Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Etimesgut'taki Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 52 kişinin yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
05.05.2018 15:50 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Etimesgut'taki Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 52 kişinin yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
30.04.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada Ö.Y, tanık olarak beyanlarda bulundu.
Olay akşamı askeri hareketliliğin ardından göreve çağırıldığını belirten Ö.Y, kışlaya gittikten sonra davanın müştekilerinden Binbaşı İsmail Suvay ile tümendeki darbecileri engellemeye çalıştıklarını dile getirdi.
Tankların kışla dışına çıkmaya çalıştığını ancak bunun engellendiğini ifade eden Ö.Y, sabah saatlerinde kışla emniyetinin sağlanmaya başlanmasından sonra tümene eski korgeneral Metin İyidil'in de geldiğini aktardı.
Tanık Ö.Y, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Sabah saatlerinde, gün iyice aydınlandıktan sonra korgeneral Metin İyidil, Zırhlı Birliklere geldi. Bir basın mensubunun yanına giderek, '200 tane tankın sokaklara çıkmasını engelledik.' dedi. Ben kışlada sabaha kadar İyidil'i hiç görmedim.'
Darbeci generali selamlayarak teslim olmuşlar
Tanık olarak ifade veren yarbay R.B, 15 Temmuz 2016 günü rutin mesaisine devam ettikten sonra evine gittiğini, akşam saatlerinde evinde olduğu sırada savaş uçaklarının uçuş yaptığını gördüğünü beyan etti.
Uçakların TBMM üzerinde daireler çizdiğini kaydeden R.B, görev yeri olan Zırhlı Birlikler Okulunu aradığında kimsenin yaşananlardan bilgisinin olmadığını, bundan bir süre sonra da askeri personelin göreve çağırıldığını kaydetti.
Tanık R.B, okula girdiğinde albay Sefa Alkan ile karşılaştıklarını, Alkan'ın tümen komutanının görevden alındığını ve bazı subayların birliğe geldiğini söylediğini aktardı.
Bir süre sonra Alkan'ın bazı subay ve astsubayları toplayarak darbeye karşı durma konusunda düşüncelerini aktardığını, yaşanan olayların anayasal düzene karşı işlenen bir suç olduğunun konuşulduğunu belirten R.B, bölgedeki askerlerin de Alkan ile hemfikir olmasından sonra darbecilerle mücadele edildiğini belirtti.
Başarısız olan darbecilerin sabah saatlerinde teslim alınmaya başladığını kaydeden R.B, karargah binası önünde yaşananları şu sözlerle anlattı:
'Karargah çıkışında 4 teğmen vardı. Tabi oldukları komutana dikkat çekerek selam verdiler, ardından teslim oldular. Daha sonra bir astsubay, binbaşı ve 2 albay ile bir general de binadan çıkarak teslim oldu. Teslim olma esnasında adının Faruk Yaman olduğunu sonradan öğrendiğim biri, 'Bizi rütbemize göre tutuklamalar yapılsın' dedi. Okul Komutanı Sefa Alkan da bunu değerlendirecek bir durum olmadığını söyledi.'
Davanın görülmesine devam edildi.
02.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Kara Havacılık Komutanlığı darbe davasının sanığı eski binbaşı Ersel Ersoy tanık olarak dinlenildi.
Olay günü, Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığından darbe girişiminde kullanılmak üzere helikopter mühimmatı alındığına ilişkin bildikleri sorulan Ersoy, 15 Temmuz'da eski yarbay Murat Bolat'ın kendisini arayarak göreve çağırdığını, bunun üzerine terör saldırısı olduğunu düşünerek Güvercinlik'teki Kara Havacılık Komutanlığı'na gittiğini bildirdi.
Kendisine, eski yarbay Fatih Çubukçu ile irtibata geçerek Etimesgut Askeri Hastanesi'nin arkasında bulunan bölgeye gitmesi emri verildiğini anlatan tanık Ersoy, helikopterle bölgeye iniş yaptıktan sonra kullandığı helikoptere sandıklar içinde Kobra helikopteri mühimmatının yüklendiğini ifade etti.
İkinci uçuştan sonra telsizden yurtta sulh konseyi üyelerinden olan eski yarbay Özcan Karacan'ın anonsunu duyduğunu belirten eski binbaşı Ersoy, 'Özcan Karacan, Ercan adını kullanan pilota, 'Genelkurmay önündeki kalabalığı dağıtın' emri verdi. Ben bundan sonra darbe girişimi olabileceğini değerlendirdim. Daha sonra helikopterin motorunu susturdum ve helikopteri uçamaz hale getirdim.' diye konuştu.
Ersoy, Etimesgut'ta kısa süre bulunduğunu ve irtibata geçtiği şahısların eylemlerini bilmediğini, havanın karanlık olması sebebiyle de sanıkları teşhis edemeyeceğini söyledi.
Kırker'in emir astsubayı tanık olarak dinlenildi
Olay tarihinde sanık eski tuğgeneral Ahmet Bican Kırker'in emir astsubayı olan Levent Ceylan da tanık olarak dinlenildi.
Kara Kuvvetleri Komutanlığı darbe davasının sanıkları arasında yer alan Ceylan, 15 Temmuz akşam saatlerinde Kırker'in Zırhlı Birlikler'de olduğunun söylenmesi üzerine buraya gittiğini, giriş yaptığı esnada davanın müştekilerinden emekli Tümgeneral Erdoğan Akyol'un sanık Kırker tarafından kışladan uğurlandığını belirtti.
Akyol'un kışladan ayrılmasından sonra Kırker'in bazı subaylarla toplantı yaptığını aktaran Ceylan, kendisinin toplantıda bulunmadığını, gece boyunca emir astsubayı odasında beklediğini dile getirdi.
Ceylan, olay gecesi Kırker'in kendisine bir emir vermediğini öne sürdü.
Kursiyer teğmenlere silah dağıtmışlar
Tanıklardan eski kursiyer teğmen Mustafa Tanrıverdi, 15 Temmuz'da Zırhlı Birlikler Okulundaki kursiyer teğmenlere 16 Temmuz'da atış planlandığı söylenerek silah dağıtıldığını anlattı.
Tanık Tanrıverdi, normalde kursiyerlere silah dağıtımının kurs süresinin bitiminden sonra yapıldığını kaydetti.
Duruşmaya öğle arası verildi.
Duruşmada, 15 Temmuz 2016'da er olarak vatani görevini yapan H.E'nin tanık olarak beyanları alındı.
Olay günü cephanelik nöbetçisi olduğunu, akşam saatlerinde tatbikat yapılacağı söylenerek nizamiye bölgesine götürüldüğünü anlatan H.E, burada kışla içine tankların giriş yaptığını gördüğünü ifade etti.
H.E, cephanelik bölgesine geri döndüğünde elektriklerin kesilmiş olduğunu, güvenlik kameralarının da görüntü almasının engellendiğini belirterek, ilerleyen saatlerde dışarıya çıkmaya çalışan tankların da bazı subay ve astsubaylar tarafından engellendiğini bildirdi.
Cephaneliğin kapısını kırarak mühimmat almışlar
Tanık olarak beyanda bulunan astsubay E.U, olay akşamı kışlaya geldiğinde üsteğmen İbrahim Zengin ile bazı teğmenlerin cephanelik kapısını kırmaya çalıştığını gördüğünü, neden böyle bir şey yaptıklarını sorduğunda teğmenlerin, 'Tümen komutanının emri var.' diyerek üzerine yürüdüklerini ifade etti.
Söz konusu darbecilerin cephanelikten tank ve uçaksavar mühimmatı aldıklarını anlatan E.U, amirleri tarafından verilen tanklara yüklenen mühimmatı geri alması emrini uygulamaya çalıştığında da darbecilerin buna karşı koyduklarını dile getirdi.
Tanık E.U, sabah saatlerinde kışla emniyetinin sağlanarak darbecilerin etkisiz hale getirildiğini kaydetti.
Yüzbaşı E.S. de tanık olarak verdiği ifadesinde, olay günü rutin mesainin ardından evine gittiğini, akşam saatlerinde personelin mesaiye çağrılması üzerine kışlaya döndüğünü söyledi.
Tabur binasındaki televizyondan Başbakan Binali Yıldırım'ın 'askeri kalkışma' yapıldığına dair açıklamasını gördüğünü anlatan tanık E.S, bunun üzerine bazı subaylarla birlikte tümendeki emir komutayı kanunsuz şekilde devralmaya çalışan eski tuğgeneral Ahmet Bican Kırker ve beraberindeki cuntacıların eylemlerini engellemek için çaba sarf ettiklerini dile getirdi.
Darbe girişimi eylemleri kapsamında görevli olduğu taburda hiçbir faaliyete izin vermediklerini kaydeden E.S, sabah saatlerinde de kışla emniyetinin sağlandığını bildirdi.
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
03.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Kara Havacılık Komutanlığı darbe davasının sanığı eski helikopter pilotu Okan Kocakurt tanık sıfatıyla ifade verdi.
Darbe girişiminde kullanılan helikopterlerin Zırhlı Birliklerden helikopter mühimmatı aldığına ilişkin bilgisi sorulan eski binbaşı Kocakurt, olay akşamı bazı askeri birliklere terör saldırısı olabileceğinin söylendiğini, yurtta sulh konseyi üyelerinden olan eski yarbay Özcan Karacan'ın da kendisine Zırhlı Birliklerden mühimmat alınması emrini verdiğini ifade etti.
Gece görüş gözlüğü olmadığı için uçmadığını iddia eden Kocakurt, Zırhlı Birliklerde iletişime geçilecek olan Fatih Çubukçu ile irtibat sağlanması için helikopter teknisyenine telefonunu verdiğini belirtti.
Kocakurt, Zırhlı Birliklerden dönen helikopterlerden indirilen mühimmatın ise Karacan'ın odasına alındığını söyledi.
Bir avukatın sorusu üzerine Kocakurt, darbe girişiminden kısa süre önce Zırhlı Birlikler Okulu'na gittiğini ve sanık Fatih Çubukçu ile görüştüğünü, bu görüşmenin darbe girişimiyle ilgili bir konunun geçmediğini ileri sürdü.
Kara Havacılık darbe davasının sanıklarından eski üsteğmen Anıl Korkmaz ise tanık olarak verdiği ifadesinde, 15 Temmuz 2016'da nöbetçi olduğu için Kara Havacılık Komutanlığı'nda bulunduğunu, saat 22.00 sularında eski binbaşı Okan Kocakurt'un yanına gelerek, birliğe terör saldırısı olabileceğini belirtip yanında silah olup olmadığını sorduğunu, sonra da ayrıldığını söyledi.
Birkaç dakika sonra Kocakurt'un tekrar bulunduğu bölgeye geldiğini ve elinde plastik kelepçeler olduğunu anlatan tanık Korkmaz, Kocakurt'un savaş kanunlarının geçerli olduğunu söyleyerek kendisini tecrit altına aldığını, sonradan izlediği kamera kayıtlarında da Kocakurt'un elindeki plastik kelepçelerin Kara Havacılık Komutanı Hakan Atınç'ın derdest edilmesinde kullanıldığını öğrendiğini ifade etti.
Kocakurt'un kendisine helikopterle Zırhlı Birliklere gitmesi emri verdiğini ancak yolu bilmediğini söyleyerek buna uymak istemediğini belirten Korkmaz, Kocakurt'un birlikte gideceklerini söyleyerek kendisini ikna ettiğini belirtti.
Korkmaz, hazırlıklardan sonra Kocakurt ile helikopterle Zırhlı Birliklere uçuş yaptıklarını söyledi.
Etimesgut'a inişten sonra kendisinin helikopterde beklediğini, Kocakurt'un ise buradaki askerlerle bir süre görüştüğünü aktaran Korkmaz, helikoptere sandıklar içinde mühimmat yüklenmesinden sonra da Kara Havacılık Komutanlığı'na dönüş yaptıklarını anlattı.
Mahkeme Başkanı Murat İlhan'ın, eski binbaşı Kocakurt'un uçtuğunu kabul etmediğini hatırlatması üzerine Korkmaz, 'HTS kayıtları her şeyi açıklıyor' diye konuştu.
Duruşmada, 15 Temmuz 2016'da Zırhlı Birlikler Okulunda kursiyer teğmen olan G.Ç, tanık olarak dinlenildi.
G.Ç, olay tarihinde mesai bitimine yakın zamanda kursiyer teğmenlere atış yaptırılacağının söylenerek silah dağıtıldığını, akşam saatlerinde de terör saldırısı olduğu söylenerek gün içinde dağıtılan silahlarla kışlaya çağırıldıklarını beyan etti.
Kendisinin gece yarısından sonra kışlaya gittiğini aktaran G.Ç, kışlaya gitmesinden önce sanık eski binbaşı Özkan Gürkol'un kursiyer teğmenleri toplayarak içtima yaptığını öğrendiğini, verilen emirlere uymaları uyarısında bulunarak, 'Emirlere uymayan olursa vururum.' dediğini sonradan duyduğunu belirtti.
G.Ç, sabah saatlerinde de kışla emniyetinin sağlandığını kaydetti.
'Tanklar mühimmat alsın, dışarı çıksın'
Darbe girişimi esnasında er olarak vatani görevini yapan B.L. tanık sıfatıyla verdiği ifadesinde, 15 Temmuz akşamı cephanelik bölgesine bir askeri araçla Öztürk isimli üsteğmen ile bazı teğmenlerin geldiğini, üsteğmenin, 'Acil durum var.' diyerek içeri girdiğini anlattı.
Bundan bir süre sonra da eski binbaşı Özkan Gürkol ile bazı teğmenlerin bölgeye geldiğini anlatan B.L, teğmenlerin ellerinde G-3 piyade tüfeği olduğunu, bu sırada telefon görüşmesi yapan sanık Gürkol'un, 'Tanklar mühimmat alsın, dışarı çıksın.' diye konuştuğunu kaydetti.
Bu esnada tank sürücüsü olan bir uzman çavuşun Gürkol'a, 'Bu tank benim üzerime zimmetli, vermem tankı.' diyerek karşı çıktığını belirten B.L, Gürkol'un, 'Emrime karşı mı geliyorsun? Seni askeri mahkemeye veririm.' diyerek uzman çavuşu plastik kelepçe ile bağlayarak bina içinde göz hapsinde tuttuklarını dile getirdi.
Tanık er B.L, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Özkan binbaşı, 'Tanklardan astsubay ve uzmanlar insin, teğmenler binsin' dedi. Teğmenlere, 'Tankların önüne geçen olursa ezin geçin' diye emir verdi. Bunun üzerine bir üsteğmen tankı engellemek için önüne geçti. Gürkol tanka binen teğmene, 'Ezip geç' diye emir verdi. Emre rağmen tanklar ilerleyemedi. Tankların mühimmatlı halde dışarı çıkmasına izin vermediler. Bundan sonra da mühimmatsız halde olan tanklar geri gitti.'
Davanın görülmesine yarın devam edilecek.
04.05.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatlar hazır bulundu.
Önceki ara kararlar gereği dava dosyasına eklenen belgelerin okunmasından sonra söz alan müşteki Milli Savunma Bakanlığı, Başbakanlık ve AK Parti'nin avukatları, tanıkların tamamının dinlenmesinden sonra tanık ifadelerine karşı beyanda bulunacaklarını belirterek, bu aşamada tutuklu sanıkların mevcut halinin devamı yönünde karar verilmesi talebinde bulundu.
Ara karar için görüşü sorulan iddia makamı, tutuklu sanıkların 'kaçma şüphesi' olduğu gerekçesiyle tahliye taleplerinin reddedilerek mevcut hallerinin devamı yönünde karar verilmesini istedi.
Savcı, 'Tutuklu sanıkların atılı suçları işlediklerine dair mevcut şüphenin devam ediyor olması ve sanıkların kaçma şüphesi dikkate alınarak sanıklar ve müdafilerinin tahliye taleplerinin reddi ile tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur.' ifadelerini kullandı.
Mütalaada ayrıca sanıklara ait HTS kayıtlarının emniyetten istenmesi, tanık beyanlarında geçen kişilerin ve henüz dinlenmemiş tanıkların gelecek celse dinlenmesi, sanıklarla ilgili açılan diğer soruşturma ve kovuşturmalara ilişkin bilgilerin de ilgili makamlardan istenmesi talep edildi.
Duruşmaya öğle arası verildi.
Sanıklar ve avukatların taleplerini alan mahkeme heyeti, verilen müzakere arasının ardından ara kararları açıkladı.
Mahkeme Başkanı Murat İlhan, bazı sanıklar hakkında beyanda bulunan kişilerin gelecek celse mahkemede tanık olarak dinlenilmesine, soruşturma aşamasında mevcut dosyadan soruşturma dosyası ayrılan 41 şüpheli hakkındaki soruşturma akıbetlerinin de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından sorulmasına karar verildiğini açıkladı.
Aralarında eski korgeneral Yıldırım Güvenç ve Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Metin Gürak'ın da olduğu bazı kişilerin soruşturma aşamasında verdiği beyanların Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından istenilmesini kararlaştıran mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddederek, tutukluluk hallerinin devamına hükmetti.
Davanın görülmesine 23 Temmuz ile 10 Ağustos tarihleri arasında devam edilecek.
İDDİANAME
Aralarında eski tuğgeneral Ahmet Bican Kırker'in de olduğu 52 sanık hakkında, 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs', 'TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs', 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya, görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek' ve 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlarından 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Darbe girişimi günü kışladan 2 tankın, Jandarma Genel Komutanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne gönderildiği ifade edilen iddianamede, askeri araçların halkın karşı koyması üzerine birliğe döndüğü ve tekrar çıkış yapamadığı kaydediliyor.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-26 Nisan (2017) 'Ankara 52 sanık Darbe/Etimesgut Zırhlı Birlikler' davası
(05 Mayıs 2018, 15:50)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: