Bakanlar Kurulu Toplantısı az önce sona erdi. Toplantı sonrası Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek bir açıklama yaparak birkaç gündür gündemin ana konusu olan Genelkurmay´da hazırlandığı iddia edilen ´İrticayla Mücadele Eylem Planı´yla ilgili iddialara değindi. 27 Nisan 2007´de askerler tarafından verilen E-Muhtıra´ya karşı gösterdikleri yüksek sesli tepkiyi hatırlatacak şekilde AK Parti yetkilileri birbiri ardına ve giderek daha açık ve yüksek tonda tepki göstermeyi sürdürüyor.
|
|
AK Parti sesini gittikçe yükseltiyor: Susmayacağız!
Bakanlar Kurulu Toplantısı az önce sona erdi. Toplantı sonrası Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek bir açıklama yaparak birkaç gündür gündemin ana konusu olan Genelkurmay´da hazırlandığı iddia edilen ´İrticayla Mücadele Eylem Planı´yla ilgili iddialara değindi. 27 Nisan 2007´de askerler tarafından verilen E-Muhtıra´ya karşı gösterdikleri yüksek sesli tepkiyi hatırlatacak şekilde AK Parti yetkilileri birbiri ardına ve giderek daha açık ve yüksek tonda tepki göstermeyi sürdürüyor.
İşte Çiçek´in konuşmasından satırbaşları:
Sayın Başbakanımız dün bir açıklama yaptı. Bu gayet net ve açık. Bu konuyu önemsiyoruz. Ak Parti yasal bir parti ve faaliyetlerinde ilgili mevzuat ve kanunlar çerçevesinde sürdürüyor. Ak Parti 2002 yılında iktidar oldu. İktidar oluşu gizli kapaklı değil mevzuat çerçevesinde vatandaşın teveccühünün sonucudur. İktidar olmak kimsenin elinde değildi. Ak Parti olarak dayandığımız güç millettir. Milletten daha büyük bir güç yoktur. Olağanüstü ve anti demokratik yollardan iktidar olmadı. Hukuk çerçevesinde iktidar oldu. Gündeme gelen bu konu ya da metin. Kim tarafından ve nerede hazırlanırsa hazırlansın bu oluşum yasadışı hukuk dışı ve demokrasi dışıdır. Bunun herkes tarafından anlaşılması lazım. Bu tür çabalar demokrasi devlet ve millete zarar veriyor. Bizim kanaatimize göre açık şekilde suç teşkil eden faaliyetlerdir. suç teşkil ediyorsa gerçeğin ortaya çıkarılmalı. Bunun önünde arkasında içinde kim varsa ortaya çıkarılmalı. İcra olarak üzerimize düşene yapacağız. Suç işlemeye kimsenin imtiyazı yoktur. Bunun soruşturacak mekanizma var. Biz de cumhuriyet savcılığı olmak üzere her türlü girişimi başlatacağız. Her türlü imkanı sonuna kadar sürdüreceğiz. En ayrıntılı şekilde konunun ortaya çıkarılması lazım.
Genelkurmay Başkanlığı´ndan açıklama geldi. Bu soruşturma askeri yada sivil savcının açıklaması şeklide net ifade yok ne diyorsunuz?
Tabiatı ile işin başındayız. Orada bazı ifadeler var. Ama netice itibari ile vatandaşın bir beklentisi var. Bu işin soruşturulmasını istiyoruz. Sonuna kadar yasal mücadelemizi yapacağız. Bir hukuk devletinde olmaması gereken bir konu var. Bunu kim nerede nasıl ve niçin hazırladı. Bunların açık ve net şekilde ortaya çıkmalı. Bunu kim yapacak devlet yapacak yetkili makamlar yapacak. Bu işin mağduru Ak Parti´dir. Ak Parti´ye karşı tertip yapılmıştır. Kamuoyu rahatsız. Başbakan ile Genelkurmay Başkanı´nın teması oldu mu bilmiyorum. Ama zannediyorum bu hafta yapılacak. Genellikle perşembe günü görüşüyorlar. Belki konu önemli olduğu için perşembeden önce yapılabilir. Ortada bir suç var. Biz yasal hakkımız kullanıyoruz. Bu tür işlerin bir usulü var. Biz konuyla ilgili gerekli başvuruyu yapacağız.
Hükümet Cumhuriyet Başsavcısı´na gidiyor
Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, “Yasa dışı, hukuk dışı, demokrasi dışı” diye tanımladığı planın kimler tarafından nerede hazırlandığının ortaya çıkarılması için Cumhuriyet Savcılığı´na suç duyurusunda bulunacaklarını açıkladı. Cemil Çiçek, Genelkurmay ilk kanaatini açıkladı ama kamuoyu tatmin edilmeli. Soruşturma için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´na başvurduk. Planın önünde arkasında kim varsa ortaya çıkarılmalı.
Hükümet Ergenekon davasında müdahil olsun
Emekli Yargıtay Savcısı Ahmet Gündel, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´a, Genelkurmay Karargahı´nda görevli bir albayın imzasını taşıyan “AKP´yi Bitirme Planı” karşısında Ergenekon davasına müdahil olarak katılabileceğini söyledi. Başbakan Erdoğan, Taraf´ın deşifre ettiği Genelkurmay belgesine karşı, sürece seyirci kalmayacaklarını, araştırdıklarını ve gerekirse dava açacaklarını belirtmişti. Ancak hükümetin ve AKP´nin bu hukuki idari seçenekler dışında bir başka seçeneği daha var: Ergenekon Davası´na müdahil olmak. Çünkü öncelikle bu plan Ergenekon soruşturmasının parçası ve hükümet ve partiyi parçalamayı içeriyor. Dolayısıyla hem AKP, hem hükümet bu belgeyle işlenmek istenen eylemlerin mağduru. İlgili ceza mevzuatı da suçtan zarar görenlere veya zarar görme ihtimalleri bulunan mağdurlara davaya müdahil olma hakkı veriyor. Hükümetin Ergenekon Davası´na müdahil olma seçeneğine emekli Yargıtay Savcısı Ahmet Gündel de açık destek verdi. Gündel´in değerlendirmeleri şöyle:
“Öncelikle suç hükümete yönelik. Hükümet Ergenekon Davasına müdahil olmak için başvurmalıdır. Başbakan ´gerekirse dava açarız´ derken yanlışa düştü. Ancak suç ihbarında bulunulabilir. Tazminat davası ise bu işi sulandırmak olur. Burada şikayetçi olabilirler, onun gereği de müdahil olmaktır. Müdahillik dışında yapılması elzem en önemli adım ise gereğinin yapılmasını emretmektir. Başbakan, bu konuda Genelkurmay Başkanından idari soruşturmayla makul sürede sorumluların bulunup derhal görevine son verilmesini istemeli. Bu yapılmadığında ise yapacağın tek şey vardır, Genelkurmay Başkanını emekliye sevketmektir.”
16 Haziran 2009: Ak Parti suç duyurusunda bulundu
AK Parti yöneticileri, Genelkurmay Harekat Başkanlığında hazırlandığı iddia edilen ´İrticayla Mücadele Eylem Planı´ ile ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı´na suç duyurusunda bulundu. AK Parti Genel Sekreteri İdris Naim Şahin ve AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Ankara Adalet Sarayı´na gelerek, Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Boyrazoğlu´nun makamına geçti. Şahin ve Bozdağ, hazırladıkları suç duyurusu dilekçesini, Cumhuriyet Başsavcılığına sundu.
ASLA KABUL EDİLEMEZ VE CEZASIZ BIRAKILAMAZ
AK Parti yöneticilerince Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan suç duyurusu dilekçesinde, ´Hukukun koruması altında bulunan bir siyasi partinin ve onun kurduğu hükümetin ortadan kaldırılması, görevlerini kısmen veya tamamen yapamaz hale getirilmesine yönelik yasa dışı çalışmalar bir hukuk devletinde asla kabul edilemez ve cezasız bırakılamaz´ denildi. AK Parti Genel Sekreteri İdris Naim Şahin ve AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ tarafından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmek üzere, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan suç duyurusu dilekçesinde, Taraf Gazetesinin 12 Haziran 2009 tarihli nüshasında, çeşitli ifadelerin içerisinde yer aldığı bir belgenin, ´AKP ve Gülen´i Bitirme Planı´ manşetiyle yayınlandığı kaydedildi. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının ´Cumhuriyetin nitelikleri´ kenar başlıklı 2. maddesinde, ´Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal hukuk Devletidir´ denildiği belirtilen dilekçede, ´Parti kurma, partilere girme ve partilerden ayrılma´ kenar başlıklı 68. maddesinin iki ve üçüncü fıkralarında ise ´Siyasi partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlardır. Siyasi partiler önceden izin almadan kurulurlar ve Anayasa ve kanun hükümleri içerisinde faaliyetlerini sürdürürler´ hükümlerinin yer aldığı ifade edildi. Cumhuriyetin önemli niteliklerinden biri olan demokrasinin, siyasi yönetimin meşruiyetini yönetilenlerin rızasına ve temsiline dayandıran bir yönetim biçimi olduğu vurgulanan dilekçede, şunlar kaydedildi:
´(Halkın iktidarı) anlamına gelen demokrasi, eşitlik, özgürlük ve çoğulculuk gibi değerleri öne çıkaran toplumların yegane siyasi tercihidir. Çağdaş demokrasilerin temel ilke ve özellikleri; serbest ve düzenli seçimler, çoğulculuk ve siyasi yarışma, insan hakları, hukuk devleti ve temel politikaları belirleme yetkisine seçilmişlerin sahip olmasıdır. Demokrasiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran temel özellik, yönetilenlerin kendileriyle ilgili karar ve kuralların oluşturulması sürecine katılmalarıdır. Bu bağlamda, halkın yönetime katılımının başlıca aracı olan siyasi partiler, demokrasilerde merkezi bir role ve öneme sahiptirler. Siyasi partiler, toplumdaki farklı düşünce ve görüşleri siyasi alana taşıyarak, halkın temsili, siyasi iktidarın kullanılması ve muhalefet işlevlerini yerine getirirler. Onun için siyasi partiler demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları olarak kabul edilmektedir. Bu kabulün bir sonucu olarak modern demokrasiler, aynı zamanda (partiler demokrasisi) olarak da anılmaktadır. Demokrasiyi geliştiren siyasi partilerdir ve siyasi partiler olmadan demokrasi düşünülemez. Bu nedenledir ki siyasi partiler, sahip oldukları vazgeçilmez konumları sebebiyle hukuki güvencelere kavuşturulmuştur. Mezkur belgede ise hukuk devletinin gereklerine uygun ve demokratik yollarla iktidara gelen ve hükümet etmekte olan Partimize yönelik olarak asılsız, haksız, mesnetsiz, gerçeklerle asla bağdaşmayan hayali suçlamalarda bulunularak, demokratik olmayan yöntemlerle ve hukuka aykırı bir şekilde iktidardan uzaklaştırılmasının planlandığı görülmektedir.´
Habere konu belgede yer alan ve ´suç teşkil eden´ ifadelerin, ´AK Parti´nin Türkiye´de ve dünyada farklı bir konumda gösterilmesine sebebiyet verecek nitelikte olduğu´ ifadelerine yer verilen suç duyurusu dilekçesinde, ´Partimizin kişilik haklarına saldırının ötesinde, iftira niteliğinde çalışma yapılmasının planlandığı, bu çalışmaların gerçekleştirilmesine yönelik olarak illegal bir yapılanma suretiyle suç örgütlenmesine gidildiği haberin içeriğinden anlaşılmaktadır´ denildi. Dilekçede, ´hukukun koruması altında bulunan bir siyasi partinin ve onun kurduğu Hükümetin ortadan kaldırılmasının, görevlerini kısmen veya tamamen yapamaz hale getirilmesine yönelik yasa dışı çalışmaların, bir hukuk devletinde asla kabul edilemeyeceği ve cezasız bırakılamayacağı´ vurgulandı. AK Parti Genel Sekreteri İdris Naim Şahin´in imzasıyla sunulan suç duyurusu dilekçesinde, ´gerekli soruşturmanın yapılarak suç fail veya faillerinin ortaya çıkarılması ve cezalandırılmaları hususunda gereğinin yapılması´ talep edildi.
SUÇ DUYURUSU, HABERDE İSMİ GEÇEN KİŞİLERE KARŞI
AK Parti Genel Sekreteri İdris Naim Şahin, ´AK Parti tüzel kişiliği adına´ bulundukları suç duyurusunun, ´haberde ismi geçen kişilere karşı´ olduğunu söyledi. Şahin, AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ ile suç duyurusu dilekçesini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına vermelerinin ardından Ankara Adalet Sarayı önünde bekleyen gazetecilere açıklamada bulundu. ´Taraf Gazetesinde 12 Haziran 2009´da yayınlanan bir belge ve ona bağlı habere dayalı olarak, AK Parti´nin tüzel kişiliğini temsilen´ suç duyurusunda bulunduklarını belirten Şahin, bundan sonraki değerlendirmeyi adli makamların yapacağını bildirdi. Suç duyurusu dilekçesinde şüpheli olarak herhangi bir ismin geçip geçmediğine ilişkin soruya, Şahin ´Hayır, sadece haber ve habere konu olan eylem planı ve gazetede yer alan haberin hukuki değerlendirilmesi ifade ediliyor. Dilekçemizde onun dışında bir şey yok´ karşılığını verdi. Bir gazetecinin, ´Bu suç duyurusu kime karşı´ sorusuna Şahin, ´Haberde ismi geçen kişilere karşı´ karşılığını verirken, suç duyurusu dilekçesinde isnat edilen suç maddesinin tayininin ve tashihinin savcılığa ve gerektiğinde mahkemeye ait olduğunu ifade etti.
SUÇ DUYURUSU İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI´NA
Şahin, bir gazetecinin, ´Başsavcı ile görüştünüz. İstanbul´daki davayla dosyanın birleştirilmesi hakkında herhangi bir bilgi verildi mi?´ sorusuna, ´Hayır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızın kendisine göre bir inceleme yaptığını biliyoruz, ama bizim şikayetimiz İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına, görevli başsavcılık aracılığıyla gidecek´ yanıtını verdi. AK Parti Grup Başkanvekili Bozdağ da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmek üzere suç duyurusu dilekçesini verdiklerini ifade ederek, dilekçenin özetle, habere ilişkin konunun araştırılması, suçun fail veya faillerinin tespiti ve cezalandırılması için gerekli işlemlerin yapılmasını içerdiğini belirtti. Bir gazetecinin, suç duyurusunda bulunmalarının ardından telefonla yaptığı görüşme üzerine, ´Sayın Başbakan ile son değerlendirmeyi de yaptınız herhalde´ sözleri üzerine Bozdağ, ´Tabii, şu anda bunlarla ilgili görüşmeler yapılmıştır. Bizim dilekçemizin içeriği özetle konuyla ilgili fail veya faillerin tespiti ve tecziyesi hususu talebini içermektedir. Bununla ilgili süreç bundan sonra adli makamlarca yürütülecektir´ dedi. (AA)
(15 Haziran 2009), son güncel.: (16 Haziran 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: