İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Emniyet Müdürlüğü'nün işgal girişimi ile Esenler Birlik Köprüsü'ndeki olaylarda 5 kişinin şehit edilmesi ilgili, aralarında tankın içinden çıkan eski emniyet müdürü Mithat Aynacı'nın da bulunduğu 23'ü tutuklu, 67 sanıklı davaya devam edildi.
10.02.2018 15:47 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Emniyet Müdürlüğü'nün işgal girişimi ile Esenler Birlik Köprüsü'ndeki olaylarda 5 kişinin şehit edilmesi ilgili, aralarında tankın içinden çıkan eski emniyet müdürü Mithat Aynacı'nın da bulunduğu 23'ü tutuklu, 67 sanıklı davaya devam edildi.
05.02.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Bakırköy Adalet Sarayı'nın içinde oluşturulan duruşma salonunda görülen 5. Duruşmada 22 tutuklu sanık hazır bulundu. Bir tutuksuz sanığında hazır bulunduğu duruşmaya çok sayıda da müşteki katıldı.
Tutuklu sanık eski Uzman Çavuş Ömer Kalın, 15 Temmuz'da terör saldırısı alarmı verildiği gerekçesi ile kışladan çıktıklarını öne sürerek, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün bulunduğu Vatan Caddesi'ne doğru giderken yolda trafiğin olduğunu anlattı.
İddianamede, kullandığı tankla 4 kişiyi ezerek öldürdüğü ve bazı kişileri yaraladığı iddia edilen sanık Kalın 'Yarbay Fatih Sönmez, 'Ez' dedi. Yüzbaşı Serdar Değirmendere de beni tehdit etti. 'Gaza bas, hızlan' diye bağırmaya başladı. Tehditlerin ardından tankı sürmek zorunda kaldım. Ben tankla araçları ezdim ama araçların içerisinde insanlar yoktu, kadınları ve çocukları görmedim. İnsanları göze göre ezmedim. İnsanlar, araçların dışında, kenarında duruyordu. Tanktan indiğimde şoktaydım, yere oturdum, su içtim. 5 ay sonra hapishanedeyken gelen evrakta şehit ve gazilerin olduğunu öğrendim. Aileme sordum, şehit ve gaziler var mı? diye. Kimseye bir şey olsun istemezdim. Terör diye çıktım. Nereden bilebildim İnsanları bilerek ezmedim. Sürmek zorunda kaldım. Bana 'sür' dedi. Korkudan o an bir şey düşünemedim' diye konuştu.
Sanık Kalın'ın savunmasını tamamlamasının ardından avukatlar ve sanıklar soru sordu. Söz alan tutuklu sanık eski Yüzbaşı Serdar Değirmendere 'Tankı durdurman durumunda sana bir şey yapabilir miydim?' diye sordu. Sanık Kalın da 'Fatih ile birlikte hareket ediyordunuz, iş birliği içindeydiniz. Elinizde silah var, ateş ediyorsunuz. Şehitler var gaziler var. Bir de utanmadan inkar ediyorsun. Ben bir uzman çavuş olarak gerçeklerin ortaya çıkması için elimden geleni yapıyorum. Hiç mi Allahtan korkmuyorsunuz? Gerçekleri söyleyin, dürüst olun. Cezaevinden korkacağınıza Allah'tan korkun' diye konuştu. Bu sözlerin ardından tutuklu sanık Değirmendere başka sorusu olmadığını belirterek, yerine oturdu.
Söz alan sanık Kalın 'Şehitler var, gaziler var. Ben çok üzgünüm insanları ezdim diye' diye konuştu. Soru üzerine sanık Kalın, 'Araçların ezildiğini fark ettim. Sürükleyerek götürdüm' diye cevap verdi. Sorular üzerine sanık Kalın '2,5 yıldır tank kullanıyorum. 2014 yılında göreve başladım. Ardından İstanbul'a atandım. 2,5 yıldır da tank kullanıyorum' diye yanıtladı.
Tutuklu sanık eski uzman çavuş Özgür Akkaya, savunmasında, 15 Temmuz'da terör saldırısı ihbarı verildiğini, polise destek olmak amacıyla her askere 150 mermi dağıtıldığını ve Geliştirilmiş Zırhlı Personel Taşıyıcı (GZPT) aracıyla kışladan çıktıklarını söyledi.
Vatan Caddesi'ne gidip emniyetten talimat alınacağının söylendiğini anlatan Akkaya, caddeye girişlerinde bir arabaya sürttüklerini ve bu sırada GZPT'yi otelin önüne çektiklerini, eski üsteğmen Bora Serhat Seçkin'in araç sürücüsüyle konuştuğunu ileri sürdü.
Eski Yarbay Osman Akkaya ve eski emniyet müdürü Mithat Aynacı ile iki astsubayın GZPT'ye bindiklerini aktaran Akkaya, 'Yarbay Osman Akkaya, Bora Üsteğmen'e tekme atıp 'Çekil, emir komuta bende' deyip aracın üstüne çıktı ve 'Sıkıyönetim ilan edildi' dedi. Halk da bu duruma tepki göstererek 'Darbe mi yapıyorsunuz?' dedi. Darbe girişimi olduğunu o an anladım. Yarbay Osman Akkaya, 'Silahın ateşe hazır mı?' diye sordu. Ben de silahımın ateşe hazır olmadığını söyledim. 'Mühimmatı tak ve barikata doğru ateş et' dedi. Ben bu kanunsuz emre uymadım ve ateş etmedim. Silahımı bozdum.' diye konuştu.
Mithat Aynacı'nın silahın çalıştırılması konusunda talimat vermeye çalıştığını dile getiren Akkaya, 'Burada bölük komutanı var, sana ne oluyor?' diyerek uyarıda bulunduğunu iddia etti.
Halkın tepki göstererek eski Yarbay Osman Akkaya'yı aracın üstünden aldıklarına dikkat çeken sanık Özgür Akkaya, şöyle konuştu:
'Bora Üsteğmen havaya ateş ediyordu. Ben bu amaçla buraya gelmediğimizi ve teslim olacağımızı söyledim. Mithat Aynacı, 'Teslim olmayın, ateş edin, bizi linç edecekler, kimseye güvenmeyin.' diyordu.'
'Darbeyi kim yaptı?' sorusuna Akkaya, ' Türkiye Cumhuriyeti yüce adaleti bunu çözecektir diye düşünüyorum' şeklinde cevap verdi.
Tutuklu sanık eski yüzbaşı Serdar Değirmendere, 15 Temmuz'da tankla kışladan çıktıklarını, Vatan Caddesi'ne geldiklerini, insan kalabalığı olduğu için ne dendiğinin anlaşılmadığını öne sürdü.
Başbakan Binali Yıldırım'ın açıklamalarını tanklardaki diğer kişilerden duyduğunu ifade eden Değirmendere, 'Başbakan'ın açıklamalarında küçük bir gruptan bahsediliyordu. Bizim bu küçük grubu engellemek için çıktığımızı düşündüm.' ifadelerini kullandı.
Kışlaya geri dönerken ayarlama yapılmadığından dolayı tankın ticari bir taksinin arkasına zarar verdiğini anlatan sanık Değirmendere, o gece hatırladığı ilk ve tek zarar gören aracın bu araç olduğunu iddia etti.
Terörle mücadele kapsamında, polisin ve vatandaşın yardımına koşmak için Vatan Caddesi'ne gittiğini ileri süren Değirmendere, kendisi gibi askerlerden dolayı darbe girişiminin sekteye uğradığını savundu.
Eski yarbay Fatih Sönmez'in kışlada kendisine, 'tankın insanları ezmiş olabileceğini' söylediğini iddia eden Değirmendere, kendisinin ise buna karşılık 'Yapmayın, nasıl olmuş bu?' dediğini ileri sürdü.
Duruşma, diğer sanıkların savunmalarının alınması için yarına ertelendi.
06.02.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Bakırköy Adalet Sarayı'nın içinde oluşturulan salonda görülen 6. duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanık Yarbay Osman Akkaya, terör örgütü FETÖ ile bir irtibatının olmadığını, ByLock kullanmadığını belirterek, '15 Temmuz'da kandırılmış biri olarak olayların ortasında kaldım. Mutlak itaat kültürünün bedelini ödüyorum' dedi.
Türkiye'de 2016 yılında yaşanan terör saldırılarına değinen sanık Akkaya, 'Benzer eylemlerin olacağına dair mesajlar geliyordu. 15 Temmuz'da terörle ilgili mesaj geldi. O gün SMS'ler gönderildi. Erlerin çarşı izni iptal edildi. Bizim de bu konuyla ilgili endişelerimiz arttı. Mesaiden ayılmıştım. 21.00'de Tugay Komutanım aradı. Terör eyleminden bahsetti. Geri döndüm. Tugay Komutanım odada tekti. İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'ne destek için takviye gitmemizi söyledi. Görevin detaylarını sorduğumda da 'Siz yola çıkın ben size yolda söylerim' dedi. 22.30-22.40 civarı Fatih Sönmez ile birlikte yola çıktık. Vatandaşların alkışlarıyla yola devam ettik. Ekstra bir durumla karşılaşmadık' şeklinde konuştu.
15 Temmuz'dan sonra gözaltına alındığını ve işkence gördüğünü iddia eden sanık Akkaya, '15 Temmuz'dan sonra ilk kez kendimi güvende hissediyorum. 'Yurtta Sulh Konseyi' isimli WhatsApp grubuna dahil olmadım, mesaj atmadım. Bana ne telefonum, ne de telefonumun imajı verilmedi. 7-8 tane mesaj attığım iddia ediliyor. O mesajları kim attı bilmiyorum. Telefonlarımın bilirkişi tarafından incelenmesini istiyorum. WhatsApp grubunu kim kurmuş, niye kurmuş ben de iddianameden ve basından öğrendim' diye konuştu.
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'nün ele geçirilmesi konusunda Tugay Komutanıyla iddia edildiği gibi öncesinde toplantı yapılmadığını savunan sanık Akkaya, 'Bu iddialar gerçek dışıdır. Reddediyorum. Hiçbir toplantıya katılmadım. Somut delil yoktur' diye konuştu. Darbeyi bilmediğini öne süren sanık Akkaya, 'Darbeci olsam personele niyetimi söylerim ki başarılı olsun. Benim sanıklardan Mithat Aynacı ile birlikte hareket ettiğim iddiası doğru değildir. Bununla ilgili delil yoktur' dedi.
Vatan Caddesi'nde Cuma günü de olması nedeniyle trafik olduğu ifade eden sanık Akkaya, 'Vatandaşlar bize tepki gösterdi. Trafiğin verdiği sıkıntıdan dolayı sandım. Bu söylenenlere anlam veremedim. Kalabalık ve tepkiler arttı. Onlara niçin geldiğimizi anlatmaya çalıştım ancak başarılı olamadım. Kendimi korumak için 4-5 el havaya ikaz niyetiyle ateş ettim. Cep telefonumdan haberlere bakamadım. Komutanımla irtibat kuramadım. İnsanlar halkın üzerine araçlara tırmanmaya vurmaya başladı. Bunlar videoya yansımıştır. Bir kısım araçların dönüşü başlamıştı. Artık can güvenliğimiz yoktu. Linçin nasıl çıktığını hatırlamıyorum. Benim silahım alındı. Resmi makamlara başvurdum. Benim niyetim sağ, sağlam kışlaya dönmekti. Bize megafon ile uyarı yapıldığı iddiası var. Ben megafon görmedim. Çağrı da olmadı. Bu tamamen iftiradır. Ben emniyet müdürüne ateş etmedim. 'Ateş edin' emri de vermedim. Tüm suçlamaları reddediyorum. 15 Temmuz'da emri tugay komutanımdan aldım. Aldığım emir kanunlara uygundur. Bana konusu suç teşkil eden emir verilmedi. 'Terör' diye çıktık, şu an darbe suçlamasıyla karşı karşıya kaldım. Yüce Türk Adaletine güveniyorum' ifadelerini kullandı. Soru üzerine sanık Akkaya, darbe girişimi gecesi İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'nden kimseyi aramadığını söyledi.
Sanıklardan Mithat Aynacı'nın avukatı Şaban Yağız da 'Basına yansıyan fotoğraftaki o tankın üzerindeki kişi kim?' diye sordu. Sanık Akkaya'da 'O fotoğraftaki kişi benim. Benim fotoğrafım kullanılarak malzeme yapılıyor. 1,5 senedir hiçbir değişiklik yok. Yasal başvuruda bulunacağım' diye cevap verdi.
Söz alan müştekilerden Recep Çelik de 'Tankta ilk sizin yanınıza geldim. 'Bu bir darbe girişimi' dedim. Yalvardım.' İn aşağı vururum' dedin. Atışalanı'dan gelen ve şehit olanların sebebi sensin. Niye bunları söylemiyorsun. Görüntüler var, her şeyi inkar ediyorsun' diye konuştu. Söz alan diğer sanıklarda suçlamaları reddetti. Duruşma yarına ertelendi.
07.02.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bakırköy Adliyesi Konferans Salonu'nda yapılan duruşmaya, 29'u tutuklu 20 sanık ile taraf avukatları, müştekiler ve izleyiciler katıldı.
Olay tarihinde Balıkesir Kara Astsubay Meslek Yüksekokulu öğrencisi olan ve staj için 66. Mekanize Zırhlı Piyade Tugay Komutanlığı'nda bulunan tutuklu sanık Selim Ses, savunmasında, 15 Temmuz'da eski binbaşı Ahmet Baykal'ın kendisini nöbetçi amir diye tanıttığını, konferans salonunda bir toplantı düzenlediğini ve toplantıda tatbikattan bahsettiğini söyledi.
Akşam saatlerinde birliğe saldırı olduğunun söylendiğini ve polise destek için dışarı çıkıldığını iddia eden Ses, Vatan Caddesi üzerinde cipten inerek tutuklu sanık eski yarbay Osman Akkaya'nın emriyle zırhlı (Geliştirilmiş Zırhlı Personel Taşıyıcı) araca bindiklerini, bu sırada Akkaya'nın kendilerine, 'Olumsuz bir durum olursa ateş etmekte serbestsiniz.' dediğini ifade etti.
'Ankara'yı, İzmir'i aldık, bir tek İstanbul kaldı'
Eski emniyet müdürü Mithat Aynacı'nın da kendilerinden çok kısa bir süre sonra araca bindiğini anlatan Ses, şunları anlattı:
'Üzerinde polis üniforması vardı. Elindeki telefonla sürekli mesajlaşıyordu. Mithat Aynacı, Osman Akkaya'ya, 'Ön tarafa tanklar gelecekti, neden zırhlı araçlar geldi?' dedi. Bunun üzerine Osman Akkaya, yukarı çıktı ve ateş etti. Daha sonra Mithat Aynacı, Osman Akkaya'ya, 'Hava desteğine, helikoptere ihtiyaç var.' Mithat Aynacı bir de 'Ankara'yı, İzmir'i aldık, bir tek İstanbul kaldı.' dedi.'
Tutuksuz sanık astsubay Bülent Kaplan ise ZMA ile Vatan Caddesi'ne gittiğini ve hiçbir olaya karışmadan geri döndüğünü savundu.
Söz alan tutuklu sanıklardan astsubay stajyer öğrenci Süleyman Yalçınkaya “Fetullah Gülen terör örgütü yaptığı darbe kalkışması ile ülkeyi ve bizi zor duruma soktu. Mağduruz. Ülkemiz terörden temizlensin. Fetullah Gülen bir terör örgütü başıdır' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Bakırköy Adalet Sarayı'nın içinde oluşturulan duruşma salonunda görülen 7. Duruşmada 23 tutuklu sanık hazır bulundu. Çok sayıda müştekinin de hazır bulunduğu duruşmada İfade veren ve hakkındaki suçlamaları reddeden tutuklu sanıklardan Süleyman Yalçınkaya “Fetullah Gülen ile ilgili düşüncen nedir?' sorusuna “Fetullah Gülen terör örgütü yaptığı darbe kalkışması ile ülkeyi ve bizi zor duruma soktu. Mağduruz. Gazeteden ve televizyondan görüyoruz. Bizim de sabrımız bir yere kadar. Ülkemiz terörden temizlensin. Fetullah Gülen bir terör örgütü başıdır' dedi.
15 Temmuz'da vatani görevini yapan 3 tutuksuz er de Ses ve Görüntülü Bilişim sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlanarak savunmasını yaptı. Tutuksuz sanık Er Şener Çimen, “Olay günü atış eğitimine gitmiştik. Atıştan geldik, içtima alanında toplandık. Orada Enver Binbaşı ve Bölük komutanı vardı. Bir şeyden haberimiz yoktu. 'Devlet kurumlarına eş zamanlı terör operasyon var. Polise desteğe gidiyoruz' dediler. Mühimmat dağıttılar. Oraya gittiğimizde olaylar kızıştı. Kendi imkânlarımız telefon ile darbe olduğunu öğrendik. Engin Okumuş Astsubay 'Ateş eder misiniz?' diye sordu. Biz de 'Ateş etmeyiz' dedik. O da 'Ben de ateş etmem' dedi. Bizi geri çevirdi. Karakola doğru gittik' diye konuştu.
Tutuksuz sanık er Mert Kurtaran da “Olay günü koğuşçuydum. Engin Astsubay içtima olduğunu söyledi. Ardından da İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne desteğe gideceğimizi söyledi. Özgür Akkaya bize mühimmat dağıttı. Kendisi de RPG7 roket atar almıştı, araca koydu. Sonra yola çıktı. Uzman çavuş kaçtı. Engin Astsubay da 'Geri dönüyoruz' dedi. Biz de karakola gittiğimiz de darbeyi öğrendik. Beraatimi istiyorum' dedi.
Bunun üzerine söz alan tutuklu sanıklardan Özgür Akkaya da, “Bora üsteğmen'in emriyle RPG7 aldım. 2 tane alınıp araçlara konulduğunu gördüm. Tesadüfen şu araçlara konulduğunu düşünüyorum' ifadelerini kullandı. Söz alan tutuklu sanıklardan eski Üsteğmen Bora Serhat Seçkin ise, “Tabur komutan vekili Enver Muratoğlu almamı emretti. RPG7'nin olduğu mühimmatlar mühürlü sandıklardaydı. İhtiyaç halinde kullanabileceğimizi söyledi. Bilerek kendi aracıma koydurdum' diye konuştu.
Mahkeme Başkanının “Şehir içinde bu kadar ağır silah kullanmak ne kadar doğru?' sorusuna da tutuklu sanık Bora Serhat Seçkin, bombalı araç saldırısı tehdidi nedeniyle bu durumu çok garipsemediğini savundu.
Söz alan tutuksuz sanık er Mücahit Aydın da, 15 Temmuz günü 5 günlük asker olduğunu belirterek 'Askerliği bilmediğimiz için kafamızı bile çeviremiyorduk. Ne deniliyorsa onu yaptık. Kim suçluysa en ağır cezaya çarptırılmasını talep ediyorum. 20 gün cezaevinde kaldım. Adaletin yerini bulacağına inanıyorum' dedi.
Soru üzerine sanık Aydın 'Emniyet müdürü kuleden mi bindi arkadan mı bindi bilmiyorum. Emniyet müdürü bizimle muhatap olmadı. Konuşmadı telefonuyla uğraşıyordu. Polisler geldi sivil kıyafet giydirip çıkardılar. Tişört getirdiler. Emniyet müdürünün kimseyi tehdit ettiğini görmedim, sadece rütbesini gösterdi. Emniyet müdürüne GZPT'nin kapısını kim açtı bilmiyorum ancak yarbay olduğunu hatırlıyorum' dedi.
Sanık savunmalarının alınmasına ara veren mahkeme heyeti duruşmayı yarına erteledi.
08.02.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bakırköy Adliyesi Konferans Salonu'nda yapılan duruşmaya, 19'u tutuklu 20 sanık ile taraf avukatları, müştekiler ve takipçiler katıldı.
Olay tarihinde Balıkesir Kara Astsubay Meslek Yüksekokulu öğrencisi olan ve staj için 66. Mekanize Zırhlı Piyade Tugay Komutanlığı'nda bulunan tutuksuz sanık Furkan Çam, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlanıp savunma yaptı.
15 Temmuz'da eski Binbaşı Ahmet Baykal'ın saat 15.00 - 16.00 sıralarında konferans salonunda toplantı yaptığını ifade eden Çam, 'Binbaşı Ahmet Baykal, 'Gece 03.00'te hazırlıklı olun, bazı durumlar olabilir.' dedi. Bir arkadaşımız gece ne olacağını sorunca, 'Ne olacağını görürsünüz' diye cevap verdi. Daha sonra gece yerine saat 21.00 - 21.30 sıralarında 'alarm' diye bağırmaya başladılar. Yarbay Fatih Sönmez'in bulunduğu araca bindirildik. Yarbay yolda giderken silahları hazırlamamızı, bir olumsuzluk yaşandığında ateş etmenin serbest olduğunu, silah kullanmaktan çekinmememizi söyledi. 'Ölümden korkuyor musunuz?' diye sordu. Biz korkmadığımızı söyleyince, 'En fazla şehit olursunuz' dedi.' ifadelerini kullandı.
Vatan Caddesi'ne geldiklerinde trafiğin sıkıştığını, eski Yarbay Fatih Sönmez'in araçtan inip ileriye gittiğini ve bir polis amirinin yanlarına gelerek, arabanın camından kendileriyle konuştuğunu kaydeden Çam, 'Polis amiri bize 'Siz ne yaptığınızı biliyor musunuz, komutanlarınız darbe yapıyor. Siz kendi halkınıza, polisinize sıkar mısınız?' diye sordu. Ben de 'abimin polis olduğunu, nasıl sıkabileceğimi, insanların yüzlerine sonra bakamayacağımı' söyledim. Polis amiri, daha sonra 'bize geri dönmemizi yoksa bizi tutuklayacağını' söyledi. Biz de geri döndük.' dedi.
Duruşma, diğer sanıkların savunmalarının alınması için yarına ertelendi.
09.02.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bakırköy Adliyesi Konferans Salonu'nda yapılan duruşmaya, 19'u tutuklu 20 sanık ile taraf avukatları, müştekiler ve takipçiler katıldı.
Olay tarihinde er olan tutuksuz sanık Enes Arabacı, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşma salonuna bağlanarak savunma yaptı.
Geliştirilmiş Zırhlı Personel Taşıyıcı (GZPT) aracında uçaksavarcı olduğunu anlatan Arabacı, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'ne PKK/ DEAŞ tarafından saldırı olduğu, polisin zor durumda kaldığı ve polise yardım amacıyla gideceklerinin söylendiğini ileri sürdü.
Vatan Caddesi'ne gittiklerini ifade eden Arabacı, eski Yarbay Osman Akkaya ile eski emniyet müdürü Mithat Aynacı'nın önündeki GZPT aracına bindiğini anlattı.
Arabacı, 'Yarbay ile emniyet müdürü birlikte hareket ediyorlardı. GZPT'nin üstündeyken Mithat Aynacı, telefonla konuşuyordu ve o sırada yanında bulunan Yarbay Osman Akkaya'ya, bağırarak 'Buradan RPG-7, roketatar atsak emniyet müdürlüğünü delip geçer mi?' diye sordu.' ifadelerini kullandı.
Önde bulunan tankların, namlusunu il emniyet müdürlüğüne doğru çevirdiğini aktaran Arabacı, daha sonra polislerin geldiğini ve teslim olduklarını kaydetti.
SEGBİS'le duruşmaya bağlanan tutuksuz sanık er Erkan Turhan, 15 Temmuz'da eski Üsteğmen Bora Serhat Seçkin ile eski Uzman Çavuş Özgür Akkaya'nın tatbikat yapılacağını söylediğini ancak 30, 45 dakika sonra ise İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne yönelik bir terör saldırısı olduğunun söylendiğini anlattı.
Vatan Caddesi'ne geldiklerinde eski Yarbay Osman Akkaya ile Mithat Aynacı'nın araca bindiğini, Osman Akkaya'nın komutan kulesine çıktığını, Aynacı'nın ise aracın içerisinde olduğunu aktaran Turhan, şöyle konuştu:
'Mithat Aynacı, bize dönerek, 'Aslanlarım hazır mısınız?' dedi. Özgür Uzman'la (Akkaya) da bir diyaloğa girdi. Daha sonra polisler, Osman Akkaya'yı yukarıdan aldı. Mithat Aynacı, aracı geri çevirip gitmemizi istedi ama etrafta insanlar olduğu için araç hareket edemedi. Kaçmanın derdindeydi. Bu sırada bir polis içeri girdi. Mithat Aynacı, içeri giren polise, 'Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz?' dedi. Polise ilk başta direndi ama direnmenin boşa olduğunu anlayınca teslim oldu.'
Özgür Akkaya'nın ise araçtayken havaya ateş ettiğini ve yaklaşık 28, 30 el ateş etmiş olabileceğini ifade eden Turhan, 'Özgür Akkaya, benden mühimmat istedi, ilk başta ne istediğini anlayamadığım için bana tekme attı ve ben de mühimmat vermek zorunda kaldım. Özgür Akkaya, uçaksavarı kurmaya çalıştı ama sıkıştığı için kuramadı. Kolu çekmek için bizden yardım istedi ama biz yardım etmedik.' diye konuştu.
Duruşma, diğer sanıkların savunmalarının alınması için 12 Şubat Pazartesi gününe ertelendi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Esenler Birlik Köprüsü'nde çıkan olaylar ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün işgal girişimine ilişkin olaylar anlatılıyor.
İddianamede, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün işgal girişiminde bulunan aralarında tankın içinden çıkan eski emniyet müdürü Mithat Aynacı, yine olay tarihinde Edirne Emniyet Müdürlüğü'nde görevli olup İstanbul Emniyet Müdürlüğü binası çevresinde bulunduğu tespit edilen emniyet müdürü İsmail Uğuz ile 21'i rütbeli 44'ü er olmak üzere 67 kişi 'şüpheli' sıfatıyla yer alıyor. Darbecilerin tankı üzerlerine sürmesi sonucu Hüseyin Kısa, Muhammet Aksu, Mehmet Şefik Şefkatlioğlu ve Türkmen Tekin'in şehit olduğu, Ahmet Kocabay'ın ise şüpheli yarbay Fatih Sönmez tarafından silahla vurularak şehit edildiği anlatılan iddianamede, her iki bölgede çıkan olaylar da 30 kişinin yaralandığı ifade ediliyor. İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın da aralarında bulunduğu 74 kişi ise 'müşteki' sıfatıyla yer alıyor.
İddianamede, tüm şüpheliler hakkında 'Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme', 'Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme', ' Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' ve 'Silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 15'er yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep ediliyor. Darbe girişimi sırasında tankın içinden çıkan şüphelilerden eski emniyet müdürü Mithat Aynacı, hakkında ayrıca 'Kasten öldürmeye teşebbüs', 'Hakaret' ve 'Tehdit' suçlarından 30 yıldan 55 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, 4 kişiyi kullandığı tank ile ezerek ölümüne yola açtığı iddia edilen şüpheli Ömer Kalın hakkında 'Kasten öldürme', 'Kasten yaralama', 'Mala zarar verme' suçlarından 4 kez müebbet ile 529 yıldan 990 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması öngörülüyor. Maktül Ahmet Kocabay'ın silahla vurarak şehit eden ve diğer maktullerin ölümünden sorumlu tutulan şüpheli yarbay Fatih Sönmez hakkında ayrıca 'Kasten öldürmeye azmettirme' suçundan 5 kez müebbet ve 'Kasten öldürmeye teşebbüs', 'Kasten yaralama', 'Hakaret', 'Tehdit', 'Mala zarar verme' suçlarından 559 yıldan 1030 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor. Aynacı'nın bindiği tanktaki Yarbay Osman Akkaya hakkında da ayrıca 'Kasten yaralama', 'Kasten öldürmeye teşebbüs', 'Hakaret', 'Tehdit' suçlarından 113 yıldan 256 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-24 Mayıs (2017) 'İstanbul 67 sanık Darbe Yap./Vatan Emniyet'in İşgali' davası
(10 Şubat 2018, 15:47)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: