En iyi savunma saldırıdır.. Dikkatlerin kendi üzerine çevrilmesi askeri savcıyı rahatsız etti. ´Karargah Evleri´ soruşturmasını yürüten Askeri Savcı Hava Hakim Yüzbaşı Mehmet Çelik, ´gizli mal beyanını yayımlayarak kişilik haklarına saldırıda bulundukları´ iddiasıyla Taraf gazetesine 250 bin TL´lik manevi tazminat davası açtı. Dava konusu haber ile ´Karargah Evleri soruşturmasının yolundan saptırılmak istendiği´ öne sürülen dilekçede, ´Davalıların haber bütünlüğü içinde sürekli ve ısrarla vurguladıkları özne, Çelik´in mal varlığı ve diğer gerçek dışı suçlamaların kamuoyuna açıklanması değildir. Asıl örtülü amaç, vekil edenimce başarılı şekilde hukuka uygun bir biçimde yürütülen Karargah Evleri soruşturması süreci içinde ve sonunda birtakım ´fincancı katırlarının ürkmesi´ sonucu ortaya çıkacak sonuçları bugünden engellemek, soruşturmayı asıl mecrasından saptırmak, öncelikle Çelik´i korkutmak, sindirmek, başarılı olamazlarsa medya gücü ile soruşturmadan uzaklaştırmak ve yerine gelecek askeri savcıyı pasifize etmek ve yargıyı etkilemektir´ denildi.
Bak şu konuşana: ?Karargah Evleri soruşturması saptırılmak isteniyor? muş!..
En iyi savunma saldırıdır.. Dikkatlerin kendi üzerine çevrilmesi askeri savcıyı rahatsız etti. ´Karargah Evleri´ soruşturmasını yürüten Askeri Savcı Hava Hakim Yüzbaşı Mehmet Çelik, ´gizli mal beyanını yayımlayarak kişilik haklarına saldırıda bulundukları´ iddiasıyla Taraf gazetesine 250 bin TL´lik manevi tazminat davası açtı. Dava konusu haber ile ´Karargah Evleri soruşturmasının yolundan saptırılmak istendiği´ öne sürülen dilekçede, ´Davalıların haber bütünlüğü içinde sürekli ve ısrarla vurguladıkları özne, Çelik´in mal varlığı ve diğer gerçek dışı suçlamaların kamuoyuna açıklanması değildir. Asıl örtülü amaç, vekil edenimce başarılı şekilde hukuka uygun bir biçimde yürütülen Karargah Evleri soruşturması süreci içinde ve sonunda birtakım ´fincancı katırlarının ürkmesi´ sonucu ortaya çıkacak sonuçları bugünden engellemek, soruşturmayı asıl mecrasından saptırmak, öncelikle Çelik´i korkutmak, sindirmek, başarılı olamazlarsa medya gücü ile soruşturmadan uzaklaştırmak ve yerine gelecek askeri savcıyı pasifize etmek ve yargıyı etkilemektir´ denildi.
Hakim Yüzbaşı Mehmet Çelik´in avukatı Arif Doğu tarafından açılan davanın dilekçesinde, 12 Mart 2009 tarihinde, Taraf gazetesinde, Mehmet Baransu tarafından kaleme alınan ´Karargah Evleri Soruşturmasını Genelkurmay Bu Yüzbaşı´ya Teslim Etti, Dünyanın En Zengin Askeri Savcısı, Serveti 3 Yılda Bir Trilyon Arttı, Evrakta Sahtecilik Bile Yapmışlar´ başlıklarıyla haber yayımlandığı hatırlatıldı. Haberde, Çelik´in, ´kişilik haklarına yönelik olmak üzere yalan, iftira ve hakaretlere yer verildiği ve yargının etkilenmeye çalışıldığı´ ileri sürülen dilekçede, ´kısmen gerçek dışı bilgilere kasten gerçek dışı eklemeler yapılarak, abartılarak, kamuoyunu bilgilendirme güdüsü dışında Çelik´e yönelik adeta ´taraflı, yargısız ve medyatik bir linç operasyonu ve kampanyasına´ başlandığı´ iddia edildi. Dilekçede, ´Böylesine çirkin bir şekilde sürdürüle gelinen kampanyada, tüm etik değerler ayaklar altına alınmış ve yasal düzenlemeler çerçevesinde suç teşkil edecek şekilde gizli belgelerin yasa dışı yollardan elde edilip açıklanmasından dahi çekinilmemiştir´ denildi. 3628 sayılı Yasa´nın 15. maddesi gereğince mal bildirimlerinin gizli olduğuna işaret edilen dilekçede, bu kapsamda yargı makamlarınca, gizli belgelerin elde edilip yayımlanmasında sorumluluğu bulunanların tespiti ve cezalandırılması yolunda yasal soruşturma başlatıldığı belirtildi.
Tek suçu Karargah Evleri soruşturması savcısı olmakmış!..
´Çelik, görevi gereğince periyodik olarak genel mal beyanlarında bulunmanın yanı sıra beyan edilen mallardaki değişimleri, izah edilen ve belgelendirilen mal varlığı artışlarını da yasal prosedüre uygun şekilde yerine getirmiştir. Gerek 2005, gerek 2008 ve ara dönemlerdeki gelişmeler ile ilgili 3628 sayılı Yasa´nın 7. maddesi gereği rutin yapılan karşılaştırmalarda, ´kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ispat edilmeyen mallar veya ilgilinin sosyal yaşantısı bakımından gelirleriyle uygun olduğu kabul edilemeyecek harcamalar şeklinde ortaya çıkan bir artış´ tespit edilmediği gibi anılan Kanun´un 4. maddesi gereğince haksız mal edinme sayılacak şekilde bir mal iktisabında ve beyanında kesinlikle bulunmamıştır. Mal varlığı ile ilgili hiçbir beyan, bilgi ve belge saklamamış, mal beyanı dışında haksız kazanç sureti ile elde ettiği bir mal varlığı ortaya çıkmamışken böylesine ağır ve haksız bir suçlamanın muhatabı olmasını kabul etmemiz olanaklı değildir. Kaldı ki mal bildirimlerindeki ´malın değer artışı´nın kesinlikle haksız artış olarak nitelendirilemeyeceği, yasanın açık ve amir hükmüdür. Tüm mal varlığı ve varlık değişim sürecine yönelik bilgilerin bir bütün halinde değerlendirmesi ile izahı olanaklı olan fakat ´gizlilik gerektiren´ bir olayı, tek suçu ´Karargah Evleri´ soruşturması savcısı olmak olan Çelik aleyhine maniple, ajite ve afişe ederek hedef haline getirmek isteyen davalıların, bu yasa dışı niyet ve eylemlerinin yasal koruma görmeyeceği inancındayız.´
Dava dilekçesinde, 13 Mart 2009 tarihinde yayımlanan ´Karargah Savcısına 420 Villalık Hediye´ başlıklı haberde de ´gerçek dışı bilgilere yer verildiği´ iddia edildi. Dilekçede, Taraf gazetesi, sahibi Başar Arslan, Genel Yayın yönetmenleri Ahmet Altan ve Alev Er ile Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Adnan Demir ve muhabir Mehmet Baransu´dan 250 bin TL manevi tazminat talep ediliyor.
Karargah Evleri soruşturması saptırılmak isteniyor. Doğru. Ama kim tarafından?..
Dava konusu haber ile ´Karargah Evleri soruşturmasının yolundan saptırılmak istendiği´ öne sürülen dilekçede, ´Davalıların haber bütünlüğü içinde sürekli ve ısrarla vurguladıkları özne, Çelik´in mal varlığı ve diğer gerçek dışı suçlamaların kamuoyuna açıklanması değildir. Asıl örtülü amaç, vekil edenimce başarılı şekilde hukuka uygun bir biçimde yürütülen Karargah Evleri soruşturması süreci içinde ve sonunda birtakım ´fincancı katırlarının ürkmesi´ sonucu ortaya çıkacak sonuçları bugünden engellemek, soruşturmayı asıl mecrasından saptırmak, öncelikle Çelik´i korkutmak, sindirmek, başarılı olamazlarsa medya gücü ile soruşturmadan uzaklaştırmak ve yerine gelecek askeri savcıyı pasifize etmek ve yargıyı etkilemektir´ denildi.
Karargah Evleri soruşturmasını inanılmaz şekilde birbirlerini aklamak amacıyla evrak sahteciliği yaptıkları ortaya çıkan ve bu sebeple haklarında Yunak Cumhuriyet Başsavcılığı´nca suç duyurusu yapılan, bu suç duyurusu dikkate alınmazsa resen soruşturma başlatılacağı belirtilen askeri savcılar yürütüyor..
Askeri savcıların yürüttüğü Karargah Evleri operasyonundaki tuhaflıklar ?Aynı suçtan muvazzaf subayları tutuklayan Ergenekon savcılarının önü mü kesilmek isteniyor? sorusunu tekrar gündeme getiriyor. İşçi Partisi´nin TSK´ya sızma projesi olarak bilinen ´Karargah Evleri´ ile ilgili soruşturmada bir süredir tuhaf gelişmeler yaşanıyor. Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz´ün MİT tarafından konuyla ilgili dosya verildiğini öğrendiği Genelkurmay´a ´Durum ne, soruşturma ne aşamada?´ diye sorması üzerine soruşturma başlatmak zorunda kaldığı anlaşılan askeri savcılığın soruşturmanın başlangıcından beri gösterdiği tuhaflıklar giderek artıyor. Adeta canlı yayında takip ettiğimiz ve soruşturmanın üstünün örtülmek istendiği izlenimini giderek netleştiren ayrıntıların sayısı 10´a ulaştı.
İşte sayıları 10´a ulaşan ve artması beklenen tuhaflıklar:
1) 2005 yılında MİT Trakya Bölge Müdürlüğü tarafından tespit edilerek soruşturulmak üzere Hava Kuvvetleri Komutanlığı´na gönderilen Karargah Evleri yapılanması dosyasının üç yıl soruşturulmadan bekletilmesi ve Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz´ün Genelkurmay´a soruşturmanın ne durumda olduğunu sorması üzerine Genelkurmay´ın soruşturmayı yeni başlattığını bildirmesi.
2) Soruşturmayı inanılmaz şekilde birbirlerini aklamak amacıyla evrak sahteciliği yaptıkları ortaya çıkan ve bu sebeple haklarında Yunak Cumhuriyet Başsavcılığı´nca suç duyurusu yapılan, bu suç duyurusu dikkate alınmazsa resen soruşturma başlatılacağı belirtilen askeri savcıların yürütüyor olması. Savcılardan birinin son üç yıldaki mal varlığının dikkat çekici artışı.
3) İşçi Partisi´nce örgütlendiği iddia edilen Karargah Evleri yapılanmasıyla ilgili soruşturmaya İşçi partili bilirkişinin atanması.
4) 11 Şubat 2009´da düzenlenen Karargah Evleri gözaltı operasyonunun, Ergenekon operasyonu ve benzeri operasyonların aksine eş zamanlı ve şahısların bütün ev, işyeri, yazlık gibi adreslerinde zincirleme aramalarla yapılmayıp, kilit isimlerin ?davetiye? yöntemiyle gözaltına alınmış olması.
5) Operasyonun, İşçi Partisi´nin askeri savcılığa başvurarak soruşturma talep etmesi sonrası yapılması ve gözaltılar devam ederken İşçi Partisi´nin ´bakın biz aklanacağız suç duyurusunu zaten biz yaptık ve peşinden operasyon yapıldı´ diye açıklama yapmaları.
6) Operasyondan birkaç gün sonra gözaltındaki 6 sanığın da serbest bırakılması.
7) Kayseri 2. Hava İkmal Komutanlığı´nda, Karargah Evleri soruşturması kapsamında tutuklanan Albay Cengiz Köylü´ye para yardımı toplanması için düzenlenen ve jandarmanın kurumsal ağına (intranetine) konulan yazılı emrin basına sızması ve daha sonra bu sızdırmayla suçlanan üç astsubayın gözaltına alınması.
8) Gözaltı sürecinde astsubayların avukatları ve ailesiyle çok kısa süreler hariç görüştürülmemesi ve bu kısa görüşmelerde de sanıkların dikkat çeken davranış bozuklukları.
9) Askeri savcılık avukatlarının, tarih ve diğer bazı ayrıntılardaki dikkat çekici yanlışlıklar içeren yazılı savunmayla askeri savcıları ve gözaltıları savunmaya çalışması.
10) Ve şimdilik son örnek olarak, soruşturmanın çok gizli olduğu belirtilerek avukat ve yakınlarıyla bile görüştürülmekten kaçınılan sanık astsubaylara ait ifadelerin basına sızdırılması.
Karargah Evleri savcılarına sahte evrak suçlamasıyla ilgili manşetlerimiz
´Karargah Evleri´ konulu manşetlerimiz
Abdullah Harun
(04 Nisan 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: