PKK´nın şehir yapılanması KCK´ya yönelik 50 sanıklı ikinci iddianame İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi´nce kabul edildi. KCK iddianamesinde ifadeleri yer alan Abdullah Öcalan´ın eski avukatı İrfan Dündar, PKK´nın sözde Avrupa sorumlusu Sabri Ok ile Ergenekon yapılanmasının arasında bağlantı olabileceğini belirtti ve buna dair bulgularını sıraladı.
18.04.2012 18:11 Özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, PKK terör örgütünün şehir yapılanması KCK´ya yönelik yürütülen soruşturma kapsamında çoğunluğu avukatlardan oluşan 50 şüpheli hakkında hazırlanan ikinci iddianameyi kabul etti. Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı İsmail Tandoğan tarafından çoğu avukat 35´i tutuklu 50 şüpheli hakkında hazırlanan 892 sayfalık iddianamede bir numaralı şüpheli olarak avukatlardan Mehmet Nuri Deniz yer alırken, kapatılan DEP´in eski milletvekili Mahmut Alınak da şüpheliler arasında bulunuyor.
İkinci KCK iddianamesinde Abdullah Öcalan´ın eski avukatı İrfan Dündar´ın ifadesinin tamamı da yer alıyor. Hakkında soruşturma devam eden Dündar, ifadesinde Öcalan´ın yakalanması hakkında bildiklerini de anlattı. Dündar, KCK´nın asıl liderinin Abdullah Öcalan olduğunu söyledi. 1999 yılı Mart ayı ile 2005 yılı Nisan ayı arasında Abdullah Öcalan ile görüşmek amacıyla İmralı adasına birçok kez gittiğini belirten Dündar, Yapılan bu görüşmeler herhangi bir görüntü, ses kaydına alınmamaktaydı. Biz yaptığımız görüşmeleri not kağıdına yazıyor daha sonra bu notlardan görüşmenin tam metni Asrın Hukuk Bürosu´nda yazılı hale dönüştürüldükten sonra e-mail yolu ile Avrupa´ya Şahin kod Abdil Rıza Altun ve Murat Karayılan´a değişik tarihlerde gönderdik. Gönderme şeklimiz ise ortak kullandığımız bir e-mail adresinin taslaklar kısmına notu kaydetme şeklindeydi. Bizim kaydettiğimiz görüşme notu Avrupa´dan bahsettiğim şahıslar tarafından alınıyordu. Kullandığımız e-mail şifreleri rutin olarak yaklaşık 2 ayda bir değişiyordu. Bu değişen şifreler kuryeler aracılığı ile bize iletiliyordu. Bu şifreler Avrupa, Kandil ve Türkiye´deki üst düzey örgüt mensupları tarafından biliniyordu başka kimse tarafından bilinmezdi. ifadelerini kullandı.
E-mail şifrelerinin, örgüt içinde alt düzeyde faaliyet gösteren kuryeler tarafından flash disk içinde getirildiğini belirten Dündar, E-maillerin taslak bölümüne konulan görüşme notlarında Murat Karayılan´a bırakılan notlarda ´Sait´ şifresi kullanılıyordu, Asrın Hukuk Bürosu´nun şifresi ise ´Hasan´ idi. Bırakılan notlarda ´Hasan´dan Sait´e´ dendiği zaman Asrın Hukuk Bürosu´ndan Murat Karayılan´a bir not bırakıldığı ve bu notun Murat Karayılan tarafından alınacağı anlaşılıyordu. dedi. Dündar, ifadesinde görüş gününden bir gün önce toplantı yapıldığını ve bu toplantı da örgüt tarafından Öcalan´a iletilecek konuların belirlendiğini anlattı. Dündar´a sorgusunda Öcalan´ın Kenya´da yakalanması ile ilgili bildikleri de soruldu. Dündar, Öcalan´ın kendisine nasıl yakalandığını anlattığını belirtti.
-PKK/KCK ve Ergenekon bağlantısı-
Sorgu sırasında, ´Ergenekon yapılanması ile PKK/KCK arasında şahit olduğunuz bağlantılar hakkında bildiklerin nelerdir?´ diye sorulan Dündar, Sabri Ok ile Ergenekon arasında bağlantı olduğunu düşündüğünü söyledi. 2005 yılında Sabri Ok´un cezaevinden çıktıktan sonra Ağrı Eleşkirt´te askerlik yaptığını belirten Dündar şu ifadelere kullandı: Askerdeyken ben bir kere ziyaretine gitmiştim. Burada yaptığım ziyarette Sabri Ok´un yakın arkadaşlarından ve sürekli kendisini ziyaret eden ismini şu an hatırlamadığım bir şahıs bana Sabri Ok´un askerlik görevini yaparken jandarma istihbaratından Zeki ya da Zekeriya isimli bir binbaşı ile sürekli temas halinde bulunduklarını, Sabri Ok´un askerlik yaptığı dönemde iki askerin kendisini koruduğunu anlattı. Daha sonra askerliği bittikten sonra Sabri Ok´un örgüt içerisinde hızla yükselerek Avrupa sorumluluğuna geldiğini ve Abdullah Öcalan tarafından da Sabri Ok´ un örgüt içersinde korunduğunu ve bir keresinde Abdullah Öcalan´ın, ´benim Türkiye temsilcim´ dediğini hatırlıyorum. Dolayısı ile Sabri Ok´un Ergenekon yapılanması ile bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Yukarıda da ifademde anlattığım gibi Sabri Ok ile Hatice Korkut isimli şahıslar 2006 yılı sonlarında hava yolu ile çok rahat bir şekilde Kuzey Irak´a PKK´nın kamplarına gittiğini şahit oldum. ( Cihan)
-Örgütün yurt dışına çıkmasını asker istemedi-
KCK iddianamesinde etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini ifade eden Öcalan´ın eski avukatlarından İrfan Dündar, devlet ile terör örgütü arasındaki görüşmelerin Bülent Ecevit hükümeti döneminde de yapıldığını ve 2011 yılına kadar birçok kez görüşme gerçekleştiğini anlattı.Dündar, MİT ile Oslo´da yapılan görüşmenin, basına örgütün yöneticilerinden Mustafa Karasu tarafından sızdırıldığını tahmin ettiğini söyledi. Dündar, Öcalan´ın kendisine, ´Askeri yetkililer, PKK´nın tüm silahlı elemanlarının yurt dışına çıkarılmasını istemedi. dediğini ifade etti. ( Cihan)
-Perinçek-Öcalan ilişkileri-
19.04.2012 12:08 Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan´ın eski avukatı İrfan Dündar, Öcalan ile Doğu Perinçek´in bir dönem, milletvekillerinin belirlenmesi için ortak liste oluşturmaya çalıştıklarını anlattı. Öcalan´ın yakalanmasından sonra avukatların Perinçek´ten aldıkları notları Öcalan´a ilettiklerini ifade eden Dündar, Perinçek´in örgütün yönlendirilmesinde Öcalan´a yol gösterdiğini söyledi.
KCK iddianamesinde Dündar´a Öcalan ile Ergenekon davasının tutuklu sanığı İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek´in ilişkisi de soruldu. Öcalan´ın siyasal bilgiler fakültesinde okuduğu yıllarda, Perinçek´in Ankara Hukuk Fakültesi´nde öğretim üyesi olarak görev yaptığını bildiğini anlatan Dündar, ikilinin bu yıllardan tanıştığını söyledi. 1980´li yıllarda PKK ile Doğu Perinçek´in kurduğu Aydınlık grubunun karşılıklı silahlı çatışmalara girdiklerini ifade eden Dündar, İki taraftan da ölenler oluyor. 1991 yılında Doğu Perinçek, PKK´nın Bekaa Vadisi´nde bulunan kamplarını ziyarete gidiyor. Burada Abdullah Öcalan ile görüşüyor. Daha sonra bu görüşmeler Doğu Perinçek´in başında bulunduğu gruba ait olan 2000´e Doğru dergisinde yayınlanıyor. Bu derginin yayınlanmasından sonra Türkiye ve dünya kamuoyunda PKK terör örgütü ve Abdullah Öcalan tanınmaya başlandı. Böylece Abdullah Öcalan ve PKK herkes tarafından tanınmış oldu. Bu örgüt için dönüm noktalarından biridir. Bu olaylardan sonra PKK´nın üst yönetimi ile görüşmek için basın mensupları PKK kamplarına gitmiştir dedi.
Bu süreçten sonra aralarında çatışma bulunan Doğu Perinçek ile Abdullah Öcalan arasında yakınlaşma başladığını söyleyen Dündar, 1991 yılı genel seçimlerinde aday olacak HEP milletvekillerinin birlikte seçilmesi ve milletvekillerinin isimlerinin belirlenmesi konusunda ortak listeler oluşturulmaya başlandığını ancak aralarında anlaşmazlık çıktığını kaydetti.
1999 yılında Öcalan´ın yakalanmasından sonra Perinçek´in Öcalan´ın avukatı Doğan Erbaş aracılığıyla defalarca haberleştiğini aktaran Dündar, Bu görüşmelerin birisinde ben de vardım. Doğan Erbaş ve ben birlikte İşçi Partisi İstanbul il binasına gittik. Burada Doğu Perinçek vardı. Buradaki görüşmemizde Doğu Perinçek bize Öcalan´ın Demokratik Cumhuriyet fikrini olumlu bulduğunu söyledi. Abdullah Öcalan´a götürmemiz için bize kitap verdi. Benim bu görüşmelerden anladığım Doğu Perinçek, Abdullah Öcalan´ın PKK terör örgütünü yönlendirmesinde yol gösterdiği ve fikir babalığı yaptığını biliyorduk. Daha sonraki yıllarda avukat arkadaşlarım Doğu Perinçek ile yine görüştüler ve ondan alınan notları Öcalan´a ilettiler ifadesini kulandı.
Dündar, Öcalan´ın avukatı olan Doğan Erbaş´ın kardeşi Abuzer Erbaş´ın İzmir ve Aydın´da İP´in yönetiminde yer aldığını duyduğunu da anlattı.
-2. KCK davasının mahkeme tarihi belli oldu-
20.04.2012 19:12 Özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi, 37´si tutuklu 50 sanıklı İstanbul´daki 2. KCK davasının 16, 17 ve 18 Temmuz´da Çağlayan´daki İstanbul Adliyesi´nde görülmesine karar verdi. Mahkeme, PKK terör örgütünün şehir yapılanması KCK´ya yönelik yürütülen soruşturmaya ilişkin hazırlanan 2. iddianamenin 18 Nisan´da kabul edilmesinden sonra düzenlenen tensip zabtında, davanın ilk duruşmasının 16 Temmuz 2012 günü Çağlayan´daki İstanbul Adalet Sarayı´nda yapılmasını kararlaştırdı. Duruşmaların kesintisiz olarak 18 Temmuz 2012 gününe kadar sürdürülmesine karar veren mahkeme, 7 tutuksuz sanığın ilk duruşma gününe zorla getirilmesine hükmetti.
Aralarında avukatlar Mahmut Alınak, Doğan Erbaş, Cemo Tüysüz ve Mustafa Eraslan´ın da bulunduğu 37 tutuklu sanığın, kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunması, bir kısım tanık ve sanık beyanları, iletişim tespit tutanakları, delillerin henüz toplanmamış olması, suçun vasıf ve mahiyetini dikkate alarak bu hallerinin devamını kararlaştıran mahkeme heyeti, 6 sanık hakkında çıkarılan yakalama kararının sonucunun beklenmesine karar verdi.
İddianame içeriğine göre hakkındaki soruşturmanın devam ettiği anlaşılan sanık İrfan Dündar ile ilgili soruşturmanın akıbetinin sorulmasına hükmeden mahkeme heyeti, tüm sanıkların ´UYAP dosya taraf işlemleri´ ekranından sorgulamalarının yapılarak, PKK/KCK terör örgütüne ilişkin yargılanmalarının tespiti halinde ilgili mahkemelerden iddianame örneklerinin celbini ve gelecek cevaba göre birleştirme hususunun değerlendirilmesini oy birliğiyle kararlaştırdı.
(18 Nisan 2012), son güncel.: (20 Nisan 2012)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
Öcalan´ı Kürtlere Perinçek tanıttı
PKK´nın bitirilememesi gücünden değil ihanetten
Ergenekon-PKK bağlantısıyla ilgili manşetlerimiz
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde ara