İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) finans merkezi olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding'in yöneticilerine yönelik soruşturma sonunda, aralarında darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'nde olan örgütün 'sivil imamları' Kemal Batmaz ve Harun Biniş ile örgütün sözde 'Başyüceler Şurası Başkanı' Mustafa Özcan, eski Yönetim Kurulu Başkanı Naci Tosun'un da bulunduğu 36'sı firari, 47'si tutuklu 97 sanığın yargılanmasına başlandı.
30.06.2018 13:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) finans merkezi olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding'in yöneticilerine yönelik soruşturma sonunda, aralarında darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'nde olan örgütün 'sivil imamları' Kemal Batmaz ve Harun Biniş ile örgütün sözde 'Başyüceler Şurası Başkanı' Mustafa Özcan, eski Yönetim Kurulu Başkanı Naci Tosun'un da bulunduğu 36'sı firari, 47'si tutuklu 97 sanığın yargılanmasına başlandı.
25.06.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) finans merkezi olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding'in yöneticilerine yönelik soruşturma sonunda, aralarında darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'nde olan örgütün 'sivil imamları' Kemal Batmaz ve Harun Biniş ile örgütün sözde 'Başyüceler Şurası Başkanı' Mustafa Özcan, eski Yönetim Kurulu Başkanı Naci Tosun'un da bulunduğu 36'sı firari, 47'si tutuklu 97 sanığın yargılanmasına başlandı.
Bakırköy Adalet Sarayındaki konferans salonunda İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan duruşmaya, 35 tutuklu, 7 tutuksuz sanıkla tarafların avukatları katıldı.
Duruşmaya, 3 sanık da SEGBİS sistemiyle bağlandı.
Mahkemede, sanıkların kimlik tespitleri yapılmasının ardından, iddianame okundu.
Duruşmaya öğlen arası verildi. Öğle arasından sonra sanıkların savunmalarının alınmasına geçilecek.
26.06.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bakırköy Adalet Sarayı'ndaki konferans salonunda yapılan duruşmada 35 tutuklu sanık ile bazı tutuksuz sanıklar katıldı.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Cengiz Altun, Bank Asya'ya talimatla para yatırmadığını, yapılan işlemlerin günlük para hareketlerinin olduğunu, böyle bir işlemin söz konusu olmadığını, yeni açılan hesap görüntüsü olduğunu, bu durumun ise mevcut parasından kalan parayı değerlendirmek için olduğunu söyledi.
Parasına para kazandırmak ve tasarruf yapmak için hesap açtığını ifade eden sanık Altun, 'Kaynak Holding'de muhasebe müdürü olarak çalışıyordum. Hiçbir derneğe üyeliğim yoktur. Bylock kullanmadım. 944 kişinin yer aldığı dua listesinde adım yoktur. Hak-iş'e üye olmamız için çok baskı vardı. Şirketlere kayyum atanırsa işten atılacaksınız, özlük haklarınızı ve maaşlarınızı alamayacaksınız gibi şeyler söylediler. Ben kaçtım, üye olmadım. Sendika Ahmet, Mehmet hakkını alırsa ben de alırım diye düşündüm. Bir yönlendirme var diye üye olmadım.' diye konuştu.
Terör örgütüyle anılan bir şirkette çalışmaktan utandığını bildiren sanık Altun, 13 aydır tutuklu olduğunu, terörle mücadele ettiğini söyledi.
Mahkeme başkanı, 'Terörle mücadele ettiğini söylüyorsun, muhasebecisin, hiçbir şey anlatmadın. Para transferlerini açıkla.' Demesi üzerine sanık Altun, 'Sürat Kargo'da 7 yıl çalıştım, eleman düzeyindeydim. Holdinge geçtikten sonra gayri resmi rastladığım bir durum yoktu.' dedi.
Başkan da 'Bağış yok muydu, Amerika'ya transfer yok muydu?' diye sordu.
Sanık Altun da, 'Holdingde transfer kapsamında Kimse Yok Mu, Fatih Üniversitesi'ne bağışlar vardı. Her şirket şu kadar bağış yapacak diye şeyler vardı. Ben Kaynak Holding'e kayyumla geçtim.' şeklinde cevap verdi.
Başkanın, '12 yıl çalışmışsın, hiçbir sohbete katılmadın mı?' sorusuna sanık da, 'Katılmadım.' dedi.
Bir diğer tutuklu sanık Kadir Karakoç da savunmasında, Zambak Mimarlık'ta çalıştığını, mimar olduğunu, çalıştığı şirkette yüzde 10 hissedar olduğunu, ortaklarından ikisinin yurt dışına çıktığını, birinin ise zaten Amerika'da yaşadığını, şirketinin ise Kaynak Holding ile alakasının olmadığını öne sürdü.
Sanık Karakoç, Zaman Gazetesi'ne ve Sızıntı Dergisi'ne abone olduğunu belirterek, 'Ben mimarım, Zaman Gazetesi'nin tasarımı değişti, tasarımı hoşuma gittiği için abone oldum. Bir kaç defa hayır amaçlı burs verdim. İddianameye konu sohbetlerde Kuran okunuyordu. 3-4 arkadaş kuran dersi alıyorduk. Kuranı öğreten İsa bey isimli biriydi. Soyadını bilmiyorum.' diye konuştu.
Mahkeme başkanının, 'Kim bu adam, belki hırsız. Sormadın mı?' diye sorması üzerine sanık Karakoç da 'Sormadım.' dedi.
Sanık Karakoç, 'Ortaklarım bırakıp gitti, ortada kaldım. Arkadaşlar niye çıkıp gittiğini bende merak ediyorum.' diye konuştu.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Cengiz Altun '15 Temmuz hain darbe girişiminde bulunanları ve destek verenleri lanetliyorum. Hakkımdaki suçlamalar ve ithamlar nedeniyle çok üzgünüm' dedi. Muhasebeci olduğunu söyleyen sanık Altun, 'Hiçbir derneğe üyeliğim yoktur. Örgüt üyesi değilim. Bankasya'ya örgüt lideri Fetullah Gülen'in talimatıyla para yatırmadım. Ben Yenikapı ile Demokrasi Mitingleri'ne katıldım. Devletime ve milletime bağlı biriyim. Örgütle anılmak bile istemiyorum. Bu bir lekedir bundan kurtulmak istiyorum. 13 aydır Silivri'deyim. Ailemin ve çocuklarımın bana ihtiyacı var. Örgütün gizli haberleşme programı ByLock'u basından duydum' dedi. Sanık Altun savunmasında, terör örgütü FETÖ ile mücadele ettiğini söylemesi üzerine Mahkeme Başkanı 'Terörle mücadele ettiğini söylüyorsun, muhasebecisin hiçbir şey anlatmadın. Para transferlerini açıkla' diye sordu.
Sanık Altun da 'eleman düzeyindeydim. Holdinge geçtikten sonra gayri resmi rastladığım bir durum yoktu' şeklinde cevap verdi. Mahkeme Başkanın 'Bağış yok muydu, Amerika'ya transfer yok muydu?' şeklindeki sorusuna sanık Altun da, 'Holdingde transfer kapsamında Kimse Yok Mu, Fatih Üniversitesi'ne bağışlar vardı' dedi. Mahkeme Başkanın 'Hiçbir sohbete katılmadın mı?' diye sorması üzerine sanık Altun ise, 'Katılmadım' diye yanıtladı.
Tutuklu sanıklardan Engin Uzun da hakkındaki örgüt üyeliği suçlamasını reddederek, Bankasya'da kimsenin talimatıyla hesap açmadığını söyledi. Söz alan diğer sanıklar da örgüt üyeliği suçlamalarını reddederek, beraatlerini ve tahliyelerini istedi. Duruşma yarına ertelendi.
Cuma gününe kadar devam edecek olan duruşmalarda sanıkların savunmaları alınacak.
29.06.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Bakırköy Adalet Sarayı'ndaki konferans salonunda İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan beşinci duruşmaya, 35 tutuklu, 7 tutuksuz sanık ile avukatları katıldı.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Faruk Tosun, kayyum atanan şirketlerde ortaklığının olmadığını, SGK'lı olarak çalıştığını, Kaynak Vakıf'taki üyeliğiyle ilgili olarak ise birim amirinin kendisini çağırdığını ve görev alacaksın dediği için görev aldığını söyledi.
Dua listesinde adının olmasıyla ilgili olarak ise sanık Tosun, bu durumu emniyet sorgusunda öğrendiğini ifade ederek, 'Bu listede yer alanların motivasyonunun yüksek tutulması talimatı var. Listede olanların bu listeden haberi yok. Bank Asya'ya para yatırdığım iddiası var. Bu hesap maaş hesabımdır. 20 yıllık hesabımdır. 2013 yılı Ocak ile 2015 yılı Haziran tarihleri arasında para hareketi var. Her dönem tasarrufa yöneldim. Ev almak için tasarruf yaptım. Birinin talimatıyla para yatırmadım.' diye konuştu.
Terör örgütünün şifreli haberleşme programı 'ByLock' kullanıcısı olduğu iddialarıyla ilgili sanık Tosun, bu iddianın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, bu durumun nereden çıktığını bilmediğini, kullandığı telefonunun şirket tarafından verildiğini, ikinci el telefon olduğunu, gelen maillerin ise grup mailleri olduğunu söyledi.
Tutuklu sanık Erhan Alış da savunmasında, hakkındaki 'silahlı terör örgütü üyeliği' suçlamalarını reddederek, 'Kaynak Kağıt'ta lojistik sorumlusu olarak görev aldım. Tamamen profesyonel anlamda çalıştım. Himmet, burs bağışı yapmadım. Kırgızistan'da kurban bağışı yaptım. Bank Asya'da sadece maaş hesabım vardı. 20 sene önce Almanya'ya gittim. 4-5 sene önce arkadaşımla tatil için Kıbrıs'a gittim. İddianamedeki Twitter hesabı benimdir. Kemal Batmaz beni çağırdı. 'Tweet atıyor musun?' diye sordu. 'Arkadaşlar atıyor, ben de atarım' dedim. Ben paylaşımları paylaştım.' dedi.
Mahkeme başkanının, 'Twitter hesabı nasıl zorla kullandırılır?' sorusuna sanık Alış, 'Mahalle baskısı vardı. 5-6 kişi 'sen de kullansana' dedi. Öyle kullandım.' cevabını verdi.
Başkanın, 'Emre Uslu, Ali Fuat Yılmazer'in tweetlerini paylaşmışsınız.' demesi üzerine sanık da 'Yapmışımdır, hatırlamıyorum. En büyük pişmanlığım bu tweetler.' ifadesini kullandı.
Tutuklu sanık Cemalettin Arslan da savunmasında, Sürat Tur'da umre müdürü olarak işe başladığını, Mart 2014'te 9 ay çalıştığını, Kaynak Vakıf'ta ise 10 ay çalıştığını, burada resmi müdür olmadığını, eski işiyle aynı maaşı alabilmek için bu pozisyonda gösterildiğini, Kaynak Holding'te toplam 3 yıl çalıştığını, kesinlikle Kaynak Holding yöneticiliğinde bulunmadığını, parayla, muhasebeyle işinin olmadığını, örgütsel bir faaliyet görmediğini ve böyle bir şeye katılmadığını öne sürdü.
Kesinlikle 'ByLock' kullanmadığını, iddia edilen telefonun şirket hattı olduğunu, cihazın incelendiğinde kullanmadığının ortaya çıkacağını savunan sanık Arslan, 'Bank Asya'ya ait hesap hareketleri incelendiğinde 30 bin lira görünüyor. Prizma A.Ş'den ayrıldığımda 3 adet 10 bin liralık çek aldım. Bank Asya'ya yatırdım, tarihlerini bekledim. Sattığım arabanın parası da vardı. Bankaya yatırdım. Ev için çektiğim kredi de kullandım. Herhangi bir çağrıya uyarak para yatırmam söz konusu değildir. Yurt dışına çıkış iddiam var. Örgütsel faaliyet kapsamında yurt dışına çıkmadım. Kaynak Holding'te çalıştığım 3 sene boyunca yurt dışına çıkmadım. Bu ithamı destekleyen delil yoktur.' diye konuştu.
Tutuklu sanık savunmalarının tamamlanmasının ardından taleplerle ilgili görüşü sorulan cumhuriyet savcısı, 7 sanığın tahliyesini, diğer tutuklu sanıkların bu hallerinin devamını, sanıkların banka hesaplarındaki hareketlerin kurban, himmet bağışı olup olmadığının belirlenmesi için dosyanın bilirkişiye gönderilmesini ve eksik hususların giderilmesini talep etti.
Mahkeme, ara kararını açıklamak için duruşmaya ara verdi.
Batmaz ve Biniş'in dosyaları ayrıldı
Bu arada, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'nde bulunan örgütün 'sivil imamları' Kemal Batmaz ve Harun Biniş'in dosyalarının bu dava dosyasından ayrılarak, Akıncı Üssü davasıyla birleştirilmesine karar verildi. Bu kapsamda, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, sanıkların ek savunmasını alacak.
ARA KARAR
Duruşmada, mahkeme ara kararını açıkladı.
Mahkeme heyeti, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan 1 sanık ve sağlık durumu nedeniyle 1 sanık olmak üzere toplam 16 sanığın tahliyesine, 23 sanığın ise Bank Asya hesap hareketleri, örgütün şifreli haberleşme programı 'ByLock' kullanmaları ve haklarında kuvvetli suç şüphesinin bulunması nedeniyle tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Tutuksuz 11 sanığın adli kontrol tedbirlerinin devamına hükmeden mahkeme, 35 sanığın yakalanmasını ve sanıklarla ilgili dijital materyallerin sonuçlarının beklenmesini kararlaştırdı.
Dava kapsamında 15 kişinin tanık olarak dinlenilmesine ve sanıkların Bank Asya para hareketleriyle ilgili olarak bilirkişi raporu hazırlanmasına karar veren mahkeme, duruşmayı 8-9 Ekim'de İstanbul Adalet Sarayı'nda görülmek üzere erteledi.
İDDİANAME
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu'nca, FETÖ'nün finans merkezi olduğu gerekçesiyle kayyum atanan Kaynak Holding'in yöneticilerine yönelik yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, aralarında darbe girişimi sırasında Akıncı Üssü'nde olan örgütün 'sivil imamları' Kemal Batmaz ve Harun Biniş ile örgütün sözde 'Başyüceler Şurası Başkanı' Mustafa Özcan, holdingin eski Yönetim Kurulu Başkanı Naci Tosun'un da bulunduğu 36'sı firari, 47'si tutuklu 97 sanık yer aldı.
İddianamede, Kaynak Holding ve bağlı şirketlerin, olağan ticari faaliyetlerini yürütürken kurdukları ile örgüte bağlı tüm şirketlerinin para trafiğinin kesişim noktasında bulunduğu belirtilirken, bu sayede örgüt adına sisteme sokulması planlanan paraların FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün kontrolünde olan ülke içerisindeki ve yurt dışındaki vakıf, dernek ve eğitim kurumları üzerinden finansının sağlandığı vurgulandı.
Görünen ticari faaliyetleri dışında FETÖ/PDY terör örgütünün finansmanı kapsamında faaliyetlerde bulundukları, şirket içerisinde kayıt dışı, burs, kurban, bilet, zekat, fitre adı ile düzenli para toplandığı anlatılan iddianamede, şirket çalışanlarının 'Rehberlik' adı verilen yapılanma adı altında, kurum kültürü anlayışı ile örgütsel olarak yetiştirildikleri, şirketlerin genel yönetimlerin, bizzat örgüt elebaşının talimatları, kitaplarında ve dergileri ile internet üzerinden yayımlanan mesajları ile sürekli motive edildikleri kaydedildi.
İddianamede, bu anlayış ile birinci hedefin örgütün toplumda görünen, kamuflaj yapılanması olan 'hizmet hareketi' adı altında sözde dinsel bir yapılanma ile faaliyet yürüttükleri ve tüm talimatların doğrudan örgüt elebaşından geldiği kaydedilirken, şirket içerisinde örgütün kriptolu programlarının kullanıldığı, örgütün kendisini sadece insanlığa ve dine hizmet eden bir yapı gibi gösterme çabasında olduğu ancak örgütün yapılan soruşturmalarla açığa çıkarılan yapısında terör örgütlerinde olduğu gibi hücre yapılanmalarının olduğunun tespit edildiği aktarıldı.
'İslami gerçekliğinden uzak olarak örgüt içerisinde eleman kazandırılan hücre evlerinden sorumlu olanlarla, kamu kurumunda bulunan örgüt mensuplarından sorumlu olan örgüt yöneticilerinin 'Kod adı' kullanmaları göz önünde bulunduğunda örgütün kendini gizleme politikası olduğu' belirtilen iddianamede, 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilmeye çalışılan darbe girişimi ile birlikte örgütün tüm amacının Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni tüm organları ile ele geçirmek olduğunun anlaşıldığı kaydedildi.
İddianamede, Kaynak Holding ve bağlı şirketlerinde tüm iş ve işlemlerin örgütsel olarak planlandığı, örgüt liderinin tüm söylemlerinin hassasiyetle takip edilerek tüm çalışanlar üzerinde baskı kurularak aidiyet duygularının geliştirilmeye çalışıldığı anlatılarak, örgütün yayın organlarına zorunlu abonelikler, sürekli himmet ile örgüte finans sağlandığı, örgütün tüm alanlarda gösterdiği faaliyetlerin bizzat holding merkezinde ve yöneticileri tarafından takip edilerek örgütün nihai amacına ulaşılması için her imkanın kullanıldığının yürütülen soruşturma ve elde edilen dijital verilerdeki bilgi ve belgeler ile tespit edildiği vurgulandı.
Sanıklar Kemal Batmaz, Harun Biniş, Mustafa Özcan, Naci Tosun hakkında 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile 'silahlı terör örgütü yönetici olmak' suçundan 15 yıldan 22 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenilen iddianamede, 39 sanık hakkında da ayrı ayrı 'anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile 'silahlı terör örgütü yönetici veya üyesi olmak' suçundan 7,5 yıldan 22 yıl altışar aya kadar hapis cezası istenen iddianamede, diğer 54 sanığın benzer suçlardan 7,5 yıldan 30'ar yıla kadar değişen oranlarda hapis cezasına çarptırılması istendi.
Paralel yapı-08 Eylül (2015) 'İstanbul 97 sanık Kaynak Holding Yap./örgüte finansal destek' davası
(30 Haziran 2018, 13:40)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: