Tam
EskidenYeniye
 

28 Şubat´ta 54. duruşma

28 Şubat davasında 54. duruşma görülüyor. Duruşmada tutuksuz sanıkların savunmalarına devam ediliyor.

Önceki haber title=Sonraki haber

08.01.2014 11:30 28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" suçundan yargılandıkları davanın 54. duruşması başladı. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya sanıklar ve avukatları ile müşteki ve avukatları katılıyor.

SANIK BERKAY TURGUT'UN SAVUNMASI

Duruşmada savunmasını yapan emekli Tümgeneral Berkay Turgut, 1996 yılı haziran ayına kadar Genelkurmay Başkanlığında proje subayı olarak görev yaptığı, son olarak da 3. Ordu Kurmay Başkanlığı görevi yürüttüğünü belirtti.

"Adalet ile zulüm arasında ince bir sınır vardır" diyen Turgut, şöyle konuştu: "Tek suçum bir bilgisayar çıktısında ismimin yazılmış olmasıdır. Bana tebliğ edilmemiş ve asla bana gönderilmemiş ve hayatımı mahveden bir bilgisayar çıktısı. Yaş kararıyla emekli edildim. Mesleğim elimden alındı. Gerçek anlamda 28 Şubat mağduru oldum. Üstün başarılarımdan dolayı 10 tane ödül, 75 tane takdir belgesi aldım. BÇG çalışmaları bünyesinde bana yapılan bir tebligat, bildirim asla olmamıştır. BÇG'nin içerisinde olmadım, çalışmalarına katılmadım, görev almadım. BÇG'nin çalışma alanını bilmiyorum, özel bir kart bana verilmedi."

İddianamede yer alan atılı suçları kabul etmeyen Turgut, o tarihlerde yurt dışında olduğunu savundu. Turgut, BÇG'ye giriş listesinde isminin yer aldığını ancak telefon listesinde ismin bulunmadığını, bunun ise sayısal bir çelişki olduğunu öne sürdü.

"Giriş kartı verme yetkisi Genelkurmay Genel Sekreterliğine bağlıdır. Söz konusu belge imzasızdı. Askeri yazışma kurallarına uymamaktadır" diyen Turgut, şunları kaydetti:

"Bu belgede ismimin geçmesi orada bulunduğum anlamına gelmez. İşlemediğim bir suçun, katılmadığım bir görevin hesabını vermiyorum. TSK'ya adımımı attığım günden beri yeminime bağlı kaldım. Adaletin tecelli edeceğine inanıyorum. Demokrasiye gönülden inanan bir Türk subayıyım. Suçlamaları kesinlikle reddediyorum. Yüreğim ve vicdanım suçsuzluk konusunda son derece rahat. Neden tutuklandığımı o günden beri anlamış değilim. Adaletsizliğe son vermenizi ve ismimi tertemiz geri vermenizi istiyorum."

Savunmasının ardından Turgut'un sorgusuna geçildi.

Turgut, müşteki avukatlarından Emrullah Beydar'ın "Azerbaycan'dan döndüğünüzde BÇG'yi öğrendiğinizi söylemişsiniz. Nasıl oldu bu?" sorusuna "Basından öğrendiğim şeyler" diye karşılık verdi.

Turgut, müşteki avukatlarından Hüsnü Tuna'nın da "Adalet ve zulüm ayrımına dikkat çektiniz. BÇG eylem planı doğrultusunda uygulanan evlenme cüzdanlarında başörtülü fotoğraf bulunan subay eşlerine sağlık karnesi verilmemesi gibi bir uygulama var. Bu uygulama adalet ve zulüm arasında nerede yer alıyor sizce?" sorusuna "Görev yaptığım süre içerisinde böyle bir şey olmamıştır" şeklinde yanıt verdi.

Tuna'nın, "Türkiye'de bir JİTEM gerçeği yaşandı. Bu JİTEM ile ilgili bir çok belgenin imzasız ve mühürsüz olduğunu biliyoruz. BÇG'nin evraklarının da mühürsüz ve imzasız olması manidar değil midir?" sorunu üzerine de Turgut, "Bu konuyla ilgili hiçbir ilgim olmadığını, başka yerde çalıştığımı söyledim" dedi.

Turgut'un avukatı Selen Kılıç Ay, savunmasında, müvekkilinin suçsuz olduğunu, BÇG yapısı içerisinde yer almadığını öne sürerek duruşmalardan vareste tutulmasını talep etti.

Turgut'un diğer avukatı Akın Şenol ise BÇG çalışmalarının suç olmadığını düşündüklerini, zarar gören her insanın hakkını almasını istediklerini kaydetti.

SANIK ALİCAN TÜRK'ÜN SAVUNMASI

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, 1996-2005 arasında Genelkurmay Psikolojik Harekat Dairesi'nde görevli olan Alican Türk, savunmasını yaptı.

Türk, daha önce, "Savcının söyledikleri doğru, söyleyecek bir şeyim yok, en ağır cezayı verin" demeyi düşündüğünü ancak son gelişmeler karşısında fikrini değiştirdiğini ifade etti. "Ergenekon, Balyoz gibi davaların birer kumpas olduğunu" iddia eden Türk, "hükümlerin önceden verildiği önyargısıyla mahkemeye geldiğini" söyledi.

"28 Şubat Davası'nın, büyük bir oyunun parçası olduğunu" savunan Türk, toplumun büyük kesiminin artık adalete inanmadığını dile getirdi.

Bazı sanıkların günde yarım saat, 40 dakikalığına BÇG'ye gittiğini söylediğine dikkati çeken Türk, kendisininse kısmi ya da tam zamanlı olarak BÇG'ye gitmediğini belirtti.

Buna karşın bazı evraklarda isminin yer aldığına işaret eden Türk, "Bu evraklarda peki niye ismim var? Bu sahte evraklar olabilir. Adımın geçtiği belgenin hukuksal hiçbir geçerliliği yok. Suç kanıtı olarak kullanılamaz. Resmiyete intikal etmemiş bir belge" ifadesini kullandı.

Türk, 28 Nisan-2 Mayıs 1997 arasında İngiltere'de kurs aldığına ilişkin belgeyi mahkemeye sunduktan sonra, şöyle devam etti:

"12-13 Mayıs gibi de güneydoğuya gittim. 'Şu tarihte şurada, bu tarihte buradaydım' gibi şeyleri söylemek canımı çok acıtıyor. Kendimi olaylardan kaçmış gibi hissediyorum. Ama şunu açıkça vurgulamak isterim: Eğer bana emir verselerdi BÇG'nin elemanı olsaydım, bunu saklamazdım. Dürüst ve inançlı bir insan olarak 'Gittim, bunu yaptım' derdim. Ceza alırdım diye kişiliğimi, mesleki haysiyetimi, bütün değerlerimi ayaklar altına alamam.

Ben, BÇG'nin yasa dışı bir oluşum olduğuna, cunta yapılanması olduğuna, hükümeti devirmek için darbe planladığına da zerre kadar inanmıyorum. 28 Şubat da dahil olmak üzere bu davaların hepsinin büyük bir plan çerçevesinde hazırlanan senaryolar olduğunu düşünüyorum. Kişisel kanaatim, ülkede TSK'yı darbeci olarak özdeşleştiren bir algı oluşturuluyor. Bu bir psikolojik harekat."

-Evinde bulunan belgeler-

Evindeki aramada "irticai unsurlar" başlıklı metin ve buna ilişkin Power Point belge bulunduğuna dikkati çeken Türk, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün 1998'de gençlere yönelik hazırladığı belgeyi gösterdi ve belgede de "İrticai Terör Örgütleri" başlığının bulunduğunu bildirdi.

Yine evinde bulunan, Genelkurmay Başkanlığı'nın 2003 tarihli koordinasyon yazısının da suç unsuru olarak gösterildiğini kaydeden Türk, bu belgenin, Jandarma Genel Komutanlığı Adli Müşavirliği'nce hazırlanan ve Genelkurmay'a gönderilen "irticanın gelişimi ve irticayla mücadelede alınması gerekenlere" ilişkin 74 sayfalık rapor olduğunu belirtti.

Türk, 28 Şubat dönemindeki "Ali Kalkancı, Müslüm Gündüz ve Fadime Şahin'in, TSK'ya karşı yapılmış bir psikolojik harekat olduğunu" ileri sürerek "O dönemin simge isimleri neden ifade vermek için Darbeleri Araştırma Komisyonu'na çağrılmadı? Bunların ifadeye çağrılmayacağını daha önce söylemiştim. O insanlar çağrılsaydı 'Askerler yönlendirdi' propagandası çökecekti. 28 Şubat'ın diğer ayaklarına operasyon yapılmayacaktır. Bu davalar ters tepiyor. Burada yargılanan ne Çevik Bir'dir, ne de Çetin Doğan'dır. Burada esas yargılanan, sanık kürsüsünde olan TSK'dır" ifadelerini kullandı.

BÇG telefon rehberinde isminin "Psikolojik Harekat Plan Subayı" olarak geçmesi konusunda ise, "Telefon numarası bana aittir. Genelkurmay'daki telefonumu asla unutmam" diyen Türk, davanın açılması için Necmettin Erbakan'ın ölümünün beklendiğini iddia etti.

-Hakim Oruç, diğer sanıkların beyanlarına dikkati çekti-

Türk, sorgusunda, Üye Hakim Hakan Oruç'un "Sizinle BÇG'de çalıştığını söyleyenler var. Buna ne diyorsunuz? Bu kişiler yalan mı söylüyorlar?" sorsuna "Bu insanlar yanlış hatırlıyorlar. 'Bu da vardı, bu da geldi' diye yanlış hatırlıyorlar" yanıtını verdi.

Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin'in, "Çevik Bir, Güçlü Eylem Planı belgesini imzaladığını, komutana arz ettiğini ama yayınlanmadığını söylüyor. Yazılarından hoşlanılmayan gazeteciler var, bunlar hedefe konmuş. Bunların itibarının düşürülmesi için aleyhte kamuoyu oluşturulması, bazı belediye başkanı, kamu görevlileri ve işadamları için yıpratma olayları var. Bakıldığında yasa dışı uygulamalar var. Sizce bunlar Genelkurmay'da çalışanların görevi midir?" sorusu üzerine Türk, soruya cevap vermek istemediğini bildirdi.

Çetin'in, cevap verip vermeyeceğini yeniden sorması üzerine araya giren Mahkeme Başkanı Tayyar Köksal, "Sanık cevap vermek istemiyor" dedi.

Bunun üzerine Savcı Çetin, "Sizin kanaatiniz de öyle mi Sayın Başkan?" ifadesini kullandı.

Başkan Köksal ise "Sanık cevap vermek istemiyor. Sizin bana soru sorma hakkınız yok" karşılığını verdi.

Türk, savcı Çetin'in "2002'de iktidara gelen Ak Parti'nin üyelerinin hedefe konması, Genelkurmay Başkanlığı'nın yetkisinde mi?" sorusu üzerine, "Jandarma Genel Komutanlığı 74 sayfalık rapor çıkarmış. Bir sürü bilim adamından, kaynaktan almış, dipnot olarak koymuş. Bir suç unsuru olduğunu değerlendirmiyorum" diye konuştu.

Mahkeme, bu sabah savunmasını yapan sanık Berkay Turgut'un duruşmalardan vareste tutulmasına karar vererek, duruşmayı yarın (9 Ocak 2014) saat 09.30'a erteledi.

------------------------------------------------------------------------------

53. DURUŞMA DÜN GÖRÜLDÜ

28 Şubat davasında dün de 53. duruşma görüldü.

KARA KUVVETLERİ'NDEN SİNCAN OLAYINA AÇIKLAMA

28 Şubat Davası'nı gören Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, 4 Şubat 1997'de Sincan'da tankların yürümesine ilişkin sorularını yanıtlayan Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümen Komutanlığına söz konusu dönemde "Geri Bölge Savunma" görevi verilmiş olabileceğini, bu görevi alan birliklerin de "Motorlu intikal eğitimi" yapmakla yükümlü bulunduğunu bildirdi.

Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinin, "4 Şubat 1997'de tankların yürütülmesinin o gün aniden verilen bir emir gereği mi yoksa daha önce karar altına alınmış planlı bir tatbikat gereği mi olduğu", "Tank ve personel sayısı", "Komutanlıktan tatbikat alanına gidiş ve dönüş güzergahı", "Tankların tatbikat yerine tank taşıyıcılarla taşınmasının mümkün olup olmadığına" yönelik sorularını yanıtladı.

Komutanlığın, Genelkurmay Başkanlığı aracılığıyla mahkemeye ulaşan cevabının ekinde, "Tankların yürütülmesi faaliyetinin 'ani bir emirle mi yapıldığı veya planlı bir faaliyet mi" olduğuna ilişkin, günün ceride fotokopileri gönderildi.

Buna göre, 3 Şubat 1997 tarihli ceridede, "Olaylar, Mesajlar, Emirler" sütunu altında, el yazısıyla, "19.45'te KKK'lığı Kur.Başk. 20'de EDOK K.lığının şifahi emirleri ile Kırmızı Tb. Akıncılar GSP bölgesine 040730 Şubat 1997'de tatbikat için hareket etmesi emri alındı" ibaresi bulunuyor.

Sonraki günün ceridesinde de Gösteri Tatbikat Taburu'nun Etimesgut-Sincan-Yenikent-Akıncılar istikametinde 18 tank, 4 zırhlı muharebe aracı (ZMA), 10 zırhlı personel taşıyıcı (ZPT), 5 tekerlekli araç, 8 subay, 11 astsubay, 92 erbaş ve er olmak üzere toplam 111 personelle GSP uygulaması tatbikatına çıktığı kaydediliyor.

Ayrıca Merkez Komutanlığından 1 subay, 4 astsubay ve 22 erbaş ve er, jandarma birlikleri emrindeki 3. Komando Timinden 5 subay, 6 astsubay ve 60 erbaş ve er ile toplam personel sayısının 209 olduğuna yer verilen ceridede, 13.30'da Tümen Komutanı'nın izinden dönerek göreve başladığı, 14.00'te Tümen Komutanı'nın Kırmızı Tabur'u GSP bölgesinde denetlemeye gittiği, 15.30'ta Kırmızı Tabur'un Akıncılar'dan kışlaya dönüşe başladığı, 17.00'de kışlaya döndüğü aktarılıyor.

-"Eğitimin son safhasının Şubat 1997'ye denk gelmesi"-

Kara Kuvvetleri Komutanlığının cevabında, o güne ait ceridenin dışında bilgi ve belge bulunmadığı belirtildi. Ancak 2004'te hazırlanan ve halen yürürlükte olan "Geri Bölge Savunma Planı"nda, Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümen Komutanlığına "Geri Bölge Savunma" görevi verildiğine dikkat çekildi.

Cevapta, 1996'da hazırlanan ve 1997'de yürürlükte olan plan imha edilse de bu tür planların hazırlanmasına etki eden teşkilat, personel, arazi, silah gibi faktörlerin değişmemesi ve çok büyük benzerlik göstermesi nedeniyle yürürlükteki planda bulunan "Geri Bölge Savunma" görevinin 1996'da da verilmiş olabileceği ifade edildi.

Bu görevi alan birliğin, "Barış zamanında personelini denemek, telsiz ve komuta/kontrol sistemlerini işletmek, varsa noksanlıklarını tespit ederek yeni eğitim döneminde bunları giderebilmek maksadıyla, Geri Bölge Savunma eğitimini ve bunun olmazsa olmaz bir parçası olan motorlu intikal eğitimini yapmakla yükümlü olduğu" bildirilen cevapta, 1996-1997 eğitim-öğretim yılında, 6'şar aylık iki devreli eğitim planlaması uygulandığı, Eylül 1996'da başlayan ilk devrenin Şubat 1997'de sona erdiği aktarıldı.

Her devrede basitten zora doğru, ferdi eğitimden tatbikata kadar devam eden tüm eğitim görevlerinin icra edilmesi gerektiğine yer verilen cevapta, şunlar kaydedildi:

"Eylül 1996'da başlayan birinci devrenin son safhasının Şubat 1997 ayına denk gelmesi nedeniyle bahse konu tatbikatın da Şubat 1997 ayına planlanmış olabileceği, ceridede yer alan 'Akıncılar GSP bölgesine 040730 Şubat 1997'de tatbikat için hareket etmesi...' cümlesindeki 'tatbikat için' ifadesinin de Şubat 1997'de yapılan faaliyetin 'devre sonu tatbikatı' kapsamında yapılmış olabileceği düşüncesini kuvvetlendirdiği değerlendirilmektedir."

Cevapta, ceridede araçların sayısının belirtildiği ve "Tatbikat için gidiş intikal güzergahının Etimesgut-Sincan-Yenikent-Akıncılar, dönüş güzergahının ise Akıncılar-Kışla olarak yazıldığı" vurgulandı.

-"Tankların araçlarla taşınması mümkün müydü?"-

"Tankların tatbikat yerine bizzat yürütülmeden, tank taşıyıcı araçlarla taşınmasının mümkün olup olmadığı" konusunda, belgelere göre, "1996-1997 yıllarında envanterde bulunan tank taşıyıcılarıyla tümen tırtıllı araçlarının taşınmasının mümkün olduğunun değerlendirildiği" ifade edildi.

Ancak, "Bir birliğin tırtıllı araçlarının taşıyıcılarla mı taşınması, yoksa basarak mı intikal etmesi" konusundaki kararın, "Taşıma için tahsis edilebilecek tank taşıyıcı sayısı" ile "İntikalin ne kadar zaman alacağıyla" ilgili olduğu belirtilen cevapta, ceridedeki 18 tank, 4 ZMA ve 10 ZPT için 25 tank taşıyıcı gerektiği, ancak o dönemde Ankara'da göreve hazır bulunanlardan, tümene tahsis edilebilecek taşıyıcı mevcudu bilinmediğinden karara bu faktörün etki edip etmediğinin bilinemediği aktarıldı.

Cevapta, bugünün şartlarında bahse konu bölgeye taşıyıcılarla tek seferde intikal edilmesi halinde, gidişin 96 dakikada tamamlanabileceği, taşıyıcı sayısının 25'ten az olması halinde iki sefer yapılması gerekeceği ve intikal süresinin, tankların yüklenmesi, indirilmesi ve intikal mesafesi dikkate alındığında 261 dakika olacağı belirtildi.

Tanklar ile ZMA ve ZPT'lerin basarak intikal etmesi halinde gidiş intikalinin 69 dakika süreceğine dikkat çekilen cevapta, "Her iki intikal metodundaki intikal süreleri dikkate alındığında (taşıyıcılarla bir seferde 96 dakika, iki seferde 261 dakika, basarak intikalde 69 dakika) o dönemde tankların basarak intikali yönünde verilen karara, basarak gidiş intikalinin daha kısa sürede gerçekleşebilecek olmasının etki etmiş olabileceği değerlendirilmektedir" ifadesi kullanıldı.

Taşıma kararına etki edebilecek üçüncü faktörün ise birliğin eğitim ihtiyacı olduğuna değinilerek, şunlar kaydedildi:

"Eğitim ihtiyacı tankların taşıyıcılarla taşınmasının tecrübe edilmesi ise tankların taşıyıcılarla taşınmasının uygun olacağı, komuta kontrol sisteminin denenmesi, tankların bu mesafedeki ikmal ve bakım ihtiyaçlarının ortaya çıkarılması, emniyet ve kılavuzlama hizmetinin test edilmesi, barış zamanında alarm ve reaksiyon süresinin tespiti ve geliştirilmesi ise basarak intikalin daha uygun olacağı değerlendirilmektedir.

Sonuç olarak, intikal süresinin daha kısa olması ve eğitim ihtiyaçlarının giderilmesi mülahazalarının ön plana çıkmış olabileceği değerlendirildiğinden, tankların basarak intikaline karar verilmiş olabileceği kıymetlendirilmiştir."

-Törenler için de "basarak intikal" metodu-

Cevapta, "önceki yıllarda da bu şekilde tatbikat yapılıp yapılmadığına" ilişkin, "eğitim kayıtlarının, cari yıldan sonra bir yıl daha saklanmayı müteakip imha edildiği, bu nedenle o dönem ve öncesinde tatbikat icra edilip edilmediğine dair tespit yapılamadığı" bildirildi.

Bununla birlikte 30 Ağustos Zafer Bayramı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenlerine iştirak edecek tankların Atatürk Kültür Merkezi'ne, demiryolu ile bakıma gönderilen tankların tren istasyonlarındaki tank bindirme rampalarına gidişlerinde de "basarak intikal" metodunun kullanıldığına dikkat çekildi.

Cevapta, "Sonuç olarak, o dönem ve öncesinde tümen kışlası dışında icra edilen tatbikatla ilgili bilgi ve belge bulunmamasına rağmen, ikmal, bakım ve törenlere iştirak maksadıyla yapılan intikallerin basarak yapılmasının, tankların Şubat 1997'de de basarak intikal ettirilmesi kararına etki etmiş olabileceği değerlendirilmektedir" denildi.

SANIK AYDIN KARAŞAHİN'İN SAVUNMASI

Duruşmada sanıkların savunmalarına da devam edildi. 28 Şubat Davası'nda savunmasını yapan emekli Albay Aydın Karaşahin, "Aleyhime değil delil, emarenin bile bulunmadığı suçlamalar nedeniyle kendimi savunmak durumundayım" dedi.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan Karaşahin, iddianamede "BÇG'de yer almakla" suçlandığını belirtti.

BÇG'nin kuruluş tarihinin 10 Nisan 1997 olduğunu, kendisinin de aynı tarihte, Şubat 1998'den geçerli olmak üzere Almanya'daki AWACS üssüne tayin kararının çıktığını anlatan Karaşahin, Nisan 1997'de 8-10 gün kadar, kısa süreyle BÇG salonuna gittiğini ifade etti.

Burada, basından irticanın takip edileceğinin söylendiğini anlatan Karaşahin, zaman zaman BÇG salonunda haberleri seyrettiğini, gazeteleri okuduğunu ancak konusu suç olan hiçbir eylemde bulunmadığını, kendisine suç teşkil edecek emir de verilmediğini savundu.

Karaşahin, "Gazeteyi okudum, televizyonu seyrettim de ne oldu? Bunun sonucunda herhangi bir not almış mıyım? Konusu suç olan bir şey yapmış mıyım?" diye sordu.

BÇG'ye ilişkin yalnızca "BÇG İş Bölümü" adlı belgede isminin geçtiğini ve bunun da bilgisi dışında olduğunu dile getiren Karaşahin, BÇG telefon rehberi, sürekli giriş kartı konulu belgeler de dahil olmak üzere başka hiçbir belgede isminin geçmediğini belirtti.

Karaşahin, "Aleyhime değil delil, emarenin bile bulunmadığı suçlamalar nedeniyle kendimi savunmak durumundayım" dedi.

Evindeki aramada elde edilen her türlü belge ve cihazın "temiz" çıktığını ve iade edildiğini bildiren Karaşahin, sanıklardan da yalnızca birkaç tanesini tanıdığını, BÇG'de görev yaptığını belirten sanıkların da kendisini tanımadığını söylediklerini aktardı.

Karaşahin, BÇG'de geçirdiği süreye dikkati çekerek, "10 günlük bir dönemim sorgulanarak, en ağır cezaya çarptırılmam isteniyor" diye konuştu.

Bir müşteki avukatının sorusu üzerine Karaşahin, "Ben BÇG'de çalışmadım. Çalışanlar burada ne yaptıklarını mahkemeye arz etti. Ben de görev yapmış olsaydım, 'Şunu yaptım, bundan dolayı yaptım' derdim. Yapmadığım şeyin hesabını vererek, maddi gerçek ortaya mı çıkarılıyor?" ifadelerini kullandı.

Müşteki avukatlarından Figen Şaştım'ın, "Nisan ayı boyunca BÇG toplantılarına katıldığınızı ifade ettiniz. İrticanın takibiyle ilgili gazete okuduğunuzu, televizyon izlediğinizi söylediniz. İrticai faaliyetleri takip etmek Genelkurmayın görevi kapsamında mıdır?" sorusunu yöneltti.

Karaşahin, soruya, "Tahrik etmek belki avukat tekniğidir. Yorumlarınız fevkalade yanlış ve benim söylediklerimle ilgisi yok. Savunmamda ne söylediğim kayıtlarda var. Ben kendimden mesulüm. Kişisel olarak konusu suç teşkil eden hiçbir şey yapmadım. Sormuş olduğunuz konu, benim üzerimdeki bir konudur. Gönderildiğim bir yere 8-10 gün gittim. Gittiğim yerde yasadışı hiçbir emir verilmedi, yasa dışı hiçbir faaliyette bulunmadım. Ben kendi sorumluluğum kadar cevap veririm. Siz şu anda benden yorum yapmamı istiyorsunuz" yanıtını verdi.

Karaşahin, müşteki avukatlarından Sezai Çiçek'in hangi televizyon ve gazetelerin takip edildiğini sorması üzerine, özel bir televizyon veya gazetenin takip edilmediğini bildirdi.

- "Brezilya dizileri izlenmiş olabilir"-

Sanık avukatı Ahmet Gündel ise müvekkilinin, emir üzerine gönderildiği yerde basını takip ettiğini kaydederek, şunları söyledi: "Belki o dönemde Brezilya dizileri gündemdeydi, onlar izlenmiş olabilir. Gazete okumak veya televizyon izlemek ne zaman suç oldu? Sadece izlemeyle ilgilenmiş, rapor düzenlememiş. Daha sonra tayini çıktığı için ayrılmış. Herhangi bir suç unsuru yok. Televizyon izleme işinin de abartıldığını düşünüyoruz. Üstü emir veriyor 'Gidin, şurada bir toplantı var' diyor. Müvekkilim gittiğinde gazete okuma ve televizyon izleme işi olduğunu öğreniyor. Gazete okumak veya televizyon izlemekle hükümet devrilmez."

Söz alarak sanığa soru sormak isteğini beyan eden müşteki avukatlarından İbrahim Öztürk'ün "Anladığımız kadarıyla zeka seviyesi yüksek olan birinin gazete okumak veya televizyon izlemeyle ilgili görevlendirilmesine kendisinin öngörüsü nedir?" sorusuna Karaşahin, "Sakladığım bir şey yok" diye cevap verdi.

Avukat Gündel de "Meslektaşım, müvekkilimin ileri bir zeka seviyesi olduğunu belirterek bir soru sormuştur. Biz de müvekkilimize yüksek düzeyde zekaya vurgu yapılarak sorular sorulmasını beklerdik" dedi.

Bunun üzerine bazı sanık ve müşteki avukatları arasında sözlü tartışma yaşandı.

Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin de "İddia makamı olarak beni ve müşteki avukatlarını kastederek, hakaret edildiğini düşünüyorum. Suç duyurusunda bulunulmasını istiyorum" dedi.

Tekrar söz alan Gündel, "Son sözüm, sadece son soruyu soran avukata yönelik olarak söylendi. Müvekkilimin yüksek zekasına atıfta bulunmasına karşılık söylenen bir söz. Bunu ifade ettim. Duruşma savcısının alınmasını anlamadık. Kimseyi üzmek istemiyorum. Üzecek çok şey var. Size ne oluyor Sayın Savcım? Size yönelik bir söz yok" diye konuştu.

SANIK HAMZA ÖZALTUN'UN SAVUNMASI

Sanık Hamza Özaltun da savunmasında, 15 Nisan 1995'de Genelkurmay İç Güvenlik Plan Harekat Şubesinde idari astsubay olarak göreve başladığını, işinin gelen-giden evrakları kaydetmek olduğunu ve 8 ay sonra da emekliye ayrıldığını anlattı.

Özaltun, şöyle konuştu: "Şube müdürünün verdiği işleri yürüttüm. Görevim, gelen zarfları açmadan kaydederek şube müdürüne sevk etmekti. Zarfları açma yetkim yoktu. Plan şubenin kırtasiye işlerini de yürütüyordum. Burada 5 tane proje subayı vardı; bunların hangisinin BÇG'de çalıştığıyla ilgili bir evrak görmedim. BÇG giriş listelerini hiç görmedim. Atılı suçların hiçbirini işlemedim."

Özaltun, Üye Hakim Hakan Oruç'un, "Orada edindiğiniz bilgiler varsa içeriği nedir?" sorusuna, çalıştığı yerdeki evrakları görmediğini, içeriğini ve kimden geldiğini bilmediği yanıtını verdi.

Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin'in "Burada, bazı sanıklar ifadelerinde idari işler astsubayı olarak sizin bileceğiniz şeyler olduğunu söyledi. Orada gazeteler nasıl okunuyordu, televizyonlar nasıl izleniyordu? Sizin bir katkınız yok muydu?" sorusu üzerine Özaltun, "Benim hiçbir katkım yoktu. Gelen-giden evrakları kaydederdim" dedi.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan sanık Hamza Özaltun'un avukatı Bülent Öz, "Müvekkilim, BÇG kurulmadan Genelkurmay Başkanlığı Plan Şubeye atanıyor. Kendisinin görevi, gelen kapalı zarfları deftere kaydederek şube müdürüne sevk etmek. BÇG kurulduktan sonra da görevine devam etmiştir, 8 ay sonra da emekliye ayrılmıştır" diye konuştu.

SANIK SEZAİ KÜRŞAT ÖKTE'NİN SAVUNMASI

Sanık Sezai Kürşat Ökte de savunmasında, 16 Temmuz 1996'da Genelkurmay Başkanlığı Psikolojik Harp Dairesi Plan Şubesinde binbaşı rütbesiyle plan subayı olarak göreve başladığını anlattı.

Görevinin bölücü terör örgütüyle sınırlı olduğunu, iddianamede yer alan atılı suç tarihinde ise Genelkurmay Başkanlığı karargahında bulunmadığını savunan Ökte, şöyle konuştu: "BÇG'ye giriş yetkisi verilen personel listesinde ismim geçmemektedir. Böyle bir karta ihtiyacım yok, böyle bir kart da adıma çıkmamıştır. Genelkurmay'da benim rütbemdeki birinin bahsedilen belgeleri görmesi ve işlem yapması mümkün değildir. Şahsıma bir görevlendirme yapılmamıştır. BÇG'de görev almadım, görev alsaydım bunu açıkça beyan ederdim. Bununla ilgili emir verilmedi, ben de tebellüğ etmedim. TSK'da görev yaptığım sürece hukukun üstünlüğüne, Anayasa'ya bağlı kaldım."

Savunmasının ardından Ökte'nin sorgusuna geçildi.

Müşteki avukatlarından Emrullah Beytar'ın, "BÇD'de çalışmadığınızı söylediniz. Ancak Oğuz Kalelioğlu, BÇG'ye 4 subay verildiği ve onlardan birisinin sizin olduğunuzu söylüyor. Bunda bir çelişki var. Nasıl izah edeceksiniz?" sorusuna Ökte, "İfadesi aynen sizin beyan ettiğiniz gibi değil. İfadesi şöyle: 'Bize böyle bir emir geldiyse eğer şube müdürlerine personel görevlendirilmesi için emir vermiş olabilirim' dedi. İfadeyi iyi bildiğim için böyle" yanıtını verdi.

Ökte'nin avukatı Sayit Karabulut, savunmasını yazılı vererek müvekkilinin duruşmalardan vareste tutulmasını talep etti.

SANIK AHMET AKA'NIN SAVUNMASI

Sanıklardan emekli Binbaşı Ahmet Aka da savunmasında, 1996'da Genelkurmay Başkanlığı Psikolojik Harekat Dairesi Temel İnceleme Şubesine atandığını, 1998'de ise emekli olduğunu anlattı.

"Çalışma alanım Yunanistan'dı. Şubede tek plan subayı olarak görev yapıyordum. İş tempom ağırdı. Onun için BÇG'de görev yapmam mümkün değildir" diyen Aka, şunları kaydetti:

"İddianamede benim adımın geçtiği tek belge, imzasız bir word belgedir. Hazırlayanın ismi ve imzası yoktur. Bu belge delil olamaz. Bunu ilk kez de emniyette gördüm. Bana herhangi bir görevlendirme yapılmamıştır. Bununla ilgili de iddianamede belge yoktur. BÇG ile ilgili hiçbir toplantıya katılmadım, yer almadım. BÇG tarafından takdir belgesi de verilmedi. Takdir belgesi verilenler arasında ismim yer almamaktadır. Konusu suç teşkil eden çalışmanın içinde yer almadım."

Aka'nın avukatı Musa Teberoğlu da savunmasında, BÇG'yi inançlı kesime karşıymış gibi tanıtmanın yanlış olduğunu, atılı suçla ilgili belgelerin fotokopi, asıllarının bulunmasının ise manidar olduğunu savundu.

Teberoğlu, "Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in tanık olarak dinlenmesini talep ediyoruz. Müvekkilimin ismi BÇG giriş kartı verilecekler arasında yer almamıştır. Sadece isimsiz ve imzasız bir belgede ismi geçiyor. BÇG çalışmasında da yer almamıştır. BÇG kamuoyuna yansıtıldığı gibi her şeyi yöneten bir yapı değildir. Hiçbir sanık Ahmet Aka'nın BÇG'de görev yaptığını söylememiş, hiçbir müşteki de Ahmet Aka'dan şikayetçi olmamıştır" ifadelerini kullandı.

SANIK OSMAN ATİLLA KURTAY'IN SAVUNMASI

Sanıklardan Osman Atilla Kurtay da savunmasında, o dönemde yüzbaşı rütbesiyle İçgüvenlik Harekat Dairesi'ne bağlı Veri Toplama ve Analiz Şubesinde görev yaptığını anlattı.

Kurtay, "BÇG emirlerini görmedim. Çünkü kişiye özel emirlerdi. BÇG'nin varlığını ilk kez basından öğrendim. Bizim bilmediğimizi basın biliyordu. BÇG adına çalışma yapmadım ve görev almadım. Soruşturmada da adımın geçeceğini hiç tahmin etmedim. BÇG çalışanı olmadığım için bana verilmiş takdirname belgesi de yoktur. Suçlamaları kabul etmiyorum. Dertlerimin arasında 54. hükümet, dertlerimin arasında BÇG yoktu. Hükümete karşı mücadele yetkim yoktu" diye konuştu.

Savunmasının ardından Kurtay'ın sorgusuna geçildi.

Kurtay, sanık avukatlarından Müşteba Aydın'ın, "Serdar Çelebi'yi BÇG'de çalışırken gördünüz mü?" sorusuna "Kendisini hiç görmedim. İsme aşinalığım var, ama duruşmalar sırasında tanıştık" diye yanıt verdi.

Kurtay, müşteki avukatlarından Hüsnü Tuna'nın "İmam hatiplerin azaltılmasına yönelik bir plan hazırlanmış. Bu acaba sizin veri hazırlama analizinizden mi çıktı?" sorusuna "Böyle bir şeyi hazırlamamız mümkün değil" şeklinde cevap verdi.

Kurtay, müşteki avukatlarından İbrahim Öztürk'ün "Askeriye içerisinde bir kısım askerlerden gizlenen bir çalışma yapılıyor muydu? sorusu üzerine de "BÇG bizim yanımızdaki plan şubedir. Orada faaliyet gösteriyordu. Yani o gün hiç ciddiye almadım o grubu. Onun dışında daha gizli örtülü işler yapıyorsa haberim yok" dedi.

53. DURUŞMA SONA ERDİ

Mahkeme, savunması alınan sanıklardan Kenan Deniz, Erol Özkasnak, İdris Koralp, Aydın Karaşahin, Hamza Özaltun, Sezai Kürşat Ökte, Ahmet Aka ve Osman Atilla Kurtay'ın duruşmalardan vareste tutulmasına karar verdi.

Sanık Çetin Doğan'ın duruşmalara katılmak istemesini belirtmesi üzerine cezaevine yazı yazılmasını kararlaştıran mahkeme, cumhuriyet savcısının, avukat Ahmet Gündel ile ilgili duruşmaya yönelik talebinin değerlendirilmesi için de duruşma zaptının bir örneğinin cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesine karar verdi.

Müştekilerden Hasan Ekinci'nin de olaylarla ilgili bildiklerini anlatan dilekçeyi mahkemeye sunduğu tutanağa yazdırıldı.

Duruşma 8 Ocak (bugün) saat 09.30'a ertelendi.

(08 Ocak 2014, 11:30)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

Darbe kaydına tekzip talebi

Darbe kaydına suç duyurusu

28 Şubat davasında mahkeme heyeti ile ilgili tartışmalar

28 Şubat´a Balyoz etkisi

28 Şubat davası duruşmaları

Flaş!!! 28 Şubat davası açıldı

28 Şubat soruşturması manşetlerimiz

28 Şubat süreci manşetlerimiz

28 Şubat iddianamesinde arama yap

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=5780    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
63.464.458