ABD basınında 'Paralel Yapı'ya ait okulların yaptığı usulsüzlüklere ilişkin son haber Chicaco Sun-Times gazetesinden geldi. Gazete, ABD'deki 'Paralel Yapı'ya ait Concept Schools adı altındaki 30 sözleşmeli okulun, 2003 ile 2013 yılları arasında 5 milyon dolardan fazla devlet desteğini kendi üyelerine aktararak usulsüzlük yaptığı iddialarını haber yaptı.
![]() ![]() ![]() |
18.12.2015 13:26 ABD'de, "Paralel Yapı"ya ait Concept Schools adı altındaki 30 sözleşmeli okulun, 2003 ile 2013 yılları arasında 5 milyon dolardan fazla devlet desteğini kendi üyelerine aktararak usulsüzlük yaptığı iddia edildi.
ABD basınında "Paralel Yapı"ya ait okulların yaptığı usulsüzlüklere ilişkin son haber Chicaco Sun-Times gazetesinden geldi. Gazetenin haberine göre, Illinois eyaletindeki Chicago kentinde, insanların verdiği vergilerle finanse edilen "Paralel Yapı"ya ait Concept Schools'un, 5 milyon dolardan fazla federal burs parasını, altıdaki sözleşmeli okullardan alarak kendi yakınlarına aktardığından şüpheleniliyor.
Illinois Meclis Başkanı Michael Madigan'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda kişiyi yakın markajda tutarak, güçlü bir destekçi ağı kuran Des Plaines merkezli Concept Okulları hakkında devam eden soruşturmada henüz bir iddianame sunulmadı. Ancak arama emri için mahkemeye verilen 85 sayfalık kayıtlara ulaşan gazetenin haberine göre, Concept Schools, taşeronları ve özel olarak işletilen ama vergilerle finanse edilen diğer Orta Amerika'daki "birçok" sözleşmeli okullarında, "federal programı dolandırmaya yönelik bir entrikanın içindeler".
"Paralel Yapı"nın dolandırıcılık yaptığı programın adı E-Rate. Program, ekonomik olarak dezavantajlı okulların ve kütüphanelerin internete ulaşımı ve diğer iletişim ihtiyaçları için devlet tarafından fon dağıtım programı olarak biliniyor.
Contept Okulları'nda usulsüzlük yapıldığından emin olan ABD Eğitim Bakanlığı müfettişlerinden biri, okullarda arama yapılmasına izin almak için Chicago'da bir yargıca müracaatında, "Bu suistimalin en az 2007'ye kadar geçmişe gitmekte olduğu, suistimalin düşük gelirli öğrencilerin olduğu okullara internet erişimi sağlayan E-Rate programını da kapsadığını" yazdığı öğrenildi.
Soruşturmayı yürüten Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) Cleveland ofisi sözcüsü, Concept Okulları'na yönelik soruşturmanın devam etmesinden dolayı şu aşamada herhangi bir bilgi paylaşamayacaklarını ifade etti.
FETÖ'NÜN ILLINOIS VE ÇEVRESİNDE 30 OKULU BULUNUYOR
Concept'in ABD'nin Illinois ve çevresindeki eyaletlerde aralarında devlet desteklilerin de olduğu 30 okulu bulunduğu biliniyor. Bu okulların arasında Chicago Devlet Okulları tarafından finanse edilen ve yaklaşık 2 bin 200 öğrencinin bulunduğu dört kampüs de yer alıyor.
Chicago Sun-Times gazetesinin geçen yıl sözleşmeli okullarla ilgili raporuna göre FBI, Haziran 2014'te, Concept'in genel merkezi ile Illinois, Indiana ve Ohio eyaletlerinde 18 baskın yaptı. Bu baskınlarda, Concept'in üst düzey görevlileri hakkında ve şirketin federal "E-Rate" programına katılımı ile ilgili kayıtlar ele geçirildi.
Elde edilen yeni bir arama emri sonucunda da müfettişler Concept'in, "E-Rate" programlarının "adil ve açık fiyat teklifi" kurallarını ihlal ettiğini ortaya çıkardı. Belgeler, daha önceden inceleme altına alınmış olan Concept yönetici ve müteahhitlerini de ifşa ediyor.
Mahkeme kayıtları, Concept Schools Başkanı Sedat Duman'ın, okullar için, "E-Rate" onay formlarını imzaladığını gösteriyor. Mahkeme kayıtlarına göre, Copcept okullarının bilişim kurulu başkanı olarak adı geçen Hüseyin Shane Ülker'in, "E-Rate" fonlarını kendisiyle ilişkili üç iş yerine hayali fatura ağıyla, Stephen Draviam isimli bilgisayar uzmanının şirketi vasıtasıyla gönderiyor.
Gazetenin Federal Eğitim Bakanlığı Genel Müfettişliğinden özel temsilci Geofreey Wood'a dayandırdığına göre Ülker, parayı kendisine yakın üç şirketin hesabına yatırmadan önce 20 bin doları Türkiye'deki Bank Asya hesabına yatırıyor.
5 MİLYON DOLAR ''YAKIN KURUMLARA'' GÖNDERİLMİŞ
Contept Schools, Draviam'ın soruşturma sırasında FBI ile işbirliğine gittiği ortaya çıktığında kendisinin işine son verdi. Gazetenin FBI memurlarına dayandırdığına göre, Concept Schools daha sonra kendi yönetimine yakınlarla iş yapmaya başladı. Wood'a göre şirket, 5 milyon dolardan fazla ödemeyi yine "Paralel Yapı"yla bağlantılı olan "yakın kurumlara" gönderdi.
Mahkeme kayıtlarına göre, pastadan en büyük payı alan şirket, "E-Rate" fonundan 2,8 milyon dolardan fazla para alan Core Grup A.Ş. Söz konusu şirket, işinin yüzde 92'den fazlasını Concept Schools'la yaptı.
Fedaral ajanların, Core Grup'un Mount Prospect'teki ofislerini ve şirket sahibi Ertuğrul Gürbüz'ün Elk Grove köyündeki evine de baskın yaptığı bilgisi verilen haberde, Concept'in "E-Rate" danışmanı olarak eski yöneticileri Özgür Balsoy'u işe almış. FBI, Balsoy'un da evine baskın düzenledi.
TÜRKİYE'YE GİTTİĞİNDE EROİN TAŞIMAKTAN TUTUKLANMIŞ
Mahkeme belgelerine göre, Concept Schools'un eski yetkililerinden Mustafa Emanet ise "E-Rate" programı için sözleşmeli okulların liderlerinin "yakın ilişki içinde olduğu" yandaş şirketlerle çalışmak istedi. Gazeteye göre federal müfettişler, he ne kadar "yandaş" şirketlerin diğer şirketlerden daha kabarık fatura çıkarsa dahi onlarla çalışmak istediğini aktaran Emanet'in kendilerine Türkçe şirket içi yazılmış bir e-postayı teslim ettiğini ve e-postadaki görüşmelerin Concept Schools'un "E-Rate" kontratlarında kendilerine nasıl çıkar sağladıklarını açıkladığını düşünüyor.
FBI'ın aktardığına göre, Emanet, 6 sene önce Türkiye'yi ziyaret ettiğinde Concept Schools ile bağlarını kopardığı için büyük sıkıntı çekti. ABD'de hiçbir sabıka kaydı bulunmayan Emanet, Türkiye ziyaretinde üzerinde eroin bulundurmaktan tutuklanmış. Emanet, Türkiye'de tutuklanmasının nedeni olarak ise "Paralel Yapı"nın okulları ile ideolojik farklılıklarını gösterdi.
Des Plaines merkezli Concept Okulları'nın federal soruşturma altında bulunan Chicago'daki okulları şunlar:
-Chicago Matematik ve Fen Akademisi, 7212 N. Clark.
-Horizon Fen Akademisi Belmont Charter Okulu, 5035 W. North.
-Horizon Fen Akademisi McKinley Park Charter Okulu, 2245 W. Pershing.
-Horizon Fen Akademisi- Güneybatı Chicago, 5401 S. Western.
Bu arada, paralel yapı ABD basınında giderek artan hızla haberlere konu olmaya başladı. Geçtiğimiz günlerde Fetullah Gülen'e insan kaçakçılığı suçlamasını da içeren 6 ayrı dava açılmıştı. Dava 4 ay içinde başlayacak. Bu olayın basında geniş yer bulmasının ardından basında "Paralel Yapı"ya ait okulların yaptıkları usulsüzlüklere dair çok sayıda haber yayınlanmaya başladı.
CEMAAT YAZARI ABD'DEKİ İDDİALARI DİLE GETİRDİ, LİNCE UĞRADI
Konuyla ilgili bir başka haber ise cemaat medyasına ait "haberdar.com" sitesinde yayınlandı. İlhan Tanır'ın "ABD'de cemaatin başını ağrıtacak gelişmeler yaşanıyor" başlığıyla 15 Aralık'ta yayınlanan köşe yazısında ABD'de son dönemde cemaat için hiç de iyi gelişmelerin yaşanmadığını dile getirdi. Ancak yazısına gelen okuyucu yorumları tepkilerle dolu oldu.
İşte İlhan Tanır'ın o yazısı:
"ABD’de Açılan Fethullah Gülen Davası.. Aralık ayının 9’unda, Washington’da, AKP hükümetinin Fethullah Gülen'e karşı tuttuğu Amsterdam & Partners LLC ve Fox Rothscild LLP Hukuk bürolarından Robert Amsterdam ve Patrick Egan bir basın konferansı düzenleyerek, dava ile ilgili açıklamalar yaptılar (toplantıya davet edilmediğim için gitmedim).
Kendi bloguna koyduğu 35 dakikalık bu basın toplantısı izlendiğinde Robert Amsterdam’ın kendinden emin bir görüntü verdiği görülüyor. Alanında tanınan ve saygı duyulan bir isim Amsterdam. Tabi Amsterdam’daki mutluluktan gelen bir kendine güven de olabilir çünkü Gülen'e açılan bu dava bazı gözlemcilere göre yıllarca sürebilir. Bu da demektir ki milyonlarca dolarlık bir müşteri.
Türkiye'de Tahşiye davası olarak bilinen davada mağdur olduğunu iddia eden 3 kişi Gülen’e bu hukuk büroları aracılığı dava açmış oldu. Kendilerinin, rakip dini grup oldukları için hapse, sahte veya yanlış delillerle gönderildiklerini, bütün bunların Gülen’in emri olduğunu iddia ediyorlar.
İnsan Kaçakçılığı?
Basın toplantısında Amsterdam bunun yanısıra uzun uzadıya Gülen Cemaatine birçok suçlama yöneltti. Bilindiği gibi Cemaate yakın 146 okul bulunuyor ABD’de. Örneğin Amsterdam bu okullardaki Türk öğretmenlerin maaşlarının yüzde 10 ila 40 arasındaki bir miktarın Cemaate geri verilmesinin zorlandığı ve bu öğretmenlerin ağır şartlarda çalıştırıldığı önerileri ile ‘’insan kaçakçılığı - human trafficking’’ suçlamasıyla Gülen’e dava açılabileceğini anlattı.
Amsterdam’ın bir başka üzerinde durduğu konu ise yine Gülen’in ABD’deki okullarına Türkiye’den getirilen öğretmenler ve onlara alınan H1 vizeler. Hatta bu vizeler için ödenen fahiş fiyatlar.
Gülen’den ilham aldıklarını söyleyen 150’ye yakın okul ABD’de genelde ‘charter’ okul statüsündeler. Yani öğrenci başı ciddi miktardaki bir parayı devletten alıyor ama özel okul mantığıyla eğitimde seviyeyi artıracakları bekleniyor. Ondan dolayı da milyonlar, belki de yüzmilyonlarca dolarların halkın vergisinden aktığı bir okul çeşidine ilgileri büyük Cemaatin. Bundan dolayı da okul gelirlerinin nasıl kullanıldığı konusunda okul yönetimlerinin açıklıkla sorulara cevap verebilmeleri gerekiyor.
Şeffaflık Sorunları
Amsterdam, bu okullarda bir gizliliğin bulunduğunu, bu okulların kendilerinin Gülen’e bağlı olduklarırıı dahi reddettiklerini ifade etti.
Amsterdam sürekli kendilerinde ‘testimony’ yani ‘ifadeler’ olduğunu iddia etti. Bu ifadelerdeki iddiaların ne tür iddialar olduğu ve ciddiyetlerini göremeden bilemeyiz.
21 Gün?
Hukukçu tespiti ile ‘normal’ ve ‘uzun bir hukuki sürecin’ başlangıcı bu yaşananlar. Bazı gazetelere yansıdığı gibi Gülen’e özel olarak bir hakimden verilmiş ‘’21 günlük bir süre’’ yok! Bu tür davalarda herkese ayrılan bir mühlet bu 21 gün. Yani sokaktaki Amerikalı Joe da, Fethullah Gülen de 21 gün süreye sahip! Ayrıca bu süreler birçok kez uzatılabilir.
Sürprizlere açık süreç olabilir
Bu süreç içerisinde davaya muhatap olanların ‘’forced disclosure of personal data’’ yöntemiyle bütün email veya bilgi akışlarının teslim edilmesi gibi farklı ihtimallerin olabilmesi mümkün.
Dava ‘Alien Sort Statute’ altında, ''eski hukuk'' kaidelerinden gücünü alıyor. Bununla birlikte, ABD’de hakim olan ‘liberal mindset’ ile yabancı ülkelerde de olsa mağdur olmuş kişilerin, kendilerini mağdur eden failin ABD’de yaşaması halinde, hak ve hukukunu Amerikan mahkemelerinde arayabileceği ilkesiyle popüler bir dava türü. Amerikalıların kendilerini daha da iyi hissetmesine yarayan bir yanı da var.
Washington’da konuştuğum bir hukuk adamı ile uzunca Amsterdam’ın iddialarını ve Gülen’in durumunu değerlendirdik. Bu hukuk adamının söylediklerini not tuttum ve tespitlerini, her iki taraftan cevaplar almaya devam ettikçe yazacağım.
Strees sebebi olacak
Bunun ötesinde Türkiye’de büyük bir baskı altında olan Gülen Cemaati, yurtdışında en büyük başarı öyküsü olan ABD’de, bir süredir bir takım sıkıntılarla uğraşıyor. FBI enselerinde. Bazı okulların teftişlerini yerel basına yansıdıkça haberdar oluyoruz. Bir büyük müttefik ülkenin tartışmasız siyasi lideri (Erdoğan) tarafından sürekli çok ağır iddialarla suçlanan bir Hareket ve lideri hakkında ister istemez daha çok soru işareti ve negatif hava yükleniyor.
Kötü adet devam ederse
Örneğin daha geçen ay ABD’nin en çok satan gazetesi USA Today’da, ABD Senatörü Ayotte’ın, 43 bin dolarlık bağışı Cemaat üyelerine geri verdiği haberleşti. Haber komedi gibiydi çünkü habere konuşan Türk Amerikan bağışçıların birçoğu Ayotte’ın kim olduğundan hatta kadın mı erkek mi olduğundan dahi habersizdiler! Kendilerinin düşük maaşına rağmen bu Türk-Amerikalılar siyasi adaylara binlerce dolar bağışlayabiiyorlardı.! Halbuki Türk-Amerikan toplumu ile yakın olan liderlerle konuştuğunuzda bu toplumun siyasi kampanyalara bağış vermeye çok meraklı olmadığı görülür.
Bu senatörü başka senatör veya Kongre üyelerinin takip etmesi halinde Cemaatin başı derde girebilir. Örneğin Cumhuriyetçilere yakın haber sitesi the Daily Caller’da, Hillary Clinton’ın Cemaatten aldığı bağışları geri vermesi çağrısı yapıyordu.
Yine Daily Caller’dan Chuck Ross’ın yazdığı 12 Ekim tarihli bir başka yazıda, Gülen’e yakın Türk Kültür Merkezi başkanı Recep Ozkan’ın Clinton Global Initiative adlı STK’sına 2015’in üçüncü çeyreğinde bir milyon dolar bağışladığını yazdı. Hillary’nin kocası eski başkan Bill Clinton’ın liderliğini yaptığı bu STK’ya yapılan bağışların, dolaylı yoldan Clinton’ın başkanlığına yatırım olduğu herkesçe kabul ediliyor.
Clinton için ‘’Ready PAC’’ isimli br de siyasi aksiyon komitesi kurularak, Clinton’a sınırsız bağış toplama işini de, yine Daily Caller’a göre, Gülen Hareketine yakın iki isim yapıyor.
Amsterdam’ın bir başka iddiası, Gülen Hareketine yakın bu okullardaki öğretmenlerden gelen (zorla kesilen) paranın siyasi adaylara gönderiliyor oluşu.
Hareket okullarında çalışıp, ayrıldığını iddia ettiği bazı kimselerin söylediklerinin ciddiliği bilinmeden bu davanın ne kadar güçlü olduğunu bilmek de güç. Amsterdam’ın basın konferansında söylediklerini ne kadar kanıt getirebileceği önemli. İşini bilen bir avukat olduğu belli. Ve kanıtlar ne olursa olsun bu avukatın bazı gürültüler çıkarabileceği de görülüyor.
Cemaate yakın kesimlerin sürekli tekrar ettikleri Tahşiye lideri Mehmet Doğan’ın El Kaide’ye destek olması veya olmaması ise bana göre çok ileri önemde değil. İddia edildiği gibi mağdurların özgürlüklerinin Cemaat tarafından kasıtlı bir şekilde alındığı ispat edilirse.
Cemaatin bundan daha önce düşünmesi gereken konular var bence. Bu şeffaflık konusunu nasıl halledecekler sorusu mesela. Dünyanın en rahat, dini, kültürünü, dilini yaşatmakta son derece rahat bir Batı ülkesi ABD'de dahi halen şeffaflık sorunu yaşayan Cemaat. Can çıkar huy çıkmaz."
CEMAATÇİ YAZARA CEMAAT OKURLARINDAN GELEN YORUMLAR
İlhan Tanır'ın cemaat sitesi "haberdar.com"daki haberinin altına okurlardan gelen yorumlar da şu şekilde:
"mir ali: Balon bir yazi. Baslik büyük ici fos, yazar kendisini okutmak icin elinden geleni yapmaya calismis. Fakat cok zorlanmis garibim!
mucahit: Amerika'da ki butun okullarin gelir kalemlerinin her bir centi kayit altinda. zaten kayitta problem oldugu anda district ceza kesiyor. ogretmenlerin tamami zaten Gulen'den etkilendiklerini soyluyorlar. yani ortaada gizlenmis birsey yok. ayrica ilhan beyin de belirttigi gibi nerdeyse yapilan butun isler fbi denetiminde. Ilhan bey seffafliktan ne anladigini bir yazisinda izah ederse cok sevinirim. kendisi bu konuyu sikca gundeme getiriyor ama hangi konularda seffaf olmasi lazim geldigine pek deginmiyor.
SAMİM: ŞİMDİYE KADAR TANIDIĞIM EN GİZLİ CEMAAT DÜŞMANISINIZ SAYIN TANIR. İNANMAK İSTEDİĞİNİZ HİÇBİR SUÇ VE İFTİRA YAPIŞMAYACAK CEMAATE VE SANIRIM ÜZÜLECEKSİNİZ.DAHA ÖNCEDE YAZMIŞTIM SİZİ DE BÖYLE KABUL ETTİK HABERDAR AİLESİNDE DE BİR "PARALEL" İNANIŞLI OLSUN VARSIN.
ali tez: sayın ilhan tanır türkiye dışındaki devletlerin işleyişinden pek bilgi sahibi değil herhalde... 1- öncelikle onlar hukuk ve sistem devletidir. herkes her şeyi iddia eder. algı için milyonlarca dolar milletin parasını bir hukuk bürosuna akıtınca elbette bu hukuk bürosu kıytırıktan da olsa dava açar. ama sen davanın sonuna bak! 2- az araştırırsanız ABD' devletin milletin parasından siyasi partilere para ayırma olmadığını, yapılan yardım ve bağışlarla siyasi partilerin varlıklarını ve çalışmalarını devam ettirdiğini, bunun da ABD de gayet normal olduğunu görürsünüz. 3- bu haberde geçenden çok daha fazla heyecan oluşturacak haberler medyaya servis edildi fakat sonuçta hepsi fos çıktı. 4- ŞİMDİDEN SÖYLEYEYİM: BU YAZIDA YAZILANLAR DA NCEKİ CAFCAFLI YAZILAR VE HABERLER GİBİ FOS ÇIKACAK, BİZİM DEVLETLÜLERİN İNGİLİZ HUKUK BÜROSUNA MİLLETİN PARASINDAN VERDİKLERİ MİLYON DOLARLAR BİR ALGI OLUŞTURMAK İÇİN HEBA OLUP GİDECEK. NEDE OLSA MİLLETİN MALI DENİZ...
Feza Eren: Malesef sadece "objektif" olayım derdinde olan fakat "hizmete" de kroşe vurmaktan geri durulmayan bir yazı olmuş. "Tarafsız" olmak yahut niyetin "şu heyulalı zaman diliminde rengim tam belli olmasın" halleri birşey kazandırmaz Tanır bey. Hak ne ise onu herhangi bir şarta bağlamadan,eğmeden,bükmeden,eğilmeden ve ki bükülmeden dile getirmek lazım.O hukuk bürosu görünümü altındaki adamcıkların ne denli ahlaki düşkünlük içinde "sözde hak/hukuk" meseleleri ile uğraştığını, parasını aldıktan sonra şeytana dahi avukatlık yapmaktan geri kalmayacaklarını siz biz fakirlerden daha iyi biliyorsunuz. Bu sebeple "zulüm" gören tarafı "can çıkar huy çıkmaz" çerçvesine oturtup, bil sille de siz vuracağınıza, top ile tankı ile polisi ile bir camiaya çullananları eleştiri örsüne yatırsanız daha dikkate değer biri olacaksınız.Yoksa aksi laf-u güzaf...
CEVHER: Cemaatin şeffaflık sorunu varmış. vah vah vah. işte bu kafa hiç değişmiyor hep aynı. sen CIA, FBI gibi kurumları bizim Mit gibi mi sanıyorsun. adamlar seni her yönü ile herşeyin ile birebir takip ediyor. karşında dünyanın en gelişmiş teknolojisine sahip istihbarat birimleri var. ABD muz cumhuriyeti değil ki seni bilmesin. Cemaati biliyorlar hemde çok iyi biliyorlar. En küçük bir hata olsaydı bütün faaliyetlerine engel olurlardı. Cemaat orada ve 160 ülkede kendini çok iyi anlattı ve türk insanını en iyi bir şekilde tanıttı. bunu sadece siz ve sizin gibiler anlamayacak çünkü ön yargılarınızı bir türlü aşamıyorsunuz. zaten en son türkiye anlayacak... ziyan yok bekleriz...
turabi: arkadaş bende buna tirt oluyorum. havuz medyasını anladık ta size ne oluyor. bu yazarın iki yazısından biri cemaat. prim yapıyor diye mi yazıyor acaba. yani abd de açılan davada hakim somut deliller isteyecektir. malum orada hukuk işliyor. eğer bu zevat elinde delil olsaydı ellibin defa isterdi ve aracılara (yahudi avukatlık bürosuna) milyonlarca dolar para yedirmezlerdi. herkes biliyor ki bu davadan bir şey çıkmayacak. hükümet bu sefer bak bunlar abd ajanı istedik vermediler diyecekler. bunları bırakında ülke elden gidiyor. güneydoğu aynı filistin gibi olmuş. evler delik deşik, pkk deyip işin içinden çıkmak kolay. pkk barış sürecinde nasıl bu kadar güçlendi, neden bütün kck lılar salındı, şehir içinde silahlanmaya neden göz yumuldu. devlet güneydoğudan çekiliyor. insanlar göç ediyor. uyanın ey millet bop projesi işliyor ve malesef güneydoğu elimizden çıkacak gibi. sevgili yazar sende bu konuda yazarsan daha isabetli olacak.."
Paralel yapı-Yurtdışındaki cemaat okulları
Diğer ülkelere paralel uyarı
Türkmenistan Gülen okullarını kapattı
Cemaatin Tacikistan'daki okulları kapanıyor
Azerbaycan o okulları kapattı
Azerbaycan'dan cemaate 2. darbe
Azerbaycan: Cemaate geçit yok
Azerbaycan'dan cemaate darbe
Azerbaycan'da paralel ihanet mektupları
Rusya'dan cemaat raporu
ABD mahkemesinden Gülen'e 21 gün süre
Tacikistan Cemaat okullarını kapattı
ABD: Gülen okullarına soruşturma
Gülen okullarına FBI baskını
Gülen ABD'lileri rahatsız etti
Paralel yapı-Dış ülke bağlantıları manşetlerimiz
Paralel yapı-Vatana ihanet manşetlerimiz
Şok ses kaydı!.. '159 ülkedeki okulları korumak için ABD'yi Türkiye'ye tercih ederiz'
(18 Aralık 2015, 13:26)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: