Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 90 sanığın yargılandığı davada, 25 Ekim 2018'de açıklanan kararda, bazı sanıklara ceza verilmesinin yanı sıra dosyalarının ayrılmasına hükmedilen firari sanıklar örgüt elebaşı Fetullah Gülen, eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay ve tutuklu sanık eski Deniz Hava Üs Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma ile 2'si tutuklu 12'si sivil "mahrem imam" olmak üzere, 35 sanığın yargılanmasına devam edildi.
12.01.2019 15:17 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin davada hükümle dosyaları ayrılan 6'sı tutuklu, 13'ü firari 35 sanığın yargılandığı davanın duruşmasında tanıklar dinlenildi, tutuklu sanıklar savunma yaptı.
08.01.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki salonda yapılan duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve sanık yakınları katıldı.
Davaya müdahil olan Cumhurbaşkanlığı adına avukat Abdullah Yörük ve Tuba İkiz de duruşmada hazır bulundu. Duruşmayı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle vatandaşlar da takip etti.
Duruşmada, darbe girişiminde Deniz Hava Ana Üs Komutanlığı'nda uzman çavuş olarak görev yapan R.A, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Deniz Hava Üs Komutanlığındaki eylemlere ilişkin tanıklık yaptı.
O akşam evde televizyondan dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'ın kalkışma olduğuna dair açıklamasını izlediğini anlatan R.A, bir süre sonra amirinin telefonla arayarak birliğe gelmesini istediğini söyledi.
Saat 22.00 sularında birliğe gittiğini, orada TRT'de okunan sıkıyönetim mesajını seyrettiklerini aktaran R.A, "Dönemin Harekat Komutanı Deniz Kurmay Albay Ömer Faruk Gülbahçe, üssün kapılarının önüne çekilen iş makinelerinin araç geçecek şekilde kaldırılması için emir vermiş. Bölük Komutanımız Üsteğmen Tolga Gökduman ise Ali Yılancı albaydan başka kimseden emir almayacağını ifade ederek, emri yerine getirmeyeceğini söyledi. Bunun üzerine Gülbahçe, Tolga komutanımızın yakasından tutarak kendine doğru çekti." dedi.
Tanık R.A, Tolga üsteğmenin birliğe ait araç ve iş makinelerinin anahtarlarını toplattığını belirterek, "Dışarıda bekleyen polisler, iş makinelerinin valinin emriyle kapılara çekildiğini söylediler. Bunun üzerine herhangi bir müdahalede bulunmadık, sabaha kadar bekledik." diye konuştu.
R.A, iş makinelerinin çekilmesi emrini Deniz Hava Ana Üs Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma'nın, koruma astsubayına verdirdiğini duyduğunu aktardı.
Söz alan tutuklu sanık Ömer Faruk Gülbahçe ise "Ben Tolga üsteğmenin yakasına yapışmadım. Bırakın üsteğmenin, bir erin yakasından tutan kim olursa olsun askeri mahkemede yargılanır." ifadesini kullandı.
Darbe girişiminin yaşandığı dönemde Deniz Hava Ana Üs Komutanlığı'nda uzman çavuş olarak görev yapan tanık Y.M. ise şunları kaydetti:
"Gece 01.00 sıralarında Serhat yarbay ile sivil şoför Kemal Çetin geldi. Üssün kapılarına çekilen iş makinelerinin bir araç geçecek şekilde çekilmesi gerektiğini söyledi. Tolga üsteğmen böyle bir emri uygulamayacağını, böyle bir emri verebilecek sadece Ali Yılancı albay olduğunu söyledi. O sırada Ali albay geldi ve kapılardaki iş makinelerinin çekilmeyeceğini belirtti."
Tanık Y.M, o gece Deniz Hava Üs Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma ve Ömer Faruk Gülbahçe'yi görmediğini ve darbe yanlısı bir faaliyete şahit olmadığını da sözlerine ekledi.
Darbe girişimi gecesi Güvenlik Taburu'nda er olarak askerlik görevini yürüten M.G, İskenderun 8 Asliye Ceza Mahkemesi duruşma salonundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlanarak, tanıklık yaptı.
O gece 23.00 sıralarında koğuşta istirahat ederken içtimaya çağrıldıklarını ve silah kuşandıklarını belirten M.G, bir süre sonra üs dışına çıkarılmak istendiklerini ancak ismini hatırlamadığı bir binbaşının buna karşı çıkarak, askerleri dışarı çıkarmadığını anlattı.
Bölüğün önünde içtima halinde beklediklerini anlatan M.G, yasaklandığı için televizyon izleyemediklerini dile getirerek, "Silahlı olarak nöbet kulübesine nöbete gönderildim. Bölük komutanımız bize, 'Bulunduğunuz yere sivil vatandaşlar gelirse kesinlikle ateş etmeyin, orayı terk edin' şeklinde emir verdi. O gece MG3 gibi ağır silahların çıkarıldığını, cephaneliğin açıldığını duydum. Yüzbaşı Abdullah Ogün Arpacı, silah ve dolu şarjör almamızı emretti. Biz de G3 silahı ile içinde 40 mermi bulunan şarjörleri aldık." şeklinde konuştu.
Cumhuriyet savcısının, "üs dışına çıkılacağına dair emri kimin verdi?" şeklindeki sorusuna M.G, "Üs dışına çıkılması emrini, bir komutanımdan, Tezcan Kızılelma amiralin verdiğini duydum. Ama hangi komutanın söylediğini hatırlamıyorum." cevabını verdi.
Söz alan tutuklu sanık Tezcan Kızılelma ise "Tanığın, askerlerin dışarıya çıkarılacağı emrini benim verdiğim yönündeki beyanı doğru değildir. Savcı, sorularıyla tanığı yönlendiriyor. Ben öyle bir emir versem, askerlerin başına subay veya astsubay görevlendirirdim. Ben öyle bir emir vermedim. Bunu zaten sadece bir tanık iddia ediyor. Başka tanıklar böyle bir şeyden bahsetmedi." sözleriyle kendini savundu.
Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlenilmesi için duruşmaya yarına kadar ara verdi.
09.01.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesince Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki salonda yapılan duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve sanık yakınları katıldı.
Davaya müdahil olan Cumhurbaşkanlığı adına avukat Tuba İkiz de duruşmada hazır bulundu. Duruşmayı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle vatandaşlar da takip etti.
Duruşmada, darbe girişiminde Deniz Hava Komutanlığı'nda astsubay rütbesiyle Kule Uçuş Görevlisi olarak görev yapan M.Ş, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Deniz Hava Komutanlığındaki eylemlere ilişkin tanıklık yaptı.
M.Ş, o akşam, Genelkurmay Başkanlığı'ndan gelen uçuş yasağı emrini Harekat Merkezi ve Sahil Güvenlik Komutanlığı'ndan teyit ederek, havaalanını uçuşa kapattığını söyledi.
Saat 21.15 sıralarında Sahil Güvenlik Komutanlığı'ndan aradıklarını ve yarım saat içinde kalkış olacağını söylediklerini anlatan M.Ş, şöyle devam etti:
"Kendilerine uçuş yasağı olduğunu hatırlatınca, Genelkurmay'dan izin beklediklerini söylediler. Bir süre sonra tekrar arayarak gerekli izni aldıklarını ilettiler. Daha sonra dönemin Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma telefonla arayarak, pist kapalı olsa da, teknik personel olmasa da Sahil Güvenlik uçağına kalkış izni vermemi istedi. Ben de üs komutanının emri doğrultusunda, pilot sorumluluğunda gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra, kalkış yapabileceklerini anons ettim. Uçak kalktıktan 15 dakika sonra Kızılelma tekrar arayarak, pistin ışıklarını kapatmamı ve pisti açık tutmamı emretti. İşin ilginç yanı, Kızılelma, sahil güvenlik uçağına uçuş izni verilmesini ve pistin açık tutulmasını emretmesine rağmen, pisti hazırlayacak personel üs içerisine alınmadı."
Bu arada Mahkeme Heyeti Başkanı Yusuf Sevimli, ses kayıtlarından Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma ile tanık M.Ş arasında geçen telefon konuşmasını okudu. Ses kaydında, Kızılelma'nın tanık M.Ş'ye, "Pist hazır olmasa da, görevli personel gelmemiş olsa da uçuş izni ver." şeklinde talimat verdiği tespit edildi.
Sevimli'nin, "Üs içinde hareket halinde olan veya uçuş yapan hava aracı var mıydı?" şeklindeki sorusuna M.Ş, "Hayır, görmedim. Ama uçuş izni verilip, ilgili personelin üsse sokulmaması bana ilginç geldi, dikkatimi çekti." diye cevap verdi.
Savcının, "18 Temmuz içim hazırlandığı söylenen 2 VIP uçağı hakkında bilgin var mı?" sorusuna üzerine tanık M.Ş, bilgisi olmadığını söyledi.
Tanık M.Ş, "Kalkış yapan uçağın, ineceği yere kadar pist açık tutulur. Çünkü acil bir durumda geri dönme ihtimali olabilir. Kalkıştan sonra Tezcan Kızılelma'nın pistin açık tutulması talimatı olağan bir emirdir." diye konuştu.
Tanık E.A
Darbe girişimi sırasında, Deniz Hava Komutanlığı'nda Kule Komutanı olan, şu an albay rütbesiyle Harekat Komutanı olarak görev yapan tanık E.A, 15 Temmuz'da yıllık izinde olduğunu ve İzmir'de bulunduğunu söyledi.
Akşam ülke genelinde olayların yaşanması üzerine, dönemin Harekat Komutanı Deniz Kurmay Albay Ömer Faruk Gülbahçe'yi aradığını ancak ulaşamadığını, daha sonra onun kendisini aradığını belirten E.A, "Kendisine İzmir'de olduğumu söyledim. Tüm personeli çağırdıklarını söyleyince, yola çıktım. Sabah 05.30 gibi birliğime ulaştım. Birlikte herhangi bir hareketlilik görmedim. Sadece kapılardaki nöbetçilerin sayısı artırılmıştı. Kuleye gidince sadece Sahil Güvenlik uçağının kalkış yaptığı bana rapor edildi. Ben geldiğimde pist kapalı durumdaydı." şeklinde konuştu.
Helikopterlerin uçuşa hazırlanması yönündeki bir faaliyete şahit olmadığını ifade eden E.A, sanık avukatının sorusu üzerine, "Uçuş yasağı olduğunda, hava araçlarının yatay ve dikey dağılım planlamasının olacağını düşünmüyorum. Filo veya hareket komutanı bu yönde emir veremez. Bu ancak üs komutanının emri ile olabilir." diye konuştu.
Tanık A.K
Darbe girişiminde Deniz Hava Komutanlığı 301 Filo Uçuş Operatörü olarak görev yapan tanık A.K, o gün planlı uçuşlar tamamlandıktan sonra J-Chat'ten uçuş yasağı emri geldiğini ve bunu nöbetçi subayına bildirdiğini söyledi.
Saat 01.30 gibi üs komutanı Tezcan Kızılelma'nın geldiğini ve 'J-Chat'ten bir şey gelirse haberim olsun' diyerek gittiğini ifade eden A.K, şöyle konuştu:
"Sahil Güvenlik uçağı kalktıktan bir süre sonra sıkıyönetim mesajı geldi ve nöbetçi subaya bilgi verdim. O gece darbe yanlısı olabileceğini düşündüğüm kimse olmadı. Sadece Harekat Şube Müdürü Binbaşı Hasan Tuncay odaya gelerek, 'Telefonları kapatın. Kimseye bilgi vermeyin' dedi. Kimseye bir şey söylemeyin derken demekle neyi kastettiğini anlamadım. Sıkıyönetim mesajından haberdar olup olmadığını da bilmiyorum."
Mahkeme heyeti, diğer tanıkların dinlenilmesi için duruşmaya yarına kadar ara verdi.
10.01.2019 GÜNKÜ DURUŞMADA YAŞANANLAR
Kocaeli 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Kocaeli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda yapılan duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları ve sanık yakınları katıldı.
Davaya müdahil olan Cumhurbaşkanlığı adına Avukat Tuba İkiz de duruşmada hazır bulundu. Duruşmayı sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle vatandaşlar da takip etti.
Duruşmada, 15 Temmuz'da Deniz Hava Komutanlığı'nda yüzbaşı rütbesiyle Kule Uçuş Görevlisi olarak görev yapan T.Y, Çanakkale 2. Ağır Ceza Mahkemesi salonundan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlanarak, tanıklık yaptı.
O akşam nöbetçi olduğunu belirten T.Y, 351 Filo'ya giderek, uçuş planı olup olmadığını sorduğunu, Sahil Güvenlik uçağının iniş yaptığını ve herhangi bir uçuş planının olmadığı bilgisini aldığını ve daha sonra meydanı kapattıklarını söyledi.
Sahil Güvenlik Komutanı'nın, uçağın saat 03.00'te kalkacağını söylediğini aktaran T.Y, şöyle devam etti:
"Nöbetçi astsubay, Genelkurmay'ın uçuş yasağının olduğunu ve herhangi bir hava aracının kalkışına izin verilmeyeceğini, havada bulunan uçak ve helikopterler varsa en yakın havaalanına inmesi yönündeki emrini iletti. Uçağın pilotu, Meydan Harekat Nöbetçi Subayı'na, derhal kalkış için izin istediklerini söylemiş. Bunun mümkün olmadığını, ilgili personelin gelerek hazırlık yapması gerektiğini ve uçuşun 1 saatten önce olamayacağını söyledim. Genelkurmay'dan izin aldıklarını ve hemen kalkmak istediklerini belirttiler. Tezcan Kızılelma, nöbetçi astsubayı telefonla arayarak, 'teknik ekip gelmese de kalkışa izin verin' şeklinde talimat vermiş. Biz de buna istinaden uçağın kalkışına izin verdik."
Tanık T.Y, Sahil Güvenlik uçağı dışında başka bir hava aracının uçuş faaliyetinin olmadığını belirtti.
Söz verilen sanık Kızılelma, tanığın yorum yaptığını ileri sürerek, "Ben uçağın kalkışı için emir veya olur vermedim. 'Pilot sorumluluğunda kalksın.' dedim." ifadesini kullandı.
Tanık T.Y. de Kızılelma'nın ifadesine karşılık, "Sizin bize talimatınız emirdir zaten." dedi.
"Helikopterlere savunma sistemi takılması istenmiş"
Darbe girişiminin yaşandığı tarihte, Deniz Hava Komutanlığı'nda binbaşı rütbesiyle 351 Hat Bakım Komutanı olarak görev yapan tanık E.A. da 15 Temmuz 2016'da mesai bitiminde evine gittiğini, Bakım Komutanı Albay Bülent Yakın'ın telefonla arayarak, üsse gelmesini istediğini söyledi.
Saat 23.30 civarında birliğe geldiğini ve televizyondan köprünün askerlerce kapatıldığını gördüğünü ve daha sonra bir darbe girişiminin yaşandığını anladığını kaydeden E.A, "Filo'dan 3 Seahawk ve 3 AB-212 tipi olmak üzere 6 helikopterin bakımının yapılıp, hazır edilmesi istenmiş. 'Benden habersiz bir şey yapmayın.' talimatı verdim. Daha sonra Serhat Yüzbaşı arayarak, helikopterlere Chaff/Flare (hava araçlarında güdümlü mermilere karşı kullanılan savunma sistemi) takılması istenmiş. Ben de 'Chaff/Flare yüklenmeyecek.' dedim. Helikopterlerin hangardan dışarı çıkarılmaması emrini verdim. Bakım Komutanı Albay Bülent Yakın'a bilgi verdim, bana 'iyi yapmışsın' dedi. Bülent Albay daha sonra dışarıdaki bazı helikopterlerin hangara alınmasını emretti." diye konuştu.
Tanık E.A, 18 Temmuz 2016 Pazartesi günü için 2 VIP helikopterinin hazırlanmasının istendiğini duyduğunu ancak helikopterlerin hangi amaçla ve kimin için hazırlandığını bilmediğini sözlerine ekledi.
Sanık Kızılelma ise tanık E.A'ya, "Biz FETÖ'cü olsak, darbe yapsak FETÖ'cü olmayan birini neden birliğe çağıralım. Helikopterlerin hazırlanmasına engel olan birini çağırmazdık." dedi.
Savcı mütalaa verdi
Cumhuriyet savcısı mütalaasında, tutuklu sanıklara atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumunda sanıklar lehine değişiklik olmaması, kaçma olasılıklarına göre tahliye taleplerinin reddine karar verilmesini istedi.
Mütalaaya karşı söz alan sanık Kızılelma, "Dosyada, darbe girişiminde bulunduğuma, FETÖ ile intisaplı olduğuma ve ByLock kullandığıma dair hiçbir delil ve suçlama yok. Tanıkların, Deniz Hava Komutanlığı'nda darbe girişiminde bulunulduğuna dair beyanı yok. Suçsuzum, beraatimi ve tahliyemi istiyorum." ifadelerini kullandı.
"Darbe olsaydı beni yargılayacaklardı"
Tutuklu sanık eski Harekat Komutanı Deniz Kurmay Albay Ömer Faruk Gülbahçe ise "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçlamasının yapıldığı ilk birlik olduklarını ileri sürerek, şunları söyledi:
"Ben yargılanmaktan korkmuyorum. Daha önce, yargılandıkça aklanacağımı söylemiştim. Hepsi ortaya çıktı. Sabırla bekledim. O gece, birlikte 2-3 saat bulundum ve verdiğim kararların doğru olduğuna inanıyorum. Darbenin tarafında olmadım. Hain darbe girişimi olsaydı, darbeye karşı geldiğim için beni yargılayacaklardı. ByLock kullanmadım. Sabit telefondan 7 yılda 2 kez aranmışım. Ben o zaman Ankara'da değil Kocaeli'deydim. Operasyonel bir hatla ilgim yok. Tüm suçlamalardan beraatimi ve tahliyemi talep ediyorum."
Tutuklu sanık dönemin 301 Filo Komutanı Binbaşı Hacı Darıcı da açığa alındığında yurt dışında görevli olduğunu ifade ederek, "Hakkımda soruşturma açılmasına rağmen, Türkiye'ye gelerek güvenlik güçlerine teslim oldum. Kaçma şüphem yoktur. Tahliyemi istiyorum." diye konuştu.
FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin davada, "darbeci amiralleri Kocaeli'de sakladığı, İstanbul'a götürerek kalacak yer ayarladığı ve örgütün üst seviyedeki 'mahrem abisi' olduğu" iddialarıyla hakkında dava açılan, Kazakistan'da yakalanan tutuklu sanık Zabit Kişi de daha önce dile getirdiği gerekçelerden dolayı herhangi bir talebinin olmadığını belirterek, mahkeme heyetine teşekkür etti.
TSK mensuplarıyla irtibatı sağlamak için FETÖ/PDY tarafından kurulan "Özel Hizmetler Birimi" (Mahrem Hizmetler Birimi) içerisinde faaliyet gösterdiği ve "Arif" kod adıyla "mahrem abi" olduğu iddia edilen tutuklu sanık Halil İbrahim Temel ve tutuklu sanık eski Kuzey Görev Grup Komutanlığı Harekat Şube Müdürü Yarbay Ali ihsan Gürler de darbeci ve FETÖ'cü olmadıklarını ileri sürerek, tahliyelerini talep etti.
Mahkeme heyeti, sanıkların tahliye taleplerinin reddine karar vererek, duruşmayı 25 Şubat'a erteledi.
İDDİANAME
İddianamede, firari sanıklar örgüt elebaşı Fetullah Gülen ve eski Kuzey Görev Grup Komutanı Tuğamiral Ayhan Bay ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve 2 polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin helikopterlere yakıt ikmali yapılması emrini verdiği gerekçesiyle "Cumhurbaşkanına suikaste yardım etmek" suçlamasıyla yargılandığı davada 15 yıl hapis cezasına çarptırılan tutuklu sanık eski Deniz Hava Komutanı Tuğamiral Tezcan Kızılelma'nın da aralarında bulunduğu sanıklar hakkında, "cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs", "silahlı örgüt kurmak veya yönetmek", "silahla birden fazla kişiyle birlikte yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından, ağırlaştırılmış müebbet ve 19 yıldan 36 yıl altışar aya, diğer sanıklar hakkında da 7 yıl 6 aydan yirmi dokuzar yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Paralel yapı-23 Haziran (2017) 'Kocaeli 90 sanık (ilk 92) Darbe Yap./Donanma Komutanlığı' davası
(12 Ocak 2019, 15:17)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: