Üçüncü Ergenekon İddianamesinde gördük. Görevde bulunan Genelkurmay Başkanı´na rağmen yine görevde bulunan bazı general ve amirallerin hükümeti devirme planı yaptıkları artık herkes tarafından biliniyor. Peki fırsat bulsalardı bu planlarını hayata geçirecek olan kadro tam olarak deşifre edilebildi mi? Bu konu halen büyük bir soru işareti. Bugüne kadar ortaya çıkan bazı bilgiler ve basına sızan haberler Kara ve Hava Kuvvetleri´nde görevli bazı askerlerin PKK ile ilişkisini gözler önüne sermişti. Geçtiğimiz günlerde Kuvvet Komutanları´na suikast planı hazırlığı içinde olduğu tespit edilen denizci teğmenlerin evlerinde yapılan aramada PKK ile bağlantılı oldukları ortaya çıkmıştı. Harp Okulu´nu henüz bitirmiş olan ve mesleklerinin daha en başında bulunan bu genç subayların Kuvvet Komutanları ile ne alıp veremediği olabilirdi? Bu gelişmeler bize TSK hiyerarşisinin en tepesinde bulunan Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının Ergenekon´un TSK içindeki uzantılarının üzerine gitmesi üzerine, Ergenekon´un bir misilleme hazırlığı içinde olunduğunu çok açık bir şekilde gösteriyor. Aslında bu gelişmeler yeni ve şaşılacak türden değil. Bu örgütün ´gerektiği takdirde´ Jandarma Genel Komutanı dahil nice üst düzey komutanı da ortadan kaldırmaktan çekinmediğini hatırlayalım.
Ergenekon´un Deniz Kuvvetleri içindeki Kolu
Üçüncü Ergenekon İddianamesinde gördük. Görevde bulunan Genelkurmay Başkanı´na rağmen yine görevde bulunan bazı general ve amirallerin hükümeti devirme planı yaptıkları artık herkes tarafından biliniyor. Peki fırsat bulsalardı bu planlarını hayata geçirecek olan kadro tam olarak deşifre edilebildi mi? Bu konu halen büyük bir soru işareti. Bugüne kadar ortaya çıkan bazı bilgiler ve basına sızan haberler Kara ve Hava Kuvvetleri´nde görevli bazı askerlerin PKK ile ilişkisini gözler önüne sermişti. Geçtiğimiz günlerde Kuvvet Komutanları´na suikast planı hazırlığı içinde olduğu tespit edilen denizci teğmenlerin evlerinde yapılan aramada PKK ile bağlantılı oldukları ortaya çıkmıştı. Harp Okulu´nu henüz bitirmiş olan ve mesleklerinin daha en başında bulunan bu genç subayların Kuvvet Komutanları ile ne alıp veremediği olabilirdi? Bu gelişmeler bize TSK hiyerarşisinin en tepesinde bulunan Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının Ergenekon´un TSK içindeki uzantılarının üzerine gitmesi üzerine, Ergenekon´un bir misilleme hazırlığı içinde olunduğunu çok açık bir şekilde gösteriyor. Aslında bu gelişmeler yeni ve şaşılacak türden değil. Bu örgütün ´gerektiği takdirde´ Jandarma Genel Komutanı dahil nice üst düzey komutanı da ortadan kaldırmaktan çekinmediğini hatırlayalım.
Hükümetin demokrasi açılımı olarak adlandırdığı ve başlattığı Kürt açılımının, yalnızca hükümetin inisiyatifiyle başlatılmış olan bir hareket olmadığı ortada. İlk işaretlerini Cumhurbaşkanının verdiği, devletin bütün kurum ve kuruluşlarının onayı ile başlatılmış olan bu girişimin, MGK ve dolayısıyla TSK´nın da onayını aldığı biliniyor. Peki toplumun birçok farklı kesiminden destek aldığı görülen söz konusu girişime TSK gerçekte nasıl bakıyor? Zira TSK´nın konuya yaklaşımı bu açılımın başarıya ulaşabilmesi için büyük önem taşımakta. MGK´dan çıkan Kürt Açılımına destek kararı Genelkurmay Başkanı´nın da konuya sıcak baktığını gösteriyor. Peki tek başına Genelkurmay Başkanı´nın konuya sıcak bakması yeterli mi? İşte açılımın kaderini belirleyecek asıl mesele de tam bu noktada düğümleniyor. Zira, TSK´daki bazı komutanlar hakkında alınan duyumlar, Genelkurmay Başkanı´nın emri altındaki personelden bu konuda tam destek alamadığını gösterir mahiyette. Peki disiplinin en temel ve önemli kavramlardan biri olduğu TSK´da böyle bir şey mümkün mü? Bunun pek tabi mümkün olduğunu Üçüncü Ergenekon İddianamesinde gördük. Görevde bulunan Genelkurmay Başkanı´na rağmen yine görevde bulunan bazı general ve amirallerin hükümeti devirme planı yaptıkları artık herkes tarafından biliniyor. Peki fırsat bulsalardı bu planlarını hayata geçirecek olan kadro tam olarak deşifre edilebildi mi? Bu konu halen büyük bir soru işareti.
Kürt Açılımının önündeki en büyük engel hala Ergenekon ve onun PKK bağlantısı
Bu açıdan bakıldığında, gündemdeki Kürt Açılımının önündeki en büyük engelin, her ne kadar zayıflamış gibi görünse de Ergenekon, dahası Ergenekon´un PKK ile bağlantısı ve bu bağlantının TSK içindeki uzantıları olduğu rahatlıkla söylenebilir. Toplum içinde olduğu gibi TSK içinde de Kürt Sorunu´ndan beslenen, PKK´nın varlığından nemalanan ve PKK terörünün bitmesini istemeyen bir grup halen faaliyetlerini sürdürmekte. Türkiye´de ne zaman güneydoğu sorunu yönünde olumlu bazı adımların atılmasına karar verilse, bu yapının devreye girerek gelişmeleri sabote ettiğini hep birlikte görmedik mi? Baskına uğrayan karakollar ya da patlayan mayınlar yoluyla yıllardır şehit cenazesi acısını hep birlikte tekrar tekrar yaşamıyor muyuz? Ergenekon-PKK ilişkisi ve bunların TSK içindeki uzantılarının en somut bir örneğine halen hafızalarda canlılığını koruyan Şemdinli vakasında apaçık bir şekilde şahit olmadık mı?
Teğmenlerin PKK´yla ilişkisi tespit edilmişti
Bugüne kadar ortaya çıkan bazı bilgiler ve basına sızan haberler Kara ve Hava Kuvvetleri´nde görevli bazı askerlerin PKK ile ilişkisini gözler önüne sermişti. Geçtiğimiz günlerde Kuvvet Komutanları´na suikast planı hazırlığı içinde olduğu tespit edilen denizci teğmenlerin evlerinde yapılan aramada PKK ile bağlantılı oldukları ortaya çıkmıştı. Harp Okulu´nu henüz bitirmiş olan ve mesleklerinin daha en başında bulunan bu genç subayların Kuvvet Komutanları ile ne alıp veremediği olabilirdi? Bu gelişmeler bize TSK hiyerarşisinin en tepesinde bulunan Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarının Ergenekon´un TSK içindeki uzantılarının üzerine gitmesi üzerine, Ergenekon´un bir misilleme hazırlığı içinde olunduğunu çok açık bir şekilde gösteriyor. Aslında bu gelişmeler yeni ve şaşılacak türden değil. Bu örgütün ´gerektiği takdirde´ Jandarma Genel Komutanı dahil nice üst düzey komutanı da ortadan kaldırmaktan çekinmediğini hatırlayalım.
Teğmenlerin PKK ile ilişkisi nasıl sağlanıyor?
Peki TSK içinde yer alan Ergenekon uzantılarının PKK ile bağlantısını kim ve nasıl gerçekleştiriyor? Bunu anlamak için kuvvet komutanlarına suikast hazırlığı yapan teğmenlerin orduya nasıl ve kimler tarafından sokulduğunu da anlamak gerekiyor. Mekanizma şöyle işliyor. PKK örgütü içerisinde akrabaları da bulunan bazı denizci komutanlar; PKK terör örgütü mensubu ya da sempatizanı olan doğu ve güneydoğu kökenli öğrencilerin Deniz Lisesi ve Deniz Harp Okulu´na girmesine destek sağlamakta ve gelecek vaat eden bu tip öğrencilerin önlerinin açılması konusunda yoğun çalışmalarda bulunmaktadır. Askeri okullara giren bu öğrenciler daha sonra PKKlı kızlarla tanıştırılmakta ve okul hayatı boyunca kontrol altında tutulmaları sağlanmaktadır. Ergenekon ve PKK´nın Deniz Kuvvetlerindeki irtibatı bununla sınırlı kalmamakta, bazı üst rütbeli personel akrabaları aracılığıyla PKK ´ya dolayısıyla ergenekon´a istihbarat da sızdırmaktadır.
TSK bünyesindeki Ergenekon-PKK ilişkileri tam olarak deşifre edilmeden güneydoğu sorununun çözümü zor
PKK´yla bağlantılı üst düzey komutanlar, yine PKK ile bağlantılı yeni mezun teğmenlerin Kuvvet Komutanına suikast hazırlığı içinde olması ve daha ortaya çıkmamış benzeri birçok ilişki, Ergenekon - PKK bağlantısının ve bunların TSK içindeki uzantılarının halen mevcudiyetlerini, faaliyetlerini devam ettirdiklerini net bir şekilde ortaya koymaktadır. TSK bünyesindeki Ergenekon-PKK ilişkileri tam olarak deşifre edilmeden ve bu ilişkinin uzantıları TSK bünyesinden tam olarak arındırılmadan güneydoğu sorununun çözümü yolunda atılacak her adımın ve başlatılacak her girişimin başarısızlıkla sonuçlanacağı aşikardır. Sorunun çözümü için öncelikle PKK terör örgütünün sonunun getirilmesi gerektiğini iddia edenler, bundan daha önce örgütün TSK içindeki uzantılarının tasfiye edilmesi gerektiğini bilmelidirler. ( Levent Öztürk, oguzyurdu.com)
(16 Ekim 2009, 17:15)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Amirallere suikast planı ve tutuklanan teğmenler konulu manşetlerimiz
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz