Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan ve bir süre sonra tahliye edilen emekli Orgeneral Hurşit Tolon´un avukatı İlkay Sezer, Tolon´a ait olduğu ileri sürülen ses kaydının, daha önce benzeri yapılan ileri dijital teknolojiyle üretilmiş, hukuken hiçbir geçerliliği bulunmayan elektronik sahtekarlığın bir örneği olduğunu öne sürdü ve gerçekleşmemiş konuşmanın, adil yargılamayı etkilemek ve aleyhte kamuoyu oluşturmak amacıyla soruşturmanın bu aşamasında kasıtlı olarak yayınlandığını savundu.
|
|
Tolon Tolon değil Ergenekon Ergenekon değil. Teknolojiyle herşeyin taklidi yapılabiliyormuş!!!
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan ve bir süre sonra tahliye edilen emekli Orgeneral Hurşit Tolon´un avukatı İlkay Sezer, Tolon´a ait olduğu ileri sürülen ses kaydının, daha önce benzeri yapılan ileri dijital teknolojiyle üretilmiş, hukuken hiçbir geçerliliği bulunmayan elektronik sahtekarlığın bir örneği olduğunu öne sürdü ve gerçekleşmemiş konuşmanın, adil yargılamayı etkilemek ve aleyhte kamuoyu oluşturmak amacıyla soruşturmanın bu aşamasında kasıtlı olarak yayınlandığını savundu.
Kendinizi üzmeyin bu kadar İlkay Sezer. Teknolojiye inanan, Adli Tıp´a müracaat edip teknolojik olarak ses kaydının sahte olup olmadığı ortaya çıkartabilir!..
Tolon´u tahliye ettirebilmek için tanıdık hakimin bulunduğu nöbetçi mahkemeyi aylarca sabırla bekleyip müracaatını yaparak tahliye ettirmeyi başarmış olan Hurşit Tolon´un avukatı İlkay Sezer, yaptığı yazılı açıklamada, bazı ´taraflı´ basın yayın organlarında, adil yargıyı etkilemek amacıyla, Tolon´u karalama kampanyası kapsamında asılsız haberler yayınlandığını ifade etti. Bir gazetenin önceki günkü sayısında Tolon´un Cumhuriyet Savcılığı´nda verdiği ifadenin bir bölümünün aynen yayınlandığını anımsatan Sezer, Tolon´un, Anayasa ile her ferde tanınan temel bir hak olan sivil toplum faaliyetleri yürüttüğünü ve herhangi bir siyasi partiyle bağlantısı bulunmadığını belirtti. Avukat Sezer, bir gazetenin dünkü sayısında da “Tolon ihtilale hazırlanıyor” başlığıyla yayınlanan haberin asılsız olduğunu savunarak, şöyle devam etti:
“Haberde müvekkilimiz Tolon´un, 1. Ordu Komutanlığı´na atanmasından önceki bir dönemde cereyan ettiği ileri sürülen gerçek dışı beyanlara yer verilmiştir. Oysa ki müvekkilimiz emekli Orgeneral Tolon, 1. Ordu Komutanlığı´na haberde belirtilen tarihten bir yıl sonra atanmıştır. Nitekim bu gerçek, yayıncı kuruluş tarafından da daha sonra anlaşılmış; müvekkilimizin adı 18.03.2009 günü öğleden sonraki saatlerde yayıncıya ait internet sitesindeki aynı başlıklı haber metninden çıkarılarak, telafi edilmeye çalışılmış ise de amaçlanan yayın yapılmıştır.”
Ergenekoncuların sadece adam öldürme, terör, asit kuyularına atma ve benzeri değil sanatsal ve teknolojik yönleri de oldukça gelişmiş. Hurşit Tolon Silivri Cezaevi´nden GATA´ya sahte rapor yoluyla kaçırılmaya kalkışılmış bu girişim Kurtlar Vadisi dizisindeki İskender´in cezaevinden kaçırılmasını hatırlatmıştı. Kurtlar Vadisi veya Görevimiz Tehlike filmlerini anımsatan bu girişim Ergenekoncuların adam öldürme darbe yapma terör çıkarma gibi yeteneklerinin yanında sanatsal yönlerinin de olduğunu ortaya çıkarmıştı. Son olarak teknolojik yönlerinin de epey gelişmiş olduğu, darbe ve terör yöntemleri geliştirmeyle uğraşacaklarına sanat ve teknolojiyle uğraşmaları durumunda dünyaya büyük hizmetler sağlayabilecekleri görülebiliyor.
Halografik görüntülerle mi karşı karşıyayız?.. Tolon sandığımız kişi Tolon değil mi yoksa?..
Teknoloji öyle ilerlemiş ki aslında İlkay Sezer sandığımız kişi O olmayabilir, Tolon Tolon olmayabilir Ergenekon Ergenekon olmayabilir vs. vs.. “Bazı basın kuruluşları ve internet sitelerinde müvekkilimize ait olduğu ileri sürülen ses kaydı da daha önce benzeri yapılan ileri dijital teknolojiyle üretilmiş, hukuken hiçbir geçerliliği bulunmayan elektronik sahtekarlığın bir başka örneğidir. Bilim adamlarınca ışığın sese dönüştürüldüğünün, telefonla hiç görüşmemiş kişilerin karşılıklı görüşmüş gibi gösterildiğinin teknik açıdan ispatlandığı ve daha da önemlisi, ileri dijital teknolojiyle bir kişiye ait ses kaydının, bir başkasının sesinin frekansına dönüştürülmesinin mümkün olduğu günümüzde; hukuken hiçbir geçerliliği bulunmayan gerçekleşmemiş söz konusu beyanın, soruşturmanın bu aşamasında yayımlanmasının, adil yargıyı etkilemek, bilgi kirliliği yaratarak, müvekkilimiz emekli Orgeneral Tolon ile çeşitli kişi ve kurumlar arasında suni husumet oluşturmak ve belirgin bir şekilde aleyhte kamuoyu oluşturmak amacıyla kasıtlı olarak yapıldığı açıktır. Hangi amaca hizmet ettikleri bilinen kaynakların, masumiyet ilkesini hiçe sayarak ve hukuk dışı yöntemler kullanarak, müvekkilimiz emekli Orgeneral Ahmet Hurşit Tolon hakkında yapmış oldukları gerçek dışı komplo niteliği taşıyan ve süreklilik arz eden bu yayınların, basının haber verme hakkı ve özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığından, konusu suç teşkil eden fiillerin sorumluları hakkında gerekli yasal yollara da başvurulacaktır.” (AA)
İlkay Bey, İmza yazı fotoğraf parmak izi vb. doğrulaması gibi ses doğrulaması da yapılabiliyor. Bilmiyorsanız hatırlatalım!..
Tolon´un avukatı ilk konuşmayı da yalanlamıştı
Avukat İlkay Sezer´in bu açıklaması ´acaba ses gerçekten sahte mi?´ sorularını akla getirebilir. Ancak teknolojinin çok geliştiği günümüzde sesin gerçekten kime ait olduğunun tespiti artık çok kolay. Tolon´un sesi sahteyse bunun ortaya çıkarılması için avukatının herhangi bir savcıya bir dilekçeyle müracaat etmesi yeterli. İddiayı dikkate alan savcı ya da hakim sesin kendine ait olmadığını iddia eden kişiyi Adli Tıp´a gönderiyor. Ses ve Görüntü Analizi Şubesi´nde kişinin çıplak sesi kaydedilip, kimliği bilinmeyen ses ile kıyaslanarak analiz ediliyor. Analiz sonucu artı 4´ten eksi dörde kadar bir derecelendirme yapılıyor. Tam uyumlu sese artı 4 kategorisine girdiğine dair bir rapor veriliyor. Artı 3 sesin sahibinin kuvvetle muhtemel tanındığı anlamına geliyor. Sıfır kategorisi, mukayese yapılan iki sesin ilgisiz olduğunu gösteriyor. Eksi birden eksi dörde kadar olan derecelendirme ise sesin o kişiye ait olmadığını gösteren kesinlik dereceleri. Eksi 4´ün anlamı bu sesin mukayese yapılan kişiye ait olmadığını ortaya koyuyor. Rapor sonucu ses kimliklendirilmişse mahkemelerde delil olarak kullanılıyor. Adli Tıp Kurumu savcılar ve hakimlerden her ay ortalama olarak gönderdikleri 40 ses kaydını analiz edip adaletin tecellisini sağlıyor. Türkiye´deki tek resmi bilirkişi kurumu Adli Tıp, polis, jandarma, hakim ve savcılardan gelen resmi taleplere cevap veriyor. Kurum özel taleplere kuruluş kanunu gereği cevap vermiyor.
Tolon´un Avukatı ses doğrulama teklifine “Söyleyeceğim bir şey yok” demişti!
Zaman Gazetesi, ´O ses müvekkilime ait değil, teknoloji ürünü´ diyen Tolon´un avukatı İlkay Sezer´e ulaşmıştı. “Sahte sesle ilgili savcılığa başvurdunuz mu? Söz konusu sesi hazırlayanların ceza alması, gerçeklerin ortaya çıkması için ne yaptınız?” sorusuna Sezer´in verdiği yanıt ilginçti: Daha önce yaptığımız açıklamanın dışında bugün size söyleyeceğim bir şey yok. Yanlış anlamaları önlemek için biz açıklamalarımızı yazılı yapıyoruz.” (Zaman)
Abdullah Harun
(19 Mart 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: