Aktütün baskınının askerlerce önceden bilindiği ancak önlem alınmadığı skandalını haber yapan Taraf, askeri savcılığın, ´belgeleri teslim et yoksa baskın yapar alırız´ tehdidine sert tepki gösterdi.
![]() ![]() ![]() |
16.10.2008 14:49 Taraf Gazetesi geri adım atmadı, tam aksine yeni belge ve fotoğraflar yayınladı. Aktütün haberleriyle gündemi sarsan Taraf´dan yeni bir belge daha geldi. İlker Başbuğ´un öfke saçtığı Taraf, adeta savaşa ben de varım dedi. Üstelik Genelkurmay´ın haberlerle ilgili yayın yasağı koymasına rağmen, 1. sayfayı Aktütün´e ve Başbuğ´a verilen cevapla kapattılar. Başbuğ´un zehir zemberek açıklamasına aynı sertlikte cevap verdiler. Bununla yetinmeyip yeni bir fotoğrafla hodri meydan dediler.. Gazete Tehdidi bırak hesap ver manşetiyle okurların karşısına çıktı. Yayın yasağını takmayan gazete, Başbuğ´un açıklamalarına tek tek cevap verdi. Gazete sürmanşetten askere bir de çağrıda bulunuyor: Taraf yeni bir Aktütün belgesiyle, Başbuğ´u sükunete ve görevini yapmaya çağırıyor. Gazetenin, Öfke bu sorulara cevap vermiyor alt başlığı altında yanıt verilmesini istediği sorular şöyle: 1. Aktütün göz göre göre nasıl basıldı? 2. Baskın canlı canlı izlendi, ne yapıldı? 3. Bayraktepe mevzii takviye edildi mi? 4. PKK Bayraktepe´yi ele geçirebildi mi? 5. Aktütün karakolu saldırıya uğradı mı?
İşte Taraf gazetesi yazarı Ahmet Altan´ın o yazısı:
Genelkurmay Başkanı´na... Siz böyle saygısız, nezaketsiz, tehditkar bir konuşma üslubunu benimseme cüretini nereden buluyorsunuz? Ağzınızdan çıkanı kulağının duymuyor mu sizin? Siz kimi korkutmaya çalışıyorsunuz? Korkutabileceğinizi inanıyor musunuz gerçekten? Bakın ben size dostça bir şey söyleyeyim general? Vazgeçin bu kaba tehditlerden... Öfkeli jestlerden, asabi mimiklerden. Bunlar bizi korkutmaya yetmez. Ha, sanmayın ki bu ülkede ´derin devlet´ dendiğinde kimin kastdedildiğini bilmiyoruz, sanmayın ki patlayan arabalardan, ensesinden vurulan adamlardan haberimiz yok. Sadece umrumuzda değil. Bunu anlayabiliyor musunuz? Bazı insanları, ülkeleri özgür ve mutlu olsun diye herşeyi göze alabileceğini kavrayabiliyor musunuz? Bunu kavramaya çalışın. Bırakın korkutma çabalarını. Bunlar yakışıksız işler. Üstelik gerçeği ortaya çıkarma çabasından bizi vazgeçirmeye de yetmez.
Siz birşeyler söylediniz dün. ´Herkesi dikkatli olmaya ve doğru yerde bulunmaya davet ettiniz galiba, Siz ´doğru yerin´ neresi olduğunu biliyor musunuz? ´Doğru yer´ neresidir biliyor musunuz? Doğru yer insanın mesleğini dürüstçe ve gereklerini yerine getirerek yaptığı yerdir. Biz ´doğru yer´de duruyoruz. Mesleğimizin gereğini dürüstçe yerine getiriyor ve gerçekleri yıllardır yalanlarla kandırılan bu halka açıklıyoruz. Siz doğru yerde durmuyorsunuz. Kendi mesleğinizin gereklerini yerine getirmiyorsunuz. Sizin mesleğinizin gereği, size emanet edilen o genç askerleri korumaktır. Karakol baskınını an be an gösteren kamera kayıtlarına rağmen, gerekli tedbirleri almamak, istihbarat raporlarına aldırmamak, çatışma başladıktan sonra yeterince yardım göndermemek ve o çocukları ölüme göndermek sizin suçunuzdur. Görevinizi yerine getirmediniz.
Neden? Niye o çocukları korumadınız? Bunun için yargılanmanız gerektiğini biliyorsunuz değil mi? Tabi savcıların sizi mahkemeye çağırmayacağına, sizi yargılayacak bir merci olmadığına güveniyorsunuz. Ama bu yargılanmanız gerektiği gerçeğini değiştirmiyor. Tabi bir de istifa müessesesi denilen bir şey var. Sanırım sizin o müesseseden haberiniz bulunmuyor. Başbakanın, hükümetin, parlamentonun sizden hesap sormaması da sizi cesaretlendiriyor. Ama bir de halk var bu ülkede. Gerçekleri duymak isteyen bir halk. Ve o sizin peşinizi bırakmaz. Arkanıza kuvvet komutanlarını alıp kameraların karşısına geçerek asabi bir şekilde medyaya verdiğiniz ´muhtıra´ bu gerçeği değiştirmez. Siz bize Aktütün´ü anlatın. O çocuklar niye öldü? Niye baskını önlemediniz?
Bir de pek anlamadığımız bir sözünüz var, ´Bu tip saldırılar karşısında her ordunun vereceği cevap ve tepki bellidir´. Ne demek bu? Birincisi bir saldırı yok, saldırmıyoruz, gerçekleri açıklıyoruz. İkincisi, ´Her ordu´ böyle eleştiriler karşısında nasıl tepki veriyor? Siz nasıl tepki verdiklerini bilmiyor musunuz? Gelişmiş ülkelerde böyle bir facianın sorumlusu olanlar derhal görevlerinden alınıp yargılanırlar. Ama sizin aklınızdaki bu değil, açıkça anlaşılıyor. O zaman, nedir o? ´Ordunun vereceği tepki´? Ordular kendilerine saldıran ´düşman´ı yok etmek için eğitilirler. Bizim gerçekleri açıklamamızı bir ´saldırı´ olarak nitelendirdiğinize göre Bizi de ´düşman´ olarak görüyorsunuz. Eee, ne yapacaksınız? Saldıracak mısınız, gazeteyi mi bombalayacaksınız, F 16´ları mı göndereceksiniz? Siz ne dediğinizi farkında mısınız? Baskını daha önceden bildiğiniz halde o çocukları korumayacaksınız, Bunu açıklayan gazeteleri de ´ordu tepkisiyle´ korkutmaya çalışacaksınız. General, ´doğru yer´de durun. Haddinizi aşmayın. Bizim ülkemizde, 70 milyon insanın boğazından kesip verdiği paralarla ayakta duran bizim ordumuzla, bizi tehdit edemezsiniz. Ordu, sizin hatalarınızı kapatmak için kullanacağınız bir tehdit aracı değildir.
Haa, bir de ´bölücü terör örgütünün eylemlerini başarılı gibi gösterenler, akan ve akacak olan her damla kanın sorumlusu olurlar´ sözünüz var. Bakın bunu doğru söylüyorsunuz. Ama, ´başarılı gösteren´ kim? Baskının önlenmediğini açıklayan gazeteler mi, yoksa baskını bile bile önlemeyenler mi? O kandan kimin sorumlu olduğunu anladınız mı? Sorumluluğu hissediyor musunuz? Hissetmelisiniz ve tehditleri bırakıp gerçekleri açıklamalısınız. Tehditlerinizden ve üslubunuzdan hoşlanmadık. Gerçekleri söyleyin bize. Gerçekleri... Biraz cesaret yeter buna. Cesaretiniz de öfkeniz kadar büyük olduğunda bize gerçekleri söyleyeceğinize eminiz. O günü bekliyoruz. (Taraf)
-Genelkurmay´dan sert açıklama-
Taraf´ın bugünkü haberini siteye yeni eklemiştik ki Genelkurmay Başkanlığı´ndan yukarıdaki başlıklı çok sert bir açıklama geldi. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Aktütün karakolu saldırısıyla ilgili TSK tarihinin en sert açıklamasını yaptı... Bu olay Bayrak Tepede meydana gelen olay bölücü terör örgütü açısından bir intihar saldırısıdır. Bayraktepe´de çarpışan askerlerimiz açısından ise bu bir kahramanlık destanıdır. Olayın akabinde her zaman olduğu gibi olayın bütün boyutlarının incelenmesi görevi Kara Kuvvetleri Komutanı tarafından 12. Ordu Komutanına verilmiştir. Kendine güveni olan tüm kurumlar gibi TSK´nın kendine güveni tamdır. Kendine güveni tam olan kurumlar gibi bu incelemenin tamamlanmasına müteakip kamuoyuna paylaşılması gereken hususlar kamuoyuna verilecektir. (Habertürk)
-Hatırlatma-
Bu ve benzeri haberlerin siteye, herhangi bir kurumumuzu yıpratmak amacıyla eklenmediğini site yöneticisi Abdullah Harun olarak vurgulamak istiyorum. Hangi makam ve mevkide olursa olsun, ister Genelkurmay Başkanı, ister Cumhurbaşkanı, ister Başbakan isterse de başka bir yetkili olsun, hiç kimse bizden kendilerine güvenmemizi, gerekenlerin yapıldığı açıklamalarına inanmamızı istemesin, beklemesin. Biz olaylara ve sonuçlara bakarız. O kurumda bazı kişiler eğer bir hata yapıyorsa, o hata sebebiyle de Dağlıca ve Aktütün´de ve benzeri her durumda birçok asker-polisin anne-babaları evlat acısı yaşıyorsa, işte o hatayı yapanlar kim olursa olsun ortaya çıkarılıp hesap sorulmalı, cezalandırılmalı ve bu bilgi de kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Böyle skandallar basına yansıdı diye sızdıranların üzerine gitmeye kalkmak bizce doğru bir davranış değildir. Şeffaf olunarak, eğer sızdırılan bilgi yanlış ise bu ifade edilebilir. Bu asla kurumların saygınlığına ve güvenilirliğine gölge düşürmez. Orgeneral İlhami Erdil olayını burada hatırlatmak isteriz. Herkes hata yapabilir, önemli olan hataların üzerine gitmektir, onları örtmek ya da hataları ortaya çıkartanların peşine düşmek değil! (Abdullah Harun)
(16 Ekim 2008, 14:49)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: