İsmi Hrant Dink suikastindeki ihmal iddialarıyla birlikte anılan ve görevden alınan cemaat mensubu eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek, Hrant Dink cinayetine ilişkin devam eden soruşturma kapsamında 'şüpheli' sıfatıyla ifade verdi. Akyürek, ifade sonrası serbest bırakıldı. Akyürek'in ifadesinde İstanbul emniyet istihbarat müdürü Ali Fuat Yılmazer'i ihmal ile suçladığı öğrenildi. Skandal bir savunma yaptığı ileri sürülen Akyürek'in, Dink'e eylem yapılacağı konusundaki bilgilerin dönemin Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir ve Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz ile paylaşılmadığını ancak burada kasti bir hareketinin söz konusu olmadığını da öne sürdü.
05.10.2014 12:55 Ermeni asıllı gazeteci Hrant Dink cinayeti döneminde Emniyet İstihbarat Daire Başkanı olan Gülen cemaati mensubu Ramazan Akyürek soruşturma kapsamında ifadeye çağrıldı. Savcı Yusuf Doğan, 7 yıldır süren soruşturma kapsamında Akyürek'in ifadesini aldı. Yaklaşık 4 saat şüpheli sıfatıyla ifade verdiği öğrenilen Akyürek ifadenin ardından serbest bırakıldı. Soruşturma kapsamında daha önce eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun da şüpheli olarak ifade vermişti.
TUNCEL DİNLENMESİNİ İSTEDİ
Hrant Dink cinayeti davasında azmettirici olarak yargılanan sanık Erhan Tuncel, 15 sayfalık yazılı savunmasında dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'i suçlayarak, 'Soruşturmanın genişletilmesine engel olmuştur' ifadelerini kullanarak eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Akyürek'in dinlenilmesi gerektiğine vurgu yapmıştı.
2009'DA GÖREVDEN ALINMIŞTI
İsmi Dink suikastındaki ihmal iddialarıyla birlikte anılan Akyürek, bu görevi yaklaşık üç yıl yürüttükten sonra 2009 yılında görevden alınmıştı. İdari yargı kararıyla aktif göreve geri dönen Akyürek, önce Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı'na, ardından da Teftiş Kurulu Başkanlığı'na atanmıştı. Ramazan Akyürek, İstanbul merkezli operasyonun ardından Teftiş Kurulu Başkanlığı'ndan alınmış ve idari yargıya yeniden dava açmıştı. İdari yargı, son görevden alınma kararı için de yürütmeyi durdurma kararı vermişti.
LOG kayıtlarını imhayla suçlanıyor
Polis muhbiri Erhan Tuncel'den gelen suikast ihbarını İstanbul ve Ankara'ya ileten Trabzon Emniyet Müdürlüğü'nün başındaki isim olan Akyürek, suikasttan kısa süre sonra İstihbarat Daire Başkanlığı'na atanmıştı. Açığa alınan, kimliğine ve beylik silahına el konulan Akyürek, log kayıtlarının usulsüz imhasıyla suçlanıyor.
Akyürek, 16 sayfalık ifadesinde sorulara şöyle cevap verdi:
-“Hrant Dink ilimizde yaşasaydı tedbirlerin tümü konuşulmuş olacaktı. Hrant Dink’e koruma tahsis edecektik. İstanbul İl Emniyet Müdürü olsaydım mutlaka tedbir alırdım. Koruma tedbirlerinin her vatandaşımızın olduğu gibi Hrant Dink için de alınmasına yönelik ilkesince İstanbul tarafından yapılması gerekirdi. İl Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek, cinayetle ilgili sunulan raporları o tarihte İstihbarat Daire Başkanlığı’na ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne göndermiştir. Medya ve diğer kaynaklardan Hrant Dink ve azınlıklarla ilgili tehditler artığında da tedbir alınması için 81 ile tamim yapmıştır. Şahısların korunmasına ilişkin benim İstihbarat Daire Başkanı olarak öyle bir görevim yoktur.
YILMAZER ŞUBENİN BAŞINDAYDI
-(TBMM İnsan Hakları Alt Komisyonu’ndaki Hrant Dink cinayeti ile ifadesinde ‘Hrant Dink vurulduğuna göre o vurmuştur’ sözleri sorulunca) Hrant Dink öldürüldüğünde İstihbarat Daire Başkanıydım. Olayın önemi itibariyle kendi müdürlerim ile toplantı yaptım ve failin bulunması amacıyla neler yapılması gerektiğini konuştuk. ‘Aman şu Yasin Hayal’i bulun, orada mıdır değil midir. Hrant Dink vurulduğuna göre o vurmuştur’ şeklinde beyanda bulunduğum doğrudur. Çünkü o toplantıda tekrar bilgilerim güncellendi ve bu eylemin Yasin Hayal tarafından yapılabileceğini düşündüm, bundan dolayı ilk önce Yasin Hayal’in bulunmasını istedim. Bana sorduğunuz Ali Fuat Yılmazer o dönemde C Şube Müdürü idi. Esas bu işlerden sorumlu şubenin başında idi.
-(Yasin Hayal’in Hrant Dink’i vurmaya yönelik bilgileri dönemin Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir ve Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz ile paylaşıp paylaşmadığı sorusu üzerine) Bu konuda bir bilgi paylaşımı olmadığını düşünüyorum. Ancak burada kasti bir hareketim söz konusu değildir.
-(Hrant Dink cinayetine ilişkin LOG kayıtlarının silinmesiyle ilgili) Trabzon İstihbarat Şubesi’nin LOG kayıtlarının tutulduğu bilgisayar server’lerinin daire başkanlığımıza gönderilip gönderilmediğini hatırlamıyorum. Anılan LOG kayıtlarının silinmesi ile ilgili herhangi bir emir vermedim. Ayrıca konu ile ilgili görevlendirilen müfettişlerimiz yani mülkiye müfettişlerimiz ve diğer müfettişlerimiz tüm LOG kayıtlarına raporlarının ekinde yer vermiş olmalıdır. LOG kayıtlarının kimler tarafından silinebileceği konusunda net bir bilgiye sahip değilim.”
DİNK SORUŞTURMASI SÜRÜYOR
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in Şişli'de 19 Ocak 2007'de uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetmesine ilişkin açılan ve yargı aşaması devam eden dava haricinde, cinayetle ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi savcısı Yusuf Doğan tarafından yürütülen soruşturmada bazı kişilerin ifadesine başvuruluyor.
Dink cinayeti döneminde Emniyet İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yapan ve davada Dink ailesinin avukatlarınca sık sık mahkemeye çağrılarak "tanık" sıfatıyla dinlenilmesi talep edilen Ramazan Akyürek'in de avukatıyla beraber Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na gelerek, savcı Doğan'a "şüpheli" olarak ifade verdiği kaydedildi. Akyürek'in, yaklaşık 4 saat süren ifade verme işleminin ardından adliyeden ayrıldığı ifade edildi.
EL DEĞİŞTİREN SORUŞTURMA DOSYALARI
Hrant Dink cinayeti soruşturmasına 7.5 yıllık sürede 4 savcı baktı. Ailenin avukatları ise tek savcının görevlendirilmesini talep etti. Zaman içinde Dink cinayetine ilişkin ayrı dosyalar halinde yürütülen soruşturmaların tümü, dönemin özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş'a devredildi.
Akkaş'ın yürüttüğü soruşturmada, 14 Şubat 2013'te bir tanık, güvenliğinin sağlanması şartıyla ifade verdi. Cinayetin faili Ogün Samast'ın 28 Mayıs 2013'te ifadesi alındı. 29 Kasım 2013'te ise davanın sanıklarından Erhan Tuncel, savcı Akkaş'a yaklaşık 6 saat tanık olarak ifade verdi.
Sonraki dönemde 25 Aralık soruşturmasıyla gündeme gelen ve HSYK kararnamesiyle özel yetkileri alınarak Tekirdağ'a düz savcı olarak atanan savcı Akkaş'ın dosyası, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesinde bu yıl kurulan Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi savcılarından Yusuf Doğan'a devredildi.
Aynı soruşturma kapsamında eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un da ifadesine başvurulmuştu.
DİNK OLAYI PARALEL YAPI SORUŞTURMASINDA DA ARAŞTIRILIYOR
Öte yandan paralel yapının en fazla etkin olduğu emniyet ve yargı içindeki uzantılarını kullanarak Dink cinayetinde rol oynadığı ve dezenformasyon yaptığı şüphesi yıllardır dile getiriliyordu. Bu şüphe aynı zamanda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca halen yürütülmekte olan paralel yapı soruşturmasında da mercek altına alınmış bulunuyor.
İŞTE AKYÜREK'İN İFADESİ
Diğer yandan Akyürek'in ifadesi geniş şekilde aljazeera sitesinde Selahattin Günday tarafından yayınlandı. Buna göre; Dink cinayeti soruşturmasında ifade veren cemaate yakınlığıyla bilinen Emniyet İstihbarat Dairesi'nin eski başkanı Ramazan Akyürek, “Ali Fuat Yılmazer o dönemde İstanbul İstihbarat'ta C Şube Müdürü idi. Esas bu işlerden sorumlu şubenin başındaydı” diye konuştu. Akyürek, Dink ile ilgili kayıtların silinmesi yönünde de emir vermediğini iddia etti.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine ilişkin devam eden soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla ifade veren Emniyet İstihbarat Dairesi'nin eski başkanı Ramazan Akyürek, İstanbul İstihbarat'ın eski müdürü Ali Fuat Yılmazer hakkında “O dönemde İstanbul İstihbarat'ta C Şube Müdürü idi. Esas bu işlerden sorumlu şubenin başındaydı” diye konuştu.
Soruşturma savcısı Yusuf Hakkı Doğan’a 16 sayfalık ifade veren Akyürek, Dink’e eylem yapılacağı konusundaki bilgilerin dönemin Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir ve Trabzon İl Jandarma Komutanı Ali Öz ile paylaşılmadığını da belirtti, ‘Ancak burada kasti bir hareketim söz konusu değildir” dedi.
Dink ile ilgili rapor bana sunuldu
Akyürek, Trabzon Emniyet Müdürlüğü tarafından İstanbul Emniyeti'ne gönderilen ‘Hrant Dink’e karşı eylem yapılacağı’ yönündeki rapordan haberdar olduğunu belirtti. Akyürek bu raporun dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç tarafından da kendisine sunulduğunu ifade etti.
Akyürek, İstanbul’a gönderilen bu rapordaki ‘ses getirecek eylem’ şeklindeki ibarenin ‘ağır ve ciddi bir eylem’ anlamına geldiğini söyledi.
İfadesi alınan Ramazan Akyürek
‘Ses getirecek eylem’ yerine neden öldürüleceği bilgisi aktarılmadı
İstanbul’a gönderilen raporda ‘ses getirecek eylem’ cümlesinin kullanıldığını belirten savcılık, ‘Neden öldürüleceği bilgisi aktarılmadı?’ diye sordu. Akyürek bu soruya, “Ben esasen bu detayları hatırlamıyorum. Dink’e yönelik yapılacak eylemle ilgili olarak o dönemde İstihbarat Müdürü Engin Dinç yazıdan ayrıca konuyu İstanbul İstihbarat Şubesi ile paylaştığını söyledi. Biz o yazıda Hrant Dink’in öldürülmesi kelimesi üzerinde durmadık. Zaten ses getirecek eylem denildiğinde aynı şeyi anladık” diye yanıt verdi.
"Koruma altına almak benim görevim değil"
Akyürek, Hrant Dink’in bu istihbarat bilgisinin ardından İstanbul Koruma Şube Müdürlüğü tarafından koruma altına alınması gerektiğini belirtti. İstihbarat Daire Başkanı olarak böyle bir görevinin olmadığını söyledi.
"Erhan Tuncel’i bire bir tanımam"
Dink cinayeti davasının sanığı olan ve bir dönem yardımcı istihbarat elemanlığı yapan Erhan Tuncel’i bire bir tanımadığını belirten Akyürek, Tuncel’in İstihbarat Müdürü Engin Dinç’in önerisi ve dönemin Daire Başkanı Sabri Uzun’un onayı ile yardımcı eleman yapıldığını söyledi.
Savcılığın ‘Erhan Tuncel’in yardımcı istihbarat elemanlığına neden son verildi?” yönündeki sorusuna Akyürek, bu konunun Trabzon Emniyeti'nin ilgi alanına girdiğini İstihbarat Daire Başkanı olarak yapacağı bir şeyin olmadığını dile getirdi.
"İstanbul ve Trabzon Emniyeti gerekli tedbirleri aldı"
Ramazan Akyürek, Dink’e yönelik eylem yapılacağı ile ilgili istihbarat raporu konusunda ‘İstanbul ve Trabzon Emniyet müdürlüklerinin duyarlılık göstererek gerekli tedbiri aldığı düşüncesinde’ olduğunu vurguladı.
Hrant Dink ile ilgili yazışmalardan iki ay sonra Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nden Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’na atandığını belirten Akyürek, Dink öldürüldüğünde daire başkanı olarak Ankara’da görev yaptığını söyledi.
Olayda Yasin Hayal’in olduğunu nasıl düşündünüz?
Savcılık sorgusunda Akyürek’e, “TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nda verdiği ifadede ‘Trabzon İstihbarat polisi Muhittin Zenit’e ulaştığını ve kendisine ‘Aman şu Yasin Hayal’i bulun, orada mıdır, değil midir? Dink vurulduğuna göre o vurmuştur’ şeklindeki sözleri okundu. Savcılık ‘Olayın ardından tereddüt göstermeden Yasin Hayal’i cinayetin sanığı olarak düşünmenizin sebebi nedir?” sorusunu sordu.
Akyürek bu soruya, “Cinayetin ardından toplantı yaptık. Trabzon’da görev yaparken sahip olduğum bilgilerden dolayı Muhittin Zenit’e ulaşıp bunları söylediğim doğrudur. Eylemin Yasin Hayal tarafından yapılmış olabileceğini düşündüm ve bulunmasını istedim” dedi.
LOG kayıtlarının silinmesi ile ilgili emir vermedim
Akyürek’e ‘Dink’in öldürülmesi ile ilgili Trabzon İstihbarat Şubesi'ndeki LOG (tüm işlemlerin bilgisayar ortamında kayıt altına alınması) kayıtlarının tutulduğu bilgisayar server'lerinin Ankara’daki daire başkanlığına getirilerek silindiği iddiaları doğru mudur?’ diye soruldu. LOG kayıtlarının daire başkanlığına gönderilip gönderilmediğinin hatırlamadığını ifade eden Akyürek, “Ben LOG kayıtlarının silinmesi ile ilgili bir emir vermedim” dedi.
Eylül 2009 tarihinde kendi onayına sunulan LOG kayıtlarının silinmesi konusunun personel kullanıcı kontrol işlemleri ile ilgili olduğunu ifade eden Akyürek, “Bununla ilgili olarak benim hakkımda Mülkiye müfettişleri tarafından soruşturma yapıldı. Bana sorduğunuz Trabzon'dan gönderilen kayıtların silinmesi ile ilgili herhangi bir olay ve soruşturma yoktur. Dink’e ilişkin kayıtların silindiğinden haberdar değilim. Eğer silinmişse ne amaçla silindiği hakkında bilgi sahibi değilim” diye konuştu.
LOG kayıtlarının silinme onayı tarihinin de Eylül 2009 olduğunu, bu tarihe kadar Dink ile ilgili bütün soruşturmaların bittiğini ve soruşturma eklerinde kayıtların mevcut olduğunu belirtti.
Kayıtların yedekleri mevcut
Kamuoyunda daire başkanlığındaki kayıtların silindiği yönünde algı olduğunu belirten Akyürek, “Dijital arşivimiz hem Bilgi İşlem Şube Müdürlüğü'nde hem de ayrı bir bina ve birimde bu kayıtların yedeklemesi vardır” dedi.
Neden Ergenekon’a bağlanmadı?
Sorguda ‘Neden Dink soruşturması Ergenekon soruşturmasına bağlanmadı ve bu grubun eylemi olarak görülmedi?’ şeklindeki soruya, ‘Ben bu konuda bir fikir beyan etmek istemiyorum. Zira tüm bu konular adli makamlara intikal ettirilmiştir" diye yanıt verdi.
Akyürek kendisi aleyhine rapor düzenleyen Mülkiye müfettişlerini tehdit ettiği yönündeki iddiaları da kabul etmedi.
Dink cinayetinde ilgililerin kastının olmadığını düşündüğünü söyleyen Akyürek, ”Yerel makamların bu konuda sahip olduğu bilgileri kanıksamış olduklarını düşünüyorum” dedi.
Paralel yapı-Hrant Dink cinayeti manşetlerimiz
(05 Ekim 2014, 12:55)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: