Diyarbakır´daki 496 sivil toplum kuruluşundan oluşan Sivil Dayanışma Platformu ve Gönül Köprüsü Derneği, Diyarbakır Cezaevi önünde ortak basın açıklaması yaparak, referandumda ´evet´ çağrısında bulunarak ´Köylerimizin yakanların hayır dedikleri pakete evet diyeceğiz´ dediler. PKK ve BDP referandumda boykot kararı almıştı, ancak STK´ların bu karara uymayacaklarını gösteren bu olay gibi şimdiye kadar çok sayıda toplu açıklama olayı yaşandı. Referandumun Anayasa Mahkemesi´nce engellenmeyerek kesinleşmesi üzerine başlayan süreçte % 50´yi aştığı zaten tahmin edilen ´evet´ oyları özellikle son günlerde artışını hızlandırdı. Bu durumun açıklaması olarak, hayır safında yerini alacağını açıklayan CHP, MHP, BDP gibi partilerle PKK ve diğer terör örgütlerinin anayasada yapılacak ve halka son derece fayda getirecek değişikliklere niçin hayır oyu vereceklerini topluma izah edememeleri gösteriliyor. Bu partiler, kendilerine sorulmadan dayatmacı bir şekilde ´hayır´ kararı vermelerinin istenmesine tepki istifalarıyla sarsılıyor. Bu kesimler 12 Eylül´de oylanacak olanın AK Parti değil tüm halkı ilgilendiren anayasa değişiklikleri olduğunu, referandumda hayır demenin de bu açıdan hiçbir haklı gerekçesinin olamayacağını, bu değişikliklerin yetersiz olduğu iddiasına katılmakla birlikte yine de ileri bir adım olduğunu, bu değişikliler kabul edilir edilmez yeni ve toptan bir anayasa yapımı için çaba sarfedilmesinin en doğru davranış olacağını belirtiyorlar.
PKK ve BDP boykotu sonuçsuz: Diyarbakır´da 496 STK´dan ´Evet´
Diyarbakır´daki 496 sivil toplum kuruluşundan oluşan Sivil Dayanışma Platformu ve Gönül Köprüsü Derneği, Diyarbakır Cezaevi önünde ortak basın açıklaması yaparak, referandumda ´evet´ çağrısında bulunarak ´Köylerimizin yakanların hayır dedikleri pakete evet diyeceğiz´ dediler. PKK ve BDP referandumda boykot kararı almıştı, ancak STK´ların bu karara uymayacaklarını gösteren bu olay gibi şimdiye kadar çok sayıda toplu açıklama olayı yaşandı. Referandumun Anayasa Mahkemesi´nce engellenmeyerek kesinleşmesi üzerine başlayan süreçte % 50´yi aştığı zaten tahmin edilen ´evet´ oyları özellikle son günlerde artışını hızlandırdı. Bu durumun açıklaması olarak, hayır safında yerini alacağını açıklayan CHP, MHP, BDP gibi partilerle PKK ve diğer terör örgütlerinin anayasada yapılacak ve halka son derece fayda getirecek değişikliklere niçin hayır oyu vereceklerini topluma izah edememeleri gösteriliyor. Bu partiler, kendilerine sorulmadan dayatmacı bir şekilde ´hayır´ kararı vermelerinin istenmesine tepki istifalarıyla sarsılıyor. Bu kesimler 12 Eylül´de oylanacak olanın AK Parti değil tüm halkı ilgilendiren anayasa değişiklikleri olduğunu, referandumda hayır demenin de bu açıdan hiçbir haklı gerekçesinin olamayacağını, bu değişikliklerin yetersiz olduğu iddiasına katılmakla birlikte yine de ileri bir adım olduğunu, bu değişikliler kabul edilir edilmez yeni ve toptan bir anayasa yapımı için çaba sarfedilmesinin en doğru davranış olacağını belirtiyorlar.
Diyarbakır Askeri Cezaevi ve burada yapılan işkencelerin Kürt sorununda etkili olduğu belirtilen açıklamada, Demokratik açılım diyeceksek Diyarbakır Askeri Cezaevi ile hesaplaşmamız gerekiyor. Kardeşlikten yana isek bu cezaevine bakmalıyız. denildi. Bağlar ilçesinde bulunan Diyarbakır Cezaevi önünde STK´lar adına açıklamayı Sivil Dayanışma Platformu ve Gönül Köprüsü Derneği sözcüsü Cuma İçten yaptı.Referandumu tarihi bir süreç olarak değerlendiren İçten, amaçlarının demokrasi ve hukuk ekseninde ülkemizi yeniden yapılandırma sürecine katkı sağlamak olduğunu dile getirdi. İçten, Huzur ve barışı, birlik ve beraberliği koruyarak yeni bir demokratik ve sivil bir anayasa talebini toplumda canlı tutmak ve anayasa paketine ´evet´ demek cezaevi önündeyiz dedi. Diyarbakır Askeri Cezaevi denildiği zaman akıllara, her gün dayak eşliğinde tutuklulara marş söyletmek, avuç içine çakılması, insanların diri diri ateşe atılması ve erkek ile kadınların tecavüze uğramasının geldiğini anlatan İçten, Bu coğrafyada yaşayan insanların ölmek için getirildikleri, düşünen, konuşan insanların insanlık dışı muameleye tabi tutuldukları, kimilerinin babasını, anasını, kardeşini ve dayısını ziyaret etmeye dahi korktukları bir yerdir. şeklinde konuştu.
Köylerimizin yakanların ´hayır´ dedikleri pakete ´evet´ diyeceğiz
Cezaevinde işkence görenler ile yakınlarının ´evet´ demesi için haykırdıklarını belirten İçten, burada yakınlarını kaybedenlerin 12 Eylül´de hesap sorma imkânı doğduğunu kaydetti.İçten şunları söyledi: Dün yakınlarımızı inletenlere hesap sorma adına 12 Eylül´de ´evet´ diyeceğiz. İşkenceye ´hayır´ diyerek kendini yakanlar adına, bu pakete ´evet´ diyeceğiz. Etnik kökenlerinden dolayı işkence gören her birey için ´evet´ diyeceğiz. Düne kadar bölgemizde 10 binlerce faali meçhul cinayetler, kayıplar oldu. Düne kadar askeri üniformalı devlet görevlileri, Ergenekon´da yargılananlar, bölgemizde 10 binlerce köyü yakıp boşalttılar. Köylerimizin yakanların ´hayır´ dedikleri pakete ´evet´ diyeceğiz. ( Star)
Aleviler ´hayır´ diyecek
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Ali Balkız, 12 Eylüldeki referandumda Aleviler olarak ?hayır? diyeceklerini bildirdi. Balkız, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez ve bazı Alevi derneklerinin temsilcileriyle düzenlediği basın toplantısında, ?12 Eylül anayasasına karşıymış gibi duran, kendini özgürlükçüymüş gibi tanıtan AK Parti´nin halka yalan söylediğini? öne sürdü. Balkız, şöyle konuştu: ?AİHM ve Danıştaydan mahkeme kararları aldık. Bu aşamada oluşan kamuoyu baskısı sonrası AKP bir ´Alevi Açılımı-Çalıştayı´ süreci başlattı. Sonunda anladık ki Alevilerin talepleri derken, meğer kendi taleplerini gerçekleştireceklermiş. Mevcudu yetmezmiş gibi ikinci bir din dersi, daha da güçlendirilmiş bir Diyanet İşleri Başkanlığı yarattılar. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi ve Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili taleplerimiz için anayasal değişiklikler gerekiyorken, bunları bu paketin içine bile koymadılar. Sadece bu nedenle bile olsa 12 Eylül günü ´hayır´ diyeceğiz.? Balkız, paketin memura toplu sözleşme hakkı veriyormuş gibi görünürken hemen arkasından Kamu Görevlileri Hakem Kurulu aracılığıyla bunu geri aldığını, 12 Eylül katillerini koruma zırhından çıkaracakmış gibi göründüğünü ama onun hemen arkasından ´zaman aşımı´ yoluyla onlara dokunamadığını öne sürdü. Paketin, AK Parti´nin kendi ihtiyacının ürünü olduğunu iddia eden Balkız, şöyle dedi: ?AKP kuvvetler ayrılığı prensibinden rahatsızdır. Yüksek yargıdan kurtulmak istemektedir. Bu sorunu da çözerse, molla rejimine doğru giden yolda önemli bir engelden daha kurtulmuş olacaktır. Türkiye´nin yeni bir anayasaya gereksinimi elbette vardır. Ancak bu anayasanın ne hazırlanışı ne de içeriği şimdiki gibi olmalıdır. Bunu sağlamanın yolu ise tüm ezilenler, yok sayılanlar ve ötekileştirenler başta olmak üzere biz Alevilerin de vereceği demokrasi mücadelesine bağlıdır. Tüm bu nedenlerle 12 Eylül günü biz Aleviler de ´hayır´ diyeceğiz.? Açıklamaya, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu da destek verdi. ( Hürriyet)
PKK´yı kimse takmıyor: Boykot kararı sökmeyen örgütten kendisini eleştiren din adamlarına ölüm tehdidi
PKK terör örgütünün, Siirt ve Van´da yaşayan bazı din adamları, muhtar ve kanaat önderlerini ölümle tehdit ettiği öğrenildi. Terör örgütü PKK 20 Eylül´e kadar sözde eylemsizlik kararı alırken, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde, örgütün, şiddet politikasını eleştiren din adamları ve kanaat önderlerine yönelik tehditlerde bulunduğu ortaya çıktı. Terör örgütü PKK tarafından dağıtılan bildirilerde, Siirt ve Van´da yaşayan bazı din adamları, muhtar ve kanaat önderleri, işbirlikçilikle suçlandı. Terör örgütü, bu kişilerin PKK aleyhine faaliyetlerini sürdürmeleri durumunda ölümle cezalandıracakları tehdidinde bulundu. Terör örgütü tarafından ölümle tehdit edilen bu kişilerin bölge halkı tarafından çok sevildiği, saygın kişiler olduklarını belirten yerel kaynaklar, bu kişilerin örgütün dini istismar ettiğini, şiddetin ve insan öldürmenin İslam dininde yeri olmadığına işaret ederek, örgütün şiddet eylemlerine, kan dökülmesine karşı çıktıklarını ifade ediyor. Konuyla ilgili güvenlik güçleri tarafından soruşturma başlatılırken, terör örgütünün ölümle tehdit ettiği bu kişilerin yaşadığı yörelerde geniş güvenlik önlemleri alındığı bildirildi. Bu arada, terör örgütü PKK´nın dindar Kürtlerin sempatisini kazanmak amacıyla son dönemlerde çatışmalarda ölen kişiler adına mevlit okuttuğu kaydedildi. Terör örgütünün propaganda amaçlı okuttuğu mevlitlere katılımın yüksek olması için de köylülerden zorla aldıkları veya çaldıkları hayvanlardan yiyecek ikram ettirdikleri de belirtildi. ( Cnnturk)
(17 Ağustos 2010, 14:15)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: