Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Hava Kuvvetleri Komutanlığındaki mahrem yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında 76 "mahrem imam" ile 81 askeri personel, 68'i tutuklu 157 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
![]() ![]() ![]() |
07.10.2017 14:59 Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Hava Kuvvetleri Komutanlığındaki mahrem yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında 76 "mahrem imam" ile 81 askeri personel, 68'i tutuklu 157 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.
2 Ekim'de Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi yerleşkesinde görülen duruşmaya sanıklar, avukatları ve yakınları ile Başbakanlık ve Milli Savunma Bakanlığı avukatları katıldı.
Duruşma, sanık üsteğmen C.S'nin savunmasıyla başladı. C.S, lise son sınıfın ikinci döneminde halı saha maçı ve çay içme bahanesiyle cemaat abilerinin kendisini evlere çağırdıklarını, bunun üzerine Kocatepe Camisi yakınlarındaki eve gittiğini, burada örgüt abisi Ömer Koca ile tanıştığını söyledi.
Daha sonra bir başka cemaat sorumlusu Muhammet İkbal Üzek ile tanıştırıldığını belirten C.S, Harp Okuluna başladığında Üzek aracılığıyla İstanbul Kadıköy'deki cemaat evine hafta sonları gitmeye başladığını ifade etti.
Üzek ile telefonla irtibata geçmediklerini, bir sonraki görüşme gününün, önceki toplantıda belirlendiğini kaydeden C.S, ilerleyen zamanlarda Murat isimli bir başka cemaat abisiyle tanıştırıldığını, sohbetlere bu kişiyle devam ettiklerini anlattı.
Pilotluk kursu almak için İzmir'de bulunduğu sırada kendisi gibi cemaat mensubu pilotlarla aynı evde kaldığını kaydeden C.S, örgüt yöneticilerinin burs adı altında maaşlarının yüzde 15'ini istediklerini belirtti.
İlk etapta istenen parayı verdiklerini kabul eden C.S, "Daha sonra vermek istemiyorduk. Bunlar yüzde 15'i her ay istiyordu. İlerleyen aylarda azalttık, sonra vermemeye başladık ama bunun üzerine bize baskı yapılıyordu." dedi.
Örgüt mensuplarının yapıya ilişkin sorgulama yapmasına karşı çıkıldığını ifade eden C.S, şunları kaydetti:
"Sorgulama diye bir şey yoktu, bu tavırlarını sorgulayınca da 'şefkat tokadı' yersin diyorlardı. Evden ayrılacağım sırada devrem iki kursiyer pilot getirdiler. Sürtüşmemiz devam edince bizden sorumlu abiyi değiştirip yerine Hakan isimli birini getirdiler. Onların olmadığı zaman evde kalan bizler cemaati sorgular, iyi şeyler yapmadıklarını konuşur hale gelmiştik. Hakan isimli kişi yaptığım sorgulama nedeniyle beni tehdit etmeye başladı. 'Böyle devam edersen pilotajdan atılırsın, bu da yetmez askerlikten yüz kızartıcı bir suçla ihraç edilirsin. Bu durumda, köydekilere ne söylersin' deyince açıkçası ben de kabuğuma çekildim."
Pilotluk eğitimi tamamlamasının ardından Konya 3. Ana Jet Ana Komutanlığına tayin olduğunu, burada Mahmut kod isimli cemaat abisiyle tanıştığını anlatan C.S, Mahmut'un aracılığıyla Ahmet Erol isimli bir başka cemaat abisinin evine gittiğini kaydetti.
İzmir'de olduğu gibi kendisinden burada da himmet istendiğini belirten C.S, "Ahmet Erol da burs adı altında benden para istemeye başladı. 'Bu konuda çok yüzsüzüm, sürekli isterim' dedi. Bursun ihtiyaç sahibi öğrencilere verileceğini söyledi. Paraya çok önem verirlerdi, 'Para cemaate bağlılığını gösterir' diyorlardı." ifadelerini kullandı.
"Darbeyi FETÖ yaptı"
15 Temmuz darbe girişimi sırasında kuzeninin düğününde olduğunu anlatan C.S, darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığına inandığını ifade ederek, "Bu darbeyi onların (FETÖ) yaptığını zamanla anladım. İnsan öldürebileceklerini düşünmemiştim ama durum ortada." ifadelerini kullandı.
C.S, darbe girişiminden 10 gün sonra güvenlik güçlerine giderek örgüt hakkında bildiklerini anlattığını ifade etti.
"Darbecilere karşı Akıncı Üssünü bombaladım"
Tutuksuz sanık eski üsteğmen Ali Avşar da hazırlık aşamasında verdiği ifadeleri kabul ederek savunmasına başladı.
Avşar, lise döneminde maddi imkansızlıklar nedeniyle bu yapının evlerine gittiğini, göreve başladıktan sonra zekat ve burs adı altında himmet verdiğini ancak toplantılarda sürekli paranın gündeme gelmesi nedeniyle bu yapıdan soğuduğunu anlattı.
Kız arkadaşının olması nedeniyle cemaat abisi Mustafa Taş ile tartıştığını söyleyen Avşar, "Eşimle o zaman görüşüyorduk, evleneceğimi söyleyince cemaatten biriyle evlenmeyi teklif ettiler. Kabul etmeyince de sıkıntı o zaman başladı. 2011'de onlarla bağımı kestim. Darbe yapabileceklerini düşünmemiştim." ifadelerini kullandı.
Harp Okulundan mezun olduktan sonra kursiyer pilotluk için İzmir'de eğitim gördüğünü anlatan Avşar, daha sonra Eskişehir'e F-4 pilotu olarak atandığını kaydetti.
Darbe girişimi sırasında evinde olduğunu, komutanları tarafından göreve çağrıldığını belirten Avşar, darbeci pilotlara karşı mücadele veren ekibin içinde yer aldığını iddia etti.
Darbenin merkez üssü Akıncı'dan darbeci pilotların kullandığı uçakların havalanmaması için 16 Temmuz sabahı pisti bombaladığını belirten Avşar, "Piste 6 bomba atarak kullanılamaz hale getirdim, aynı zamanda havalanmak isteyen iki helikoptere de ateş ederek uçuşlarını engelledim. İhraç olduğum güne kadar darbe karşıtı eylemler başta olmak üzere terörle mücadele kapsamında görev aldım." savunmasını yaptı.
Örgütün cemaat olarak benimsendiği dönemlerde ilişkisinin olduğunu, bu sürede suç olabilecek hiçbir eylemde bulunmadığını ifade eden Avşar, "En büyük pişmanlığım bu yapının gerçek yüzünü görememiş olmamdır." dedi.
- "Fırat Kalkanı harekatına katıldım"
Tutuksuz sanık eski üsteğmen Ali Korkmaz ise başarılı bir öğrencilik hayatının olduğunu, Anadolu lisesine birincilikle girdiğini, bu durumun cemaatin dikkatini çektiğini söyledi.
Bir arkadaşının aracılığıyla cemaat evlerine gitmeye başladığını anlatan Korkmaz, Gazi Üniversitesi Eczalık Fakültesini kazandığını ancak maddi imkansızlıklar nedeniyle Harp Okuluna kayıt yaptırdığını ifade etti.
Cemaat abisi İbrahim Şen'in kendisiyle irtibata geçerek, eve çağırdığını son sınıfta ise Halis isimli kişiyle tanıştırıldığını anlatan Korkmaz,
Konya'ya atandığında ise Harun kod adlı kişinin kendisiyle ilgilenmeye başladığını ifade etti.
Kız arkadaşı olduğu gerekçesiyle cemaatle arasının açıldığın savunan Korkmaz, "Kız arkadaşım ve ailesiyle ilgili gerçek olmayan bilgiler söylediler, ondan ayrılarak cemaatten biriyle evlenmeye zorladılar. Özel hayatıma bu denli karışmaları beni huzursuz ettiler. Bunun üzerine onlardan uzak kalmaya başladım." diye konuştu.
Akıncı Üssü 142. Filo'da görev yaptığını, çok iyi bir pilot olmasına rağmen darbecilerin kendisine görev vermediğini söyleyen Korkmaz, bu durumun darbeci olmadığının somut delili olduğunu öne sürdü.
Darbe girişiminden sonra icra edilen Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında keşif uçuşları başta olmak üzere birçok kritik görev üstlendiğini anlatan Korkmaz, "Bütün görevleri başarıyla yerine getirdim ve 4 takdir belgesi aldım. Suç teşkil eden hiçbir görev almadım, bu yapının ileride suç örgütüne dönüşeceğini bilmiyordum. Kaldı ki ben yıllar önce onlardan ayrılmıştım." diye konuştu.
Tutuksuz sanıkların üçü de etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediklerini ifade etti.
Tutuksuz sanık eski pilot üsteğmen G.Y, üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyip, FETÖ ile bağlantısı olmadığını belirterek tahliyesini talep etti.
Tutuksuz sanık eski pilot üsteğmen H.I. ise hayatı boyuncu hiçbir terör örgütü ile ilişkisi olmadığını öne sürerek, FETÖ üyesi olmadığını belirtti.
Darbe girişimi sırasında İzmir'de bir kafede olduğunu ve gelişmeleri ise evinde televizyondan takip ettiğini ileri süren Işık, herhangi bir suça karışmadığını savunarak beraatını istedi.
Tutuksuz sanık eski pilot üsteğmen M. Y. de dini hassasiyetleri olduğu ve 2014'e kadar FETÖ'yü "cemaat" olarak bildiği için irtibatının bulunduğunu ancak 15 Temmuz darbe girişiminin ardından terör örgütü olduğunu anladığını aktardı.
Harp Okulu sınavını kendi bilgi ve emeğiyle kazandığını ileri süren M.Y, "Öğrenci Seçme Uçuşunu başarıyla geçtim. Memlekette iken hiç tanımadığım adamlar yanıma gelerek, öğrenci seçme uçuş sınavını kendilerinin yardımıyla geçtiğimi, onlar istemeseydi bunu geçemeyeceğimi söyleyerek çay içmek istediklerini söylediler. İntibak eğitimi için otobüsle İstanbul'a giderken birisinin arkasında omuzuma dokunarak, sınavı kazanmamı kendilerinin sağladıklarını ve kendileriyle irtibatta kalırsam başarılı bir şekilde Harp Okulunu bitirebileceğimi aksi durumda okuldan atılacağımı söylediler." ifadesini kullandı.
"Tanıştığım herkesin ismi 'Hasan'dı"
Harp Okulu öğrenciliği sırasında FETÖ'ye ait hiçbir eve gitmediğini ve orada kalmadığını öne süren M.Y, "Harp Okulundan mezun olduktan sonra da 2008 Haziran ayında Çiğli'ye tayinim çıktı. Bir hafta sonra da birisi arayarak, görüşmek istediğini söyledi." dedi.
Kendini "Hasan" olarak tanıtan kişiyle dışarıda buluştuklarını, Bornova'da bir ev tutmasını ve kendileriyle bu evde buluşmasını söylediğini savunan M.Y, Hasan isimli kişinin FETÖ ile iltisaklı olduğu için KHK ile kapatılan İzmir Yamanlar Kolejinde matematik öğretmeni olduğunu belirtti.
Çiğli'deki eğitimi bitince Ocak 2010'da F-5 eğitimi için Konya'ya gittiğini, Hasan isimli şahsın buraya gelerek, Konya'da Hasan isimli başka birisiyle tanıştırdığını anlatan M.Y, şöyle devam etti:
"Tanıştığım herkesin ismi Hasan olunca şaka yollu, 'Herkesin adı Hasan mı?' dedim. Onlar da yarı şaka yarı ciddi kod adı kullandıklarını ima ettiler. Kendilerinden birileriyle evlenmem konusunda sürekli telkinde bulunuyorlardı. Onların istediği biriyle değil kendi tanıştığım şu andaki eşimle evlilik kararı aldım. F-16 pilotu olabilmem için kendilerinden biriyle katalog evliliği yapmam gerektiğini söylediler."
M.Y, darbe girişiminin merkezi Akıncı Üssü'ne Ekim 2010'da F-16 kursu için geldiğini, eğitimde düşük puanlar verildiği için kurula kaldığını ileri sürerek, evliliğini kursun sonunda yaptığını ve 142. Filo'da F-16 pilotu olarak göreve başladığını bildirdi.
Ankara'da göreve başladıktan sonra yine Hasan isimli kişinin kendisiyle irtibata geçtiğini aktaran M.Y, şunları anlattı:
"2015 sonlarına doğru bu şahıslarla irtibatım tamamen kesildi ve bir daha da görüşmedim. Görüştüğüm sırada onların dini bir cemaat olduğunu, manevi olarak iyi yetişmemizi sağlamak amacıyla gayret sarf ettiklerini düşünüyordum. Ancak sonrasında istedikleri kişiyle evlenmem konusunda baskı yapmaları, himmet istemeleri, kurban parası istemeleri ve gerçek isimlerini kullanmamaları nedeniyle legal bir iş yapmadıkları kanaatine vardım ve ilişkimi tamamen kopardım. FETÖ'nün hainliklerini 15 Temmuz darbe girişimiyle anladım."
M.Y, hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, beraatını talep etti.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesini bombalayan pilotun tanıklığı
Sanıklardan Abdullah Özen ile ilgili tanık olarak dinlenen, 15 Temmuz'da Cumhurbaşkanlığı Külliyesini bombaladığı belirlenen ve Akıncı Üssü davası sanıklarından olan Müslüm Macit de FETÖ adına herhangi bir toplantıya katılmadıklarını ve "himmet" adı altında para toplamadıklarını ileri sürdü.
Macit, gözaltına alındığı sırada baskı altında ifade verdiğini ve bu aşamada Abdullah Özen'in ismini vermek zorunda kaldığını iddia etti.
Özen'in ismini verdiği için pişman olduğunu ve kendisinden özür dilediğini bildiren Macit, önceki beyanlarını kabul etmediğini söyledi.
Sanıklardan Serdar Dingeç ile ilgili tanık olarak dinlenen başka bir davadan tutuklu Serkan Bal da FETÖ darbe girişiminden sonra tutuklandığını ve hüküm giydiğini belirterek, "MİT personeliydim, daha önceki ifadelerimi kabul etmiyorum. İfademi baskı altında verdiğim için mahkemeye başvurarak beyanlarımın dikkate alınmamasını istedim." dedi.
Tutuksuz sanık eski pilot üsteğmenler H.Y. ve Y.S.Ö. de savunmalarında suçsuz olduklarını öne sürerek beraatlarını istedi.
Sanık avukatları da müvekkillerinin tahliyelerin talep etti.
Cumhuriyet Savcısı Emre Giray Keskin de tüm tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini istedi.
Mahkeme Başkan Sabahattin Sarıdoğan, savunması alınan tutuksuz sanıkların duruşmalardan vareste tutulmalarına, diğer tutuklu sanıkların tümünün de tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 20 Kasım'a erteledi.
İstenilen cezalar
İddianamede, 76'sı "mahrem imam", 81'i ise "FETÖ üyesi askeri personel" olan sanıklar hakkında, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme", "cumhurbaşkanına suikast", "TBMM'yi ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme", "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs", "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme" ve "silahlı terör örgütüne üye olma" suçlarından dörder kez ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-23 Mart (2017) 'Ankara 157 sanık Hava Kuvvetleri ve Mahrem İmam Yap.' davası
(07 Ekim 2017, 14:59)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: