Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilci Erdem Gül'ün Hatay ve Adana'da durdurulan MİT TIR'larına ilişkin görüntüleri yayınladıkları için yargılanmasına başlandı. Mahkeme salonunu CHP ve HDP'li vekiller işgal etti. Mahkemenin 'kapalı duruşma' kararına rağmen salondan çıkmayan vekiller nedeniyle yargılama yapılamadı. Duruşma 1 Nisan'a ertelendi.
26.03.2016 18:43 Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün, Cumhuriyet gazetesinde, MİT'e ait yardım TIR'larının durdurulması olayına ilişkin gizli kalması gereken bilgi ve fotoğraflara yer verdikleri gerekçesiyle “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen ya da tamamen engellemeye teşebbüs etmek", “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklamak", “devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek" ve ''Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme'' suçlarından yargılanmasına başlandı.
KAPALI DURUŞMA TALEBİ
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanıklar Can Dündar ve Erdem Gül ile avukatları, müşteki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hatice Özay, müşteki MİT Müsteşarlığı adına Hazine avukatı katıldı. CHP Milletvekillleri Gürsel Tekin, İlhan Cihaner, Barış Yarkadaş, Sezgin Tanrıkulu, Bülent Tezcan, Mehmet Bekaroğlu, Mahmut Tanal, Ali Haydar Hakverdi ve Onursal Adıgüzel ile HDP'li milletvekilleri Meral Danış Beştaş, Garo Paylan ve eski milletvekili Hasip Kaplan da ön sıralardaki yerlerini aldı.
Duruşmayı aynı zamanda İngiltere'nin İstanbul Başkonsolosu Leigh Turner, Fransa’nın İstanbul Başkonsolosu Muriel Domenach, Hollanda İstanbul Başkonsolosu Robert Schuddeboom, Kanada, İtalya, İsviçre, Avusturya, İsveç, Polonya ve Amerika konsoloslukları temsilcilerinin yanı sıra CHP ve HDP milletvekilleri de takip etti.
Duruşmada Cumhuriyet savcısı Evliya Çalışkan, yargılamanın, ''milli güvenliğin zorunlu kılması ve siyasi casusluk davası olması'' nedeniyle kapalı yapılmasını talep etti.
Duruşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı ile MİT Müsteşarlığı adına Hazine avukatı ise davaya müdahillik talebinde bulundu.
MİLLİ GÜVENLİK İÇİN
Mahkeme heyeti, tüm duruşmaların kapalı yapılması ile Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MİT Müsteşarlığının müdahillik taleplerinin kabulüne oy birliğiyle karar verdi. Heyet, duruşmaların kapalı yapılmasına gerekçe olarak, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 182/2 hükmü gereğince "milli güvenliğin zorunlu kılması ve siyasi casusluk davası" olmasını ve "Selam-Tevhid'de Kumpas" davası ile " Mit tırlarının durdurulmasına ilişkin" Yargıtay'da görülen davaların kapalı yapılmasını gösterdi.
Dosyada, devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgiler olduğunu belirten mahkeme, gizli bilgi ve belgelerin yargılama aşamasında her an için iddia ve savunma kapsamında dile getirilebilir ihtimalinin bulunması gerektiğine dikkat çekti. Bu durumun da söz konusu bilgilerin içeriğinin her an davanın tarafı olmayan üçüncü kişiler tarafından öğrenilebileceği riski olduğunu kaydeden mahkeme, bu dava ile irtibatlı olan Selam-Tevhid Kumpas davasının da bu gerekçelerle kapalı oturumda yapıldığını hatırlattı.
Sanıklara, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla devlet sırrı kapsamında yasaklanan bilgileri temin ve ifşa etme suçlamaları yöneltildiğini hatırlatan mahkeme bu gerekçelerle tüm duruşmaların kapalı olarak görülmesine karar verdi. Mahkeme ayrıca sanıkların eşlerinin kapalı duruşmalarda bulunmasına izin verilmesine ancak gizliğin ifşa edilmesi konusunda kendilerine ihtarda bulunulmasına hükmetti.
SUÇ DUYURUSU
Kapalılık kararına rağmen CHP milletvekili Gamze Akkuş İlgezdi ile HDP milletvekilleri Garo Paylan ve Hasip Kaplan duruşmaya katılmak istedi. CHP ve HDP'li vekiller, uyarılara rağmen duruşma salonuna girdi.
Bunun üzerine mahkeme heyeti, milletvekillerinin salondan çıkmasını bekledi ve duruşmayı başlatmadı. Aradan geçen bir saatlik süre sonunda salona geldiği kaydedilen mahkeme heyetinin, milletvekillerinin salondan çıkmadığı gerekçesiyle duruşmayı sonlandırdığı ve 1 Nisan'a ertelediği belirtildi. Heyetin, uyarılara rağmen duruşma salonundan ayrılmayan milletvekilleri hakkında, “kendilerine kapalı olan duruşmadan çıkmayıp yargılamayı engelledikleri" gerekçesiyle "adil yargılamayı etkilemek" suçundan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına hükmettiği aktarıldı.
DAVANIN GEÇMİŞİ
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili İrfan Fidan tarafından hazırlanan 473 sayfalık iddianamede, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MİT Müsteşarlığı "müşteki" sıfatıyla yer alıyor.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine, "Selam-Tevhid'de kumpas" davasıyla birleştirilmesi talebiyle gönderilen iddianamede, "Selam-Tevhid'de kumpas" iddianamesinde yer alan deliller ile takipsizlikle sonuçlanan "Sözde Kudüs Ordusu Terör Örgütü" soruşturmasının FETÖ/PDY sanıklarınca-şüphelilerince neden ve niçin yapıldığı anlatılıyor.
Sanık Can Dündar'ın 17 ve 25 Aralık süreçlerinden daha önceden haberi olduğu kaydedilen iddianamede, Dündar'ın "sözde" soruşturmalarla ilgili olarak kendisine FETÖ/PDY terör örgütünün verdiği görevi yerine getirdiği ifade ediliyor.
İddianamede, Dündar'ın, haber ve yazılarıyla kamuoyunu FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amaçları doğrultusunda ve örgütle iş birliği içerisinde yönlendirmeye, 17 ve 25 Aralık girişimlerini meşrulaştırmaya çalıştığı vurgulanıyor.
Can Dündar ve Erdem Gül'ün, FETÖ/PDY'nin nihai amacı doğrultusunda eyleme katkıda bulundukları aktarılan iddianamede, sanıkların ellerinde somut hiçbir bilgi ve belge olmamasına rağmen FETÖ/PDY'nin, aracılar vasıtasıyla ellerine tutuşturdukları görüntüler üzerinden Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümetini terörle ilişkilendirme amacı doğrultusunda, bilinçli ve sistematik olarak gerçeklikten uzak kurgu yazıları kaleme aldıkları kaydediliyor.
İddianamede, Dündar ve Gül hakkında şu tespitlere yer veriliyor:
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne tuzak kurarak, MİT'e ait yardım tırlarını, devlet sırrını temin ve ifşa etmek kastıyla durduran, devlet tarafından asayiş ve adli kolluk hizmeti için resmi görevleri nedeniyle kendilerine verilen silahları, gerçekleştirdikleri eylemde yine devlete yönelterek MI·T mensuplarına doğrultulması emrini vermekten çekinmeyen, Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine gerçekleştirdikleri eylemi tamamlamak için MI·T mensuplarını darbetmek suretiyle yaralayan, yerlerde sürükleyen ve kelepçeleyen, korkutma, sindirme ve baskı altına almak amacıyla diğer mağdur ve müştekilerin özel hayatlarını izleyip kaydeden bu oluşumun (FETÖ/PDY), Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu kapsamında kalan 'silahlı terör örgütü' niteliğinde olup, gerçekleştirdiği tespit edilen eylemler aracılığıyla nihai amacının da 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen ya da tamamen engellemeye teşebbüs etmek' olduğu, devletin ulusal ve uluslararası yararları bakımından gizli kalması gereken nitelikteki bilgi ve belgeleri casusluk amacıyla temin ederek ifşa eden, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve hükümetini terörle ilişkilendirmek maksadıyla yayınlar yapan Can Dündar ve Erdem Gül'ün de FETö/PDY terör örgütü ile aynı amaç birliği içerisinde hareket ettiği, bu şekilde şüphelilerin eylem ve fikir birliği içerisinde TCK'nın 312/1. maddesini ihlal ettikleri anlaşılmıştır."
İddianamede, FETÖ/PDY terör örgütünün, Dündar ve Gül'e verdiği öne sürülen görevler; 17-25 Aralık tarihli darbe girişimi, MİT'e ait yardım tırlarının durdurulması, Reyhanlı ve Cilvegözü terör saldırılarıyla ilgili gerçeğe aykırı kurgu yazılar ve haberler hazırlamak şeklinde sıralanıyor.
İddianamede, Dündar ve Gül'ün "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen ya da tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklamak" suçundan müebbet, "devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek" ve "silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme" suçlarından 22,5 yıldan 35 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
Soruşturma kapsamında Dündar ve Gül, 26 Kasım 2015'te tutuklanmıştı. Dündar ve Gül'ün avukatları, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştu. İstemi değerlendiren Anayasa Mahkemesi, Dündar ve Gül hakkında "hak ihlali" kararını vermişti. Bu kararın ardından İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Şubat'ta Dündar ve Gül'ün tahliyesine karar vermişti.
YABANCI KONSOLOSLARIN SKANDALINA ERDOĞAN'DAN SERT TEPKİ
İngiltere İstanbul Başkonsolosu Leigh Turner, Fransa İstanbul Başkonsolosu Muriel Domenach'ın yanı sıra geçtiğimiz günlerde patlamanın ardından İstiklal Caddesi'nde çektiği fotoğrafı Twitter'dan paylaşan Hollanda Başkonsolosu Robert Schuddeboom da duruşmaya izleyici olarak katıldı. Schuddeboom, fotoğrafları yine sosyal medyadan paylaştı. Yabancı konsolosların bu girişimine en sert tepki ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan geldi. Erdoğan, gazeteci Can Dündar'ın davasına destek için giden konsoloslara "Siz kimsiniz ya, sizin ne işiniz var orada? Yani diplomasinin de bir edebi var, adabı var. Burası senin ülken değil, Türkiye." diye tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen DEİK Dünya Türk Girişimciler Kurultayı'nda konuşma yaptı. Erdoğan'ın gündeminde MİT TIR'ları davasında yargılanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'e destek için mahkemeye gelen konsoloslar da vardı. Erdoğan konuşmasında şunları söyledi:
"SİZ KİMSİNİZ YA, SİZİN NE İŞİNİZ VAR ORADA?"
"Dün malum bir gazetecinin mahkemesi vardı. Bu yargılamaya katılanların durumu çok önemli. İstanbul'daki konsoloslar mahkemeye geliyor. Siz kimsiniz ya, sizin ne işiniz var orada? Yani diplomasinin de bir edebi var, adabı var. Burası senin ülken değil, Türkiye. Sen konsolosluk binası veya konsolosluk sınırları içerisinde hareket edebilirsin, diğerleri izne tabidir.
Bunlar kalkıp bu ülkenin içerisinde bir gövde gösterisini yapabilecek kadar haddi tecavüz edebiliyorlar. Oynanan oyunun tarzını göstermesi bakımından bu çok önemli. Demokrasi, insan hakları, özgürlük, seçim laflarını dillerinden düşürmeyenlerin, halkın desteğini alarak iş başına gelenlerle darbeciler karşı karşıya geldiğinde tercihlerinin hangisinden yana olduğunu hep birlikte takip ediyoruz, görüyoruz."
Dündar iddianamesi kabul edildi
Dündar TIR ihanetinden tutuklandı!
Cumhuriyet'e TIR soruşturması
Paralel yapı-19 Ocak (2014) TIR baskını ve soruşturması manşetlerimiz
Paralel yapı-Selam-Tevhit kumpası manşetlerimiz
Dündar'n tahliyesine tepki gösteren Erdoğan: Ey AYM, anayasaya uy
(26 Mart 2016, 18:43)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: