37 kişinin nöbetçi sulh ceza hakimliğindeki sorgusu tamamlandı.
Nöbetçi Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği, "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "resmi belgede sahtecilik" suçlarından tutuklamaya sevk edilen şüphelilerden 29'unu tutuklarken, 8'ini adli kontrol şartıyla serbest bıraktı.
Adli kontrol kapsamında şüphelilerin yurtdışına çıkışları yasaklandı ve karakola imza vermeleri şart koşuldu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 2010 KPSS'deki usulsüzlük iddialarına ilişkin soruşturması kapsamında 26 Mayıs'ta düzenlenen operasyonlarda 44 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarılmıştı. Gözaltına alınanların 3'ü serbest bırakılmıştı. Bu son operasyondaki şüphelilerden 4'ü ise halen firarda bulunuyor.
DETAYLAR
KPSS'deki usulsüzlük iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında, sınavda "yüksek başarı" gösteren şüphelilerin, aynı zamanda eşlerinin, kardeşinin, bacanağının, bacanağının kardeşinin, dayısının, dayısının eşinin, okul arkadaşının, iş yeri arkadaşının da yüksek puan aldığının tespit edildiği bildirildi.
KPSS şüphelileri: Fuat Avni yazdı, biz de kaçtık!
Tutuklanma talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edilen şüpheliler için hazırlanan tutuklama talebinde, 10 Temmuz 2010'da yapılan genel kültür, genel yetenek ve eğitim bilimleri alanlarından oluşan KPSS sınavında, sınav sorularının sınavdan önce elde edilerek, aracılar ve adaylar vasıtasıyla sınava girenlere dağıtılmasıyla ilgili olarak "suç işlemek için örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak", "resmi belgede sahtecilik", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç delillerini yok etme", "görevi kötüye kullanma" ve bu suçlara iştirak suçlarından soruşturma yapıldığı belirtildi.
YÖK denetleme kurulu, jandarma kriminal, emniyet bilişim uzmanlığı, TÜBİTAK ile MASAK raporları, ÖSYM, SGK, Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı, Kredi ve Yurtlar Kurumundan bazı yazılar alındığı bildirilen talep yazısında, müşteki beyanları, bazı şüpheli tasdikleri, matematik ile ölçme ve değerlendirme uzmanları olan bilirkişi raporları, HTS analiz çalışma raporu ve şemaları ile delillere göre, şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesi oluştuğu ileri sürüldü.
Delillere göre eylemin örgütlü bir şekilde gerçekleştirildiği, örgütün yapısı, sahip olduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli olduğu savunulan talep yazısında, bazı Yargıtay kararlarına atıf yapılarak, suçun kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık olarak nitelendirildiği belirtildi.
Yargıtay içtihatlarına göre cevap sınav cevap kağıdının resmi belge niteliğinde olduğu ifade edilen talepte, şunlar kaydedildi: "Bu sınavda adaylar sınav öncesi elde ettikleri sorular ile gerçek durumlarını değil, gerçek olmayan bir durumu cevap kağıdına işaretledikleri için resmi belge niteliğindeki cevap kağıdı da içerik itibariyle sahte belge haline gelmiş durumdadır. Bu belgeye dayanarak kamu kurumu olan ÖSYM'nin şüpheliler hakkında resmi belgeler ve özellikle de sınav sonuç belgesi düzenlediği, bu belgelerinde şüphelilerin aldatıcı eylemi nedeniyle sahte belge haline geldiği anlaşılmaktadır."
-"Sınav soruları kamu malıdır"-
"Sınav soruları kamu tarafından hazırlanan ve muhatapları için menfaat niteliğinde olan bir kamu malıdır, sınava kadar açılması, paylaşılması, kullanılması yasaklanan gizli bilgilerdir" ifadesi kullanılan talepte, soruları sınavdan önce elde eden adayların kamuya ait malı, kamuyu aldatarak haksız şekilde elde ettikleri ve kullandıkları ileri sürüldü.
Bu şekilde kamu kurumu zararına, nitelikli dolandırıcılık suçunu işlemeye başlayan adaylardan bir kısmının sınavda elde ettiği haksız başarıyla kamu kurumuna atandığı ve son aldığı maaşına kadar eylemine devam ettiği öne sürülen talepte, kamu görevine atanan şüphelilerin eyleminin zincirleme nitelikte dolandırıcılık suçu şeklinde olduğu savunuldu.
Ayrıca talepte, "Kopya ise sınav anı ve sınav esnasındaki faaliyetlerdir. Buradaki durum ile tamamen farklıdır" denildi.
-Operasyon bilgisi Fuat Avni'den-
Üçüncü etaba ilişkin soruşturmada, haklarında gözaltı kararı verilen şüphelilerden yarısına ulaşılamadığı ve kaçtıklarının anlaşıldığı belirtilen talepte, "Üç gün sonra gelen şüphelilerin ifadelerinde Fuat Avni isimli twitter hesabında KPSS'de operasyon olacağına dair bilgeler paylaşılması üzerine kaçtıklarını ve daha sonra teslim olduklarını belirttikleri" ifadesine yer verildi.
Talepte, twitter hebasına operasyon bilgilerinin nasıl, ne şekilde ve kimler tarafından sızdırıldığına dair ayrı bir soruşturma başlatıldığı bildirildi.
Sınavda yüksek başarı elde eden şüphelilerin aynı zamanda eşlerinin, kardeşinin, bacanağının, bacanağının kardeşinin, dayısının, dayısının eşinin, okul arkadaşının, iş yeri arkadaşının da yüksek puan aldığı ileri sürülen talep yazısında, şu bilgilere yer verildi: "Sınav döneminde de bu kişiler arasında telefon görüşmelerinin bulunduğu, analiz raporuna göre de bu kişilerin telefon görüşmelerinin zincirleme bir şekilde sınav sorularının sınavdan önce dağıtıldığı Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği Genel Sekreteri ve soruşturmamızda örgüt lideri olan Mehmet Hanifi Sözen'e kadar ulaştığı, şüphelilerin üzerlerine atılı suçları işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların, tutuklama nedeninin, delil durumu ile üzerlerine atılı suçun yasada yazılı cezanın üst haddine göre kaçma şüphesinin bulunduğu anlaşılmakla, tutuklanmalarına karar verilmesi talep olunur."
TUTUKLU SAYISI 89'A ÇIKTI
Soruşturma kapsamındaki tutuklu sayısı 89'a yükseldi.
28 KİŞİ HALEN FİRARİ
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, KPSS'de usulsüzlük iddialarına ilişkin yürüttüğü ve "belli yapıya mensup kişilerin, kamu kurumlarına yerleşmek için sınavdan önce hileyle, haksız şekilde elde ettikleri soruları kullandıkları" yönünde delillere ulaştığını duyurduğu soruşturma kapsamında, şu ana kadar 204 kişi hakkında gözaltı kararı çıkartıldı.
60 kişinin tutuklu olduğu soruşturmada, hakkında gözaltı kararı bulunan 28 kişiye ise henüz ulaşılamadı.
AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, Temmuz 2010'daki KPSS'de soruların sızdırıldığı iddiaları üzerine 2010'da başlatılan soruşturmada, ilk gözaltılar 15 aylık çalışmanın ardından 23 Mart 2015'te gerçekleştirildi. Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman'ın talimatıyla 14 ildeki 52'si devlet memuru 82 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı.
Bunlardan 7'sine ulaşılamazken, 75'i gözaltına alındı. Gözaltına alınanların 6'sı emniyetteki işlemlerinin, 7'si de savcılıktaki sorgularının ardından serbest bırakıldı, sevk edilenlerden 32'si tutuklandı, 30'u ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
-İkinci operasyon-
Soruşturmada ikinci gözaltılar ise 20 Nisan 2015'te yapıldı. Savcılık, 29 ildeki 69'u devlet memuru 78 şüpheli hakkında gözaltı kararı aldı. Bunların 75'i yakalandı, 3'üne ise halen ulaşılamadı.
Gözaltına alınanların 25'i emniyetten, 2'si savcılıktan serbest kaldı. Savcılığın tutuklamaya sevk ettiği 48 kişiden 28'i tutuklanırken, diğerleri adli kontrolle serbest bırakıldı.
-Son gözaltılar-
Soruşturmada son gözaltılar ise dün gerçekleştirildi. Savcılık, 19 ildeki 44 kişi hakkında gözaltı kararı aldı. Bunlardan 26'sı polis tarafından yakalandı. Küçük çocuk annesi bir şüpheli emniyette serbest bırakıldı.
Polis, halen 18 şüpheliyi ise arıyor. Bunlardan 2'sinin karı koca olduğu öğrenildi.
-204 kişi hakkında gözaltı kararı, 28 firari-
Soruşturmada şu ana kadar hakkında gözaltı kararı alınan kişi sayısı 204, yakalanamayan şüpheli sayısı ise 28 oldu. Firari şüphelilerden bir kısmının yurtdışında bulunduğu tespit edildi.
-Eski ÖSYM başkanları da şüpheli-
Savcı Erkman, eski ÖSYM Başkanları Ünal Yarımağan ve Ali Demir'in de "şüpheli" sıfatıyla ifadelerine başvurdu.
"Sınav güvenliğini sağlamayarak görevi ihmal ettiği" iddiasıyla savcılıkça sorgulanan Yarımağan, tutuklama istemiyle sevk edildiği nöbetçi hakimlik tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Demir de daha önce soruşturmayı yürüten eski Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Şadan Sakınan'ın, kanuna aykırı olmasına rağmen "sınav kitapçıklarının imhası" yönündeki talimatını uygulayarak, delilleri yok ettiği ve böylece görevini kötüye kullandığı iddiasıyla ifade verdi. Savcılığın adli kontrol talebi üzerine nöbetçi sulh ceza hakimliği, Demir'in yurtdışına çıkışını yasakladı. Ancak, avukatının itirazı üzerine Demir hakkındaki adli kontrol kısıtlaması kaldırıldı.
-"Paralel Devlet Yapılanması"-
Gözaltına alınan şüphelilere, emniyette, "Fethullah Gülen suç örgütüne üye misiniz? Fethullah Gülen örgütünden herhangi bir talimat aldınız mı? Evlere gittiniz mi?" sorularının yöneltildiği kamuoyuna yansıdı.
Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) da ilk etaptaki gözaltıların ardından soruşturma dosyasına ön rapor göndermişti. Raporda, soruşturma şüphelilerinin çalıştığı 148 firma arasında çok yüksek meblağda mal ve hizmet ilişkisi ile bazı şüphelilerin, "Paralel Devlet" yapılanmasına bağlı yurtdışındaki 20 kuruluşa para transfer ettiklerinin belirlendiğine yer verildi.
Savcı Erkman'ın talebi üzerine, soruşturmanın şüphelilerinden Berat Koşucu ve Mehmet Hanefi Sözen hakkında Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliğince yakalama kararı çıkarıldı.
Sözen'in Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneğinin kurucularından olduğu bildiriliyor ve sınav sorularının, bu dernek üzerinden dağıtıldığı iddia ediliyor.
Şüpheliler arasındaki telefon trafiğini gösteren HTS analiz raporu ve şemasında da Sözen'in "örgüt lideri konumunda" olduğu savunuluyor.
Diğer şüpheli Koşucu ise Isparta Yalvaç'ta ikamet eden Baki Saçı'ya soruları elektronik postayla iletmekle suçlanıyor.
-Başsavcılık "devlet kurumlarına sızma faaliyetine" işaret etti-
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturmadaki ilk gözaltıların ardından bir açıklama yapmıştı. Açıklamada, soruşturmanın "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, üye olmak, resmi belgede sahtecilik, kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık, suç delillerini yok etme, görevi kötüye kullanma, yasaklanan bilgileri açıklama ve temin etme" suçlamalarından yürütüldüğü belirtilmişti.
Açıklamada, şu bilgilere yer verilmişti:
"Bu soruşturmada, Cumhuriyetimizin büyük tehdit altında olduğu, belli yapıya mensup kişilerin talimat ve telkinlerle devlet kurumlarına yerleşme ve sızma faaliyetine giriştikleri, örgütlü yapı kurarak birlikte hareket edip, bu amaç doğrultusunda kamu kurumlarına yerleşmek için sınavdan önce hileyle, haksız şekilde elde ettikleri soruları kullandıkları, atamalarda öncelik sağladıkları ve aileleri göz önüne alındığında milyonlarca kişinin hakkının yendiği yönünde delillere ulaşılmıştır.
Bu kapsamda yapılan soruşturmada 10 Temmuz 2010'da ÖSYM tarafından eğitim bilimleri (120 soru), genel yetenek (60 soru), genel kültür (60 soru) alanlarında yapılan KPSS'de, soruların sınavdan önce ele geçirildiği ve dağıtıldığı yönünde önemli delillere ulaşılmıştır."
Açıklamada, KPSS tarihinde daha önce eğitim bilimleri alanında 120 sorunun tamamı ve 119'unu doğru cevaplayan aday bulunmadığına işaret edilmiş ve 2010'daki sınavda 350 kişinin 120 sorunun tamamını doğru cevapladığının görüldüğü vurgulanmıştı.
-"Yüzbinlerce aday haksızlığa uğratıldı"-
Bu 350 kişinin, 70'inin karı koca, 23'ünün akraba, 52'sinin ise aynı adres, apartman, site veya sokakta ikamet ettiğinin anlaşıldığı belirtilen başsavcılık açıklamasında, şunlar kaydedilmişti:
"Mali Suçları Araştırma Kurulundan (MASAK) alınan rapor, SGK, Maliye Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü ile Kredi Yurtlar ve Kurumu Genel Müdürlüğünden alınan bilgi doğrultusunda, ilk etapta gözaltı kararı verilen 82 şüpheli ile toplamda bin 435 şüphelinin kamuoyunca bilinen belirli bir yapıyla mali, sosyal ve ekonomik bağlarının olduğu tespit edilmiştir."
Açıklamada, raporlar ve kurumlardan alınan bilgi, şüphelilerin ikrarı, müştekilerin beyanı ve toplanan delillere göre, zanlıların kamuoyunda bilinen yapıyla doğrudan bağlantılı oldukları, soruları sınavdan önce örgütlü şekilde ele geçirip dağıttıkları, diğer adaylara göre öncelik sağlayarak, haksız ve hileli şekilde kamu kurumlarına atandıkları ve yüz binlerce adayın haksızlığa uğratıldığının anlaşıldığı ifade edilmişti.
-Savcıyı tehdit-
Bu arada, soruşturmada ilk gözaltıların gerçekleştirildiği gün, Savcı Erkman'ın telefonla tehdit edildiği belirtildi. Buna ilişkin gözaltına alınan 2 şüpheli, tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk edilmişti.
Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüphelilerden Etimesgut'taki devlet okulunda öğretmenlik yapan Nuri Ö, savcının itirazı üzerine tutuklanmıştı.
(30 Mayıs 2015, 15:21)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: