Erzurum'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) ilişkin üç sanık hakkında 15 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın iddianamesinde, Pensilvanya örgütünün 'lider merkezli' yapıya sahip olduğu, en yakınındakilerin 'lider'in koruyucusu oldukları ve 'lider' etrafında örgütlenen hareketin en dışında ise örgüte ilgi duyanların bulunduğu, ülkesi ve devleti ile barışık olmak yerine devleti hasım gördüğü, açık ve şeffaf olmak yerine istihbarat örgütü gibi 'kod isimler, özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen paralar' kullandığı, hasımlarını saf dışı etmek için her türlü baskı, şantaj ve yasa dışı yöntemi kullandığı, yabancı misyon temsilcileriyle mahiyeti bilinmeyen görüşmeler yaptığı, söz konusu yapının casusluk faaliyetlerini de kapsayan organize örgüt olduğunu ortaya koyan unsurlar bulunduğu, halka şirin, örgüt mensuplarına otoriter davrandığı, gizlilik, hiyerarşi, pelür kağıtlarıyla haberleşme, özgeçmiş raporu verme ve kod adı kullanma gibi özellikleriyle terör örgütlerinin taktiklerini kullandığı, elebaşı Fetullah Gülen'in kararlarını sorgulama anlamına gelecek her türlü düşünce, eylem veya tavrın kuvvetle ezildiği kaydedildi.
29.01.2017 09:11 Erzurum'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyeliğiyle suçlanan 3 sanık hakkında açılan davanın iddianamesinde, örgütle ilgili çarpıcı tespitlere yer verildi.
Erzurum'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyeliğiyle suçlanan 3 sanık hakkında açılan davanın iddianamesinde, örgütle ilgili çarpıcı tespitlere yer verildi.
27 Ocak'taki gelişmeye göre, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrası örgüt üyelerinin kurduğu Aktif Eğitim Sendikası Tekman Şube Başkanı Şafak D. ile sendika üyeleri Yusuf K. ve Muhsin M. hakkında hazırlanan 30 sayfalık iddianamede, örgütün kuruluşu, amacı, örgütlenme stratejisi, faaliyetleri, sosyo-kültürel ve zihinsel yapılanmasının yanı sıra yönetim modeli hakkında da bilgi verildi.
İddianamede, Pensilvanya örgütünün 'lider merkezli' yapıya sahip olduğu, en yakınındakilerin 'lider'in koruyucusu oldukları ve 'lider' etrafında örgütlenen hareketin en dışında ise örgüte ilgi duyanların bulunduğu kaydedildi.
FETÖ, casusluk faaliyetleri yapmış
FETÖ/PDY'nin, ülkesi ve devleti ile barışık olmak yerine devleti hasım gördüğü, açık ve şeffaf olmak yerine istihbarat örgütü gibi 'kod isimler, özel haberleşme kanalları, kaynağı bilinmeyen paralar' kullandığı anlatılan iddianamede, örgütün hasımlarını saf dışı etmek için her türlü baskı, şantaj ve yasa dışı yöntemi kullandığı bildirildi.
İddianamede, örgütün, yabancı misyon temsilcileriyle mahiyeti bilinmeyen görüşmeler yaptığı vurgulanarak, söz konusu yapının casusluk faaliyetlerini de kapsayan organize örgüt olduğunu ortaya koyan unsurlar bulunduğu belirtildi.
Gülen ve FETÖ yöneticileri halka şirin, örgüt mensuplarına otoriter davranmış
FETÖ/PDY'nin, gizlilik, hiyerarşi, pelür kağıtlarıyla haberleşme, özgeçmiş raporu verme ve kod adı kullanma gibi özellikleriyle terör örgütlerinin taktiklerini kullandığı bildirilen iddianamede, örgütte elebaşı Fetullah Gülen'in kararlarını sorgulama anlamına gelecek her türlü düşünce, eylem veya tavrın kuvvetle ezildiği kaydedildi.
İddianamede, Gülen ve ona bağlı diğer yöneticilerin talimatlarının örgüt mensuplarınca aklın da ötesinde kutsiyet kazandırılarak uygulandığı ifade edilerek, Gülen başta olmak üzere örgüt yöneticilerinin halka hitap ederken büyük tevazu sergilediklerine, örgütte mutlak otoriteyle hareket ettikleri vurgulandı.
FETÖ, örgütten ayrılmak isteyen kişiyi eşi ve çocuklarından ayırmış
FETÖ içinde ödül ve ceza sisteminin uygulandığı, örgüt mensuplarının evliliklerinin bile bağlı bulundukları imamların izin ve talimatları doğrultusunda gerçekleştirildiğine değinilen iddianamede, 'Evlilik kararı veren örgüt mensubu, durumu sorumlu imama iletmekte, müstakbel eşini örgüte bağlı bayanların resimlerinin bulunduğu katalogdan seçmektedir. Böylelikle hem mensupların örgüte bağlılığı artırılmakta hem de örgütten ayrılma durumunda ayrılan kişilerin eş ve çocukları örgüt talimatıyla kendisinden uzaklaştırılarak baskı oluşturulmaktadır.' ifadelerine yer verildi.
İddianamede, 'örgüt mensuplarının iş ve özel hayatlarındaki bütün kararlarını örgüt tasarrufuna bırakmış olmalarının altında yatan sebeplerden en önemlisinin bağlı oldukları imamların ve Gülen'in hata yapmayacağına inanmalarından kaynaklandığı' kaydedildi.
Gülen'e göre 'bireysel olarak hiçbir anlam ifade etmeyen fertlerin örgüt bünyesindeki faaliyetlerinin değerli olduğu' aktarılan iddianamede, 'Cemaate bağlı kişinin, azimli, kararlı ve hizmete karşı itaatkar, her şeyin sorumluluğunu alması gereken, darbe yediğinde azmi bozulmayan, yüksek rütbelere geldiğinde kendi rütbesini değil de hizmetin rütbesini ön planda tutan, hizmet içerisinde yapacağı görevlerin zor olabileceğine inanan ve bütün varlığını, canını ve sevdiklerini hizmet için feda etmeye hazır olması gerekir.' değerlendirmesinde bulunuldu.
Mali yapılanması
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmalarına başlanacak sanıklar Muhsin M, Yusuf K. ve Şafak D'nin 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmalarının istendiği iddianamede, FETÖ/PDY'nin kuruluşu, amacı, stratejisi, yapılanması, faaliyeti, yönetim modeli, hiyerarşik yapısı, eğitim alanları gibi konularda bilgilerin yanı sıra örgütün mali yapılanması hakkında da bilgi verildi.
Örgüt adına elde edilen gelirlerin sisteme nasıl dahil edildiğinin anlatıldığı iddianamede, örgüt üyelerince kurulan 'şirket' ya da 'anonim şirket'lerin, elde edilen himmetleri ticaret veya bankacılık üzerinden sisteme soktukları belirtildi.
Örgütün vakıflara tanınan vergi muafiyetlerinden yararlanarak kendi kurduğu 'vakıf' adı altındaki kurum ya da kuruluşlara 'bağış' adıyla para verdiğine işaret edilen iddianamede, örgütün sisteme sokulması yönünde sıkıntı çektiği gelir grubunun ise 'himmet' adı altında toplanan paralar olduğu vurgulandı.
İddianamede, vatandaşlardan 'himmet' adı altında alınan paraların doğrudan il ya da ilçe sorumlusu olan finans imamında toplanması ve saklanması ile bu paranın nereden bulunduğunun sorulması durumunda örgüte sıkıntı yaratabilecek hususlar olduğuna işaret edildi.
FETÖ'nün bu sorunu, 'topladığı parayı kendisine bağlılığı konusunda şüphe duymadığı ve güvendiği, mutemet tayin ettiği iş adamları üzerinden aştığı' vurgulanan iddianamede, şu ifadelere yer verildi:
'Örgütün topladığı paralar, belirlenen iş adamlarına verilerek para yakalandığında iş adamının kendi parası adı altında legalleştirilmesi sağlanmaktadır. Bu sayede zaten maddi durumu yerinde olan iş adamı gerektiğinde o parayı kendi parasıymış gibi bankaya yatırabilmekte ve örgütün o parayla ilgisi olduğuna dair resmiyete dökülebilecek bir sorun ortadan kaldırılmaktadır. Ancak iş adamının mal varlığı, ürettiği katma değer miktarı ve nakit mevcudiyeti başta olmak üzere diğer ticari işlemleri incelendiğinde doğrudan örgütün üzerine gidilemese de söz konusu iş adamının kaynağını açıklayamadığı mal varlığı yüzünden zor durumda kalabileceği aşikardır.'
İddianamede, iş adamlarından toplanan paraların bir kısmının bulunulan yerleşim yerindeki örgüt kurumlarının ihtiyaçları için harcandığı, fazla paranın da İstanbul'daki merkeze yönlendirilerek mali yönden sıkıntı yaşayan bölgeler, kardeş şehir ya da kardeş ülke olarak kabul edilen ülke ile şehirlere destek sağlandığı ifade edildi.
Vatandaşlardan toplanan paralar, dernekler aracılığıyla aklanmış
Örgütün vatandaşlardan topladığı parayı sorunsuz şekilde yasal sisteme sokmak için kullandığı bir başka yönteme de yer verilen iddianamede, vatandaşlardan toplanan paraların sisteme sokulmasında kamuya yararlı dernek statüsünde bulunan 'Kimse Yok mu Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği' gibi kuruluşları kullanıldığı kaydedildi.
İddianamede, örgütün şifreli haberleşme programı olan ByLock kullanıcısı olan sanıklardan Şafak D'nin Aktif Eğitim Sendikası Tekman İlçe Şube Başkanı olduğu, örgütün 'Bankaya 1 lira dahi olsa para yatırın' talimatı üzerine hesap açtırdığı, ilçede kayyum atanan örgütün yurduna gidip geldiği, üniversite eğitimi boyunca FETÖ/PDY evlerinde kaldığı ve dershanelerine gittiği anlatıldı.
Eşinin tayinini önlemek için hastane müdürünü tehdit etmiş
İddianamede, diğer sanık Yusuf K'nın da aynı derneğe üye olduğu, kayyum atanan aynı yurda gidip geldiği ve ebe olan eşinin tayininin çıkması üzerine, eşinin çalıştığı hastanenin müdürü Hanefi Keskin'i telefonla arayarak, 'Bıçağın önü ve arkası da şimdilik kesiyor ama bu devran dönecek, bir gün sıra size de gelecek.' şeklinde tehdit içerikli ifadeler kullandığı bilgisine yer verildi.
Sanık Muhsin M'nin ise öğretmen olarak ilçeye geçici görevlendirildikten sonra ilçe milli eğitim müdürünce uyarılmasına rağmen FETÖ/PDY ile bağlantılı yurtta kalmayı sürdürmesi üzerine geçici görevlendirilmesinin kaldırıldığı aktarılan iddianamede, sanığın ' Twitter' hesabında yapılan araştırmada 17-25 Aralık'tan itibaren FETÖ/PDY'yi övücü tarzda paylaşımlar yaptığının tespit edildiği bildirildi.
(29 Ocak 2017, 09:11)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: