Ergenekon davasında 301. duruşma başladı. Duruşmada sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarının alınmasına devam ediliyor. Duruşmada sanık Atilla Uğur savunmasını yapıyor.
![]() ![]() ![]() |
21.05.2013 13:06 Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük´ün de aralarında bulunduğu 66´sı tutuklu 275 sanıklı Ergenekon davasının 301. duruşması başladı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi´nde oluşturulan salonda görülen duruşmada CHP Zonguldak Milletvekili Mehmet Haberal, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Gazeteci Tuncay Özkan ve eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin´in de aralarında bulunduğu 37 tutuklu sanık hazır bulundu.
Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ve YAŞ üyesi Orgeneral Nusret Taşdeler´in de aralarında bulunduğu 29 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı. Başka suçtan tutuklu bu davadan tutuksuz yargılanan Yalçın Küçük ve Sami Hoştan da duruşmaya katıldı.
SANIK HASAN ATİLLA UĞUR´UN SAVUNMASI
Savcılar tarafından sunulan 2 bin 271 sayfalık mütalaaya ilişkin tutuklu sanık emekli Albay Hasan Atilla Uğur savunmasını yaptı. Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, Avukatınız burada hazır. Savunma yapmaya hazır mısınız? şeklindeki sorusuna Uğur, Savunma yapmaya hazır değilim. Ama çeşitli iddialara ilişkin beyanlarda bulunacağım diye konuştu.
Davada yargılanan sanıkların ´Darbeye teşebbüs´ iddiasıyla suçlandığını söyleyen Uğur, Cinayet, hırsızlık gibi suçlarla ilgili hazırlanan iddianamelerde bile suç tarihi ve saati yazılır. Bu mütalaada suç tarihleri farklı. Darbe teşebbüsü 2003, 2006, 2009 ve 2011 mi, belli değil. İddianame ve mütalaaya göre sürekli darbe paranoyası içinde yaşayan insanlar var. Sürekli darbe teşebbüsü içindeler. Böyle saçma bir şey olamaz. İddiaların tamamı külliyen yalandır. Mütalaada somut suç isnat edilmemiştir, somut delil ortaya konmamıştır dedi.
Yasalar değişmemesi durumunda idamla yargılanacağını ifade eden Uğur, Dava 6 yıldır devam etmektedir. 18 Mart günü açıklanan mütalaa gerçek dışı, hukuksuzdur. Mütalaanın dili, iddianame diliyle aynıdır. Komplo romanı oluşturulmuştur ifadelerini kullandı.
2 saatlik son savunma süresini eleştiren Uğur, dosyada milyonlarca sayfa olduğunu, mahkemenin bu uygulamayla ileride mahkumiyet kararı vereceğini, bunun da ihsası rey anlamına geldiğini savundu.
Albay Hasan Atilla Uğur, Abdullah Öcalan´ın Türkiye´ye getirildiğinde sorgusuna katıldığını anlatarak Apo kendisiyle konuşanı tartar. Elini veren kolunu kaptırır. Sorgularken Barış Manço´nun ölüm haberi geldi. Bize dönüp gözlerini açarak ´Ben de üzüldüm. Barış Manço´yu kim öldürmüş´ diye sordu. O bir paranoyaktır dedi. (DHA)
Albay Hasan Atilla Uğur, Jandarma İstihbarat Komutanlığı´nda görev aldığı dönemde bazı siyasetçi, gazeteci ve işadamlarını yasa dışı dinlediklerini de itiraf etti. Uğur, söz konusu kayıtların dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur´un emriyle yerine getirildiğini söyledi. Uğur, “O görüşmelerin kaydı için mahkeme kararı alınmasına o dönemde ihtiyaç ve zorunluluk yoktu. Yürürlükte olan 765 sayılı yasaya göre bu işlem suç teşkil etmemektedir. Bu iş emirle yapılmıştır.” dedi.
Uğur, “İstihbarat başkanının makamında yapılan görüşmelerden bazılarına emir ile katıldım. Kayda alınması ve görüşülmesi tamamen Jandarma Genel Komutanı´nın emirleriyle (Şener Eruygur) yapıldı. Konular dahi komutan emri ile olur. Aynı şeyi, Levent Ersöz de söyledi.” dedi.
İddianamede Turgut Altınok, Cem Uzan, Mustafa Balbay gibi isimlerin yasal olmayan yollarla dinlenildiği yönünde suçlama bulunduğunu hatırlatan emekli albay, “Bakın tekrar ediyorum. O görüşmelerin kayda alınması için mahkeme kararı alınmasına o dönem için ihtiyaç ve zorunluluk yoktu.” sözleriyle kendini savundu.
-Genelkurmay Başkanı Özkök, o dinlemelerin yasadışı olduğunu mahkemede belirtmişti-
Uğur´un Jandarma İstihbarat´ta görevli olduğu dönemde Genelkurmay Başkanı olan Hilmi Özkök, Ergenekon davasında tanık olmuş, Jandarma İstihbarat´taki yasa dışı dinlemelerle ilgili önemli açıklamalarda bulunmuştu. Ergenekon davasında 2 Ağustos 2012 tarihinde tanıklık yapan Özkök şöyle konuşmuştu: “Kamuoyunda Jandarma İstihbarat´ın yasal olmayan dinlemeler yaptığı yönünde konuşmalar olması üzerine Şener Eruygur´a, Levent Ersöz ile Hasan Atilla Uğur´u yanıma göndermesini istedim. Ersöz ve Uğur´a dinleme işlemlerinin yasal çerçevede yapılması gerektiğini söyleyerek kendilerini uyardım. Ayrıca dinleme konusunda kanundan sapmayın, dedim.” (Göksel Genç / Zaman)
SANIK SAMİ HOŞTAN´IN SAVUNMASI
Duruşmada Ergenekon davasının tutuksuz sanığı, Susurluk Davası hükümlüsü ve kumar-çete davası kapsamından da tutuklu bulunan Sami Hoştan da esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını yaptı. Susurluk davasından yargılandığı sırada Tuncay Özkan, Doğu Perinçek ve Uğur Dündar´ın, ´Hoştan asılsın´ diyerek sokaklarda protesto gösterileri yaptıklarını belirten Hoştan, Şimdi bu kişilerle birlikte aynı örgüt üyesi olmakla suçlanıyorum. Biri bana bu durumu izah edebilir mi? diye sordu.
Ergenekon Terör Örgütü´nü duymadığını söyleyen Hoştan, Ben terörden anlamam. Başka olay olsa anlarım. Sami Hoştan´dan terörist olmaz. ifadesini kullandı.
Veli Küçük´ü 30 yıldır tanıdığını, diğer sanıkları ise dava sebebiyle tanıdığını belirten Hoştan, 2005 yılında çıkan gizli tanıklık yasasından faydalanmak için insanların fırsat kolladığını öne sürdü.
Hoştan, Danıştay davası sanıklarından Osman Yıldırım´ın duruşmada yaptığı konuşmasında Darbeyi engellemek için 8 yıl hükümete hizmet ettim. Bunları buraya tıkdırdım. AKP´nin 2 dönem iktidar olmasını sağladım. Hükümet bana borçlu. diyerek tanıklığını ikrar ettiğini söyledi. Cezaevinde kendisine onlarca mektup geldiğini belirten Hoştan, İnsanlar iş arıyor ve para karşılığı tanıklık yapmak istiyor. dedi. Hoştan, Bu davayla ilgili diyecekleri kapsamında kime ne vaat edildiğini bilmiyorum. O nedenle Osman Yıldırım´a da kızmıyorum. Misal Şamil Tayyar Ergenekon soruşturması henüz sürerken Ergenekon isimli bir kitap yazdı. O da milletvekili oldu. iddiasında bulundu.
Yargılama sürecinde ölen sanıkların olduğunu da anlatan Hoştan, Ben de kanser hastasıydım. Ben ucuz atlattım ve bir böbreğim alındı. Ancak can verenler var. Bedenleri yok. Ruhları bu davayı takip ediyor şeklinde konuştu.
4. Yargı paketine göre örgüt üyeliği ile suçlanan birinin eyleminin olması lazım. Benim eylemim ne? Örgüt üyesi olarak ben ne yapmışım. Veli Küçük´ü aramışım. Sıkıntılıyım, kumara düştüm demişim. Ben kumarbazım. Bununla nasıl örgüt üyesi olunur? Örgüt üyesi eylemsiz olur mu? Benim suçum Veli Küçük ile konuşmak mı? Eğer böyle ise ben ölene kadar Küçük ile konuşacağım. Veli Küçük benim 30 yıllık dostumdur. Büyüğümdür. Saygı duyarım. dedi.
SANIK MAHMUT ÖZGÜR´ÜN SAVUNMASI
Tutuksuz sanık Hayrullah Mahmut Özgür de savunması sırasında Ergenekon davasının, büyük Kürt devletinin kurulması için torba dava haline dönüştürüldüğünü öne sürdü. Özgür´ün avukatı Tuğba Küçükhan ise Eğer savcı mütalaasında bir terör örgütünün varlığının sabit olduğunu iddia ediyorsa örgütün bir numarasını da ortaya koymak zorundadır. diye konuştu.
Duruşma, Özgür ve avukatının savunmasının ardından saat 22.00´de 23 Mayıs 2013 tarihine ertelendi. (Cihan)
(21 Mayıs 2013), son güncel.: (22 Mayıs 2013)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Flaş!!! Mütalaa: Ergenekon var
Ergenekon ve benzer davaları engelleme girişimleri
Ergenekon, Balyoz ve benzer davalarda delil tartışmaları
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap