Tam
EskidenYeniye
 

Başbakan ne yapmaya çalışıyor?

Başbakan Erdoğan son zamanlarda TSK´ya moral veriyor, yargıya ise tersini.. Tek bir tane değil, peşpeşe gelen ve geleceği de anlaşılan çok sayıda örnek söz konusu.. Bir kırılma yaşanmış ve roller değişmiş görünüyor. Hem darbe sanıklarının çevrelerinde hem karşıtı çevrelerde şaşkınlık ve karışık duygular hakim. Tam bu haberi girmeye hazırlanırken bugün çok ilginç bir gelişme yaşandı. Başbakan´ın bu tavırlarına, üstelik de savunduğu tutuklu eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ´dan şok bir tepki geldi: ´Gökyüzünden bir vahiy mi indi ki TSK şöyle oldu, böyle oldu. Bizim duruşumuzda ve düşüncelerimizde herhangi bir değişiklik yok. Ama dışarıda böyle değil, 180 derece dönüşler olabiliyor. Her an için her türlü politika değişiyor. Merakla izliyoruz.´

Önceki haber title=Sonraki haber

13.02.2013 22:32 Başbakan Erdoğan´ın son zamanlarda TSK´ya sahip çıkma çabaları dikkat çekiyor. Yakın dönemde adeta bir kırılma yaşandı. Başbakan farklı mesajlar vermeye başladı. Hem tutuklu sanıkların çevrelerinde hem karşıtı çevrelerde şaşkınlık ve karışık duyguların hakim olduğu gözleniyor.

Doğrusu bu karışık duyguları biz de yaşıyoruz. Yer altında bir şeyler oluyor belli, ama ne?.. Başbakan´da görebildiğimiz tavır değişikliklerini ve olası nedenlerini aşağıda irdelemeye çalıştık. Bu konuda yakın zamanda bir kaç daha yazı kaleme almıştık. (1)

Bu karışıklığı açıklayabilmek amacıyla bu haber analiz aslında dün yazılmış, ancak bazı aksilikler nedeniyle yayına konulamamış, bugüne ertelenmişti. Bir açıdan da iyi oldu. Çünkü bugün konuyla ilgili yeni bilgiler geldi. Tam onları eklemiş akşama doğru yayına koymak üzereyken bu kez de eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ´un bir açıklaması basına yansıdı. Çok ilginç ve şaşırtıcı bir açıklama idi. Sürekli gelen haberler bu yazıyı tamamlamaya izin vermeyecek mi yoksa diye endişelenmeye dahi başladık. Ancak uzun haberi daha da uzatmadan Başbuğ´un açıklamasını da ekleyerek yayınlamaya karar verdik.

Başbakan Erdoğan´dan Saygun ziyaretine dair bugün bir açıklama geldi. Malum, Başbakan, Balyoz davasında kendisini devirmeye çalıştığı mahkemece sabit görülerek ağır hapisle cezalandırılan emekli Orgeneral Ergin Saygun´u bir kaç gün önce hastanede ziyaret etti. Bu hareketiyle de her kesimi şaşırttı. Başbakan, açıklamasında şöyle diyordu:

?Çalışma arkadaşımdı. İnsani görevimdi. Başka bir beklentim olmadı. Saygun Paşa´nın başka sıkıntıları da vardı. Ben onları da yakından takip ettim. İnsani görevimi yapmamın rahatlığı içerisindeyim. Başka paşa da olsa yine yaparım. Yasal süreç başka bir şey, insani görev başka bir şey.?

BAŞBUĞ DAHİ İNANMADI

Ancak aşağıda alıntıladığımız gibi İlker Başbuğ dahi bu ziyareti inandırıcı bulmadı ve şok bir açıklama yaptı. Bu haberde de sıraladığımız gibi son dönemde peşpeşe gelen çok sayıda şaşırtıcı ve birbiriyle örtüşen gelişme ziyaretle ilgili şüphelere yol açtı. Ve bu durum kafa karışıklığına ve spekülasyonlara neden oluyor.

İDDİANAME GÜNER´İN İSTİFASINA YOL AÇTI, SAVCIYA İNCELEME BAŞLATILDI

Malum, Deniz Kuvvetleri komutanı Oramiral Nusret Güner geçtiğimiz haftalarda istifa etti. İstifada, İzmir merkezli casusluk çetesinin kızı ile ilgili ele geçirdiği uygunsuz görüntülerin gündeme gelmesinin etkili olduğu ileri sürüldü. Başbakan Erdoğan, Güner´in istifasına üzüldü ve iddianameyi hazırlayan savcıya tepki gösterdi. Ardından HSYK devreye girerek savcı hakkında inceleme izni verdi. Adalet Bakanlığı müfettişleri de savcıyı incelemeye başladı. Nusret Güner´e sahip çıkılırken savcının incelemeye alınması ile casusluk iddiaları ikinci planda kaldı. Oysa mahkeme tarafından kabul edilen iddianamede çarpıcı suçlamalar yer alıyor. Çete adeta TSK´da cirit atmış. Son örnek olarak, Sabah yazarı Nazlı Ilıcak dünkü yazısında bu çetenin askeri hakimleri de fişlediğini, bu bilgilerle askeri ve sivil mahkemelerdeki davaları etkilemeye çalıştığını belirtiyordu. (2)

Mahkeme tarafından kabul edilen iddianamede, çetenin geçtiğimiz günlerde istifa ederek emekliye ayrılan Donanma Komutanı Oramiral Nusret Güner´in kızının odasına gizli kamera yerleştirdiği ileri sürülüyordu. Güner´in evine giren Astsubay Mustafa Koç´un gizli kamerayı koyduğu, bir süre sonra da kaldırdığı belirtiliyor. Zanlılardan ele geçirilen kamera kayıtlarındaki şu ifadeler ise çetenin çirkin yüzünü ortaya koyuyor: ?Nusret Paşa´nın kızı konusunda çok hassas olduğunu unutmayın. Kızının çocukla el ele fotoğrafı bile onu delirtir.?

Bu bilgilerin kamuoyuna yansıması üzerine Güner istifa etti. İstifaya üzülen Başbakan Erdoğan ise savcıya tepki gösterdi. Ardından HSYK devreye girdi ve iddianameyi hazırlayan savcı hakkında inceleme izni verdi. İddianameyi Cumhuriyet Savcısı Zafer Kılınç hazırladı. Kılınç, iddianamede özel hayatı ihlal eden bilgi ve belgelere yer verdiği için suçlanıyor. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı´nca ´fuhuş yaptırılan kadınlar aracılığıyla yüksek rütbeli askeri personelin uygunsuz görüntülerini çektikleri ve bunlarla şantaj yaparak bazı askeri bilgileri elde ettikleri´ iddiasıyla hazırlanan 1937 sayfalık iddianamede, 196 müşteki ve 831 mağdur yer alıyor. Donanma Komutanı Nusret Güner de kızının odasına gizli kamera konduğu için iddianameye ´mağdur´ sıfatıyla girmiş ve olayın ortaya çıkmasının ardından istifa etmişti. HSYK´nın izni sonrası devreye giren müfettişler, incelemelerinde savcı hakkında herhangi bir ihmal veya suç tespit ederse soruşturma açılabilecek.

Ancak bu noktada şunu hatırlatalım. Bu casusluk çetesi İzmir kaynaklı çalışan bir çete idi. Benzer bir çete ise Ergenekon savcılarınca İstanbul´da daha önce ortaya çıkartıldı. ´Fuhuş ve casusluk´ davası açıldı. İzmir´dekinden belki çok daha ağır bilgiler o iddianamede yer almaktaydı. Ancak bunlar savcıların uydurduğu bilgiler değildi. Casusluk çetesine üye çok sayıda sanıkta, bir çok askeri yetkilinin ve ailelerinin uygunsuz fotoğraf ve videoları ele geçirilmişti. Hatta karı-kocanın ilişki sahneleri dahi ele geçirilip o kişilere karşı kullanılmıştı. Yine çetenin bazı komutanların kirli çamaşırlarını dahi şantaj amacıyla örgüt evlerinde delil poşetleri içinde sakladığı da ortaya çıkmıştı. Bunlar iddianamede belirtiliyordu. Bu ağır bilgiler nedeniyle İstanbul´da görülen davada başlangıçta 68 kişi sanıklardan şikayetçi olmuş ve davada yer almıştı. Ancak ilerleyen duruşmalarda hepsi şikayetlerinden vazgeçti. İzmir casusluk davasında ise 196 müşteki var. Muhtemelen o dava sürecinde de benzer gelişme yaşanacak. Bu çarpıcı durumun nedeni çok açıktır ki, kendileriyle ilgili bilgilerin başkaları önünde tartışılmasından kaçınmalarıdır. Bu gelişme üzerine İstanbul´daki dava sonuçlandığında sanıklara sadece gizli bilgileri ele geçirmek için örgüt kurmaktan ceza verildi. Şantaj suçlamasıyla ise ceza verilemedi.

İstanbul ve İzmir merkezli soruşturmaların ortaya çıkardığı en acı gerçek ise, bu tür fuhuş yoluyla gizli bilgileri elde eden ve bunu şantaj amacıyla kullanan çetelerin yıllardır TSK´da cirit atmasıydı. Bazı askeri yetkililerin, haberdar olmalarına karşın bu rezaletleri örtbas ettikleri ya da sessiz kaldıkları ise ortaya çıkan bir başka gerçekti. İşte, bu şekilde olayın bu yönüne dikkat çekmek ve TSK´ya gölge düşüren o rezaletlerin üzerine mümkün olan en ağır şekilde gitmek yerine o rezaletleri soruşturan savcıların üzerine gidilmesi, onlara baskı uygulanması kamuoyunda şaşkınlığa ve tepkiye neden oluyor. Teşvik edilmesi, cesaretlendirilmesi gereken, yıllardır görülmek istenmeyen ve kaçınılan olayların üzerine gittikleri için ödüllendirilmeleri gereken savcıların baskıya maruz bırakılması anlaşılır gibi değil.

Ayrıca Oramiral Nusret Güner´in istifa etmesi de gerekmezdi. Ondan yana kamuoyunun herhangi bir şüphesinin olduğunu sanmıyoruz. Kızı noktasında ne kadar hassas olduğu çete tarafından dahi dile getirilmiş. İddianamede bunun ayrıntıları da yer alıyor. Böyle onurlu ve hassas bir babanın istifası Türk kamuoyunu elbette üzmüştür. Ayrıca bir açıdan şantajcıların istediği de yerine gelmiş olmaktadır. Ancak bunların sorumlusunun savcılar olmadığının da görülmesi gerekir.

Dikkati çeken bir diğer ayrıntı da, İzmir casusluk soruşturma savcısına inceleme başlatılırken o soruşturmadan belki çok daha ağır bilgilerin yer aldığı İstanbul´daki soruşturma savcıları için böyle bir incelemenin başlatılmamış olmasıdır. Başlatılsın niyetiyle bunları söylemiyoruz. Savcılar, şu kişi üzülecek, bu kişi bozulacak, falanca utanacak diye iddianameyi sansürleyecek olurlarsa bir iddianame nasıl hazırlanacaktır. Kuşa dönmüş bir iddianame, iddianame olmaktan çıkmış olmayacak mıdır. Savcılar ne kadar dikkat ederse etsin bazı tartışmaların çıkması kaçınılmazdır. Bu tartışmaları bitirmenin bir yolu olarak, yeni yargı paketlerinde, böyle durumlarda iddianamelerin örneğin RTÜK üyelerinin danışmanlığında HSYK dairelerince ya da başka hangi kurum/kuruluş ise onlarca hazırlanacağı değişikliği getirilebilir. Ya da savcıların hazırladığı iddianamelerin RTÜK denetiminden geçtikten sonra mahkemeye gönderileceği esası getirilebilir. Şaka bir tarafa, hukuken nasıl formüle edilebilir bilmiyoruz ama bahse konu olan mahzurlara bir çözüm belki getirilebilir. Ancak lütfen savcılara da haksızlık etmeyelim. Bir komutan istifa etti diye savcıları ve diğer yargı mensuplarını günah keçisi yapmayalım. Bu da adaletsizlik ve zulüm olur.

YERALTINDA NELER OLUYOR?

Başbakan Erdoğan´ın son zamanlarda TSK´ya sahip çıkma, yargıya tepki gösterme çabaları Nusret Güner ve Ergin Saygun olaylarıyla sınırlı değil. Başbakan, Balyoz ve Ergenekon tutuklusu subayların tutukluluklarını da sık sık eleştirmeye başladı. Daha önce TSK´da zafiyet yok diyorken, TSK´ya komuta edecek komutan kalmadı demeye başladı. Oysa hem TSK yetkilileri zafiyet olmadığını belirttiler, hem de emekli bazı subaylar TSK´da zafiyet olamayacağını matematiksel olarak izah ettiler. (3)

Başbakan, yine geçtiğimiz günlerde Kanal 24 TV´de, askerlerin yargılanmasını kastederek ?bu hususun terörle mücadeleyi zaafa uğrattığını? söyledi. (4) ?Elinde delilin varsa ver kararı bitsin bu iş, uzatmanın alemi ne? gibi hiçbir şekilde tevil edilemeyecek bir ifade kullanan Erdoğan yargıya açıkça baskı yaptı.

Yine Başbakan, eski Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ´un Ergenekon davasında terör örgütüne üyelik suçlamasıyla tutuklu yargılanmasına da tepki gösteriyor. Son olarak Kanal 24 TV´deki o yayında bu tepkisini bir kez daha ortaya koydu. Başbakan, Başbuğ´un terör örgütü üyesi olamayacağını iddia ediyor. Oysa Ergenekon davasında bir terör örgütü iddiası söz konusu. Başbuğ hakkında çıkan deliller onun bu örgüte üye olduğunu gösteriyor. Başbuğ´un davaya dahil olması da bizzat davada yargılanan astlarının ihbarıyla olmuştur. Ayrıca geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir haberimizde Ergenekon sanığı İbrahim Şahin´in Genelkurmay´da 1258 saat kaldığının ortaya çıktığını aktarmıştık. (5) Haberde, Şahin´in bizzat Başbuğ´dan çeşitli emirler aldığına dair çok sayıda telefon görüşmesinin mahkemede dinletildiği de belirtiliyordu. Tüm bunlara karşın eğer ona örgüt üyesi denilemezse o zaman diğer sanıklara da denilemez. Hatta terör iddiasıyla açılmış olan hiçbir davadaki sanığa da denilmemelidir. O zaman DHKP-C ya da PKK gibi örgütlere üyelik suçlamasıyla yargılanan sanıklar için de aynı durum geçerli olmaz mı? Görüldüğü gibi Başbakan açıkça yargıya baskı yapmakta, sanıklar arasında ayrımcılık yapmaktadır. Onun bu yaptığı ile üst düzey komutanların Kandıra ya da Hasdal cezaevindeki tutuklu generalleri ziyaret etmeleri ve yargıya mesaj vermeleri arasında hiçbir fark yoktur. O zaman kamuoyunda bu ziyaretler sert tepki görmüş, çok sayıda sivil toplum kuruluşu suç duyurusunda bulunmuştu. Başbakan o zaman sesini niçin çıkarmamış, tutuklu sanıkları savunmamıştır? Yine Başbakan Yüksek Askeri Şura´da müşterek tavır göstererek emekliliklerini isteyen bu üst düzey komutanlara niçin rest çekerek derhal yerlerine yeni atamalar yapmış ve TSK´da zafiyet olamayacağı, herkesin yerinin doldurulabileceği belirtilmiştir?

BAŞBUĞ´DAN ERDOĞAN´A ŞOK TEPKİ: VAHİY Mİ İNDİ Kİ?

Başbakan´ın kendisini kollayan mesajlarına ve Ergin Saygun´u hastanede ziyaret etmesine Başbuğ´dan çok şaşırtıcı bir tepki geldi bugün. Bu satırlar yazıldığında gelen açıklama şu şekildeydi: ?Bizim duruşumuzda bir değişiklik yok ama dışarıda 180 derece dönüşler olabiliyor.?

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ve Ankara Milletvekili Sencer Ayata, emekli Orgeneral İlker Başbuğ ile Silivri Cezaevi´nde görüştü. Görüşmede Başbakan Erdoğan´ın Balyoz Davası´ndan hüküm giyen askerlere ilişkin yaptığı açıklamalar ve ameliyat olan emekli Orgeneral Ergin Saygun´u ziyareti de konuşuldu. Yeniçağ gazetesinde yer alan habere göre Başbuğ, Erdoğan-Saygun fotoğrafı ile ilgili şu yorumu yaptı: ?Dışarıda olup bitenleri izliyorum. Önceki düşüncem ne ise şimdiki de o. Gökyüzünden bir vahiy mi indi ki TSK şöyle oldu, böyle oldu. Bizim duruşumuzda ve düşüncelerimizde herhangi bir değişiklik yok. Ama dışarıda böyle değil, 180 derece dönüşler olabiliyor. Her an için her türlü politika değişiyor. Merakla izliyoruz.? (6)

Farklı tavırlara devam edecek olursak, yine Başbakan, 28 Şubat soruşturması savcılarına da baskı yapmış, işi uzatmanın alemi yok diyerek şunları kaydetmişti: ?28 Şubatla ilgili bir süreç işliyor, ancak böyle ´1. dalga, 2. dalga, 3. dalga, 4. dalga´ falan bunlar toplumun huzurunu doğrusu kaçırıyor. Bundan bizler de ciddi anlamda rahatsızız. Atılması gereken adımlar atılır, biter geçer. Ama bu dalgalar arka arkaya geldikçe bu dalgalarda kusura bakmasınlar da ülke boğulur. Bu kadar bu iş uzatılmamalı.? (7) Peşpeşe gelmekte olan operasyon dalgalarının bu açıklamanın ardından kesildiği görüldü. Bugün ise bu konuda bir gelişme yaşandı. 28 Şubat soruşturması kapsamında 5 emekli askerin daha gözaltı kararıyla adliyeye ifadeye çağrıldığı haberi şu satırlar yazıldığı sırada geldi. Bu askerlerden birinin eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Hayri Bülent Alpkaya olduğu öğrenildi. Bu gözaltılarla ilgili görüşü sorulan Başbakan, ?Yargı gereğini yapıyor´ diyerek cevapladı. İlerleyen saatlerde Alpkaya´nın da aralarında olduğu 4´ü tutuklandı.

Başbakanın farklı tavırlarına bir başka örnek olarak da ses kayıtlarının haberleştirilmesinin 02 Temmuz 2012´de Meclis´ten geçirilen bir yasa ile yasaklanması gösterilebilir. Bu yanlıştı. Çünkü bir çok darbe hazırlığı ve yasadışı girişimler internete sızan bu ses kayıtlarıyla ortaya çıkarılmış, çok sayıda soruşturma açılmıştı. Geçtiğimiz haftalarda da Ergenekon davasına bakan mahkemenin talebi üzerine, internete sızan bu kayıtlardan emekli ya da muvazzaf çeşitli general ve subaylara ait olanların çözümleri mahkemeye gönderildi. 17 kişiye ait olan bu kayıtların bir davada dikkate alınması dahi ses kayıtlarının haberleştirilmesinin yasaklanmasının ne kadar yanlış bir girişim olduğunu göstermeye yeterli olsa gerek. (8)

Ses kayıtlarının tıpkı parmak izi ya da ıslak imza gibi adli laboratuvarlarda doğrulanabildiğini ve bunların mahkemelerde delil olarak kabul edildiğini de hatırlatalım. (9)

İlginç bir ayrıntıya dikkat çekmeden geçemeyeceğiz. Bu yasaklamadan 1 ay önce, 31 Mayıs 2012 tarihinde medyaya şok bir ses kaydı yansıdı. Genelkurmay Karargahında yakın aylarda yapıldığı anlaşılan çok gizli bir toplantıya ait ses kaydı şok edici içerikteydi. Halen Kara Kuvvetleri EDOK Komutan vekilliğini görevini sürdüren ve 28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklanmış olan Korg. Tevfik Özkılıç´a ait olan ses kaydı bir darbe hazırlığının halen sürdüğünü kanıtlıyordu. Üzerine niye hala gidilmiyor, anlaşılır gibi değil. (10)

Aslında belki de gayet anlaşılır bir durum. Önceki yazılarımızda bir askeri darbe tehlikesinin halen sürdüğünü çok sayıda somut bulgu ile göstermiştik. (11) Yukarıdaki ses kaydı bunlardan sadece biri idi. Başbakan belki de bu darbe tehlikesini azaltmak için TSK´yla ilgili o mesajları vermeye çalışıyor. Başbakan Erdoğan dahi, bir kaç hafta önce derin devletin tamamen bitirilemediğini, bitmesinin de mümkün olmadığını açıklamıştı.

BAŞBAKANA ŞANTAJ MI YAPILIYOR?

Başbakan´ın sın zamanlardaki farklı tavırlarının nedenlerine gelecek olursak, bazı ihtimallerden bahsedebiliriz. Daha önceki bir kaç yazımızda da (12) bu farklı tavırları ve nedenlerini irdelemeye çalışmıştık.

Düşünülebilecek ihtimallerden birisi, Başbakan´a yönelik bir şantajın söz konusu olabileceği. (13) Bunu sadece bir ihtimal olarak dile getiriyoruz. Ancak dayandığımız çok sayıdaki somut bulguyu da gösteriyoruz. Yakın dönemde Başbakan´ın çalışma ofisinde çok sayıda böcek adı verilen dinleme cihazı bulundu. Hatırlanacağı gibi Başbakan´ın resmi görüşmeleri 2009 yılında Ergenekon örgütünce medyaya sızdırılmıştı ve bu olay halen Ergenekon davası kapsamında yargılanmakta. Bu olay ve bulunan böceklerden hareketle, Başbakan´ın bir çok özel görüşmesinin de örgütün elinde olduğu düşünülebilir.

Şantaj ihtimalini güçlendiren bir diğer bulgu olarak, Hasdal cezaevinde tutuklu yatan bazı generallerin geçtiğimiz aylarda medyaya yansıyan ses kayıtları gösterilebilir. 24 Mayıs 2012 tarihinde medyaya yansıyan bir ses kaydında şu ifadeler yer alıyordu: ?Bir iki aya kadar da ve bilgiler de gelen bilgiler de emareler de o yönde. Bir yasa tasarısı gündemde. O yasayla bizi çıkaracaklar. Bu ülke ya ekonomik krizle ya bir iç savaşla kendine gelecek. Bu iki seçenekten bir tanesi kapımızı çalacak. Ondan sonra dönüş yolu orada başlayacak. Ki başbakan hakkında da yani onların da sıkıntıları var. Onlar da bir zaman gelip o dosyaları çıkacak. Yani bir değil on değil. Onların çıktığı anda dibe vuracaklar.? (14)

Başbakan´a yönelik gizli dinleme ve olası şantaj girişimlerinin arkasında Ergenekon örgütlenmesinin, daha güçlü bir olasılık olarak da onun daha üstünde yer aldığını söyleyebileceğimiz ´kontrgerilla´ denilen Özel Harp Dairesi´nin (ÖHD) bulunduğunu söyleyebiliriz. Herkesin dikkati Silivri´de yargılanmakta olan Ergenekon terör örgütü üzerinde. Oysa Ergenekon örgütü, buzdağının üzerindeki kısım. Asıl örgüt ise Özel Harp Dairesi.. Ecevit ve Özal´ı korkutan bu güç, Başbakan Erdoğan´ı da korkutuyor olabilir. Bu konuyla ilgili geniş bir haberimiz daha önce yayınlanmıştı. (15)

Özal, 1988 yılında Başbakanken kendisine yönelik gerçekleşen suikastin, yapmaya çalıştıkları anayasa değişikliğini engelleme amaçlı olduğunu belirtmişti. Bu suikastin izi Özel Harp Dairesi´ne dayandı. Adı son haftalarda çok sık gündeme gelen bu Daire ile ilgili bu sitede çok şeyler söylendi. Başbakan Ecevit ile diğer yetkililerin açıklamaları ve bu daireden korkuları bir bir aktarıldı. Genelkurmay geçtiğimiz haftalarda Meclis Komisyonu´na Özel Harp mensubu 100bin görevlinin listesini gönderdi. Liste, bu Daire´ye dair iddiaların ne kadar ciddi olduğunu doğrulamış oldu. Yine Komisyona Özel Harp mensuplarından gelen ihbar mektupları iddiaların sanılandan da ciddi ve dehşet verici olduğunu gösteriyor. O ihbar mektuplarında Malatya Zirve katliamı ile Hrant Dink cinayetinin ardında da bu Daire mensuplarının olduğu iddia ediliyor. İhbar mektupları mahkemeleri harekete geçirdi. Malatya Zirve katliamının, 1993 yılında TSK içinde çok gizli şekilde kurulan Tushad isimli Ergenekon hücresi tarafından planlandığı ve bu hücrenin Özel Harp mensubu subaylarca yönetildiği ileri sürülüyor. Malatya´daki mahkeme şimdi bu iddiaları araştırıyor. Cumhurbaşkanı Turgut Özal´ın Tushad isimli bu yapılanma tarafından iki adet radyoaktif madde ile zehirlendiğinin 1 yıl önceki bir savcılık ifadesinde yer aldığı ortaya çıktı. Özal´ın iki ay önce yapılan otopsisi sonucunda bu iki radyoaktif madde Özal´ın naaşında tespit edildi. DHKP-C olarak adı son haftalarda sürekli gündemde olan terör örgütünün Özel Harp subaylarıyla bağlantıları geçtiğimiz günlerde mahkemelerin birbirine gönderdiği belgelerle ortaya çıktı. Derin-Sol olarak da nitelendirilen bu örgütün derin güçlerle bağlantısına dair ilginç ve detaylı haberler daha önce sitemizde yayınlanmıştı. Mahkemelerin gönderdiği belgeler bu haberlerimizi de doğrulamış oldu. Giderek eylemlerini arttıran bu örgütün derin güçlerce PKK yerine sahaya sürülmeye çalışıldığına dair yorumlara da basında sık sık rastlanıyor. Bize göre, mahkemelerin Özel Harp´in izini sürmeye başlamaları doğru bir gelişme.

Başbakan Ecevit´e ilginç silahlarla düzenlenen suikast girişimleri.. Ecevit´in teşkilatın üzerine gidemediğine ve gittiği taktirde ülke çapında tertiplerin yaşanabileceğine dair yıllardır bilinen ifadeleri.. Başbakan Necmettin Erbakan´ın Uğur Mumcu suikastinden açıkça Özel Harp Dairesi´ni sorumlu tutması.. Başbakan Turgut Özal´a yönelik suikast soruşturmasının Özel Harp tehdidiyle sona ermesi.. Başbakan Erdoğan´a 4x4´lük suikast hazırlığında yakalanan Atabeyler çetesinin Özel Harp subaylarından meydana gelmesi.. Sauna çetesinde Özel Harp subaylarının yer alması.. Ergenekon davasında yargılanan bazı sanıkların Özel Harp mensubu olması ve Ergenekon´un en büyük cephaneliğinin bu Daire mensubu bir subayın annesinin evinde ele geçirilmesi.. Başbakan yardımcısı Bülent Arınç´a 2009 sonundaki suikast hazırlığı iddiasıyla gözaltına alınan 8 subayın Özel Harp mensubu olması.. Ardından Özel Harp merkezinde 1 ay süren kozmik aramalar ve bu aramaları hakimin zorlukla yapabilmesi.. Kozmik aramaya katılan hakim ve savcıya yoğun tehditler, mermili mektuplar, marangoz takipçiler.. Bu olaylardan 3 ay sonra Ankara´da yakalanan Özel Harp Dairesi´ne ait bir kamyondaki 940 bombadan 317 tanesinin, Ergenekon soruşturmaları kapsamındaki 12 olayda ve ayrıca diğer 59 adet terör olayında ele geçirilen el bombalarıyla seri ve kafile no benzerliği taşıması.. Özel Harp Dairesi´nin üzerine gidilmeye neden olan Arınç´a suikast soruşturmasının ardından İzmir, Selendi, Edirne, Erzincan, Kars, Tire, Kırklareli, Trabzon, Muğla, İnegöl ve Hatay Dörtyol gibi bazı il ve ilçelerde meydana gelen kitlesel kışkırtma olayları.. Bir örnek olarak, Edirne´deki olaylarda şehir dışından emekli subayların geldiğinin tespit edilmesi.. Diğer yerlerdeki olaylardan bazılarında da çok ilginç ayrıntıların ortaya çıkması.. Ecevit´in yukarıda aktardığımız korkusu, yani bu dairenin, üzerlerine gidildiğinde ülke çapında tehlikeli tertiplere girişebileceği korkusu sanki gerçekleşiyor. İşte önemi nedeniyle yukarıda sıraladığımız ve olabildiğince kısa şekilde vermeye çalıştığımız, daha bir çok örneği de verilebilecek bu olaylardan da görüldüğü gibi her taşın altından adeta Özel Harp Dairesi çıkıyor. (16)

Başbakan´ın koruma ekiplerinin son dönemde çok sık değişmesi de dikkat çekici. Hatta görevden alınan eski ekip ile yeni ekibin birbirine silah çektiği dahi ortaya çıktı ve şok etkisi yaptı. (17)

Geçtiğimiz yıl yaşanan MİT krizi de bu bağlamda düşünülebilir. Birileri MİT Müsteşarı Hakan Fidan üzerinden Başbakan´ı ifadeye çağıracak kadar ileriye gitti. Bu girişim, Başbakan´ın sert tepkisine neden oldu. Bir hafta içinde çıkarılan yasa değişikliği ile bu kriz çözüldü. MİT yetkililerini ifadeye çağırma olayı çok ilginç bir girişimdi. Sivil bir darbe anlamına geldiği açıktı. Bu husus bir çok yetkili tarafından da dile getirildi. Bu MİT krizi olayına dair daha önce detaylı şekilde haberler yapmıştık. (18)

AF MI GELİYOR?

Başbakanın farklı tavırlarının nedenlerine devam edersek, kimine göre bu farklı tavırlar, hazırlanan yeni yargı paketleriyle hem PKK/KCK hükümlülerinin hem de Ergenekon ve benzer davaların hükümlülerinin affedilmesi ya da infazlarının hafifletilmesi ve böylece toplumsal bir barışa ulaşılması sürecinde kamuoyunu hazırlama çabasından kaynaklanıyor. (19)

BAŞKANLIK SİSTEMİ/YENİ ANAYASA HAZIRLIĞI

Kimine göre de farklı tavırların nedeni başkanlık sistemine ve/veya yeni anayasaya geçişte kamuoyu desteğini genişletme çabasından kaynaklanıyor. Bu görüşe göre, bu sistemi de barındıran yeni anayasa çalışması belki sadece BDP´nin desteği ile AK Parti hükümetince tamamlanacak ve referanduma götürülecek. Çünkü diğer partiler CHP ve MHP, yeni anayasa konusunda sürekli ayak sürümekteler. Yeni anayasanın partilerin ortak desteği ile çıkması ihtimali giderek azalıyor. Nitekim bu görüşü doğrular şekilde Başbakan Erdoğan geçtiğimiz günlerde açık konuştu. Başbakan Erdoğan´ın 8 Şubat´taki açıklamasında, ?Mart sonuna kadar yeni anayasa sürecinin olumlu bir sonuca ulaşmaması halinde BDP ile ortak harekete geçebilecekleri? şeklinde cümleler yer aldı. (20)

Kimine göre, Başbakan PKK terörünü ortadan kaldırmak için bir taraftan örgütle görüşmeler yaparken diğer taraftan halen varlığını sürdürdüğünü çok sayıdaki bulgu ile ortaya koyduğumuz darbe tehlikesine karşı o kesimi yumuşatmaya çalışıyor. (21)

TSK´DAKİ İSTİFALAR

Başbakan´ın farklı tavırlarının nedenine dair son ve ilginç bir yorum da, Zaman´da bugün yazısı yayınlanan Joost Lagendijk´den geldi. Yazısında yukarıda belirttiğimiz ihtimalleri de dile getiren Lagendijk, hatırlanacağı gibi Hollanda YeşilSol partisinden Avrupa Parlamentosu üyesi (Yeşiller parlamento grubu) bir Hollandalı siyasetçidir. AP Dış İlişkiler Komitesi üyesi ve Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu´nun 2004´den bu yana eşbaşkanıdır. ?Hasta bir general niye ziyaret edilir?? başlıklı yazısının bir bölümünde Lagendijk şöyle diyor:

?Başbakan Tayyip Erdoğan emekli general Ergin Saygun´u hastanede ziyaret etti. Erdoğan, daha 2007´deyken kendisini alaşağı etmek için uğraşan, yeminli düşmanlarından birine niye birdenbire merhamet göstersin? Bazılarına göre, bu ziyaret, son derece sembolik bir siyasî af olarak okunmalı. Erdoğan, Saygun ve diğer darbeci generalleri affetmeye istekli olduğunu gösterdi ki, bu, eski düşmanlarını tarafsız hale getirmeye yönelik hesaplı bir manevraydı ve Kürt meselesini çözme çabalarının ordu tarafından engellenmemesini garantiye alacaktı. Financial Times, Erdoğan´ın daha önce dile getirdiği yüzlerce subay ve eski subayın hapiste olmasının Türkiye´nin askerî kapasitesini zayıf düşürdüğü korkusu ve toplu davaların yavaş ilerlemesinden duyduğu rahatsızlık ile bağlantı kurdu. FT´nin son dönemdeki bazı yüksek rütbeli subay istifalarına atıf yapması, kısa bir süre önce, kuvvet komutanlarının sabırlarının tükenmekte olduğunu Erdoğan ve Gül´e net biçimde dile getirdiklerine dair söylentileri doğrular gibi. Dolayısıyla Saygun ziyareti, Erdoğan´ın bu tehditlere yanıtı olarak yorumlanmalı: Mesajı aldı ve kimisi yıllardır nihai hükmü bekleyen generallerin mümkün olduğu kadar çabuk hapisten çıkmaları için elinden geleni yapacak.

Bu saklı vaat bizi anlamlı gözüken bir başka izaha götürüyor. Başbakan bu hafta kendisine sunulacak dördüncü yargı reformu paketini kabul ederse, bunun sonucunda, binlerce değilse bile yüzlerce mahkûm derhal salıverilecek. Bunlara ordudan onlarca Ergenekon ve Balyoz zanlısı kadar, KCK davası kapsamında tutuklanan yüzlerce Kürt aktivist ve gazeteci de dahil. Bu kadar çok Kürt´ün serbest bırakılması Kürt milliyetçiler tarafından memnuniyetle karşılanacak ve büyük ihtimalle, hükümetin bu bahar PKK ile anlaşmaya varmaya yönelik geniş çaplı çabalarının bir parçası olacak. Gelgelelim bu, Türk milliyetçilerinin çoğunun hoşuna gitmeyecek. Erdoğan, bu arada orduyla ısınma turlarına girerek, tüm taraflara eşit mesafede olduğunu göstermeye çalışıyor ve milliyetçi şer hislerin yakın gelecekte şiddete ya da sandıkta sorulacak hesaba dönüşmesini önlemek istiyor.

Şahsen ben, Erdoğan´ın Saygun´a elini uzatmasını, 2011´den beri Başbakan ile ordu arasındaki ilişkilerde genel yumuşama halinin bir parçası olarak görme eğilimindeyim. AKP´nin üçüncü seçim zaferinin ardından Erdoğan kadar ordu da biliyordu ki, eski askerî vesayet günleri çok geride kaldı ve bir daha geri dönmeyecek. Ordu AKP´nin üstünlüğünü kabul etti ve bunun karşılığında Erdoğan da, ordunun geriye kalan prestij ve nüfuzunun mümkün olduğunca çoğunu kurtarma çabasında işbirliği yaptı. Bu da Uludere olayının niye doğru düzgün soruşturulmadığını, yoldaki bir dizi demokratik reformun niye asla kurumsallaşmadığını açıklıyor. Savunma bütçesinin Meclis denetimine alınması hâlâ garanti değil ve askerî harcamalar da Sayıştay tarafından incelenmekten, ancak AKP´nin Meclis çoğunluğunu kullanarak, orduyu böylesi kamuya hesap vermelerin dışında tutmasının ardından Anayasa Mahkemesi´nin müdahalesiyle kurtuldu... Reform karşıtı, statükocu sivil-asker uyumu demokratları endişeye sevk etmeli.? (22)

(Abdullah Harun / kontrgerilla.com)

(1) kontrgerilla.com/mansetsec.asp?m_no=5101 4598

(2) sabah.com.tr/Yazarlar/ilicak/2013/02/12/izmir-tezghi-ve-fislenen-hkimler

(3) kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5113

(4) yirmidort.tv/politika/basbakan-sansursuz-ozelde-sorulari-yanitladi-h24215.html

(5) kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5093

(6) yg.yenicaggazetesi.com.tr/habergoster.php?haber=80789

(7) dha.com.tr/bu-dalgalarda-ulke-bogulur_309610.html

(8) kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5021

(9) kontrgerilla.com/mansetsec.asp?m_no=495 481

(10) kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=4588

(11) kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5023

(12) kontrgerilla.com/mansetsec.asp?m_no=5101 4598

(13) kontrgerilla.com/mansetsec.asp?m_no=4598 4667 5023

(14) kontrgerilla.com/mansetsec.asp?m_no=4596 4580 4572 4115

(15) kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5101

(16) kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5101

(17) cumhuriyet.com.tr/?hn=365412

(18) kontrgerilla.com/mansetara_act.asp?aranacak=mi.xox.tkriz

(19) sabah.com.tr/Yazarlar/ilicak/2013/01/29/infaz-erteleme

(20) gundem.bugun.com.tr/referandum-bdp-ile-de-olabilir-haberi/221965/

(21) kontrgerilla.com/mansetgoster.asp?haber_no=5101

(22) zaman.com.tr/dis-haberler/hasta-bir-general-niye-ziyaret-edilir_2053145.html

ÜLKETV HABER BÜLTENİ BÖLÜM 1

(13 Şubat 2013, 22:32)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

Tarih kimi affetmez?

Özel Harp başbakanları korkutuyor

Moral orduya lazım, yargıya değil

Başbakan´a şantaj mı yapılıyor?

ÜlkeTV´deyiz: Özel Harp ve Arınç

BÖLÜM 2

Flaş!!! Yeni kitabımız: Arınç suikasti

Arınç´a suikast iddiası ve kozmik arama manşetlerimiz

2007 kaos süreci Özel Harp işi

Özel Harp Dairesi ile ilgili manşetlerimiz

Özel Harp Dairesi sayfamız

Tedavülden kalkan 100bin Meclis´te

TBMM: 100 bin özel harpçi var

TBMM: Derin güçler aktif

TBMM: Terör Özel Harp işi

Flaş!!! Özel Harp ve Ergenekon bombaları kardeş

İşte kontrgerilla.com´un da katkı sunduğu Özel Harp Dairesi konulu TBMM raporu

Başbakan´ın telefon görüşmesini yayınladılar

Ergenekon dinliyor, Aydınlık yayınlıyor

Kontrgerilla Medyası

Ergenekon Aydınlık´ta: Yeni belgeler

Koşaner´in ses kaydı mahkemede

Ergenekon soruşturma sürecindeki ses kayıtları

Ses kayıtları, parmak izi ve ıslak imza gibi doğrulanabilir mi?

ERGENEKON´UN HENÜZ ORTAYA ÇIKARTILAMAYAN YEDEK (İDHAR) KADROLARI

Savcılar Ergenekon ´İdharı´nın peşinde

Gölcük´teki çuvallar devede kulak: Savcılar iz peşinde

Ergenekon davası gerekli mi?

Ergenekon henüz çökertilemedi

Su uyur cuntacı uyumaz: İşte ispatı

Ergenekon hala diri, Bakıcı kaçabildi

7. iddianame: Ergenekon hala faal

Ergenekon hala aktif: Planları çökünce yenisini yapıyorlar

Ses kaydı: Yeni darbe hazırlığı

Ergenekon, Balyoz ve benzer davaları engelleme girişimleri

Ergenekon ve bağlantılı iddianamelerde arama yap

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=5121    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
66.235.478