Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 13 yıl sonra tozlu raflardan indirdiği Necip Hablemitoğlu suikastı soruşturmasında, eski emniyet müdürü Yurt Atayün suikastı karartmakla suçlanıyor.
22.12.2015 08:35 Fetullah Gülen hakkında "Köstebek" adlı bir kitap yazarken öldürülen Necip Hablemitoğlu cinayetine ilişkin soruşturmada, paralel yapı operasyonunda tutuklanan dönemin Ankara İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı Yurt Atayün'ün 'şüpheli' olduğu ortaya çıktı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Suçlar Soruşturma Bürosu'nca yürütülen "Ana Paralel Yapı Soruşturması"nda yakın tarihteki faili meçhul cinayetler de gündeme geldi. Paralel yapının parmağının araştırıldığı bu cinayetlerden biri de Dr. Necip Hablemitoğlu suikastı.
KARARTMA SUÇLAMASI
12 sonra tekrar tozlu raflardan indirilen Hablemitoğlu dosyasını son olarak Anayasal Suçlar Soruşturma Bürosundan sorumlu Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Necip Cem İşçimen ele aldı. 2002'deki suikastin dosyasının Temmuz 2014 tarihinde tekrar açıldığı ve o tarihte Savcı Hakan Yüksel'in görevlendirildiğine dair geniş bir haber "Kontrgerilla.com"da yayınlanmıştı.
Soruşturmayı bizzat yürüten İşçimen, cinayette Paralel örgütün parmağına yoğunlaştı. SABAH'ın ulaştığı bilgiye göre bu soruşturmada, suikastın yapıldığı tarihte Ankara İstihbarat Şube Müdür Yardımcısı olan Yurt Atayün de şüpheli olarak görülüyor. Cinayeti karartmakla suçlanan Atayün'ün önümüzdeki günlerde ifadesine başvurulması bekleniyor. Ankara'dan sonra İstanbul Emniyetinde Terörle Mücadele Şube Müdürü olarak görev yapan ve Ergenekon, Balyoz gibi operasyonları yürüten Atayün, yaklaşık 1,5 yıldır Paralel Yapı soruşturması kapsamında tutuklu bulunuyor.
SORUŞTURMA SİL BAŞTAN
Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın, suikastla ilgili soruşturma sürecinin sil baştan başlatıldığını belirterek, "Savcılık bu kadar yıl sonra suikastı aydınlatabilecek maddi verilere sahip olamasa bile bu kadar yıldır suikastın niçin çözümlenemediğini, kimin tarafından engellendiğini aydınlatmak durumundadır" dedi. Ankara Üniversitesi öğretim görevlisi olan Hablemitoğlu, 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önünde uğradığı suikast sonucu yaşamını yitirmişti. Hablemitoğlu öldürülmeden önce Gülen cemaati hakkında hazırladığı raporlarla gündeme gelmişti. Hablemitoğlu'nun tehdit edildiği öne sürülmüş ancak herhangi bir ciddi soruşturma yapılmamıştı.
KÖSTEBEK'İN YAYINCISI: TANIK OLARAK İFADEM ALINSIN
Hablemitoğlu öldürüldüğü sırada çalışmalarını yaptığı "Köstebek" kitabı ise suikasttan sonra 2003'te basılmıştı. Kitabın ilk baskısını yapan Toplumsal Dönüşüm Yayınları'nın sahibi Ali Özoğlu, SABAH'a konuştu. Yakın tarihte 5 kez evinin kurşunlandığını anlatan Özoğlu, savcılığın kendisini de tanık olarak dinlemesi gerektiğini belirtti. Paralel Yapı'ya ilişkin "Fethullah'ın Copları", "Yeşil Kardinal" gibi kitaplar da yayınladığını dile getiren Özoğlu, tehdit altında olduğunu belirterek, "Türkiye'nin bir an önce cemaat denen Fethullah Gülen Terör Örgütü'nden el birliği ile kurtulması gerekiyor" dedi.
FETULLAHÇILAR RAPORU
Hablemitoğlu, öldürülmeden önce hazırladığı "Etki Ajanları-Nüfuz Casusları ve Fetullahçılar" isimli raporda, Gülen'in CIA'ya gönüllü ajanlık yaptığını belirtmiş ve Gülen'in devleti ele geçirme çalışmalarını anlatmıştı. Gülen'in çarpık ilişkilerinin MİT ve TSK tarafından fark edildiğini ifade eden Hablemitoğlu, Fetullahçılar'ın, Humeyni bir gün nasıl İran'a dönmüşse, hoca efendilerinin de öyle dönüp Çankaya'ya oturacağına inandığını aktarmıştı.
PARALEL YAPININ İLK SUİKASTİ Mİ?
Öte yandan suikastle ilgili Gerçek Hayat dergisinde bir haber yayınlandı. Paralel yapıyı casusluk ekseninde inceleyen ilk kişi olan Necip Hablemitoğlu neden öldürüldü? Suikastı gerçekleştiren kişi polis miydi? Cinayetin ayrıntıları neden gizlendi? Gerçek Hayat dergisi, bu soruların cevaplarını çarpıcı ayrıntılarla ortaya çıkarıyor.
Necip Hablemitoğlu, Ankara Üniversitesi'nde İnkılap Tarihi dersleri veriyordu. Paralel yapıyı “casusluk" ekseninde inceleyen ilk kişiydi. Mesaisini büyük bölümünü Alman vakıflarını izlemeye ayırmıştı. Bu vakıfların Türkiye'de kirli işler çevirdiğini yazıp duruyordu. Görünürde hiç istihbaratçı geçmişi olmamasına rağmen, kendisine MİT Müsteşarlığı vaat edildiği söyleniyordu. 18 Aralık 2002'de Çankaya'daki evinin önünde oldukça profesyonel bir suikastla öldürüldü. 13 yıldır polisin elinde kayda değer bir şüpheli bile yoktu ve dosya artık kapanmıştı.
Ta ki geçen haftaya kadar… Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın dosyayı raftan indirmesiyle Hablemitoğlu cinayetinde yeni bir dönem başlıyor. Gerçek Hayat, derin yapının belki de ilk güç gösterisi yaptığı suikastı masaya yatırdı. Osman Özgan ve Yılmaz Çınar imzalı dosya için kritik isimlere konuşan dergi, soruşturmada nerede hata yapıldığını araştırdı ve hiç bilinmeyen detaylara ulaştı.
“Köstebek" yazılamadan öldürüldü
Hablemitoğlu'nun, öldürülmeden önce bazı Alman vakıflarının Türkiye'de illegal faaliyetler içerisinde olduklarına dair tezleri ve Fetullah Gülen cemaatinin CIA destekli Moon tarikatı benzeri bir yapılanmayla tüm devlet kurumlarını kendi gizli gündemi doğrultusunda ele geçirmeye çalıştığı, önüne geçen isimleri de ezip geçtiğini anlatan çalışmaları ulaşılan bilgiler arasında… Bu konuyu “Köstebek" isimli kitabında yayınlamak üzere yazmaya başlamıştı ki suikast gerçekleştirildi. Kitap tamamlanmamış haliyle suikasttan sonra yayınlandı.
“Köstebek" paralel yapıyı casusluk çerçevesinde ele alan ilk kitap olması sebebiyle suikastın neden sümenaltı edilişini anlatmaya yetiyor. Ancak son yıllarda paralel yapının emniyet ve yargıdan tasfiye edilmesi cinayetin aydınlatılması için umut olabilir.
“Mezarlıklar senin gibiler ile dolu"
Necip Hablemitoğlu'nun eşi Şengül Hablemitoğlu'nun verdiği ifadede eşinin, Ankara Üniversitesi İnkılap Tarihi Enstitüsü'ndeki doktora ve mastır programlarındaki usulsüzlükleri ortaya çıkardığı için tehditler aldığını hatta zaman zaman okuldan uzaklaştırıldığı yer alıyor. Asıl ürküten tehditlerse Fetullahçı yapılanma ile ilgili makaleleri ve “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası" isimli kitabından sonra gelen tehditlermiş. Bu tehditler arasında Mehmet Eymür'ün web sitesinde Necip Hablemitoğlu ile ilgili yaptığı “mezarlıklar senin gibiler ile dolu" yorumu dikkat çekiyor.
“Hocaefendiyle uğraşma"
Şengül Hablemitoğlu'nun 07 Ocak 2003'te savcıya verdiği ifade ise şu şekilde;
“…2001 yılı içinde gelen bir mailde, 'seni çok iyi tanıyoruz, her gün nereye gidip geldiğini biliyoruz, bir gün ensende kurşunu hissedeceksin' yazıyordu. Bundan sonra gelen çeşitli maillerde de 'Hocaefendiyle uğraşma, sen ateist bile değilsin, sonunda cezanı bulacaksın' gibi çok sayıda tehdit aldık."
Sabri Uzun'un itirafı
Emniyet İstihbarat Dairesi'nin eski başkanı Sabri Uzun, Ocak 2015'te Yeni Şafak gazetesine bir itirafta bulundu. Hablemitoğlu cinayetinin çözülememesinin kendi hatası olduğunu ifade eden Uzun, “Cemaatçi olduğunu bilmediğim adama bu işi aydınlatma görevi verdim. Üzerinde çok durmama rağmen sonuç alınamadı" diyordu. Sabri Uzun “İn" kitabında nasıl aldatıldığını ve oyalandığını anlatıyor. Şahsi kanaatinin suikastı polisin işlediği yönünde olduğunu ama elinde kanıt olmadığını söyleyen Uzun, kendisini aldatan polis şefinin adını vermiyor.
Aldatan kişi Muharrem Durmaz
Gerçek Hayat o polis şefinin paralel yapının önemli ismi olan Muharrem Durmaz olduğuna ulaştı. Durmaz o dönemde Ankara İstihbarat Şube Müdürü'ydü. Ak Parti de 3 Kasım 2002 seçimlerinden yeni çıkmış çiçeği burnunda hükümet olarak MİT ve Emniyet'e cinayetin aydınlatılması için talimat verdi. Ancak suikast sıradan bir olaymış gibi ele alınarak aile ve yakın akrabalar takip edildi. Ve dosya açılmadan kapandı.
Polisin silahı “Ruger"
Hablemitoğlu suikastı o dönemde polis tarafından sıklıkla kullanılan “Ruger" marka silahla işlenmişti. Ve suikast Galatasaray-Ankaragücü maçı oynandığı gün ve saatte yani sokakların tenha olduğu anda gerçekleşti. Tetikçi iki el ateş etti, ne var ki eşi dâhil kimse silah sesi duymadığını ifade etti. Bu da tetikçinin silah susturucu kullandığına işaret ediyordu. Ayrıca Hablemitoğlu'nun elinde hiç barut izine rastlanmaması da işin profesyonelliğine dikkat çekiyordu.
Durmuş Anuçin diye biri
5 cinayet, 4 gasp ve bir tecavüzle suçlandığı için “seri katil" olarak anılan Durmuş Anuçin isimli bir kişi, Nisan 2003'te çıktığı mahkeme salonunda Hablemitoğlu suikastını üstlenivermişti.
Savcı yeni yol haritasını çıkardı
Gerçek Hayat'ın edindiği bilgilere öncelikli olarak o dönem polis laboratuvarında incelenen boş kovan ve mermi çekirdeğinin akıbeti sorulacak. Hablemitoğlu'nun oturduğu sokağın yakınındaki baz istasyonları da cinayet saatinden 1 ay geriye gidilerek incelenecek, telefon numaraları analiz edilecek. Oysa Ankara polisi cinayeti incelerken baz istasyonlarıyla ilgili hiçbir inceleme yapmamıştı. Daha sonra cinayetten önceki sın 6 aylık telefon görüşmeleri incelenecek. Ardından ABD Büyükelçiliği lojmanlarına yakın olan evin bulunduğu bölgelerdeki güvenlik görevlilerinin o gün içinde şüphelendikleri araç ya da sorguladıkları araçlar belirlenecek.
Hablemitoğlu MİT müsteşarı olacaktı
Hablemitoğlu'nun öldürülmeden önce yakın çevresinde Milli İstihbarat Teşkilatı'nın (MİT) başına atanacağını haber verdiği söyleniyor. Hablemitoğlu'na göre MİT, “gayri milli" bir yapıdaymış ve kendisi görevi devralır devralmaz ülkeyi etki ajanlarından temizleyecekmiş.
Suikastı hızlandırmış olabilir
Şengül Hablemitoğlu, eşinin MİT Müsteşarlığı'na getirileceğine dair bir söylenti duymadığını ancak bu söylentinin suikastı hızlandırma ihtimali olduğunu söyledi.
Paralel yapının, Fethullah Gülen'den sonra gelen ismi Mustafa Özcan üzerinden Hablemitoğlu ile irtibat kurmaya çalıştığı da iddia ediliyor. Fakat elimizde bunu doğrulayacak bir veri yok. Doğruysa bile bu çaba, paralel yapının bir dönem herkesle iletişim ve diyalog içerisinde olma refleksinden kaynaklanan rutin bir çabaya benziyor.
Paralel yapı-Hablemitoğlu cinayeti manşetlerimiz
(22 Aralık 2015, 08:35)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: