İzmir'deki 'Askeri casusluk soruşturması'nda, FETÖ/PDY üyelerinin sahte delil ürettiği iddialarına ilişkin 10'u tutuklu 68 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
24.06.2017 15:41 İzmir'deki 'Askeri casusluk soruşturması'nda, FETÖ/PDY üyelerinin sahte delil ürettiği iddialarına ilişkin 10'u tutuklu 68 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
19.06.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İzmir'deki 'Askeri casusluk soruşturması'nda, FETÖ/PDY üyelerinin sahte delil ürettiği iddialarına ilişkin 10'u tutuklu 68 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Dosyaların birleştirilmesi nedeniyle sanıklar ek savunma yaparken, şikayetçilerin dinlenmeye başladığı davanın duruşması 5 gün sürecek.
İzmir 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bugünkü duruşmasına, tutuklu ve tutuksuz yargılanan bazı sanıklar, şikayetçiler, tarafların avukatları katıldı. Duruşmaya tutuksuz yargılanan İzmir eski İl Emniyet Müdürü Ali Bilkay da geldi. Ali Bilkay duruşma salonuna geldiğinde, jandarmalar arasında bulunan bazı tutuklu sanıklarla selamlaştığı görüldü. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayıt alınan duruşma, başka suçlamalarla ilgili dava dosyalarının bu davada birleştirilmesi nedeniyle sanıkların ek savunma yapmasıyla başladı.
Telefon hattında FETÖ/PDY'nin gizli haberleşme programı 'ByLock' çıktığı iddiasıyla hakkında açılan kamu davası, görülmekte olan bu dosya ile birleşen eski emniyet müdürü tutuklu sanık Memduh Tosun, 'Ben kesinlikle herhangi bir terör örgütü üyesi olmadım. 21 yıllık polislik hayatımın 18 yılı terörle mücadele ile geçti, suçlamaları kabul etmiyorum. 'ByLock' programı yüklediğim ve kullandığım söyleniyor. Ben böyle bir programı ne telefonuma yükledim ne de kullandım. Bu program telefonumda çıktıysa, paylaşılan internetten kaynaklandığını düşünüyorum. Iş yerinde telefonumun internetini açar arkadaşlarla paylaşırdım' dedi.
Çanakkale'de tutuklu olan ve SEGBİS ile ifade veren sanıklardan eski vali yardımcısı İlhan Uran ise, 'ByLock programını indirmedim ve kullanmadım. Suçlamaları kabul etmiyorum, tahliyemi istiyorum' dedi.
İzmir dışında başka cezaevinde tutuklu bulunan eski mülkiye başmüfettişi sanık Ferda İleri de, FETÖ ile bağlantısının olmadığını, ByLock programını kullanmadığını, hakkındaki suçlamaları reddettiğini söyledi.
ŞİKAYETÇİ OLDULAR
Dosyaları birleştirilen sanıkların ek ifadelerinin ardından şikayetçiler dinlenmeye başlandı. 2012 yılında 'askeri casusluk' davasında gözaltına alınan ve tutuksuz yargılanan Genelkurmay Dış İlişkiler Daire Başkanı Tümgeneral Atilla Öztürk, 'Ben ve arkadaşlarım görevlerimizden uzaklaştırıldık. Bizlerin yerlerine yerleştirilenler de 15 Temmuz darbe kalkışmasını gerçekleştirdiler. Bu dava nedeni ile hava kuvvetlerinde kızağa çekildim. O dönem Hava Kuvvetleri Komutanı olan ve 15 Temmuz darbe girişimini yöneten Akın Öztürk tarafından emekliye sevk edildim. Sahte iddianameyi hazırlayan savcı ve polis, bizim verdiğimiz bilgileri kayda almayan mahkeme heyeti hakkında şikayetçiyim' dedi.
O dönem yarbay olan ve şimdi Ege Ordusu Komutanlığı'nda Denetleme ve Değerlendirme Başkanlığı'nda albay rütbesinde bulunan şikayetçi Ümit Topaloğlu ise, '2 Temmuz 2012'de gözaltına alındım. 2 gün sonra tutuklandım. 22 ay tutuklu yargılandım. O dönem yargılanırken, benim sızdırdığım iddia edilen belgilerin bulunduğu iddianame, savunma yapmak için bana verilmedi, diğer arkadaşlarıma da verilmedi. Bizler varsayım üzerine savunmamızı yaptık. Bize verilmeyen iddianame gazetecilere verilmiş ve gazetelerden okuyup hakkımızdaki suçlamaları öğrenmiştik ve savunmamızı daha sonra gazeteden öğrendiklerimizle yapmıştık. O dönem bize yapılanlar hukuk dışıydı. Bize bunu yapanlardan şikayetçiyim' dedi.
Mahkeme başkanının 'Maddi ve manevi tazminat olarak kaybınız nedir? Maddi kaybınızı istiyor musunuz' sorusuna Albay Topaloğlu, 'Biz askeriz, para için bu mesleği yapmıyoruz. 7.5 yıl yarbay rütbesi ile görev yaptım. Türkiye'de en çok yarbay rütbesi ile kalan benim. Benim terfilerimi engellediler bu davayla. Benim maddi kaybım 80-90 bin lira civarında var. Orta halli bir insan olarak bu para çok para, ancak dediğim gibi biz askeriz, maddi bir talebim yoktur' dedi.
Mahkeme başkanı daha sonra duruşmaya ara verdi. Duruşma şikayetçilerin dinlenmesiyle devam edecek. Duruşma cuma gününe kadar sürecek.
Müşteki E.E, halen TSK'da subay olarak görev yaptığını, 2011'de Ankara'da yasa dışı yollarla telefonunun dinlenildiğini, maddi ve manevi kayıp yaşadığını, görevden uzaklaştırılmadığını ancak mesleki kariyerinin zedelendiğini savunarak davaya katılma talebi olduğunu dile getirdi.
Müşteki emekli Albay Erhan Murat Akdeniz, haksız yere 19 ay 20 gün cezaevinde kaldığını, işlemediği bir suç nedeniyle ağır bir bedel ödediğini savunarak kendisine kumpas kuranlardan şikayetçi olduğunu beyan etti.
Kendisi gibi örgüte karşı dik duran ve vatan sevdalısı emniyet müdürlerine FETÖ'nün kumpas kurduğunu iddia eden emekli emniyet müdürü Ö.A, başta örgüt elebaşı Fetullah Gülen olmak üzere bu davada yargılanan bazı sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi.
Tanık ifadeleri
Tanık olarak ifadesine başvurulan emekli Albay İ.H.O, kamuoyunda 'İzmir Askeri Casusluk Davası' olarak bilinen davada yargılanmasının ardından beraat eden Üsteğmen Sunay Akkaya'nın evindeki aramaya Merkez Komutanlığı adına katıldığını, Akkaya'nın şehir dışında olduğunu bildiğinden özellikle ev arkadaşının aramada yer almasını istediğini anlattı.
Eve girer girmez, kimsenin içeriye dağılmamasını ve odalara bireysel olarak girilmemesi yönündeki talimatına emekli mensupların ilk başta itiraz ettiğini iddia eden İ.H.O, elinde eldiven olmadan arama yapan polislerin dijital materyallerden imaj almadan tutanak tuttuğunu ileri sürdü.
İzmir Askeri Casusluk Davası'nda yargılandıktan sonra beraat eden Narin Korkmaz'ın görme engelli babası Atilla Korkmaz, tanık olarak verdiği ifadesinde, iki katlı olan evlerinin alt katında polisin yaptığı aramalarda herhangi bir şeyin bulunmadığını, üst katta oturan kızı Sümeyra ve damadının aşağı kata gelmesinin ardından bu kata çıkmalarına müsade edilmediğini anlattı.
Polislerin kimsenin olmadığı üst katta kızı Narin Korkmaz'a ait siyah bir poşeti bulduğunu dile getiren Korkmaz, 'Poşette bazı materyaller vardı. Elimle dokunduğumda materyallerin tozlu olmadığını, temiz olduğunu hissettim. Bu materyallerin çok önceden beri saklanmadığı belliydi. Üstelik 10 gün önce hamile olan büyük kızım Sümeyra, üst katta temizlik yapmış, bu siyah poşete rastlamamıştı.' ifadelerini kullandı.
Öğle arasından sonra duruşma, müşteki ve tanıkların dinlenmesi ile devam etti. Muvazzaf subay olan müşteki E.E., '2011'de Ankara'da yasa dışı yollarla telefonum dinlendi. Maddi ve manevi kayıp yaşadım. Görevden uzaklaştırılmadım ancak mesleki kariyerim zedelendi. Sanıklardan şikayetçiyim' dedi.
Haksız yere 19 ay 20 gün cezaevinde yattığını dile getiren müşteki emekli Albay Erhan Murat Akdeniz ise, 'İşlemediğim bir suç nedeniyle ağır bir bedel ödedim. Bana iftira atarak kumpas kuranlardan şikayetçiyim' diye konuştu.
Emekli Emniyet Müdürü Ömer Aydın da, 'Benim gibi örgüte karşı dik duran ve vatan sevdalısı emniyet müdürlerine FETÖ kumpas kurdu. Başta örgüt elebaşı Fetullah Gülen olmak üzere bu davada yargılanan bazı sanıklardan şikayetçiyim' dedi.
Müştekilerin ardından tanıklar dinlenildi. Tanık emekli Albay İ.H.O., 'Kamuoyunda İzmir askeri casusluk davası olarak bilinen davada yargılamanın ardından beraat eden Üsteğmen Sunay Akkaya'nın evindeki aramaya Merkez Komutanlığı adına katıldım. Akkaya'nın şehir dışında olduğunu bildiğimden özellikle ev arkadaşının aramada yer almasını istedim. Eve girer girmez kimsenin içeriye dağılmamasını ve odalara bireysel olarak girilmemesi yönünde talimat verdim. Ancak emniyet mensupları ilk başta itiraz etti. Elinde eldiven olmadan arama yapan polisler, dijital materyallerden imaj almadan tutanak tuttu. Üsteğmen Sunay Akkaya'nın yatak odasının lambası patlak olduğundan arama odaya çekilen seyyar lamba aracılığıyla gerçekleştirildi. Odadaki dolabın arkasında harici hard diski bulunduğu pozisyon gereği ilk ben gördüm. Ancak polisler de rahat bir şekilde bunu görebilecek yerdeydi' ifadelerini kullandı.
İzmir askeri casusluk davasında bir numaralı sanık olarak yargılandıktan sonra beraat eden Narin Korkmaz'ın görme engelli babası Atilla Korkmaz da tanık olarak dinlendi. Atilla Kokmaz, 'İki katlı olan evimizin alt katında polisin yaptığı aramalarda herhangi bir şey bulunmadı. Üst katta oturan kızım Sümeyra ve damadımın aşağı kata gelmesinin ardından üst katın kapısının açık olduğunu belirtip, 'Kapımız açık kaldı, kapatalım' demesine rağmen polis yukarı çıkmasına izin vermedi. Daha sonra polisler kimsenin olmadığı üst kata çıktı. Kısa süre sonra polisler aşağıya kızım Narin Korkmaz'a ait olduğunu iddia ettikleri siyah bir poşet getirdiler. Poşette bazı materyaller vardı. Elimle dokunduğumda materyallerin tozlu olmadığını, temiz olduğunu hissettim. Temiz olan bu materyallerin çok önceden beri saklanmadığı belliydi. Ayrıca 10 gün önce hamile olan büyük kızım Sümeyra üst katta temizlik yapmış, polisin bulduğu siyah poşete rastlamamıştı' dedi.
Mahkeme heyeti bugünlük duruşmaya son verirken, duruşma yarın sabah devam edecek.
DAVA
İzmir Emniyet Müdürlüğü'ne 10 Ağustos 2010'da gönderilen e-posta üzerine, 'Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma' iddialarına ilişkin başlatılan operasyonla aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanık ve üst düzey askeri yetkili, devletin gizli bilgi ve belgelerini yabancı istihbarat servislerine vermekle suçlandı. Yargılamanın sonunda, İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi, tüm sanıkların beraatine karar verdi. Beraatle sonuçlanan 'Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma' davasında sahte deliller üretilerek kumpas kurulduğu yolundaki bilgi ve iddialar üzerine başlatılan soruşturmada 25 kişi tutuklandı. Soruşturmaya ilişkin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olarak yer aldığı 68 sanıklı iddianamede, sanıklar hakkında, 'Silahlı terör örgütü kuruculuğu, yöneticiliği, üyeliği, örgüt faaliyetleri kapsamında devlet ve ülkenin bütünlüğünü bozmak, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetmek, iftira, kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciliği, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek ve yaymak, özel hayatın gizliliğini ihlal, suç delillerini yok etmek, gizlemek, değiştirmek ve suç uydurmak' gibi suçlamalar yer aldı. Yargılama sırasında tahliyeler ve tutuklamalar olurken, 68 sanıktan 10'u hala tutuklu yargılanıyor. Davanın bir numaralı sanığı Fetullah Gülen hakkında da tutuklama kararı bulunuyor.
Paralel yapı-03 Kasım (2015) 'İzmir Askeri Casusluk Kumpası 68 sanık' davası
(24 Haziran 2017, 15:41)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: