1998 yılında işe gitmek için çıktığı evine bir daha dönemeyen 6 çocuk babası Cevzet Soysal'ın izi, Sabri Uzun'un kitabındaki bir polis memurunun itirafında çıktı. Soysal o dönemde Batman'da görev yapan ve 17 Aralık sonrası görevden alınan C.C. ve A.A. tarafından kurulan Faili Meçhulleri Araştırma Ekibi'nce infaz edilmiş. Soysal'ın 1999'da 'Paralel Yapı mensuplarının oluşturduğu illegal bir birim' tarafından kaçırılarak öldürüldüğünü anlatan bir polis memuru, eşi ve çocuklarının güvenliği için garanti verilirse konuşacağını açıkladı.
16.01.2015 23:16 Batman TPOA’da çalışan Cevzet Soysal (44) 1998 yılında işe gitmek için çıktığı evine bir daha geri dönemedi. Geride yaşları 1,5 ile 17 arasında değişen 6 çocuk kaldı. O gün 15 yaşında Mücahit Soysal’ın babasını bulmak için çaldığı tüm kapılar yüzüne kapandı. Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun’un yeni çıkan İN isimli kitabında itirafları yayınlanan bir polis memuru, kayıp Cevzet Soysal'ın akıbeti ile ilgili çarpıcı bilgiler verdi.
BOYNU KIRILARAK ÖLDÜRÜLDÜ
Dönemin Batman Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan polis memuru, 17 Aralık sonrası görevden alınan paralel yapı mensubu iki polis müdürünün emriyle Cevzet Soysal’ı sabah işe gitmek için evinden çıktığı sırada kendilerine JİTEM süsü vererek kaçırdıklarını anlattı. İtirafçı polis memuru, Cevzet Soysal’ın daha sonra Batman’ın Beşiri ilçesi yakınlarında B. isimli Polis memurunca boynu kırılarak öldürüldüğünü ve Beşiri kırsalına gömüldüğünü itiraf etti.
KENDİSİNİ TANIYORUM
Sabri Uzun’un kitabındaki bilgilere göre bir polis memuru, Paşa Kapısı Cezaevi’nde yatarken paralel yapı tarafından kumpas kurulan ve aynı cezaevinde yatan Emniyet Müdürleri Emin Arslan ve Mustafa Aral’a paralel yapıyla ilgili itiraflarda bulundu. Uzun’un “Kendisini tanıyorum, yazdıklarının doğru olduğuna inanıyorum, yüzde 10’u yalan olabilir’ dediği itiraflarda 1999 yılında Batman’da Cevzet Soysal’ın, Sofi Sıddık Öz’ün, Kazım Uysal’ın JİTEM süsü verilerek kaçırıldığı dile getiriliyor.
ÜÇÜMÜZ DE CEMAATÇIYDIK
Kitapta “1-Hizbullah mensubu Cevzet Soysal’ın kaçırılıp infaz edilmesi ve Beşiri kırsalına gömülmesi” başlığı altında şunlar anlatılıyor: CC ve A.A, Hizbullah örgütüne karşı istihbarattan ve TEM sorgudan karma bir ekip kurdular. Adını da ‘Faili Meçhulleri Araştırma Ekibi’ koydular. Bu ekipte İstihbarattan ben, Ömer K. ve Aydın M. yer aldık. Üçümüz de aynı zamanda cemaat mensubuyduk. Başımızda C Büro amiri vardı. O da Fethullahçıydı. TEM sorgudan da Muammer komiser B., C., ve İ., isimli polisler vardı.”
JİTEM SÜSÜ VERİLDİ
“Cevzet Soysal’ı 1999 yılında Pınarbaşı Mahallesi’ndeki evinin önünden çalıştığı TPOA’ya gitmek üzere servis beklerken ben, Ömer ve Aydın kendimizi Jitem görevlisi olarak tanıtarak (Böyle söylememizi C. müdür istiyordu, yasadışı işlerde hep kendimizi Jitemci olarak tanıtmamızı söylüyordu) arabaya bindirip kaçırdık. Kırsal alanda Muammer Komiser’in ekibine teslim ettik. Bahçelievler Mahallesi’nde Polis Cem’in evine götürdüler. Geceleri kırsala götürüp işkenceyle sorguluyorlardı. En son C ve A isimli müdürlerin talimatıyla B., tarafından boynu kırılmak suretiyle infaz edildi ve Beşiri kırsalına gömüldü.”
AYNI EKİP ONU DA KAÇIRDI
Aynı polis memurunun Cevzet Soysal’ı öldüren ekibin kaçırdığı ve 30 gün boyunca illegal olarak işkenceyle sorguladığı isimler arasında saydığı Kazım Uysal da Yeni Şafak’a konuştu. Olayı doğrulayan Uysal, “1999 yılı, Haziran ayında Batman Devlet Hastanesi’ne gittim. Hastane çıkışı, yolun karşısında sivil bir araçla polisler önümü kesti ve ifade vermem gerektiğini söyleyerek zorla arabaya bindirdiler. Emniyete doğru ilerlerken farklı bir yöne saptılar. Ellerimi arkadan kelepçeleyip, yüzüme kar maskesi taktılar. Arabada üzerimi kartonla örtüp ayaklarını üzerime uzattılar” dedi.
24 GÜN İŞKENCE ETTİLER
O günden sonra kendisine 24 gün boyunca bir inşaatın zemin katında işkence yaptıklarını anlatan Uysal, “Daha sonra beni bir tarlaya bıraktılar. Orada başka polisler gelip resmi olarak gözaltı işlemi yaptı. 6 sene hapis yattım. O binanın bugünkü Batman Emniyet Müdürlüğü binasının o zamanki inşaatı olduğunu, resmi gözaltı günlerinde kulağıma gelen ezan sesi sayesinde anladım. Beni kaçıranlar Jitem süsü vermek için komutanım, binbaşım diye birbirlerine hitap ediyorlardı. 24 gün boyunca gözüm bağlıydı ve kendimi, Batman ile Diyarbakır arası bir yerde sanıyordum” şeklinde konuştu.
ÜÇ POLİSİ DE TANIRIM
“Ancak işkence yaptıklarını bazı kişilerden de saklıyorlardı” diyen Uysal, “Çünkü birileri gelince beni kuytu bir köşeye götürüyorlardı. 24 gün boyunca gözüm kapalıydı seslerini duydum, konuştuk. O dönem görev yapan polisleri gösterseler beni kaçıran 3 polisi de tanırım. Ben hapisteyken eşim, 7 çocuğumuza su satarak, ayakkabı boyayarak baktı” dedi. Uysal’ın kayıp olduğu günlerde Mazlumder yoğun bir kampanya yaparak ortaya çıkarılmasını sağlamıştı.
Tehdit edildim
Kitapta yer alan bilgiler üzerine ulaştığımız Cevzet Soysal’ın oğlu Mücahit Soysal, babasıyla ilgili ilk somut bilgiyi 16 yıl sonra Yeni Şafak’tan öğrendi. 16 yıldır babasıyla ilgili en küçük bir bilgiye dahi ulaşamadıklarını belirten Soysal, babasından haber almak için emniyete gittiğinde tehdit edildiğini kaydetti. Soysal, şunları anlattı; “Babam 9 Kasım 1998 günü evimizin önünden bir Toros arabaya bindirilerek kaçırıldı. Bir daha haber alamadık. Bundan 5 yıl önce Batman Emniyet Müdürlüğü, Terörle Mücadele Şubesi’ne gittim. Kapıdan içeri dahi alınmadım. Bir gün arka kapıdan girerek müracaat kısmına ulaştım. Babamın 11 yıldır kayıp olduğunu ve bir haber olup olmadığını sordum. Ancak, ‘Bu olayın üzerine çok gitme, sonun baban gibi olmasın’ diyerek tehdit edildim. Bana bir daha gelmememi, başımın belaya gireceğini söylediler.” diye konuştu. Cevzet Soysal’ın oğlu Mücahit Soysal, babası kaybolduğunda 1,5 yaşında olan kardeşinin bugün 17-18 yaşlarına geldiğini gözü yaşlı anlattı.
Yeni Şafak ulaştı: Evet doğru
Sabri Uzun’un kitabında ifadeleri yer alan polis memuruna Yeni Şafak ulaştı. Cevzet Soysal’ı kaçıran, Kazım Uysal’ı bir ay boyunca gözleri kapalı ve bilinmeyen bir yerde sorgulayan polis memurunun verdiği bilgilerle Kazım Uysal’ın aktardığı bilgilerin benzerlik göstermesi dikkat çekti. Kazım Uysal’ın Batman Emniyet Müdürlüğü’nün yeni binasının inşaatında sorgulandığını doğrulayan polis memuru Cevzet Soysal’ın öldürülmesiyle ilgili olarak “Emniyet içerisindeki paralel yapılanma kendilerini başarılı göstermek için maalesef o hukuksuzluğu yaptılar. Yıl 2015 olmuş. Bu gerçekler 17 - 25 Aralık süreçlerinden sonra sayın Cumhurbaşkanımız söyledikten sonra anlaşıldı.” dedi.
POLİS: TANIKLIK YAPARIM
Batman’da 1998-1999 yıllarında Paralel Yapı’ya bağlı illegal bir birim tarafından işkence edilip ve boynu kırıldıktan sonra bir araziye gömüldüğü belirtilen Cevzet Soysal’ın dosyası yeniden açılmaya hazırlanıyor. Soysal’ın paralel polisler tarafından öldürüldüğünü açıklayan polis memuru da ‘ailesinin koruma altına alınması' halinde tüm bildiklerini savcılığa anlatabileceğini söyledi.
Cevzet Soysal'ın bindirildiği polis arabasını gördüklerini ifade eden eşi Kaside Soysal ve oğlu Mücahit Soysal ise Soysal'ın cenazesinin gömüldüğü iddia edilen yerden çıkarılması için savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı.
AİLENİN DİLEKÇESİ VALİLİKTE
Mücahit Soysal, Aralık 2014'te de Başbakanlık İletişim Merkezi'ne (BİMER) babasıyla ilgili başvuruda bulundu. Soysal dilekçesinde, "Babam, 9 Kasım 1998'de evimizin önünden kaçırıldı. Maddi durumumuz iyi olmadığından, terör mağdurları gibi tazminat alabilmek için başvuru yaptık. Ama terör kaçırmadı diye faydalandırmadılar. Babamın yaşayıp yaşamadığının araştırılmasını talep ediyorum. Babam teröristler tarafından kaçırılmadıysa emniyet güçlerinin elindedir. Yok eğer terör kaçırdıysa diğer mağdurlar gibi işe alınmak istiyorum" dedi. Soysal'ın bu dilekçesi İçişleri Bakanlığı tarafından Batman Valiliğine gönderildi. Dosya valilikte işlem yapılmayı bekliyor.
Sadece sopam var
Paralel Yapı’nın emniyet ayağındaki yapılanmalarını ve faili meçhul cinayetlerini olayların birebir tanığı olarak Sabri Uzun’un kitabında deşifre eden polis memuru Yeni Şafak’a konuştu. İsmini güvenlik gerekçesiyle vermediğimiz polis memuru, kendinin ve ailesinin hayatının tehdit altında olduğunu, güvence verilmesi halinde her şeyi savcılara anlatabileceğini açıkladı.
İsminizi niye gizliyorsunuz? Can güvenliğinizden endişeniz mi var?
Can güvenliğim yok. Elimde sadece silah olarak bir sopa var başka kendimi koruyacak bir şey yok. Allah’a emanetim yani. Beni susturmak için mahkemede söylememem için her şeyi yaparlar. Bu kumpası kuranların beni öldürmesi zor bir şey değil ki. Çok da basit.
Savcılığa niçin başvurmadınız?
Ciddiye almadılar. Savcı bile beni çağırmadı. Ciddiyet görmeyince anlatmadım. Hayati endişem var. Üniversitede okuyan çocuklarım var. Her şeyi yapacak karakterde bu yapının insanları. Bu haber çıkınca benden kaynaklandığını tahmin edecekler. Açıkçası korkuyorum.
Ciddiye alınmadığınızı nereden biliyorsunuz?
Gizli tanıklık için çeşitli görüşmelerde bulundum ama yapmadılar. Endişem var. Eşim artık istemiyor konuşmamı. Yasal güvence verilirse Cevzet Soysal olayını da detaylı olarak anlatırım. Çok daha şeyler var. Daha önce bir konuda verdiğim ifademi bir polis memuruna aldırdılar. Bir komiser bile almadı.
Kitaptan haberiniz var mıydı?
Hayır. Sizden öğrendim.
“Onların suratlarına tükürmek istiyorum”
Kardeşi Cevzet Soysal’ın dönemin emniyet görevlilerince kaçırılarak infaz edildiğine dair bilgiyi Yeni Şafak’ta dün yayınlanan haberden öğrenen kardeşi Kutbettin Soysal, gözyaşlarına hakim olamadı. Kardeşinin öldürüldüğünü tahmin ettiğini ancak dünkü habere kadar bunu dillendiremediklerini telefonda ağlayarak anlatan Soysal, şöyle konuştu: “Ben ondan 4 yaş küçüğüm. O dönemde Batman’daydım. Kaçırıldığı gün yengem beni aradı. Hepimiz polisin kaçırdığını anladık. Emniyete gittik. Öyle biri yok dediler. İfadeler verdik. Ama bir sonuç alamadık. Hatta çok yakınlarımızdan bile şüphe duyduk. Giden gitti artık da abimin cenazesinin bulunmasını ve bunu yapan şahısların mahkemeye çıkmasını istiyorum. Çok yıkıldık. Ben bu insanlarla yüzleşip suratlarına tükürmek istiyorum.”
“Sorgulayanlardan ikisi fethullahçıydı”
Sabri Uzun’un kitabında itirafları yayınlanan Polis memurunun verdiği bilgilere göre Batman Emniyet Müdürlüğü’nde C.C. ve A.A. isimli polis müdürlerince illegal olarak kurulan Faili Meçhulleri Araştırma Ekibi’nce kaçırılarak yaklaşık 1 ay işkence gören Kazım Uysal, Hizbullah üyeliğinden yargılandığı mahkemeye kaçırılma ve işkence sürecinde şahit olduğu herşeyi anlattığını ve bunların mahkeme tutanaklarından çıkarılabileceğini söyledi. “Doğan türü bir araba tam arkasında da Toros araba, arabanın da içerisinde üniformalı resmi polisler” vardı diyen Uysal, o polislerin kaçırıldığı anı gördüklerini kaydetti.
ERBAKAN'A KİN KUSTULAR
Sabri Uzun’un kitabındaki bilgileri veren polis memuru, Yeni Şafak’a Uysal’ı kaçıran üç polisin Ö., A., ve H. olduğunu, iki polisin paralel yapı, birinin ise Milliyetçi çizgiden olduğunu anlattı. Polisin verdiği bilgilerin Uysal’ın önceki gün Yeni Şafak’a yaptığı şu açıklamalarla örtüşmesi ise dikkat çekti: “İllegal olarak gözaltında tutulduğum 24 gün boyunca Polislerle siyasi tartışmalar yaptık. Polislerin iki tanesi Fethullahçıydı. Bunları da gizlemiyorlardı. Özellikle Refah Partisi ve Erbakan Hocayla ilgili kin kusuyordu. Neden dedim? Verdikleri cevabı bugün bile hatırlıyorum. Fetullahçı polis ‘O MGK’da kırmızı kitabı imzalamış. Neden imzaladın diye sorduklarında o da ‘hepsi Fethullahçıdır’ demiş’ şeklinde cevap vermişti. Ben de Erbakan Hoca’nın bunu dediğine inanmadığımı söylemiştim. Abdest almama bile izin vermiyorlardı. O 24 gün boyunca teyemmüm alarak namaz kıldım. Cezaevine bırakırlarken yanlarına kalmayacağını söyleyince ‘Sağ bıraktığımız için mi?’ dediler. Yaptıklarına şahit olduğum için öldürmelerinden hep endişe ettim. Allah kurtardı.”
JİTEM süsü veren polisler görevde
Sabri Uzun'un kitabında yer alan bilgilere göre 'Paralel yapıya mensup polis müdürleri tarafından 1998-99 yıllarında Batman'da kurulan ve adına Faili Meçhulleri Araştırma Ekibi' denilen yaklaşık 10 kişilik ekibin büyük bölümünün halen çeşitli illerde aktif görevde bulundukları öğrenildi. Söz konusu polis memurlarının 17 - 25 Aralık operasyonlarından sonra görev yerlerinin değiştirildiği, polis memurlarından birinin İzmir’e bir karakola gönderildiği, bir diğerinin ise yine bir büyükşehirde çocuk şube müdürlüğünde görev yapmaya devam ettiği kaydedildi. (Yenişafak)
(16 Ocak 2015, 23:16)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: