Tam
EskidenYeniye
 

Donanma Komutanlığı Darbe davası

Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 50'si tutuklu, 12'si firari 86 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.

Önceki haber title=Sonraki haber

28.01.2018 12:21 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 50'si tutuklu, 12'si firari 86 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.

24.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmada, tutuklu, tutuksuz sanıklar, avukatları ve yakınları hazır bulundu.

Duruşmaya müdahil olarak Başbakanlık avukatları Halit Çokan, Emre Arık katıldı. AK Parti Kocaeli milletvekilleri Sami Çakır, Cemil Yaman ile İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan ve belediye meclis üyeleri de duruşmayı izledi.

Bugün son sanığın da ifadesi alındı. Meslekten ihraç edilen astsubay tutuksuz sanık Metin Delebe, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Darbe girişiminin gerçekleştiği akşam nöbetçi olmadığı halde görevde olduğu iddiası ile suçlanan Metin Delebe, o gece nöbetçi olduğuna dair belgeleri mahkeme heyetine sunarak, yıllık izin nedeniyle yapılan değişiklikler yüzünden kendisinin o akşam nöbetçi olduğunu söyledi. Cengiz Topel Deniz Hava Üs Komutanlığı'nda helikoptere lancher aparatının takılması ve sökülmesi olayında, bu aparatın kimin emri ile ne zaman, hangi helikopterlere, hangi amaçla takıldığına dair tutulması gereken kayıtları tutturmadığı iddiaları hakkında savunmasını yapan Delebe, şöyle dedi:

"Bizim birliğimizde saldırı silahı yoktur. Tüm kayıtların usulüne uygun olarak tutulduğuna dair belgeler mahkemeye sunulmuştur. Ben emniyetteki ifademde 'O kayıtları tutmak benim görevim olmadığı için tutulup tutulmadığını bilmiyorum' dedim. O yanlış anlaşılmış. Sonradan bakıldığında tüm kayıtların tutulduğu görülmüştür. Ben o akşam nöbetçi olduğum için komutanın tüm personeli göreve çağır emri ile personelleri göreve çağırdım. Bize darbe ya da terör alarmı gibi bir bilgi gelmemişti."

Başbakanlık avukatı Halit Çokan'ın ise "Komutanınıza 'Yükleme dersen yanlış anlaşılır' diye bir ifade kullanmışsınız, ne sebeple söylediniz?" diye sorması üzerine, Metin Delebe, "O akşam herkes bir şey söylüyordu. Darbe girişimi, köprü kapatıldı diye söylemler, bilgi kirliliği vardı. Ben kuşkuya kapılmadım. Komutanım sayım istedi, ben de, 'Sayım yapalım ama yükleme yaparsanız iş değişir' dedim. Normalde kendisi üstümdür, böyle bir söz söyleme şansım yoktur. Ama o akşam farklı bir durum vardı. Eğer olurda uçaklara mühimmat yükleme emri verecekse, bu emri uygulamayacağımı bilsin diye ben böyle dedim" diye savunmada bulundu.

Tutuksuz sanık Cengiz Topel Deniz Hava Üs Komutanlığı 351 Hat Bakım Komutanlığı'nda görevli eski uçak bakım elektronik silah yükleme astsubayı M.D, "Nöbetçi olmadığı halde üstte olduğu, birliğindeki astlarını acil göreve çağırdığı, Komutanlık görevlilerince 'Sea Hawk Helikopteri'nde savunma ve saldırı amaçlı kullanılan 'hellfire' güdümlü mermisinin takıldığı aparat olan 'M299 launcher'ın, helikopterlere takılması ve sökülmesi olayında, bu aparatın kimin emri ile ne zaman hangi helikopterlere hangi amaçla takıldığı ve yine kimin emri ile söküldüğü konusunda ve aparatın takılı olduğu helikopter kimlik (kuyruk numarası) bilgisine ulaşmak ve söküm-takım işlemini yapan personeli ve hava aracını tespit edebilmek adına gerekli kayıtlar istendiğinde, konu ile alakalı olarak rutin olarak tutulması gereken kayıtları tutturmadığı, darbe girişiminde bulunanlarla hareket ettiği, darbe girişimini öğrenmesine karşın onların emir ve talimatlarını uyguladığı" suçlamaları karşısında savunma yaptı.

KHK ile ihraç edilen M.D, üzerine atılı suçlamaları reddederek, FETÖ'cü ve darbeci olmadığını ileri sürdü.

Olay tarihinde 351 Hat Bakım Komutanlığı'nda nöbetçi astsubay olarak görev aldığını belirten sanık M.D, normalde o gün nöbetçi olmadığını fakat 15 Temmuz günü nöbeti olan arkadaşının senelik izne çıkması nedeniyle nöbeti devraldığını ve bununla ilgili düzenledikleri form ve izin yazısının birlikte bulunduğunu söyledi.

Helikopter kayıtlarının tutulmadığı iddiası

M.D, Sea Hawk helikopterindeki kayıtları tutturmadığı iddiasına ilişkin, "Dosyaya sunduğumuz belgeler bu iddiayı çürütmektedir. Gerekli kayıtlar tutulmuştur. Ben emniyetteki ifademde o kayıtları tutmak benim görevim olmadığı için 'Tutulup tutulmadığını bilmiyorum.' dedim. Bu ifadem yanlış anlaşılmış. Sonradan bakıldığında tüm kayıtların tutulduğu görülmüştür. Zaten birliğimizde saldırı amaçlı silah yoktur." diye konuştu.

Darbeci komutanların emir ve talimatlarına uymadığını, görevi kapsamında yer alan rutin faaliyetleri yerine getirdiğini savunan M.D, Bakım Komutanı Albay Bülent Yakın'dan direk veya dolaylı bir emir almadığını öne sürdü.

Sanığın savunmasının tamamlanmasının ardından Başbakanlık avukatı Halit Çokan, sanığa, "İddianamede 'Kollukta, Saat 23.30-24.00 sıralarında Yüzbaşı Celil yanımıza gelerek bana ihtiyaç durumunda kaç adet helikoptere chaff ve flare savunma sistemi yükleyebileceğimizi sordu. Ben de ona yükleme derseniz bu farklı anlaşılır dedim.' şeklinde ifade vermişsiniz. Burada 'Farklı anlaşılır' ifadesinden kastınız nedir?" sorusunu yöneltti.

Tutuksuz sanık M.D, Çokan'ın sorusunu, "Darbe söylentileri dolaşıyordu. Ortada bilgi kirliliği vardı ama ne olduğu belli değildi. Komutanım Celil Yüzbaşı sayım istedi, ben de 'Sayım yapalım ama yükleme yaparsanız yanlış anlaşılır.' dedim. Normalde kendisi üstümdür, böyle bir söz söyleme şansım yoktur ama o akşam farklı bir durum vardı. Eğer olur da uçaklara mühimmat yükleme emri verecekse, bu emri yerine getirmeyeceğimi bilsin diye bu ifadeyi kullandım." şeklinde yanıtladı.

M.D'nin savunmasıyla dosya kapsamında tutuklu ve tutuksuz 72 sanığın savunmalarının dinlenmesi tamamlandı.

Duruşma, darbe girişimi sırasında TCG Yavuz Fırkateyni'nde alıkonulan eski Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele'nin müşteki olarak SEGBİS üzerinden dinlenmesiyle devam etti

MÜŞTEKİ VEYSEL KÖSELE (ESKİ DONANMA KOMUTANI, ORAMİRAL)

Davanın 1 numaralı müştekisi olan Emekli Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele duruşmaya İzmir'den SEGBİS ile katıldı. 15 Temmuz darbe girişimi sırasından yaşananları anlatan Kösele, şöyle dedi:

"Kalkışma saatlerinde Fenerbahçe Orduevi'ndeydim. 18.30'da orduevine geldim. Oğlumun düğün hazırlıkları için komutanlarla görüşme yaptım. Akşam yemeğinden sonra orduevinde bulunan odama çıktım. Bu görüşmeyi daha sonra darbe toplantısı olarak algılayanlar oldu. Televizyondan İstanbul'daki olayları gördüm. Yalçın Payal'dan bazı gemilerin seyre kalktığı bilgisini aldım. Bunun üzerine gemilerin geri dönmesi talimatını verdim."

Kaldığı orduevinden çıkışını anlatan Kösele, "Orduevinin de askerle kuşatıldığı bilgisini alınca sivil olarak orayı terk etmeye karar verdim. Bir yandan da cep telefonumla olan biteni öğrenmeye çalışırken, diğer yandan bana bağlı birlik komutanlarına ulaşarak talimat vermeye çalıştım" diye konuştu.

Kösele, dönemin Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ve İl Emniyet Müdürü Levent Yarımel'in kendisini arayarak bazı gemilerin seyre kalktığını söylemesi üzerine "Durumu araştırıp, gereğini yapacağım" dediğini belirtti. Aldığı telefon üzerine İskender Yıldırım'ı aradığını belirten Veysel Kösele, "Ona tüm gemilerin limana dönmesini ve durumun bana rapor edilmesini söyledim. O da bana, Gölcük dışında olduğunu ve emri yerine getirip rapor edeceğini söyledi. 00.10 sıralarında Hayrettin İmren ve diğer bazı komutanların darbe girişiminde bulunduğunu Albay Uğur Çelikten'den öğrendim. 00.16'da harekat başkanını arayarak benden teyit almadan hiçbir emrin uygulanmaması emrini verdim" dedi.

Veysel Kösele ifadesinin devamında, "00.19'da Yalçın Payal'ın gözaltında olduğunu, 00.30'da da İskender Yıldırım'ın makamında gözaltına alındığını öğrendim. Daha sonra orduevine inen helikopterden silahlı personelin indiğini ve arayışta olduklarını görünce buranın güvende olmadığını anladım. 00.40'da orduevi müdürünü aradım. Onun sağladığı destekle ile orduevinden ayrıldım. Amacım emir komutayı ele alarak birliğimin başına geçmekti. Sevk ve idarenin sağlığı açısından denizdeki bir gemiye intikal edilmesinin uygun olduğuna karar verdim. TCG Yavuz Gemisi'nde her türlü iletişim imkanı olduğundan bu gemiyi tercih ettim. Bazı komutanların başka yerlerden emir alması ve Yalçın Payal'ın gözaltına alınması nedeniyle tüm birimlere benim emir vermem zorunlu oldu" diye konuştu.

Gemilerin seyre kalkması ile ilgili açıklama yapan Kösele, "Sabkor emri (sabotaja karşı korunma) aldım diyerek, bağlı bulunduğu komutandan emir almadan gemi komutanları 'kalk' emri veremez. Gölcük, Aksaz ve Foça'daki gemilerin Görev Grup Komutanlığı tarafından verilen talimatla seyre kalkması normal bir durum değildir. ve darbeye destek olarak algılanabilir. Seyre kalkma faaliyeti Deniz Kuvvetleri'nin Donanma Komutanlığı'na emir vermesiyle olur" dedi.

Amiral İskender Yıldırım'ın kendisini arayarak gemilerin SABKOR kapsamında Poyraz Limanı'ndan ayrıldığını ve hiçbir gemi olmadığını söyleyen Kösele, şunları kaydetti:

"Bunun üzerine amiral Yalçın Payal'ı arayarak gemilerin geri çağrılmasını emrettim. Bu sırada onun da Hayrettin İmren tarafından Merkez Komutanlığı'na götürülmekte olduğunu öğrendim. Hayrettin İmren'le telefonla görüşmek istedim, fakat kendisi benimle görüşmedi. Uğur Çelikten beni arayarak Donanma'da olup bitenleri anlattı. Hayrettin İmren'in bir şeyler yaptığını, anlayamadığını söyledi. Hayrettin İmren'le tekrar görüşmek istedim, ikinci kez reddetti. Uğur Çelikten'e Hayrettin İmren'in emirlerine uymamasını söyledim."

Uğur Çelikten'in kendisini arayarak amiraller Yalçın Payal ve İskender Yıldırım'ın cezaevi nakil aracına bindirildiğini söylemesi üzerine Kocaeli Valisi olan Hasan Basri Güzeloğlu'nu aradığını belirten Veysel Kösele, "Vali'yi arayarak durumu bildirdim ve müdahale edilmesini istedim" dedi. Daha sonra saat 01.07'de Vali Güzeloğlu ile yeniden telefon konuşması yaptığını söyleyen Kösele, "Seyre kalkan gemilerin şu an denizde olduğunu ve tehlike arz etmediğini söyledim" ifadelerini kullandı.

TCG Yavuz Gemisi'ne gidişini anlatan Kösele, "Orduevinden sivil olarak Fenerbahçe Yelken Kulübü'ne geçtim, buraya ben istemediğim halde bulunduğum bölgeye 'S6' no'lu bot gönderilmek istenmesi bende şüphe uyandırdı. Botun beni enterne etmek için gönderildiğini düşündüm. Şükrü Korlu'yu arayarak 'S6' no'lu bot teklifini geri çevirdim. Kendisine gemiye intikal etmek istemediğimi söyledim. Yelken Kulübü'ndeki yerimi tespit ederler diye buradan lastik bot ile ayrıldım. Daha sonra öğrendiğim bazı kişilerin gelip Yelken Kulübü'ne beni sorması da bu kararımın doğruluğunu gösteriyor" dedi.

Kösele, Deniz Kuvvetleri Komutanı'nı aradığını belirterek, "Deniz Kuvvetleri Komutanı'nı arayarak 'Televizyona çıkıp biz bu kalkışmanın içinde değiliz şeklinde açıklama yapmasını yoksa benim yapacağımı söyledim. TCG Turgut Reis'in komutanı Savaş Bilcan'ı aradım. Poyraz'da olduğunu ve gemisine ulaşmaya çalıştığını söyledi. Sonra Oruç Reis Komutanı Güray Çerman'ı aradım, fakat açmadı. Levent Kerim Uca'nın TCG Yavuz'da olduğunu Haluk Baybaş'tan öğrenince beni aramasını söyledim. Levent Uca beni arayınca, Yelken Kulübü'nde olduğumu ve TCG Yavuz'u yakın bir yere getirmesini, lastik botla intikal edeceğimi söyledim. Büyükada Gemisi Komutanı Hamdi Toker, 01.10 sıralarında beni aradı. Ona 'Emir komuta zinciri bozuldu, benim emrim dışında hareket etme' diyerek TCG Yavuz'a intikal ettiğimi söyledim. 04.10 sıralarında Uğur Çelikten beni arayarak Hayrettin İmren'in çok sinirli olduğunu söyledi. Ben de 'Şimdilik ona karşılık vermeyin' diye talimat verdim" ifadelerini kullandı.

Emekli Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele, gemide yaşananları ise şöyle anlattı:

"Gece karanlığında lastik botla TCG Yavuz'u teşhis edemeyince Büyükada Gemisi'ne gitmeyi düşündüm. 02.35'te TCG Yavuz'un pist ışıklarını görünce Yalçın Gül ve emir astsubayım Ebubekir Öztürk ile Yavuz'a intikal ettim. Beni getiren Yelken Kulübü personeline teşekkür ettim ve onlar geri döndü. Levent Kerim Uca beni karşıladı. Daha önce kendisine emir komuta ile ilgili olarak hazırlamasını istediğim mesajı gemilere göndermesini ve sesli olarak da anons etmesini istedim. Meftun Metin'in telsiz odasına müdahale ederek mesajın gönderilmesini engellediğini sonradan öğrendim. Normalde bu mesajı çeken görevli dahil mesaja kimse müdahale edemez, ben buna müdahale edilmesini 'darbeye iştirak' olarak düşünüyorum. TCG Yavuz'da kamarada iken 2 el silah sesi geldi. Sezai Öztürk'ün beni derdest etmek için faaliyete geçmesi üzerine koruma astsubayım ile aralarında tartışma olmuş. Karşılıklı ateş edilmiş. Levent Kerim Uca ve benim güvenliğimi sağlamak amacı ile kamaranın kapısını kapattı. Daha sonra kapının dışarıdan iple bağlandığını fark ettik."

TCG Yavuz Gemisi'ni tercih etmesindeki sebebin Levent Kerim Uca'ya güvenmesi olduğunu belirten Kösele, "Bu gemi Poyraz Limanı'ndan kalkmadı, zaten Deniz Lisesi mezuniyet töreni için görevdeydi. Bu yüzden tercih ettim" dedi. Gemiye gelişinin anons edilmemesiyle ilgili olarak açıklama yapan Kösele, "O hareketli anlarda bunu fark etmemiştim. Gemi komutanı anons ettirmekle sorumludur. Sezai Öztürk anons ettirmemiş. Gelen komutan böyle bir istekte bulunmaz, bu yapılan bir şeydir. Anonsumun yapılmamış olması, personelle karşılamamın önlenmesi darbeci olduğunu düşündürmektedir" dedi.

YCG Yavuz Gemisi komutanı Sezai Öztürk'ün hakkındaki ifadelerine cevap veren Veysel Kösele, şunları söyledi:

"Sezai Öztürk benim darbeci olduğumu düşündüğünü söylemiş. Ona şunu diyeceğim: Sözde sıkıyönetim mesajını almışsın, atama listesini görmüşsün, Ayhan Bay'ın firar olduğunu biliyorsun, televizyondaki olayları izlemişsin, Başbakan ve Cumhurbaşkanının konuşmalarını dinlemişsin, darbeye karşı durduğunu personeline açıklamıyorsun, sözde sıkıyönetim mesajı ile görevlendirilen Ayhan Bay'ın emirlerine uyuyorsun. Bunlar benim görüşümce Sezai Öztürk'ün darbe yanlısı olduğunun göstergesidir. Sezai Öztürk beni aramadı. Ben onu aradım. Darbeyi destekleyen söylemlerden vazgeçmesini söyledim. Benden emir alamayacağını söyledi. Gemiden çekilmesini emrettiğim mesajı engelledi. Bu mesajı personelle paylaşmayarak gemilerin Poyraz Limanı'na dönmesini engelledi."

Gemiye sivil ve gece yarısı gelmesinin olağan dışı olduğu yönündeki ifadelere Veysel Kösele, şöyle yanıt verdi:

"Böyle kalkışmanın olduğu bir ortamda orduevi güvenli olmadığı için sivil çıktım. Böyle gelmek zorundaydım. O gece olağanüstü bir hal olduğu için gece geldim. Cumhurbaşkanı sokağa davet etmiş, halkımız sokakta, vekillerimiz Meclis'te görevinin başına geçmiş, ben de birliğimin başına geçip darbeye karşı durmalıydım. Bunun için sabahı mı bekleseydim?"

Kösele ifadesinin devamında, şöyle konuştu:

"TCG Yavuz Gemisi'nde Bülent Bostancıoğlu'nu arayarak, 'Yavuz Gemisi'nde olduğumu, gemileri limana döndüreceğimi, Sezai Öztürk'ün beni derdest ettiğini, koruma astsubayının bunu engellediğini rapor ettim. Uğur Çelikten'in benimle görüştüğü ve Donanma'daki gelişmeler hakkında bilgi verdiği için Hayrettin İmren tarafından nezarethaneye atıldığını öğrendim. Bundaki amaç benimle iletişimi kesmek ve bana bilgi akışını engellemektir. Gemi kamarasındayken Sezai Öztürk'ü aradım. Yaptığının yanlış olduğunu söyledim. O da bana 'Komutanım haklı olabilirsiniz ama ben başka yerden emir alıyorum' dedi. Sezai Öztürk benim ve Levent Kerim Uca'nın birlik komutanlarıyla görüştüğümüzü tespit etmiş. Kamaradaki tüm iletişim sistemlerini kesmişti ama cep telefonlarımıza müdahale edemediği için gemiyi Marmara Denizi'nde telefonların çekmediği bir yere götürmüştür."

Sezai Öztürk'ü 2 kez uyardığını belirten Kösele, "Madem bana, gemide bulunan komutanına inanmıyorsun, televizyonu aç izle, dedim. 08.30 sıralarında Sezai Öztürk geç de olsa gerçeği anlamış. Benden özür dileyerek 'Komutanım yanış anlaşılma olmuş, emrinize girmeye hazırım' dedi. Ben de ona, 'Sana iki kez emir vermiştim, dinlemedin. Sen artık benim emrimde değilsin' dedim. Ona son kez gemilerin Poyraz Limanı'na intikal ettirilmesini emrettim" dedi.

Kösele, TCG Kemal Reis Gemisi'nden yapılan top atışlarında eğitim mermilerinin kullanıldığını, gerçek mermi ile aynı sesi çıkardığını, psikolojik amaçlı atış yapıldığını söyledi.

Mahkemeye tüm telefon kayıtlarını sunan Kösele, darbe girişiminin yaşandığı gece Milli Savunma Bakanı olan Fikri Işık, Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, İl Emniyet Müdürü Levent Yarımel, Deniz Kuvvetleri Komutanı, Hava Kuvvetleri Komutanı dahil olmak üzere Donanma'daki komutanlar ile görüştüğünü söyledi. Savunmasının sonunda şikayetçi olup olmadığı sorulan Kösele, "Kişi olarak Sezai Öztürk'ten şikayetçiyim. Emir komutayı sağlamak amacı ile gemisine gitmeme rağmen şahsıma, koruma astsubayıma, emir astsubayıma, kurşun sıkmak sureti ile bizi görev yapamaz hale getirdiği için şikayetçiyim" dedi.

Başbakanlık avukatı Halit Çokan'ın, "Hayrettin İmren'e karşı tavrınız bana yumuşak geldi. Meslektaşınız Ömer Halisdemir örneği var, siz neden sadece emrine uyulmamasını söylediniz?" diye sorması üzerine Kösele, "Hayrettin İmren ile birlikte hareket edenlerin kimler olduğunu ve yapılacak müdahalenin kimlerle birlikte hareket edeceğimi planlamak için zamana ihtiyacım vardı. Gölcük'te olsaydım bunu daha hızlı yapabilirdim. Kapılar ve Merkez Komutanlığı zaten onun emrindeydi. Kendisine bağlı olan tabur komutanlığı personeli ile kendisine bağlı kapıları ele geçirmek için boş faaliyetlerdi" dedi.

25.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 50'si tutuklu, 12'si firari 86 sanığın yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.

Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile sanık yakınları ve avukatları katıldı. Duruşmada, Başbakanlık avukatları Halit Çokan ve Emre Arık ile TBMM avukatı Ömer Burak Barış da hazır bulundu. AK Parti Kocaeli Milletvekili Radiye Sezer Katırcıoğlu, Başiskele Belediye Başkanı Hüseyin Ayaz ve belediye meclis üyeleri de duruşmayı izledi.

İstanbul Kuzey Deniz Saha Komutanı Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım, Gölcük Merkez Komutanı Deniz Piyade Albay Uğur Çelikten ve eski Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele'nin emir astsubayı Yalçın Gül, duruşmaya müşteki olarak katıldı.

Duruşmada, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında, darbeci eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren talimatıyla, eski Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal ile zor kullanılarak alıkonulan ve cezaevi nakil aracıyla İstanbul Maltepe'ye götürülürken Gebze'de polis ekiplerince kurtarılan Tümamiral Yıldırım dinlenildi.

Darbe girişimi sırasında Harp Filosu Komutanı olarak görev yapan Yıldırım, olay günü kendi aracıyla İstanbul'a giderken saat 22.16'da Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal'ın kendisini arayarak, savaş gemilerinin Poyraz Limanı'ndan hareket ettiğini, bu durumdan haberinin olup olmadığını sorduğunu söyledi.

Böyle bir konudan haberi olmadığını ve araştırıp kendisine dönüş yapacağını söylediğini anlatan Yıldırım, saat 22.19'da Harekat Şube Müdürü Deniz Kurmay Albay Ahmet Gül'ü arayarak derhal Poyraz Limanı'na gidip durumu kendisine rapor etmesini emrettiğini ve daha sonra Gölcük'e dönüş için hareket ettiğini kaydetti.

Gölcük'e giderken 22.36'da Kurmay Başkanı Deniz Kurmay Albay Murat Erdem'i arayarak konuyu öğrenmek istediğini ama kendisine ulaşamadığını dile getiren Yıldırım, sonrasında Güney Görev Grup Komutanı Tuğamiral Nazmi Ekici'yi aradığını, kendisinden cevap alamayınca 22.42'de emir astsubayı Erkan Aker'e derhal Poyraz Limanı'na gidip konuyu kendisine rapor etmesini emrettiğini belirtti.

Daha sonra Gül ve Aker'in kendisini arayarak, limanda gemilerin olmadığını aktardığını söyleyen Yıldırım, Osmangazi Köprüsü'nden geçerek Gölcük Donanma Komutanlığı Kalyon kapısına geldiğini ifade etti.

"Ben senden emir almıyorum"

Müşteki Yıldırım, kendisini tanıtarak acil içeri girmek istediğini ancak kapının önünde barikatların olduğunu aktararak, "Yüksek sesle bağırdım fakat kapıdaki askerler emir geldiğini, kapıyı açamayacaklarını söyledi. Orada bulunan Deniz Yarbay Alptekin Erdem bariyerleri kırdı ve içeri girebildik." diye konuştu.

Koşarak Amiral Ayhan Bay'ın evine gittiğini ve kapı zilini çaldığını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:

"Bir müddet sonra Ayhan Bay iç kapıdan çıktı. Ayhan Bay'a gemilerin nerede olduğunu sordum. Genelkurmay'dan terör saldırısı ve sabotaj tehdidi (SABKOR) emri aldığını, bu yüzden gemileri kaldırdığını söyledi. Bundan neden haberim olmadığını sorduğumda, 'Ben senden emir almıyorum.' dedi. Ben ısrarla bu emri kimden aldığını, Donanma Harekat Odası'na ve Tuğamiral Yalçın Payal'a neden bilgi vermediklerini, olaydan Donanma Komutanı'nın da haberinin olmadığını, niye böyle olduğunu sorduğumda kendisi bana 'Sizi ilgilendirmez.' dedi." diye konuştu.

Yıldırım, Bay içeriden çıkmayınca derhal Poyraz Limanı'na gelmesini, onunla orada görüşeceğini söyledikten sonra Poyraz Limanı'ndaki karargahına gittiğini dile getirerek, "Deniz Kurmay Albay Murat Erdem'i donuk vaziyette gördüm. Kendisine durumun ne olduğunu, neden bana haber verilmediğini, böyle bir şeyin askeri düzende olmayacağını söyleyip, konuyu sordum. Orada bulunan subaylara Ayhan Bay'ı derdest edip, karargaha getirmesini emrettim fakat Murat Erdem kilitlenmiş bir vaziyette hiçbir şey yapmıyordu." ifadelerini kullandı.

-"40 yıllık arkadaşım beni sürükleyerek götürdü"

Daha sonra kıyafetlerini değiştirmek için odaya girdiğini söyleyen Yıldırım, şöyle devam etti:

"Üzerimi giyerken kapıda bir ses duydum. Dışarı çıktığımda kapıda Gölcük Deniz Üs Komutanı Hayrettin İmren ve önceden tanımadığım ancak daha sonradan onun İstihbarat Şube Müdürü olduğunu öğrendiğim Albay Muharrem Aslan'ı gördüm. Kendileri beni emniyete almak için geldiklerini, Merkez Komutanlığı'na götüreceklerini söylediler. Benim korumaya ihtiyacımın olmadığını, zaten güvende olduğumu, bunun nereden çıktığını sordum. İmren, Genelkurmay'dan emir aldıklarını Merkez Komutanlığı'nda bana bilgi verileceğini söyledi. Bunun üzerine aynı zamanda 40 yıllık arkadaşım, sınıf arkadaşım olan Hayrettin İmren'e onlarla gitmeyeceğimi, derhal Ankara ile konuşmak istediğimi söyledim. Bunun üzerine İmren ve yanındaki albay Muharrem Aslan iki koluma girip direnmeme rağmen, sürükleyerek alt kata doğru beni indirmeye başladılar. Bu sırada orada bulunan Murat Erdem'e 'Komutanını bunlara teslim mi edeceksin?' diye bağırdım. Kendisi hiç hareket etmeden donuk bir vaziyette, sanki kilitlenmiş gibi hiç ses çıkarmadı."

"Gölcük'ü kuran Türk Donanması'dır, insanlar ölürse rezil oluruz"

Müşteki Yıldırım, zorla Merkez Komutanlığı'na getirildiğini ve komutan odasına kilitlendiğini anlatarak, "Burada Donanma Komutanı'nın durumdan haberi olmadığını söyledim. Hayrettin İmren 'O kansız satılmış.' dedi. Bu sırada televizyonda Cumhurbaşkanın cep telefon konuşmasının yayınlaması üzerine, Başkomutanın bunun darbe olduğunu açıkladığını, bu durumdan vazgeçmelerini, yaptıklarının darbe olduğunu, idamla yargılanacaklarını, bizi serbest bırakmalarını defalarca söyledim. İmren, Cumhurbaşkanı için 'O satılmış.' dedi. Cumhurbaşkanının konuşmasının ardından Merkez Komutanlığı'nın önünde halk toplandı. İmren dışarı çıktı. Silahların hazırlandığını fark ettim. Kapıyı zorlayıp dışarıya çıktım. 'Gölcük'ü kuran Türk Donanması'dır, burada insanlar ölürse dünyaya rezil oluruz.' dedim." ifadelerini kullandı.

Başka bir yere nakledilecekleri söylenerek Yalçın Payal'la zorla cezaevi aracına bindirilip yola çıkarıldıklarını anlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Araç içindekilere defalarca bu işten vazgeçmeleri gerektiğini, bunun suç olduğunu içeride 2 amiralin olduğunu söyledim. Gebze'de polis ve halk tarafından araç durduruluncaya kadar yola devam ettik. Gebze'de aracın durdurulması üzerine parmaklık pencereden orada bulunan bir polise içeride 2 amiralin olduğunu, içeride erler ve bir astsubayın bulunduğunu söyledim. Polisler tarafından kurtarılarak emniyete gittik. Gebze Emniyet Müdürlüğü'nde cumhuriyet savcısına olayı anlattıktan sonra Donanma Komutanı Veysel Kösele ile telefon görüşmesi yapıldı ve ardından Gölcük'te oluşan komuta boşluğunu gidermek üzere bize tahsis edilen araçla Gölcük Emniyet Müdürlüğü'ne geldik. Burada Kocaeli Valisi, Gölcük Kaymakamı ve Belediye Başkanı ile ne yapmamız gerektiğini konuştuk."

"Komutanlığın önünde kurşun atılması kanın gövdeyi götürmesi demek"

Yıldırım, sabah 06.00 civarlarında arayan Kocaeli Valisi'nin niyetlerini söylediğini kaydederek, "Ben de 'Efendim önce ben üsse gidip, ikna edeyim.' dedim. Merkez Komutanlığı'nın önünde kurşun atılması demek kanın gövdeyi götürmesi demek. Bunu ben Vali Bey'e söyledim, Vali Bey de 'Tamam.' dedi. İkna etmek üzere üsse girdim. Teslim olması için İmren'i aradım bana, '5 dakika müsaade et.' dedi. Bu esnada Hayrettin İmren, beraberindeki Tuğamiral Nazmi Ekici ve Tuğamiral Ayhan Bay'ın Sahil Güvenlik 19 ile Poyraz Limanı'ndan kaçtıklarını öğrendik." diye konuştu.

Sonradan Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin TCG Yavuz'da alıkonulduğunu öğrendiğini belirten Yıldırım, darbe girişimine karışanları tutuklattığını, saat 14.00 civarında Kösele'nin Poyraz Limanı'na gelmesinin ardından komutayı kendisine devrettiğini söyledi.

Duruşmada Tümamiral Yıldırım'ın dinlenilmesine devam edildi.

Gemileri kaldırma yetkisine sadece Deniz Kuvvetleri Komutanı ve Donanma Komutanı'nın sahip olduğunu, gemilerin seyre çıkarılması emrinin sahte olması durumunda emri verenin sorumlu olduğunu vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Dolayısıyla şartlar ne olursa olsun hiç kimse bilgi vermeden gemileri seyre kaldıramaz. Gemilerin terör tehdidi ve sabotaj alarmı (SABKOR) tehdidiyle kaldırılması istisna harekat tarzlarından biridir ama bunu değerlendirmek zorundasınız. SABKOR'da bu olabilir ama siz gemiyi kimle seyre kaldırıyorsunuz. Ben bile bu rütbemle dörtte bir vardiyayla gemiyle seyre kalkmam. Minimum vardiyayla seyre kalkmak için hiçbir sebep yok. Üçte bir vardiyaya ulaşırsanız o zaman sorun yok. Dörtte bir vardiyayla gemi seyre kalkmaz. O anda 20 kişinin altındasınız. Ortalama 1,5 milyar dolar değerinde olan bir gemiyi, 250 personelin görev yaptığı bir gemiyi 25 kişinin altında kişiyle seyre kaldırma durumunuz var mı? Gemiyi 20 kişiyle kaldırıp nasıl Osmangazi'ye kadar gidersiniz?"

"Bir kurşun atılsa, kan gövdeyi götürürdü"

Bazı gemilerin İstanbul açıklarında top atışı yapmasına da değinen Yıldırım, "Bizim hangi durumda atış yapacağımız bellidir. Onun dışında atış yapamazsınız. Kimseyi korkutmak için atış yapamazsınız. Yapıyorsanız meşru müdafaa olması lazım. Gemi komutanının yanlış yapma lüksü yok. 'Efendim yanlış değerlendirdim.' O senin sorunun kardeşim. Kanun belli, hukuk belli." diye konuştu.

Sanık avukatının, "Derdest edip cezaevi aracına götürülürken orada 400'e yakın personelinizin olduğunu söylemiştiniz. Sizi alıkoyan Hayrettin İmren'in etkisiz hale getirilmesi konusunda bir emir verdiniz mi?" sorusu üzerine Yıldırım, "Hayır, hatırlamıyorum. Hayrettin İmren, başıma silah dayamış. Yanında kabadayılığını yapan bir albay var. Aşağıda 20 yaşında askerler var. Ne yapacakları belli olmayan askerler. 'İmren'i derdest edin.' diye emir versem, bir mermi atılsa kan gövdeyi götürürdü. Tarihe geçerdik." şeklinde konuştu.

-"Vatan elden gidiyor kurmay başkanı kılını kıpırdatmıyor"

Kurmay Başkanı Deniz Kurmay Albay Murat Erdem'in, Donanma Komutanlığı'nda olaylar yaşanırken bu duruma kayıtsız kalmasını eleştiren Yıldırım, "Asker olarak devlet bize ölmemiz için para veriyor. Cumhurbaşkanı, Başbakan televizyonda halka, darbecilere karşı koymak için çağrıda bulunuyor. Vatandaş tankın önüne yatıyor. Koskoca kurmay başkanı bütün bu olaylar olurken kılını kıpırdatmamış. Bana bilgi vermemiş. Görevini ihmal etmiş. Gidip evine yatmış. Görevi değilmiş. İlla yazılı bir emir mi olmalıydı. Tankın altına yatmak vatandaşın görevi miydi? Vatan elden gidiyor sen görev tanımından bahsediyorsun." ifadelerini kullandı.

Söz alan tutuklu sanık Tuğamiral Hayrettin İmren, Cumhurbaşkanı için 'O satılmış.' şeklinde bir şey söylemediğini öne sürerek, "Ben zaten her şeyi itiraf ettim. Her şeyi anlattım. Eğer ben Cumhurbaşkanı için böyle bir ifade kullandıysam, çocuklarım, torunların sabaha çıkamasın, ölsün. İskender Yıldırım, eğer demediysem senin çocukların ölsün, kabul ediyor musun?" dedi.

Mahkeme Başkanı Yusuf Sevimli, İmren'i davanın dışına çıkmaması ve karşılıklı tartışmalara girmemesi konusunda uyardı.

Tümamiral Yıldırım, kendisini zor kullanılarak alıkoyan ve cezaevi nakil aracıyla İstanbul'a gönderen Hayrettin İmren ve Muharrem Aslan ile araçta olan herkesten şikayetçi olduğunu söyleyerek, cezalandırılmalarını istedi.

Duruşmada, darbe girişimi sırasında eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren'in talimatıyla, usulsüz olarak gözaltına alınıp, Merkez Komutanlığı'nda hapsedilen, dönemin eski Merkez Komutanlığı Koruma Birlik Komutanı Albay Uğur Çelikten'in dinlenmesine geçildi.

Darbe girişimi sırasında Merkez Komutanlığı Koruma Birlik Komutanı olarak Gölcük Merkez Komutanlığına vekalet eden Çelikten, olay akşamı subay orduevinde 3 arkadaş yemek yiyip, sohbet ettiklerini söyledi.

Saat 22.00 sıralarında yanlarında olan yüzbaşı Harun İlaslan'ın telefonda Deniz İstihbarat Albay Muharrem Aslan'la görüştüğünü dile getiren Çelikten, daha sonra orduevinde bir hareketlenme olduğunu, herkesin telefonla konuşmaya başladığını kaydetti.

Çelikten, ne olduğunu anlamak için Merkez Komutanlığı'na gitmek üzere kalktıklarını, orduevinden çıkarken Harun İlaslan'ın yanlarında olmadığını fark ettiğini anlatarak, "Harun dönmeyince ve etrafta hareketlilik devam edince ben de Merkez Komutanlığına gitmek için ordu evinden ayrıldım. Aracıma giderken cep telefonumdan İlaslan'ı aradım. Harun, Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren'le birlikte olduğunu söyledi ve kendisinin benimle telefonda görüşmek istediğini belirterek, telefonu Hayrettin İmren'e verdi. İmren, bana nerede olduğumu sordu, ben de orduevinde olduğumu söyledim. Bana 'Subay orduevinde kalacaksın.' dedi ve telefonu kapattı." dedi.

"Donanma Komutanı da kimmiş, ben emirleri Ankara'dan alıyorum"

İmren'in bu konuşmasından şüphelendiğini ifade eden Çelikten, saat 22.53'te Merkez Komutanlığı'na intikal ettiğini belirterek, "Nöbetçi astsubaydan Albay Muharrem Aslan'ın Merkez Komutanlığı'na gelip nezarethaneleri incelediğini öğrendim. Arkadan 'Dikkat' sesi geldi, Hayrettin İmren'in geldiğini anladım. Bana, sadece kendisinin verdiği emirlere uyulacağını, emirlere itaat edilmemesi halinde silah kullanma yetkisinin olduğunu söyledi. Daha sonra odama geçtim." diye konuştu.

Müşteki Çelikten, odasında otururken astsubaylarının geldiğini, onlara durum anlaşılıncaya kadar beklemelerini, olay aydınlanınca kendilerine bilgi vereceğini söylediğini belirterek, şöyle devam etti:

"Bu sırada izinde bulunan Merkez Komutanı Albay Yüksel Çetin beni aradı ve ne olduğunu sordu. Ben de Hayrettin İmren ve yanındakilerin bir şeyler çevirdiğini söyledim. O da bana Donanma Komutanı Oramiral Veysel Kösele'nin cep telefonunu vererek, kendisine ulaşmamı emretti. Numara gelince Donanma Komutanı Veysel Kösele'yi aradım. Bana ne olduğunu sordu, ben de Hayrettin İmren ve Muharrem Aslan'ın bir şeyler yaptığını, ancak olayı tam anlayamadığımı söyledim. O da bana telefonu Hayrettin İmren'e götürmemi söyledi. Hayrettin İmren'in yanına gidip Donanma Komutanı'nın kendisiyle görüşmek istediğini söylediğimde, 'Donanma Komutanı da kim oluyor, ben onunla konuşmam. Ben emirleri Ankara'dan alıyorum.' diye bağırdı ve telefonu kapatmamı söyledi. Ben de telefonu kapatmadan önce Oramiral Veysel Kösele'ye 'Ne yapmamızı emredersiniz?' dedim. 'Şu an için çatışmaya girmeyin, onları yalnızlaştıracağız. Ondan sonra kan dökmeden onları alacağız.' dedi. Ben de emredersiniz.' dedim."

"Darbe oldu, sıkıyönetim ilan edildi"

Odasına geçtiğini ve bu sırada kapısının önünde sesler duyduğunu söyleyen Çelikten, "Dışarıya çıktım. Birisini geçirdiler önümden. Hayrettin İmren'in 'Yalçın direnme, gir içeriye.' diye bağırdığını duydum. Bu sırada yanımdan geçen Harun İlaslan'a 'Harun sen ne yapıyorsun?' dedim. Cevap vermeyip yanımdan geçti. Odama geçtiğimde Albay Muharrem Aslan geldi ve 'Darbe oldu, sıkıyönetim ilan edildi. Bak mesaj var. Birazdan TRT'de sıkıyönetim bildirisi okunacak.' dedi ve gösterdi. Sıkıyönetim Komutanı olarak karacı bir generalin ismi vardı. Bundan sonra emirleri ondan alacağımızı söyledi. Kendisine evrakı ciddiye almadığımı söyledim. TRT'1'i açtık, ekran karanlıktı, 'Sizin darbe patladı herhalde' dedim. Aslan, 'Komutanım siz karışmayın.' dedi." şeklinde konuştu.

Çelikten, kısa bir süre sonra sonra Harp Filo Komutanı Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım'ın aynı şekilde Merkez Komutanlığı odasına götürüldüğünü ve bu sırada İskender Yıldırım'ın "Yaptığınız şey kanunsuz, vazgeçin" diye bağırdığını anlatarak, "Bu sırada astsubaylarımıza silahlarını yanlarına almaları gerektiğini söyledim. Bu sırada odadan çıkan Hayrettin İmren koruma astsubayımız Murat Göktürk'e, 'Beni koruyacaksın, bana bir şey yapan olursa vuracaksın.' diye emir verdi. Murat Göktürk yanıma gelip, 'Komutanım, sıkalım kafalarına.' dedi. Ben de 'Şu an bunu gündeme getirme, takip edelim.' dedim." ifadelerini kullandı.

Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım ile Tuğamiral Yalçın Payal'ın cezaevi aracına bindirilerek İstanbul Maltepe'ye götürüldüğünü öğrendiğini belirten Çelikten, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ön tarafta havaya ateş ediliyordu, ön kapıya koştum. Halk geldikten sonra olayın rengi değişti. Darbenin başarılamayacağını anladılar. Astsubaylarımı odama çağırdım. Arkadaki demir kapının kapatılmasını emrettim. Olay çatışmaya gittiği için bir kez daha Donanma Komutanı'nı aradım. 'Komutanım muhtemelen çatışmaya gidebiliriz.' dedim. O da 'Uğur sen bilirsin ama bu olayı kansız bir şekilde bitirelim.' dedi. Bu sırada Hayrettin İmren gelerek, 'Kim benim emirlerimi uygulamıyormuş' dedi. 'Ben' dedim. İmren, elinde atışa hazır bulundurduğu tabancasını kafama dayadı, 'Öldürürüm seni, beynini dağıtırım.' dedi. Yaka paça tutup beni nezarethaneye attı. Albay Muharrem Aslan, 'Beni de atın o zaman.' dedi. İmren 'Seni niye atalım ki?' dedi. Aslan da 'O zaman telefonunu alın, Donanma Komutanıyla konuşuyor.' dedi. Telefonumu alıp, kapıyı kilitlediler."

Müşteki Çelikten, sabaha kadar nezarethanede kaldığını ve astsubaylarının kendisini bulunduğunu yerden çıkardığını aktararak, dışarı çıktığında İskender Yıldırım amiralin, olaylara müdahale ettiğini gördüğünü sözlerine ekledi.

Mahkemeye heyeti, darbe girişimi sırasında, darbeci eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren'in talimatıyla zor kullanılarak alıkonulan ve cezaevi nakil aracıyla İstanbul Maltepe'ye götürülürken Gebze'de polis ekiplerince kurtarılan eski Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal ile TCG Yavuz Gemisi'nde etkisiz hale getirilerek, kamaraya kapatılan eski Donanma Komutanı emekli Oramiral Veysel Kösele'nin emir astsubayı Yalçın Gül'ün müşteki sıfatıyla dinlenmesi için duruşmaya yarına kadar ara verdi.

26.01.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü soruşturması kapsamında Gölcük Donanma Davası devam edildi.

15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki faaliyetlerin incelendiği 86 sanığın davası Kocaeli Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde sürdürülüyor. 5. Ağır Caza Mahkemesi'nde yürütülen davada Gölcük Donanma Komutanlığı Eski Komutanı Emekli Oramiral Veysel Kösele'nin 15 Temmuz gecesi darbe girişimini engellemek iddiasıyla TCG Yavuz Gemisi'ne gittiği sırada yanında bulunan emir erlerinden Astsubay Yalçın Gül, müşteki sıfatı ile ifade verdi.

Şu an TCG Barbaros Gemisi'nde başçavuş olarak görev yapan Astsubay Yalçın Gül, darbe girişimi sırasında gittikleri TCG Yavuz Gemisi'nde yaşanan gelişmeleri anlattı. Duruşmaya Gebze Belediyesi Meclis Üyeleri ve çok sayıda vatandaş izleyici olarak katıldı.

15 Temmuz Darbe Girişimi'nin yaşandığı sırada Emekli Oramiral Veysel Kösele ile birlikte Fenerbahçe Orduevi'nde olduklarını söyleyen Astsubay Yalçın Gül, "15 Temmuz'da Gölcük Donanma Komutanlığı Eski Komutanı Emekli Oramiral Veysel Kösele ile birlikte Fenerbahçe Orduevi'nde bulunuyorduk. Komutanımız oğlunu düğün hazırlıkları için oradaydı ve biz de yanında bulunuyorduk. Ben komutanımızın olduğu bölüme girdim, eşi de odadaydı. Telefon ile konuşuyordu, eşi de yanındaydı. Telefonu kapattıktan sonra üstünü değiştirdi. Bana, binadan çıkmamız gerektiğini söyledi. Bir diğer koruma eri olan Astsubay Ebubekir Öztürk ile Evi'nden ayrıldık. Sahil kenarında doğru gittik. Tenha bir yerde bekledik. Orada ben komutanımızın güvenliğinden sorumlu olduğum için bir gemiye gidebileceğimiz önerisinde bulundum. Komutanımız da TCG Yavuz Gemisi'ni tercih etti. O sırada komutanım birkaç telefon konuşması yaptı. Daha sonra İstanbul Yelken Kulübü'ne gittik ve oradan bir bot temin edip Kınalı Ada yakınlarında bulunan Yavuz Gemisi'ne açıldık. Gemide bizi Tuğamiral Levent Kerim Uça ve gemi komutanı Deniz Kurmay Yarbay Sezai Özgür Öztürk karşıladı" dedi.

TCG Yavuz Gemisi'ne çıktıklarında Emekli Oramiral Veysel Kösele'nin sivil olduğu için kendisinden üniforma temin etmesini istediğini ve bu sebepten Kösele'nin yanından ayrıldığını ifade eden Astsubay Yalçın Gül, "Komutanımız sivil olduğu için benden üniforma temin etmemi istedi. Sonra ben de alt güverteye inerek inip komutanımız için kıyafet istedim. Kıyafetlerin temin edildiği sırada salonda beklerken bağırışlar duydum. Yukarı çıktığımda Ebubekir'in birisiyle boğuştuğunu gördüm. Boğuştuğu kişinin kim olduğunu bilmiyorum. Yaklaşık bir dakika süren bir boğuşma oldu. Ebubekir'in boğuştuğu kişinin tabancasını çıkardığını gördüm ve silahın namlusundan tutup elinden almak istedim. O sırada silah bir defa patladı. Boğuşma sırasında benim silahım belimden yere düştü. O sırada tabanca ikinci defa ateşlendi" diye konuşu.

Emekli Oramiral Veysel Kösele'nin bulunduğu kamaranın önünde yaşanan arbedenin ardından silahlarına el konulduğunu iddia eden Yalçın Gül, Gemi Komutanı Deniz Kurmay Yarbay Sezai Özgür Öztürk'ün kendilerine Veysel Kösele'nin artık donanma komutanı olmadığı söylediğini ifade ederek, "Yaklaşık 10 -15 dakika süren bir münakaşa başladı. Gemi komutanı gerildikçe silahla bizi tehdit ederek oradan ayrılmamızı istiyordu. Komutanımızın olduğu kamaraya girmek istiyorlardı. Ama biz izin vermedik. Silahımız olmasa da duruşumuzu göstermek istiyorduk. Yaklaşık 15 dakika güvertenin salonunda bekledikten sonra Sezai Özgür Öztürk, benim Fatih Dalkıran ile birlikte geminin köprü kısmında götürülmemi istedi. Bizim direnmemiz sonrasında Sezai Öztürk bize, 'Veysel Kösele artık donanma komutanı değil. Onu korumak zorunda değilsiniz' dedi. Daha sonra yukarıya çıktı, telefonla konuştu ve beş dakika sonra içeri geldi. Silah astsubayına geminin toplarını doldurmasını söyledi. Sonra beni subay kamarasına kilitlediler. Sabaha kadar o kamarada kaldım" şeklinde konuştu.

Kendilerini kilitledikleri bir kamarada açık bulduğu bir bilgisayarla Donanma Komutanlığı'na Veysel Kösele'nin tutsak tutulduğuna dair bir elektronik posta yolladığını söyleyen Yalçın Gül, "Gemiye bindiğimizde Yavuz Gemisi'nde olduğumuzu bilmiyorlardı. Tutulduğum kamarada bulunan bilgisayardan Donanma Komutanlığı'na "Donanma Komutanımız Yavuz Gemisi'nde" mail attım" ifadelerine yer verdi.

Sabah saatlerinde geminin Gölcük Donanma komutanlığı'na getirildiğini ve orada serbest bırakıldıklarını söyleyen Başçavuş Yalçın Gül, gemide kendilerini engellemek isteyen şahıslardan şikayetçi oldu.

Duruşmada, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında, darbeci eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren'in talimatıyla zor kullanılarak alıkonulan ve cezaevi nakil aracıyla İstanbul Maltepe'ye götürülürken Gebze'de polis ekiplerince kurtarılan dönemin Kurmay Başkanı Tuğamiral Yalçın Payal müşteki sıfatıyla dinlendi.

Foça Garnizon Komutanı ve Amfibi Grup Görev Komutanı olarak görev yapan Tuğamiral Yalçın Payal, İzmir Foça'dan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldığı duruşmada, 15 Temmuz 2016'da Gölcük Donanma Komutanlığındaki gemilerin 21.00 sularında seyre kalktığı haberini alınca, Harekat Merkezini ayarak, durumu öğrenmeye çalıştığını söyledi.

Bir süre bekledikten sonra cevap alamayınca olağanüstü bir durumun yaşandığını anladığını belirten Payal, daha sonra Genelkurmay Başkanlığından hava araçlarının uçuşunun yasaklandığı bilgisini aldığını, havada olan üsse ait helikopter ve uçağın olmadığını rapor ettiğini dile getirdi.

Donanma Komutanı Veysel Kösele'yi arayarak, gemilerin bilgisi dışında kaldırıldığını ve birlikte yaşananları anlattığını belirten Payal, Kösele'nin,"'Benim emrim olmadan hiçbir şey yapmayın." dediğini aktardı.

-"Vatana ihanetle yargılanacaklarını söyledim"

Gemilerin seyre kaldırılma nedenini ve yaşanan olağanüstü durumun ne olduğunu anlamak için ulaşabildiği ilgili birim komutanlarını ve subayları telefonla aradığını anlatan Payal, şöyle devam etti:

"Eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı Tuğamiral Hayrettin İmren'in, yanında emir astsubayı İsmet Coşkun ve İstihbarat Şube Müdürü Albay Muharrem Aslan ile yanıma geldi. İmren ve Aslan, arzum dışında görevimi yapmayı engelleyecek şekilde beni etkisiz hale getirerek, gözaltına aldı. Beni Merkez Komutanlığına götürürlerken, onlara ve diğer subaylara bu yaptıklarının kanunsuz olduğunu, vatana ihanet olduğunu, idamla yargılanacaklarını defalarca söyledim. O sırada Donanma Komutanı Veysel Kösele aradı. Gözaltına alındığımı ve Donanma'daki kalkışmanın başının Hayrettin İmren olduğunu rapor ettim. Kösele, İmren ile görüşmek istedi ama o görüşmek istemediğini söyledi. Daha sonra beni nezarethaneye kapattılar."

Albay Muharrem Aslan'ın kendisine Genelkurmay'ın emri ile hareket ettiklerini ve zorluk çıkarmamasını istediğini söyleyen Payal, "Aslan'a yanlış yaptıklarını, vatana ihanet ettiklerini, cezalandırılacaklarını söyledim. Bana emir kulu olduğunu söyleyerek, sıkıyönetim mesajının geldiğinden bahsetti. Harp Filosu Komutanı Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım'ın emrine girmesini söylediğimde kabul etmedi ve telefonumu aldı." diye konuştu.

-"Cezaevi aracını polis ve halk durdurdu"

Daha sonra Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım ile birlikte askeri cezaevi nakil aracına bindirildiklerini, çevrelerinde rütbeliler ve erler olduğunu anlatan Payal, şöyle devam etti:

"İskender amiral ve ben, İstanbul'a giderken, araçtaki rütbeli ve erlere yanlış yaptıklarını, suç işlediklerini ve bizi bırakmalarını söyledik. Ama bizi dinlemediler. Osmangazi Köprüsü'nden geçtikten sonra Gebze girişinde halk ve polis ekipleri yolu keserek, aracı durdurdu. Biz askerlere, 'bu iş bitti, silahlarınızı bırakıp teslim olun' şeklinde telkinde bulunduk. Direnmediler. Polislere kendimizi tanıttık, zorla götürüldüğümüzü söyledik. Polisler 'biz sizi biliyoruz, kurtarmaya geldik' dedi. Donanma Komutanı Kösele, bizim gözaltına alındığımızı ve İstanbul'a götürüldüğümüzü dönemin vali ve emniyet müdürüne arayıp söylemiş. Polis ekipleri de aracı takip etmişler. Daha sonra araçtan inerek polis aracına bindik. Araçtakiler gözaltına alındı."

Tümamiral İskender Yıldırım ile birlikte polis eskortu ile üsse geldiklerini ve komutayı ele aldıklarını anlatan Payal, gemilere, Gölcük'e geri dönmeleri emrini içeren mesaj çektiklerini söyledi.

-"Darbeci amiraller botla kaçtı"

Garnizon içindeki yasa dışı faaliyetlere durdurmak amacıyla Donanma Komutanı Veysel Kösele'nin emirlerini birliklere ilettiklerini belirten Payal, "Hayrettin İmren'in emir komuta zincirinden çıktığını, darbe girişiminin içinde olduğunu ancak silah kullanmadan bertaraf edilmesi gerektiğini ulaşabildiğimiz tüm birimlere ve rütbelilere bildirdik. Bu sırada İmren ile birlikte diğer amiraller Nazmi Ekici ve Ayhan Bay'ın sahil güvenlik botuyla kaçtığını öğrendik." ifadelerini kullandı.

Payal, 16 Temmuz'da İstihbarat Şube Müdürü Albay Muharrem Aslan'ın gözaltına alındığını belirterek, "Kendisini odada otururken görünce, 'Ben seni ikaz etmiştim, dinlemedin. Sen bizi nezarete atmıştın ama biz seni odada sandalyede oturtuyoruz.' dedim." şeklinde konuştu.

Daha sonra sanık ve sanık avukatları ile davaya müdahil olan avukatların sorularını cevaplandıran Payal, sanık avukatının, "Birlikteki subaylara olayların kanunsuz bir kalkışma olduğunu söylediniz mi?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Sıkıyönetim mesajını kabul etmediğimi, bunun kanunsuz bir eylem ve darbe girişimi olduğunu ulaşabildiğim rütbelilere söyledim. Donanma Komutanının emirlerini ilettim. Uyanlar uydu, uymayanlar uymadı." ifadelerini kullandı.

Sanık Murat Göktürk'ün avukatı, müvekkilinin cezaevi aracında olmadığını, diğer araçta olduğunu ileri sürerek, dün dinlenen müşteki Albay Uğur Çelikten'in, "Astsubay Murat Göktürk bize olup bitenleri haber veriyordu. Ben de aldığım bilgileri Donanma Komutanına iletiyordum. Murat astsubay bize bu konuda yardımcı oldu" dediğini anımsatarak, Payal'ın şikayetçi olduğu müvekkilini teşhis etmesini istedi.

Müşteki Payal, cezaevinde 40 kilogram zayıfladığı ifade edilen sanık Göktürk ile yüzleştirildi. Daha sonra sanığın eski fotoğrafı da gösterildi. Payal, cezaevi aracında olan kişinin Murat Göktürk olup olmadığını tam olarak hatırlamadığını belirterek, "Bu olaya karışmamış birinin benim ifademle suçlanmasını istemem." diye konuştu.

Tuğamiral Yalçın Palay, başta Hayrettin İmren olmak üzere görevini yapmasını engelleyen ve kendisini gözaltına alanlardan şikayetçi olduğunu sözlerine ekledi.

Mahkeme ara kararını açıkladı

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, Tümamiral Ahmet İskender Yıldırım, Tuğamiral Yalçın Payal ile eski Donanma Komutanı emekli Oramiral Veysel Kösele'nin emir astsubayı Yalçın Gül'ün suçtan zarar gördükleri gerekçesiyle müşteki sıfatıyla dava ve duruşmalara katılmasının kabul edilmesine karar verdi.

Ayrıca mahkeme, AK Parti Gölcük İlçe Başkanı İdris Alp ve dönemin Gölcük İlçe Emniyet Müdürü Mustafa Keskin'in tanık olarak dinlenmesine, sanıkların tahliye taleplerinin reddi ile tutuklu 50 sanığın bu hallerinin devamına hükmederek, duruşmayı 2 Nisan'a erteledi.

İDDİANAME

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in "1" numaralı sanık olduğu iddianamede, eski Sahil Güvenlik Komutanı tümamiral Hakan Üstem, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı tuğamiral Hayrettin İmren, eski Kuzey Deniz Saha Komutanı Kurmay Başkanı tuğamiral Ömer Faruk Harmancık, eski Güney Grup Görevi Komutanı tuğamiral Nazmi Ekici, eski Sahil Güvenlik Komutanlığı Harekat Başkanı Süleyman Yarayan, eski Kuzey Görev Grup Komutanı tuğamiral Ayhan Bay, eski Deniz Hava Komutanı tuğamiral Tezcan Kızılelma, eski Genelkurmay Konsept Teşkilat ve Harbe Hazırlık Daire Başkanı Gürel Kaynak, eski Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Muharrem Aslan, eski Harp Filosu Komutanlığı Kurmay Başkanı Murat Erdem ile Donanma Komutanlığında görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18 sivil ve bir asker öğretmenin de aralarında olduğu 86 sanık bulunuyor.

İddianamede, Gülen hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "silahlı örgüt kurmak veya yönetmek" ve "silahla birden fazla kişiyle birlikte yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçlarından, ağırlaştırılmış müebbet ile 19 yıldan 36 yıl altışar aya kadar hapis cezası isteniyor.

Sanık askerlerle irtibatlı olan, onları darbe toplantılarına götüren ve kaçtıkları dönemde saklayan, Donanma Komutanlığında görevli askerlerin "mahrem abileri" konumundaki 18'i sivil, biri asker öğretmen ile Donanma Komutanlığında darbe girişimini yönettiği belirtilen tutuklu sanıklar Hakan Üstem, Hayrettin İmren, Ömer Faruk Harmancık, Nazmi Ekici, Süleyman Yarayan, Tezcan Kızılelma, Gürel Kaynak, Muharrem Aslan ve Murat Erdem ile firari sanık Ayhan Bay hakkında, ağırlaştırılmış müebbet ile 19 yıldan 36 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenen iddianamede, diğer sanıkların ise ağırlaştırılmış müebbet ile 7 yıl 6 aydan yirmi dokuzar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.

İddianamede, sözde "Yurtta Sulh Konseyi" tarafından sıkıyönetim direktifinde yapılan görevlendirmelerde, "tümamiral Sinan Azmi Tosun'un Kocaeli Sıkıyönetim Komutanı ve aynı zamanda Donanma Komutanı, tuğamiral Ömer Faruk Harmancık'ın Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı, tuğamiral Nazmi Ekici'nin Harp Filosu Komutanı, tuğamiral Ayhan Bay'ın Donanma Komutanlığı Kurmay Başkanı, tuğamiral Hayrettin İmren'in Gölcük Deniz Ana Üs Komutanı olarak devamına, tümamiral Gürel Kaynak'ın Genelkurmay Konsept Teşkilat ve Harbe Hazırlık Daire Başkanı olarak devamına, tümamiral Hakan Üstem'in Sahil Güvenlik Komutanı olarak devamına" şeklinde görevlendirmelerin yapıldığına yer veriliyor.

Paralel yapı-23 Haziran (2017) 'Kocaeli 86 sanık (ilk 92) Darbe Yap./Donanma Komutanlığındaki Eylemler' davası

(28 Ocak 2018, 12:21)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

PARALEL YAPI KONULU HABER GRUPLARINDAN KISA BİR BÖLÜM: (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)  
Paralel Yapıya yönelik hemen hemen tüm operasyonlar ve açılan davalar
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı ve diğer kurum kuruluşlarla bağlantıları
Başbakan Erdoğan'ın paralel yapıyla ilgili açıklamaları
Paralel yapı-Abdullah Gül
Paralel yapı-Taksim Gezi Parkı olayları bağlantısı
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar
Paralel yapı-Ergenekon
Paralel yapı-Behçet Oktay intiharı
Paralel yapı-Hablemitoğlu cinayeti
Paralel yapı-Üzeyir Garih cinayeti
Paralel yapı-Cevzet Soysal cinayeti
Paralel yapı-Gaffar Okkan cinayeti
Paralel yapı-Paris cinayetleri
Paralel yapı-Haydar Meriç cinayeti
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimine açılan davalar'
Paralel yapı-Fenerbahçe/Şike soruşturması
Paralel yapı-Ses kayıtları
Paralel yapı-Hanefi Avcı'nın cemaat iddiaları
Paralel yapı-Sabri Uzun'un cemaat iddiaları
Paralel yapı-28 Şubat süreci
Paralel yapı-Kaset olaylarıyla bağlantısı
Paralel yapı-Rusya Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikasti
Paralel yapı-1990 Uğur Mumcu vd. Laiklik suikastleri soruşturmasında kumpas
Paralel yapı-TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile bağlantısının delilleri
Paralel yapı-15 Temmuz askeri darbe girişimindeki rollerini saptırma gayretleri
Paralel yapı-Yargılandıkları davalarda Fetö'nün terör örgütü olduğunu kabul etmeyen sanıklar
Paralel yapıya karşı devlet kurumlarının attığı adımlar
Paralel yapı-Deşifreyi ve soruşturmaları engelleme çabaları
Paralel yapı-Kamikaze tahliye girişimleri
Paralel yapı-Teslim olmayıp saklanan ya da yurtdışına firar eden şüpheliler
Paralel yapıya dair hukuki deliller
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapı-Suç duyuruları
Paralel yapı-Abdullah Harun
Paralel yapı-Dış ülke bağlantıları
Paralel yapı-Vatana ihanet
Paralel yapı-Misyonerlik/Dinlerarası Diyalog Bağlantıları
Paralel yapı-İslami açıdan sapkın görüşleri
Paralel yapı-Fetullah Gülen'in bedduaları
Paralel yapı-Örgüt mensuplarının intiharları
Paralel yapı konulu kitaplar
Paralel yapı konulu filmler
Paralel yapı bahanesiyle kontrgerilla yapılanmalarının gözden kaçırılma çabaları ... (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=12271    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
63.535.190