Aydınlık davasında 7. duruşma görülüyor. 14 sanıktan 7´sinin katıldığı duruşmada tutuksuz sanıkların savunmaları alınıyor.
14.06.2012 13:12 Ergenekon soruşturması kapsamında İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek´in oğlu Mehmet Perinçek ve Aydınlık gazetesi sahibi Mehmet Sabuncu´nun da aralarında bulunduğu 14 şüpheliye ilişkin açılan davanın görülmesine devam ediliyor. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´ndeki 7. duruşmaya, tutuklu sanıklar Mehmet Bora Perinçek, İP Merkez Karar Kurulu üyeleri Mehmet Bedri Gültekin, Erkan Önsel ve Turan Özlü ile tutuksuz yargılanan Aydınlık Gazetesi imtiyaz sahibi Mehmet Sabuncu´nun da aralarında bulunduğu 7 kişi katıldı.
MEHMET SABUNCU´NUN SAVUNMASI
Duruşmada, savunmasını yapan Sabuncu, 1978 yılında Türkiye İşçi Köylü Patisi´ne (TİKP) üye olduğunu, bu tarihten beri İP Genel Başkanı Doğu Perinçek´i tanıdığını, çıkarttıkları yayın organlarında birlikte çalıştıklarını anlattı. Sabuncu, hem ağabeyi hem de genel başkanı olan Perinçek´in, kendisini eleştirmesinin ve kendisine talimat vermesinin normal bir şey olduğunu söyledi.
Mehmet Sabuncu, gazetedeki odasında yapılan aramada ele geçirilen, ´Savcı Cihan Kansız´ın Taraf Gazetesi´nden Yasemin Çongar´a sahte belge hazırlamaları yönünde talimat verdiği, bu belgelerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan´ın talimatıyla CHP´yi yıpratmak için kullanılacağı´ öne sürülen e-posta dökümlerine değindi. Bu e-postaları, evinin posta kutusuna beyaz bir zarf içinde konulmuş olarak bulduğunu ifade eden Sabuncu, ´Önce apartman aidatı makbuzu zannettim. İçinde baktığımda bahse konu e-postalar çıktı. Biz gazetecilere bu tür belgeler gelir. Evinizin posta kutusuna koyarlar, kargoyla gelir, kuryeler getirir´ dedi.
Bu e-postaları incelediğini belirten Sabuncu, şunları kaydetti: ´Sahte oldukları her halinden belliydi. Türkiye Başbakanı, böyle içerikte belgeye imza olarak ´Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan´ diye imza atmaz. 27 yıllık gazeteciyim. Elimden birçok belge, bilgi geçti. Sahteyi ve gerçeği belgeye baktığımızda yüzde 50-60 tespit edebiliriz. Sahte belgenin yönlendirme haber yapmak amacıyla yollandığını anladım. Sahte olduğunu anladığım için ne haber merkezine ne de genel yayın yönetmenime haber verdim. ´Kim, neden yolladı?´ diye düşündüm. Operasyon yapıldıktan 5 ay önce gelmişti. Bu sahte e-postaları kamuoyuna duyurmanın tek yolu bana operasyon yapmaktı. Bunları bana operasyon yaptıranlar hazırladı.´
-´Çekmecede niye sakladınız´-
Sabuncu, Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese´nin, ´Bunları çekmecenizde niye sakladınız?´ sorusuna, ´Gazeteci alır, arşivler. Daha sonra yazılacak bazı yazılarda, konularda kullanır´ cevabını verdi.
Özese´nin, ´Gazetenin arşiv bölümüne niye göndermediniz?´ sorusunu Sabuncu, ´Unutmuştum zaten. Önemli bir şey değildi´ diye cevapladı.
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu´nun, ´Bu olayın muhatapları var. Savcı Cihan Kansız´ın, Başbakan´ın, Yasemin Çongar´ın adı geçiyor. Bunlarla irtibat kurdunuz mu?´ sorusu üzerine Sabuncu, bunu haberleştirmedikleri için taraflara sormadıklarını, haber değeri görmediklerini anlattı.
Haşıloğlu´nun ´Bu e-posta hakkında bir suç duyurusunda bulundunuz mu?´ sorusu üzerine Sabuncu, sahte olduğunun çok çabuk anlaşıldığını belirterek, ´Adli makamlara gitseydim bana gülerlerdi. Çünkü yasal olmayan bir belgenin altına o kişi kendi titrini yazmaz´ dedi. ( AA)
Sabuncu, Aydınlık Gazetesi´nde birçok önemli habere imza attıklarını, bu haberler sayesinde birçok önemli konunun ve soruşturmanın aydınlatıldığını savundu. Gazeteciliği İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek´ten öğrendiğini söyleyen Sabuncu, Perinçek ile 34 yıl omuz omuza çalıştıklarını ifade etti.
Yayınladıkları ses kayıtlarının suç unsuru taşıması konusunda ise Sabuncu, Devlet bürokrasisindeki yöneticiler bulundukları makamı çıkarları için akçeli gizli konuşmalar yapıyorsa, çıkarları için kumpaslar kuruyorsa o zaman bize düşen görev bu konuşmaları Türk milletine duyurmak. ifadesini kullandı.
Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu, Sabuncu´ya 2000 yılında Ergenekon yapılanmasına ilişkin bir haber yapıp yapmadıklarını sordu. Böyle bir haber hatırlamadığını söyleyen Sabuncu, Ergenekon ismini ilk kez operasyonlarla birlikte duyduğunu söyledi. Haşıloğlu´nun, Tuncay Güney ile Ergenekon sanıkları İbrahim Şahin ve Veli Küçük hakkında Aydınlık Gazetesi´nde bir haber yapıp yapmadıklarını sorması üzerine Sabuncu, Biz gazeteciyiz. Olumlu ya da olumsuz bir konu varsa haber yapılmıştır. Ancak bu kişiler hakkında haber yapılıp yapılmadığını hatırlamıyorum. dedi. ( Cihan)
ÇAPRAZ SORGULAR
Savunmaların ardından sanıkların çapraz sorguları yapıldı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde görülen duruşmada üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu, tutuklu sanık Mehmet Perinçek´e Kemal Alemdaroğlu ile 2003 -2006 yıllarında yaptığı telefon görüşmelerini sordu. Telefon görüşmelerini kabul eden Perinçek, Beni çeşitli etkinliklere çağırmak için aramış olabilir. Ben de aramış olabilirim. Alemdaroğlu ile farklı farklı sebepler ile görüşmüş olabiliriz. En son Taksim´de bir otelde yapılan Ermeni meselesi ile ilgili bir toplantıya beni konuşmacı olarak çağırmıştı. dedi.
Sorular üzerine Ergenekon davasının sanığı Fatih Hilmioğlu ile koğuş arkadaşı olduklarını söyleyen Mehmet Perinçek, 26 Ağustos 2011 tarihinde 2 No´lu cezaevinde tanıştık. Daha önce hiçbir tanışıklığımız yok. karşılığını verdi.
-Doğu Perinçek´in yazısında Veli Küçük´ü savunması-
İşçi Partisi Yöneticisi Mehmet Bedri Gültekin´in çapraz sorgusunda ise üye hakim Sedat Sami Haşıloğlu, Susurluk kazasının ardından yaşanan süreçte Veli Küçük ile ilgili lehte, aleyhte bir haber hazırlayıp hazırlamadıklarını sordu. Konu hakkında kesin bilgisi bulunmadığını söyleyen Gültekin, Susurluk kazasında gerçeklerin açığa çıkması için en çok Aydınlık Dergisi´nin mücadele verdiğini iddia etti.
Bunun üzerine Haşıloğlu, Susurluk süreci aleyhine yayınlar görmüyoruz. Doğu Perinçek´in bir yazısında Veli Küçük´ü savunduğu görülüyor. Veli Küçük üzerinden orduya saldırılacağı yönünde ifadeleri bulunuyor. Bu tarz yayınların belli bir nedeni var mı? Veli Küçük çeşitli çevreler tarafından itham edilen bir insan. Raporlarda bile ismi geçiyor. dedi. Susurluk´ta Veli Küçük ile ilgili bir tespitlerinin bulunmadığını, Küçük´ü kayırma gibi bir niyetlerinin olmadığını belirten Gültekin, Elimizde belge olsa yayınlardık. şeklinde cevap verdi. ( Cihan)
(14 Haziran 2012, 13:12)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
AYDINLIK DAVASI DURUŞMALARI
Aydınlık ve Ulusal Kanal´a operasyonlar
Aydınlık iddianamesi kabul edildi
Aydınlık soruşturması 2011´de başladı
Ergenekon Aydınlık´ta: Yeni belgeler
Kontrgerilla Medyası
Ergenekon´un henüz ortaya çıkarılamayan yedek (idhar) kadroları konulu manşetlerimiz
Ergenekon davasını engelleme girişimleri
Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap