Tam
EskidenYeniye
 

Akıncı Üssü darbe davası

Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin komuta merkezi olan Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 sanık hakkında açılan davaya hafta sonu arasından sonra 11-15 Eylül arası hafta içi günlerde devam edildi. Duruşmalar sonunda 1 sanığın tahliyesine karar veren mahkeme davayı 9 Ekim-17 Kasım tarihlerinde görülmek üzere erteledi.

Önceki haber title=Sonraki haber

16.09.2017 20:14 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin komuta merkezi olan Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 sanık hakkında açılan davaya devam edildi.

11.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Kampüsü'ndeki duruşma salonunda görülen davaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, taraf avukatları ve müştekiler katıldı.

MUSTAFA METE KAYGUSUZ

Darbe girişiminin komuta merkezi olan Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin açılan davanın duruşmasında savunma yapan eski Kurmay Yüzbaşı Mustafa Mete Kaygusuz, daha öncesinde verdiği savcılık ifadesinde yer alan isimlerin uydurma olduğunu öne sürdü.

Duruşma, öğleden önce savunması tamamlanan eski Kurmay Yüzbaşı Mustafa Mete Kaygusuz'un çapraz sorgusu ile devam etti.

Sanık Kaygusuz'un savunmasında NATO'dan söz etmesine istinaden bir mağdur müşteki, "NATO'yu niye vurgulayarak söylüyor? Başkanım, NATO'yu müdahaleye çağırıyor" dedi. Mahkeme Başkanı Selfet Giray da, "Boş verin, NATO kimmiş? Biz burada davamızın ne olduğunu biliyoruz" diyerek tartışmaları sonlandırdı.

Mahkeme Başkanı Giray, iddianamede yer alan fotoğraf ve kamera tespit tutanaklarına ilişkin görüntülerin kendisine ait olup olmadığını sordu. Kaygusuz, tüm soruları "Bilmiyorum", "İnceledikten sonra savunmamda cevap vereceğim" diyerek cevapsız bıraktı. Bunun üzerine Başbakanlık avukatı İskender Binar, "Bu davada 'hatırlamıyorum', 'bilmiyorum'larda rekor sana ait. Hatırlamıyorsun, bilmiyorsun ama biz yine de birkaç soru sormayı deneyelim. Darbe teşebbüsünü biliyor musun? Bu uçakların Akıncı Üssü'nden kalktığı konusunda bir bilgin yok mu? Kurmay Yüzbaşı olarak yorumunuz nedir, Akıncı'dan kalkmıyorsa nereden kalkabilir ki?" diye sordu. Sanık Kaygusuz da, "Türkiye'nin herhangi bir üssünden kalkmış olabilir" dedi.

Müşteki avukatları, Kaygusuz'a savcılıkta verdiği isimleri tanıyıp tanımadığını sordu. Kaygusuz, savcılık ifadesinde verdiği isimlere ilişkin, "Uydurma isimlerdi onlar" dedi.

Kursiyerlere silah dağıtılması konusunda Hakan Karakuş'un Kaygusuz'u işaret ettiği iddiası konusunda bir sanık avukatı, Karakuş ve Kaygusuz'un yüzleşmesini istedi. Mahkeme Başkanı Giray, talebi kabul ederek sanık Karakuş'a söz verdi ve kursiyerlere silah alması konusunda bir emir verip vermediğini sordu. Karakuş, "Odamda 10 tane tabanca vardı, yeleklere konulmak üzere vermiştim, ama kime verdiğimi hatırlamıyorum. Bir takım kursiyerler evine gidip silahını almış olabilir ama ben kimseye gidin silah alın diye talimat vermedim" iddiasında bulundu. Bunun üzerine avukat da, "Karakuş 2 gün önce verdiği kendi ifadesiyle bile çelişiyor, başka soru sormayacağım. Akıntıya kürek çekiyoruz hep beraber" dedi.

Kaygusuz, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmada, Mahkeme Başkanı Selfet Giray ile müşteki ve sanık avukatlarının sorularını yanıtladı.

Sanık Kaygusuz, teşhiste kullanılan fotoğraf ve görüntülerine ilişkin sorulara "Cevap vermek istemiyorum." karşılığını verdi.

Kaygusuz'un savcılık ifadelerini reddettiğini tekrarlaması üzerine Mahkeme Başkanı Giray, ifadeleri değiştirmesi yönünde tehdit alıp almadığını sordu. Kaygusuz, kimseden tehdit almadığını söyledi.

Başkan Giray'ın, "Önceki ifadelerini baskı altında verdiğini söylüyorsun ama orada söylediklerin görüntülerle uyuşuyor." demesine karşılık Kaygusuz, videolar kendisine verildikten sonra bu konuda savunma yapacağını kaydetti.

-"(Hatırlamıyorum, bilmiyorum) deme rekoru sana ait"

Daha sonra söz alan Başbakanlık avukatı İskender Minar, "Bu davada, 'Hatırlamıyorum, bilmiyorum' deme rekoru sana ait. 2015 yılına ait bazı örnekler veriyorsun, o yılları iyi hatırlıyorsun, yakalandıktan sonraki zamanları da iyi hatırlıyorsun ama bir boşluk var. Öyle bir savunma tavrı ortaya koydun ki bu soru haklı bir soru olacak. Zihinsel olarak herhangi bir rahatsızlık geçirdin mi?" sorusunu yöneltti. Sanık Kaygusuz ise bir hastalık geçirmediğini söyledi.

Müşteki vekili Hayrettin Bıyıklıoğlu da sanığa o gece birileri tarafından tehdit edilip edilmediğini sordu. Sanık Kaygusuz, kimse tarafından baskı görmediğini ifade etti.

Darbe girişimini öğrendikten sonra kimlerin darbeci olduğunu düşündüğü sorulan Kaygusuz, ortam karışık olduğu için kimin darbeci olduğunu bilmediğini savundu.

-"Nasıl montaj yapılacak?"

Avukat Bıyıklıoğlu'nun, "Sesinizin kullanıldığını söylediniz. Kelime kelime kesilerek -burada da çok kullanıyorsunuz 'mutabık' diyorsunuz mesela- bir metin oluşturulmuş. Siz önceki yaklaşık bin 500 saatlik uçuşlarınızda 'Kaçaksaray üzerinde mach geçişi yapalım, Meclise bomba atalım, emniyet binasını vurun, tahrip edin, emniyet binasına atış yapıldı mı? Genelkurmay'da, Kızılay'da kırılmadık cam kalmasın' gibi cümleler, kelimeler mi kullandınız? Bu kelimeleri kullanmadıysanız, nasıl bir montaj yapılacak?" sorusu üzerine Kaygusuz, daha önce "Ses benim olabilir" demesine karşın bu kez, "Ses bana benzetilebilir dedim ama iddianamede dökümü yapılan konuşmaları ben yapmadım." savunmasını yaptı.

Mahkeme Başkanı Giray'ın, filodaki bazı odaları boşaltma talimatı verip vermediğini sorduğu Kaygusuz, böyle bir talimat vermediğini, odaların ne için boşaltıldığını bilmediğini iddia etti.

Kaygusuz, Giray'ın, "Filoda TMH faaliyeti varken, rutin zamanda yapılabilecek bir boşaltım neden o sıraya denk gelsin?" sorusuna ise "Bilmiyorum, öyle bir görevlendirme yapmadım." karşılığını verdi.

-Telefonu düşüp kırılmış

İçişleri Bakanlığı avukatı Uğur Kızılca da kayıtlara göre sanığın gece boyunca sürekli görüşmeler ve mesajlaşmalar yaptığını belirterek, teslim olurken telefonunun nerede olduğunu sordu. Sanık Kaygusuz ise telefonunun düştüğünü ve kırıldığını ileri sürdü.

Kızılca, daha sonra, "Çocuk yaşta bu devletin peygamber ocağı olarak nitelediği TSK'ya katılmışsınız, o günden bugüne bu millet üniformalı kişiyi gördüğünde, tepemizde uçan uçakları gördüğünde hep saygıyla baktı. Ben o konuşmaları incelediğimde koordinat verilerek bomba atıldığını görüyorum. Sen kabul etmiyorsun, 13 yaşından bu yana bu camiadasın, o bombayı atan ve oradaki vatandaşların, polisin şehit olmasına yol açan meslektaşlarının bu gözü dönmüşlüğünü, bu ihanetini, nasıl izah edeceksin, ne düşünüyorsun?" diye sordu.

Sanık Kaygusuz ise "Öncelikle o işi kimin yaptığını bilmiyorum. Onlar eğer yapan kişilerse benim gibi kandırılmış olabileceğini düşünüyorum. TMH harekatı yapıldığı söylendiği için onlara da o şekilde söylenmiş olabilir diye düşünüyorum." dedi.

AK Parti avukatı Muammer Cemaloğlu'nun "Size TMH harekatı olacağını söyleyenler mi sizi kandırdı?" sorusuna karşılık Kaygusuz, "Onlar da kandırılmış olabilir." ifadesini kullandı.

Deskten yaptığı görüşmelerde kendisini tanıtarak konuştuğunun hatırlatılması üzerine Kaygusuz, telsiz kayıtlarına ilişkin yeni bir şey söylemeyeceğini kaydetti. Kaygusuz, aleyhine ifade veren Sinan Kurt'u tanımadığını ileri sürdü.

Müşteki vekili avukat Emrullah Beytar da sanığa kırılan telefonunu neden orada bıraktığını sordu. Sanık Kaygusuz, "Ne yapayım kırılmış telefonu." karşılığını verdi. Hattını kırılan telefonunun içinden alıp almadığı sorulan Kaygusuz, almadığını söyleyince Başkan Giray, "Başkası alıp kullanabilir, neden almadın?" sorusunu yöneltti. Kaygusuz, bu soru üzerine de "İptal ettiririz başkanım, zor değil." dedi.

Kaygusuz, bir başka soru üzerine, iddianamede belirtilenin aksine, kursiyerlere silah vermediğini öne sürdü.

Sanık avukatı, bazı kursiyerlerin, "Mete Kaygusuz silahımız olup olmadığını sordu. Olmadığımızı söyleyince 'Gidin evinizden alın' dedi". "Kaygusuz yüzbaşı 'Lojmanlarında oturanlar gitsin silahlarını alsın' dedi." şeklindeki beyanlarını okuduktan sonra, "Teğmenlere silah dağıttınız mı?" diye tekrar sordu. Kaygusuz, "Teğmenlere silah dağıtmadım. Kimin dağıttığından bilgim yok." diye konuştu.

Kaygusuz, "Hakan Karakuş dağıtmış olabilir mi?" sorusuna ise "Kendisine sormanızı tercih ederim." karşılığını verdi.

Sanık Mustafa Azimetli'nin avukatı Hüseyin Hüsnü Kazancıbaşı'nın soruşturma aşamasında verdiği ifadelerine istinaden sorduğu soru üzerine de Kaygusuz, "O ifademin hangi koşullarda alındığını söylemiştim." diye konuştu.

Mahkeme Başkanı Giray, bunun üzerine Kaygusuz'a, "Bu ifadende bir tane doğru kısım yok mu?" dedi.

Kaygusuz, sanık avukatı Nurcan Keleş'in "Darbe neden başarısız oldu? Kişisel merakımdan soruyorum" ve "Darbeyi kim yaptı?" sorularına, "Bilmiyorum" yanıtlarını verdi.

Avukat Keleş, sanıklardan Hakan Karakuş ile Kaygusuz'un dağıtılan tabancalara ilişkin yüzleştirilmesini istedi.

Söz verilen sanık Karakuş, "Odamda 10 tabanca vardı. Uçuşa giden pilotlar, uçuşa gitmeden önce alır, yeleklere koyarlardı. Bunları yeleklere koymaları için verdim. Diğer silah isteyenlere 'Bende silah yok. Herkes TSK mensubu, herkesin silahı var. Ne yaparsa yapsın' dedim. Filo komutanı olarak 10 silahın 10'unu da pilotların yeleğine konulması için verdim. Lojman silahları benim değil. Herkesin şahsi tabancası, onu bilemem." ifadelerini kullandı.

Bu arada Başkan Giray, bir sanığın beyanları üzerine, "Gölbaşı Özel Harekatta helikopterin infilak ettirilmesine ilişkin görüntüler burada gösterilmeyecek kadar vahim. Sanki bir şey olmamış gibi davranılıyor." diye konuştu.

Duruşmada daha sonra, suç tarihinde Akıncı'daki 143. filoda F-16 pilotu olarak binbaşı rütbesiyle görev yapan ve Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığına bomba atılması için lazer poduyla işaretleme yaptığı, TBMM'de nerelere bomba atılacağını tarif ettiği belirtilen sanık Mustafa Azimetli'nin savunmasına geçildi.

MUSTAFA AZİMETLİ

Çapraz sorgusu tamamlanan eski Kurmay Yüzbaşı Mustafa Mete Kaygusuz'un ardından duruşma, bir diğer sanık Mustafa Azimetli'nin savunmasıyla devam ediyor.

Darbe girişimi sırasında Gölbaşı'ndaki Polis Özel Harekat binasını bombalayarak 50 polisi şehit eden ve F-16 savaş uçağı ile 15 Temmuz'da gece boyunca Ankara semalarında alçak uçuş yapan eski Pilot Yarbay Mustafa Azimetli, gözaltı sürecinde cinsel tacize uğradığını iddia etti. Bunun üzerine mağdur ve müştekiler savunma yapan Azimetli'ye, "Allah için doğruyu söyle" şeklinde bağırdı ve kısa süreli bir gerginlik yaşandı.

Sanık Azimetli, olayların emir komuta zinciri içerisinde gerçekleştiğini, amirlerimin emirlerini yerine getirdiğini, bunun dışında başka bir faaliyete iştirak etmediğini iddia etti. Azimetli, "FETÖ ile hiçbir ilişkim yoktur, darbeci değilim. Darbeye teşebbüs eyleminden önceden haberim olmadı, organizasyonunda da rolüm olmadı" şeklinde konuştu.

Savunmasını daha sonra yapmak üzere bu şekilde tamamlayan Azimetli'nin çapraz sorgusuna geçildi. Mahkeme Başkanı Selfet Giray, gecenin geç saatlerinde bile filoda kursiyerlerin olduğunu, onlara filoda kalma emrini kendisinin mi verdiğini sordu. Sanık Azimetli, kursiyerlere bu yönde bir emir vermediğini iddia ederek, "Onlar kendilerine verilen mihmandarlık görevini yerine getirmişlerdir" dedi.

Azimetli, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmada, soruşturma aşamasında baskı gördüğünü, bundan kurtulmak amacıyla polislerin söylediklerini istemeyerek kabul ettiğini, ifadelerinin sonuna da "Kendi irademle ifade veriyorum." yazdırıldığını iddia ederek, soruşturma sırasında verdiği ifadeleri reddetti.

FETÖ/PDY ile hiçbir ilgi ve ilişkisi olmadığını savunan Azimetli, "ByLock" kullanmadığını, örgütün okul ve dershanelerine gitmediğini belirtti. Tüm hayatı boyunca başarılı olduğunu, hayat boyu başarının tesadüf veya bazı kişilerin desteğiyle olamayacağını ifade eden Azimetli, 100 puan altında sicil notu almadığını, bu notu verenlerden bazılarının örgütle mücadele eden kişiler olduğunu söyledi.

Azimetli, ayrıntılı savunma hazırlamak için gereken bilgi, belge ve dijital materyallerden bazılarını henüz elde edemediğini, "tehlikeli tutuklu" ilan edilerek, tek kişilik hücreye alındığını, avukat görüşlerinin de bu çerçevede sınırlandırıldığını, bu nedenle sadece iddianamedeki bilgiler çerçevesinde savunmasını yapacağını kaydetti.

Azimetli, 15-16 Temmuz'da amirlerinin Terörle Mücadele Harekatı (TMH) ve misafir askeri personelin katılımıyla icra edileceği bildirilen bir sosyal faaliyet kapsamında verdikleri emir ve talimatlarla hareket ettiğini öne sürerek, "Yaptığım her şey emir komuta zinciri içinde yapılmıştır. Emir ve talimatları yerine getirirken, verilen emirlerin yanlış olmayacağına ilişkin düşünceyle hareket ettim. O gün üste bulunan filo personeli ve kursiyerlerin tamamı, terörle mücadele harekatı ve sosyal faaliyet kapsamında amirlerinden alıp kendilerine iletmiş olduğum ve kesinlikle suç teşkil etmeyen emir ve talimatlarla hareket etmişlerdir. Bu emirler dışında hareket etmeleri mümkün değildir." diye konuştu.

Akşam saatlerinde filodaki kalabalığın kontrolsüz biçimde arttığını, filoyla üssün çeşitli yerlerine yayıldığını, ağır silahlı, maskeli ve teçhizatlı olarak dolaştıklarını ve çeşitli yerleri kontrol altında tuttuklarını gördüğünü savunan Azimetli, şöyle devam etti:

"Gece ilerledikçe filonun kontrolümden tamamen çıktığını gördüm. O gün filo benim değildi, silahlı kişilerce işgal altındaydı. Bir süre sonra komutam kalmadı. O gün ne hukuken ne fiilen ben filo komutanı değildim. Çünkü filom, fiilen ele geçirilmişti ve emir komuta vereceğim kimse yoktu. İlerleyen zaman diliminde, tanımadığım ve az önce tarif ettiğim kişilerin oluşturduğu tehdit ve baskı ortamında hür iradem olmaksızın hareket etmek zorunda bırakıldım. Olaylar başladıktan bir süre sonra, kimin kim olduğunun belli olmadığı, herkesin kendini tehdit altında hissettiği, bazı durumlarda emir komutanın kalktığı, can güvenliği endişesinin ağır bastığı, birliğimizin bilmediğimiz kişilerce adeta işgal altına alındığı bir ortam oluşmaya başladı. Bana ve personelime değerlendirmenin bu bilgilerle yapılması gerektiğine inanıyorum."

-"Darbeci değilim"

FETÖ/PDY üye ve yöneticisi olmadığı iddiasını tekrarlayan Azimetli, "Ben darbeci değilim. Darbeye teşebbüs eyleminden önceden haberdar olmadım. Kimseye 'Darbe olacak' demedim. Darbeye hazırlık faaliyetleri yürütmedim. O gün yaptığım fiiller amirlerimce emredilen ve terörle mücadele harekatı başta olmak üzere çerçevesini çizdiğim kapsamda yaptığım fiillerdir. Bunların hiçbiri suç işleme kastıyla yaptığım fiiller değildir." diye konuştu.

Sanık Azimetli, iddianamede yer verilen ve üs ile kullandığı uçak arasında geçtiği belirtilen telsiz görüşmelerini kabul etmeyerek "Tapeler ve konuşmalar bana ait değil." iddiasında bulundu.

Çapraz sorgu

Daha sonra Azimetli'nin çapraz sorgusuna geçildi. Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın 15 Temmuz'da yaşananları anlatmasını istediği Azimetli, rutin programı uyguladıklarını söyledi. Ahmet Özçetin (eski Akıncı Üssü harekat komutanı) ve diğer filo komutanlarıyla akşam düzenleneceği söylenen sosyal faaliyet ve terörle mücadele harekatına ilişkin başka bir toplantı yapıp yapmadıkları sorulan Azimetli, Özçetin ve diğer filo komutanlarıyla sürekli görüşme halinde olduklarını ifade etti.

Azimetli, soru üzerine, terörle mücadele harekatına ilişkin planlamayı, öğleden sonra üs komutanının, "terörle mücadele harekatı olabileceğini, uçaklara yükleme emri verdiğini" söylemesi üzerine öğrendiğini, Özçetin'den de bu yönde bir emir aldığını öne sürdü.

Sosyal faaliyete ilişkin bilgiyi de Ahmet Özçetin'in emriyle öğrendiğini savunan Azimetli, "Özçetin bana terörle mücadele harekatı olacak. Ayrıca sosyal faaliyet düzenlenecek. Kursiyerlerin katılmasını arzu ediyoruz. Bunun üzerine filoda bulunanlara terörle mücadele harekatı için üste kalmaları yönünde talimat verdim." dedi. Bu talimatı kimlere verdiği sorulan Azimetli, bunu hatırlamadığını savundu.

Soru üzerine kendisinden sonra yetkili kişinin Harekat Subayı Ali Karabulut olduğunu dile getiren Azimetli, TMH konusunda Karabulut'a bir emir verip vermediği sorusuna, "Tam olarak hatırlamıyorum, oradaysa söylemişimdir." karşılığını verdi.

Üste düzenlenecek sosyal etkinlik için kursiyer subaylara bir emir verip vermediği de sorulan Azimetli, filoya dönmeleri emrini verdiği kursiyerleri akşam saatlerinde toplayarak sosyal etkinlik hakkında bilgilendirdiğini, bu sırada TMH'dan da bahsettiğini söyledi. Azimetli, sayı almadığı için toplantıda kaç kursiyerin bulunduğunu bilmediğini anlattı.

Mustafa Azimetli, "Toplantıdan önce telefonların toplanması söz konusu oldu mu?" sorusuna karşılık, askeri birliklerde telefonun yasak olduğunu belirterek, "Bir arkadaşımızın telefonlarının yanlarında olduğunu söylemesi üzerine telefonların bir yerde toplanmasını istedim." dedi.

Toplantıda kursiyerlere sosyal faaliyet için üsse gelenlere mihmandarlık ve araç kullanma görevi verdiğini öne süren Azimetli, "Onlara, akşam düzenlenecek etkinlik için sivil giyimli asker kişilerin geleceğini söyledim. Görevlerinin bu kişileri alıp filoya getirmek olduğunu aktardım. Gazino bölgesine getireceklerdi." şeklinde konuştu.

"Üsse gelecek bu kişiler kendilerini nasıl tanıtacaklardı?" şeklindeki soru üzerine Azimetli, herhangi bir parola veya işaret belirlemediklerini iddia etti.

O gece üsse askerlikle ilgisi bulunmayan sivil kişilerin de geldiğinin hatırlatılması üzerine Azimetli, bu kişilerin kapıdaki kontrol noktasından nasıl geçtiğini bilmediğini iddia etti. Azimetli, üste sivil görmediğini öne sürdü. Azimetli, kursiyerlere silah verilmesi yönünde bir talimatının da bulunmadığını aktardı.

Mahkeme Başkanı Giray'ın, "Genelkurmay Başkanlığına saldırı olduğu gerekçesiyle Özel Kuvvetler mensubu askerlerin sivil halde üsse gelip üzerlerini değiştirip silahlandıktan sonra kendilerine tahsis edilen araçla üsten ayrılmışlar." demesi üzerine Azimetli, "Bana Özel Kuvvetler mensubu diye kimse bir şey söylemedi. Sadece misafirlerin geldiğini gördüm. Aracı da filo önünde gördüm. Bunlar o araca bindiler." diye konuştu.

-Filosundaki pilot sayısını hatırlamadı

Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın, 143. filo komutanı olarak uçaklara mühimmat yükleneceğinden haberinin olup olmadığını sorduğu Azimetli, üs komutanı Hakan Evrim'in uçakların yüklenmesi emrini verdiğini söylediğini aktardı. Azimetli, Evrim'in her filo için 12 uçak yükleneceğini ilettiğini, komutanlığını yaptığı 143. filoda kaç pilot bulunduğunu hatırlamadığını savundu.

TMH faaliyeti yapılacağını öğrendikten sonra filodan ayrılan pilotları geri çağırıp çağırmadığı sorulan Azimetli, gördüğü pilotlardan kalmalarını istediğini, filodan ayrılanlara geri dönmeleri için mesaj gönderip göndermediğini ise yine hatırlamadığını ileri sürdü.

Darbe girişiminin yapıldığı gece uçak kullandığını kabul eden Azimetli, TMH kapsamında kimlerin uçacağı, hangi uçakların kullanılacağı, nereye gidileceği konularında toplantı yapılıp yapılmadığı sorusuna ise "Bilmiyorum." karşılığını verdi. Başkan Giray'ın "Toplantı yapılması gerekmez mi?" sorusuna karşılık Azimetli, "Şartlara göre değişir. Benim katıldığım bir toplantı yok." dedi.

Sanık Azimetli, harekat komutanı Ahmet Özçetin'in emriyle uçtuğunu, Özçetin'in talimatların havada verileceğini söylediğini aktardı.

Hiçbir şey yapmamışlar

Azimetli'nin havada 1,5 saat bekleyip, hiçbir şey yapmadan geri döndüklerini söylemesi üzerine Başkan Giray, "TMH için gideceksiniz, hedef verilmeden 1,5 saat havada bekliyorsunuz. Uzun değil mi?" diye sordu. Azimetli ise "Her şey olabilir sayın başkanım.

Havadayken bir şey söylenmedi, yakıt azalınca indik." iddiasında bulundu.

Giray'ın, "Alçak uçuş, bomba atılması, hiçbir şey yapmadınız mı?" sorusu üzerine de Azimetli, "Hayır yapmadık. Geri döndük." ifadesini kullandı.

Başkan Giray'ın, "Filo komutanısınız. Havada 1,5 saat bekliyorsunuz, TMH kapsamında, bir şey yapmadan iniyorsunuz. Sormadınız mı nedenini?" sorusuna Azimetli, "Bunlar olağan şeyler." cevabını verdi.

Azimetli, ikinci kalkışında da hiçbir şey yapmadıklarını, hiçbir faaliyette bulunmadan geri indiklerini iddia etti.

Sanık Azimetli, havadayken Ankara üzerinde belirlenen hedeflere bomba atılması şeklinde talimat gelmediğini, darbeden de haberinin olmadığını ileri sürdü.

Başkan Giray'ın, "Uçuştan döndünüz. Herkes orada, sivil asker, nasıl bir filoysa bu? Dikkatinizi çekti mi?
Kalabalık vardı evet.

Kimmiş bunlar? Filo komutanısınız ya, neticede mekan sizin mekanınız. Gidip baktınız mı kim bunlar diye" sorusuna Azimetli, "Hayır" yanıtını verdi.

Başkan Giray ise "Niye sizin değil mi orası? Siz filo komutanısınız, makamınız orada, yani ben rahatsız olurum, bu kadar adam niye gelmiş, ne yapıyor, kimdir, necidir? Hem de TMH harekatı yapılacak günü mü seçmişler, kimmiş bunlar diye bakmadınız mı?" sorularını yöneltti.

Azimetli ise "Gelen misafirler benim değildi, ayrıca o saatlerde ciddi bir başıboşluk vardı, silahlı kişiler vardı. Kimliklerini bilmiyorum." dedi.

-Televizyona, telefona bakmamış

Sanık Azimetli, televizyona bakmadığını, cep telefonunu kullanmadığını ileri sürdü.

Başkan Giray'ın, odasında sürekli bir hareketlilik olduğunu belirterek, "Herkes sizin odanıza giriyor, çıkıyor. Siz olmadığınız zaman odanızda kim duruyor.

Odada bir şey var mı? Bu kişilerin odaya girmesine sebep olabilecek ne olabilir?" sorusu üzerine Azimetli, "Bir bilgisayar, bir telefon var, bir de kuruyemiş var." diye konuştu.

Azimetli, Başkan Giray'ın soruları üzerine ikinci uçuştan döndükten, saat 03.30 sıralarında silahlı kişilerin kendisini, üs komutanıyla beraber yakıt bölgesine götürdüğünü, günün ağarmasının ardından odasına geçtiğini bildirdi.

Eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Abidin Ünal'ın üsse getirildiğini duyduğunu ancak Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile diğer komutanların üsse getirildiğinden haberdar olmadığını iddia eden Azimetli, odasına gittikten sonra darbe girişimini filodaki bir personelden öğrendiğini savundu.

Azimetli, bir süre sonra lojmanlardaki evine geçtiğini söyledi. Evde haber izlemediğini, elektriklerin kesik olduğunu anlatarak, "Darbe teşebbüsünün Akıncı Üssü'nden yönetildiği ve uçakların bu üsten kalkarak Ankara'da çeşitli yerleri bombalandığını duyup duymadığına, uçakların nereye gittiğini kimseye sorup sormadığına" ilişkin soruya, "Hayır" yanıtını verdi.

Başkan Giray'ın, "Sizin filo komutanlığı yaptığınız bir yer. Bu size de garip gelmiyor mu?" sorusuna Azimetli, "Bilmiyorum sayın başkan." karşılığını verdi.

Giray, "İfadelerinde FETÖ/PDY yönünden birçok kişinin ismi geçiyor. Onların seni tehdit edip, ifadelerini değiştirmediğini nereden bileceğiz?" diye sordu. Azimetli, ifadelerini reddettiğini tekrarladı.

Giray, "İfadelerin ezberlettirildiğini söylüyorsun. Bu ifadeyi bütünüyle reddediyorsun. Bu ifadeyi yazanlar senin özgeçmişini bu kadar ayrıntılı nereden biliyorlar?" dedi. Azimetli ise ifadelerin kısmen kendisine ait olduğunu, kısmen ise ezberlettirildiğini iddia ederek, bilgilerin verildiği şartların sağlıklı olmadığını, o sebeple tümünü reddettiğini söyledi.

Giray, soruşturma aşamasındaki ifadelerini okuyarak, Azimetli'den yanlış olduğunu ileri sürdüğü yerleri düzeltmesini istedi.

Azimetli, "ifadelerinde geçen lehine veya aleyhine ne varsa reddettiğini" söyledi.

Giray ise ifadeyi parça parça okuyarak, okuduğu kısımların doğru olup olmadığını sordu.

Azimetli, hemen hemen her defasında, "O ifadeyi kabul etmiyorum.", "Reddediyorum.", "Hayır" şeklinde yanıtlar verdi.

Başkan Giray, bir noktada, "Şu ana kadar sana ait olan hiçbir kısma rastlamadık." dedi.

-İsmini bile kabul etmeyeceğini söyledi

Giray, ifadeyi okumaya devam etti, Azimetli ise aynı yanıtları verdi. Azimetli, bir defasında ise "O ifadede 'Adım Mustafa Azimetli' diyorsa bile onu da kabul etmiyorum." diye konuştu.

Giray, "Bir ifadede, gece 03.30 sıralarında sizin ve yanınızdaki silahlı dört adamın gelerek, uçakları uçurmak için yakıt istediği, bu kişinin yakıt olmadığını belirtmesi üzerine yanınızdaki takım elbiseli silahlı bir şahsın elindeki tüfeği kişinin göğsüne vurduğu belirtiliyor." dedi. Azimetli ise bunu kabul etmedi.

Silahlı, takım elbiseli bir kişi görüp görmediği sorulan Azimetli, "Üs komutanıyla yakıt bölgesine götürülürken öyle birisi olduğunu hatırlıyorum." karşılığını verdi.

"Bugünden baktığımda bizlerin belli bir olayın içinde kullanıldığını anladım." diyen Azimetli, kim tarafından kullanıldığı yönündeki soru üzerine de o gece harekatı kimin yönettiğini bilmediğini söyledi. Azimetli bir başka soru üzerine o gece emirleri amirleri konumundaki harekat komutanı Ahmet Özçetin ve üs komutanı Hakan Evrim'den aldığını söyledi.

Duruşmaya yarın Azimetli'nin çapraz sorgusuyla devam edilecek.

12.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişi hakkında açılan davanın 24. celsesine başlandı.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, sanık avukatları, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ile Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığının da arasında bulunduğu bazı müştekilerin avukatları ile bazı müştekiler katılıyor.

Duruşmada, suç tarihinde 143. filo komutanı olarak görev yapan ve sanıklardan Ekrem Aydoğdu ile F-16 kullanarak bombalanması için Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığını lazer poduyla işaretleyen sanık eski binbaşı Mustafa Azimetli'nin çapraz sorgusuna devam edildi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmada, darbe girişimi gecesi Ankara üzerinde alçak uçuş yapan, Ankara'yı kana bulayan pilotlara talimatlar verdiği ve darbeye hazırlık toplantılarına katıldığı belirlenen sanık Azimetli, Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın sorularını yanıtladı.

Sanıklardan Ekrem Aydoğdu ile F-16 kullanarak bombalanması için Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığını lazer poduyla işaretleyen, polis özel harekat birimindeki hareketli helikopteri vurduğuna ilişkin telsiz konuşmaları bulunan, TBMM'yi vuran pilotlara bombanın nereye atılacağını tarif ettiği de belirlenen Azimetli, hakkındaki suçlamaları reddetti.

Sanık Azimetli, kendisine gösterilen fotoğraf ve görüntülere ilişkin soruları, bunları inceledikten sonra yanıtlayacağını söyledi. Azimetli, açıkça göründüğü fotoğraf ve görüntülerden dahi kendisini teşhis etmekten kaçındı.

Görüntülerdeki sivil kişilere ilişkin sorulara "Hatırlamıyorum" yanıtını veren Azimetli, görüntülerle ilgili diğer sorular üzerine de yorum yapmayacağını belirtti. Azimetli, kendisine ait telsiz görüşmelerinin yer aldığı kayıtları da inkar etti.

Kamera kayıtlardaki 143. filo komutanı odası

Mahkeme Başkanı Giray, Azimetli'ye, 143. Filo Komutanı odasının girişi ile koridoru gören kamera kayıtlarında genellikle sanıkların büyük çoğunluğunun komutan odasına giriş çıkış yaptıklarının görüldüğünü belirterek, "Bu odada ne var?" diye sordu.

Makam odasında, makam masası, yanında, üzerinde Hava Kuvvetleri Bilgi Sistemini içeren bilgisayar bulunan küçük bir masa daha bulunduğunu anlatan Azimetli, "Makam masası önünde sehpa ve koltuklar, bir de odanın içinde, soyunma dolabı ve yatak bulunan küçük, dar dinlenme odası var. Orta sehpa üzerinde ikramlık kuruyemiş, çerez bulunur." ifadesini kullandı.

Bu sözler üzerine Mahkeme Başkanı Giray, sanığa, "Görüntüleri izlediysen oraya çerez yemek girmedikleri çok aşikar. Özellikle sivil gözüken şahıslar beş on kere odaya girip çıkıyor. Kimse orada yarım saat durmuyor, en uzun duran 1-2 dakika. Ellerinde kağıtla çıkanlar var, kağıda notlar alanlar var. Ben bu odada ne olduğunu soruyorum, odada yerinize kimseyi bıraktınız mı? Odanıza olan ilginin sebebini öğrenmek istiyoruz" sorusunu yöneltti. Sanık Azimetli, "Ben zaten odada yokum, hangi maksatla kullandılar ben de bilmiyorum, ben de merak ediyorum." dedi.

Başkan Giray'ın, "Dışardan gelen herkes girmiş, o da enteresan. Bu nedenle bizim de merakımızı cezbetti, bu odada ne var diye" şeklindeki sözleri üzerine Azimetli, "Neden girdiklerini ben de bilmiyorum." şeklindeki savunmasını tekrarladı.

Müşteki avukatlarının sorularını da yanıtlayan sanık Azimetli, "Filoda birçok sivil şahıs vardı dediniz, burada gördükleriniz var mı?", "Uçuşa giderken deskte kiminle temas ettiniz?" sorularına da "Hatırlamıyorum" yanıtını verdi.

Telsiz konuşmaları aktarılan sanık Azimetli, "O konuşmalar bana ait değil" savunmasını yaptı.

İçişleri Bakanlığı avukatı Uğur Kızılca ise Azimetli'ye sniper pod bilgisi iyi olduğu için mi uçakta arkaya oturduğunu sordu. Azimetli, pod bilgisinin iyi olmadığını, Ekrem Aydoğdu ile öyle konuştukları için arkada uçtuğunu savundu.

Darbeci olmadığı savunmasına karşın neden 23 Temmuz'a kadar polise gidip Akıncı Üssü'nde gördüklerini anlatmadığı sorulan Azimetli, "Zaten olay bitmiş, polisin gelip soruşturma yapacağı belli." dedi.

Hakkında yakalama emri çıkarıldıktan sonra neden herhangi bir adli merciye başvurmadığı sorusu üzerine de Azimetli, Hava Kuvvetlerinden arandığını ve lojmanda olduğunu söylediğini aktardı.

Bazı gazilerin avukatı Serkan Güçlü'nün örgütün talimatıyla mı her şeyi inkar ettiğini sormasına karşılık Azimetli, hiçbir örgütle bağlantısının olmadığını, savunmasının inkara dayanmadığını iddia etti.

Müşteki avukatı Fatih Ünal'ın darbe girişiminde yüzlerce vatandaşın şehit ve gazi olduğunu hatırlatarak, "Madem siz yapmadınız, peki kim yaptı? Başka bir düşman mı geldi? Biz yanlış mı gördük?" sorularına Azimetli'nin "Olabilir sayın başkanım." yanıtı izleyenlerden tepki gördü.

"Odanızdaki kuruyemiş miydi yoksa insanı uyutan haşhaş benzeri bir madde miydi?"

Müşteki avukatı Emrullah Beytar da Azimetli'nin odasında kuruyemiş bulunduğuna yönelik sözlerini hatırlatarak, "O gece Akıncı'da canavarlaşan bir kalp, aklın bloke edildiği bir insan suretine benzeyen canavarlar var. Sizce o sizin odanızda bulunan kuruyemiş miydi, yoksa insanı uyutan haşhaş benzeri bir madde miydi?" sorusunu yöneltti. Sanık Azimetli ise soruya itiraz ettiğini belirterek cevap vermedi.

Başbakanlık avukatı İskender Minar da sanığa "FETÖ'nün tedbir, takiye, yalan, inkara dayanan örgütsel eğitimi düşünüldüğünde sizin sorulara verdiğiniz cevaplar ve ifade verme yönteminiz bu eğitimi yoğun olarak aldığınız izlenimini oluşturuyor. Böyle bir eğitim aldınız mı?" sorusunu yöneltti.

Azimetli ise "Böyle bir eğitim almadım. Kendisi uzmansa bu eğitimi almıştır." ifadesini kullandı. Bunun üzerine Minar, "Türk-İslam tarihinin en ağır, en hain darbe girişimi, ihanetinin merkezi Akıncı Üssü, yönetim merkezi de senin filo komutanlığın. Senin bireysel olarak katıldığın eylem neticesinde 7 polis şehit olmuş durumda, sen kelime oyunlarıyla savunma yapmaya kalkıyorsun. İddianamelerde de 15 Temmuz sonrasındaki süreçte de uzun uzun örgütsel analizler yapıldı. Sağduyu sahibi, vicdan sahibi, idrak sahibi herkes görüyor. Bu milletin ferdi olduğun iddiasında ciddiysen gel bu millete bir hizmet yap ve davanın aydınlanması noktasında açıklayıcı bilgiler ver." diye konuştu.

Sanık Azimetli ve avukatı bu sözlere itiraz etti.

Karakutuyu Unuttu, Yalanı Ortaya Çıktı

Davada, İçişleri Bakanlığı avukatı Uğur Kızılca tarafından, darbe girişimi gecesi sadece Akıncı Üssü üzerinde uçtuğunu iddia eden eski 143. Filo komutanı sanık Azimetli'nin yalanını ortaya koyan belge paylaşıldı.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmada, darbe girişimi gecesi Ankara üzerinde alçak uçuş yapan, Ankara'yı kana bulayan pilotlara talimatlar verdiği ve darbeye hazırlık toplantılarına katıldığı belirlenen sanık Azimetli'nin çapraz sorgusu tamamlandı.

Sanıklardan Ekrem Aydoğdu ile F-16 kullanarak bombalanması için Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığını lazer poduyla işaretleyen, polis Özel Harekat birimindeki hareketli helikopteri vurduğuna ilişkin telsiz konuşmaları bulunan, TBMM'yi vuran pilotlara bombanın nereye atılacağını tarif ettiği de belirlenen Azimetli, hakkındaki suçlamaları reddetti.

İçişleri Bakanlığı avukatı Uğur Kızılca, Azimetli'ye jetlerdeki karakutunun hangi bilgileri kaydettiğini sordu. Azimetli ise bilirkişi olmadığını ifade ederek cevap vermek istemedi.

Bunun üzerine avukat Kızılca, Azimetli'nin uçtuğu jetin karakutusundan (CSFDR) alınan, uçuş konuşmaları ve verileri ile uçağın Ankara üzerinde bulunduğu noktaları gösteren kayıtlara ilişkin fotoğrafları mahkeme heyetine verdi. Kızılca, fotoğraflarda Azimetli'nin sadece Akıncı Üssü üzerinde değil, lazer poduyla işaretleme yaptığı Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığı ve Ankara üzerinde de uçtuğunun görüldüğünü söyledi.

Sanık Azimetli ise "Bu bilirkişi raporlarının ne kadar ciddiyetle hazırlandığını bilemiyorum. Alıp inceledikten sonra bununla ilgili ayrıntılı cevabı verebilirim." dedi.

Konuyla ilgili AA muhabirine değerlendirmede bulunan Avukat Kızılca, Azimetli'nin bu davada dinlenen ilk pilot olduğuna işaret etti.

Azimetli'nin, inkar stratejisi kapsamında dün harekat komutanı Ahmet Özçetin'in talimatıyla havalandığını ancak hiçbir yere gitmeden, sadece Akıncı Üssü'nde uçtuğunu ve hiçbir şey yapmadan geri indiğini söylediğini hatırlatan Kızılca, "Bunun üzerine benim de aklıma karakutu kayıtları geldi. Her uçakta bildiğiniz gibi karakutu var. Bunlarda hem görüşmeler hem de uçuş izlerine ilişkin kayıtlar var." dedi.

Dosya kapsamında hazırlık aşamasında Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan incelemelere ve kayıtlara bakıldığında sanık Azimetli'nin sadece Akıncı Üssü üzerinde durmadığının görüldüğünü belirten Kızılca, kayıtlarda Azimetli'nin lazerle işaretleme yaptığı Emniyet Havacılık Daire Başkanlığı ve diğer bölgelerde de uçtuğunun, vatandaşları korkutmak için sonik patlamalara yol açacak alçak uçuşlar yaptığının ortaya çıktığını söyledi.

Azimetli'nin hangi uçakları kullandığına kadar her detayın kayıtlarda yer aldığını vurgulayan Kızılca, "Özellikle birinci ve ikinci uçuşta iddianameye yansıdığı gibi ve diğer sanıkların beyanlarında yer alan hususları doğrulayacak şekilde Ankara üzerinde alçak uçuş yaptığı, işaretleme yaptığı, Ankara Emniyet Müdürlüğüne yönelik keşif uçuşu gerçekleştirdiği, iddianamedeki bütün hususları doğrulayan uçuşlara imza attığı ortaya çıktı." diye konuştu.

Azimetli'ye yöneltilen suçların diğer sanıklarda olduğu gibi ağır suçlar olduğuna işaret eden Kızılca, şunları kaydetti:

"Sanıkların suçtan kurtulmaya yönelik inkar savunmaları bir strateji olarak karşımıza çıkmakta ama dosya kapsamına baktığımızda bu stratejileri boşa çıkıyor. Çünkü dosyada gerek karakutu kayıtları gerek diğer sanıkların beyanları, diğer bilgi belgelere göre sanıklar inkar stratejisiyle savunma yapsalar da söylediklerinin hayatın olağan akışına, dosyanın kapsamına uygun olmadığı çok ortada.

Bu inkar stratejileri belki biraz yargılamayı uzatmaya yönelik, şüpheye yönelik bir strateji diye değerlendiriyorum. Ancak bakıldığında Azimetli de olduğu gibi bir pilot düşünün 'Havada hiçbir yere gitmedim' diyor ama uçağın karakutusu olduğunu ve her şeyi kaydettiğini unutabiliyor. Havada veya yerde başka kimseyle görüşüp görüşmediğini özellikle sordum, görüşmediğini söyledi ama havada bunları yaparken bir karakutunun da kendisini kaydettiğini, bütün konuşmaları kaydettiğini ve nereye gittiğini gösteren kayıtların olduğunu unutuyor."

Avukat Kızılca, sanıkların inkar stratejilerinin mantıklı temeller üzerine oturmadığını ifade ederek, "Bugün bence Azimetli bitmiştir. Azimetli dinlenen ilk pilottu. Bu stratejiyle hareket edecek olan pilotlara da yol açmamak adına gece saatlerine kadar dosyayı araştırdım ve karakutu kayıtlarına işaret ettim." değerlendirmesinde bulundu.

HÜSEYİN TÜRK

Tüm Sanıklar Gibi O da İnkar Etti

Darbe girişimi sırasında Meclis'i bombalayan F-16 pilotlarından Hüseyin Türk, hakkındaki tüm iddiaları reddederek "Meclisi bombalamadım" dedi.

Duruşmada darbe girişimi sırasında Meclis'i bombalayan F-16 pilotlarından eski Kurmay Yüzbaşı Hüseyin Türk'ün savunmasına geçildi. Sanık Türk, kursiyer pilotları toplayarak görev dağılımı yapıp emirler verdiği belirtilen iddianamede yer alan, "Bir gecede Meclis'i bombalayıp bir gecede vatan haini oldum" ifadesini ve diğer tüm ifadelerini reddetti. Diğer tüm sanıklar gibi Türk de, FETÖ'le bir bağlantısı olmadığını, darbeye katılmadığını, darbeden sonradan haberinin olduğunu iddia etti.

Bir saat uçuş yaptığını ancak meclise bomba atmadan indiğini ifade eden sanık Türk, darbeyi görev sonrasında öğrendiğini öne sürdü. İlk uçuştan sonra uçmadığını beyan eden sanık Türk'e Mahkeme Başkanı Selfet Giray, neden ikinci kez çağrılmasına rağmen uçmadığını, "darbeyi öğrendiğin için mi uçmadın?" şeklinde sordu. Sanık Türk de, "Canım istemedi" dedi. Başkan Giray, soruyu yineleyerek, Terörle Mücadele Harekatı (TMH) kapsamında bir uçuşta normalde uçup uçmayacağını sordu. Türk, sayısız uçuşu olduğunu, doğuda da TMH'ye katıldığını söyledi.

Sanık, filoda yer alan görüntülere ilişkin, kayıtlarda yer alan kişiler sorulduğuna, "Onların kim olduğunu söylemek istemiyorum" dedi. Daha sonra Mahkeme Başkanı Giray ile sanık Türk arasında şu diyalog geçti:

Başkan Giray: "Uçakta sniper podu var mıydı?

Sanık Türk: "İlk uçakta mı?"

Başkan Giray: "Evet. Zaten bir kere uçmadın mı, diğerinde sniper pod olup olmadığını nereden bileceksin?"

Türk: "Diğerinde olup olmadığını bilmiyorum zaten."

Çapraz sorgu müşteki avukatlarıyla devam etti. Bir avukat, "Uçuş esnasında karadan ve diğer uçaklar ile bir temas kurmadığınızı ifade ettiniz. Bu ayrıntılar uyduruldu ise, nasıl uyduruldu? diye sordu. Türk, "Verdiğim arıza bilgisi kuleden alınmış olabilir" dedi. Avukatın, arıza dışında başka ayrıntıların da yer aldığını belirtmesi üzerine Türk, "Bilmiyorum teknoloji gelişti" cevabını verdi.

Sanığın çapraz sorgusu yarım saatlik aranın ardından devam edecek.

HASAN HÜSNÜ BALIKÇI

Davada, darbe girişimi gecesi TBMM'yi bombalayan pilotlardan Akıncı'daki 4. Ana Jet Üs Komutanlığında görevli eski hava pilot kurmay yarbay Hasan Hüsnü Balıkçı savunma yaptı.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmada, Akıncı Üssü'ndeki darbeye hazırlık toplantılarına katılan, TBMM'yi bombalayan pilotlardan olduğu belirlenen ve eski Yüksek Askeri Şura Üyesi Akın Öztürk'ün damadı Hakan Karakuş'un darbe girişimi sonrası evinde saklandığı Balıkçı, hakkındaki iddiaları reddetti.

Emniyet ve savcılıktaki ifadeleri işkence altında verdiğini ileri süren ve kabul etmeyen Balıkçı, Terörle Mücadele Harekatı (TMH) görevi gereği Akıncı Üssü'ne gittiğini iddia etti.

Balıkçı, savunmasında, "TMH görevi gereği hazırlıklarımı yapmak üzere 141. Filo'ya gittim. İlerleyen saatlerde uçuş emri verildi. Selahattin Yorulmaz ile 4. ya da 5. uçak olarak uçuşa başladık. Havalandıktan bir süre sonra bilgisayar arıza yaptı ve geri inerek dinlenmeye çekildik. Daha sonra tekrar uçuş görevi verildi ancak yeni uçuştan geldiğim için kabul etmedim." ifadelerini kullandı.

"Canım istemedi, uçmadım"

Yeniden uçuş görevini neden istemediği sorulan Balıkçı, "Canım uçmak istemediği ve kendimi yorgun hissettiğim için uçmadım. 'Mümkünse başka birisi uçsun' dedim. İlk sortiye giderken de aynı şeyi söyleyebilirdim ama öğlene kadar uyuduğum için enerjim vardı." yanıtı verdi Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Selfet Giray, TMH görevinde de "Uçmak istemiyorum" deme şansının olup olmadığını sorması üzerine Balıkçı, "Uçabilecek başka kimse varsa diye söyledim." diye konuştu.

Savcılık ifadesinde "Sadece Meclis'e atılan bombayı bizzat kendim attım." diyen Balıkçı, hakim karşısında ise TBMM'yi bombalamadığını ileri sürdü. Balıkçı, "Meclise bomba atmadım, kimin attığını da bilmiyorum. Saat 03.00 gibi darbe girişimini öğrendim. 143. Filo'ya gittiğim ancak içeri almadılar. Ben de kuleye gittim. Burada kalamayacağım söylenince ben de buradan ayrıldım. Sabah olunca çıkışların serbest olduğunu anladıktan sonra da lojmanıma gittim. Ailemi de alarak Konya'ya gittim." iddiasında bulundu.

FETÖ veya benzer bir örgütün yöneticisi ya da üyesi olmadığını savunan Balıkçı, "Hiçbir zaman ABD'ye gitmedim, FETÖ liderini görmedim ve ByLock programını kullanmadım." dedi.

Örgütün mahrem imamlarından Ufuk Işık'ın kendisi aleyhindeki beyanlarını da reddeden Balıkçı, "Işık'ı tanımıyorum. Işık'ın beyanları iftiradır, üzerine çalışılmış bir senaryodur. Sivil ya da askeri hiçbir kimse benim imamlığımı yapmamıştır." savunmasını yaptı.

Darbeye ilişkin bir toplantıya katılmadığını ve bu yönde bir toplantının yapılıp yapılmadığını bilmediğini ileri süren Balıkçı, "Darbeyi Ahmet Özçetin, Mustafa Azimetli ve Hakan Karakuş'tan öğrendiğim doğru değildir. Bu ifadeleri baskı altında söyledim. İddianamede bana ait olduğu söylenen ses ve görüntü kayıtlarını da kabul etmiyorum." diye konuştu.

Duruşmaya, Balıkçı'nın çapraz sorgusuyla devam edildi. Darbe girişimi gecesi TBMM'yi bombalan pilotlardan olduğu ve darbeye hazırlık toplantılarına katıldığı belirlenen sanık Balıkçı, Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın sorularını yanıtladı.

Eski ifadeleri okunan Balıkçı, diğer sanıklar gibi, işkence altında verdiğini ileri sürdüğü emniyet ve savcılık ifadelerini reddetti.

Balıkçı, hakim karşısında, savcılık ifadesinde "etkili ve atak" olarak tanımladığı eski harekat komutanı Ahmet Özçetin hakkındaki bu sözleri söylemediğini ileri sürdü.

İfadesindeki, "Hakan Evrim general olmasına rağmen pısırık biridir" bölümlerini de kabul etmeyen Balıkçı, "Hakan Evrim pısırık, Özçetin atak gibi sözleri söylemedim" dedi.

Akıncı Üssü'ndeki kamera kayıtlarına ilişkin fotoğrafları gösterilen sanık Balıkçı, fotoğrafları için "Biraz bulanık ama bana benziyor." dedi. Sanık Balıkçı, diğer fotoğrafları için de "Bana benziyor." dedi.

Sanık Balıkçı, müşteki avukatlarının da sorularını yanıtladı. Darbeden önce Ankara'ya getirilen uçaklar için kullanılan "sniper pod" cihazlarının (hassas vuruş sağlamak için kullanılan cihaz) kursiyerlerin kullanımı için getirtildiğinin iddia edildiğinin hatırlatılması ve "Bu cihazlar kursiyerler için gelmedi mi, siz neden uçtunuz?" sorusu üzerine Balıkçı, eğitmenlik yapacak pilotların bu cihazların eğitimi için tazeleme uçuşu yapması gerektiğini, Hakan Karakuş ile de tazeleme için uçtuklarını savundu.

Sanık Balıkçı, bir başka soru üzerine dikte kayıtlarını kabul etmediğini, 141. filoda hiçbir toplantıya katılmadığını ileri sürdü.

Daha sonra filo koridorlarındaki görüntüleri izletilen Balıkçı, toplantı halindeki kalabalık arasında kendisinin bulunmadığını savundu.

-"Sivil kişinin kim olduğunu hatırlamıyorum"

Balıkçı, 143. filo komutanının odasına girip bir sivil şahısla çıktığına ilişkin görüntülerden sonra bu sivil kişinin kim olduğu sorusuna "Hatırlamıyorum" karşılığını verdi.

Başkan Giray'ın, dosyadaki tespit tutanağında bu kişinin Fırat Alakuş olduğunun belirtildiğini hatırlatması üzerine Balıkçı, "O kim? Onu da bilmiyorum." dedi.

Eski Yüksek Askeri Şura Üyesi Akın Öztürk'ün damadı Hakan Karakuş'un darbe girişimi sonrası evinde saklandığı Balıkçı, "Hakan Karakuş, neden evinize sizden habersiz gelmiş? Bu kadar davetsiz gelebilecek kadar yakın arkadaş mısınız?" sorusu üzerine, "Gelmiştir, kapıyı çalmıştır, kimse açmayınca girmiştir. İhtiyaç duymuş, girmiş. Mantıksız değil. Sonuçta yakın arkadaşız, devreyiz." dedi.

İddianamede FETÖ üyesi olduğu yönündeki sanık ifadelerinin hatırlatılması üzerine Balıkçı, bu ifadeleri reddetti. İçişleri Bakanlığı avukatı Uğur Kızılca, sanığa uçaktaki arızanın ardından ne yaptığını sordu. Sanık Balıkçı, düzeltmeye çalıştıklarını, başaramayınca indiklerini savundu. Kızılca ise radar izlerine bakıldığında Ankara üzerinde uçuş yapıldığının görüldüğünü kaydetti.

Uçuş sırasındaki telsiz konuşmalarındaki "manuel atış" yapılabileceğine ilişkin sözlerinin hatırlatılması üzerine Balıkçı, bu konuşmaları kabul etmediğini belirtti.

-"Diğer sanıklar belki unutulacak ama siz hafızalarda kalacaksınız"

Daha sonra söz alan Başbakanlık avukatı İskender Minar, şöyle konuştu:

"Davanın vehameti nedeniyle bir süre sonra da bu duruşmanın zabıtları dahil her şey, konuşmalar, ifadeler bir tarihi vesikaya dönüşecek. Ağır bir itham altındasınız. Bu dava elbette bir yargılamadır. Neticesinde mahkumiyet kararı çıkarsa -ki biz çıkacağına mevcut delil durumuyla inanıyoruz- diğer sanıklar belki unutulacak ama siz hafızalarda kalacaksınız. Çünkü TBMM, devletimizin, milletimizin bekasını, iradesini temsil eden yerdir. Oraya bomba atılıyor ve bir mesaj verilmeye çalışılıyor. Bu çok sıradan bir eylem değil. Siz bu eylemi yapmadığınızı söylüyorsunuz. Bir sanık psikolojisi olarak düşünülebilir ancak sizi tüm eylemleri yok sayan bir tarzda ifade vermeye sevk eden nedir? Bir korku mu, tehdit mi, sadakat mi, bağlılık mı?"

Sanık Balıkçı ise olayın aylarca basında haber konusu olduğunu ifade ederek, "Bundan en büyük acıyı ben çektim. Katılıyorum. Belki 100 yıl ismim unutulmayacak ama ben olanı söylüyorum. Bu mahkeme sonucu belirleyecek, kanaatini, delilleri ortaya koyacak. Oraya o bombanın kimin tarafından atıldığını belirleyecek. Ben de o günü bekliyorum. Beni mahkum ederse bu mahkemenin kararı olacak." görüşlerini savundu.

Mahkeme Başkanı Selfet Giray, sanık Balıkçı'ya, darbeyi FETÖ'nün yaptığına, Akıncı'nın baş FETÖ'cüsünün sanıklardan Ahmet Özçetin olduğuna yönelik önceki ifadelerini hatırlatarak, "Örgütün önceki ifadelerinden rahatsızlık duyması normaldir. Sana, ailene yönelik tehdit, vesaire geldi mi?" diye sordu. Sanık Balıkçı, "Mahkeme huzurunda söylediklerim doğrudur. Kesinlikle tehdit edilmiyorum. Kimsenin peşinden koşmuyorum. FETÖ'cü olma gibi bir sabıkayı reddediyorum" dedi.

Sanıklardan Birleştirilmiş Hava Harekat Merkezi eski Komutanı Recep Ünal, sanık Balıkçı'ya, "Havadayken, kaldırılmış uçuşların usulsüz, talimatsız, hukuksuz olduğu yönünde talimatlar vardı, duymadınız mı?" sorusu üzerine Balıkçı, bu talimatları duymadığını iddia etti.

Balıkçı'nın çapraz sorgusunun tamamlanmasının ardından avukatı da savunma yaptı.

Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.

13.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinin bombalanması emrini veren ve o gece ilk uçuşu yapan sanık eski Pilot Kurmay Binbaşı Mehmet Fatih Çavur savunma yaptı.

MEHMET FATİH ÇAVUR

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmada hakim karşısına çıkan Çavur, düşman unsurlarına gözdağı vermek için 15 Temmuz gecesi Genelkurmay Başkanlığı karargahı üstünde uçtuğunu iddia etti.

Savunmasına hazırlık aşamasında verdiği ifadeleri reddederek başlayan Çavur, mahkeme huzurundaki beyanlarının esas alınmasını istedi.

Olay tarihinde 142. Filoda harekat subayı olarak görev yaptığını belirten Çavur, başarılı bir kariyere sahip olduğunu, amirleri tarafından sürekli takdir edildiğini, üstün hizmet madalyası aldığını, kendisinden daha rütbeli komutanından bile çok fazla şerit rozet sahibi olduğunu söyledi.

Devlete ait okullarda öğrenim gördüğünü, ailesi ve yakın çevresinden hiç kimsenin FETÖ ile ilişkinin bulunmadığını iddia eden Çavur, buna rağmen örgüt yöneticiliğiyle suçlandığını belirtti.

Savunmasının ilk iki saatlik bölümünde, "Akıncı Üssü'nün idari yapılanması", "sorumlu komutanları", "savaş uçaklarının kabiliyetleri" ve "terörle mücadele harekat tarzı" konularını anlatan Çavur, daha sonra darbe girişimine yönelik beyanlarda bulundu.

İddianamede hakkında isnat edilen suçlamaların somut delilere dayandırılamadığını öne süren Çavur, "O gece 'Akıncı'daysanız darbecisiniz, darbeciyseniz FETÖ'cüsünüz' paradoksuna atılarak savunma yapmamız istenmiştir.
Zorla örgüt yöneticisi yapılmak için uğraşılmıştır.

Aynı yerdeki 5 kişiden birinin ifadesinde saçma sapan, alakası olmayan bir yerde yönetici olduğum çıkarımında bulunduğu iddiasıyla yargılanıyorum." iddiasında bulundu.

Emir komuta zinciri içerisinde hareket ettiğini öne süren Çavur, verilen emri yerine getirmekle sorumlu olduğunu belirterek, askerlere özgü bu durumun suçlama gerekçesi yapılamayacağını savundu.

Emirleri kendisine verenlerin komutanları olduğunu söyleyen Çavur, "Emirlerin suç teşkil edeceğini nereden bilebilirim. Hiç kimseden darbe emri almadım. İnsan kendi memleketinde bir yeri bombalayacak ama darbe olacak. Böyle saçma sapan bir şey olabilir mi? Bütün Türkiye'ye mantıksız geliyor. Kimse bunun bir darbe olduğuna inanmıyor. Amirlerin söyledikleri şeylerden sonra bizim sığındığımız şey iç hizmet kanunudur ve sorumlu amirin kendisidir. Komutan sana emir verir, sen de yerine getirirsin." dedi.

Darbe girişiminin "başarısız olması için sergilenen bir oyun" olduğunu iddia eden Çavur, "Mozambik ordusu yapsa bu kadar hatayı bir arada yapamazdı. Başarısız olması için öne sürülen bir oyundu. Körler topluluğu, müsamere sergilemiştir." iddiasında bulundu.

"Sulandırmadan savunmana devam et"

Darbe girişiminden sonra evinde, aracında ve iş yerinde arama yapıldığını, el konulanlar arasında nelerin olduğunu merak ettiğini belirten Çavur, "Matkabıma da el konulmuş mudur? Darbeli matkap olduğu için soruyorum." demesinin üzerine Mahkeme Başkanı Selfet Giray, "Sulandırmadan savunmana devam et. Daha önce de söyledim. O kadar şehit var, ona göre davranın. Eğer o hassasiyet olmasaydı çok daha ağır benzetmeleri biz de yapardık." diyerek sanığı uyardı.

15 Temmuz akşamı Yarbay Hakan Karakuş'un silahlı terör örgütleri PKK ve DEAŞ'a yönelik büyük bir harekat yapılacağını söylediğini anlatan Çavur, sorgu aşamasındaki ifadesine Meclis ve Emniyet gibi kamu binalarının da bu harekat kapsamında vurulacak hedef olarak eklendiğini iddia etti.

Sanık eski Albay Ahmet Özçetin'in kendisine bir kağıda yazılı hedefleri verdiği şeklinde bir beyanın olmadığını öne süren Çavur, "Hayatımda böyle bir tarif görmedim. Bu tarifi ancak bakkal Mehmet efendi yapar. Asla o şekilde bir atış yapılamaz. Ahmet Özçetin bir kağıt getirecekse bana niye getirsin? Elinde telsizi var, oradan da söyleyebilir. Bana gerek yok. Bu tamamen uydurmadır." iddiasında bulundu.

Çavur, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine ilişkin "Ak Saray'ın camlarını indirin" dediği yönündeki beyanını da yalanladı.

Uçağında 45-50 dakika daha uçacak kadar yakıt bulunmasına rağmen indiğini savunan Çavur, telsiz kayıtlarına yansıyan ve lehine olan bu durumun iddianamede yer almadığını iddia etti.

15 Temmuz akşamı filoda rutin görevleri kapsamında iki öğretmen pilotla uçuş simülasyonu yaptıklarını, ardından filo komutanlarını ziyaret ettiklerini belirten Çavur, bir süre sonra filo komutanının teğmenleri brifing salonunda topladığını, saat 16.30 sularında kendisinin de brifing salonuna gittiğini, burada komutanın teğmenlere terörle mücadele harekatı (TMH) görevi olabileceğinden bahsettiğini söyledi.

"Sorumluluğunuzu yerine getirin"

Pilotlara, "Bu günler için yetiştirildiğiniz, emeğimizin karşılığını verin" şeklinde bir açıklamasının bulunmadığını iddia eden Çavur, toplantıda komutanın söyledikleri ifadeleri kursiyer pilotlara aktardığını ve subayların üste kalmasını istediğini savundu. Çavur, pilotlara, "Sorumluluk geldiğinde sorumluluğunuzu yerine getirin" dediğini öne sürdü.

Saat 20.30'da filo komutanının emriyle TMH görevi için toplandıklarını anlatan Çavur, brifingde komutanın söylediklerini not almak için bir tomar kağıt aldığını, harekatta uçabilecek pilotların isim ve uçuştaki görevlerini harekat subayı olması dolayısıyla belirleyerek müsvedde kağıda yazdığını öne sürdü.

Çavur, üs komutanının TMH emrinin kimden geldiğini söylemediğini savundu.

Bu arada sanık Özçetin'in uçuş talimatının verildiğini öne süren Çavur, "Uçuş listesinde en üste adım olduğu için teçhizatımı giydim. Genelkurmay üzerinde uçmak için çıkış yaptım." dedi.

Uçuş yapmadan önce Genelkurmay Başkanlığını bulabilmek için koordinatı istediğini belirten Çavur, koordinatı kimden aldığını hatırlamadığını öne sürdü.

Saat 22.00'de kalkış için harekat ettiğini anlatan Çavur, uçağında havadan yere atılan mühimmat bulunmadığını, Genelkurmay üstünde uçmasının sebebinin ise buradaki düşman unsurlara gözdağı vermek olduğunu iddia etti.

Çavur, pist başı yaptığı sırada kuleye hareketini bildirdiğini, bunun da darbe girişimini başlattığı yönünde algılandığını öne sürdü.

Yaklaşık 15 dakika Genelkurmay Başkanlığını aradığını, binanın etrafında polis ekiplerinin ışıklarını gördüğünü belirten Çavur, ne olduğunu anlamak için kısa bir süre bölgede kalıp daha sonra ayrıldığını öne sürdü.

Akıncı Üssü'ne döndükten sonra çatışmaya ilişkin herhangi bir şey görmediğini komutanlarına aktardığını öne süren Çavur, daha sonra komutanıyla birlikte 143. filoya geçtiklerini, burada eli silahlı personelin nöbet tutuğunu gördüğünü, komutanın talimatıyla filonun kantininde beklemeye başladığını anlattı.

Genelkurmay Başkanının da Akıncı Üssü'ne geldiğini duyduğunu söyleyen Çavur, "Terör saldırısından korumak için Genelkurmay Başkanının buraya getirilmiş olabileceğini, terörle mücadele harekatını buradan yönettiğini düşündüm." dedi.

Çavur, sabaha kadar 143. filoda beklediğini, daha sonra 141. filoya gidip aracıyla lojmanlara geçtiğini söyledi.

Evinde ele geçirilen üç adet bir dolarlık banknotlara da değinen Çavur, çocukları için döviz yatırımı yaptığını, söz konusu banknotların da buradan alındığını belirterek dolarların kendisi için manevi bir değerinin bulunmadığını savundu.

Çavur, dava kapsamında yargılanan personelin verilen emirleri sorgulamadan yerine getirdiğini, kendisinin de aralarında bulunduğu sanıkların suç işleme iradesi göstermediklerini, askeri hiyerarşi içinde hareket ettiklerini savundu.

Üzerine atılı suçları bilerek gerçekleştirdiğine dair somut, inandırıcı ve her türlü kuşkuyu ortadan kaldıran bir delilin bulunmadığını iddia eden Çavur, iddiaların varsayımdan ibaret olduğunu öne sürdü.

15 Temmuz'da terörle mücadele harekatı (TMH) icra edileceği için karargahta bulunduğunu savunan Çavur, "O gece uçuş için hazırlanan uçakları belirlemek harekat subayı olarak görevim. Görevim dışında hiçbir faaliyette bulunmadım. Amirlerim dışında kimseden emir almadım." dedi.

Darbe girişiminin planlayıcısı ve yöneticisi olarak görülmesini "komik bulduğunu" belirten Çavur, "yurtta sulh" ismini ilk kez gözaltındayken polisten duyduğunu kaydetti.

Uçaklarla darbe yapılamayacağını, asıl darbenin kendilerine yapıldığını iddia eden Çavur, pilotların hiçbir şeyden haberdar edilmeyerek kendilerini olayın içinde bulmalarının sağlandığını öne sürdü.

FETÖ mensubu olduğuna ilişkin aleyhinde ifade veren "mahrem imam" Sinan Kurt'u tanımadığını, kod isim kullanmadığını savunan Çavur, FETÖ ile gönül bağı bulunmadığını öne sürdü.

"Adil Öksüz'ü görmedim"

Davanın sanıklarından Ömer Harmancık, Akın Öztürk, Ünsal Coşkun, Hakan Evrim, Ahmet Özçetin ile firari sivil sanık Adil Öksüz'ün de aralarında bulunduğu isimlerle bombalanacak yerlere ilişkin düzenlendiği iddia edilen toplantıya katılmadığını savunan Çavur, söz konusu isimlerden bazılarını ilk kez duruşma salonunda gördüğünü söyledi.

143. Filoda düzenlendiği belirtilen toplantıya katılması halinde uçakların uçurulmasına karşı çıkacağını savunan Çavur, "Eğer iddia edildiği gibi o toplantıda olsaydım 'F-16 uçurarak neyi amaçlıyorsunuz', derdim. Halkın üzerine bomba atmanın hiçbir mantığı olamaz. Generallerle oturma hakkım olsa bunlara engel olmaya çalışırdım." iddiasında bulundu.

Davanın bir numaralı sanığı Akın Öztürk'ü o gece bir kez, harekat komutanı sanık Özçetin'i ise birkaç kez gördüğünü anlatan Çavur, Harmancık, Coşkun ve Öksüz ile diğer sivilleri görmediğini ifade etti.

Evinde yapılan toplantıyı kabul etti

Evinde 14 Temmuz'da darbe girişimine yönelik pilotlarla toplantı yaptığına ilişkin iddiaya da değinmek istediğini belirten Çavur, darbeden bir gün önce saat 23.30'da üç pilot üsteğmeni evinde ağırladığını kabul etti.

Pilotlarla bir araya gelmesinin darbeye yönelik olmadığını, onların talebi üzerine gerçekleşen bir veda ziyareti olduğunu savunan Çavur, şöyle devam etti:

"O gece arkadaşlar evime vedalaşmak için geldi. Bir binbaşı ve üç üsteğmene mi kalmış darbe girişimi? Ne yapmışlar? Darbe toplantısı yapmışlarsa bu konuştuklarımızın hangisi üzerine darbe inşa edilmiştir. Ben bunlardan biriyle perşembe günü uçtum. Bir kaç kez beni ziyaret etmek istediklerini söylediler. Ben de 'Son bir gecem var, saat 23.00'te iniyorum. Madem öyle gelin bir çay içelim' dedim. Çünkü bunlar cuma günü jübile uçuşlarını yapıp gidecekler. Ben bunları evime çağırıyorum. Darbeyle ilgili bir toplantı için olsaydı eğer bunları evime çağırmazdım. Bir şey söylemek istesem filoda da söylerdim. ya da bunları herhangi bir yerde konuşurum, neden evimde söyleyeyim? Genel uçuş konularını konuştuk çünkü ben onların hocasıyım. Bir gün önce biriyle uçmuşum. Ben bunları konuştum, 20 dakikada nasıl darbe konuşulacak?"

"İnkar etmiyorum, ilk uçan benim"

İddianamede 15 Temmuz gecesi pilotlara hitaben "harekat başladı" şeklindeki ifadesinden yola çıkılarak darbe girişiminin startının verildiği şeklinde bir tespitte bulunulduğunu aktaran Çavur, "Hareket başladı demek uçağın harp pozisyonu alması demektir. Havadaki her şeyi kule yönlendirir. İddianamede bu cümlenin darbeyi başlatan cümle olarak alınması çok komik ve saçmadır. İlk uçan benim bunu inkar etmiyorum." diye konuştu.

Uçuş listesinin hazırlanmasına ilişkin de savunma yapan Çavur, listeyi hazırladığı zaman darbe girişimine dair bilgisinin bulunmadığını iddia ederek, "O zaman bir tane Allah'ın kulu darbe olduğunu bilmiyordu, oradaki pilotlar da bilmiyordu. Harekat subayı olarak bunu yapmak gibi sorumluluğum vardı. Olayın iç yüzünü bilene kadar sorumluluklarımı yerine getirmek zorundayım. Oradakilerin fikirlerini sorarak isimlerini bir kağıda yazdım. Bu bir emir değil, program subayları bunu alacak kendi çatılarını oluşturacaklar. Filo girişinin önündeki masaya kağıdı bıraktım ama bunun uygulanmadığını pilotların ifadelerinde görüyoruz." ifadelerini kullandı.

Çavur da ses kayıtlarını inkar etti

Külliye'nin bombalanmasına ilişkin dijital verilerin tarafına ulaştırılmasından sonra savunma yapacağını dile getiren Çavur, bombalama emrini verdiği ses kayıtları için "Bunlarla bomba değil, taş bile atılmayacak tutarsız, saçma iddialardır. Bugüne kadar 2 bin 500 saat uçuşum var. Benim konuşmalarımı bir araya getirmek çok kolaydır. Fotoğrafları da bu şekilde yapmak çok kolaydır. Benim 5 dakikamı almaz. Darbe olduğunu bilmeden yaptığım konuşmalar, astlık üstlük ilişkisi içinde yaptığım konuşmalardır." dedi.

Davanın sanıklarından Ahmet Özçetin, Hakan Karakuş, Mustafa Mete Kaygusuz ve Mustafa Azametli de filodaki görüntü ve ses kayıtlarının kendilerine ait olmadığını savunarak, inkar etmişti.

Savunmasını tamamlayan Çavur'un çapraz sorgusuna geçildi.

"Devletin yakıtını boşa harcamak istemedim"

Uçakları harekat merkezinden yönlendiren sanık Ahmet Tosun'a koordinat bilgisi vermediğini savunan Çavur, kursiyer pilotları da görevlendirmediğini iddia etti.

Sanık Ahmet Özçetin'in Ankara'da vurulacak yerlerin isimlerinin yer aldığı bir listeyi kendisine vermediğini öne süren Çavur'a, Mahkeme Başkanı Selfet Giray, "Olmadığı halde yakıt arızası nedeniyle piste geri döndüğünüzü söylemişsiniz. Bu görevden bir fayda sağlanamayacağını söylemek yerine neden böyle bir mazeretin arkasına sığındınız?" sorusunu yöneltti. Bunun üzerine Çavur, "İnisiyatif kullandım, devletin yakıtını boş yere harcamak istemedim. 'Saçma saçma orada dolaşıyorum' diye düşündüm ve görevi bitirmek istedim ve indim. Hava Kuvvetlerinin sorgulanmayan bir konusu. Çünkü inisiyatif pilotta." cevabını verdi.

Çavur, bir soru üzerine o gece uçuşta kullanılan kod isimlerin kimler tarafından belirlendiğini hatırlayamadığını, uçuş öncesi yapılan brifingde herhangi bir yerin koordinatının gündeme gelmediğini, harita ve benzer bir belgeyi de görmediğini savundu.

Çavur'un çapraz sorgusuna yarın devam edilecek.

14.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişi hakkında açılan davanın 26. celsesine başlandı.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, sanık avukatları, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ile Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığının da arasında bulunduğu bazı müştekilerin avukatları ile bazı müştekiler katıldı.

Bugünkü celseye, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin bombalanması emrini veren ve darbe gecesi ilk havalanan pilot olan eski Kurmay Binbaşı Mehmet Fatih Çavur'un çapraz sorgusuyla devam edildi.

Mahkeme heyeti ve müşteki avukatlarından sonra sanığa soru sorma sırası müşteki avukatlarına verildi.

Bu sırada söz alan darbenin sivil yöneticilerinden Harun Biniş'in avukatı Ayten İzmirli, bir soru yönelttikten sonra müşteki avukatlarına yönelik beyanda bulunmak istediğini söyledi.

Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın taleplerin daha sonra alınacağını hatırlatmasına rağmen İzmirli, kayıtlara geçmesi için sözlerine devam edeceğini ifade etti.

Avukat İzmirli, mahkeme heyetinde bugüne kadar yayın yasağının da içinde bulunduğu birçok talebinin karşılık bulmadığını savundu.

Duruşma savcısını ise duyurularına yönelik duyarsız kalmakla suçlayan İzmirli, müşteki avukatlarının gizli bir şekilde cep telefonu üzerinden naklen yayın yaptıklarını öne sürdü.

İzmirli, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve davaya müdahil bakanlıkların avukatlarının sanıklara her avukatın bilemeyeceği teknik sorular yönelttiklerini, bu soruların dışarıdan birileri aracılığıyla iletildiğini iddia etti.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Giray da "Niye, avukattan daha bilgili kim olacak?" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın ise "Sizin zekanız bu tür soruların sorulmasına yetmiyor olabilir" diyerek tepki gösterdi.

Müşteki avukatlarının duruma itirazının devam etmesi üzerine İzmirli, müşteki avukatlarının bulunduğu sıraya bakarak, "O parmağı alır gözüne sokarım ya da uygun bir yerine neyse..." ifadesini kullandı.

İzmirli'nin sözlerine müşteki avukatları ve salondaki izleyiciler de sıralara vurarak tepki gösterdi.

Müşteki avukatları, hakarete uğradıklarını belirterek, başkandan müdahalede bulunmasını talep etti.

Avukatlar arasındaki tartışmanın devam etmesi üzerine Başkan Giray, duruşmaya ara verdi.

PARMAK POLEMİĞİ BÖYLE GELİŞTİ

Akıncı Üssü davasında sanık avukatları ile müşteki avukatları arasında parmak polemiği yaşandı. Ardından salon karıştı. Küfürlerin hava uçuştuğu duruşma salonunda mahkeme başkanı ara vermek zorunda kaldı.

Darbe girişiminin komuta merkezi olan Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 sanık hakkında açılan davada, eski Pilot Kurmay Binbaşı Fatih Mehmet Çavur'un savunması sırasında, 'sivil imam' olduğu iddia edilen Harun Biniş ve bir kısım sanık avukatı Ayten İzmirli'nin, bir müşteki avukatına yönelik sarf ettiği "O parmağını senin gözüne sokarım ya da uygun bir yerine neyse" sözleri salonu karıştırdı. Mahkeme Başkanı Selfet Giray, tartışmanın büyümesi üzerine duruşmaya ara verdi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları yerleşkesindeki duruşma salonda görülen davada, iki gündür savunması süren sanık Çavur'un çapraz sorgusu sırasında olaylar çıktı.

Soru sormak için söz alan Harun Biniş ve bir kısım sanık avukatı Ayten İzmirli, "Yaklaşık 45 gün süren duruşmalarda mahkemenizin bağımsızlığı ve tarafsızlığına gölge düşüren hususlarla ilgili taleplerde bulunmak istiyorum" dedi.

Mahkeme Başkanı Giray'ın söz vermesi üzerine konuşmasını sürdüren Avukat İzmirli, "Duruşma boyunca bize ve sanıklara yönelik yapılan küfürlere sadece lütfen demekle yetindiniz. Sanık avukatları halen ön kapıdan duruşma salonuna giremiyor. Bir suçlu gibi arka kapıyı kullanmak zorunda kalıyoruz. Bazı sanıklara, aralarında benim müvekkilim Harun Biniş'in de bulunduğu cüzzamlı muamelesi yapılıyor ve diğer sanıklardan ayrı oturtturuluyor. Müşteki avukatları soru sorarken önlerinde açık olan cep telefonlarına bakarak konuşuyor. Bize dışarıya canlı yayın yapılıyor havası veriliyor. Avukatların yanında kim oldukları belli olmayan cübbesiz kişiler oturuyor. Uyarılarımıza rağmen siz buna göz yumuyorsunuz" diye konuştu.

Avukatın sözleri sürerken, müşteki avukatlarıyla şehit yakınları ve gazilerin oturduğu bölümden tepki sesleri yükseldi; ancak avukat İzmirli konuşmasını sürdürerek, "Bana sabahki oturumda resmen örgüt avukatı dendi. Sayın savcı uyumakla yetindi. Örgüt avukatı denmesine rağmen savcı bey hiçbir işlem yapmadı. Bana ahlaksız diye bağırılıyor halen görmüyorsunuz bunları" dedi.

Mahkeme Başkanı Giray'ın uyarılarına rağmen müşteki avukatları ve şehit yakınları masalara vurarak, avukatı susturmak istedi. Bazı sanıklar ise avukat İzmirli'yi alkışladı. Tartışmalar sürerken, İzmirli, kendisini tehdit ettiğini iddia ettiği müşteki avukatlarından birine "O parmağını senin gözüne sokarım ya da uygun bir yerine neyse..." dedi. Bu sözlere karşılık müşteki avukatlarından biri, "O parmağı nere sokacağını gösteririm sana" diye bağırdı. Bazı şehit yakınları, sanık avukatların bulunduğu bölüme yönelik yüksek sesle sinkaflı sözler sarf etti. Mahkeme Başkanı Giray, uyarılara rağmen tarafları susturamayınca duruşmaya ara verdi.

TÜMGENERAL YAZGILI: Akın Öztürk 'İsrail bizi sattı' dedi

FETÖ'nün darbe girişiminde komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada tanık olarak yazılı beyanda bulunan eski tümgeneral Yazgılı, Akın Öztürk'ün, gözaltındayken, 'İsrail bizi sattı' dediğini öne sürdü.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada tanık olarak yazılı beyanda bulunan eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanı Tümgeneral Cevat Yazgılı, davanın bir numaralı sanığı Akın Öztürk'ün, gözaltında bulunduğu sırada, "İsrail bizi sattı" dediğini belirtti.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmada, tutuklu sanık Ahmet Taşhanlıoğlu savunma yaptı.

Akıncı Üssü'nde plan astsubayı olarak görev yaptığını, darbe girişiminin hiçbir aşamasında yer almadığını iddia eden Taşhanlıoğlu, 15 Temmuz'da üsse gelerek rutin mesaisine devam ettiğini belirtti.

Darbe girişimi sırasında sabaha kadar evinde kaldığına komşularının şahitlik edebileceğini savunan Taşhanlıoğlu, Akıncı Üssü'nün bombalanması üzerine ailesiyle lojmanlardan ayrılmak için aracıyla giriş kısmına geldiği sırada havacı astsubay olması nedeniyle gözaltına alındığını iddia etti.

Savunmadan sonra Mahkeme Başkanı Selfet Giray, dava dosyasına gelen evrakı okudu.

Giray, eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanı Tümgeneral Cevat Yazgılı'nın darbe girişiminden sonra gözaltında bulunduğu sırada yaşadıklarına ilişkin tanık sıfatıyla verdiği ifadenin bir nüshasının dosyaya dahil edildiğini söyledi.

Darbe girişiminin ardından gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan Yazgılı, dosyaya giren yazılı ifadesinde, gözaltında olduğu Ankara Emniyet Müdürlüğünde davanın bir numaralı sanığı Akın Öztürk'ün de aralarında bulunduğu üst düzey rütbelilerle aynı yerde kaldığını belirtti.

Yazgılı, yazılı beyanında, sanıklar Akın Öztürk, Aydemir Taşçı, Kemal Mutlu ve tanımadığı başka bir rütbeli ile sorgulama aşamasına kadar bir arada kaldıklarını kaydederek, "Başımızda polisler olduğu için Akın Öztürk ile sohbet etme imkanı bulamadım. Akın Öztürk bir ara benim de duyabileceğim bir şekilde kendi kendine ‘İsrail bizi sattı’ dedi. Bu sözü Kemal Mutlu da duymuş olabilir. Bu sözü duyduğumda darbe girişiminde dış güçlerin parmağı olduğunu düşündüm." ifadelerini kullandı.

İfadenin okunması üzerine söz alan sanık Akın Öztürk, Yazgılı'nın aleyhindeki beyanlarını kabul etmediğini belirterek, "Böyle bir konuşma geçmiş ise duyulacak kadar Kemal Mutlu yakınımdaydı, ona da sorulsun. Zinhar itiraz ediyorum. Aydemir Taşçı da oradaydı, ona da sorulabilir." dedi.

Mahkeme Başkanı Giray, sanıklar Mutlu ve Taşçı duruşmadan vareste tutuldukları için söz konusu ifadenin kullanılıp kullanılmadığının sorulması için sanıklara gelecek celse söz hakkı verileceğini kaydetti.

15.09.2017 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişi hakkında açılan davanın 27'nci celsesine başlandı.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, sanık avukatları, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ile Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığının da aralarında bulunduğu müştekilerin avukatları ve bazı müştekiler katılıyor.

Bugünkü oturumda, sanıklar Mutlu ve Taşçı'ya söz konusu beyanların sorulması ve taleplerin dinlenilmesinin ardından ara kararın açıklanması bekleniyor.

Duruşmaya, dava dosyasına gelen belge ve bilgilerin okunmasıyla devam ediliyor.

Davanın dün görülen oturumunda, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin bombalanması emrini veren ve darbe gecesi ilk havalanan pilot olan eski Kurmay Binbaşı Mehmet Fatih Çavur'un çapraz sorgusu yapılırken, darbe girişiminde Akıncı Üssü'nde plan astsubayı olan Ahmet Taşhanlıoğlu'nun savunması alındı. Savunmanın ardından Mahkeme Başkanı Selfet Giray, eski Hava Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanı Tümgeneral Cevat Yazgılı'nın tanık sıfatıyla verdiği ifadeyi okumuştu.

Buna göre Yazgılı'nın, sanıklardan eski Yüksek Askeri Şura üyesi orgeneral Akın Öztürk, Aydemir Taşçı, Kemal Mutlu ve tanımadığı başka rütbeli ile sorgulama aşamasına kadar bir arada kaldıklarını belirterek, "Akın Öztürk bir ara benim de duyabileceğim bir şekilde kendi kendine 'İsrail bizi sattı.' dedi." ifadelerini kullandığı açıklanmıştı.

Daha sonra söz verilen sanık Akın Öztürk, bu beyanların doğruyu yansıtmadığını öne sürerek, adı geçen diğer sanıklara sorulmasını talep etmişti.

ARA KARAR

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullanılan Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişi hakkında açılan davada ara kararını açıklayan Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, bir sanığın tahliyesine, diğer sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 9 Ekim-17 Kasım tarihlerinde görülmek üzere erteledi.

Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen davanın 27'nci celsesi tamamlandı. Savcılık mütalaasının ardından müzakere için duruşmaya ara veren heyet, daha sonra ara kararları açıkladı.

Kararı okuyan Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Selfet Giray, savunması alınan bazı sanıklar bakımından dava dosyalarının ayrılması veya diğer mahkemelerde görülen dosyalarla birleştirilmesi yönündeki talebi reddettiklerini bildirdi.

Sanıklardan Bilal Akyüz'ün reddihakim talebine ilişkin dilekçesi ile duruşma tutanaklarının değerlendirilmesi için Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar veren mahkeme heyeti, Hava Kuvvetleri Komutanlığınca sanıklar hakkında düzenlenen idari tahkikat raporlarının istenmesine de karar verdi.

Çekilen ve azledilenler nedeniyle müdafisi olmayan sanıklara avukat atanması için Ankara Barosuna yazı yazılmasına hükmeden heyet, avukat Ayten İzmirli'nin duruşmanın naklen yayınlanması, aksi takdirde yayın yasağı getirilmesine yönelik talebini de "yasal dayanağı oluşmadığı" gerekçesiyle reddetti.

Sanık Fetullah Gülen hakkındaki yokluğunda tutuklama kararı ile aralarında Adil Öksüz'ün de bulunduğu firari sanıklar hakkındaki yakalama kararının infazı için yazılan müzekkerelerin cevaplarının beklenmesine hükmeden mahkeme, Gülen'in iadesi ile kırmızı bültenle aranan sanıklara ilişkin yazıların cevaplarının da beklenmesi yönünde karar verdi.

ByLock listesinde yer alan sanıklara ilişkin BTK'ya yazı yazılmasına hükmeden mahkeme heyeti, sanıklardan Astsubay Ahmet Taşhanlıoğlu'nun mevcut delil durumu ve tutuklu kaldığı süreyi göz önünde bulundurarak, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi.

Heyet, diğer sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmederek, duruşmayı 9 Ekim-17 Kasım tarihlerinde görülmek üzere erteledi.

ŞEHİT YAKINLARI HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

Mahkeme, sanık avukatlarının özellikle Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Hava Kuvvetleri eski Komutanı Abidin Ünal'ın duruşmada tanık olarak dinlenmesi taleplerini reddetti. Mahkeme ayrıca duruşma salonunda sanık ve sanık avukatlarına yönelik hakaret ve tehdit iddialarının duruşma zabıtlarının incelenmesinin ardından gerekli görülürse Sincan Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına da hükmetti.

Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-29 Mart (2017) 'Ankara 486 sanık Akıncı Hava Üssü Darbe Yap.' davası

(16 Eylül 2017, 20:14)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

PARALEL YAPI KONULU HABER GRUPLARINDAN KISA BİR BÖLÜM: (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)  
Paralel Yapıya yönelik hemen hemen tüm operasyonlar ve açılan davalar
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı ve diğer kurum kuruluşlarla bağlantıları
Başbakan Erdoğan'ın paralel yapıyla ilgili açıklamaları
Paralel yapı-Abdullah Gül
Paralel yapı-Taksim Gezi Parkı olayları bağlantısı
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar
Paralel yapı-Ergenekon
Paralel yapı-Behçet Oktay intiharı
Paralel yapı-Hablemitoğlu cinayeti
Paralel yapı-Üzeyir Garih cinayeti
Paralel yapı-Cevzet Soysal cinayeti
Paralel yapı-Gaffar Okkan cinayeti
Paralel yapı-Paris cinayetleri
Paralel yapı-Haydar Meriç cinayeti
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimine açılan davalar'
Paralel yapı-Fenerbahçe/Şike soruşturması
Paralel yapı-Ses kayıtları
Paralel yapı-Hanefi Avcı'nın cemaat iddiaları
Paralel yapı-Sabri Uzun'un cemaat iddiaları
Paralel yapı-28 Şubat süreci
Paralel yapı-Kaset olaylarıyla bağlantısı
Paralel yapı-Rusya Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikasti
Paralel yapı-1990 Uğur Mumcu vd. Laiklik suikastleri soruşturmasında kumpas
Paralel yapı-TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile bağlantısının delilleri
Paralel yapı-15 Temmuz askeri darbe girişimindeki rollerini saptırma gayretleri
Paralel yapı-Yargılandıkları davalarda Fetö'nün terör örgütü olduğunu kabul etmeyen sanıklar
Paralel yapıya karşı devlet kurumlarının attığı adımlar
Paralel yapı-Deşifreyi ve soruşturmaları engelleme çabaları
Paralel yapı-Kamikaze tahliye girişimleri
Paralel yapı-Teslim olmayıp saklanan ya da yurtdışına firar eden şüpheliler
Paralel yapıya dair hukuki deliller
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapı-Suç duyuruları
Paralel yapı-Abdullah Harun
Paralel yapı-Dış ülke bağlantıları
Paralel yapı-Vatana ihanet
Paralel yapı-Misyonerlik/Dinlerarası Diyalog Bağlantıları
Paralel yapı-İslami açıdan sapkın görüşleri
Paralel yapı-Fetullah Gülen'in bedduaları
Paralel yapı-Örgüt mensuplarının intiharları
Paralel yapı konulu kitaplar
Paralel yapı konulu filmler
Paralel yapı bahanesiyle kontrgerilla yapılanmalarının gözden kaçırılma çabaları ... (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=11274    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
63.506.315