Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi´nin ´takipsizlik´ kararını kaldırmasının ardından, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt´ün ´dinlenildiği´ iddialarıyla ilgili soruşturma başlattı. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt kendisini bazı araçların takip ettiğini ve dinlendiğini iddia ederek suç duyurusunda bulunmuştu. Bu olayın benzeri daha önce Yarsav eski başkanı Ömerfaruk Eminağaoğlu için yaşanmıştı. Yarsav başkanı Eminağaoğlu, dinlediğini iddia ederek savcılığa başvurmuş ancak soruşturma sonucunda delil yetersizliği sebebiyle takipsizlik kararı verilmişti. Ancak Eminağaoğlu takipsizlik kararı üzerine pes etmeyerek Sincan mahkemesine başvurmuş ve Hakim Osman Kaçmaz takipsizlik kararını kaldırarak TİB´e baskın yapılmasını sağlamıştı. Baskında Eminağaoğlu ile ilgili olmayan bazı dinleme kayıtları da elde edilmiş, baskıncılar ulaşabildikleri dinleme kayıtlarından bazı hakim ve savcıların da Ergenekon kapsamında dinlendiğine dair kayıtları basına sızdırarak yargıda telekulak tartışmalarına yol açmış, Ergenekon soruşturması üzerinde baskı oluşturmuştu. Paksüt´ün dinlendiği iddialarına yönelik takipsizlik kararının Özel Harp aramalarının başlamasının hemen ardından kaldırılması Kontrgerillacıların misilleme hazırlığı olarak algılanmıştı. Paksüt´le ilgili en önemli ayrıntı ise 2008 yılına ait. Paksüt´ün takip edildiğine dair suç duyurusu üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmış ve bu soruşturma kapsamında İstanbul´daki Polis Organize Suçlar şubesine 11 Ağustos 2008 tarihinde bir baskın düzenlenmiş ve henüz iddianameye bile dökülmemiş çok gizli Ergenekon soruşturma bilgileri de kaşla göz arasında bilgisayarlardan kopyalanmaya kalkışılmıştı. Ancak hemen devreye giren Ergenekon savcısı Zekeriya Öz, mahkeme kararıyla bu aramayı durdurdu ve baskın girişimi yarım kaldı. Görüldüğü gibi, ´İstanbul Organize´ ve ´Ankara TİB´ baskınlarının, Ergenekon soruşturma bilgilerinin elde edilmeye çalışıldığı, Ergenekon soruşturmasının bir şekilde durdurulmaya ve sonuçsuz bırakılmaya ya da en azından kamuoyunda soruşturma hakkında şüpheler oluşturmaya dönük Kontrgerilla operasyonları olduğu gayet açık. İtalyan Kontrgerillası ´Gladio´yu çökerten Savcı Felice Casson´un da dediği gibi en büyük direniş yargıdan geldi ve gelmeye de devam ediyor.
Paksüt bahanesiyle TİB veya Organize baskını mı planlanıyor?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi´nin ´takipsizlik´ kararını kaldırmasının ardından, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt´ün ´dinlenildiği´ iddialarıyla ilgili soruşturma başlattı. Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt kendisini bazı araçların takip ettiğini ve dinlendiğini iddia ederek suç duyurusunda bulunmuştu. Bu olayın benzeri daha önce Yarsav eski başkanı Ömerfaruk Eminağaoğlu için yaşanmıştı. Yarsav başkanı Eminağaoğlu, dinlediğini iddia ederek savcılığa başvurmuş ancak soruşturma sonucunda delil yetersizliği sebebiyle takipsizlik kararı verilmişti. Ancak Eminağaoğlu takipsizlik kararı üzerine pes etmeyerek Sincan mahkemesine başvurmuş ve Hakim Osman Kaçmaz takipsizlik kararını kaldırarak TİB´e baskın yapılmasını sağlamıştı. Baskında Eminağaoğlu ile ilgili olmayan bazı dinleme kayıtları da elde edilmiş, baskıncılar ulaşabildikleri dinleme kayıtlarından bazı hakim ve savcıların da Ergenekon kapsamında dinlendiğine dair kayıtları basına sızdırarak yargıda telekulak tartışmalarına yol açmış, Ergenekon soruşturması üzerinde baskı oluşturmuştu. Paksüt´ün dinlendiği iddialarına yönelik takipsizlik kararının Özel Harp aramalarının başlamasının hemen ardından kaldırılması Kontrgerillacıların misilleme hazırlığı olarak algılanmıştı. Paksüt´le ilgili en önemli ayrıntı ise 2008 yılına ait. Paksüt´ün takip edildiğine dair suç duyurusu üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmış ve bu soruşturma kapsamında İstanbul´daki Polis Organize Suçlar şubesine 11 Ağustos 2008 tarihinde bir baskın düzenlenmiş ve henüz iddianameye bile dökülmemiş çok gizli Ergenekon soruşturma bilgileri de kaşla göz arasında bilgisayarlardan kopyalanmaya kalkışılmıştı. Ancak hemen devreye giren Ergenekon savcısı Zekeriya Öz, mahkeme kararıyla bu aramayı durdurdu ve baskın girişimi yarım kaldı. Görüldüğü gibi, ´İstanbul Organize´ ve ´Ankara TİB´ baskınlarının, Ergenekon soruşturma bilgilerinin elde edilmeye çalışıldığı, Ergenekon soruşturmasının bir şekilde durdurulmaya ve sonuçsuz bırakılmaya ya da en azından kamuoyunda soruşturma hakkında şüpheler oluşturmaya dönük Kontrgerilla operasyonları olduğu gayet açık. İtalyan Kontrgerillası ´Gladio´yu çökerten Savcı Felice Casson´un da dediği gibi en büyük direniş yargıdan geldi ve gelmeye de devam ediyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi´nin ´takipsizlik´ kararını kaldırmasının ardından, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt´ün ´dinlenildiği´ iddialarıyla ilgili soruşturma başlattı. Soruşturma, Memur Suçları Soruşturma Bürosu Savcısı Harun Kodalak tarafından yürütülecek. Soruşturma kapsamında, Paksüt´ün ´dinlenildiği ve izlendiği´ iddialarına ilişkin olarak bazı kişilerin ifadelerine de başvurulabileceği belirtildi. Paksüt, Ankara´da kendilerini bir aracın takip ettiği ve izinsiz dinlendikleri iddiasıyla emniyet görevlileri hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´na suç duyurusunda bulunmuştu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Paksüt´ün dinlendiği ve izlendiği hususunda yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle ´kovuşturmaya yer olmadığına´ karar vermişti. Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi ise Osman Paksüt´ün ´dinlenildiği´ iddialarına yönelik Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ilgililer hakkında verilen takipsizlik kararını kaldırmıştı.
Özel Harp baskınına misilleme hazırlığı
Sincan mahkemesinin verdiği ´takipsizliği kaldırma´ kararının Yarsav eski başkanı Eminağaoğlu için verilen takipsizlik kararıyla aynı olduğuna dikkat çeken kaynaklar, bu yeni kararla yine TİB´e veya İstanbul Organize Şube´ye baskınlara kalkışılacağını ve bu kez daha önceki baskınlarda ulaşılamayan tüm dinleme kayıtlarına ulaşılmasının deneneceğini ileri sürüyorlar. Aynı kaynaklar, Bu hamlenin Özel Harp Dairesi (ÖHD) baskını üzerine denk geldiğine dikkat çekiyor ve bu kararın altında Özel Harp baskınına misilleme hazırlığının yattığını iddia ediyorlar.
TİB baskınları ilk değil, benzerleri olan ilki İstanbul´da yaşanmıştı
TİB baskınları Yarsav başkanının şikayeti üzerine Osman Kaçmaz´ın devreye girmesiyle düzenlenmiş çok cesur hamleler. Ama ilk değil.. 2008 yılında Osman Paksüt´ün şikayeti üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´nın devreye girmesiyle İstanbul Emniyeti´ne düzenlenen ilk baskın da aynı ölçüde cesur bir hamleydi. Osman Paksüt´ün dinlenip dinlenmediğini tespit amacıyla İstanbul´a hakim ve bilirkişilerce yapılan baskında sadece kendileriyle ilgili kayıtları değil Ergenekon soruşturmasına ait tüm bilgisayar kayıtlarını kopyalayarak ele geçirmeye çalışırken son anda Zekeriya Öz´ün devreye girmesiyle baskın başarısızlıkla sonuçlandı. Ergenekon soruşturmasında yaşananlar birkez daha İtalya´dakileri hatırlattı. İtalyan Ergenekon´u olan Gladio soruşturmasına bakan savcı Felice Casson, 6 yıl süren soruşturma sürecinde yaşadıkları zorlukları tek cümleyle özetlemişti: ´Soruşturmada en büyük engellemeyi yargı mensuplarından gördüm.´
TİB baskınının amacı dinlenen hakim ve savcıların isimlerini deşifre etmekti, Yarsav bahane oldu
Osman Kaçmaz´ın Okyanus çetesine bilgi sızdıran savcı arkadaşını dinlendiği konusunda uyardığı ortaya çıkmıştı. Kaçmaz´ın bu muhbirliği belgelendi, hakkında dava açılarak hakimlikten ihracı istendi. İşte bu örneğin de gayet güzel gösterdiği gibi TİB baskınında asıl amacın Yarsav başkanının dinlenip dinlenmediğini tespit değil, Ergenekon kapsamında dinlendiği ileri sürülen çok sayıda hakim ve savcının adının ortaya çıkarılıp kendilerinin uyarılması olduğu iddia edilmişti. Bu iddiayı doğrulayan ilk gelişmeler, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Engin ile Yargıtay´ın telefonlarının yasadışı şekilde dinlendiği iddialarının NTV´de haber olarak yeralması oldu. Yasal gizli bilgilerin deşifre edilmesinde rol alan Sincan Hakimi Osman Kaçmaz, Yarsav Başkanı Ömerfaruk Eminağaoğlu, Ankara Hakimi Hayri Keskin ve onun tayin ettiği bilirkişilerin ´örgütlü´ suç işlediğine dikkat çekiliyor. İddialara göre TİB baskınıyla amaçlanan zaten Ergenekon soruşturmasını bir şekilde durdurmak, hiç olmazsa olmazsa yavaşlatmak ve kamuoyunda soruşturmaya karşı kafa karışıklığı oluşturmaktı.
Abdullah Harun
(06 Ocak 2010, 13:57)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Osman Kaçmaz´la ilgili tüm manşetlerimiz
Flaş!!! Kaçmaz´dan Paksüt iptali
Sincan hakimi Kaçmaz´ın skandal ´tüm gizli dinlemeleri inceleme´ kararı
TİB baskınıyla gizli Ergenekon dinlemelerinin ele geçirilmesi manşetlerimiz
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri