Şenol Gürkan: Mustafa Özbek´ten çıkan belgeler Ergenekon´u bir kez daha Kıbrıs´a çıkardı. Kıbrıs, Ergenekon Davası´nın yumuşak karnı. ´Yavru vatan´, Fırat´ın ötesinde işlenen kirli savaş suçları ve darbe girişimleri ile birlikte Ergenekon´un mihenk taşı. Kimse kimseyi kandırmasın; Ergenekon davası Kıbrıs´a uzanmadıkça kontrgerilla ´yavru´lamaya devam edecek!
Ergenekon ´yavru´lamaya Kıbrıs´ta devam edecek
Mustafa Özbek´ten çıkan belgeler Ergenekon´u bir kez daha Kıbrıs´a çıkardı. Kıbrıs, Ergenekon Davası´nın yumuşak karnı. ´Yavru vatan´, Fırat´ın ötesinde işlenen kirli savaş suçları ve darbe girişimleri ile birlikte Ergenekon´un mihenk taşı. Kimse kimseyi kandırmasın; Ergenekon davası Kıbrıs´a uzanmadıkça kontrgerilla ´yavru´lamaya devam edecek!
?5 Şubat 2004 Perşembe... Kıbrıs´ta, herkesi Annan Planı aleyhinde sokağa dökerek gösterilerin yapılmasını sağlama ve anavatandan da bu hareketlere destek vererek hükümet aleyhine olaylar çıkarmak.? Sonuç? Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat´ın Girne´deki konutu 18 Şubat 2004´te bombalandı. Bu provokasyonu Kıbrıs gazetesinin bombalanması takip etti.
?28 Şubat 2004 Cumartesi... 14:00´te kuvvet komutanları ile bizim evde toplandık. Amacımız, Kıbrıs meselesini değerlendirmek ve Denktaş´tan aldığımız birçok özel ve gizli mektupları değerlendirmekti. (...) Hükümete karşı bir tepki olarak da hem Kıbrıs´ta hem de anavatanda gösterilere ve ulusal platformda toplantılara 3 Mart´tan itibaren başlanacaktı.? Sonuç? Başladı ve devam etti; 11 Mayıs 2004´te, Gönyeli Bölgesi´nde terk edilmiş şüpheli bir araçta büyük miktarda C-4 patlayıcı bulundu. Aracın Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı´nda görevli bir astsubaya ait olduğu açığa çıktı. Aynı dönemde Afrika gazetesine iki bomba atıldı. 1-2 Eylül 2004 tarihleri arasında Rumlar tarafından yapılacak ayin öncesi tüm dünyanın gözlerinin üzerinde olduğu Ay Manas Kilisesi bombalandı. Kıbrıs polisinin yaptığı incelemede patlayan bombalar C-4 ve TNT, MKE yapımı olarak kayıtlara geçti. Danıştay provokasyonundan bir gün sonra ise, Afrika gazetesi yazarı Ali Osman Tabak´ın aracına bomba yerleştirildi.
DARBE GÜNLÜKLERİ´NDE YAVRU VATAN´A DİKKAT
Sarıkız ve Ayışığı darbe planlarının sahibi generaller Şener Eruygur ve Hurşit Tolon, Ergenekon davasında tutuklandı, şimdi de tahliye edildiler. Danıştay provokasyonundan sonra intihar girişiminde bulunan emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin, Semih Tufan Gülaltay ve Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün; hem Ergenekon zanlıları, hem de Kuzey Kıbrıs vatandaşları. Örneğin Semih Tufan Gülaltay, 20 Mayıs 1993 tarihinde, KKTC vatandaşlığı zorlaştırılmadan çok kısa bir süre önce apar topar Bakanlar Kurulu kararıyla vatandaşlığa kabul edilmiş... Denktaş yanlısı Ulusal Birlik Partisi hükümeti, Gülaltay´ı vatandaşlığa kabul ederken normal prosedürü uygulamamış, bakanlar kuruluna yazılı önerge sunmamış, kabul gerekçesini yazmamış, gereken sağlık raporunu istememiş ve kararı Resmi Gazete´de yayımlamamış.
Başka?
Gazeteci Kutlu Adalı cinayetinde adı geçen Kocaeli Garnizon Komutanı Korgeneral Galip Mendi, Ergenekon´dan yargılanan General Hurşit Tolon´u TSK adına ziyaret eden kişi. Mendi, Kutlu Adalı cinayeti işlendiğinde Kuzey Kıbrıs Sivil Savunma Teşkilatı, yani Kıbrıslıların ifadesiyle SS Teşkilatının başkanıydı. Mendi, cinayetle ilgili AİHM savcılarına verdiği ifadede, Adalı´nın katline sebebiyet veren Aziz Barnabas olayının Barış Kuvvetleri Komutanlığı tarafından yürütülen bir operasyon olduğunu itiraf etmişti. Zaten baskından kısa bir süre sonra, operasyonda kullanılan aracın Sivil Savunma Teşkilatına ait olduğu ortaya çıkmıştı. Kutlu Adalı´nın, suikasta kurban gidişinden kısa bir süre önce Aziz Barnabas olayında parmağı olduğunu belirttiği yüzbaşının Muzaffer Tekin olduğu ise yıllar sonra ortaya çıkmıştı.
Başka?
Ergenekon karanlık yüzbaşısı Muzaffer Tekin, üst düzey çok sayıda emekli komutanla birlikte 2003 tarihli ´Rauf Denktaş´ın Arkasındayız´ bildirisinin imzacılarından biri. Herhangi bir bildiri değil bu. Bildiri, Ergenekon soruşturması dışında, emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin´le Özel Harekat Dairesi Başkanvekili Susurlukçu İbrahim Şahin´in, MGK Eski Genel Sekreteri emekli Orgeneral Tuncer Kılınç´ın, Türk Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Özbek´in, Ergün Poyraz´ın, Doç. Dr. Emin Gürses´in, Sevgi Erenerol diğer bir önemli kesişme noktası. Zaten destek de lafta değil, örneği Tekin, aynı dönemde Rauf Denktaş´a destek kampanyası kapsamında sık sık KKTC´ye girmiş, çıkmış. Dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş da, bu desteği karşılıksız bırakmamış, kendisini şükran madalyası ile ödüllendirmişti. Denktaş, tutuklanan Tekin´e ve diğer Ergenekonculara ayrıca şöyle sahip çıkmıştı: ?Onlar vatan için her şeyi ortaya koyabilen kardeşlerimizdi. Türk halkı bu muameleye layık değil...?
ERGENEKON´UN KOLLARI
Ergenekon´un kollarından biri olan Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi, ilk olarak ´Türk Milli Mukavemet Teşkilatı´ adı altında kurulmak istenmiş. TMT´nin adı, Ankara´da ortaya çıkarılan ve devlet bağlantılı olduğu ileri sürülen ´Sauna Çetesi´ soruşturmasında da geçmişti. İbrahim Tatlıses´ten kolayca hatırlayabilirsiniz çeteyi. Sahte MİT kimliğiyle yakalanan çete lideri Kasım Zengin, şikeden haraç almaya kadar birçok konuda suçlanan ´sauna çetesi´nin ´Türk Mukavemet Teşkilatı´ adı altında örgütlendiğini, çetede emekli ve halen görevdeki bazı subaylar, MİT görevlileri ve Emniyet mensuplarının da yer aldığını ileri sürmüştü.
YOLLARI KIBRIS´TA KESİŞENLER
Adı Danıştay provokasyonunda geçince intihar numarasına başvuran Muzaffer Tekin´i hastaneye götüren kişi, emekli astsubay Musa Çakmak´tı. Çakmak, Yaşar Öz´un kumarhanesinde çıkan çatışmada Kıbrıs´ta öldü. Çakmak, geçenlerde Ergenekon davasında tutuklanan polis şefi İbrahim Şahin´in korumalığını yapmıştı. Yaşar Öz, MİT mensubu Tarık Ümit´in KKTC´deki off-shore bankalardan ´First Merchant Bank´ın ortağıydı. Tarık Ümit cinayeti, Ergenekon iddianamesinde gizli tanıkların ifadesinde geçiyor. Susurluk´la Ergenekon´un yolları ise çoktan kesişti. Ama Ergenekon davasında Kıbrıs´a, Kutlu Adalı cinayetine ilişkin hala tek bir laf yok. Oysa, Abdullah Çatlı ile Ömer Lütfü Topal´ın Adalı cinayetinden birkaç ay önce KKTC´ye geldikleri ve Emperyal Jasmine Court Oteli´nde kaldıkları kesin. Gazeteci Kutlu Adalı ve kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal cinayetleri arasında ise sadece 21 gün var. Abdullah Çatlı, Mehmet Özbay kimliğiyle bu dönemde on kez Ada´ya giriş-çıkış yapmış. Çatlı, en son 26 Nisan-1 Mayıs 1996 tarihleri arasında Topal´a ait otelde, 424 numaralı odada kalmış, masrafları OYAK Turizm tarafından karşılanmış. Adalı, Özel Harekat Dairesi´nin kullandığı uzi marka silahla öldürülmüş. Rauf Denktaş´ın Adalı cinayeti ile ilgili ilk tepkisi ?üstüme kalacak? olmuş. Denktaş, Ağustos 1996´da silahın uzi olduğunu bilmiş. Hatta, Adalı´yı ?Rumların Uzi silahla öldürdüğü?nü söylemiş. Oysa, silahın türü hakkında Emniyet Genel Müdürü de dahil daha herhangi bir açıklama yapılmamış. Abdullah Çatlı, Susurluk´ta ölünce gazetelere Ergenekon imzalı ilanlar verilmiş, vs. vs...
Onlarca, yüzlerce kesişme... Hepsi tesadüf tabii!
DAVADAKİ EKSİKLİKLER
1980 öncesi Ergenekon´un bir numarası olduğu iddia edilen Turgut Sunalp´ın da, Kıbrıs´ta görev yapmış olması -Hatta 1960´ta adaya ayak basan ilk askerlerden biri- gibi. Ya da son operasyonda tutuklanan Türk Metal´in ´muvazzaf´ başkanı Mustafa Özbek´in Kıbrıs´ın milyarderleri arasında yer alması gibi. Türk Gladyo´sunun 1950´li yıllarda Kıbrıs´ı üs haline getirmesi, Kıbrıs´taki Türk Mukavemet Teşkilatı´nın (TMT) Ankara´da doğrudan Özel Harp Dairesi (ÖHD)´ne bağlı olarak kurulması, ÖHD´nin TMT için başını yukarı kaldırmış bir bozkurtlu amblem uygun görmesi, TMT kadrolarının eğitiminde görev almak üzere çok sayıda ?özel harp?çi subay adaya gönderilmesi gibi. Kıbrıs´ta hala mafyanın cirit atması, adanın kumar, uyuşturucu ve kara para aklama cennetti gibi kullanılması gibi...
Ergenekon´da tüm yollar darbe planlarından geçerek Kıbrıs´a çıkıyor. Öyle ya, Annan Planı görüşülürken Dönemin KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş´ın kulağı son dakikaya kadar generallerin yayınlayacağı bildiride imiş. Danışmanı Mümtaz Soysal; ?her şeyin bitmediğini, farklı gelişmelerin olabileceğini? söylemiş. Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin cinayeti var bu davada, Kutlu Adalı cinayeti yok... Cumhuriyet Gazetesi´ne atılan bombalar var bu davada, Afrika gazetesine atılan bombalar yok... Nereye kadar? Kıbrıs, Ergenekon davasının yumuşak karnı. ´Yavru vatan´, Fırat´ın ötesinde işlenen kirli savaş suçları ve darbe girişimleri ile birlikte Ergenekon davasının mihenk taşı. Kimse kimseyi kandırmasın; Ergenekon davası Kıbrıs´a uzanmadıkça kontrgerilla ´yavru´lamaya devam edecek!
´Ergenekon´un Kıbrıs uzantısı´ konulu manşetlerimiz
(09 Nisan 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: