Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, 'terör örgütüne üye olma' suçlamasıyla haklarında dava açılan tutuklu 5 eski askerin yargılanmasına başlandı.
03.06.2017 15:06 Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında, 'terör örgütüne üye olma' suçlamasıyla haklarında dava açılan tutuklu 5 eski askerin yargılanmasına başlandı.
1 Haziran'da Bolu Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, meslekten ihraç edilen ve 'terör örgütüne üye olmak' suçlamasıyla 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istenen eski İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Yarbay Ergin Karaca, komutanlıktan görev yapmış eski astsubaylar Adem Kurt, Ahmet Karaarslan ve Serdar Uykun ile Bolu 2. Komando Tugay Komutanlığından eski astsubay Eray Bektaş katıldı.
Örgütün haberleşme programı olan bylock kullandıkları iddia edilen ve çıkarılan KHK ile mesleklerinden ihraç olan şahıslardan Serdar Uykun dışındaki sanıklar, bylock kullanmadıklarını ve isimlerinin bir yanlışlık sonucu bylock kullanıcı olarak geçtiğini düşündüklerini söylediler.
Tutuklu sanık Ergin Karaca, örgütün gizli haberleşme uygulaması 'ByLock' kullandığı iddiasını reddederek, 'Ben istihbarat şube müdürüyüm. Görevim gereği yasa dışı örgütlerin kullandığı tüm haberleşme programlarını kullanıyoruz. Şu ana kadar, sizin adını bile duymadığınız onlarca haberleşme uygulamasını kullanmışımdır. Ayrıca görevimiz gereği yine yasa dışı örgütlerin dergi ve gazetelerine de üye oluruz. Ama bunları kendi adreslerimize değil farklı adreslere yönlendiririz. Bu bizim işimiz.' şeklinde konuştu.
Karaca, yasa dışı örgütlere ait birbirinden farklı uygulamaları kullanmasına rağmen ByLock isimli uygulamayı hiç yüklemediğini ve kullanmadığını da öne sürerek, hakkındaki diğer iddiaları da kabul etmedi.
Karaca, FETÖ gibi terör gruplarını takip etmek için onların kullandıkları programları yüklediklerini fakat bylock yüklemediğini belirterek, 'Ben telefonuma onlarca program yükledim. Bunu da görevim gereği yaptım ama FETÖ'nün haberleşme programı olan bylock'u kesinlikle yüklemedim. Yüklemiş olsaydı da bu görevim dahilinde olan bir şey olurdu. Hakkımda bylock tespiti yapılan telefon hattımı 15 Temmuz'dan 4 ay önce kapatmıştım' dedi.
Mahkeme başkanının, Işık Yayınları'nın gönderdiği kargo kaydına ilişkin sorusuna Karaca, 'Zaman zaman bunun gibi farklı yerlerden benim adıma değil ama komutanlığa kargolar gelirdi. Kargo şirketini arayıp kargonun bize ait olmadığını söylediğimizde, yanlış adrese gönderilmiş olabilir şeklinde cevap alıyorduk. İddianamede geçen kargoyu da ben teslim almadım' şeklinde cevap verdi.
Savcılıkta verdiği ifadeyi reddetti
Tutuklu sanıklardan Adem Kurt ise hakkındaki iddiaları kabul etmeyerek, suçsuz olduğunu savundu.
Kurt, kapalı ortam fobisi olduğunu söyleyerek, 'Kapalı ortamlarda duramıyorum. Beni ilk gözaltına alıp nezarethaneye koyduklarında çok kötü oldum. Ben bu fobim nedeniyle yanında çakı ve neşter taşıyan biriyim. Böyle bir yerde kaldığımda intihar etmek için bunları taşıyorum. Beni çıkarmaları için yalvardım. Nezarethaneden kurtulmak için önceden okuduğum bir astsubayın ifadesini kendime uyarladım. Söylediklerimin hepsi uydurma ifadeler. Tarsus'ta örgütle irtibatlı olduğum kişiler, Ankara'da görüştüğümü söylediğim ve saydığım isimlerin hepsi uydurma. Hakkımdaki iddiaları kabul etmiyorum. Verdiğim ifadeyi de hiç bir şekilde kabul etmiyorum. Telefonumda olduğu iddia edilen 'ByLock' programını da hiç kullanmadım. Böyle bir programı indirmedim, yüklemedim ve kullanmadım' dedi.
Mahkeme heyeti Kurt'a, savcılık sorgusundaki ifadesinden 'Telefonda 'ByLock' kullandım. Örgütle bu uygulama ile iletişim kuruyordum. Memleketim olan Tarsus'ta örgütün kurumlarından Işık Dershanesine gittim. Daha sonra onlarla irtibatım olmadı. Daha sonra görev yaptığım Bingöl ve Elazığ'da birisi benimle irtibata geçti. Ondan sonra görev yaptığım birkaç ilde daha benimle irtibata geçtiler ve onlarla görüştüm.' bölümünü okuyarak, neden şimdi bunları söylemediğini sordu.
Kurt ise kapalı mekan fobisi olduğunu ileri sürerek, 'Emniyette 4 gün gözaltında kaldım. Daha sonra savcılığa gittim. Savcının yanından çabucak çıkmak için daha önce internette okuduğum bir ifadeyi kendi yaşamıma uyarladım. O nedenle bunları söyledim.' diye konuştu.
Sağlıklı iletişim için ByLock
Tutuklu sanık Serdar Uykun ise örgütle ilk görev yeri Bayburt'ta tanıştığını belirterek, 'Bayburt'a gittiğimde kalacak yer aradım. Bekar olduğum için eşyalı bir ev tutmak istedim. Arayışım sürerken isminin Ahmet olduğunu bildiğim birisi benimle irtibata geçti. Bana bir ev gösterdi. Kira fiyatı yüksek olduğu için evi tutmadım. Ama benimle ilgilenmeye devam etti. Bu sayede aramızda arkadaşlık oldu.' diye konuştu.
Uykun, Bayburt'tan sonra görev yaptığı İmralı Adası'nda kendisi ile kimsenin irtibata geçmediğini ifade ederek, bir sonraki görev yeri olan Afyon'da ismini Nail olarak bildiği kişinin kendisini bulduğunu anlattı.
Nail isimli şahıs ile belirli aralıklarla görüştüğünü söyleyen Uykun, şunları kaydetti:
'Ben ilçede görev yapıyordum. Hafta sonları ya da ayda bir defa il merkezine gidiyordum. O dönemlerde Nail ile görüştüm. Nail, daha sağlıklı iletişim kurmamız için bir uygulama olduğunu söyleyerek, telefonuma yükledi. Ben de bir süre bununla Nail ile görüştüm. İlerleyen bir dönemde artık uygulamanın güvenlik sorunlarının ortaya çıktığını ve verimli çalışmadığını söyleyerek, telefonumdan sildirdi.'
Bylock kullanıcısı olduğunu kabul eden Astsubay Üstçavuş Serdar Uykun savunmasında, 'Örgütle Bayburt'ta görev yaptığım süre içinde tanıştım. Yeni görev yerim olduğu ve kimseyi tanımadığım için ismini Ahmet olarak bildiğim bir şahısla dostluk kurdum. Beni haftasonları evine davet ediyordu. Birlikte geçirdiğimiz süre zarfında dini sohbetler yapıyorduk. Bayburt'tan ayrıldıktan 2 sene sonra yeni görev yerim Afyonkarahisar'a gittim. Bu süre zarfında örgütle alakalı kimseyle ilişkim olmamıştı ama Afyonkarahisar'a gittiğimde bir telefon geldi. Numaramı Bayburt'ta tanıştığım Ahmet'ten aldığını ve Nail isimli birisiyle tanışmamı istediğini söyledi. Kabul ettim ve isminin daha sonra Nail olmadığını öğrendiğim şahısla arkadaş oldum. Görüşmelerimizin birinde, 'Daha rahat konuşmak için telefonuna bylock adında bir program yükleyelim' dedi. Ben de kabul ettim ve bylock üzerinden haberleşmeye devam ettik. Konuşmalarımızın içeriğinde kesinlikle örgütsel bir diyalog geçmedi' şeklinde konuştu.
İfadelerin ardından mütalaasını veren cumhuriyet savcısı, sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etti.
Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, duruşmayı 14 Eylül 2017'ye erteledi.
(03 Haziran 2017, 15:06)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: