28 Şubat davası kapsamında 75 kişi müşteki sıfatıyla ifade verdi. Eski Yüzbaşı Abdurrahman Yıldırım, Balyoz davasından 20 yıl hapis cezasına çarptırılan ve aynı zamanda 28 Şubat davasının sanıkları arasında yer alan Çetin Doğan´ı suçladı. Yıldırım, ´Çetin Doğan cami bombalar mı? Evet bombalar´ dedi. Mamak´ta kendisinin bölük komutanı olarak görev yaptığında Çetin Doğan´ın tugay komutanı olduğunu belirten Yıldırım, ´Çetin Doğan, ´Kocatepe Camii´nde bugün büyük bir kalkışma olacakmış. İrticacılar devleti ele geçirecekmiş´ diyerek toplara tahrip mermisi koymamız için talimat verdi. O dönemde bunların çoğunun aklı başından gitmişti.´ ifadelerini kullandı.
27.09.2013 15:36 28 Şubat darbe sürecine ilişkin 27´si tutuklu 103 sanığın ´Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti´ni cebren devirmeye, düşürmeye iştirak´ suçundan müebbet hapis cezası talebiyle Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nde yargılandığı dava kapsamında İstanbul´da ikamet eden müştekilerin ifadeleri alındı.
YILDIRIM: ÇETİN DOĞAN CAMİ BOMBALAR MI, EVET BOMBALAR
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi´nin yazısı üzerine İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi´nde yaklaşık 75 müşteki ifade verdi. Duruşmada söz alan eski Yüzbaşı Abdurrahman Yıldırım, 1983 yılında Kara Harp Okulu´ndan mezun olduğunu anlatarak, ?O dönemde sıralı amirlerim ´istifa et, yoksa biz seni atacağız. Çocukların ordudan atılmış bir babanın çocuğu olur´ dedi. Ben de 1996´da BÇG tarafından aileme ve bana yapılan sözlü işkenceler nedeniyle istifa ettim. Eşim örtülü olduğu için yaşadığımız lojmana alınmıyordu. O yüzden evden çıkamıyordu. O dönemde 3 aylık çocuğum vardı. Bir gün mecburen markete gitmesi gerekti. Çocuğu evde bırakıp markete gitti ve bir daha lojmana alınmadı. Çocuğum içerde kaldı. Ben eşimi silah zoruyla içeri aldım? dedi.
Yıldırım, Balyoz davasından 20 yıl hapis cezasına çarptırılan ve aynı zamanda 28 Şubat davasının sanıkları arasında yer alan Çetin Doğan´ı suçladı. Yıldırım, Çetin Doğan cami bombalar mı? Evet bombalar. diyerek söylerine başladı. Mamak´ta kendisinin bölük komutanı olarak görev yaptığında Çetin Doğan´ın ise tugay komutanı olduğunu belirten Yıldırım, Çetin Doğan, ´Kocatepe Camii´nde bugün büyük bir kalkışma olacakmış. İrticacılar devleti ele geçirecekmiş´ diyerek toplara tahrip mermisi koymamız için talimat verdi. O dönemde bunların çoğunun aklı başından gitmişti. ifadelerini kullandı.
Çetin Doğan´ın çok sert bir mizaca sahip olduğunu, alt rütbelerini hakir gören ve çok küfür eden biri olduğunu söyleyen Yıldırım, Kendisini, ´ileride General olacaksınız, dikkat edin´ diye uyardım ama bana ´Sen endişe etme. Benim Orgeneral olmam garanti ama kuvvet komutanlığı konusunu bilmem´ dedi. Gerçekten de 1. Ordu Komutanlığına kadar ilerledi.? şeklinde konuştu.
UÇAR: EŞİMİ GÖRMESİNLER DİYE ARABANIN CAMLARINA BATTANİYE ÖRTÜYORDUK
Müşteki Ahmet Uçar ise, askeri lojmanda otururken eşinin örtülü olmasından kaynaklanan baskılar nedeniyle psikolojisinin çok bozulduğunu söyledi. Yıldırım, Lojmandan dışarı çıkınca içeri geri girmek çok zordu. Geceleri lojmana girerken eşim arkada oturuyordu arabada. Eşim görünmesin diye arabanın arka camlarına battaniye örtüyorduk. şeklinde konuştu. Uçar´ın anlattıkları salonda soğuk duş etkisi yaparken, mahkeme heyeti dahil herkesin gözlerinin dolmasına neden oldu. 17 Ağustos 1995´te Tuğgeneral Doğu Silahçıoğlu´nun birliğine atanana kadar herhangi bir olayla karşılaşmadığını anlatan Uçar ?O gelince maddi manevi baskılar görmeye başladım. Ailemiz başörtülü olduğu için lojmanlara girememeye başladık. Geceleri arabamın arkasına battaniye örterek lojmana giriyorduk. Rütbe alma sırasındaydım. Rütbe takma törenine eşlerinizle gelmemiz bildirildi. Ben de eşimle gittim. Kürsüye çıkınca Doğu Silahçıoğlu, ´Bu annen mi?´ dedi. Eşim olduğunu söyleyince ´TSK´ya böyle eş yakışmaz´ dedi. Yanındakilere de ´Hanımefendiye nizamiyenin yolunu gösterin´ dedi. Orada kendimi zor tuttum. Ve şimdi çok pişmanım. Eşim çok kızdı, ´Beni korumadın´ dedi, psikolojisi bozuldu. 28 Şubat sanıklarından özellikle de Osman Doğu Silahçıoğlu´ndan şikayetçiyim? diye konuştu.
MERVE KAVAKÇI: SÜLEYMAN DEMİREL´DEN ŞİKAYETÇİYİM
İfade vermek için yurt dışından 10 saatlik yol geldiğini ve Pazar günü dönmek zorunda olduğunu belirten eski RP Milletvekili Merve Kavakçı İslam da, Ailemle, yakınlarımla, seçmenlerimle beraber milletvekilliğimin engellenmesi ile mağdur edildim. Bu mağduriyetimin askeri kanadı var. Aynı zamanda sivil ayağı da mevcut. Seçmenlerim adına, başörtüsü takan kadınlar adına, sivil ayağın da yargılanmasını talep ediyorum. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel´in konumu nedeniyle sorumluluğu bulunduğu için müştekiyim. dedi. Merve Kavakçı İslam, ifadesinin ardından eşi Cihangir İslam İslam ile birlikte duruşma salonundan ayrıldı.
ERYILMAZ: TSK´DAN ATILDIM, ŞİMDİ EŞİM EVLERE TEMİZLİĞE GİDİYOR
Müşteki Ali Eryılmaz ise, astsubay iken eşinin kapalı olması ve dini hassasiyeti nedeniyle TSK´dan uzaklaştırıldığını belirtti. Eryılmaz, eşine başını açması için baskı yaptığını ve bu sebeple boşanma aşamasına geldiklerini belirtti. Gördüğü baskılar yüzünden intihara teşebbüs ettiğini anlatan Eryılmaz, ?Eşim beni ipten kurtardı. GATA´da 21 gün tedavi gördüm. Beni namaz kıldığım için görevden atan zihniyet 7 şehidimizin olduğu bir gün 11 terörist öldürüldü diye rakı içerek kutlama yaptılar? dedi. Yapılanları anlayamadığını belirten Eryılamaz, ?Diyelim ki ben suçluyum ama eşimin ve çocuklarımın suçu neydi? Eşim şu an evlere temizliğe giderek bana yardımcı oluyor. Hak etmedim. Bir insan Cuma namazına gitti diye başına bunlar mı gelmedi?? dedi.
KILINÇ: BAŞÖRTÜM, BOMBALI EYLEMLE EŞ TUTULDU
28 Şubat´ta öğrenci olan Deniz Kılınç ?Başörtüm o dönemde bombalı bir eylemle eş değer tutuldu. O dönemde Ziraat Bankasına bile alınmadım. Ailemin gönderdiği parayı içeri girip çekemedim. TC.´nin Kürt bir vatandaşıyım. Terörist damgası vurarak toplumdan dışlayarak bizi farklı bir konuma ittiler. Ancak sonuna kadar ülkemin birlik ve beraberliği için mücadele edeceğim. Dönemin yöneticilerinin ve yaptıkları zulmün hesabının sorulmasını istiyorum? dedi.
ALİ NABİ KOÇAK: BAYRAMLARDA SİLAHÇIOĞLU, ELİMİZİ BİLE SIKMAZDI
Eski Sultanbeyli Belediye Başkanı Ali Nabi Koçak da, emekli Tuğgeneral Doğu Silahçıoğlu´ndan şikayetçi olduğunu belirterek, Bayram törenlerinde hep bizim oraya gelirdi, Herkesin elini sıkardı. Benim elimi sıkmazdı. Kaymakam da imam hatip kökenli olduğu için onun da elini sıkmazdı. diye konuştu. Özellikle Çevik Bir´den şikayetçi olduğunu belirten Koçak, Milletvekili adaylığım sırasında partiye bir yazı göndererek benim Parlamentoya alınmamın önüne geçilmesi yönünde talimat verdi. Ayrıca iş adamı Aydın Doğan da medya patronu olarak bu sürece çanak tutmuştur. Bu nedenle bu kişilerin de yargılanmasını istiyorum. ifadesini kullandı.
FERMANİ ALTUN: 28 ŞUBAT ÜZERİMİZDEN SİLİNDİR GİBİ GEÇTİ
Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun ise, Erbakan başbakan olduktan sonra bana inançlar arası bilgisizlik olduğunu söyledi. Derin devlet de büyük bir korku içine girdi. Benim, ülkeye şeriat getireceğim söylendi. Beni öldürmek veya hapse düşürmek için harekete geçtiler. Yakınlarımıza işkence yapıldı. Kısacası 28 Şubat üstümüzden bir silindir gibi geçti. Bu sürecin medya ve sivil ayağıyla ilgili suç duyurusunda bulunacağız? dedi.
Öğle arası verilene kadar ifade veren müştekiler, şikayetçi olduklarını ve davaya katılma taleplerinin kabul edildiğini söylediler. Ardından da duruşmaya öğle arası verildi. (Cihan)
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde 75 müştekinin ifadelerinin alınmasına devam edilecek.
ÇİLLER: KOMUTANLARI EMEKLİYE SEVK ETME TEKLİFİMİ ERBAKAN KABUL ETMEDİ
Müşteki olarak mahkemeye çağrılan ancak gelmeyen Tansu Çiller´in mahkemeye gönderdiği 4 sayfalık dilekçenin detayları ortaya çıktı. İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi´ne avukatı aracılığıyla dilekçe veren Çiller, o dönemde İçişleri Bakanı Meral Akşener´in Batı Çalışma Grubu (BÇG) ile ilgili bazı belgeler getirdiğini ve bu belgeleri incelediğini belirtti. Belgelerin dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan´a iletildiğini ifade eden Çiller, ?Erbakan, belgeleri dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel´e götürmüş ve Cumhurbaşkanı da o belgeleri üst rütbeli subaylar ile paylaşması üzerine sivil toplum kuruluşlarında ve basın yayın organlarında dönemin İçişleri Bakanı, eşim, çocuklarım ve benim aleyhimde asılsız karalama kampanyası başladı.? ifadelerini kullandı.
28 Şubat kararlarının imzalanmasına ilişkin de Çiller, ?Erbakan ile görüştüm ve MGK kararlarının tavsiye niteliğinde olduğunu, 28 Şubat 1997 tarihinde alınan kararların imzalanmasının nedeninin de esasen bu kararların tavsiye niteliğinde olmasından kaynaklandığını, bu kararların Bakanlar Kurulu´nda ve Meclis´te görüşülerek şayet uygun bulunacak olanların uygulamaya konulabileceğini (bu kararlar, hükümetimiz tarafından uygulamaya konulmamıştır) ancak, asıl tercihimin ve doğru olanın bu kararlar görüşülmeksizin ´Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarını emekliye sevk etmemiz gerektiğini söyledim.? dedi. Çiller, komutanların emekliye sevk edilmesi yönündeki teklifini Erbakan´ın ´kararnameyi Cumhurbaşkanı imzalamaz ve yıpranırız´ diyerek reddettiğini belirtti. Çiller, ?O zaman biz de erken seçime gideriz.´ dedim. Sayın Erbakan bu teklifi de ´bizi seçime sokmazlar, partilerimiz hakkında kapatma davası açarlar (nitekim Refah Partisi hakkında açıldı) ve toplumdaki gerilim artar´ diye kabul etmedi.? ifadelerini kullandı.
Hükümeti kurmak için dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel´e gittiklerini anlatan Çiller, ?Sayın Cumhurbaşkanı, maalesef kurulacak yeni hükümete güvenoyu vereceğini imzası ile teşvik eden 282 milletvekiline rağmen hükümeti kurma görevini, milli iradenin yansıttığı çoğunluğa değil de o aşamada azınlık olan muhalefetin temsilcisine verdi.? diye konuştu.
28 Şubat döneminde bir kısım sivil grupların ve kuruluşların askerlerle birlikte hareket ettiğini vurgulayan Çiller, hükümet programlarının engellenmeye çalışıldığını, milli iradeye rağmen Refahyol hükümetinin çökertildiğini ifade etti. Otellerde milletvekili ikna odaları kurulduğunu anlatan Çiller, ?Milletvekilleri şantaj, korku, ikbal ve menfaat vaatleri ile Doğru Yol Partisi´nden koparılmış ve milletin Meclise yolladığı çoğunluk, azınlık haline, Meclisteki azınlığın da çoğunluk haline gelmesi ile güven oyu alacak sayıya ulaşılmasına kadar beklenip, ne karşılığında olduğu belli olmayan transferler sonucu kurulan bu hükümetin gerçek milli iradeyi temsil ettiğini söylemek mümkün değildir.? dedi.
Mağdurun yine millet olduğunu kaydeden Çiller, ?Batı Çalışma Grubu ile ilgili belgeleri ilk kez biz ortaya çıkardık. Hukuksuz olan bu yapıyı milletimize bize duyurduk. Toplanan belgelere göre BÇG´nin öncelikli hedefinin, DYP liderinin örtülü olarak yıpratılarak siyaseten bitirilmesi yolu ile DYP´nin çökertilmesi ve hükümetin düşürülmesi olduğu açıkça anlaşılmıştır.? diye konuştu.
Bu duruma son vermek, Türkiye´nin önünü açmak, askeri vesayetten kurtarmak ve demokrasinin yerleşmesi için Başbakanlıktan dahi vazgeçtiğini ifade eden Çiller, ?Sadece askeri vesayetin kaldırılması ile değil, iktidar olmak için her şeyi mubah gören siyasetçiler ve istediklerini almak için her türlü iftirayı atan demokrasi düşmanları ile mücadele ettim. Esasen bugün iktidarda olanlar da ancak devletin başının desteğini aldıktan sonra bu hesabı sorabilir hale gelmiştir.? ifadelerini kullandı. (Cihan)
(27 Eylül 2013, 15:36)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
28 Şubat davası duruşmaları
Flaş!!! 28 Şubat davası açıldı
28 Şubat soruşturması manşetlerimiz
28 Şubat süreci manşetlerimiz
28 Şubat iddianamesinde arama yap