Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin, aralarında Ankara'daki bazı kamu binalarını vuran helikopter pilotlarının da yer aldığı 152 sanığın yargılanmasına devam edildi.
19.08.2018 12:50 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin, aralarında Ankara'daki bazı kamu binalarını vuran helikopter pilotlarının da yer aldığı 152 sanığın yargılanmasına devam edildi.
13.08.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada, savcının esasa ilişkin mütalaasına karşın savunma yapan sanık eski kursiyer teğmen Müslim Çağırıcı, huzurda verdiği önceki savunmasını kabul ettiğini söyledi.
15 Temmuz'da, tabur komutanının içtimada terör saldırısı endişesi olduğunu ve birliğin emniyetini alacaklarını söylediğini savunan Çağırıcı, 'Ben de birliğimin emniyeti için hareket ettim.' dedi.
Herhangi bir hareketliliğin olmadığı boş bir alanda başka bir kursiyer teğmenle beklediklerini iddia eden Çağırıcı, darbe girişimine katıldığına yönelik iddiaları reddetti.
Çağırıcı, sabah ilk fırsatta birlikten ayrıldıklarını belirterek, tahliyesini ve beraatini talep etti.
Sanık eski yüzbaşı Cumali Bolat da amirinin nöbetini değiştirmesini söylemesi sonrası yaptığı değişiklikten dolayı mahkemede yargılandığını öne sürdü.
Darbe girişimine yönelik eylemlere katılmadığını anlatan Bolat da tahliye ve beraat talebinde bulundu.
Tutuksuz sanıklar F.S, E.D. ve F.T. de savunma yaparak beraatlerini istedi.
Darbe girişimi sırasında Ankara'daki bazı kamu binalarını vuran helikopter pilotlarının da aralarında bulunduğu sanıkların yargılandığı davanın duruşması, savunmaların ardından yarına ertelendi.
14.08.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yapan sanık eski kursiyer teğmen Fatma İnce, üzerine atılı suçları kabul etmedi.
Darbe girişiminin yaşandığı dönemde 24 yaşında olduğunu belirten İnce, daha önce darbe görmediğini ve 10 aylık bir kursiyer teğmen olarak bu durumu anlamadığını iddia etti.
Kendisine nöbet görevi verildiğini ve karargah önünde nöbet tutturulduğunu anlatan İnce, buradaki bir askerin tüfeğini aldığını ve omzuna asarak dolandığını savundu. İnce, bu silahta mühimmat bulunup bulunmadığını dahi bilmediğini öne sürdü.
Gece uykusu geldiği için bir süre uyuduğu, silah sesleri sonrası korkudan yanındaki diğer kursiyerlerle lavabo altına saklandığı iddiasını dile getiren İnce, sabah başka bir arkadaşıyla arabasına binerek kışladan ayrıldığını söyledi.
Girişimin başarıya ulaşması için fikir ve eylem birlikteliği içinde hareket etmediğini savunan İnce, darbe girişimine katılmadığını ileri sürdü.
FETÖ üyesi olmadığını iddia eden İnce, vatanını ve milletini sevdiğini anlattı. Sanık İnce, beraat talebinde bulundu.
Sanık eski kursiyer teğmen Nuri Yüksel de hakkındaki suçlamaları reddetti.
Darbe girişimine iştirak etmediğini, FETÖ ile bir bağı bulunmadığını öne süren Yüksel, tahliyesi ve beraatini istedi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yapan sanık eski kursiyer teğmen Cihangir Can, üzerine atılı suçlamaları reddetti.
Can, ders başarısızlığı olduğu için etüt maksatlı birliğe çağrıldıklarını belirterek, darbe maksadıyla birliğe gitmediğini savundu.
Sonrasında 'Genelkurmay'a saldırı var.' denilerek birliğin çeşitli yerlerinde kullanıldıklarını anlatan Can, 'Biz, birliğin güvenliğini takviye ediyoruz sandık.' diye konuştu.
Telefon kullanamadıkları ve televizyon izlettirilmediği için haber alma özgürlüklerinin engellendiğini öne süren Can, bu nedenle gece boyunca darbe girişiminden de haberdar olmadıklarını iddia etti.
Can, darbeye teşebbüs etmediğini ve sabaha kadar bu yönde herhangi bir eylemde bulunmadığını ileri sürerek, sabah olduğunda da kursiyer teğmen Fatma İnce'nin aracıyla kışladan ayrıldıklarını anlattı.
Cihangir Can, tahliyesini ve beraatini talep etti.
Darbe girişimi sırasında Ankara'daki bazı kamu binalarını vuran helikopter pilotlarının da aralarında bulunduğu sanıkların yargılandığı davanın duruşmasına, yarın devam edilmek üzere ara verildi.
15.08.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Sanık eski kara pilot albay Gökhan Lütfü Reyhan, cumhuriyet savcısının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yaptı.
Hakkındaki suçlamaları reddeden Reyhan, 15 Temmuz'da Türkiye'de değil, görevli olarak Afganistan'da bulunduğunu söyledi.
Yaşananlardan sonra yurda döndüğünde gözaltına alınıp tutuklandığını anlatan Reyhan, yapılan üst aramasında bulunan 1 doların 'f' serisi olmadığını savundu. Reyhan, yurt dışı görevlere giden birinin üzerinde dolar bulunmasının normal olduğunu ifade ederek, olmayan bir suça delil üretilmeye çalışıldığını öne sürdü.
Darbe girişiminde Skorsky tipi helikopter kullanacak pilotlarla ilgili planlama yapıldığı iddiasının da hayal ürünü olduğunu savunan Reyhan, böyle bir planlama yapılmış bile olsa bundan haberi olmadığını iddia etti.
Reyhan, eski yarbay Murat Bolat'ın, alay komutan yardımcısı Halil Gül ve yarbay Özcan Karacan'ın kendisini çağırdığını, yanlarına gittiğinde darbe gecesi havalanacak pilot ve teknisyenlerin hazır olduğunu belirttiklerini ve hazırlanan listede Gökhan Lütfü Reyhan İsmini gördüğünü soruşturma aşamasındaki ifadesinde söylediğini hatırlattı. Sanık Reyhan, bu iddianın doğru olmadığını savunarak Bolat'ın hakkındaki beyanlarını reddetti.
Gizli tanığın aleyhindeki beyanlarını da kabul etmeyen Reyhan, kurmaylık sınavı sorularını önceden aldığı yönündeki iddianın da doğru olmadığını savundu.
Reyhan, cezaevinde yatarken gizli tanığa yönelik yazdığı 'Fesat oğlan' şiirini de savunması sırasında okudu.
Gökhan Lütfü Reyhan, savunmasının sonunda tahliyesini ve beraatini talep etti.
Duruşma yarına ertelendi.
16.08.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Sanık eski kursiyer teğmen İbrahim Mert, cumhuriyet savcısının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yaptı.
Bölük komutanı Emre Erkan'ın 15 Temmuz'da kursiyerleri toplayıp, tabur komutanı Yasin Candemir'in kendileriyle görüşeceğini söylediğini aktaran Mert, 21.45'te telaşlı bir şekilde kursiyerlere hitap eden Candemir'in, askeri birliklere terör saldırısı olduğunu, buraya da olabileceğini, bu yüzden emniyeti takviye edeceklerini belirttiğini savundu.
Tabur komutanı Candemir'in emri doğrultusunda silah ve mühimmat aldıktan sonra Meydan Harekat Taburu'na gönderildiğini dile getiren Mert, 00.30 gibi takım komutanı Serdar Acar'ın, burada jandarmanın emniyet alacağını söylemesi sonrası kule binasının önüne geçtiğini söyledi.
Mert, kule önünde beklerken cep telefonundan kalkışmayı öğrendiğini, bulunduğu yerde bir sıkıntı olmadığını ve ilerleyen saatlerde de darbenin bastırıldığına dair haberleri okuduğunu kaydetti. 'Birliğimizin darbe girişimine katılmadığını düşündüm.' diyen Mert, girişime yönelik hiçbir olaya karışmadığını, aldığı emirleri de teşebbüsün bir parçası olarak algılamadığını öne sürdü.
Sabah bir ekiple gelen jandarma albayın, buradan kalkan helikopterlerin darbe girişimine katıldıklarını belirterek silahını bırakmasını istediğini anlatan Mert, şaşırdığını ve durumu kuledeki Serdar Ercan'a söylemek istediğini ifade etmesi üzerine, bu albayın izin verdiğini belirtti.
Mert, kuleye çıkıp jandarmanın geldiğini Serdar Ercan'a söylediğini, bu sırada bir kobra helikopterin jandarmanın üzerine atış yaptığını dile getirerek, güvenli bölgeye gideceklerinin belirtilmesi üzerine çatışma ortamından çıkmak istediği için söyleneni yaptığını ve kuleden çıkıp dışarıda bekleyen helikoptere bindiğini anlattı.
Helikopterle Akıncı Üssü'ne gitmiş
Canını kurtarmak için nereye gittiğini bilmeden helikoptere bindiğini iddia eden Mert, yaklaşık 10 dakika sonra Akıncı Üssü'ne indiklerini bildirdi. Mert, indikten 20 dakika kadar sonra patlama olması üzerine bu fırsatı değerlendirip boş araziden üs dışına çıktığını ve dışarıda bekleyen bir arkadaşının babasının aracına binerek uzaklaştığını ileri sürdü.
Mert, helikoptere binerken yanındaki silahını da Akıncı Üssü'ndeyken dışarı çıkmadan bir ağacın dibine sakladığını savundu.
Sıralı amirleri dışında kimseden emir almadığı iddiasını paylaşan Mert, olayların aslını bilen ancak kendilerine söylemediğini düşündüğü tabur komutanı Yasin Candemir ve kendisini mağdur edenlerden şikayetçi olduğunu söyledi.
Mert, tahliyesi ve beraatini talep etti.
Sanık eski kursiyer teğmen İbrahim Furkan Gülcan da tabur komutanı Yasin Candemir'in emri doğrultusunda birliğin emniyetini takviye için 1 No'lu nizamiyeye gönderildiğini, tabur komutanının emriyle silah ve mühimmat da aldığını öne sürdü.
Sonradan darbe girişiminden haberdar olduğunu ancak darbecilere karşı olduğunu düşündüklerini iddia eden Gülcan, gece boyunca nizamiye gerisindeki ağaçlık alanda beklediğini kaydetti.
Gülcan, kandırıldığını anladığı andan itibaren birlik dışına çıkmaya karar verdiğini ve bunu yaptığını belirtti.
Sanık Gülcan, tahliyesi ve beraatini istedi.
Tutuksuz sanık eski astsubay İ.T. ise önceki savunması ve savcının esasa ilişkin mütalaasını kabul ederek beraat talebinde bulundu.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, 15 Temmuz'da Akıncı Üssü yakınında yakalanan ve örgütün sivil imamlarından olduğu iddia edilen Hakan Çiçek'in kardeşi eski kara pilot binbaşı Gökhan Çiçek, savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yaptı.
Mahkemede, daha önceki savunmasında anlattığı 15 Temmuz'da yaşadıklarını, esasa ilişkin savunmasında da anlatan Çiçek, iddianame ve savcının mütalaasındaki tüm suçlamaları reddettiğini söyledi.
Çiçek, FETÖ/PDY üyeliği iddiasının hiçbir delile dayanmadığını savunarak, bu iddiaları da kabul etmedi.
Darbe planlaması toplantısı yaptığına yönelik iddiaya yönelik ise Çiçek, 'Ne askeri birlikte ne de sivil bir ortamda darbe planlaması toplantısına katıldım.' dedi.
Çiçek, Güvercinlik kışlasının kontrolünü ele geçirmek için nöbet değişikliği yaptığı iddiasına karşı da astların, amirlerinin verdiği emirleri yerine getirmek zorunda olduğunu ifade etti. 'Nöbetimin değiştirilmesi için benim bir talebim olmamıştır.' diyen Çiçek, bunun, amiri albay Muzaffer Kartopu'nun emri olduğunu vurguladı.
Çiçek, darbeye yönelik bir emir vermemişken kışlayı da ele geçiremeyeceğini söyledi.
Sikorsky helikopter ile eğitim uçuşu adı altında keşif uçuşu yaptığına yönelik iddiayı da kabul etmeyen Çiçek, bunun eğitim uçuşu olduğunu iddia etti. Çiçek, uçuşun ilgili makamlarca onaylandığını ancak keşif uçuşu olduğuna dair suç algısı oluşturulmaya çalışıldığını öne sürdü.
Genelkurmay Başkanlığınca uçuşların durdurulmasına rağmen, hava kuvvetlerine ait Akıncı Üssü'ne 'yurtta sulh' parolasıyla inildiği iddiasıyla alakalı da Çiçek, Genelkurmayın uçuşları iptal ettiğini bilmediğini, 'yurtta sulh' parolasını da iddianameden öğrendiğini savundu.
Çiçek, Akıncı Üssü'ne yapılan tahliye uçuşu sonrası burada uçuş yapmadığını söyledi.
Suçlamaları reddeden Gökhan Çiçek, 'Hakkımdaki iddialar mesnetsiz ve somut delillerden uzak, zan ve iftiralara dayalı, niyet okumaktan ibarettir.' diye konuştu.
Çiçek, günlük mesai içindeki faaliyetlerin, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilişkilendirilip, suç atfedilmeye çalışıldığını ileri sürerek, kimseye karşı 'darbe' ya da 'sıkıyönetim' ifadelerini dahi kullanmadığını, cebir şiddet uygulamadığını, kimseyi mesaiye çağırmadığını, darbe faaliyetlerine katılmadığını, kanunsuz bir emir almadığını iddia etti.
Aleyhindeki tanık ve sanık beyanlarını da reddeden Çiçek, FETÖ'den şikayetçi olduğunu söyledi.
Çiçek, tahliye ve beraatinin yanı sıra mal varlığı ve maaş hesabı üzerindeki tedbirin kaldırılmasını da istedi.
Duruşma yarına ertelendi.
17.08.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, yakınları ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada esasa ilişkin savunma yapan eski kursiyer teğmen Ali Sert, bölük komutanın emriyle birliğe geldiğini, tabur komutanın kursiyerleri toplayıp askeri birliklere terör saldırısı olduğunu, buraya da olabileceğini söylemesi üzerine birliğin emniyetini aldıklarını savundu.
Sert, tabur komutanın emri üzerine kule bölgesine gittiğini, kule önünde beklerken cep telefonundan kalkışmayı öğrendiğini, bulunduğu yerde olağanüstü bir durum olmadığını ve ilerleyen saatlerde de darbenin bastırıldığına dair haberler okuduğunu belirtti.
'Birliğimizin darbe girişimiyle alakası olmadığını düşündüm.' diyen Sert, girişime yönelik hiçbir olaya karışmadığını, darbecilere karşı birliğin emniyetini aldıklarını düşündüğünü öne sürdü.
Eski kursiyer teğmen İrfan Okumuş da olay günü bölük komutanı eski yüzbaşı Emre Erkan'ın kendilerine saat 21.45'te tabur komutanı eski yarbay Yasin Candemir'in kursiyerlere konuşma yapacağını söylediğini aktardı.
Bölük komutanının bu emri üzerine mesaiye geldiğini anlatan Okumuş, ilerleyen saatlerde Erkan'ın kursiyerlerin toplandıkları alana gelerek, terör saldırısı olduğunu, herkesin güvenlik önlemleri kapsamından görevlendirileceğini ifade ettiğini bildirdi.
Emir üzerine kursiyerlerin kışlanın çeşitli bölgelerine dağıtıldığını dile getiren Okumuş, kendisine S-70 hangarında nöbet tutması için emir verildiğini ve sabaha kadar o bölgede oturduğu söyledi.
Kimseden kanunsuz emir almadığını, kimseye silah doğrultmadığını öne süren Okumuş, beraatini talep etti.
Sanık eski kursiyer teğmen Kazım Hamzaçebi de Cumhuriyet Savcısının esasa ilişkin mütalaasını kabul etmediğini, darbecilerin emniyetini aldığı yönündeki isnatları da reddettiğini belirtti.
Kursiyer bir teğmen olarak karar verme ve emretme yetkisi olmadığını savunan Hamzaçebi, sabaha karşı da darbecileri gözaltına almaya gelen jandarma birliklerine yol gösterip yardımcı olduğunu iddia etti.
Sanık Hamzaçebi, tahliyesi ve beraatini istedi.
Sanık eski kursiyer teğmen Kemal Kirazlı ise hakkındaki suçlamaları kabul etmeyip beraat talebinde bulundu.
Ankara'daki bazı kamu binalarını vuran helikopter pilotlarının da aralarında bulunduğu 152 kişinin yargılandığı davanın duruşmasına öğle arası verildi.
Duruşmada, ara karar öncesi sanık ve avukatlarının talepleri ile Cumhuriyet savcısının mütalaası alındı.
Cumhuriyet savcısı, adli kontrol hükümlerinin bu aşamada yetersiz kalacağı gerekçesiyle sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.
Müzakerenin ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklardan eski yüzbaşı Nuri Osmancıoğlu'nun adli kontrolle tahliyesine karar verdi.
Duruşmaya 15 Ekim-2 Kasım tarihleri arasında devam edilecek.
Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-12 Mayıs (2017) 'Ankara 152 sanık (ilk 155) Darbe/Kara Havacılık Kom.' davası
(19 Ağustos 2018, 12:50)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: