FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin hazırlanan iddianame Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
19.05.2017 20:52 Kara Havacılık Komutanlığında meydana gelen eylemlere ilişkin 155 sanık hakkında hazırlanan iddianame Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
17 Mayıs'taki gelişmeye göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin hazırlanan iddianame Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Sincan Cezaevi Kampüsü içindeki salonda görülecek olan davaya 31 Temmuz'da başlanacak. Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Oğuz Dik'in yöneteceği davada 3'ü sivil olmak üzere 155 sanık bulunuyor.
Mahkeme, iddianamenin kabul kararının ardından duruşmaya hazırlık tutanağını tamamladı. Buna göre, yargılama 31 Temmuz 2017'de başlayacak ve hafta sonları dışında 25 Ağustos'a kadar her gün devam edecek.
Duruşmalar, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumlarındaki duruşma salonunda görülecek.
Mahkemeye gönderilen iddianamede, şüphelilerden 7'si hakkında sadece FETÖ üyeliğinden, 148'i hakkında ise 'terör örgütünü yönetmek', 'silahlı terör örgüte üye olmak', 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs', 'askeri komutanlıkların gaspı', 'nitelikli şekilde kasten öldürme', 'nitelikli şekilde kasten öldürmeye teşebbüs' ve 'nitelikli şekilde kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' suçlarından hapis cezası isteniyor.
Darbe faaliyetini yöneten asker şüpheliler Ünsal Coşkun, Mehmet Şahin, Özcan Karacan, Mustafa Durmuş, Halil Gül, Uğur Kapan hakkında 'silahlı terör örgütü yöneticisi olmak' suçundan da kamu davası açıldı.
Bu şüphelilerden sözde 'Yurtta Sulh Konseyi' üyesi oldukları öne sürülen Coşkun, Şahin, Karacan ve Gül hakkında başka bir dava daha bulunuyor.
İddianamede, darbe girişimi sırasında şehit olan 28 kişinin 30 yakını ile yaralanan 276 kişi, 'müşteki' olarak yer alıyor.
Hazırlıklar bir gün önce tamamlandı
İddianamede, Kara Havacılık Komutanlığında görev yapan FETÖ mensubu askerlerin, 16 Temmuz 2016 saat 03.00 sıralarında icraya konulmasını planladıkları darbe girişimine ilişkin tüm hazırlıkları, 15 Temmuz akşamı saat 18.00 itibarıyla tamamladıkları belirtiliyor.
İddianamede ayrıca, Kara Havacılık Komutanlığı'nda 15 Temmuz günü öğle saatlerinde askeri darbe kapsamında görevlendirilen subaylardan birinin, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığına gittiği ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın alınacağı bilgisini verdiği anlatılıyor.
Genelkurmay Başkanı'nı Kurtardığını Düşünmüş
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Kara Havacılık Komutanlığındaki olaylara ilişkin 155 şüpheli hakkında hazırladığı iddianamede ifadelerine yer verilen, darbeci askerler tarafından derdest edilen Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile diğer komutanları Akıncı Üssü'ne götüren helikopterin pilotlarından eski Yarbay Halil Gül, 'Genelkurmay Başkanı'nı bir şeylerden kurtardığımı zannediyordum.' diyerek kendini savundu, diğer pilot eski Yarbay Ümran Taş da helikoptere yolcu olarak bindiğini, nereye gittiklerini ve ne yaptıklarını sormadığını öne sürdü.
İddianamede, şüpheliler Gül ve Taş'ın, '13041' kuyruk numaralı Sikorsky S-70 tipi helikopterle Güvercinlik Meydanı'ndan kalkıp Genelkurmay Başkanlığına gittikleri, iki pilotun, rehin alınan müştekiler Hulusi Akar, Salih Zeki Çolak, Yaşar Güler, İhsan Uyar, Uğur Tarçın, Metin Gürak, Atilla Gökesaoğlu, Yunus Can, Ertuğrulgazi Özkürkçü, Göksel Sevindik ve Halil Göncü'yü 4 ayrı seferle Akıncı Hava Üssü'ne götürdükleri belirtildi.
İddianamede ifadesine yer verilen şüpheli Gül, suç tarihinde alayda helikopterlerin acil durumlarda kullanılması için oluşturulan acil durum bekleme ekibinde nöbetçi subay olarak görev yaptığını söyledi.
Kendisi dışında isimlerini hatırlayamadığı 2 teğmenin de aynı şekilde görevli olduklarını anlatan Gül, 'Saat 16.00'da nöbeti devraldım. Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak ve Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı İhsan Uyar, Kara Havacılık Komutanlığını denetlemeye geldiler. Onlar geldiği için ben de karargaha gittim. Onlar ayılmadan nöbet yerime geçtim.' diye konuştu.
Ardından Kara Havacılık Komutanlığı Kurmay Başkanı Mehmet Şahin'in kendisini arayarak helikopterlerin Akıncı Üssü'ne götürülmesini emrettiğini söyleyen Gül, şöyle devam etti:
'Helikoptere giderken Genelkurmay Başkanlığı Harekat Merkezinden soyadını hatırlayamadığım Albay Doğan, benim telefonumdan hemen Genelkurmay'a gelmemi, yaralılar olduğunu, Genelkurmay Başkanı'nı oradan çıkarmamız gerektiğini söyledi. Ben helikoptere geçtim. İsmini hatırlayamadığım bir yarbayı yanıma aldım. Helikopteri birlikte kullanarak Genelkurmay Başkanlığına gittik. Genelkurmay Başkanlığının içine helikopterle indim. O sırada jetler uçmaya başladı. Farklı bir durum olduğunu anladım. Kim olduğunu bilmediğim ancak rütbelerinden general olduğunu anladığım gözü kapatılmış vaziyette bir şahsı birileri helikoptere getirdi. Getirenlerin de kim olduklarını bilmiyorum ancak kıyafetlerinden Özel Kuvvetler Komutanlığından oldukları anlaşılıyordu.
Helikopterdeki şahıslar benden helikopteri Akıncı Üssü'ne götürmemi istediler. Ben de helikopterle şahısları Akıncı Üssü'ne götürdüm. Götürdüğüm kişinin kim olduğunu bilmiyorum ancak Genelkurmay Başkanı değildi. Şahsı Akıncı Üssü'ne götürdüm.'
'Zorla getirildiğini düşünmedim'
Bu sırada, 'Doğan' isimli albayın kendisini tekrar aradığını, Genelkurmay'a gelmesini istediğini belirten Gül, 'Genelkurmay'ın içine indim. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, yürüyerek, elleri ve gözleri açık, yanında birileri olduğu halde helikoptere geldi. Hulusi Akar'ın yanındaki şahıslara dikkat etmedim. Şahısların Genelkurmay Başkanı'na silah doğrulttuklarını görmedim. Genelkurmay Başkanı'nın eli, kolu bağlı değildi. Helikoptere Akar ve yanında 2-3 kişi daha bindi ancak yanındakilerin kim olduklarını ve rütbelerini bilmiyorum. Genelkurmay Başkanı'nı bir şeylerden kurtardığımı zannediyordum. Zorla getirildiğini hiç düşünmedim. Helikopter kalktıktan sonra telsiz frekansından 'Genelkurmay Başkanı'nı kurtardım.' diye anons geçtim.' ifadelerini kullandı.
Gül, daha sonra Kara Harp Okulundan silahlı 45 askeri Genelkurmay Başkanlığına getirdiğini, bu sırada helikopterinin isabet aldığını, bunun üzerine Güvercinlik'e indiğini söyledi.
Gül, şöyle devam etti:
'Gece bir helikopter geldi. Güvercinlik'ten ismini hatırlayamadığım askeri personel ile Akıncı Hava Üssü'ne gittim, orada bekledim. Durumun ne olduğunu oraya vardığımızda anlamıştım. Akıncı'da çok emir komuta varmış gibi görünmüyordu. Emir komutanın kimde olduğunu bilmiyorum. 16 Temmuz'da Orgeneral Akın Öztürk geldi. 'Ben Başbakan'la görüşeceğim, izinleri aldım, uçaklar bizi vurmayacak, beni helikopterle götürür müsün?' dedi. Bunun için bir helikopteri çalıştırdım. Helikopter arızalandı.
Bu sırada, Hava Kuvvetleri Komutanlığının bir uçağı ateş etti, helikopteri bıraktım. Bir saat sonra Akın Öztürk bana tekrar, 'Gerekli izinleri aldım, havalanmamız lazım.' dedi. Kendisini ikna edemedim. Helikopterle havalandık ancak havaalanının dışında Kobra'yla ateş edildi, vurulduk. Akın Öztürk yaralandı. Bunun üzerine iniş yaptık. Öztürk'ü ilk defa olay sırasında Akıncı Üssü'nde gördüm. Öztürk yaralanınca onu alıp götürdüler. Daha sonra teslim olduk.'
'Bütün gece birlikte uçtuğu personelin ismini hatırlamamasının olağan ve inandırıcı olmadığı.' belirtilen Gül'ün bu konuda sessiz kalmayı tercih ettiği bildirildi.
Gül, darbe girişiminden ne zaman haberdar olduğunun sorulması üzerine, 'Genelkurmay Başkanı'nı alırken ciddi anlamda şüphelenmiştim ancak Kara Harp Okulundan yaptığım 2 seferde bir darbe girişimi olduğunu anladım. Girişimi anladıktan sonra ikilemde kaldım. Darbe girişimi başarısız olsa yargılanacaktım. Darbe girişimine katılmayıp da girişim başarılı olsa yine yargılanacaktım. Böyle bir ikilem içinde faaliyetlerime devam etme kararı verdim yani olayı anladıktan sonra da kendi irademle bu girişimin içinde yer olmak zorunda kaldım.' beyanında bulundu.
'Meraktan geldim'
Diğer pilot eski Yarbay Ümran Taş ise 2016'nın Haziran ayına kadar Kara Havacılık Komutanlığı 1. Alay Kara Havacılık Alay Komutanlığı UH-1 Tabur Komutanı olarak görev yaptığını, buradan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Temin Merkezi Komutanlığına şube müdürü olarak yarbay rütbesiyle atandığını söyledi.
Taş, 15 Temmuz günü saat 16.00-17.00 sıralarında mesaiden çıktığını anlatarak, şunları dile getirdi:
'Aracımla Necatibey Caddesi'nden Sıhhiye Ordu Evi'nin otoparkına giriş yaparken plakasını hatırlamadığım bir araç gelip benim aracımın sol ön tarafına çarptı. Bununla ilgili tutanak düzenledik. Araba kaza yapınca kardeşim Ahmet Taş'ı oraya çağırdım. Ona aracı verdim. Ben de orduevine gitmekten vazgeçtim. Kaza yaptığımız şahsın bir tanıdığı beni plakasını hatırlamadığım aracıyla Kara Havacılık Komutanlığına bıraktı. Buraya gitmekteki amacım yeni gelen CH-47 helikopterleri görmekti. Bu helikopterleri çok merak ediyordum.
Evim Mamak tarafında olmasına rağmen ters istikamette bulunan Kara Havacılık Komutanlığına gelerek birliğe yeni gelen bu helikopterleri bir an önce görmek istememden kaynaklı.'
Kara Havacılık Komutanlığında kurs tabur komutanı olan Yasin Candemir'in yanına gittiğini belirten Taş, Kara Kuvvetleri Komutanı'nın birliği ziyaret ettiğini, bu nedenle helikopteri göremediğini söyledi.
'Helikoptere yolcu olarak bindim'
Birlikte bulunduğu sırada alarm verildiğini savunan Taş, şöyle devam etti:
'Kışlaya terörist saldırı olacağı söylenildi. Helikopterler çalışmaya başladı. Ben de oradaki Sikorsky helikopterlerden birisine yolcu olarak bindim. Helikopteri kimlerin kullandığını ve kuyruk numarasını hatırlamıyorum. Helikopterde teknisyen de vardı ancak tanımıyorum. Helikopteri kullanan iki pilot ve bir teknisyen vardı ancak ben bu şahısların isimlerini bilmiyorum, tanımıyorum. Ben helikopter içerisindeki kişilere nereye gittiğimizi sormadım, ne yaptığımızı da sormadım. Helikopter bir süre sonra bir yere iniş yaptı. Ben helikopterden indim, apronun yanında küçük bir bina vardı, oraya girdim. Orada başka pilotlar da vardı ancak hepsini tanımıyordum. Diğerlerini tanımıyorum. Sabaha kadar o alanda bekledim. Hiç kimse bana 'Burada ne geziyorsun?' diye sormadı. Bana herhangi bir emir, talimat veren de olmadı.'
Taş, 'Akıncı Üssü'nde bulunduğum gece boyunca herhangi bir eyleme karışmadım. Herhangi bir hava aracıyla uçmadım. Cep telefonum açıktı ancak gece boyunca kimseyle görüşmedim. Telefon konuşması yapmadım. Hava aydınlanmaya yakın Akıncı Üssü'nden Yasin Candemir ile tellerden atlayarak Akıncı'dan ayrıldık. Yakın bir yerleşim yerine giderken yolda jandarma gördük, onlara giderek teslim olduk.' şeklinde konuştu.
Kendilerinden Olmayan Askerleri Eve Göndermişler
Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi darbeci askerlerin, örgüt mensubu olmayan ve darbe faaliyetine katılmasını uygun görmedikleri bazı askerlere 15 Temmuz darbe girişiminden önce izin verip evlerine gönderdiği belirlendi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığında yaşananlara ilişkin iddianamede yer verilen tanık ifadeleri, örgütün kendilerinden olmayan bazı askerleri birliklerden nasıl uzak tutmaya çalıştığını ortaya koydu.
Buna göre, tanık sıfatıyla ifade veren askerlerden Astsubay Erhan Tarhan, darbe girişiminden bir gün önce darbecilerden alay komutan yardımcısı Kara Pilot Yarbay Halil Gül, Kara Pilot Yarbay Özcan Karacan ile Kara Pilot Binbaşı Sadullah Abra'nın kendisinden malzemelikleri açmasını istediğini ve kendisinin de emir üzerine 2 numaralı malzemeliği açtığını anlattı.
Gül, Karacan ve Abra'nın '16 Temmuz Cumartesi günü Kuvvet Kurmay Başkanı gelip birliğimizi gezecek, sabahtan sizi mesaiye çağırabiliriz, her yer açık ve tertipli olacak' dediklerini aktaran Tarhan, ayrıca bu kişilerin, 14 Temmuz günü öğlen saatlerinde Malatya ekibinin, hafta sonu atışı yapacağını belirterek, mühimmatların malzemelikte durmasını emrettiklerini söyledi.
Tabur Komutanı Karacan ve Binbaşı Abra'nın malzemeliğin anahtarını kendilerine bırakmasını istediklerini belirten Tarhan, komutanlarının daha sonra garnizon terk kağıdını imzaladıklarını ve 'öğleden sonra izinlisiniz, mesaiyi terk edebilirsiniz' diyerek kendisini gönderdiklerini anlattı.
İkmal astsubayı başçavuş Mustafa Sert de tanık sıfatıyla verdiği ifadede, Gül, Karacan ve Abra'nın darbe girişiminden bir gün önce Malatya'dan mühimmat geleceğini söyleyerek depoya bakmak istediklerini belirtti.
Depoya baktıkları sırada Halil Gül'ün 'Gelecek mühimmatları buraya koyarız' dediğini aktaran Sert, Tabur komutanı Karacan'ın 1-2 saate kadar mühimmatların geleceğini belirterek, depodan ayrılmalarını istediğini bildirdi.
Depodan ayrıldıktan sonra taburda beklemeye başladığını ifade eden Sert, Yarbay Özcan Karacan'ın daha sonra kendisini çağırdığını ve mühimmatların geldiğini söylediğini iletti.
Sert, Binbaşı Sadullah Abra'nın helikopterden 15 kutu, bin 500 adet top mermisi aldığını ve bunları depoya koyduklarını söyledi.
Mustafa Sert, darbe girişiminin yapıldığı 15 Temmuz günü saat 14.00'te Özcan Karacan'ın talimatıyla eve gönderildiğini kaydetti.
Darbeci Pilotların 'Zekai Aksakallı'yı Vurun' Talimatı Telsiz Konuşmalarında
Aksakallı'nın bulunduğu Kobra tipi araç hedef gösterilerek, 'Konya yolundan Özel Kuvvetlere doğru bir kobra aracı gidiyor, vurulsun' diye talimat verildiği kayıtlara yansıdı
ANKARA - FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında darbeci helikopter pilotlarının Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı'nın aracının vurulması emrinin ses kayıtları ortaya çıktı. Aksakallı'nın bulunduğu Kobra tipi araç hedef gösterilerek, 'Konya yolundan Özel Kuvvetlere doğru bir kobra aracı gidiyor, vurulsun' diye talimat verildiği kayıtlara yansıdı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin hazırlanan iddianame tamamlanarak Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi. Şüphelilerden eski Astsubay Ömer Faruk Albunar'ın iddianamede yer alan ifadelerinden, darbecilerin Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı'nın aracını vurmaya çalıştıkları ortaya çıktı. Albunar, haber merkezine vermesi gereken mesajı şüphelilerden eski Yarbay Mehmet Şahin'in odasına götürmesinin istenilmesi üzerine, Şahin'in odasına gittiğini anlattı. Odada şüphelilerden Yarbay Özcan Karacan'ın da olduğunu kaydeden Albunar, Şahin'in sürekli olarak telefonla konuştuğunu, Karacan'ın ise pencere önünde elindeki telsizle bir şeyler konuştuğunu belirtti.
Mehmet Şahin'in telefonu kapatmasının ardından heyecanlı bir şekilde 'Özcan, Aksakallı kaçıyormuş, Konya yolunda kobra aracıyla ilerliyormuş. Onu vurun' diye söylediğini aktaran Albunar, 'Özcan Karacan da elindeki telsizle pilotlara 'Aksakallı Konya yoluna doğru ilerliyormuş, onu vurun' şeklinde talimat verdi' ifadesini kullandı.
İŞTE POLİS ARAÇLARINI VURUN DİYEN O İHANET DOLU KONUŞMALAR (Dinlemek için tıklayın)
Darbeci Özcan Karacan'ın pilotlara talimatı ses kayıtlarına yansıdı
Albunar'ın ifadelerinde geçen konuşmalar, darbecilerin telsiz konuşmalarına yansıdı. 15 Temmuz 2016'da saat 23.19'da başlayan telsiz konuşmaları şu şekilde:
'15.07.2016 tarih saat 23: 19'deki telsiz konuşmasına ilişkin olduğu anlaşılan, ses dosyası içerisindeki kayıt:
1. Ses--- İlkay
2. Ses--- efendim komutanım
1. Ses--- () yolunda nerden
2. Ses--- Devam ediyoruz şu an () üstündeyim
1. Ses--- bi tane kobra aracı var. Onu sen vurabiliyorsan vur, vuramıyorsan birini yada şeyi çağır () birini çağır
2. Ses--- silahlar çalışmıyor nerde kobra var
1. Ses--- MTİ'in üstünde var onu çağır
2. Ses--- Nerde araç nerde,onu nereden bulacağız
3. Ses--- Kalaycı mitin üzerindeyim
4. Ses--- Konya yolu, Konya yolundan Özel Kuvvetlere doğru bir polis aracı gidiyor. Kobra kobra aracı gidiyor, durdurulsun, durdurulsun
Ortam sesi--- vurulsun
4. ses--- Vurulsun, vurulsun
3. Ses--- Bu çağrı hangi kobraya, hangi kobraya
1. Ses--- () yapıyorum neron sana, eğer sende yeterli 3. Ses--- Bu çağrı hangi helikoptere, hangi kobraya
2. Ses--- Ali Nero, Dostum Konya yolu üzerinde Özel Kuvvetlere doğru devam eden bir tane kobra aracı varmış onu vuracağız. Tamam dostum devam et
3. Ses--- Nero 2. Ses--- Sen MİT'te devam et
3. Ses--- MİT'te devam ediyoruz.
2. Ses--- Ali sen Konya yoluna gel
15.07.2016 tarih saat 23: 20'deki telsiz konuşmasına ilişkin olduğu anlaşılan, ses dosyası içerisindeki kayıt:
1. ses--- Mutabık, şu an Genelkurmayın içindeyim. Genelkurmayın içine benim dışımda kimsenin inmesine müsaade etmeyin
2. ses--- Ali nero
2. Ses--- dostum sen Konya yolunda devam et, biz Genelkurmay'a devam ediyoruz tamam. Okey Konya yolunda Özel Kuvvetlere doğru devam eden bir tane kobra aracı varmış, polisin onu vuracaksın
2. ses--- Mutabık
3. ses--- Özel kuvvetlerden çıkıp Konya yolunda mı ilerliyor. Özel kuvvetlere doğru değil, Özel Kuvvetlerden Konya yolu istikametinde ilerliyor.
15.07.2016 tarih saat 23: 25'deki telsiz konuşmasına ilişkin olduğu anlaşılan, ses dosyası içerisindeki kayıt:
1. Ses--- Rafet, Nero, geliyor mu sesim?
2. Ses--- Nero dinliyorum devam
1. Ses--- İçerde bizim bir tane S70 var, birde yukarıda sen olacaksın başka trafiği Genelkurmay'a yaklaştırmayacaksın
2. Ses--- Bir S70 ile biz varız tamam anladım.
1. Ses--- S 70 yerde yerde
2. Ses--- Yerde anlaşıldı
3. Ses--- Neron Sado
1. ses--- Sado devam
3. Ses--- Spor okuluna doğru devam ediyoruz biz
1. Ses--- Anlaşıldı abi, bizde şeye devam ediyoruz şu anda Cumhurbaşkanlığının üzerindeyiz, Güvercinliğe devam ediyoruz.
1. Ses--- Rafetle görüş Mitle şeyi koordine et abi, Mitle Genelkurmayı kontrol et Mite ()
4. ses --- spor okuluna yaklaşan.,
3. Ses--- Spor okuluna devam ediyorum. Üzerinde mavi lamba olan ne varsa vuracağız.
2. Ses--- Anlaşılmadı
4. Ses--- Dostum Sado çabuk ol spor okulundaki ee ()
2. Ses--- Hoca aşağıda bir sürü araç var, aşağıda bir sürü araç var. Aşağıda bir sürü mavi lambalı araç var hocam
4. Ses--- Vurun onları o zaman ee şeyse vurun, dostum vurun polis aracıysa vurun
3. Ses--- Gost gost o mavi araçları vurun diyo neron
2. Ses--- ya burada hepsi mavi araç bunların hepsi mavi araç, ambulanslar falan var. Hepsi mavi araç, ambulanslar var burada
4. Ses--- ateş edin
2. Ses--- Hepsi ambulans, hepsi ambulans
3. Ses--- Neron, sado hepsi ambulansmış
4. Ses--- Atış yapın bi tane
2. Ses--- Polis arabalarını vuruyorum doğru mu?
3. ses--- Polisleri vur polisleri evet.
15.07.2016 tarih saat 23: 26'deki telsiz konuşmasına ilişkin olduğu anlaşılan, ses dosyası içerisindeki kayıt: (Not: Yaklaşık 4-5 kişinin konuşmasını kapsayan kayıtlarda bazı sesler tam olarak ayırt edilemediği için, seslere verilen farklı numaralar aynı kişilere ait olabilir)
1. Ses--- Dinliyorum, dinliyorum. Spor okuluna yaklaşan kobra aracı doğru mu?
2. Ses--- Doğru doğru vur onu
3. ses--- ()ben geliyorum, ben geliyorum abi, ben geliyorum şu anda.
1. ses--- spor okuluna devam ediyorum.
3. ses--- spor okuluna devam
15.07.2016 tarih saat 23: 27'deki telsiz konuşmasına ilişkin olduğu anlaşılan, ses dosyası içerisindeki kayıt:
1. Ses---Spor okuluna giren kobra aracı geri dönüyor doğru mu? kobra araç geri döndü göbekte
2. Ses---Ne kadar kobra araç varsa vurun.
İŞTE POLİS ARAÇLARINI VURUN DİYEN O İHANET DOLU KONUŞMALAR (Dinlemek için tıklayın)
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-12 Mayıs (2017) 'Ankara Kara Hava Komutanlığ Darbe Yap. 155 sanık' davası
(19 Mayıs 2017, 20:52)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: