HSYK giderek tartışmaların odağına oturuyor ve kuruldaki ve yargıdaki Kontrgerilla kadrolaşması iddiası netleşiyor. Ergenekon ve KCK davasının savcı ve hakimlerinin değiştirilmesi için ´11 kişilik korsan kararname´ hazırlığının başını çeken Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyesi Ali Suat Ertosun, 14 gün süren krizde kendisiyle ilgili suçlamalara basın toplantısıyla cevap verirken skandal itiraflarda bulundu. Günlerdir tartışılan sorulardan sorulmayanlar olduğu gibi sorulup da cevabı alınamayanlar da oldu. Çok ilginç ve tartışılacak bir savunma yapan Ertosun Ergenekon sanığıyla ilişkisini normal buldu, önüne Ergenekon davası gelirse bakmakta bir sakınca görmeyeceğini belirtti, Ergenekon davasını baltalamak girişimi ve hatta düşüncesi bile olmadığını söyledikten sonra çok dikkat çekici şekilde Ergenekon soruşturma ve davasına yoğun eleştirilerde bulundu. HSYK üyelerinin yetkilerini aştığını savunmasıyla doğrulayan Ertosun, inanılmaz ifadelerle siyasetin alasını yaptı, HSYK´da dile getirdiği talepleri savunurken tam bir siyasetçi gibi konuştu. ´Biz moda tabiriyle açılım yapıyoruz. Bakın bizim açılımlarımızın içi dolu, boş değil´ diyen Ertosun, önceki gün İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından yol haritası açıklanan ´demokratikleşme açılımı´na gönderme yaptı. Ergenekon soruşturmasına karışmadıklarını vurgulayan Ertosun, açıklamasında savcıların İzmir´de eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´ün ifadesini almalarına ise karşı çıktı ve bunun yasal olmadığını vurguladı. En çok tartışılan konulardan Özdemir Sabancı cinayeti faillerinden Mustafa Duyar´ın yetkililere gerçekleri açıklayacağını bildirdikten kısa süre öldürülmesinde kendi payının olduğu iddiasını reddeden Ertosun, Duyar´ı öldüren silahın cezaevi yetkililerince içeriye sokulduğunu açıkladı ancak Duyar´ı Veli Küçük´ün emriyle öldürttüğünü açıkça kabul eden ve Ertosun´un Duyar´a niçin yakınlık gösterdiği araştırılsın diyerek Ertosun´u olayın merkezine oturtan Nurişler´in Uşak cezaevine nakillerinde kendi imzası olduğu konusuna ise hiç değinmedi. Uşak cezaevine nakledilen Nuriş kardeşler burada yatan Alaattin Çakıcı´nın adamları tarafından öldürülmeye kalkışılmış ancak Nurişler isyan çıkararak FOX TV ´de görüntüleri de yayınlanan şok açıklamaları yapmıştı. ´Şimdi bazı insanlar var, Tanrı´yı yanlarında zannediyorlar. Geride kalan herkese tepeden bakıyorlar. Allah hepimizin Allah´ı´ sözleriyle Ergenekon tutuklusu Tuncay Özkan´ı anımsatan Ertosun´un bu sözleriyle neyi ve kimi kastettiği ise anlaşılamadı.
HSYK´daki Kontrgerillabaşı Ertosun´dan tarihe geçecek gaflar
HSYK giderek tartışmaların odağına oturuyor ve kuruldaki ve yargıdaki Kontrgerilla kadrolaşması iddiası netleşiyor. Ergenekon ve KCK davasının savcı ve hakimlerinin değiştirilmesi için ´11 kişilik korsan kararname´ hazırlığının başını çeken Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyesi Ali Suat Ertosun, 14 gün süren krizde kendisiyle ilgili suçlamalara basın toplantısıyla cevap verirken skandal itiraflarda bulundu. Günlerdir tartışılan sorulardan sorulmayanlar olduğu gibi sorulup da cevabı alınamayanlar da oldu. Çok ilginç ve tartışılacak bir savunma yapan Ertosun Ergenekon sanığıyla ilişkisini normal buldu, önüne Ergenekon davası gelirse bakmakta bir sakınca görmeyeceğini belirtti, Ergenekon davasını baltalamak girişimi ve hatta düşüncesi bile olmadığını söyledikten sonra çok dikkat çekici şekilde Ergenekon soruşturma ve davasına yoğun eleştirilerde bulundu. HSYK üyelerinin yetkilerini aştığını savunmasıyla doğrulayan Ertosun, inanılmaz ifadelerle siyasetin alasını yaptı, HSYK´da dile getirdiği talepleri savunurken tam bir siyasetçi gibi konuştu. ´Biz moda tabiriyle açılım yapıyoruz. Bakın bizim açılımlarımızın içi dolu, boş değil´ diyen Ertosun, önceki gün İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından yol haritası açıklanan ´demokratikleşme açılımı´na gönderme yaptı. Ergenekon soruşturmasına karışmadıklarını vurgulayan Ertosun, açıklamasında savcıların İzmir´de eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´ün ifadesini almalarına ise karşı çıktı ve bunun yasal olmadığını vurguladı. En çok tartışılan konulardan Özdemir Sabancı cinayeti faillerinden Mustafa Duyar´ın yetkililere gerçekleri açıklayacağını bildirdikten kısa süre öldürülmesinde kendi payının olduğu iddiasını reddeden Ertosun, Duyar´ı öldüren silahın cezaevi yetkililerince içeriye sokulduğunu açıkladı ancak Duyar´ı Veli Küçük´ün emriyle öldürttüğünü açıkça kabul eden ve Ertosun´un Duyar´a niçin yakınlık gösterdiği araştırılsın diyerek Ertosun´u olayın merkezine oturtan Nurişler´in Uşak cezaevine nakillerinde kendi imzası olduğu konusuna ise hiç değinmedi. Uşak cezaevine nakledilen Nuriş kardeşler burada yatan Alaattin Çakıcı´nın adamları tarafından öldürülmeye kalkışılmış ancak Nurişler isyan çıkararak FOX TV´de görüntüleri de yayınlanan şok açıklamaları yapmıştı. ´Şimdi bazı insanlar var, Tanrı´yı yanlarında zannediyorlar. Geride kalan herkese tepeden bakıyorlar. Allah hepimizin Allah´ı´ sözleriyle Ergenekon tutuklusu Tuncay Özkan´ı anımsatan Ertosun´un bu sözleriyle neyi ve kimi kastettiği ise anlaşılamadı.
Engin Aydın´la görüşmesini doğrulayan Ertosun, Ergenekon sanığıyla ilişkisini ´dostum´ ifadesiyle açıkladı. Türk toplumundaki vefa duygusunu hatırlatan Ertosun, Bu arkadaşla görüşmemde tarafsızlığımı bozan bir cihet olduğu düşüncesinde değilim. Yargılandığı davayla ilgili görüşmedik. dedi. Aynı zamanda Yargıtay üyesi olan Ertosun´un, Ergenekon davası önüme gelirse bu ihsas-ı rey olmaz. Engin Aydın ile ilgili davaya bakmam. demesi, şu an yürüttüğü görevle tezat oluşturdu. Kent Otel toplantılarına 13 kez katıldığını söyleyen Ertosun, Ergenekon iddianamesinde ´gizli örgüt toplantısı´ şeklinde tanımlanan buluşmalarda ne konuşulduğu konusunda ilginç bir savunma yaptı: Bu toplantılara nasıl örgüt toplantısı deniliyor anlamıyorum. Orada ülkenin bazen tarım, bazen hukuk sorunları tartışılıyor. HSYK üyesi, bir soru üzerine faili meçhul cinayetler yüzünden 9 kez müebbet hapsi istenen Albay Cemal Temizöz´ün komutanı Tuğgeneral Ali Aydın´la Kayseri´de yaptığı görüşmeyi de teyit etti. Sabancı´nın katili Mustafa Duyar´ın kendi döneminde Afyon Cezaevi´ne gönderilmediğini vurgulayan Ertosun´un, Nuriş Kardeşler´in nakline değinmemesi ise dikkat çekti.
Hazırladığı korsan kararname ile HSYK toplantısını 14 gün kilitleyen üye Ali Suat Ertosun, hakkındaki iddialara ilişkin basın toplantısı düzenledi. Ergenekon´da tutuksuz yargılanan Engin Aydın´la görüşmesini savunan Ertosun, Aydın ile 2,5 yıl Adalet Bakanlığı´nda birlikte çalıştıklarını ve kendisiyle ailevi ilişkileri olduğunu anlattı. Ertosun, Aydın ile buluştuğum yer gizli bir yer değil. Kızılay´ın tam ortasıdır. Çok gizli bir yerde de buluşabilirdik. Yanımızda bulunan kişiler de herkesin tanıdığı kişilerdir. Biri eski bir hakim (CHP´nin avukatı Tezcan Çakır), şu anda avukattır. Diğeri de Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu Başkanı (Sinan Yörükoğlu)´dır. Kendisiyle birlikte başmüfettişlik yaptık. Görüşmede davaları etkileme, o davalarda görev alan hakim ve savcıları değiştirme şeklinde bir konuşma olmamıştır. Genel çerçevenin dışına çıkılmamıştır.´ diye konuştu. Ergenekon sanığıyla görüşmesine özel anlamlar yüklenmesinin iyi niyetle bağdaşmadığını öne süren Ertosun, fotoğrafın neden ve kim tarafından çekildiği üzerinde durulmasını istedi. Fotoğrafın devlet görevlileri tarafından çekilmesi halinde vahim bir durumun ortaya çıkacağını, konunun araştırılması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı´na başvuracağını bildirdi. Ertosun, Ergenekon savcı ve hakimlerinin değiştirilme talebinin davanın üstünü kapatma girişimi olarak görülmemesini istedi. Bu yöndeki yorumları komplo teorisi olarak değerlendirdi.
YARGIDAKİ KONTRGERİLLA YAPILANMASI GİDEREK NETLEŞİYOR
YARGI HİÇ BU KADAR TARTIŞILMAMIŞTI.YARGITAY, HABERLERİ İHBAR KABUL EDEBİLİR
İstifa etmeyeceğini açıklayan Ertosun, hakkında yapılacak her türlü inceleme ve soruşturmaya hazır olduğunu söyledi. Ertosun, geçmişte kendi kendini ihbar ettiğini, ama basının gerekli duyuruları yaptığını belirterek, Yargıtay´ın gerekli işlemleri yapacağı imasında bulundu. Ertosun, Zannediyorum ilgili merciler de bu konularda gerekli işlemlere geçecektir. Bu konularda gelen dilekçeler olduğunu da tahmin ediyorum. Bunlar incelenecektir. İstifa etmem isteniyor. Ortada istifa etmemi gerektiren bir neden bulunmamaktadır.´ diye konuştu.
Duyar´ın katledilmesindeki önemli bir ayrıntıyı gözlerden kaçırdı
HSYK üyesi, Sabancı suikastı sanığı Mustafa Duyar´ın öldürülmesi olayında ihmalinin bulunduğu suçlamasını da kabul etmedi. Duyar´ın cezaevinde öldürülmesinden sonra şahsına yönelik yapılan yayınlar üzerine, Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu müfettişlerinin, yaptığı incelemede, soruşturmaya geçilmesine gerek olmadığına karar verdiğini vurguladı. Tabancanın ikinci müdür tarafından cezaevine sokulduğunun belirlendiğini, birinci ve ikinci müdür hakkında gerekli davaların açıldığını söyledi. Duyar ile onu öldüren Nuri ve Vedat Ergin kardeşlerin Afyon Cezaevi´ne nakillerinin genel müdürlüğünden önce gerçekleştiğini ifade etti.Ertosun, gazeteci Can Dündar´ın Afyon Cezaevi´nde tutuklu bulunan Mustafa Duyar´la görüşme talebini, Duyar´ın tutuklu olması ve yargılamayı etkileyebileceği düşüncesiyle uygun bulmadığını vurguladı. Buna karşılık Duyar´ın rızasının alınması koşuluyla görüşmeye dönemin Adalet Bakanı Hasan Denizkurdu tarafından izin verildiğini, ancak Duyar´ın görüşmeyi para karşılığında kabul etmek istemesi nedeniyle görüşme talebinin reddedildiğini aktardı. Ertosun, Bunu Can Dündar da bilmektedir. Maalesef bu söylediklerimi tam olarak sizlere aktarmamıştır. şeklinde konuştu.
Ertosun´un gizlemeye çalıştığı gerçeğe Nurişlerin avukatı dikkat çekti: ´Nurişler´i Uşak´a nakletti ardından isyan çıktı´
HSYK üyesi Ertosun, Mustafa Duyar´ı öldürenlerin Afyon Cezaevi´ne naklinin kendisi tarafından yapılmadığını iddia etti. Ertosun, Duyar´ı öldüren faillerin Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığı´nın istemi üzerine Afyon E Tipi Kapalı Cezaevi´ne 1997 yılında gönderildiğini, kendisinin ise 1998´de genel müdür olduğunu anlattı. Ancak Ertosun, çete reisi Nurişler´in naklinde kendisinin imzası olduğunu gizledi. Kamuoyunda Nuriş Kardeşler olarak bilinen Nuri ve Vedat Ergin´in uzun yıllar avukatlığını yapan Hikmet Çarboğa, bu konuda önemli bilgiler verdi. Çarboğa, geçtiğimiz hafta Zaman´da yayımlanan röportajda, Ertosun´un anlaşılmaz bir ısrarla Ergin Kardeşler´i Uşak Cezaevi´ne naklettiğini dile getirmişti. Bu konudaki yasal ve insani tüm taleplerini reddettiğini, İstanbul DGM´de duruşmalarının olduğu gün mahkemelerine bile gitmelerine izin vermediğini vurgulamıştı. Hikmet Çarboğa´nın verdiği bilgiye göre, Uşak´taki cezaevinde kısa bir süre sonra çatışma çıktı, olay isyana dönüştü. Bu da ´Hayata Dönüş´ operasyonuna dayanak sağladı.
Ertosun, HSYK´da faili meçhul cinayetlerle ilgili hakkında 9 kez ağırlaştırılmış müebbet cezası istenen Albay Cemal Temizöz hakkındaki davayı açan Diyarbakır Başsavcısı Durdu Kavak´ın görevden alınmasını istemişti. Ertosun´un, Temizöz´ün Kayseri´deki komutanı Tuğgeneral Ali Aydın´la görüştüğü ve faili meçhul cinayetler soruşturmasını yürüten savcıların görevden alınması teklifinin burada gündeme geldiği belirtilmişti. Ertosun, 6-7 Mart tarihlerinde Tuğgeneral Aydın´ın misafiri olarak Kayseri Jandarma Misafirhanesi´nde kaldığını itiraf etti.
HÜKÜMETİN ´DEMOKRATİK AÇILIMI´NA GÖNDERME
Tuğgeneral Ali Aydın ile Hayata Dönüş Operasyonu´nda birlikte çalıştıklarını anlatan Ertosun, Kayseri´de bulunduğu sırada Cemal Temizöz ile tanışmadığını, Temizöz´ün de o tarihlerde tutuklanmadığını söyledi. Ertosun, Mart ayında Kayseri´de protokolü de ziyaret ettiğini, can güvenliği tehlikesine karşı 2 gün jandarma misafirhanelerinde kaldığını bildirdi. Ertosun, HSYK´da dile getirdiği talepleri savunurken tam bir siyasetçi gibi konuştu. Biz moda tabiriyle açılım yapıyoruz. Bakın bizim açılımlarımızın içi dolu, boş değil. diyen Ertosun, önceki gün İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından yol haritası açıklanan ´demokratikleşme açılımı´na gönderme yaptı.
SAVCILARIN ÖZKÖK´LE GÖRÜŞMESİNE DE KARŞI
Ertosun, Ergenekon soruşturmasına ilişkin soruları peş peşe sıralarken ilginç bir ifade kullandı. Bunlar yasal mı, değil mi? Cumhuriyet savcıları kendi alanları dışına gidip ifade alabilir mi? diye soran Ertosun, bu sözleriyle HSYK üyelerinin Ergenekon savcılarının eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök´ün ifadelerine başvurmasına da karşı çıktığını ifşa etmiş oldu.
HSYK-10´lusunun Korsan açıklamasını da savundu
Ertosun, açıklamalarının ardından sorulara cevap verdi. Bir soru üzerine Adalet Bakanlığı açıklamasını eleştiren Ertosun, HSYK´nın bildirisini savundu: Bizim açıklamamız, sadece orada görev yapan hakimlere yöneliktir. Hakimlerle ilgili herhangi bir tasarruf olmadığını vurgulamaktır. Böyle bir niyet ve istek olmadığını vurgulamaktır. Onlara güvence vermek için yapılmıştır. Aynı kefeye koymayalım lütfen. Yargılama makamlarını etkilemek kimsenin haddine düşen bir olay değildir. Buna biz de dahiliz.
ERTOSUN´UN ERGENEKON SORUŞTURMA VE DAVASINA ÖFKESİ
´Ergenekon savcıları görevden alınsın´ diyerek HSYK toplantılarını kilitleyen Ertosun dün de Ergenekon davası ve soruşturmasıyla ilgili ´tanıdık´ talepleri gündeme getirdi. HSYK Üyesi Ali Suat Ertosun, Ergenekon savcılarının görevden alınmasını neden istediklerini anlatırken, ´Biz moda tabiriyle açılım yapıyoruz. Hukuku açmaya çalışıyoruz. İnsan haklarının üst noktaya çıkarılmasını istiyoruz´ dedi. Ancak Ertosun´un, savcılar ve devam eden davalarla ilgili istekleri, Ergenekon sanıkları ve avukatlarının uzun süredir dile getirdikleri talepler olması dikkat çekici bulundu.Hukukçulara göre Ertosun eleştirileriyle kısaca şunu demek istiyor: ´Ergenekon davasına bakan savcı ve hakimler bu işi bilmiyor, işi ancak ben yaparsam hukuka uygun olur!´
ERGENEKON DAVASI GELİRSE BAKARIM
´Engin Aydın´la görüşmeniz ve Ergenekon davasıyla ilgili açıklamalarınız var. Yargıtay´daki görevinize dönmeniz halinde Ergenekon davası önünüze gelirse bu ihsas-ı rey olmaz mı?´ sorusuna Ertosun ´İhsas-ı rey değil. Bu davalar benim önüme gelirse, Engin Aydın ile ilgili dava gelirse bakmam. Ama bunun dışındaki sanıklarla ilgili bir dava gelirse niye bakmayayım?´ karşılığını verdi.
EĞER MÜDAHALE İSE ONA GÖRE YORUMLA
Ergenekon´la ilgili taleplerini sıralarken ´Bunlar devam eden davaya müdahale olmuyor mu´ sorusu gelince Ertosun ´Müdahaleyse bundan sonraki yorumları da ona göre yaparsınız´ dedi. ´Eski DGM´lerde yapılan yargılamalar hukuka aykırı değildi de bugün aralarında sizin de arkadaşınızın olduğu bir grup insan yargılanırken mi hukuka aykırı hale geldi´ sorusuna da Ertosun, hassasiyetlerinin hep olduğu karşılığını vermekle yetindi. İşte Ertosun´un Ergenekon süreciyle ilgili talepleri:
ERGENEKON SAVCILARINI SORUŞTURUN
Orada yapılan, insan haklarını ihlal eden bazı davranışlar nedeniyle Adalet Bakanlığı´ndan yargı yoluna başvurulmasını istedik. Bu konuda karar alındı. Bu konudaki kararımız bir taleptir. Biz gerekli duyarlılığımızı gösterdik. (Ergenekon savcıları hakkındaki şikayetler dava konusu yapılsın)
POLİSİN DİNLEMELERİ DURDURULSUN
Telefon dinlemeleri konusunda Yargıtay 9. Ceza Dairesi´nin Jandarma´nın dinlemesiyle ilgili bir kararı vardı. Biz diğer birimler yönünden de yargı yoluna başvurulmasını istedik. (Polisin dinleme yetkisi de elinden alınsın, dinleme yapamasın.)
HER İL MAHKEMESİ ARAMA KARARI VERSİN
Arama kararlarını vermeye yetkili makam neresi. İstanbul mu yoksa aramanın yapılacağı yerlerdeki mahkeme mi? İstanbul kendi yargı çevresi dışında kalan yerler için arama kararı verebilir mi? dedik. (Soruşturmanın merkezi olan şehirdeki mahkemenin kararı birçok ilde uygulanabiliyor.)
İTİRAZLARI BİR HEYET İNCELESİN
Tutukluluk ve diğer kararlara itirazları kim inceleyecek? Mahkeme mi, yoksa heyet başkanları mı? (İtirazları nöbetçi mahkeme değerlendiriyor.)
İFADE TUTANAKLARI GİZLİ KALMASIN
Şüphelilerin ve sanıkların polis ve savcılıktaki ifade tutanakları kendilerine ve avukatlarına verilmiyor. Verilip verilmemesi kararını Yargıtay versin. (Soruşturmada gizlilik kararı var.)
SAVCILAR HER YERDE İFADE ALMASIN
Arama ve yakalama kararı isteniyor. Sadece arama kararı veriliyor, insanlar yakalanıp götürülüyor. ´Savcılar kendi alanları dışına gidip ifade alabilir mi?´ dedik. Açılım değil mi? (Zekeriya Öz, Hilmi Özkök´ün ifadesini İzmir´de aldı)
İLGİLİ DAVALAR BİRLEŞTİRİLMESİN
Bu ülkede yıllarca PKK ile ilgili, DHKP-C ile ilgili soruşturmalar yapıldı. Hepsi bir dosyada mı birleştirildi? İstanbul, İstanbul´dakileri, Ankara, Ankara´dakileri gördü. (Danıştay davası birleştirildi. Ergenekon davaları da birleştirilecek.) ( Star)
Toplantıda zor sorular
Ali Suat Ertosun, gazetecilerin soruları karşısında zor anlar yaşadı. Ertosun, Aynı zamanda Yargıtay üyesisiniz. Yargıtay´daki görevinize dönmeniz halinde Ergenekon davası önünüze gelirse bu ihsas-ı rey olmaz mı? şeklindeki bir soru üzerine Engin Aydın ile ilgili dava gelirse bakmam. Ama bunun dışındaki sanıklarla ilgili bir dava gelirse niye bakmayayım? dedi. Savcı ve hakimlerin yer değiştirilme isteğinin gerekçesi anlaşılamadı. Bunu bizimle paylaşır mısınız? sorusunu da şöyle cevapladı: Bizim bakanlıktan çeşitli taleplerimiz oldu. Orada yapılan, insan haklarını ihlal eden bazı davranışlar nedeniyle yargı yoluna başvurulmasını istedik. Bu konuda karar alındı. Bu konudaki kararımız bir taleptir. Biz gerekli duyarlılığımızı gösterdik. Ertosun, idari bir görev yaptığı için sanıklarla görüşmesinde yanlış olmadığını savundu. Ertosun, Eski DGM´lerde yapılan yargılamalar hukuka aykırı değildi de bugün aralarında sizin de arkadaşınızın olduğu bir grup insan yargılanırken mi hukuka aykırı? sorusuna ise şu karşılığı verdi: Bu konudaki hassasiyetlerimiz her zaman mevcut. Biz burada hakim kararlarının yargıya taşınmasını istiyoruz. Geçmişte yapılmadı diye şimdi yapılmasın mı? Benim önüme geçmişte gelmedi. Gelseydi aynı şeyi yapmaktan geri durmazdım.
Fotoğrafı soran gazeteciye ´canlı bomba´ muamelesi
Basın toplantısında gazeteci cemiyetlerini ayağa kaldırması gereken bir olay yaşandı. Vakit Gazetesi muhabiri İsmail Uğur, Genç hakimlere de illegal terör örgütü üyeleriyle yemek yemelerini tavsiye ediyor musunuz? şeklindeki sorusu üzerine darp edildi. Korumalar önce birbirlerine Uğur´u işaret etti, ardından gazeteci karga tulumba dışarı çıkarıldı. Diğer basın mensuplarının protestosu ve Ertosun´un müdahalesi üzerine, Vakit muhabiri salona tekrar geri alındı. Toplantıya özür dileyerek devam eden Ertosun, istihbarat çalışmaları olduğunu, canlı bomba endişesinin yaşandığını belirterek, korumaların hassasiyetinin bu şekilde anlaşılması gerektiğini ifade etti. Her soruya cevap vereceğini anlatan Ertosun, bu olayın iradesi dışında geliştiğini ileri sürdü. Ertosun, Ben basın özgürlüğüne karşı değilim. Bu olayı bana mal etmeyin. dedi. Vakit muhabiri ise, Gazeteci kimliğimi göstermeme rağmen beni dışarı çıkardılar. Yaşananlara bir anlam veremedim. ifadelerini kullandı. Toplantıda, basın mensupları arasında da zaman zaman söz alma konusunda tartışma çıktı. Bu arada, Ertosun´un, basın toplantısından sonra Uğur´u makamına çağırarak çay ikramında bulunduğu öğrenildi. Uğur´un, görüşmede, Güvenlik görevlilerinden aldığım bilgilere göre gazeteci olmadığımı bir gazetenin muhabiri söylemiş. Olay bunların iftirası sonucu çıktı. dediği bildirildi.
ERTOSUN İHSAS-I REYDE BULUNDU ERGENEKON DAVASI YARGITAY´A GELİRSE ÜYELİKTEN ÇEKİLMELİ
Ertosun´un Ergenekon´la ilgili ihsas-ı reyde bulunduğu için davanın Yargıtay´da görülmesinde davadan çekilmesi gerektiği belirtiliyor.AK Partili Bekir Bozdağ, HSYK´nın yanı sıra Yargıtay üyeliği de bulunan Ali Suat Ertosun´un, Ergenekon davasıyla ilgili ihsas-ı reyde bulunduğunu öne sürerek, ?Bu davanın Yargıtay´da görülmesi durumunda, Ertosun üyelikten çekilmeli? dedi... Yargıtay 6. Ceza Dairesi üyesi olan Ali Suat Ertosun´un Ergenekon davasıyla ilgili ihsas-ı reyde bulunduğu gerekçesiyle bu davanın Yargıtay´da görülmesi sırasında davadan çekilmesi gerektiği belirtiliyor. HSYK üyesi olan Ertosun´un, aynı zamanda Yargıtay 6. Ceza Dairesi üyeliği görevini yerine getiriyor. Ergenekon davasının yerel mahkemede sonuçlanmasının ardından temyiz duruşması ise Yargıtay 9. Ceza Dairesi´nde yapılacak. Yargıtay 9. Ceza Dairesi´nin davayı bozması halinde ise dava Yargıtay Ceza Genel Kurulu´na taşınacak. Kararı verecek hakimler arasında Ertosun da bulunuyor. Ertosun, birlikte fotoğraflandığı ve Aile dostum dediği Engin Aydın ile ilgili bölümle katılmayacağını, ancak diğer şüphelilerle ilgili bölümlere katılacağını açıkladı. Hukukçular Ertosun´un Ergenekon davasının Yargıtay Ceza Genel Kurulu´na taşınması halinde hiçbir bölümüne katılamayacağını söyledi. AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ da Ertosun´un devam eden dava ile ilgili ihsas-ı reyde bulunduğunu belirterek, Yarın bu dava Ertosun´un da üyesi bulunduğu Ceza Genel Kurulu´na taşınabilir. Ergenekon davası, Yargıtay´ın önüne geldiğinde nasıl hareket edeceğine ilişkin görüşlerini açıklamıştır. Yani ihsas-ı reyde bulunmuştur. Ergenekon davasına hiçbir şekilde bakamaz dedi.
BEKİR BOZDAĞ (AK PARTİ GRUP BAŞKAN VEKİLİ): Bu toplantı beni hayal kırıklığına uğrattı. Siyaset adamı gibi konuştu. Hüküm ifade eden cümleler kurması hiç yakışmadı. Ertosun´un konuşma yetkisi yok. Kurulla ilgili basın toplantısı düzenleyemez. Sadece kurul başkanı yani adalet bakanı verebilir beyanı. Bildiri de yayınlanamaz. Hukuk çiğneniyor. Türkiye maalesef bu anlamda kötü bir noktaya geldi. Milletin yargı bağımsızlığına, HSYK´ya olan güveni zedelendi. Bir hukukçu olarak hem üzüldüm hem utandım.
CAN DÜNDAR (MİLLİYET): Mustafa Duyar´la görüşme talebimi doğruladı. Bakanın izin verdiğini doğruladı. ´Para talep edildi´ dedi. Ancak başka gazetecilere başka mahkumlarla görüşme izni verildi. Burada çifte standart söz konusu. Tutarlılık yok bu noktada. Bir sanık açıklama yapmak istiyor. Buna izin verilmiyor, susturuluyor. Bu kişiyi susturanlar da susturuluyor. Mide bulandırıcı bir durum var ortada.
ORAL ÇALIŞLAR (RADİKAL): Türkiye´de yargılama netice vermiyor. Ertosun içeridekileri terörist olarak görüyordu. Terörden yargılanana terörist diyordu. Ben de o zaman Abdullah Öcalan ile ilgili röportajım sebebiyle yargılanıyordum. O zaman ben de mi teröristtim? Ertosun, otoriter uygulamaların sembolü gibiydi. Beni üzen şey, sürekli onun yüksek makamlara getirilmesi.
PROF. DR. OSMAN KAŞIKÇI (HUKUK FAKÜLTESİ DEKANI): Samimi bulmadım. Önemli bir kurumun üyesinin basın aracılığıyla açıklama yapması doğru değil. Engin Aydın´la görüşmesi yargıyı etkileme açısından son derece tehlikeli. Yargılanan kişiyle bu şekilde ahbap-çavuş ilişkisine girmesini sıradan aile ilişkisi içinde değerlendirmek mümkün değil.
GÜLTEKİN AVCI (ESKİ CUMHURİYET SAVCISI): Terör örgütü soruşturmasındaki sanıklarla kurulan ilişki insani ilişki kavramıyla açıklanamaz. Bir hakimin tarafsızlığı konusunda şüphe oluşması, o hakimin bulunduğu mevkide görev yapmaması için yeterlidir. Bu husus Hakimler ve Savcılar Kanunu´nun 68. maddesine göre çok ağır bir disiplin cezası olan yer değiştirme cezasını gerektirir. Kanuna göre şüpheli durumdaki hakim, görevden alınıp bir alt bölgeye tayin edilir. Ertosun´un söz konusu fotoğraftan bir rahatsızlık duymadığını açıklaması, hukuki hassasiyet taşımadığını gösteriyor. Böyle bir kişinin normal mahkemelerde hakimlik yapması bile mümkün değildir. Ankara dışında görev yapan bir savcı, terör örgütü üyeleriyle ilişkisinin tespit edilmesi durumunda derhal görevden ihraç edilir. Demek ki Ertosun´un hukuktan başka güvendiği yerler var.
SÜLEYMAN ARSLAN (BAŞBAKANLIK İNSAN HAKLARI BAŞKANLIĞI DANIŞMA KURULU ÜYESİ): Ergenekon sanığı Engin Aydın, aynı zamanda Bağımsız Cumhuriyet Partisi genel başkan yardımcısı. Yani siyasi bir kişilik. Bu durumda Ertosun´un Engin Aydın hakkında tarafsız olamayacağı açıktır. Sanığın yakını ve arkadaşıdır. Bu tablo Ergenekon hakim ve savcılarının baskı altında olduklarını göstermektedir. Gayrimeşru bir işlem ve eylemin aleni işlenmesi veya hukuki kimliği olan kişilerle birlikte işlenmesi o eylemi meşru hale getirmez. Bilakis olayın özelliğine göre davayı gören hakim ve savcılara hamili kart yakinimdir şeklinde destek çıkan ve mahkeme heyetini baskı altına alan bir mesaj niteliği taşır. Ertosun´un Engin Aydın´ı ilgilendiren davalara bakan mahkeme üyelerinin atanması işlemlerinden kendiliğinden çekilmesi gerekirdi. Şu andan itibaren dahi Ergenekon davası mahkeme heyetine ilişkin şikayetlerin incelenmesinden çekilmeli.
HALİL DOĞAN (DEMOKRAT HUKUKÇULAR DERNEĞİ BAŞKANI, AVUKAT): Ne yaptıysam devlet adına yaptım demek insanları masum kılmaz. Ergenekon sanığıyla görüşeceksiniz. Ergenekon savcısını değiştirme isteğinde bulunacaksınız. Kamuoyunun vicdanında aklanması mümkün gözükmüyor.
REŞAT PETEK (EMEKLİ CUMHURİYET BAŞSAVCISI): Açık olarak yargıya müdahale ettiklerini söyledi. Bunun da kendi hakları olduğunu belirtti. Bu, hukuka ve yasaya aykırı. Fotoğraf ile ilgili açıklaması tatmin edici değildi. Görevinden istifa etmesi gerekir.
ŞEVKET KAZAN (ESKİ ADALET BAKANI): Bu bir yargı değil, tam anlamıyla siyasi bir konuşma. Ertosun, başkalarına yargıya müdahale etmemesini söylerken, kendisi yargıya müdahale ediyor. ( Zaman)
HAKKI SÜHA TERZİBAŞIOĞLU (HSYK ESKİ BAŞKANVEKİLİ): Yargıçların görev duygusuyla hareket etmeleri vefa duygusundan mutlaka önde gelir
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyesi Ali Suat Ertosun´un, bir Ergenekon sanığıyla fotoğrafını ´dostum´ ifadesiyle açıklaması kamuoyunun tepkisini artırdı. Eski HSYK Başkan Vekili Hakkı Süha Terzibaşıoğlu, bu konuda çarpıcı açıklamalar yaptı. Yargı görevinin tam bir tarafsızlıkla yapılması gerektiğini belirten Terzibaşıoğlu, bunun da yetmeyeceğini, güven hissinin kamuoyuna yansıtılmasının şart olduğunu vurguladı. Bu konuda HSYK´nın iyi görüntü vermediğine dikkat çeken Terzibaşıoğlu, Yargıçların görev duygusuyla hareket etmeleri vefa duygusundan mutlaka önde gelir. dedi. Ardından da şu ölçüyü verdi: Nasıl ki, bir davanın yargıcı o davanın tarafları veya tarafların yakınları yahut avukatları ile oturup kalkamaz. HSYK´nın esasen yüksek yargıç statüsünde olan üyelerinin de tarafsızlıklarına gölge düşürücü kişilerle bir arada görülmeleri hem kendilerinin hem mesleğin itibarını sarsar.
İSTİFA ETMEZSE 11 KİŞİLİK KARARNAMEDEKİ SAVCI VE HAKİMLERCE REDDİ HAKİM TALEP EDİLEBİLİR
Ertosun´un İstifayı gerektirecek bir durum yok. sözlerini de eleştiren Terzibaşıoğlu, kendiliğinden görevden çekilmemesi halinde kararnameye konu olabilecek hakim ve savcılarca reddedilmesinin gündeme geleceğini kaydetti. Eski HSYK Başkan Vekili, bu üyelerin davranışlarının suç teşkil etmesi halinde Yüce Divan´da yargılanabileceklerine dikkat çekti. Hakkı Süha Terzibaşıoğlu, HSYK´nın da iyi bir sınav vermediği görüşünde. Kurul´un son kararname çalışmalarında tarafsızlığına gölge düşürdüğünü anlatan Terzibaşıoğlu, Özellikle, hakim ve savcıların güvencesi olması, ´arkamda Kurul var´ cesaretiyle cübbelerini giymeleri gerekirken, Kurul bu güvenceyi verememiş. Adalet bakanı ve müsteşar, güvenceleri olduklarını göstermişlerdir. ifadelerini kullandı. ( Zaman)
ERTOSUN´UN DEDİĞİ ´AÇILIM´, KANADOĞLU´NUN EVİNİN ARANMASI KARARINI BOZMAKMIŞ
HSYK üyesi Ali Suat Ertosun, Ergenekon´la ilgili bazı mahkeme kararlarının Yargıtay´da bozulmasını istediklerini belirtirken, bu talebin detaylarına ilişkin çarpıcı bilgiler ortaya çıktı. İddialara göre, Ergenekon soruşturmasında mahkemelerin verdiği arama kararlarının hukuka aykırı olduğunu ileri süren HSYK üyeleri, ´kanun yararına bozma´ yoluna gidilmesini istemiş. Üyeler, eski Yargıtay Başsavcısı Kanadoğlu´nun evinin aranması kararının Yargıtay´da bozulması için Adalet Bakanlığı´ndan başvuru talep etmiş. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi´nin Kanadoğlu´nun evinin aranmasıyla ilgili kararında Ergenekon örgütünün eylemleri belirtilerek, arama gerekçeleri arasında Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi´nin bombalanması da yer almıştı.
KURUL ÜYELERİNİN NASIL YARSAV GİBİ PERVASIZCA SİYASİ DURUŞ SERGİLEDİĞİ GİDEREK AÇIĞA ÇIKIYOR..
Ertosun, Danıştay Saldırısı´nı hukuki ve fiili bağlantısından dolayı Ergenekon Davası´na ekleyen Yargıtay´a da öfkeli
Ertosun, Yapılan soruşturmayla ilgili hukuki ve fiili bağlantısı olmayan kişi ve olaylarla ilgili suçlamaların aynı kapsamda değerlendirilmesi yasal mı, değil mi? konusunda kanun yararına bozma talebinde bulunduklarını belirtti. Ertosun, bu taleplerini şu sözlerle savundu: Bu ülkede yıllarca PKK ile ilgili, DHKP-C ile ilgili soruşturmalar yapıldı. Hepsi bir dosyada mı birleştirildi? İstanbul İstanbul´dakileri, Ankara Ankara´dakileri gördü. Bunların irdelenmesini istiyorsak, kurul olarak bunlarla biz ilgilenmeyeceğiz de kim ilgilenecek?
YARSAV (Yargıçlar ve Savcılar Birliği) , YARSAP´a (Yargıçlar ve Savcılar Partisi) DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA
İdari bir kurul niteliğindeki HSYK´nın yüksek yargıdan gelen üyelerinin YARSAV Başkanı Eminağaoğlu´nun görüşlerine benzer şekilde, MİT ve Emniyet´in Türkiye genelindeki dinleme kararlarının da bozulmasını talep etmiş. Ergenekon´da verilen tutuklama kararlarına yapılan itirazları mahkeme üyesinin incelemesine karşı çıkan Kurul, ´itirazları mahkemenin mi, yoksa heyet başkanlarının mı inceleyeceği´ konusunda Yargıtay´a gidilmesini karara bağladığı kaydedildi. Yine üyelerin, YARSAV Başkanı Eminağaoğlu gibi adalet müfettişlerinin talepleri üzerine mahkeme kararıyla hakim ve savcıların dinlenmesinin hukuka aykırı olduğunu savunduğu belirlendi. ( Zaman)
(31 Temmuz 2009), son güncel.: (01 Ağustos 2009)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:
İşte FOX TV´de yayınlanmış olan Ergin kardeşlerin Duyar cinayetiyle ilgili şok itirafları
HSYK üzerinden Ergenekon davasını akamete uğratma çabaları
Ergenekon soruşturmasını/davasını akamete uğratma girişimleri
Kontrgerilla´nın yargıdaki örgütlenmesi