Tam
EskidenYeniye
 

Bilirkişi: Aselsan intihar değil cinayet

Aselsan mühendislerinin şüpheli ölümleri ile ilgili soruşturmada çarpıcı delillere ulaşıldı. Savcının, Hüseyin Başbilen´in ölümü ile ilgili cinayet sonrası olay yeri inceleme ekiplerince çekilen fotoğraf ve video kayıtları ile cinayete dair elde edilen delillerin incelenmesini talep ettiği bilirkişi, hazırladığı raporda cinayeti işaret etti. Parmak izi araştırmasına göre olay anında araçta başka kişi veya kişilerin varlığının tesbit edildiğinin belirtildiği raporda Başbilen´in çantasının da sonradan arabaya konduğu vurgulanıyor.

Önceki haber title=Sonraki haber

Bilirkişi: Aselsan intihar değil cinayet

Aselsan mühendislerinin şüpheli ölümleri ile ilgili soruşturmada çarpıcı delillere ulaşıldı. Savcının, Hüseyin Başbilen´in ölümü ile ilgili cinayet sonrası olay yeri inceleme ekiplerince çekilen fotoğraf ve video kayıtları ile cinayete dair elde edilen delillerin incelenmesini talep ettiği bilirkişi, hazırladığı raporda cinayeti işaret etti. Parmak izi araştırmasına göre olay anında araçta başka kişi veya kişilerin varlığının tesbit edildiğinin belirtildiği raporda Başbilen´in çantasının da sonradan arabaya konduğu vurgulanıyor.

Ankara´da 7 Ağustos 2006 tarihinde aracında boğazı ve elleri kesilmiş halde bulunan Aselsan mühendisi Hüseyin Başbilen´in intihar olduğu öne sürülen ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada çarpıcı bir gelişme yaşandı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nın talebi üzerine Başbilen´in ölü bulunduğu araçtaki kan ve parmak izlerini analiz eden uzman bilirkişi, cinayeti işaret etti. Aselsan soruşturmasını yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Murat Demir, Hüseyin Başbilen´in ölü bulunduğu araçta çekilmiş fotoğrafları ve video kayıtlarını, kan ve parmak izlerini, Türkiye´de bu alandaki uzmanlığı ile tanınan bilirkişiye yorumlattı. Olaydan sonra araçta çekilen onlarca resmi tek tek inceleyen uzman bilirkişi, kanın yönü ve akış şeklini analiz etti.

´Araştan dışarı çıkmak istedi´

Bilirkişi raporunda, Başbilen´in şoför koltuğunun yanındaki koltukta, başının torpido gözünün altında, ayaklarının ise koltuğun üzerine kalması ile ilgili olarak, ?Başbilen´in aracın içerisinde olduğu esnada, boynundaki 20 cmlik kesik ve bileğindeki kesiklerin mevcut olduğu, kendisinin dışarı çıkmak için önce şoför koltuğunun yanındaki koltuğu açmak istediği, ancak kapıyı açmayı başaramayınca yan koltuğa geçtiği, yan koltuktaki kapıyı açmak için geçtiği esnada vücudundaki yaralar nedeniyle başının torpido gözünün altına gelecek biçimde düştüğü, daha sonra ölüm anının gerçekleştiği ve vücut ağırlığının baş üzerinde toplanmasından dolayı boynunda kırıklar oluştuğu? değerlendirmesi yapıldı.

Araçta başkaları da vardı

Bilirkişi iki önemli bulguda olayın cinayet olduğuna kanaat getirdi. Kan fışkırma, akma ve cesedin bulunduğu konumu gözönünde bulunduran uzmanlar, parmak izi araştırmasına göre olay anında araçta başka kişi veya kişilerin varlığını tesbit etti. Ayrıca Başbilen´e ait olduğu belirtilen bir çantanın olaydan sonra araç koltuğuna bırakıldığı belirlendi. Söz konusu yorumların yanına kan izlerinin resimleri eklenerek raporlaştırıldı. Bu rapora göre olay ´intihar´ değil ´cinayet´. ( Taraf)

ASELSAN´DA PEŞPEŞE 3 İNTİHAR: HEPSİ DE KRİTİK PROJELERDE ÇALIŞIYORDU

ASELSAN´da görev yapan 3 mühendisin birbiri ardına gerçekleşen şüpheli ölümü ´intihar´ denilerek kapatılmıştı. Ancak, Gölcük Donanma Komutanlığı´nın zulasında ele geçirilen belgeler üzerine intihar denen olaylarla ilgili dosya yeniden açılmıştı. Soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Savcısı Veli Dalgalı, mühendislerin yakın arkadaşları, komşuları, ASELSAN çalışanı bazı askerler ve ailelerinin ifadelerini almıştı. ASELSAN´da Milli Tank Projesi üzerinde çalışan Hüseyin Başbilen, 7 Ağustos 2006´da boğazı ve bileği kesilmiş olarak aracının içinde bulunmuştu. Ardından 17 Ocak 2007´de Halim Ünal kafasına isabet eden tek kurşunla öldü. Dokuz gün sonra da Evrim Yançeken oturduğu binanın 6´ncı katından düşerek can verdi. ODTÜ mezunu üç genç mühendisin ortak özelliği uçaklar için dost-düşman tanıma sistemi üzerinde çalışmaları oldu.

Ölümlerinde ´Fuhuş ve casusluk çetesi´ şüphesi

Mühendislerin şüpheli ölümleriyle ilgili Ergenekon iddianamelerinde bilgiler bulunuyor. Fuhuş ve casusluk soruşturmasını da yürütmüş olan Savcı Fikret Seçen ele geçen yeni bilgiler üzerine tekrar açtığı dosyayı yetkisizlik gerekçesiyle olayların gerçekleştiği Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına göndermişti. Soruşturma halen burada yürütülmekte. Ergenekon ve casusluk soruşturmalarında ele geçen kritik bilgilerin dışında, mühendislerin hassas projelerde çalışıyor olmaları, intihar olaylarının peşpeşe gelmesi, gerçekleşme şekilleri, o şahıslardaki proje dosyalarının kaybolması, şahıslardan bazılarının intiharın günah olduğunu bildiklerine dair ailelerin verdiği bilgiler gibi ayrıntılar da ölümlerin intihar değil cinayet olduğuna dair şüpheyi güçlendiriyor.

Ergenekon savcısı Aselsan dosyasını açmıştı

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nın iki yıl önce kapattığı Aselsan intiharları dosyası, Ergenekon savcılarından Fikret Seçen´in elde ettiği deliller üzerine Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından yeniden açılmıştı. Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılardan Fikret Seçen, ´Fuhuş, şantaj ve askeri casusluk´ soruşturmasını yürütürken elde ettiği çok önemli yeni bulgular üzerine Aselsan dosyasını Ankara´ya sevk etmişti. Gölcük Donanma´da casusluk ve şantaj çetesine yönelik operasyonda ele geçirilen bir harici bellek içerisinde bulunan ipucu niteliğindeki notlarda, Aselsan ve SAGEM´e yoğunlaşalım, sorun çıkaranlar var. Sorunun kaynağı bulunmalı, gereken yapılmalı şeklinde talimatlar bulunduğu ortaya çıkmıştı. Yapılan soruşturma sonucunda Seçen, daha önce olağan intiharlar olarak değerlendirip kapatılan 4 olayın intihar değil, cinayet olabileceği yönündeki emarelerin güçlü olduğuna kanaat getirdi. Aynı kurumda farklı zamanlarda görev yapmış 4 kişinin kısa aralıklarla art arda intihar etmesinin mümkün olmadığını düşünen Seçen, Aselsan intiharlarının cinayet olabileceği yönündeki şüpheleri doğrulayan bulgulara da ulaştı. Seçen, Deniz Kuvvetleri çetesiyle ilgili soruşturmada uzman polislerle yaptığı incelemeler sonrasında Başbilen, Ünal ve Yançeken ve Volkan´ın cinayete kurban gittiği yönünde bulgular elde etti. Fikret Seçen, daha sonra olayların gerçekleştiği yer Ankara olduğu için görevsizlik kararı ile 2010/1323 soruşturma muhabere numaralı dosyayı Ankara´ya gönderdi. Dosya, ölümlerin arkasında bir örgütün var olabileceği şüphesiyle halen Ankara´da Özel Yetkili Savcılık tarafından soruşturuluyor.

Ergenekon ve Balyoz sanıklarının ifadeleri alınacak

Savcı Fikret Seçen tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´na gönderilen dosyada, Gölcük´te ele geçirilen ve ASELSAN intiharlarına ışık tutacak telefon görüşmeleri de yer alıyor. Biri asker iki kişi arasında geçtiği bildirilen telefon görüşmelerinde mühendislerin ölümlerine atıfta bulunulduğu öne sürülüyor. Ankara´daki savcının, gelen belgelerde ismi geçen kişilerin tamamının ifadesine başvuracağı, bunlardan bazılarının Ergenekon ve Balyoz davası sanıkları olduğu için bu kişilerin talimatla ifadeleri alınması yönünde İstanbul Özel Yetkili Savcılığına yazı gönderdiği öğrenildi. (Abdullah Harun / kontrgerilla.com)

ADLİ TIP UZMANLARI DA CİNAYET DEDİ

29 Kasım 2011 - Boğaz ve bileği kesilen ASELSAN mühendisi Hüseyin Başbilen´in elinde kan izi olmaması cinayeti doğruluyor. ASELSAN mühendisi Hüseyin Başbilen´in intihar raporuna üç Adli Tıp uzmanının şerh koyduğu ortaya çıktı. Boğaz ve bileği kesilen Başbilen´in elinde kan izi olmaması cinayeti doğruluyor. Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu´nda Aselsan mühendisi Hüseyin Başbilen´in ölümüyle ilgili ´intihar´ görüşüne karşı çıkan Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Aydın Yazıcı, Tıbbi Patoloji Uzmanı Prof. Dr. Canser Çakalır ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sedat Tavşanoğlu´nun şerh gerekçesine Taraf ulaştı. Boynunu 20 cm, bileğini ise 8 cm kestiği öne sürülen Başbilen´in ellerinde kan izlerinin bulunmamasına dikkat çekilen raporda, ?Kişinin olay yerindeki bulunmuş şekli, otopsi raporunda tarif edilen kesik tarzındaki yaraların nitelikleri ile oluşturdukları harabiyete göre sorulduğu üzere kendisi tarafından oluşturulmalarının varit görülmediğine dair muhalefet şerhimizdir? dendi.

5 Ağustos 2006 tarihinde Ankara Ayancık yolu üzerinde aracında ölü olarak bulunan Hüseyin Başbilen´in, aracının torpido gözünde yarı açık şekilde bulunan çakı ile boğazını 20 cm ve bileğini 8 cm derinliğinde keserek, intihar ettiği öne sürülmüştü. Başbilen´in ölümüyle ilgili 10 kişiden oluşan Adli Tıp Kurulu Başkanlığı Birinci İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan raporda yedi üye ´intihar´, üç üye ise ´cinayet´ demişti. Başbilen´in ölüm nedenini ´cinayet´ olarak tanımlayan Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Aydın Yazıcı, Tıbbi Patoloji Uzmanı Prof. Dr. Canser Çakalır ve Kardiyoloji Uzmanı Prof.Dr. Sedat Tavşanoğlu gerekçelerini şöyle sıraladı:

Ellerinde kan izi yok

?Olay yerinde ve otopside kişinin ellerinde muhtemelen parmak izi alımına bağlı mürekkep bulaşıkları dışında herhangi bir kan izi tarif edilmediği; dosyada kişinin intihar etmesine sebep olabilecek ağır depresyonda olduğuna veya alkol ya da uyuşturucu madde kötüye kullanımına dair herhangi bir tıbbi bulgu, belge ve emarenin olmadığı, kişinin olay yerindeki bulunmuş şekli, otopsi raporunda tarif edilen kesik tarzındaki yaraların nitelikleri ile oluşturdukları harabiyete göre sorulduğu üzere kendisi tarafından oluşturulmalarının varit görülmediğine dair muhalefet şerhimizdir.Kesici vasıfta aletlerin kullanıldığı intihar olgularında bilek ön yüzü, dirsek çukuru, diz çukuru, boyun, karın ve göğüs gibi bölgelerdeki organ veya damarların kesilmesine rastlanacağı, tereddüt kesileri olarak genellikle birden fazla kesik olacağı, tereddüt kesileri olarak tanımlanan bu yaraların değişmez özellikleri arasında birbirlerine yakın ve paralel grup halinde ve yüzeysel olmalarının sayılabileceği, boyunda ve bilekte rastlanan bu kesilerin adetleri farklı olup iki veya üçten bazı olgularda birkaç yüzde değişebileceği tıbben bilinmektedir.?

Şerh gerekçeleri arasında Başbilen´in kullandığı intihar metodunun erkeklerin intihar yöntemlerine uygun olmadığı belirtildi. Durum şöyle açıklandı: ?Erkeklerin genellikle ´boynun kesilmesi veya göğse batırma, kadınlarda ise bilek kesmeye rastlandığı, birkaç kesi denemesinden sonra birçok olguda kişilerin seçmiş oldukları yöntemi terk ederek başka bir metotla hayatlarına son verdikleri; tereddüt kesilerinin varlığı önemli olmakla beraber bir cinayet ihtimalini de ortadan kaldırmayacaktır.? ( Taraf)

BAŞBİLEN´İ ´ASKERİ CASUSLUK ÇETESİ´ Mİ ÖLDÜRDÜ?

Taraf gazetesi yazarı Lale Kemal, ölen Aselsan çalışanı Hüseyin Başbilen´in yerli silah üretimi üzerinde çalıştığı dönemde projelerin bir çete tarafından yurtdışına pazarlandığı iddiası kuşkuları cinayet şüphesini akıllara getirdiğini söyledi. Kemal, Başbilen davasının önünü açan Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen´in askeri casusluk davasını da başlattığını vurguladı. Lale Kemal´in Taraf´ta Aselsan ´ölümleri´ ve silah sanayiinde dönen dolaplar başlığıyla yayımlanan (30 Kasım 2011) yazısı şöyle:

Aselsan ´ölümleri´ ve silah sanayiinde dönen dolaplar..Türkiye´de üzeri örtülen pek çok kirli olay artık soruşturulabiliyor. Yargı, üzerinde hissettiği devlet baskısı, kimi yasal düzenlemelerle azaldıkça, mümkün olduğunca adaletin yerini bulmasına çalışıyor. Tabii, devletin buyruğunda olma huylarından vazgeçmekte direndikleri anlaşılan sözde hukuk insanları da var. Türkiye ancak demokrasiyi tam anlamıyla tesis ettiğinde bu zihniyetin alıcısı da olmayacak elbette.

Yargının, artık üzerine gittiği önemli olaylardan birisi de, Aselsan´da, 2006 ve 2007 yıllarında farklı yerlerde ölü bulunan üç mühendisten birinin dosyası. Bu konu, Jandarma´nın, ?her birinin farklı yöntemlerle intihar ettiğini,? yazdığı raporunun ardından Ankara Başsavcılığı´nca ?intihar? denerek iki yıl önce kapatılmıştı. O tarihlerde özensiz bir şekilde yapıldığı anlaşılan soruşturmayla intihar ettikleri kanaatine varılan mühendislerden Hüseyin Başbilen´in ailesi, bu olayın peşini bırakmadı, keza bir dönem Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar da. Başbilen, Ankara´da 7 Ağustos 2006 tarihinde aracında boğazı ve elleri kesilmiş halde bulunmuştu.

Aile, oğullarının ölümünün cinayet olduğu iddiasıyla savcılığa başvurarak, Adli Tıp uzmanlarından yeniden rapor alınmasını talep etti. Bir dönem Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılardan Fikret Seçen´in elde ettiği deliller üzerine de Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından dosya yeniden açıldı. Şimdi ortaya çıkan bulgular, Başbilen´in, intihar etmediği ve bir cinayete kurban gittiği şüphesini güçlendirir nitelikte.

Gazetemizin Ankara bürosunun yargı muhabiri Arzu Yıldız´ın verdiği haberlere göre, Başbilen´in ölümüyle ilgili intihar görüşüne karşı çıkan Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Aydın Yazıcı, Tıbbi Patoloji Uzmanı Prof. Dr. Canser Çakalır ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sedat Tavşanoğlu, mühendisin cinayet şüphesini güçlendirir bir mütalaada bulundular. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nın talebi üzerine görevlendirilen uzman bilirkişinin de, cinayeti işaret ettiği ortaya çıktı. Bu işin yargı boyutu.

İşin bir de, Başbilen ve diğer mühendislerin, ölü bulundukları 2006 ve 2007 yıllarındaki ve öncesindeki savunma sanayii ortamı ve üzerlerinde çalışmakta oldukları projelerin ne olduğu boyutu var. Sonrasında ise, yerli yapım silah teknolojilerinin yurtdışına servis edilmeleri iddiası üzerine odaklanan askeri casusluk ve şantaj davası görülmeye başlandı.

AK Parti hükümeti, 2004 yılında, Türkiye´nin yüzde 85´leri bulan kritik silah teknolojilerindeki dışa bağımlılığını mümkün olduğunca aşağıya çekmek ve böylece yerli sanayinin, askeri sistemler üretme yeteneğine kavuşması için bir dizi tedbir aldı. Bu tedbirler çerçevesinde, Türk silah sanayii altyapısının kurulmasına hiçbir katkısı olmayan dünyanın önde gelen yabancı firmalarıyla silah sistemlerinin ortak üretimi modelinden vazgeçilerek, Türk firmalarının ana üreticisi olduğu bir model benimsendi. Ortak üretim modeli, Türkiye´ye, milyarlarca dolara aldığı sistemlerin montajını yapma dışında bir yetenek kazandırmıyordu, tıpkı envanterimizdeki F-16´ların montajı işinde olduğu gibi. Bu modelde yabancı ortaklar, dünyanın zaten önde gelen silah üreticileri oldukları için onlarla ürettiğimiz silah sistemlerini ihracat etme şansımız da hiç olmadı. Alıcı ülkeler, sistemin asıl üreticisi firmalara yöneliyorlardı haklı olarak. Hükümetin, 2004 politikası, silahları kendisi üretmek yerine hazır alan yerli, dev askeri firmaları, kısmen de olsa teknoloji üretmeye yönlendirdi. Yerli sanayi altyapısının oluşturulması politikası, kimi yabancı firmalara ve onların Türkiye´deki komisyoncularına, bizim kesemizden milyarlarca dolar kazandıran para musluğunun biraz olsun kesilmesi anlamına da geliyordu.

2004 yılında, ortak üretime dayalı tank imalatı projesinden vazgeçilmesinin ardından yerli imkanlar azami kullanılarak, Türkiye´ye kimi tank teknolojilerini vermeye gönüllü Güney Kore gibi ülkelerle işbirliği halinde hummalı bir çalışma başlatıldı. Mühendis Başbilen de, o sıralar, Aselsan´da tank üretiminin yerli imkanlarla geliştirilmesi üzerinde çalışmış ve bir sunum yapmaya hazırlanıyordu. Başbilen´in ölümünün ardından bir süre sonra da zaten Türkiye, tankın yerli firmaların önderliğinde üretilmesi için sözleşme imzaladı. Dolayısıyla, üç mühendisin, şüpheli olmaya devam eden ölümlerinin gerçekleştiği yıllar, silah sanayii politikalarında ulusal sanayinin güçlendirilmesi yönünde kritik bir dönemece girildiği yıllardır.

Geçen nisan ayında ilk duruşması başlayan ve çoğunluğu asker kişi 56 sanıklı askeri casusluk ve şantaj davası da, Türkiye´de yerli imkanlarla geliştirilmeye çalışılan projelerin, çete tarafından yurtdışına satıldığı iddiası üzerine odaklandığı için mühendislerin ölümleri üzerindeki cinayet şüphelerini ciddiyetle düşünmemizi gerektiriyor. Zira bu mühendisler, yerli silah üretimi üzerine kafa yoruyorlardı. Sanıklara isnat edilen ve gizli bilgileri yabancılara servis etmek için kullandıkları iddia edilen, örneğin, ?kilit isimler, bayanlarla fuhuş yaptırılarak kontrol altına alınıyor ve istenen bilgi ve belgeler şantaj yoluyla elde ediliyordu,? gibisinden suçlamalar, silah sanayiinde çok acımasız yöntemlere başvurulmuş olabileceğini gösteriyor. Hatırlatalım, Başbilen davasının önünü açan Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Fikret Seçen, askeri casusluk davasının açılmasını sağlayan iddianameyi hazırlayan kişi. ( Lale Kemal / Taraf)

(27 Kasım 2011), son güncel.: (30 Kasım 2011)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

Aselsan intiharlarında ´fuhuş ve casusluk´ çetesinin izleri ve Ergenekon şüphesi

Fuhuş ve casusluk soruşturmasıyla ilgili manşetlerimiz

Yazılım devrede, İsrail düşman

Deniz Kuvvetlerinde şüpheli intihar olayları ve Ergenekon şüphesi

Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=3931    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
63.468.027