Ankara'da, 23 eski polis memurunun Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) üye olmak suçundan 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davaya başlandı.
16.09.2017 14:54 Ankara'da, 23 eski polis memurunun Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) üye olmak suçundan 15'er yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davaya başlandı.
13.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmaya, tutuklu sanıklar ile avukatları katıldı. Bazı sanıklarla da tutuklu bulundukları cezaevlerinden telekonferans sistemiyle bağlantı kuruldu.
Sanıklardan Haşim Tuğ, polisliğe girişinde örgütün etkili olmadığını savundu.
İstihbarat polisi olarak 16 yıl görev yaptığını belirten Tuğ, kamudaki FETÖ/PDY mensuplarınca düzenlenen operasyonların hiçbirinde yer almadığını, bunların özel seçilmiş dar yapılarca icra edildiğini anlattı.
Tuğ, geçmişte FETÖ/PDY'yi, birçok kişi gibi 'cemaat' olarak gördüğünü ifade ederek, '2011'de çocuğumu bu yapının okullarına göndermem, bu nedenledir. 2013'te de başka çocuğumu da farklı bir cemaatin okuluna göndermişimdir.' dedi.
Örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullandığını kabul eden Tuğ, şöyle konuştu:
'Programı telefonuma, Bahattin isimli kişi Haziran 2014'te indirdi. 2013 sonunda çocuğumu okulun deneme sınavına götürdüm. Bahattin adlı kişi bilgisayar mühendisi olduğunu söyleyince görüşmelerimiz oldu. Bana, 'Telefon numarasına ihtiyaç olmadan konuşabiliriz.' dedi. Program üzerinden özlü sözler, şiirler gönderdiğini hatırlıyorum. Telefonum 2015'te bozulunca da fabrika ayarlarına döndü. Örgüt programı olduğunu bilsem kullanmazdım.'
'Pişman' olduğunu dile getiren Tuğ, FETÖ/PDY üyeliği suçlamasını kabul etmedi.
Sanık Hüseyin Kurt da meslek hayatı boyunca FETÖ ve benzeri örgütlerle mücadele ettiğini ileri sürdü.
Darbe girişimi gecesi amirlerinin emirleri doğrultusunda sabaha kadar mücadele ettiğini, birkaç ay sonra açığa alındığını duyunca şok yaşadığını ifade eden Kurt, 'KHK ile ihraç olduğum için hiçbir yerde iş başı yapamadım, bir tanıdığımın inşaatında çalışmaya başladım. Daha sonra gözaltına alınmam sırasında evimde yapılan aramalarda ne bu cemaate ait bir materyal ne de herhangi yasa dışı bir belge bulunmamıştır.' diye konuştu.
Kurt, Bank Asyada kayıtlı hesabına ilişkin de 2010'da evlendiklerinde düğün takılarını eşinin isteği doğrultusunda buraya yatırdıklarını savundu.
ByLock kullanıcısı olmadığını iddia eden Kurt, tahliyesini istedi.
Tutuklu sanıklardan İlyas Tiryaki de 19 yıllık polis memuru olduğunu bildirdi.
ByLock kullanıcısı olmasının mümkün olmadığını ifade eden Tiryaki, 2013'e kadar akıllı telefon kullanmadığı ve mesajlaştığı ileri sürülen kişileri tanımadığını savundu.
Bank Asyada hesabının bulunmasının sebebinin ev almak için çektiği kredi olduğunu iddiasını dile getiren Tiryaki, 'Kimsenin talimatıyla ne altın ne de para yatırdım sadece aylık kredi borcu ödemesi yaptım.' ifadesini kullandı.
Diğer sanıkların savunmaları
Mahkeme heyeti tarafından ByLock yazışmaları ve telefonundaki kayıtlı mesaj gruplarındaki konuşmaları okunan Kurt, ismi geçen kişileri tanımadığını ve böyle bir programı kullanmadığını öne sürdü.
Sanık İsa Bekeç ise örgüt üyeliği suçlamasını kabul etmedi. İhraç edilmeden önce Elmadağ İlçe Emniyet Amirliğinde çalıştığını belirten Bekeç, darbe girişimi gecesi Ankara Emniyet Müdürünün talimatı üzerine darbecilere karşı mücadele verdiğini savundu.
Berkeç, o dönem ByLock'un herkese açık bir program olduğunu medyadan öğrendiğini ifade ederek, uygulama üzerinden iletişime geçtiği öne sürülen kişileri tanımadığı iddiasını paylaştı.
Sanık Kadir Tomruk da darbe girişimi gecesi Ankara Emniyet Müdürlüğünde görev yaptığını, bombardıman esnasında içeride FETÖ'cülere karşı mücadele ettiğini ileri sürdü.
FETÖ üyeliğini reddeden Tomruk, ByLock'u kullanmadığını, örgütün dernek, sendika ve okullarında kaydının bulunmadığını iddia etti.
ByLock'un tek başına delil olamayacağını savunan Tomruk, şunları söyledi:
'Programı kullanmadım, kullanmış dahi olsam hukuki gerekçesi yoktur. Hukuka aykırı bir hüküm kurulamaz. Devlet vatandaşına tuzak kurmaz, kurmamalı. O gece bomba atılmasıyla ölümden döndüm. Benim için teröristlik yapmak, vatan hainliği yapmak, ölümle eş değerdir. Tahliyemi istiyorum.'
Sanığın beyanından sonra kullandığı bir cümleyi düzeltmesini isteyen Mahkeme Başkanı, '(Devlet vatandaşına tuzak kurmaz.) cümlesi hoş bir cümle değil, devletin kimseye karşı böyle bir tutumu olmaz. Biz bu kanaatteyiz.' değerlendirmesinde bulundu.
Sanık Levent Arslan da 15 yıllık polis memuru olduğunu kaydetti. ByLock'u kullanmadığını ve ismini örgütle ilişkilendiren tanıklarla kişisel husumeti olduğunu öne süren savunan Arslan tahliyesini istedi.
Sanık Mahmut Şevket Sönmez ise örgütle hiçbir ilişkisi olmadığı ve ByLock'u kullanmadığını öne sürdü. Sönmez, tahliyesini talep etti.
14.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 24. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya bazı tutuklu sanıklar ile avukatları katıldı, bazı sanıklarla da bulundukları cezaevlerinden telekonferans sistemiyle bağlantı kuruldu.
Sanıklardan Muhittin Murat Yılmazer, komiser yardımcısıyken meslekten ihraç edildiğini, hayatının hiçbir döneminde FETÖ ile bağlantısının olmadığını, bağlı bulunduğu tek örgütün emniyet teşkilatı olduğunu savundu.
Yılmazer, 'Binlerce şehit ve gazi vermiş bir teşkilatın parçası olarak, terör örgütü üyeliği ile yargılanmam bana çok ağır geliyor. Eğitim ve öğretim hayatı boyunca FETÖ ile irtibatlı hiçbir kuruma gitmedim, örgüte hiçbir yardımda bulunmadım.' diye konuştu.
Darbe girişimi gecesi evinde dinlenirken kendi isteğiyle göreve gittiğini anlatan Yılmazer, tahliyesini talep etti.
Tutuklu sanıklardan Hilmi Duran da üzerine atılı suçları reddederek tahliyesini istedi.
Sanık Hüseyin Gürtekin de 2004'te Polis Akademisinden başarıyla mezun olduğunu, hiçbir illegal faaliyete katılmadığını ve 'ByLock' kullanmadığını ileri sürerek tahliye talebinde bulundu.
Sanık Musa Benli de örgütün faaliyetlerine katılmadığını, herhangi bir irtibatı ve iltisakı olmadığını öne sürdü. Hakkındaki tanık beyanına ilişkin de Benli, kendisine iftira atıldığını iddia etti.
Tutuklu sanık Murat Aydemir de örgüte ait hiçbir okula, yurt veya dershaneye gitmediğini ve 'ByLock' kullanmadığını iddia ederek, tahliyesini istedi.
Mahkeme Başkanı, sanığın eşinin kullandığı telefonda da ByLock tespit edildiğine dikkati çekti.
Aydemir'in, 'Karımla neden bu program üzerinden konuşayım.' sözleri üzerine Mahkeme Başkanı, 'Programın temel mantığı bu zaten. Normal telefonda konuşulmayacak şeyleri konuşmak için örgüt böyle bir yol izliyor.' diye karşılık verdi.
Sanıklar Kamil Yüce ve Mehmet Ali Uçam da örgüt üyesi ve 'ByLock' kullanıcısı oldukları suçlamasını reddederek tahliye talebinde bulundu.
Cumhuriyet savcısı, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına ilişkin görüşünü açıkladı.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan Mehmet Arslan'ın tahliyesine karar vererek eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
Böylece davada tutuklu sanıkların sayısı 22'ye indi.
(16 Eylül 2017, 14:54)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: