Atabeyler davası beraate götürülüyor demiştik, haklı çıkıyoruz. Savcının komedi mütaalasına bakın. Sanıkların yanında Başbakanın evinin olduğu sokağın ve ayrıca Cüneyt Zapsu´nun evinin krokileri bulunuyor ama savcı beye bakın ki sanıkların patlayıcıları PKK´nın kır kadrosuna yönelik kullanmayı planladıklarını söylediklerini belirterek buna itibar edilmesi gerektiğini savunuyor. Savcı devleti savunur sanıklara karşı, avukat ise sanığı savunur. Bu nasıl savcı ki tersini yapıyor.
31.05.2012 12:41 Şemdinli´den sonra Atabeyler davası da beraate götürülüyor, demiştik haklı çıkıyoruz. Savcının komedi mütaalasına bakın. Sanıkların yanında Başbakanın evinin olduğu sokağın ve ayrıca Cüneyt Zapsu´nun evinin krokileri bulunuyor ama savcı beye bakın ki sanıkların patlayıcıları PKK´nın kır kadrosuna yönelik kullanmayı planladıklarını söylediklerini belirterek buna itibar edilmesi gerektiğini savunuyor. Savcı devleti savunur sanıklara karşı, avukat ise sanığı savunur. Bu nasıl savcı ki tersini yapıyor. PKK´yı araya sokarak sanıkları kahramanlaştırmaya çalışıyor. Türkiye´de kontrgerilla tartışmalarını ilk başlatan kişi olan Kurmay Yarbay Talat Turhan ile Milliyet gazetesinin 16 Kasım 1990 yılında yapmış olduğu röpörtajı ki, bu sitenin sayfalarında da var, burada tekrar aktarıyoruz. Böylece Şemdinli ve Atabeyler davalarının beraatle sonuçlandırılacağını, onları dava etmek isteyen Van Savcısı gibi örneklerin niçin cezalandırıldığını, Van mahkemesi kararının niye adeta geçersiz kılındığını ve bundan sonra da meydana gelebilecek benzer olası gelişmeleri anlayabiliriz.
MİLLİYET, 16 KASIM´90, Talat Turhan´la röpörtajdan:
Soru : Yani siz, kontrgerillanın adresi ÖHD´dir mi diyorsunuz?
Turhan: Şimdi bakınız, kontrgerilla lafını ilk kez Erenköy görevlilerinin çıkardığını söyledim. Onlar gerçekten ÖHD´nin adamları mıydı? Bu sorunun kesin yanıtı henüz verilmiş değil. Yalnız, eskiden beri bir iddiam var. Bir örgüt, eğer kendini temize çıkarmak isterse, adına yasadışı kirli iş yapanlardan hesap sorar. Bakıyoruz, Erenköy görevlileri hala etkinliğini sürdürüyor. Devletin ya da ÖHD´nin, kendi adına kirli iş yapmamışlarsa, bunlardan hesap sorması gerekirdi.
Soru : ÖHD´nin kuruluş amacı neydi?
Turhan: ÖHD, bir düşman istilasına karşı memleketi korumak ve milli direnişi örgütlemek, yardımcı olmak amacıyla kuruldu. Bir örgütün kuruluş amacı kutsal olabilir. Ama devlet adına yeraltı örgütü kurarsanız, o sizin elinizden kayar ve yeraltının hertürlü pisliğine bulaşır. Türkiye´de 20 yıldan beri olan karanlık ve herkesin kafasını bulandıran bu olayları kim yaptı?
Soru : Siz, ´Savunma-1´ adlı kitabınızda, ÖHD´ye ait resmi talimnameden bazı bölümleri yayınladınız. Yayınlanan bölümlerde bu örgütün, adam öldürme de dahil hertürlü kanunsuz işi yapabileceği belirtiliyor. Nasıl olur bu?
Turhan: ..Yani Sahra Talimnamesi-31´e göre gayrı nizami harp unsurları yerüstü ve yeraltı olmak üzere iki gruptan müteşekkil. Yeraltı grubu, işte bu bahsedilen ve bütün NATO ülkelerinde ortaya çıkarılmaya başlanan örgütün kendisidir. Baktığınız zaman bu örgütün içinde ne var? Köye kadar inmiş bir örgütlenme bu. İstihbarat birimleri, sabotaj birimleri, cinayet birimleri var. Bakınız faaliyetleri arasında neler var? Resmi talimnameden aynen okuyorum: ´Adam öldürme, bombalama, silahlı soygunculuk, işkence, kötürüm haline getirme, adam kaçırmak suretiyle tedhiş ve olayları tahrik, misilleme ve rehinelerin alıkonulması, kundakçılık, sabotaj, propaganda ve yalan haber yayma, zorbalık, şantaj.´ Ve yine talimnamede bu örgüt için şöyle bir ayrıcalık var. Yine resmi talimnameden aktarıyorum: ´Bir gayrınizami kuvvetin yeraltı unsurları kaide olarak kanuni statüye sahip değillerdir.´
Soru : Nasıl olur? Resmi bir kuruluş kanuna nasıl tabi olmaz?
Turhan: Ben bunları 17 senedir söylüyor ve yazıyorum. Bugüne kadar kimse çıkıp da bu söylediklerin yanlıştır diyemedi. Diyemez, çünkü bunları devletin resmi yayınlarından aktardım.
Soru : Türkiye´de bu talimnameyi kim yayınladı?
Turhan: Söz konusu ettiğim ST-31.15 nolu kontrgerilla talimnamesini Kara Kuvvetleri Komutanlığı yayınladı. Girişinde de, o zamanki komutan Ali Keskiner´in imzası var. Anayasal bir ülkede, resmi bir gizli örgüt cinayet işler diye yazarsanız, suçlusunuzdur. Adamı mezardan çıkarıp asarlar. Sadece Kara Kuvvetleri sorumlu olmaz. Devrin Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay da, devrin Başbakanı S. Demirel de bundan sorumludur. Bugün ´vardır-yoktur´ diye lafı gevelemekle olmaz bu iş. Olay bu boyutta... ST-31.15 talimnamesinde bir yeraltı örgütü var. O yeraltı örgütünün yapacağı işler arasında adam öldürme de var. Öldürülenin sağcı ya da solcu olması farketmez. Yeter ki cinayet bu örgütün amacına hizmet etsin. Şimdi, devlet içindeki bir örgütün kuramında adam öldürme varsa ve o ülkede faili meçhul siyasi cinayetler işleniyorsa, kuşkunun birinci odağı bu örgüt olur. (Abdullah Harun)
(31 Mayıs 2007, 12:41)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: