Darbe günlükleri olayının örtbas edilmesine tepki gösteren savcı Süleyman Aydın, ´Darbe Günlükleri´ni yayınlayan Alper Görmüş suçsuzsa birisi suçlu!´ diyerek mahkeme kararını eleştirdi ve kamu adına davanın devam ettirilmesini istedi.
![]() ![]() ![]() |
04.06.2008 14:10 Darbe günlükleri olayında çarpıcı gelişme.. Günlüklerin Nokta dergisinde yayınlanması üzerine soruşturma başlatan ve dava açan Savcı Süleyman Aydın, darbe günlükleri´ni yayınlayan Alper Görmüş suçsuzsa birisi suçlu!´ diyerek ilginç bir açıklama yaptı. Günlükleri yayınlayan gazeteci Alper Görmüş, delil yetersizliğinden beraat etmiş ama elindeki darbe günlüklerinin doğruluğu mahkemece araştırılmadan olay adeta kapatılmıştı. Ama büyük bir başka cesaret örneği olarak aynı mahkemenin savcısı olayın kapatılmasına tepki gösterip mahkemenin devamı için dilekçe verdi ve darbecilerle onların arkasındaki güçlerin moralini bozdu.
Şemdinli mahkumlarını soruşturan cesur savcı Ferhat Sarıkaya, mahkumları cezalandıran cesur Van mahkemesi üyeleri, Ergenekon olayını şu ana kadar istikrarla soruşturan cesur savcı Zekeriya Öz ve arkadaşları, şimdi darbe günlükleri olayının örtbas edilmesine razı olmayan cesur savcı Süleyman Aydın. ´Darbe Günlükleri´ni yayınlayan Alper Görmüş suçsuzsa birisi suçlu!´ diyerek mahkeme kararını eleştirdi ve kamu adına davanın devam ettirilmesini istedi. (Zaman)
Türkiye´de güzel gelişmeler oluyor. Olumsuz gelişmeler de oluyor şüphesiz ama onlar geri çekilenlerin gittikçe zayıflayan beyhude çırpınışları. Millet, kendi iradesine sahip çıkmanın anlamını kavradı ve gittikçe artan bir ivmeyle bunu yapıyor. Üniversitelerde yargıda orduda vb.de çeteler var şüphesiz. Bunların derdi Atatürkçülük değil, kendi menfaatleri. Birbirlerinin pisliklerini örterek güya devlet yönetiyorlardı. 2002 seçimleri öncesini düşünün. “Memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hiyanet içindeydiler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, Irak-Romanya-Rusya-Çin vb. gibi ülkelerdeki azınlıkçı baasçı müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit etmişlerdi. Millet, fakrü zaruret içinde harap ve bitap düşmüştü.” Ne millet onların umurunda ne de Atatürkçülük. Baasçı İnönü dönemini Atatürkçülük diye yutturuyor, Atilla Yayla gibi bir öğretim görevlisi eleştirmeye kalksa hemen Gelileo gibi aforoz edip bastırmaya çalışıyorlar.
Gerçekler birgün ortaya çıkar, eğer sakladığınız bir şey yoksa kendinize güveniyorsanız tartışmaktan korkmazsınız. İnanın gerçekten de milletin derdi onların derdi değil, Atatürkçülük de değil. Adam bir anayasa kitabı fırlatıyor olan halka oluyordu. Yandaşı basın ise “adam ne mübarek, kırmızı ışıkta duruyor” diye göz boyuyor gerçekleri çarpıtıyordu. Halkın seçtikleri yasa yapıyor o ise veto ediyordu. Halkın oyuyla iktidar olamayanlar çetelerini kullanarak bunu yapmaya çalışıyorlar. Bunlar Ferhat Sarıkaya´yı savcılıktan atıyor, Van mahkemesinin Şemdinli çetecilerini mahkum eden kararlarını inanılmaz desteksiz bir gerekçeyle reddediyor ve mahkemeyi başka yere aldırıyor, darbe günlüklerini resmen örtbas etmeye çalışıyorlar. Yine inanılmaz bir yıllar öncesi jargonuyla (diliyle) yazdıkları, kin ve nefret saçan, gazete küpürleriyle doldurdukları iddianameyle halka meydan okuyorlar ve sen seçersen ben de seçtiklerine böyle yaparım diyorlar. Ama emin olun, kesinlikle emin olun ki, bu hamlelerinin hesapladıkları sonucu getireceğinden emin değiller, korkuyorlar. (Abdullah Harun)
(04 Haziran 2008, 14:10)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: