Faili belli olan ancak arkasındaki güç bilinmeyen birçok eylem de Ergenekon´la çakışmaya başladı. Ergenekon davası, birçok faili meçhul cinayetin ve mağdurunun da gün yüzüne çıkmasında etkili oldu.
![]() ![]() ![]() |
13.11.2008 09:10 Ergenekon terör örgütü davası Silivri´de görülmeye devam edilirken, Ergenekon soruşturması da diğer yandan hızla devam ettiriliyor. Öte yandan bugüne kadar faili meçhul kalan ya da sadece tetikçileri yakalanabilen birçok karanlık olay da Ergenekon davasıyla birleştirilmeyi bekliyor. Faili meçhul cinayetlere kurban giden kişilerin yakınları ise Ergenekon davasına müdahil olabilmek için harekete geçti. Danıştay saldırısında hayatını kaybeden Mustafa Yücel Özbilgin´in oğulları davayı Silivri´de yakından izleyerek müdahil olmaya hazırlanıyor. 1996 yılındaki Susurluk kazasından bir ay önce Perinçek´in Aydınlık dergisinde yayınlanan MİT raporunda uyuşturucu kaçakçısı Askar Simitko olarak adı geçen ve Susurluk çetesince öldürüldüğü belirtilen İranlı Asghar Sematgou´nun oğlunun bu davaya müdahil olma talebi, yıllardır Jitem adına Güneydoğu´da cinayet işleyip başka örgütler üzerine attıkları iddiaları medyada yeralan PKK itirafçılarından Abdulkadir Aygan´ın İsveç´ten haber gönderip Ergenekon davasında sanık-tanık-mağdur olarak ifade vermek istemesi, 1995 yılında Mardin Jandarma Alay Komutanı Albay Rıdvan Özden´in PKK ile girdiği çatışmada alnından vurulup öldürüldüğü´nün açıklanmasına karşın kocasının PKK tarafından değil Güneydoğu´da uyuşturucu ile şiddetle mücadele etmesinden rahatsız olan Veli Küçük´le ilişkili devlet içindeki çetelerce ensesinden vurulup öldürüldüğünü o tarihten beri iddia eden ve 18 Temmuz 2008´de Ergenekon savcılarına başvurup beraberindeki tüm belgeleri teslim eden eşi Tomris Özden´in davaya müdahillik talebi, Özdemir Sabancı ve Necip Hablemitoğlu cinayetlerinin dava kapsamına alınması, Üzeyir Garih cinayetinin Ergenekon Savcıları tarafından Ergenekon Davası kapsamına alınması ve son olarak da Yargıtay´ın kararıyla Danıştay´a Saldırı davasının da Ergenekon Davasına eklenmesi bunun son örneklerini oluşturuyor. Bu arada Atabeyler Çetesi davası ve diğer bir çok suikast ve terör olaylarının da Ergenekon savcıları tarafından incelendiği ve sonuca göre davaya eklenebileceği de medyaya yansımış durumda. Ergenekon davası ile bir dokunuldu bin ah işitilmeye başlandı!..
Gladio davası gibi genişliyor
Ergenekon davasının kapsamı genişledikçe genişliyor... İtalyadaki gladio davası da ilk başlarda üç-beş kişiyle başlayıp 3500 kişinin yargılandığı bir davaya dönüşmüştü. Silivri´de görülmekte olan Ergenekon davasının duruşma salonu bir kez ek inşaatla büyütüldü ama birçok kez daha büyütülecek gibi görünüyor.
Ucu ergenekon´a çıkanlar
ERGENEKON davasının başlamasının ardından Danıştay cinayeti davasına yapılan itirazı inceleyen Yargıtay, dosyanın Ergenekon terör örgütü ile ilişkisi olup olmadığını araştırma kararı aldı. Yargıtay´ın görevlendirdiği bir tetkik hakim Danıştay davasıyla ilgili olarak Ergenekon iddianamesini inceliyor. Malatya misyoner katliamı, Dink cinayeti, Atabeyler çetesi, Dost Tarikatı lideri ile eşinin öldürülmesi, İbrahim Çiftçi cinayeti, Vatanseverler Çetesi ve 11 sanıklı JİTEM davasına bakan mahkemeler de sanıklar ile Ergenekon arasındaki bağlantıları araştırmak için Ergenekon iddianamesini istedi.
Müdahil sayısı giderek artıyor
ÖTE yandan davaya müdahil olmak için müracaat eden ve başvuru hazırlığında olanların sayısı her geçen gün artıyor. Kişisel verilerinin kayıt altına alındığını belirten Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı´nın müdahilliğinin kabul edilmesinin ardından, ´Şeytan Üçgeni´ olarak tabir edilen bölgede 1994 yılında öldürülen Kürt işadamı Behçet Cantürk´ün kızı Gazel Cantürk de Ergenekon davasında ortaya çıkan belgeler nedeniyle Sapanca Cumhuriyet Savcılığı´na dilekçe verdi. Cantürk ´Ergenekon davası kapsamında babasının katillerinin belli olduğunu ve cezalandırılmalarını´ istedi.
´Babamı helikopterden attılar´
´ERGENEKON´DAN davacıyım, babamı helikopterden attılar´ diyen Vanlı İşadamı Senar Er de müdahil olmaya hazırlanıyor. İşadamı Er, ´adının ölüm listesinden çıkarılması için 100 bin mark fidye istendiğini, vermeyince de şehirler arası çalışan iki otobüsünün yakıldığını´ anlattı. Senar Er ´75 yaşındaki babamı kaçırıp öldürdüler. Babamın öldürüldüğünü Yeşil´den öğrendim. Yüksekova´dan Hakkari´ye getirirken helikopterden atmışlar´ diyor. Adını değiştirip izini kaybettirdiğini anlatan Er ´Bütün o çeteler bu Ergenekon´un uzantılarıydı. Davacıyım´ dedi.
Özbilgin Ailesi yakın takipte
17 Mayıs 2006 günü Ergenekoncularla bağlantısı sonradan belgelenen Alparslan Arslan, Danıştay 2. Dairesi´nin üyelerine silahlı saldırıda bulundu. Saldırı sonucu hakim Mustafa Yücel Özbilgin yaşamını yitirdi, şu anda Danıştay Başkanı olan Mustafa Birden ile Ayla Gönenç, Ayfer Özdemir ve Ahmet Çobanoğlu da yaralandı. Ergenekon terör örgütü iddianamesinde Özbilgin ´maktül´ diğer Danıştay üyeleri ise ´mağdur´ olarak yer aldı. İddianamede ´maktul´ olarak adı geçen Özbilgin´in oğulları Serkan ve Gökhan Özbilgin, devam eden Ergenekon davasını adım adım takip ediyor. Özbilgin kardeşler, davanın ilk günü Silivri Cezaevi Kampüsü´ne gelerek davayı izlemişlerdi. Özbilgin kardeşler salı günü sanıkların savunma yapmaya başladıkları ilk oturumu da Silivri´de takip ettiler. Özbilgin ailesi, davanın seyrine göre müdahillik talebinde bulunacaklarını açıklamışlardı. (Star / 13 Kasım 2008) Yargıtay´ın Ergenekon ile Danıştay´a Saldırı davalarını birleştirme kararına sevinen aile, dava birleşme prosedürlerinin bitmesiyle müdahillik talebinde bulunacaklar.
Polisin 5 yıldır izini bulamadığı kayıp İşadamı Ergenekon´dan çıktı
Fail-i meçhuller birer birer Ergenekon´a çıkıyor. 19 Aralık 2003´ten bu yana kayıp olan işadamı Cemil Sarıyar´ın kimlik fotokopisi Ergenekon sanığında çıktı. Sarıyar´ın oğlu Selçuk Sarıyar, Savcı Öz´den yardım istedi. Öz de sanık Muzaffer Şenocak´ı çağırıp sorguladı. Beş yıldır kayıp olan ve polisin tüm aramalarına rağmen izine rastlanılamayan iş adamı Cemil Sarıyar´ın (64) akibeti Ergenekon soruşturması kapsamına alındı. Bursa´da ele geçen el bombalarının sahibi olduğu iddiasıyla tutuklanan Muzaffer Şenocak´a, mahkemede savcılar üzerinde yakalanan Sarıyar´ın kimlik fotokopisinin sırrını sordu.19 Aralık 2003´te Gebze´deki işyerinden Suadiye´deki evine gitmek üzere ayrılan Klora Gres Madeni Yağları´nın sahibi Cemil Sarıyar´dan 5 yıldır haber alınamıyordu. Sarıyar´ın oğlu Selçuk Sarıyar (42), olay günü Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı´na babasının kaybolduğunu bildirdi. Ancak polis, yıllarca tek bir ipucu bulamadı.İşadamı Cemil Sarıyar, o dönem iş ortağı Sadık Öztürk´ün ölümü üzerine tüm hisselerin sahibi oldu. Ancak, Sadık Öztürk´ün avukatları aynı zamanda Ergenekon sanığı Sedat Peker´in de avukatlarıydı. Avukatların hisselere ortak olma girişimleri sonucu olay yargıya taşınmıştı. Daha sonra Cemil Sarıyar tekrar hisselerini geri almıştı. Sonrasında esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolan iş adamının izine yıllar sonra Ergenekon soruşturmasında rastlandı. Sarıyar´ın kimlik fotokopisi, Muzaffer Şenocak´ın iş yerinde ele geçirildi. Şenocak savcılık ifadesinde ´Cemil Sarıyar, medikal işi yapıyor. Nüfus cüzdanının fotokopisini Türkiye´den Afrika´ya girebilmeleri için uçak bileti, vize ve davetiyeleri için aldım´ demişti. Dün çapraz sorgusunda Savcı Nihat Taşkın´ın ´Cemil Sarıyar´ın kimliği sizde ne arıyor´ sorusuna Şenocak ´İki hafta önce savcı Zekeriya Öz çağırdı. Bu konuyu sordu. Emniyette benim belgelerimin ve başka belgelerin bulunduğu masanın üzerinden çantama girmiş olabilir´ diye yanıt verdi. Taşkın, ´Bu kişinin Peker´den şikayetçi olduğunu biliyor muydunuz´ deyince Şenocak ´Hayır´ dedi. Kayıp işadamının oğlu Selçuk Sarıyar, Star gazetesi´ne babasının akibetine ilişkin Ergenekon soruşturmasının savcılarından Zekeriya Öz ile bir ay önce görüştüklerini söylemişti. ´Muzaffer Şenocak´ta babama ait bilgilerin çıkması üzerine hemen harekete geçtik´ diyen Selçuk Sarıyar, ´Yaklaşık bir ay önce savcı Öz´e gittik. Babamla ilgili bir dilekçe sundum, 5 yıldır haber alamadığımızı anlattım. Savcı Zekeriya Öz, olayın üzerine gideceklerini söyledi. Zekeriya Öz, babamın kaybolmasıyla ilgili Ergenekon´a ilişkin bir iz bulursa gerekli tüm hukuki yollara başvuracağız´ diye konuştu.
Üzeyir Garih cinayeti de Ergenekon işi
Ergenekon terör örgütü sanığı Ümit Sayın´a ait bazı adreslerde 4 Mart 2008´de yapılan aramalarda iş adamı Üzeyir Garih cinayetine ilişkin belgelerin yanı sıra kan örnekleri, DNA testleri ve otopsi raporu gibi dokümanların ele geçirilmesinin ardından, Üzeyir Garih´in bir yakının soruşturmayı yürüten savcıya Garih cinayeti ile ilgili çok önemli bir başvuru daha yaptığı ortaya çıkmıştı. Üzeyir Garih ve ailesi ile yakın dostluğu bulunduğunu belirten Alarko Holding eski İthalat Koordinatörü Doğan Kasadolu, cinayetin işlendiği gün, Garih´in damadı Doron´un oğlunun kaçırıldığını, olayın üzerine gidilmemesi konusunda aileye baskı ve tehditte bulunulduğunu söyledi. Ergenekon terör örgütü sanığı Doç. Dr. Ümit Sayın´ın üniversitedeki odasında Garih cinayetine ilişkin önemli belgeler ele geçirilmesinin ardından, soruşturmayı yürüten savcıya Garih cinayeti ile ilgili çok önemli bir başvuru daha yapıldığı ortaya çıktı. Alarko Holding eski İthalat Koordinatörü Doğan Kasadolu´nun Ergenekon soruşturmasını yürüten İstanbul Ağır Ceza Savcılığı´na dilekçe ile başvurarak, Garih ailesinde cinayetin işlendiği günün hemen ertesinde yaşanan ilginç olaylar hakkında bilgi verdiği belirlendi. Doğan Kasadolu´nun savcılığa verdiği dilekçede, Garih´in damadı Doron´un, kendisine, olayın yaşandığı gün oğlunun kaçırıldığını, ardından kendisine ulaşan bazı kişilerin bu işin üzerine gidilirse cinayeti bu çocuğun gerçekleştirdiğinin açıklanacağına dair gözdağı verildiğini söylediğini belirtti. Bu dilekçe üzerine dava kapsamına alınan Garih cinayetinin ek iddianameye konulması bekleniyor. Olayın medyaya yansıması sonrasında çeşitli kaynaklardan gelen ihbarlarla Garih olayında olası Ergenekon parmağını gösteren çarpıcı deliller ortaya çıktı.
(13 Kasım 2008), son güncel.: (19 Aralık 2008)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: