Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, 2012'deki hâkimliğe geçiş sınavında usulsüzlük yaptıkları gerekçesiyle HSYK'nın 'mesleğe kabul' kararlarını kaldırdığı hakim ve savcılar ile ÖSYM görevlilerinin de aralarında bulunduğu 56'sı tutuklu 82 sanık hakkında hazırladığı iddianameyi, Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi. İddianamenin kabulü halinde şüpheliler, 'terör örgütü üyesi olmak', 'kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık' ve 'resmi belgede sahtecilik' suçlarından 45 yıl 7'şer aya kadar hapis istemiyle yargılanacak. Soruşturmanın, CHP Milletvekili Atilla Kart tarafından yapılan suç duyurusu üzerine başlatıldığı belirtildi.
04.02.2017 11:39 Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcıları Ali Alper Saylan ve Meriç Dede, 6 Mayıs 2012'de yapılan "Avukatlar İçin Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Yazılı Yarışma Sınavı" sorularının sınav öncesinde sızdırıldığı iddiasına ilişkin 82 kişi hakkında hazırladığı iddianameyi Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdi.
3 Şubat'taki gelişmeye göre, Adalet Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve ÖSYM'nin "müşteki", eski CHP Konya Milletvekili Atilla Kart'ın ise "ihbar eden" olarak yer aldığı iddianamede, sınav sorularının ÖSYM Başkanlığı bilgisayar sistemlerinden FETÖ mensupları tarafından dışarı sızdırılarak, şüphelilere ulaştırıldığı ifade edildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 2012'de düzenlenen "Avukatlar İçin Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Yazılı Yarışma Sınavı" sorularının önceden sızdırıldığı iddiasına ilişkin 82 kişi hakkında hazırladığı iddianamede, sınavı çok üstün başarıyla tamamlayan dört evli çift olduğu, bunların birbirlerine yakın ve yüksek puanlar aldıkları, soru kitapçıkları üzerinde hiçbir yazılı muhakeme ya da karalama olmadan, bilhassa matematik sorularını yüzde 100 doğru yaptıkları belirtildi.
Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, avukatlıktan hakim-savcılığa geçmek isteyenler için 6 Mayıs 2012'deki yazılı sınava bin 546 adayın katıldığı, sonuçlara göre, baraj olan 70 ve üstünde puan alan 271 adayın mülakata girmeye hak kazandığı belirtildi.
Sınavdan sonra basında ve internette, soruların önceki sınava göre "anormal derece" zor olduğuna yönelik değerlendirmeler yapıldığı aktarılan iddianamede, sınav sonuçları açıklanmadan, 17 Mayıs 2012'de bir internet sitesinin forumunda, "Rozmoni" rumuzuyla, "Tahminim bu sınavı 250-300 civarında kişi kazanacak... Bu arada sınav birincisinin de bir arkadaşım olacağını tahmin ediyorum baş harfleri (A.K.)" biçiminde, sonradan doğrulanacak yorumda bulunulduğuna dikkat çekildi.
Sonuçların açıklanmasının ardından aynı forumda, mülakata girmeye hak kazananlardan bazılarının isimleri de belirtilerek, bunların evli oldukları, aynı büroda çalıştıkları, aynı derneğe üye oldukları ve birbirlerine yakın ve yüksek puan aldıklarından bahsedildiği ve şaibe iddialarının ortaya atıldığı kaydedilen iddianamede, 24. Dönem CHP Konya Milletvekili Atilla Kart'ın da 10 Temmuz 2012'de başsavcılığa, sınavdaki usulsüzlük yapıldığı ve soruların önceden servis edildiğine ilişkin suç duyurusunda bulunduğu bildirildi.
Soruşturmaya başlanması üzerine ÖSYM'den sınavla ilgili inceleme ve raporları getirttiği anlatılan iddianamede, sınavın da ÖSYM tarafından iptal edildiği ve 13 Ekim 2012'de yeni sınav yaptığı belirtildi.
ÖSYM'nin başsavcılığa, analiz sonucunda, iptal edilen sınavın zorluk derecesi, adayların puanları, matematik sorularını işlemsiz cevaplandırmaları, doğru-yanlış sayı ve cevap şıklarının birbiriyle örtüşmesi gibi verilerle, bazı adayların önceden sınav sorularını edindikleri şüphesi oluştuğunu bildirdiği ifade edilen iddianamede, ayrıca 13 Ekim'deki sınava girmeyen diğer adaylar hakkında da soruşturma açılması gerektiğinden bahisle ÖSYM'nin şikayetçi olduğu anlatıldı.
Soruşturma kapsamında, ÖSYM'nin bildirdiği şüphelilerin ifadelerine başvurulduğu, bu kişilerin, 6 Mayıs 2012 tarihli sınavı iptal kararının yürütmesinin idare mahkemesince durdurulduğunu belirterek, "inkar yönlü savunmalar" yaptıklarına yer verilen iddianamede, soruşturma sonucunda savcılığın, "sınav öncesinde soru ve cevapların ele geçirildiğine dair hiçbir bulgu ya da delile ulaşılamaması, ÖSYM'nin inceleme raporundaki değerlendirmelerin varsayımların ispatının mümkün olmaması" nedeniyle takipsizlik kararı verdiği ifade edildi.
Takipsizlik kararı kaldırıldı
İddianamede, Ankara Cumhuriyet Başsavcısının, 5 Şubat 2014'te, soruşturma dosyasını yeniden ele aldığı ve "şikayet edilen Adalet Bakanlığı ve ÖSYM yetkilileri hakkında herhangi bir işlem yapılmaması, ÖSYM'nin bildirdiği bazı adayların şüpheli sıfatıyla ifadeleri alınırken diğer yetkililer hakkında hiçbir işlem yapılmadığı" tespitlerinde bulunduğu, "devlete ve kurumlara vatandaşların güvenlerinin sağlanması" için soruşturmayı yeniden açtığı anlatıldı.
Soruşturmada ÖSYM'den sınav, kazanan adaylar, soruların hazırlanmasından sınav salonuna götürülmesine kadar geçen süreçte görev yapanlar hakkında bilgi ve belgeler istendiğine yer verilen iddianamede, internette "Rozmoni" rumuzuyla yorum yapan kişinin "tanık" olarak ifadesinin alındığı, bu kişinin 3 sınavı yazılıda kazandığı halde mülakatlarda elenmesi nedeniyle konuyla ilgili olduğunu, "somut olaya tanık olmadığını ve tahminlerinin isabet etmesinin tesadüf olduğunu" anlattığı belirtildi.
Şüphelilerin belirlenmesi için sınav kitapçıklarına ilişkin bilirkişi raporları alındığı ve bazı adayların soruları sınav öncesi elde ettiklerine dair kuvvetli şüphenin oluştuğu kaydedilen iddianamede, adaylardan bir kısmının halen hakim ve savcı olması dolasıyla dosyanın "görevsizlik" kararıyla HSYK'ya gönderdiği, kurulun inceleme sonucu 37 hakim ve savcının mesleğe kabul kararını kaldırdığı ve bu kişiler, onlarla birlikte suç işlediği iddia edilen 25 avukat ve 5 ÖSYM görevlisi hakkındaki soruşturma dosyasını Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ilettiği bildirildi.
ÖSYM'nin raporu
İddianamede, sınavın kurallara uygun gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin belirlenmesi amacıyla istenen raporu gönderen ÖSYM'nin, "23 Ekim 2011'de yapılan sınava göre Mayıs 2012'deki sınavda İstanbul ve Ankara adaylarının çok geride kaldıkları, bunların yerine İzmir, Samsun, Kahramanmaraş, Konya, Erzurum gibi illerin adaylarının birbirlerine yakın ve yüksek puan aldıklarını" belirttiği aktarıldı.
Soruşturma konusu sınavın güçlük derecesinin 2011'deki sınava göre daha yüksek olduğu, sınavda başarılıların çok başarılı, başarısızların ise çok başarısız olduğu kaydedilen ÖSYM raporunda, normal şartlarda zorluk derecesi yüksek sınavlarda başarılı adayların barajın (70 puanın) hemen üstünde yoğunlaşması beklenirken, 2012 sınavında bu yoğunlaşmanın 80 puan ve üzerinde yayıldığı, normal veri olarak kabul gören 65.00 ve 75.00 arası istatistiğin zayıf kaldığına dikkat çekildi.
Analizler sonucu sınavdaki 22 sorunun "kritik soru" olarak belirlendiği, özellikle 12 adayın bu soruların 20'sinde doğruda birleşmesi, 2'sinde de aynı yanlış cevabı vermelerinin tesadüf olamayacağı aktarılan raporda, bu 12 adayın kayıtlı oldukları baro veya ikamet şehirlerine bakıldığında "çok daha şüphe çekici bir durumla karşılaşıldığı", bunlardan dördünün Samsun, ikisinin Amasya, üçünün de İzmir'den katıldıkları, Samsun'dan katılan A.K. ile Amasya'dan katılan A.N.K'nin evli oldukları ifade edildi.
Raporda, 2011'deki sınavda barajı geçemeyen adayların, güçlük derecesi yüksek olan 2012 sınavında çok üstün başarı sergiledikleri, ilk 30'da yer alanların puanlarının "anormal şekilde" yükseldiği, oysa sınavı ilk 50'de başarıyla tamamlayan adayların 26'sının 23 Ekim 2011'deki sınavda baraj altında kaldıklarına yer verildi.
Sınavı çok üstün başarıyla tamamlayan dört evli çift olduğu, bunların birbirlerine yakın ve yüksek puanlar aldıkları, soru kitapçıkları üzerinde hiçbir yazılı muhakeme ya da karalama olmadan, bilhassa matematik sorularını yüzde 100 doğru yaptıkları anlatılan raporda, "soruların sınavdan önce bazı adaylara ulaştırıldığına dair, görsel ve işitsel bir bulgu elde edilmemiş olsa da ortaya konan analize dayalı bulguların, soruların sınavdan önce bazı adaylara ulaştırıldığı kanaatine yeterli olduğu" belirtildi.
En yüksek alan iki kişi evli
Savcılığın, ölçme ve değerlendirme uzmanı heyetten bilirkişi raporu aldığı aktarılan iddianamede, bilirkişilerin, analiz sonucunda 70 ve üzeri puan alan adayların soru kitapçığı ve cevap anahtarlarını incelediği, şüphelilerden 44'ünün soruları sınavdan önce elde edip kullandıklarına dair "kuvvetli kanaat", 13'ü için ise "kanaat" oluştuğunu bildirdikleri ifade edildi.
İddianamede, bilirkişi raporunda şüphelilerden A.N.K. ile A.K'ye özel olarak değinildiği belirtilerek, bu şüpheliler hakkında, "Sınavdan en yüksek puan alan ilk 2 kişi evli bir çifttir. Bu çiftlerden A.N.K'nın, 8 matematik sorusundan tamamını, soru kitapçığı üzerinde çözümünü göstermeden, doğru olarak cevaplandırdığı görülmüştür. A.K. ise 8 matematik sorusundan iki tanesini soru kitapçığı üzerinde doğru çözümünü göstermemiş ve soruların tamamını doğru cevaplandırmıştır. Ayrıca bu iki adayın 140 sorudan 130'ar tane doğru cevapları ve 10'ar tane yanlış cevapları bulunmaktadır. 10 adet yanlış cevaplardan 7 tanesi her iki aday için de aynı soruların aynı seçeneklerinde eşleşmiş oldukları görülmüştür. Bu nedenle her iki aday açısından da sınav sorularını sınavdan önce elde ettiklerine ve kullandıklarına dair kuvvetli kanaat oluşmuştur." denildiği aktarıldı.
Soruşturma aşamalarında alınan farklı bilirkişi raporlarının özetlendiği iddianamede, o raporların da benzer sonuçlara ulaştıkları belirtildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 2012'de düzenlenen "Avukatlar İçin Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Yazılı Yarışma Sınavı" sorularının önceden sızdırıldığı iddiasına ilişkin 82 kişi hakkında hazırladığı iddianamede, sınavı çok üstün başarıyla tamamlayan dört evli çift olduğu, bunların birbirlerine yakın ve yüksek puanlar aldıkları, soru kitapçıkları üzerinde hiçbir yazılı muhakeme ya da karalama olmadan, bilhassa matematik sorularını yüzde 100 doğru yaptıkları belirtildi.
Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilen iddianamede, avukatlıktan hakim-savcılığa geçmek isteyenler için 6 Mayıs 2012'deki yazılı sınava bin 546 adayın katıldığı, sonuçlara göre, baraj olan 70 ve üstünde puan alan 271 adayın mülakata girmeye hak kazandığı belirtildi.
Sınavdan sonra basında ve internette, soruların önceki sınava göre "anormal derece" zor olduğuna yönelik değerlendirmeler yapıldığı aktarılan iddianamede, sınav sonuçları açıklanmadan, 17 Mayıs 2012'de bir internet sitesinin forumunda, "Rozmoni" rumuzuyla, "Tahminim bu sınavı 250-300 civarında kişi kazanacak... Bu arada sınav birincisinin de bir arkadaşım olacağını tahmin ediyorum baş harfleri (A.K.)" biçiminde, sonradan doğrulanacak yorumda bulunulduğuna dikkat çekildi.
Sonuçların açıklanmasının ardından aynı forumda, mülakata girmeye hak kazananlardan bazılarının isimleri de belirtilerek, bunların evli oldukları, aynı büroda çalıştıkları, aynı derneğe üye oldukları ve birbirlerine yakın ve yüksek puan aldıklarından bahsedildiği ve şaibe iddialarının ortaya atıldığı kaydedilen iddianamede, 24. Dönem CHP Konya Milletvekili Atilla Kart'ın da 10 Temmuz 2012'de başsavcılığa, sınavdaki usulsüzlük yapıldığı ve soruların önceden servis edildiğine ilişkin suç duyurusunda bulunduğu bildirildi.
Soruşturmaya başlanması üzerine ÖSYM'den sınavla ilgili inceleme ve raporları getirttiği anlatılan iddianamede, sınavın da ÖSYM tarafından iptal edildiği ve 13 Ekim 2012'de yeni sınav yaptığı belirtildi.
ÖSYM'nin başsavcılığa, analiz sonucunda, iptal edilen sınavın zorluk derecesi, adayların puanları, matematik sorularını işlemsiz cevaplandırmaları, doğru-yanlış sayı ve cevap şıklarının birbiriyle örtüşmesi gibi verilerle, bazı adayların önceden sınav sorularını edindikleri şüphesi oluştuğunu bildirdiği ifade edilen iddianamede, ayrıca 13 Ekim'deki sınava girmeyen diğer adaylar hakkında da soruşturma açılması gerektiğinden bahisle ÖSYM'nin şikayetçi olduğu anlatıldı.
Soruşturma kapsamında, ÖSYM'nin bildirdiği şüphelilerin ifadelerine başvurulduğu, bu kişilerin, 6 Mayıs 2012 tarihli sınavı iptal kararının yürütmesinin idare mahkemesince durdurulduğunu belirterek, "inkar yönlü savunmalar" yaptıklarına yer verilen iddianamede, soruşturma sonucunda savcılığın, "sınav öncesinde soru ve cevapların ele geçirildiğine dair hiçbir bulgu ya da delile ulaşılamaması, ÖSYM'nin inceleme raporundaki değerlendirmelerin varsayımların ispatının mümkün olmaması" nedeniyle takipsizlik kararı verdiği ifade edildi.
Takipsizlik kararı kaldırıldı
İddianamede, Ankara Cumhuriyet Başsavcısının, 5 Şubat 2014'te, soruşturma dosyasını yeniden ele aldığı ve "şikayet edilen Adalet Bakanlığı ve ÖSYM yetkilileri hakkında herhangi bir işlem yapılmaması, ÖSYM'nin bildirdiği bazı adayların şüpheli sıfatıyla ifadeleri alınırken diğer yetkililer hakkında hiçbir işlem yapılmadığı" tespitlerinde bulunduğu, "devlete ve kurumlara vatandaşların güvenlerinin sağlanması" için soruşturmayı yeniden açtığı anlatıldı.
Soruşturmada ÖSYM'den sınav, kazanan adaylar, soruların hazırlanmasından sınav salonuna götürülmesine kadar geçen süreçte görev yapanlar hakkında bilgi ve belgeler istendiğine yer verilen iddianamede, internette "Rozmoni" rumuzuyla yorum yapan kişinin "tanık" olarak ifadesinin alındığı, bu kişinin 3 sınavı yazılıda kazandığı halde mülakatlarda elenmesi nedeniyle konuyla ilgili olduğunu, "somut olaya tanık olmadığını ve tahminlerinin isabet etmesinin tesadüf olduğunu" anlattığı belirtildi.
Şüphelilerin belirlenmesi için sınav kitapçıklarına ilişkin bilirkişi raporları alındığı ve bazı adayların soruları sınav öncesi elde ettiklerine dair kuvvetli şüphenin oluştuğu kaydedilen iddianamede, adaylardan bir kısmının halen hakim ve savcı olması dolasıyla dosyanın "görevsizlik" kararıyla HSYK'ya gönderdiği, kurulun inceleme sonucu 37 hakim ve savcının mesleğe kabul kararını kaldırdığı ve bu kişiler, onlarla birlikte suç işlediği iddia edilen 25 avukat ve 5 ÖSYM görevlisi hakkındaki soruşturma dosyasını Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ilettiği bildirildi.
ÖSYM'nin raporu
İddianamede, sınavın kurallara uygun gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin belirlenmesi amacıyla istenen raporu gönderen ÖSYM'nin, "23 Ekim 2011'de yapılan sınava göre Mayıs 2012'deki sınavda İstanbul ve Ankara adaylarının çok geride kaldıkları, bunların yerine İzmir, Samsun, Kahramanmaraş, Konya, Erzurum gibi illerin adaylarının birbirlerine yakın ve yüksek puan aldıklarını" belirttiği aktarıldı.
Soruşturma konusu sınavın güçlük derecesinin 2011'deki sınava göre daha yüksek olduğu, sınavda başarılıların çok başarılı, başarısızların ise çok başarısız olduğu kaydedilen ÖSYM raporunda, normal şartlarda zorluk derecesi yüksek sınavlarda başarılı adayların barajın (70 puanın) hemen üstünde yoğunlaşması beklenirken, 2012 sınavında bu yoğunlaşmanın 80 puan ve üzerinde yayıldığı, normal veri olarak kabul gören 65.00 ve 75.00 arası istatistiğin zayıf kaldığına dikkat çekildi.
Analizler sonucu sınavdaki 22 sorunun "kritik soru" olarak belirlendiği, özellikle 12 adayın bu soruların 20'sinde doğruda birleşmesi, 2'sinde de aynı yanlış cevabı vermelerinin tesadüf olamayacağı aktarılan raporda, bu 12 adayın kayıtlı oldukları baro veya ikamet şehirlerine bakıldığında "çok daha şüphe çekici bir durumla karşılaşıldığı", bunlardan dördünün Samsun, ikisinin Amasya, üçünün de İzmir'den katıldıkları, Samsun'dan katılan A.K. ile Amasya'dan katılan A.N.K'nin evli oldukları ifade edildi.
Raporda, 2011'deki sınavda barajı geçemeyen adayların, güçlük derecesi yüksek olan 2012 sınavında çok üstün başarı sergiledikleri, ilk 30'da yer alanların puanlarının "anormal şekilde" yükseldiği, oysa sınavı ilk 50'de başarıyla tamamlayan adayların 26'sının 23 Ekim 2011'deki sınavda baraj altında kaldıklarına yer verildi.
Sınavı çok üstün başarıyla tamamlayan dört evli çift olduğu, bunların birbirlerine yakın ve yüksek puanlar aldıkları, soru kitapçıkları üzerinde hiçbir yazılı muhakeme ya da karalama olmadan, bilhassa matematik sorularını yüzde 100 doğru yaptıkları anlatılan raporda, "soruların sınavdan önce bazı adaylara ulaştırıldığına dair, görsel ve işitsel bir bulgu elde edilmemiş olsa da ortaya konan analize dayalı bulguların, soruların sınavdan önce bazı adaylara ulaştırıldığı kanaatine yeterli olduğu" belirtildi.
En yüksek alan iki kişi evli
Savcılığın, ölçme ve değerlendirme uzmanı heyetten bilirkişi raporu aldığı aktarılan iddianamede, bilirkişilerin, analiz sonucunda 70 ve üzeri puan alan adayların soru kitapçığı ve cevap anahtarlarını incelediği, şüphelilerden 44'ünün soruları sınavdan önce elde edip kullandıklarına dair "kuvvetli kanaat", 13'ü için ise "kanaat" oluştuğunu bildirdikleri ifade edildi.
İddianamede, bilirkişi raporunda şüphelilerden A.N.K. ile A.K'ye özel olarak değinildiği belirtilerek, bu şüpheliler hakkında, "Sınavdan en yüksek puan alan ilk 2 kişi evli bir çifttir. Bu çiftlerden A.N.K'nın, 8 matematik sorusundan tamamını, soru kitapçığı üzerinde çözümünü göstermeden, doğru olarak cevaplandırdığı görülmüştür. A.K. ise 8 matematik sorusundan iki tanesini soru kitapçığı üzerinde doğru çözümünü göstermemiş ve soruların tamamını doğru cevaplandırmıştır. Ayrıca bu iki adayın 140 sorudan 130'ar tane doğru cevapları ve 10'ar tane yanlış cevapları bulunmaktadır. 10 adet yanlış cevaplardan 7 tanesi her iki aday için de aynı soruların aynı seçeneklerinde eşleşmiş oldukları görülmüştür. Bu nedenle her iki aday açısından da sınav sorularını sınavdan önce elde ettiklerine ve kullandıklarına dair kuvvetli kanaat oluşmuştur." denildiği aktarıldı.
Soruşturma aşamalarında alınan farklı bilirkişi raporlarının özetlendiği iddianamede, o raporların da benzer sonuçlara ulaştıkları belirtildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 2012'de düzenlenen "Avukatlar İçin Adli Yargı Hakim ve Savcı Adaylığı Yazılı Yarışma Sınavı" sorularının önceden sızdırıldığı iddiasına ilişkin 82 kişi hakkında hazırladığı iddianamede, "Sınav sorularının ÖSYM Başkanlığı bilgisayar sistemlerindeki sunuculara arayüz kurmak suretiyle Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensupları tarafından dışarı sızdırıldığı ve şüphelilere ulaştırıldığı anlaşılmıştır. ÖSYM Başkanlığından soruları dışarı çıkaran faillerin tespitine yönelik soruşturma devam etmektedir." ifadesine yer verildi.
FETÖ'nün kuruluşu, ideolojisi, yapılanması
Ankara 15. Ağır Ceza Mahkemesinde değerlendirme aşamasında bulunan iddianamede, FETÖ'nün kuruluşu, ideolojisi, yapılanmasına ilişkin bilgiler verilerek, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in, mensuplarına, "devletin kılcal damarlarına kadar sızma" emri verdiği anımsatıldı.
Talimat sonrasında örgütün, kitleler halinde, belli plan ve stratejiye göre, kamu kurum ve kuruluşlarında toplu kadrolaşma faaliyeti başlattığı kaydedilen iddianamede, örgütün, toplu kadrolaşma için her türlü sınav sorusunu önceden ele geçirmeye başladığı bildirildi ve FETÖ çatı davası iddianamesindeki şu bölüm nakledildi:
"Devletin kamu kurum ve kuruluşlarında yapılacak bütün sınavlarda sorulacak sorular, birkaç gün önceden paralel yapı imamlarına sızdırılmıştır. Örgütün üst imamları, her dershanede sınav sorularını öğrencilere ulaştırmakla gizli görevlendirilmiş sorumlulara bunları vermiştir. Örgütün her dershanesinde çalınan sınav sorularını ideolojiyi benimseyen öğrencilere ulaştıran özel sorumluları bulunmaktadır. Sınav soruları bu yapı üyelerine önce Kur'an üzerine yemin ettirilip, sonra çözdürülerek sınavı kazanmaları sağlanıp kamu kurum ve kuruluşlarında topluca kadrolaşmaya gidilmiştir."
İddianamede, zanlılardan İ.H.D, T.O. ve A.K'nin, "aynı şehirde yaşayan ve sınava girecek FETÖ üyelerinin sınavdan önce bir araya geldikleri, diğer örgüt üyelerinin yönlendirmesiyle soruların servis edileceği yere gittikleri, burada sınavda çıkacak soru ve cevaplarının örgüt üyelerince ezberlemeleri amacıyla şüphelilere gösterildiği" yönünde ifadeler verdikleri belirtilerek, "Bu şekilde soru ve cevapları ezberleyen şüphelilerin sınava girerek başarı gösterdikleri anlaşılmıştır." bilgisine yer verildi.
Soruların nasıl sızdırıldığına ilişkin ifade
Soruların sınavdan önce ÖSYM'den nasıl çıkartıldığına ilişkin dosya kapsamında tespit yapılamadığı ancak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının bir başka soruşturma dosyasından, ÖSYM sınavlarındaki soruların FETÖ mensuplarınca dışarıya çıkarılmasına ve üyelerine dağıtılmasına ilişkin bilgi istenildiği bildirildi.
Buna verilen cevapta, İ.P. adlı kişinin 5 Aralık 2016'da verdiği ifadede, kendisinden sorumlu ÖSYM FETÖ abisinin İller Bankasında çalışan M.D. olduğunu, bu kişinin örgütün eğitim imamı Cemil Koca ile irtibatı bulunduğunu, kurumda birlikte çalıştığı İ.C.İ. ile M.D'nin evine gittikleri, sınav sorularının önceden, ÖSYM Soru Hazırlama ve Geliştirme Daire Başkanlığında görevli, sistem yöneticisi yetkisine sahip M.E.A, S.S. ve S.S.K. tarafından elde edilmiş olabileceği, daire başkanlığındaki bütün kritik sistem yönetim işlerinin M.E.A. üzerinden yapılmasının gerektiğini duyduğu, bu nedenle M.E.A'nın, FETÖ için ÖSYM'de önemli bir görev üstlendiğini düşündüğü, S.S. ve S.S.K'nin de M.E.A. ile aynı yetkiye sahip olduğunu söylediği aktarıldı.
Devam eden soruşturmada M.E.A'nın yakalanarak, gözaltına alındığı bilgisine yer verilen iddianamede, şüphelinin, "S.S'nin, SIR cihazına yüklenen sınav sorularının birer kopyasını, WSUS isimli sanal sunucudan alarak FETÖ mensuplarına verilmek üzere cemaat abisi B.Ş'ye götürdüğünü, kendisinin de bu durumu bildiğini ancak korktuğundan itiraz edemediğini" söylediği anlatıldı.
Şüphelinin, PRONMS log yazılımı kurucusu ve DİJİPARK şirketi yetkilisi K.K'nin de zaman zaman kuruma gelerek sınav sorularının "SIR" cihazına yüklenmesi sırasında sanal sunucuya soruların kopyasının aktarılması için gerekli güncelleme işlemlerini yaptığını, dolayısıyla onun da soruların dışarıya çıkarıldığından habersiz olmasının mümkün olmadığını anlattığı kaydedildi.
İddianamede, ifadesi özetlenen İ.P'nin beyanında geçen M.D'nin 2010'da bir sigorta şirketinin ortağı olduğu, şirketin ortaklarından birinin FETÖ kapsamında ihraç edilen ve 2010 KPSS sorularının sızdırılması soruşturmasını yürüten eski Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekili Şadan Sakınan'ın kardeşi A. Sakınan, diğerinin ise "cemaat abisi" olduğu belirlenen ve KPSS soruşturmasında para transferlerine aracılık eden S.G. olduğu belirtildi.
"SIR" cihazı
Savcılığın müzekkeresini yanıtlayan ÖSYM'nin, sınavlarında sorulacak bütün soruların elektronik ortamda ilk defa Soru Hazırlama ve Geliştirme Daire Bakanlığı sistem odasında bir araya geldiğini, burada tüm bilgilerin ilgililerin önünde ve aleni olarak "SIR" cihazı üzerine çekilerek ve en az 2 kişi tarafından direkt matbaaya elektronik olarak götürüldüğünü, yazılı sınav evrakının da tüm katılımcılar ile birlikte matbaaya taşındığını bildirdiği ifade edilen iddianamede, ÖSYM'nin, "SIR" cihazındaki bilgilere, şifreyle erişim sağlandığını bildirdiği vurgulandı.
"ÖSYM'den FETÖ mensupları sızdırdı"
İddianamede, "Belirtildiği üzere, sınav sorularının ÖSYM Başkanlığı bilgisayar sistemlerindeki sunuculara arayüz kurmak suretiyle FETÖ mensupları tarafından dışarı sızdırıldığı ve şüphelilere ulaştırıldığı anlaşılmıştır. ÖSYM Başkanlığından soruları dışarı çıkaran faillerin tespitine yönelik soruşturma devam etmektedir." şeklindeki bilgi paylaşıldı.
Şüphelilerden 36'sında FETÖ üyelerinin aralarındaki haberleşmeyi sağlamak için kullandıkları anlaşılan ByLock programı bulunduğuna işaret edilen iddianamede, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, örgütün toplu kadrolaşmak için sınav sorularını önceden temin ettiği öne sürülen 19 sınavla ilgili soruşturma yürüttüğü, ÖSYM'nin de sorularının önceden sızdırıldığını belirlediği 3 sınavı iptal ettiğine yer verildi.
İddianamede, 9 zanlı hakkındaki soruşturmanın henüz tamamlanmaması nedeniyle bu kişilere ilişkin soruşturmanın sürdüğü, ÖSYM'de görev yapan 5 kişi hakkında ise "FETÖ mensubu diğer şüphelilerle irtibatları, müsnet suçlara katılımlarının saptanamaması ve sınav sorularını sızdırdıklarına ilişkin kamu davası açılmasını gerektirecek nitelikte ve yeterlilikte delil elde edilememesi nedeniyle" takipsizlik kararı verildiği belirtildi.
ByLock'u komşunun Wi-Fi'sinden indirmişler
Eski Hâkim Habil Kahraman'ın, örgüt üyelerine "Hocaefendi takke, tespih hediye etti. ByLock, Tango yükleyin ama yakalanmamak için komşunun Wi-Fi'sinden indirin" yazdığı ortaya çıktı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 2012'deki hâkimliğe geçiş sınavında usulsüzlük yaptıkları gerekçesiyle HSYK'nın 'mesleğe kabul' kararlarını kaldırdığı hâkim ve savcılar ile ÖSYM görevlilerinin de aralarında bulunduğu 56'sı tutuklu 82 sanık hakkında dava açtı.
"Silahlı terör örgütü üyesi olmak, nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik" suçlamalarının yer aldığı iddianamede, şüphelilerin FETÖ üyesi hâkim-savcı olarak devletin yargı erkine yerleşmek amacıyla sınavdan önce diğer örgüt mensuplarından soru ve cevapları elde ettiği ifade edildi.
Haksız şekilde hâkim ve savcı unvanına sahip oldukları belirtilen şüphelilerin, aynı sorulara yanlış cevap verdiklerine ve bazı matematik sorularının doğru cevaplarını hiçbir işlem yapmadan bulduklarına dikkat çekildi.
TAHLİYE HEDİYESİ: TAKKE
Şüpheliler arasında TUSCON üyesi şirketlerin çalışanlarının da olduğu vurgulanan iddianamede, MİT'in 9 Aralık 2016 tarihli raporuna göre kırmızı ve turuncu ByLock listesinde yer alan 36 şüphelinin program üzerinden diğer örgüt mensuplarıyla yaptığı yazışmalara da ilk kez yer verildi.
Bu isimlerden eski Şanlıurfa Ağır Ceza Mahkemesi Üyesi Habil Kahraman'ın Kasım 2015-Şubat 2016 arasında yaptığı yazışmalarda, ByLock, Eagle ve Tango gibi programlar indirilirken iz bırakmanın yöntemlerini anlattığı kaydedildi. Ve Kahraman'ın şu ifadeleri iddianameye girdi:
"Hocaefendi bana takke, tespih hediye etti. Bylock, Tango yükleyin ama yakalanmamak için komşunun Wi-Fi'sinden indirin." Yazışmalara göre Kahraman, bir başka mesajında ise "Evlerde temizlik yapıldı ama yine gözden geçirelim... Tango'yu yükleyin, oradan iletişim olacak. ByLock'u kullanmayacağım" dedi.
Kahraman, yasadışı dinleme soruşturmasında tutuklanan 3 polisi usulsüz bir şekilde tahliye etmesinin ardından HSYK tarafından Ocak 2016'da meslekten ihraç edilmişti. Kahraman'ın tahliye ettiği bu polislerden K.Ö., eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a yönelik kaset komplosunda da yer almıştı. K.Ö., halen firari.
BYLOCK'TAN OPERASYON UYARISI
Yine aynı sınavda çaldıkları sorular sayesinde başarılı olan ancak mülakatta elenerek avukatlık yapmaya devam eden İsmet Ünsal'ın ise devam eden FETÖ operasyonlarında bir örgüt mensubunu uyardığı da görülüyor.
Ünsal, "Abi bilginiz vardır mutlaka, savcılık MATED ( Manisa Teknik Elemanlar Derneği) dosyasına başlıyor. Bu aralar geceleri resmi ikametinizde kalmayın çünkü birimden net bir bilgi gelmiyor. Özellikle pazartesi ve çarşamba gecesi evde hiç kalmayın" ifadesini kullanıyor.
TELEFONDA ATAMA LİSTESİ
Şüpheliler Ali Girgin ve Mücella Girgin'e ait telefondan ise 15 Temmuz darbe girişimi için hazırlanan "Sıkıyönetim Bölge Komutanları ve İl Sıkıyönetim Komutanları" listesi çıktı.
Listede, "kuvvet-rütbe-adı-soyadı-sicili ve atandığı görev yeri" şeklinde bir çizelgenin oluşturulduğu kaydedildi. Ayrıca, şüphelilerden Ali Zorlu ve Derya Zorlu'ya ait flash bellekte de askeri personele ait özel bilgilerin yer aldığı fişleme belgelerinin ele geçirildiği belirtildi.
Söz konusu fotoğrafların, İzmir'deki askeri kumpas soruşturmasıyla ilgili olabileceği değerlendirildi.
İşte FETÖ'nün ihanet yemini! Ant mektubu imzalatıp...
Ankara'daki FETÖ soruşturması kapsamında hazırlanan iddianamede Mahmut B. isimli babanın askeri liseye giren oğlunun cebinde Gülen'e bağlılık yemini bulduğuna dair bilgiler yer aldı.
İşte FETÖ'nün ihanet yemini! Ant mektubu imzalatıp...
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın FETÖ'nün 2012 hâkimlik sorularını sınavdan önce ele geçirmesiyle ilgili 82 şüpheli hakkında hazırladığı iddianamede, Türkiye'deki çeşitli başsavcılıklarca yürütülen soru hırsızlığı soruşturmalarına giren "tanık" beyanları yer aldı.
Ankara Cumhuriyet Savcısı Ali Alper Saylan tarafından hazırlanan iddianamede, Bursa Başsavcılığı'nca bir babanın şikâyeti üzerine 2013'teki askeri lise sınavlarına ilişkin soruşturma başlatıldığı da vurgulandı. İfadesine yer verilen Baba Mahmut B., oğlu T.B.'nin FETÖ'nün dershanelerine gittiğini, bu sırada Abdullah ve Bilal kod isimli örgüt abilerinin haftada 3-4 gün eve ders çalıştırmaya geldiklerini belirtti. Mahmut B., "İlerleyen dönemde oğlumun davranışları değişti. Gülen'in vaazlarını dinlemeye ve kitaplarını okumaya başladı" dedi.
DERSHANE DEĞİŞTİ
Oğlu 7. sınıfı bitirdikten sonra örgüt abilerinin kendisiyle görüşerek askeri lise sınavlarına hazırlamak istediklerini, bunun için de başka bir dershaneye yerleştirilmesi gerektiğini söylediklerini dile getiren Mahmut B., "Askeri lise sınavına az bir süre kala Abdullah ve Bilal'in kaldığı öğrenci evinde 10 gün süreyle kampa alındı. Eşime bu evde askeri lise sınavlarında çıkacak olan soruları çalıştırdıklarını söylemişler. Oğlum girdiği askeri sınavdan aldığı 497 puanla Kuleli Askeri Lisesi'ni kazandı" diye konuştu.
"HOCAM, HİZMETTEN KOPMAYACAĞIMA..."
Askeri liseye kayıt işlemlerinden 15-20 gün sonra oğlunun cebinde yazılı bir not bulduğunu anlatan baba Mahmut B. şunları söyledi:
"Kayıt işlemlerinden 15-20 gün sonra oğlumun cebinde, kendi el yazısıyla 'Hocam hizmetten kopmayacağıma, hizmetin içerisinde devam edeceğime söz veriyorum' yazılmış ve imzalanmış bir ant mektubu buldum. Abdullah isimli şahsı arayarak ne olduğunu sordum. 'Herkesten alıyoruz, Hocaefendi'ye yolluyoruz' cevabını verdi."
PROJEKSİYONLA SORU
Ankara Başsavcılığı tarafından 2011 komiser yardımcılığı sınavına ilişkin yürütülen soruşturmada "tanık" olarak dinlenen polis memurlarından Muhsin Ö. ise Aksaray'da görev yaparken davet edildiği bir evde yaşananları şöyle ifade etti: "Bülent isimli öğretmen dizüstü bilgisayarını çıkarıp bir CD taktı, projeksiyonla duvara soruları yansıttı. 200-250'ye yakın soru ve cevapları ile birlikte tekrar ettirerek ezberletti. Daha sonra CD'yi kırıp çöpe attı. Sınava girdiğimizde 80 soru bize gösterilenlerle bire bir aynıydı."
Paralel yapı-18 Ağustos (2016) 'Ankara 2012'deki hakim-savcı sınavı yolsuzluğu 82 sanık' soruşturması/davası
(04 Şubat 2017, 11:39), son güncel.: (05 Şubat 2017, 13:47)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: