Tam
EskidenYeniye
 

Genelkurmay Darbe davası

Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlere ilişkin, sözde "yurtta sulh konseyi" üyelerinin de aralarında yer aldığı 224 kişinin yargılandığı davada sanıkların esasa ilişkin savunmaları alındı.

Önceki haber title=Sonraki haber

29.09.2018 13:40 Ankara'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlere ilişkin, sözde "yurtta sulh konseyi" üyelerinin de aralarında yer aldığı 224 kişinin yargılandığı davada sanıkların esasa ilişkin savunmaları alındı.

17.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Duruşmada esasa ilişkin savunma yapan sanık eski binbaşı Okan Kurt, darbe girişimi sırasında Genelkurmay karargahı nöbetçi amir yardımcısı olduğunu, o gece nöbetçi amir olarak da eski yarbay Murat Mala'nın görev yaptığını söyledi.

Kurt, saat 21.30 civarında karargahta bağrışma sesleri duyduğunu, nöbetçi odasından çıktığında ise kimsenin olmadığını, tekrar odaya girdikten 1-2 dakika sonra silah seslerinin geldiğini anlattı.

Seslerin geldiği tarafa baktığını, Genelkurmay'ın Milli Savunma Bakanlığına bağlandığı tarafta maskeli, kamuflajlı ve uzun namlulu silah taşıyan kişilerin bir astsubayı derdest ettiğini gördüğünü belirten Kurt, oradaki kişilere neler olduğunu sorduğunda "tatbikat" yanıtını aldığını savundu.

Kurt, karargah nöbetçisi olduğunu söylemesine rağmen oradaki kişilerce yere yatırılıp ellerinin plastik kelepçeyle bağlandığını, bir süre sonra bu kişilerin yanından uzaklaşmasıyla kelepçelerden kurtulup nöbetçi amir odasına geçtiğini iddia etti.

Karargah nöbetçi amiri Murat Mala'ya durumu anlattığını, durumu üstlerine rapor etmesini söylediğini dile getiren Kurt, Mala'nın da harekat merkezini arayıp rapor ettiğini, daha sonra televizyondan Genelkurmay civarındaki gelişmelerle ilgili bir haber olup olmadığına baktıklarını, sadece Boğaz Köprüsü'nün kapatıldığını gördüğünü ancak buna da bir anlam veremediğini savundu.

Murat Mala ile uçakların geçişini gördüklerini, televizyondan Başbakan'ın kalkışma olabileceğini söylediğini dinlediklerini anlatan Kurt, başka bir tarafta nöbetçi olan yüzbaşı Ümit Keskin'i arayıp onu da bilgilendirdiğini belirtti.

Kurt, savunmasına şöyle devam etti:

"Daha sonra saygı nöbetçilerini içeri alıp ışıkları söndürdüm. Uçakların geçişini duyduk. O sıra silah sesleri arttı. Harekat merkezini aramama rağmen cevap verilmedi. Daha sonra Görüntü İzleme Merkezi'nin güvenli olduğu ve girebileceğimiz söylendi. Kameraları takip ettiğim sırada halkın toplandığını gördüm. Milli Savunma Bakanlığı tarafından vatandaşlar girerek iki kişinin vurulduğunu gördüm. Yarbay Gökhan Eski, odaya gelerek içeridekileri çıkardı. Biz de kendimizi korumak için silah aldık. Odadan çıktığımızda korgeneral İlhan Talu'nun etrafı kontrol ederek gezindiğini göründük.

Karargahın dışına çıktığımızda polis ekiplerince gözaltına alındık."

Tutuksuz sanık eski astsubay Yusuf Yalçın da savcının beraati yönündeki mütalaasına katıldığını söyleyerek, o gece darbecilere karşı mücadele ettiğinin ortaya çıktığını savundu.

2 tahliye

Ankara 17'nci Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, sanıklar binbaşı Okan Kurt ve astsubay Veysel Tokmak, savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı savunma yaptı.

Savunmaların ardından Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, mahkemenin ara karara gideceğini söyledi.

Duruşmaya verilen aranın ardından kararını açıklayan heyet, sanıklar Kurt ve Tokmak'ı adli kontrol şartıyla tahliye etti.

Cumhuriyet savcısı, 9 Mayıs'ta açıkladığı esas hakkındaki mütalaasında, söz konusu sanıklar için "anayasal düzeni ihlal" suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmalarını talep etmişti.

18.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Duruşmada esasa ilişkin savunma yapan eski kurmay binbaşı Yalçın Toker, Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliğinde plan subayı olarak çalıştığını, FETÖ ile bağlantısının bulunmadığını ve darbe girişiminde yer almadığını öne sürdü.

FETÖ'nün ürettiği bir belge yüzünden 26 aydır tutuklu olduğunu savunan Toker, "Asılsız bir iftira yüzünden tutukluyum. Çatı davasında lüzumsuz yer işgal ediyorum. Dosyamın ayrılmasını, tahliyeme karar verilmesini istiyorum." diye konuştu.

Sanık eski kurmay binbaşı Veysel Özmen de iddia makamının mütalaasına katılmadığını beyan ederek, savunmasına başladı.

Özmen, savcının müebbet hapis istemesinin sebebinin darbe girişimi sırasında mesaiye devam etmesi ve olaylar başladıktan sonra silahlı şekilde görünmesi olduğunu belirtti. Bu durumdaki birçok sanığın tahliye edildiğini savunan Özmen, mesaiye kalmasının özel bir nedeni bulunmadığını, karargaha bir saldırı olacağının söylenmesi üzerine silah aldığını iddia etti.

İdari tahkikat raporunun gerçeği yansıtmadığını savunan Özmen, kimseden yasa dışı emir ve talimat almadığını savunarak, tahliyesini talep etti.

Tutuksuz sanık Ümit Keskin de mahkeme huzurunda ve kollukta vermiş olduğu ifadeleri kabul ettiğini bildirerek, iddia makamının verdiği beraat yönündeki mütalaaya katıldığını söyledi.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde esasa ilişkin savunma yapan eski yüzbaşı Yalçın Gür, olay tarihinde Genelkurmay Başkanlığı plan subayı olarak görev yaptığını anlattı. Darbe girişiminden 10 gün önce göreve başladığını belirten Gür, "Yeni görev yerimde mesai saatlerim belli değildi. O gün YAŞ hazırlıkları nedeniyle çıkışlar daha geç oldu. Binbaşı Mustafa Duygulu, YAŞ toplantı provaları olduğunu belirterek, bana albayların emeklilik ve uzatılması ile ilgili YAŞ programına dahil edilen albayların bilgilerini ivedilikle hazırlanmasını istedi." diye konuştu.

26 Nolu kapı tarafında darbecilerce yüzüstü yere yatırılıp derdest edildiğini ileri süren Gür, savunmasına şöyle devam etti:

"O olayın şokuyla korku ve bir şaşkınlık yaşadım, olaya bir türlü anlam veremedim. Daha sonra arkamdan 2. Başkan Yaşar Güler'i götürdüler. Beni Yaşar Güler'i götürmelerine engel olacağım için, kısa zamanda yetkili makamlara haber verme ihtimalim olduğu için beni derdest ettiler. Darbeciler gittikten sonra odama çıktım. Genelkurmaydan dışarı çıkmaya çalıştım ancak çıkamadım. Sabah saatlerinde kışlaya gelen polislere yardım ettim."

Darbe girişimine ilişkin herhangi bir olaya karışmadığını ileri süren Gür, tahliyesini talep etti.

Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.

19.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Duruşmada esasa ilişkin savunma yapan eski binbaşı Ahmet Albayrak, darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığı Plan Yönetim Daire Başkanlığı Hukuk İşlerinde proje takip subayı olarak görev yaptığını söyledi.

Albayrak, 15 Temmuz günü rutin mesaisine devam ettiğini, YAŞ toplantısı hazırlıkları sebebiyle akşam saatlerinde toplantı yapılacağını, toplantı hazırlıklarına katılacak personel için servis saatinin 23.30'a ayarlandığını, kendisinin de bu servisle evine dönmeyi planladığını anlattı.

Toplantı saatine kadar odasında bulunduğunu öne süren Albayrak, savunmasına şöyle devam etti:

"Akşam saat 19.50 sularında Personel Başkanlığı katında bulunan Çakmak Salonu'na gittim. İçeride proje subayları vardı. Daha sonra eski Albay Cemil Turhan gelerek Proje Yönetim Daire Başkanlığına gitmemizi söyledi. Burada eski albay Doğan Öztürk, Genelkurmay Karargahına saldırı olacağını ve silah alarak, karargahı koruma emrini verdi. Emri olağan karşılamadığım için silah almadım. Odada Yarbay Mesut Ürkmez ile kaldık."

Mesut Ürkmez'i derdest ettiğine ilişkin tespiti reddettiğini bildiren Albayrak, darbe girişimine destek vermediğini ve darbe girişimi gecesi sabaha kadar odasında beklediğini ileri sürdü.

Bu sırada dönemin Başbakanı'nın (Binali Yıldırım) açıklamasını televizyondan izlediğini anlatan Albayrak, "Sabah saat 10'da televizyonlardan polisin Genelkurmay Karargahına operasyon yapacağını duydum. Bunun ardından gözaltına alınabileceğim korkusuyla eşimi aradım. Bir süre sonra kapım çalındı, açtığımda Özel Kuvvetler personeli, bana 'Burada ne arıyorsun? Hemen burayı terk et.' diye çıkıştı. Ben de bunun üzerine sivil kıyafetlerimi giyerek odamdan ayrıldım." ifadelerini kullandı.

Albayrak, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde esasa ilişkin savunma yapan eski binbaşı Yusuf Akdemir, olay tarihinde Genelkurmay Personel Başkanlığı Atama Şubesinde görev yaptığını söyledi.

O dönem ağustosta yapılacak Yüksek Askeri Şura'ya kısa bir zaman kaldığı için sürekli mesaiye kaldığını ifade eden Akdemir, 15 Temmuz akşamı da bu kapsamda Çakmak Toplantı Salonu'nda şube müdürü Cemil Turhan'ın da katıldığı bir toplantı gerçekleştirdiklerini belirtti.

Toplantının ardından odasında çalışmaya devam ettiğini, bu esnada dışarıdan sesler geldiğini anlatan sanık Akdemir, bunun üzerine televizyonu açtığını ve darbe girişimi olduğuna dair haberler gördüğünü iddia etti.

Akdemir, darbe girişimine ilişkin herhangi bir olaya karışmadığını, karargahta da darbeye ilişkin bir olaya şahit olmadığını savundu.

FETÖ üyesi olmadığını savunan Akdemir, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.

20.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Duruşmada, esasa ilişkin savunma yapan eski yüzbaşı Murat Ertaş, darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığında plan subayı olarak görev yaptığını söyledi.

Eski albay Doğan Öztürk'ün Genelkurmay Başkanlığına saldırı olabileceğini ve nizamiyelerin takviye edilmesini istediğini belirten Ertaş, silah dağıtıldığını ve kendisinin de bir silah alarak nizamiye bölgesine geçtiğini anlattı.

Nizamiyeye çevre güvenliğinin sağlanmasına destek için gittiğini öne süren Ertaş, savunmasına şöyle devam etti:

"Nizamiyeye gittiğimde iki asker nöbetine devam ediyordu. Orada olmamı kimse yadırgamadı. En büyük gayretim ne olduğunu anlamaktı. Bir süre sonra halk slogan atmaya başladı. Halkı emniyetli durmaları için ikna etmeye çalıştım. Kimseye ateş etmedim."

Cumhuriyet savcısının nizamiyenin kontrol altına alınmasına yardım ettiği yönündeki tespitini reddettiğini belirten Ertaş, sabah saatlerinde Genelkurmay Başkanlığına gelen polis ekipleriyle irtibata geçtiğini daha sonra silahını nizamiyeye bırakıp kaldığı misafirhaneye gittiğini söyledi.

Yaklaşık bir hafta süresince çalışmaya devam ettiğini bildiren Ertaş, daha sonra gözaltına alınarak tutuklandığını ve iki yıldır tutuklu olduğunu belirtti.

Ertaş, beraat ve tahliye talebinde bulundu.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde esasa ilişkin savunma yapan sanık eski teğmen Ali Feyyaz Beydağ, darbe girişiminden bir gün önce Özel Kuvvetler Komutanlığındaki kurs eğitimini tamamladığını, birkaç gün içinde görev yerine gitmesi gerektiğini söyledi.

Eski albay Murat Korkmaz'ın kendisinin de aralarında bulunduğu bir grup teğmene, bir tatbikata katılacaklarının bilgisini verdiğini anlatan Beydağ, 15 Temmuz'da misafirhanede bulundukları sırada Mustafa Demir'in tatbikatın Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'nda yapılacağını söylediğini belirterek, "Tatbikat için geldiğimizi söyleyerek Muhafız Alayı'ndan içeri girdik, silah ve teçhizatlarımızı aldıktan sonra Genelkurmay nizamiyesine takviye için gideceğimiz söylendi. Araç bulamadığımız için sivil araçlarla gittik." dedi.

Genelkurmay nizamiyesine yaklaştıkları sırada polislerin kendilerine ateş ettiğini aktaran Beydağ, albay Korkmaz'ın resmi görevli olduklarını ifade etmesi üzerine polislerin geçişlerine izin verdiğini iddia etti.

Karargaha girdikleri sırada güney nizamiyenin emniyetini almakla görevlendirildiğini belirten Beydağ, sabaha kadar dönüşümlü olarak burada nöbet tuttuklarını, bu süre zarfında kanunsuz bir eylem içinde olmadığını öne sürdü.

Cumhuriyet savcısının esasa ilişkin mütalaasını kabul etmediğini bildiren Beydağ, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

Sanık eski astsubay Osman Aktaş da darbe girişiminden kısa süre önce tim komutan yardımcısı Hasan Sevim'in aradığını, 15 Temmuz akşamı Fırat Alakuş'un emriyle Genelkurmay'da koruma ve güvenlik tatbikatı olacağını söylediğini iddia etti.

Darbe girişiminin yaşandığı gün emir üzerine öğlen Eskişehir'den Ankara'ya geldiğini anlatan Aktaş, Sevim'in kendisini Akıncı Üssü'ne çağırması üzerine buraya gittiğini söyledi. Aktaş, savunmasına şöyle devam etti:

"Fırat Alakuş albay telefonlarımızı kapatıp Akıncı'da bırakmamızı emretti. Oradan otobüslere binerek Genelkurmay'a geçtik. Orada emniyet alacağımız söylendi. Bir süre sonra silah ve uçak sesleri gelmeye başlayınca endişelendim. Ne olduğunu öğrenmek için bulunduğum yerden ayrıldım. Üzerimde telsiz ya da telefon olmadığı için kimseye ulaşamadım."

Sabaha kadar emniyet aldığı yerde beklediğini daha sonra güney nizamiyeye gittiğini ve daha sonra emniyet güçlerine teslim olduğunu söyleyen Aktaş, darbeci ve FETÖ'cü olmadığını savunarak tahliyesini talep etti.

Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.

21.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Duruşmada esasa ilişkin savunma yapan eski astsubay Muhammet Yılmaz, olay tarihinde Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli olduğu söyledi.

Yılmaz, 1 Temmuz 2016'da izne ayrıldığını, izindeyken her an göreve gidecek gibi hazır olmaları gerektiğinin emredildiğini belirtti.

Sanık Yılmaz, aynı taburda görev yaptığı ve aynı evde kaldığı Mahmut Tuncer'i arayan eski albay Murat Korkmaz'ın, komutanlarının bilgisi dahilinde, eski kurmay albay Fırat Alakuş'un emriyle bir faaliyet yapılacağını bildirdiğini öne sürdü.

İzmir'den otobüsle Ankara'ya geldiğini ve Tuncer'in yanına geçtiğini anlatan Yılmaz, akşam saatlerinde dinlendiği esnada Korkmaz'ın telefon etmesi üzerine Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'na gittiklerini kaydetti.

Kimlik göstererek ve araç kartı alarak alaya girdiklerini, burada çok sayıda özel kuvvet personeli bulunduğunu ve bu nedenle tatbikatın kapsamlı olduğunu düşündüğünü savunan Yılmaz, silah ve teçhizat aldıktan sonra Korkmaz'ın, Genelkurmay'a saldırı olacağını, emniyeti takviyeyle görevlendirildiklerini söylediğini bildirdi.

Askeri araç gelmeyince 6 sivil araçla Genelkurmay'a gittiklerini belirten Yılmaz, Genelkurmay kavşağında polisin durdurduğunu, bu nedenle gerçek bir saldırı olduğunu düşündüğünü iddia etti.

Yılmaz, Güney nizamiyesinden Genelkurmay'a girdiklerinde anormal bir durumla karşılaşmadığını, karargah binasının içinde birkaç kişinin ellerinin bağlı olduğunu, bu kişileri söylenen yerde bir odaya bırakıp geri döndüklerini anlattı.

Emniyet tedbirlerini alıp kapalı bir ortamda bulunduğunu, sadece uçak ve helikopter seslerini duyduğunu ileri süren Yılmaz, sabah saatlerinde eski albay Murat Korkmaz'ın, "Bir olayın içine çekildik, birazdan savcılar ve emniyet güçleri bizi buradan alacak." dediğini aktardı.

Kimseye karşı silah kullanmadığını öne süren Yılmaz, beraat talebinde bulundu.

Eski yarbay Mustafa Çakmaktaşı da mütalaadaki suçlamaları reddederek savunmasına başladı. Çakmaktaşı, 15 Temmuz'da YAŞ toplantısı hazırlıkları sebebiyle akşam saatlerinde toplantı yapılacağını, bu nedenle mesaiye kaldığını ve saat 20.00 sularında personel başkanlığı katındaki Çakmak Salonu'na gittiğini beyan etti.

Cemil Turhan'ın toplantıyı sonlandırdığını ve odadaki personele de bir güvenlik ihlali olduğunu söylediğini savunan Çakmaktaşı, daha sonra bahçeye çıktığını söyledi.

Genelkurmay bahçesinde olayları anlamaya çalıştığı sırada özel kuvvetler personeli tarafından yere yatırıldığını iddia eden Çakmaktaşı, "Kuzey nizamiye tarafından silah sesleri gelmeye başladı. Bir süre sonra tam teçhizatlı özel kuvvetçi geldi. 'Sizin güvenliğiniz için geldik. Havadaki uçaklara bakarak, bunlar bizimkiler emniyet uçuşu olarak geldi. Yoksa Suriye'den gelen jetler Ankara'yı bombalayacaktı.' dedi." diye konuştu.

Çakmaktaşı, daha sonra odasına geçtiğinde televizyondan yaşananları takip ettiği, ailesini dahili telefondan aradığı, dışarı çıkıp kaçmak istediği ancak başaramadığı iddiasını dile getirdi.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde esasa ilişkin savunma yapan sanık eski kurmay yarbay Serkan Kılıç, darbe girişiminin yaşandığı gece Silahlı Kuvvetler Komuta Harekat Merkezinin (SKKHM) olduğu bölgede bulunduğunu, orada bir askeri hareketliliğe şahit olmadığını söyledi.

Gece boyunca yasadışı faaliyette bulunmadığını, silah teçhizat almayıp çatışmaya katılmadığını öne süren Kılıç, "Şahsi tabancam yanımda değildi evdeydi. Bulunduğum yerde anormal bir durum yoktu." diye konuştu.

"O gece karargahın içerisinde olmam darbeye katıldığım anlamına gelmez." diyen Kılıç, darbe girişimini gece yarısı odasına geçtiğinde televizyondan öğrendiğini iddia etti.

Sabah olduğunda kendi şubesine geçip orada beklediğini öne süren Kılıç, darbeden sonra da mesaisine devam ettiğini 18 Temmuz günü gözaltına alınıp tutuklandığını söyledi.

Kılıç, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

Duruşmanın sonunda Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, dava dosyasına gelen, bazı sanıklar hakkındaki tanık beyanlarını okudu.

İsmi okunan sanıklar gelen beyanlara ilişkin daha sonra savunma yapacaklarını bildirdi.

Duruşmaya 24 Eylül Pazartesi günü devam edilmek üzere ara verildi.

24.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Duruşmada esasa ilişkin savunma yapan eski astsubay Muhammet Yılmaz, olay tarihinde Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli olduğu söyledi.

Yılmaz, 1 Temmuz 2016'da izne ayrıldığını, izindeyken her an göreve gidecek gibi hazır olmaları gerektiğinin emredildiğini belirtti.

Sanık Yılmaz, aynı taburda görev yaptığı ve aynı evde kaldığı Mahmut Tuncer'i arayan eski albay Murat Korkmaz'ın, komutanlarının bilgisi dahilinde, eski kurmay albay Fırat Alakuş'un emriyle bir faaliyet yapılacağını bildirdiğini öne sürdü.

İzmir'den otobüsle Ankara'ya geldiğini ve Tuncer'in yanına geçtiğini anlatan Yılmaz, akşam saatlerinde dinlendiği esnada Korkmaz'ın telefon etmesi üzerine Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'na gittiklerini kaydetti.

Kimlik göstererek ve araç kartı alarak alaya girdiklerini, burada çok sayıda özel kuvvet personeli bulunduğunu ve bu nedenle tatbikatın kapsamlı olduğunu düşündüğünü savunan Yılmaz, silah ve teçhizat aldıktan sonra Korkmaz'ın, Genelkurmay'a saldırı olacağını, emniyeti takviyeyle görevlendirildiklerini söylediğini bildirdi.

Askeri araç gelmeyince 6 sivil araçla Genelkurmay'a gittiklerini belirten Yılmaz, Genelkurmay kavşağında polisin durdurduğunu, bu nedenle gerçek bir saldırı olduğunu düşündüğünü iddia etti.

Yılmaz, Güney nizamiyesinden Genelkurmay'a girdiklerinde anormal bir durumla karşılaşmadığını, karargah binasının içinde birkaç kişinin ellerinin bağlı olduğunu, bu kişileri söylenen yerde bir odaya bırakıp geri döndüklerini anlattı.

Emniyet tedbirlerini alıp kapalı bir ortamda bulunduğunu, sadece uçak ve helikopter seslerini duyduğunu ileri süren Yılmaz, sabah saatlerinde eski albay Murat Korkmaz'ın, "Bir olayın içine çekildik, birazdan savcılar ve emniyet güçleri bizi buradan alacak." dediğini aktardı.

Kimseye karşı silah kullanmadığını öne süren Yılmaz, beraat talebinde bulundu.

Eski yarbay Mustafa Çakmaktaşı da mütalaadaki suçlamaları reddederek savunmasına başladı. Çakmaktaşı, 15 Temmuz'da YAŞ toplantısı hazırlıkları sebebiyle akşam saatlerinde toplantı yapılacağını, bu nedenle mesaiye kaldığını ve saat 20.00 sularında personel başkanlığı katındaki Çakmak Salonu'na gittiğini beyan etti.

Cemil Turhan'ın toplantıyı sonlandırdığını ve odadaki personele de bir güvenlik ihlali olduğunu söylediğini savunan Çakmaktaşı, daha sonra bahçeye çıktığını söyledi.

Genelkurmay bahçesinde olayları anlamaya çalıştığı sırada özel kuvvetler personeli tarafından yere yatırıldığını iddia eden Çakmaktaşı, "Kuzey nizamiye tarafından silah sesleri gelmeye başladı. Bir süre sonra tam teçhizatlı özel kuvvetçi geldi. 'Sizin güvenliğiniz için geldik. Havadaki uçaklara bakarak, bunlar bizimkiler emniyet uçuşu olarak geldi. Yoksa Suriye'den gelen jetler Ankara'yı bombalayacaktı.' dedi." diye konuştu.

Çakmaktaşı, daha sonra odasına geçtiğinde televizyondan yaşananları takip ettiği, ailesini dahili telefondan aradığı, dışarı çıkıp kaçmak istediği ancak başaramadığı iddiasını dile getirdi.

Duruşmaya öğle arası verildi.

Duruşmada esasa ilişkin savunma yapan eski binbaşı Abdurrahim Aksoy, olay tarihinde Özel Kuvvetler Komutanlığında görevli olduğunu, tatildeyken eski binbaşı Mehmet Akkurt'un aradığını, bunun üzerine Ankara'ya döndüğünü söyledi. Aksoy, komutanları tarafından tatbikat olacağının söylenmesi üzerine Genelkurmay Başkanlığı'na gittiğini, komuta katına çıkıp koruma görevine başladığını belirterek, orada aldığı silahı kimseye karşı kullanmadığını iddia etti. Genelkurmay Başkanlığının kamera kayıtlarından sivilleri hedef alarak ateş ettiği belirlenen Aksoy, kayıtların hukuka aykırı olarak elde edildiğini ileri sürdü.

Kamera kayıtlarını ve bilirkişi raporlarını reddettiğini belirten Aksoy, şöyle dedi: "Genelkurmay karargahındaki görüntülerin çoğu lehime dahi olsa da ben bu görüntüleri hukuka aykırı olduğu için kabul etmiyorum. Bu kayıtların delil özelliği yoktur. Bu görüntüler birileri tarafından yanlış yorumlanmıştır. Defteri benim üzerime kapatmaya çalışıyorlar. Gerçek faillerin bir an önce ortaya çıkarılması gerekmektedir."

FETÖ ile irtibatı olmadığını savunan Aksoy, Genelkurmay genel sekreterlik katında yerde yatan yaralı sivillere tekme attığına yönelik tanık beyanlarını da reddetti.

Eşinin KPSS soruşturmasında şüpheli olduğu belirtilen Aksoy, bu durumun davanın konusu olmadığını savundu.

- "Hainlere karşı omuz omuza mücadele ettik"

Aksoy'un, polislerin vatandaşları askerlerin önüne sürdüğünü söylemesi üzerine, müştekilerden biri "Hainlere karşı omuz omuza mücadele ettik." diyerek tepki gösterdi.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, müştekilere sakin olmaları yönünde telkinde bulundu.

Duruşmaya yarın devam edilecek.

25.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Duruşmada esasa ilişkin savunma yapan tutuksuz sanık Binbaşı Aziz Onur, olay tarihinde Genelkurmay Başkanlığı Bilgi Sistem Daire Başkanlığında çalıştığını ve görevini sürdürdüğünü söyledi.

Olay günü önceden belirlenen rutin nöbet görevini saat 20.00'de devraldığını belirten Onur, 21.30'da daire başkanlığına herhangi bir vukuat olmadığına dair tekmil verdiğini, kısa bir süre sonra Genelkurmay'da silah seslerinin duyulduğuna dair Bilgi İşlem Dairesine telefon edildiğini bildirdi.

Telefonu açan kişiye silah seslerini duymadığını söylediğini aktaran Onur, bu telefon üzerine ne olduğunu anlamak için Genelkurmay Başkanlığının bahçesine çıktığını, oradaki polislerden Özel Kuvvetler Komutanlığından bir otobüs dolusu askerin Genelkurmay'a geldiğini öğrendiğini ifade etti.

Onur, üstlerine bilgi vermek için tekrar görev yaptığı birime döndüğünü, gelişmeleri televizyon ve internetten takip ettiğini, bir süre sonra televizyonda Boğaz Köprüsü'nün kapatıldığına dair haberleri gördüğünü, bu andan itibaren daire başkanıyla her 15 dakikada bir görüşüp üstlerinin emirlerini uyguladığını belirtti.

Sabah aynı birimde çalışan ancak o tarihte izinli olan sanık Ahmet İlhan Ayşan'ın Bilgi Sistem Daire Başkanlığına geldiğini anlatan Onur, Ayşan'ın yanında gelen iki Özel Kuvvet personelinin kendisini zorla dışarı çıkarıp 4 No'lu nizamiyeye götürdüğünü söyledi.

Onur, bir süre sonra Özel Harekat polislerinin bulundukları yere operasyon düzenlediklerini, oradakilerle birlikte Ankara Emniyet Müdürlüğüne götürüldüğünü, ifade işlemlerinin ardından çıkarıldığı mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığını anlattı.

Savcılık mütalaasında, darbe girişimi sırasında Mesaj ve Evrak Dağıtım Sistemini (MEDAS) engellemediği için cezalandırılmasının talep edildiğini aktaran Onur, "Mesajlar bizim üzerimizden gitmedi. Sisteme müdahale edebilmemiz söz konusu değil. Bizim sistemlere müdahale yetkimiz yok. MEDAS için ayrıca nöbetçi listesi var. Eğer mesajlaşma sistemleri kapatılmış olsaydı bu durum darbecilerin lehine olurdu. Sıkıyönetim mesajı çekildikten sonra darbe karşıtı mesajlar çekilemeyecekti. Kapatılsaydı bu sefer 'neden kapattın' şeklinde karşınıza çıkacaktım." diye konuştu.

"Hiçbir şekilde darbe girişiminde bulunanlara yardımcı olacak, yol gösterecek şekilde temasta bulunmadım." diyen Onur, beraatini talep etti.

"Genelkurmay'dan çekilen mesajlara uymadım"

Sanık eski albay Vural Akyıldırım da darbe girişimi sırasında Türk Silahlı Kuvvetleri İstihbarat Okul Komutan Yardımcısı olduğunu ve o gece Genelkurmay'a hiç gitmediğini ifade etti.

İstihbarat okulundan evine giderken polis tarafından gözaltına alındığını, bu yüzden sanık olduğunu öne süren Akyıldırım, görevli bulunduğu okulda darbeye ilişkin hiçbir faaliyetinin olmadığını iddia etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine vatandaşlarla meydanlara çıktığını ve müteakiben resmi kıyafetlerini giyerek görev yerine gittiğini belirten Akyıldırım, "Ben Genelkurmay'dan çekilen mesajlara uymadım. Kışlaya 01.30'da ancak gidebildim. İddia edildiği gibi darbe girişimine ilişkin bir faaliyetim olmamıştır. Olaylar bastırılmışken neden darbecilerin tarafına geçeyim." savunmasını yaptı.

Akyıldırım, "Kimseyi mesaiye çağırmadım, kimseyi derdest etmedim. Bu davanın sanıklarıyla herhangi bir eylem ve söylem birliğim yoktur." diyerek tahliye talebinde bulundu.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde, esasa ilişkin savunma yapan eski kurmay albay Cemal Turğut, olay tarihinde Genelkurmay Personel Başkanlığı Personel Plan ve Yönetim Daire Başkanlığında Plan Şube Müdürü olarak görev yaptığını söyledi.

Şubede görevli personelin 15 Temmuz'dan önce YAŞ toplantısına hazırlık nedeniyle sık sık mesaiye kaldığını öne süren Turğut, 15 Temmuz'da da saat 20.00'de gerçekleştirilecek YAŞ hazırlık toplantısı için karargahta bulunduklarını belirtti.

Olay günü saat 20.00 sularında YAŞ provası toplantısının yapılacağı Çakmak Salonu'na geçtiğini ifade eden Turğut, toplantı devam ederken eski General Amiral Şube Müdürü kurmay albay Cemil Turhan'ın toplantıyı bitirip salonun boşaltılmasını istediğini anlattı.

Bunun üzerine odasına geçtiğini aktaran Turğut, bir süre sonra silah sesleri duyduğunu, odasının penceresinden baktığında askerlerin koşuştuğunu gördüğünü öne sürdü. Turğut, bunun üzerine Silahlı Kuvvetler Komuta Harekat Merkezi'ni aradığını, telefonu açan kişinin güvenlik tatbikatı yapıldığını söylediğini iddia etti.

İlerleyen saatlerde hareketliliğin giderek arttığını, bir süre sonra uçak ve helikopter sesleri duyulduğunu aktaran Turğut, ne olduğunu öğrenmek için koridora çıktığını, Personel Başkanı İlhan Talu'nun odasına baktığını fakat kapı kilitli olduğu için içeriye giremediğini, bunun üzerine sosyal tesislerin bulunduğu kapıdan bahçeye çıktığını söyledi.

Komuta katına çıktığında daire başkanı Mehmet Partigöç'ü gördüğünü, kendisine ne olduğunu sorduğunda Partigöç'ün, "içeride çatışma çıktığını, olayın ne olduğunu anlamaya çalıştığını" söylediğini dile getirdi.

Savcılık mütalaasında "Genelkurmayda YAŞ toplantısı adı altında toplantı düzenleyip darbecilerin sözde atama listesini görüştükleri" iddiasını da reddeden Turğut, "Bu listenin toplantıdan günler önce hazırlanmış olması gerekir. Saat 21.30'da mesaj olarak çekilecek listeye saat 20.00'de başlayan bu toplantıda karar verilmesi imkansız. Ayrıca toplantıda bu atamalara karar verebilecek rütbede kimse yok." diye konuştu.

Turğut, Genelkurmaydaki güvenlik kameraları kayıtlarının tutulduğu hard disklerin tanklar tarafından ezilmesine refakat ettiği iddiasını da kabul etmedi.

Genelkurmay karargahında silahlı olarak devriye görevi icra ettiği yönündeki savcılık mütalaasını da reddeden Turğut, savunmasında şunları kaydetti:

"Mütalaada silahlı olarak devriye attığım söyleniyor. Bu çok mantıksız. Silah bende 8-10 dakika ancak kalmıştır. Sonrasında Karargah Grup Destek Komutanlığı personeline teslim ettim. Silahı herhangi bir hedefe veya istikamete doğrultmuş değilim.

Tesadüfen yoldan geçerken bulduğum bir silahı emniyet maksatlı elime aldım. Yaptığım, başıboş bir silahı yanlış kişilerin eline geçmesin diye emniyete almamdır. Sırf sabah saatlerindeki silahlı görüntülerimden dolayı karargahtaki tüm işlerden sorumlu tutuluyorum."

Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.

26.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Savunma yapan eski kurmay yarbay Recep Yıldız, darbe girişimi öncesinde Uluslararası Cari Harekat Merkez Amirliğinde proje subayı olarak Genelkurmay'da görev yaptığını dile getirdi.

Genelkurmay Cari Harekat Daire Uluslararası Cari Harekat Merkezi Amiri olan sözde "yurtta sulh konseyi" üyelerinden eski kurmay albay Osman Kardal'ın emriyle 15 Temmuz'da mesaide kaldığını ifade eden Yıldız, darbeye destek amacıyla ve Silahlı Kuvvetler Komuta Harekat Merkezi'nde (SKKHM) darbecilerle birlikte hareket etmediğini savundu.

SKKHM giriş turnikelerinde bazı askerlerin içeri girişini engellemekle suçlandığını da aktaran Yıldız, kendisinin SKKHM'ne girişinden bir süre sonra yaşanan askeri hareketlilik üzerine amirlerince giriş çıkışın yasaklandığını ileri sürdü. Kendisinin içeri girişinden bir süre sonra yasağın uygulanmaya başladığından bahseden Yıldız, bu konuda bir sorumluluğunun olmadığını savundu.

Sanık Yıldız, "O akşam darbe girişimi düşüncesiyle hareket etmediğimi ispatladım. O akşam amirim olan Osman Kardal savunmasında kendisinin emriyle mesaide kaldığımı belirtmiştir. Darbe saikiyle hareket etmedim, ben suçsuzum. Bir terörist ve hain değilim." ifadelerini kullandı.

Emir komuta zinciri içinde hareket ettiğini ve herhangi bir kanunsuz emir almadığını savunan Yıldız, beraatini talep etti.

İmzasına rağmen suçlamaları reddetti

Sanıklardan eski kurmay binbaşı Erhan Metin, 15 Temmuz öncesi yurtdışında görevlendirildiğini, olay günü amiri olan sanık Kardal'ın emri üzerine Genelkurmay'da kaldığını beyan etti.

"Zırhlı muharebe aracı intikali" ve "hazırlık ikazı ve birlik intikali" konulu darbeye hazırlık amacı içeren mesajları hazırladığı ve imzaladığı konusunda suçlandığını belirten Metin, mesajları kendisinin hazırlamadığını savunarak, "Mesajların altında benim adımın yazılı olması mesajları benim hazırladığım ve yayımladığım anlamına gelmez." diye konuştu.

Metin, darbe girişimi esnasında Kardal'dan kanunsuz bir emir almadığını ve bulunduğu SKKHM'de darbe teşebbüsüne iştirak eden kimseyi görmediği açıklamasını yaptı.

Aleyhinde beyanda bulunan tanık ve sanıkların ifadelerini kabul etmeyen Metin, darbe girişiminde bulunmadığını iddia etti.

Üzerine atılı olan FETÖ üyeliği suçlamasını da kabul etmeyen Metin, darbe girişiminde bulunanlardan ve FETÖ'den şikayetçi olduğunu dile getirdi.

Davanın görülmesine yarın devam edilecek.

27.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Sanıklardan eski yüzbaşı Ali Emre Eral, daha önce yaptığı savunmasının mevcut deliller doğrultusunda gerçek olduğunun anlaşıldığını ve darbe girişiminde bulunmadığını savunarak, beraatini istedi.

Eski üsteğmen Ertan Özmen, darbe girişiminden önce Milli Savunma Bakanlığında Asker Alma Dairesinde çalıştığını, olay akşamı görev yerine gideceği sırada Genelkurmay bölgesinde polislerin güvenlik önlemi almış olduğunu gördüğünü ve askeri araçların bulunduğunu fark ettiğini bildirdi.

Yaşananların darbe girişimi olduğunu bilmediğini ve darbeye destek vermediğini ileri süren Özmen, olaylar esnasında darbecilerin elindeki karargaha hiç girmediğini, kışla önünde yaralanan bir vatandaşa da yardımda bulunduğunu anlattı.

Üzerine atılı FETÖ üyeliği suçlamasını da kabul etmediğini söyleyen Özmen, beraat talebinde bulundu.

- Sivil sanık savunma yaptı

Davanın sivil sanıklarından Fatih Okutur, 2012 öncesinde FETÖ'ye ait okullarda çalıştığını, maaşından himmet adı altında para kesilmesi üzerine söz konusu okullardan ayrıldığını beyan etti.

FETÖ okullarında çalışmasının örgüt üyesi olduğuna delil olmadığını ileri süren Okutur, iddianamede de yer alan "Nedim" kod adını kullandığı suçlamasının doğruyu yansıtmadığını savundu.

Okutur, Genelkurmay Başkanı ve 2. Başkanının odalarına dinleme cihazlarının yerleştirilmesi ve dinlenmeleri olayına da iştirak etmediğini iddia etti. Sanıklardan eski yarbay Gökhan Eski'nin bu konuya ilişkin beyanlarını mahkemede değiştirdiğini ve kendisini teşhis edemediğini aktaran Okutur, suçsuz olduğunu ileri sürerek, beraat talebinde bulundu.

Duruşmaya öğle arası verildi.

Savunma yapan eski kurmay yüzbaşı Sadık Kazancı, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini söyledi.

İhraç edilmeden önce Genelkurmay Genel Sekreterliğinde icra subayı olarak görev yaptığını belirten Kazancı, olay günü mesaiden ayrılacağı sırada terör saldırısı olabileceğine ilişkin tedbirler alındığını gördüğünü kaydetti. Bundan kısa süre sonra özel kuvvetler mensubu askerlerin geldiğini ve silah seslerini duyduğunu anlatan Kazancı, kışla çevresinde de sivillerin toplanmaya başladığını dile getirdi.

Bu olaylar esnasında darbe girişiminden haberdar olmadığını ve darbeci olmadığını iddia eden Kazancı, ilerleyen saatlerde uzun namlulu silahtan açılan ateş sonucu yaralandığını, revirdeki ilk müdahalenin ardından da GATA'ya giderek tedavi olduğunu savundu.

Tedavisinden sonra evine gittiğini, pazartesi günü mesaiye geldikten sonra da gözaltına alındığını bildiren Kazancı, darbe girişimine destek vermediğini ve FETÖ mensubu olmadığını öne sürdü.

Sanık Kazancı, beraat talebinde bulundu.

Duruşmaya yarın devam edilecek.

28.09.2018 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Savunma yapan eski kurmay yüzbaşı Fatih Üner, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini beyan ederek, mahkeme heyetinden beraat talebinde bulundu.

Sanık eski teğmen Furkan Akbenli, 15 Temmuz darbe girişiminden kısa bir süre önce Özel Kuvvetler Komutanlığı'na atandığını, gördüğü özel kuvvetler kursunun da 14 Temmuz 2016'da mezuniyet töreninin yapıldığını anlattı.

Olay tarihinde tim komutanının emriyle tatbikat amaçlı Akıncı Üssü'ne gittiğini, buradan da tim personeli ile Genelkurmay'a intikal ettiklerini belirten Akbenli, ertesi gün öğle saatlerinde de teslim olduğunu dile getirdi.

Tatbikata katılmak ve Genelkurmay kışlası içinde emniyet almak dışında bir emir almadığını savunan Akbenli, darbe girişiminde bulunmadığını iddia etti. Olaylar esnasında kendi amiri olmayan başka birinden de emir almadığını ileri süren Akbenli, kendisine verilen emirleri sorgulamasının söz konusu olmadığını beyan etti.

Üzerine atılı olan FETÖ üyeliği suçlamasını da kabul etmediğini söyleyen sanık Akbenli, beraatini ve tahliyesini istedi.

Davanın görülmesine 1 Ekim 2018 Pazartesi günü devam edilecek.

Paralel yapı-15 Temmuz (2016)-03 Mart (2017) 'Ankara 224 sanık (ilk 221) Darbe Ana (Çatı) Yapılanması' davası

(29 Eylül 2018, 13:40)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

PARALEL YAPI KONULU HABER GRUPLARINDAN KISA BİR BÖLÜM: (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)  
Paralel Yapıya yönelik hemen hemen tüm operasyonlar ve açılan davalar
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı ve diğer kurum kuruluşlarla bağlantıları
Başbakan Erdoğan'ın paralel yapıyla ilgili açıklamaları
Paralel yapı-Abdullah Gül
Paralel yapı-Taksim Gezi Parkı olayları bağlantısı
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar
Paralel yapı-Ergenekon
Paralel yapı-Behçet Oktay intiharı
Paralel yapı-Hablemitoğlu cinayeti
Paralel yapı-Üzeyir Garih cinayeti
Paralel yapı-Cevzet Soysal cinayeti
Paralel yapı-Gaffar Okkan cinayeti
Paralel yapı-Paris cinayetleri
Paralel yapı-Haydar Meriç cinayeti
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimine açılan davalar'
Paralel yapı-Fenerbahçe/Şike soruşturması
Paralel yapı-Ses kayıtları
Paralel yapı-Hanefi Avcı'nın cemaat iddiaları
Paralel yapı-Sabri Uzun'un cemaat iddiaları
Paralel yapı-28 Şubat süreci
Paralel yapı-Kaset olaylarıyla bağlantısı
Paralel yapı-Rusya Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikasti
Paralel yapı-1990 Uğur Mumcu vd. Laiklik suikastleri soruşturmasında kumpas
Paralel yapı-TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile bağlantısının delilleri
Paralel yapı-15 Temmuz askeri darbe girişimindeki rollerini saptırma gayretleri
Paralel yapı-Yargılandıkları davalarda Fetö'nün terör örgütü olduğunu kabul etmeyen sanıklar
Paralel yapıya karşı devlet kurumlarının attığı adımlar
Paralel yapı-Deşifreyi ve soruşturmaları engelleme çabaları
Paralel yapı-Kamikaze tahliye girişimleri
Paralel yapı-Teslim olmayıp saklanan ya da yurtdışına firar eden şüpheliler
Paralel yapıya dair hukuki deliller
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapı-Suç duyuruları
Paralel yapı-Abdullah Harun
Paralel yapı-Dış ülke bağlantıları
Paralel yapı-Vatana ihanet
Paralel yapı-Misyonerlik/Dinlerarası Diyalog Bağlantıları
Paralel yapı-İslami açıdan sapkın görüşleri
Paralel yapı-Fetullah Gülen'in bedduaları
Paralel yapı-Örgüt mensuplarının intiharları
Paralel yapı konulu kitaplar
Paralel yapı konulu filmler
Paralel yapı bahanesiyle kontrgerilla yapılanmalarının gözden kaçırılma çabaları ... (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=13483    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
63.421.101