Kırşehir'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında il yapılanmasında yer aldıkları iddia edilen 19'u tutuklu 23 sanığın yargılandığı davada, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
01.01.2017 12:34 Kırşehir'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında il yapılanmasında yer aldıkları iddia edilen 19'u tutuklu 23 sanığın yargılandığı davada, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi.
30 Aralık'taki gelişmeye göre, Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesi'nde 3 gün (28-29-30 Aralık) süren ikinci duruşmaya, 16'sı tutuklu 20 sanık ve avukatları katıldı. Tutuklu 3 sanık ise başka cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşma salonuna bağlandı.
TANIK İFADELERİ
Mahkeme heyeti, daha önce Bank Asya'da çalışıp ayrılan ve kentte esnaflık yapan tanıkları dinledi.
Bankada yaklaşık 7 ay çalıştığını ifade eden tanık Z.Ş, 17-25 Aralık sürecinden sonra çalışanların AK Parti'ye oy vermemeleri, başka partileri desteklemeleri için yönlendirildiğini, kendisinin de kapatılan Zaman gazetesine zorla abone yapıldığını öne sürdü.
Örgütün "il imamı" olarak belirtilen tutuklu sanıklardan Musa Arslan'ın zaman zaman bankaya geldiğini ifade eden Z.Ş, "Bankaya geldiğinde cumhurbaşkanı gibi karşılanıyordu. Özel önem veriyorlardı. Müdürün yanına gidip, işlemini yaptıktan sonra da ayrılıyordu." dedi.
Mahkeme başkanı, tanıktan Musa Aslan'ı teşhis etmesini istedi. Z.Ş, tanıyamayınca Aslan'dan ayağa kalkması istendi. "Bahsettiğin kişi bu muydu?" diye sorulan Z.Ş, sanığı tanıdığını söyledi.
Bu sırada söz alan Musa Aslan, kendisinin bankaya gittiğinde cumhurbaşkanı gibi karşılandığı iddiasına itiraz ederek, "Bankanın güvenlik kamerası kayıtları incelensin. Oraya gittiğimde nasıl karşılandığımı gösterecek en iyi kanıt kayıtlardır. Karşılanmam için önceden bankayı arayıp 'ben geliyorum, karşılayın' demem lazım. Tanığı sokakta görsem tanımam. O da beni görse tanımaz. Bankaya gittiğimde öyle karşılanıyorsam 'bu adam kim' diye hiç sormuş mu? Soruşturma aşamasında tanıkların ifadelerinin soyut ve yönlendirme ile yapıldığına inanıyorum." diye konuştu.
Tanık Ö.A. ise üniversiteye hazırlanırken örgüt ile irtibatının olduğunu, 2007 yılında Kırşehir'de özel bir bankada göreve başladığında da peşini bırakmadıklarını söyledi. Bankacılar için ayrı toplantılar yapıldığını belirten Ö.A, toplantılarda AK Parti'ye oy verilmemesi yönünde telkinlerde bulunulduğunu iddia etti.
Tanık esnaf Y.F.Y de 1997 yılında örgütle tanıştığını ifade ederek, 17-25 Aralık sürecinden itibaren tamamen ayrıldığını söyledi. Dini içerikli toplantılara devam ederken bir gün kendisine, "seni mütevelli yaptık" dediklerini anlatan tanık, o zamandan itibaren de örgüte bağlı bir yurtta farklı toplantılara katıldığını dile getirdi.
Mahkeme başkanının, "mütevelli nedir?" şeklindeki sorusuna Y.F.Y, "Esnaftan yardım yapanların oluşturduğu bir organizasyon" olarak düşündüğünü, her toplantıya farklı kişilerin katılması nedeniyle isim hatırlayamadığını aktardı.
Mahkeme başkanının emniyetteki ifadesinde bazı isimleri söylediğini hatırlatması üzerine tanık, "bilmiyorum, polisler isimleri sorunca sadece tanıdığımı söyledim." dedi.
Bazı sanık avukatları, tanığın çelişkili ifadeler verdiğini ileri sürerek itirazda bulundu.
SANIK SAVUNMALARI
Mahkeme heyeti, daha önce dinlenmeyen tutuklu sanıkların ifadelerini aldı. İlk duruşmada SEGBİS üzerinden başka cezaevinden bağlanan ancak ifadesi yarım kalan, kapatılan Kırşehir Ahi İşadamları Derneği (KAHİAD) Başkanı Murat Baran, iddianamede yer alan hakkındaki dört suçlamayı da reddettiğini söyledi.
Kırşehir'in tanınan ve bilinen esnafı olduğunu, 5 yıl vergi rekortmeni seçildiğini ifade eden Baran, 15 Temmuz'da yapılan darbe girişimini lanetlediğini belirterek, "15 Temmuz darbesini yapan FETÖ örgütünü lanetliyorum. Samimi şekilde söylemek istiyorum ki, darbe girişiminde hayatını kaybedenlerin, şehitlerin ahı ve laneti onların üzerine olsun. FETÖ de dahil olmak üzere hiçbir terör örgütüne silah sağlamadım, finanse etmedim, para toplamadım. Hesaplarım ortadadır. İstenildiği zaman incelenebilir." dedi.
Mahkeme başkanının, "Şahmeran Yurduşen Pamukuğlu'nun arsalarının örgüte kazandırılmasında en çok senin ismin geçiyor" demesi üzerine Baran, geçen yıllarda vefat eden Pamukoğlu'nu 2002 yılında bağımsız milletvekili adayı olan eşi vasıtasıyla tanıdığını daha sonra da samimiyetlerinin ilerlediğini öne sürdü.
Daha sonra kocasının vefat ettiğini ve Pamukoğlu'nun kendisini "evlatlığı" olarak gördüğünü anlatan Baran, Pamukoğlu'nun arsalarının yüzde 90'lık kısmını aldığı sağlık raporları doğrultusunda kendisinin sattığını, sadece yüzde 10'luk kısmında vekaletname ile aracılık ettiğini, bunları da insanlık namına yaptığını iddia etti.
Mahkeme başkanının, "Pamukoğlu'nun arsalardan 1 milyon 887 bin liraya yakın gelir elde ettiği ancak ölürken beş parasız olduğu, yurtta bakıcıların baktığı bir kadının bu kadar parayı harcamasının zor olduğu" şeklinde ifadelerin olduğunu hatırlatması üzerine Baran, "Bu para arsa satışlarından 6 yıl içinde kendisine verilen para. Şahmeran hanım, Galatasaray Lisesinde okumuş, hukuk bilgisi iyi olan, Kırşehir'de ilk apartmanı yaptıran, sağlığı yerinde bir kadındı. Kandırılabilecek birisi değildir." diye konuştu.
Mahkemede, kendisine çok benzeyen sözde Kırşehir "il imamı" Musa Arslan'ın kimliği ile yakalanan tutuklu sanık Mesut H. de dinlendi. Savunmasını avukatı aracılığıyla yazılı veren sanık, Dünya Eğitim AŞ yöneticisi olan Musa Arslan'ın veda için çalıştığı kuruma geldiğini belirterek, burada ceketlerinin karıştığını ve kimliğinin o cekette gittiğini sonradan anladığını söyledi.
Önce yeni kimlik çıkarmayı düşündüğünü anlatan Mesut H, Musa Arslan'ın eşinin ceketi geri getirdiğinde kimliğinin orada kaldığını anladığını, daha sonra polislerin kendisini gözaltına aldığını ileri sürdü.
Tanık ve müştekilerin ifadelerini tamamlayan mahkeme heyeti, tutuklu ve tutuksuz sanıklarla avukatlarının savunmalarını aldı. Avukatlar, tutuklulukta geçen süre göz önünde bulundurularak müvekkillerinin tahliyelerini talep etti.
Cumhuriyet savcısının mütalaasını da alan mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Sanık ve avukatların gizli tanığa sormak istediklerini 15 Şubat'a kadar yazılı olarak iletmelerini isteyen mahkeme, dosyanın Kırşehir'de devam eden benzer dava dosyasıyla birleştirilmesi yönündeki talebi reddederek, duruşmayı 27 Mart 2017'ye erteledi.
FETÖ sanığı M.U.'nun kırmızı bültenle aranmasının devamına dijital materyallerin KOM Şube Müdürlüğü tarafından inceletilmesine ve yargılamaların 28-29 Mart tarihlerine ertelenmesine karar verildi.
Ağır Ceza Mahkemesinde 28 Aralık tarihinde başlayan ve üç gün süren duruşmalara 16 tutuklu 6'sı tutuksuz 3 sanık da telekonferans yöntemiyle katıldı.
Davanın geçmişi
Kırşehir'de faaliyet gösteren 3 şirkete FETÖ/PDY'ye finansman sağlandığı ve işlemlerde usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla 1 Nisan'da kayyum atanmış, aralarında örgütün il yöneticilerinin de bulunduğu belirtilen 23 kişi, farklı tarihlerdeki operasyonlarda gözaltına alınmış, şüphelilerden 13'ü tutuklanmıştı. Soruşturma kapsamında daha sonra tutuklu sayısı 19'a yükselmişti.
Sanıklar hakkında, "FETÖ/PDY üyeliği, örgüte finans ve eleman sağlamak, örgüt adına toplantılar organize etmek, 16 gayrimenkulü usulsüz işlemlerle 2007 ve 2008 yıllarında örgüte kazandırmak" suçlarından dava açılmıştı.
Paralel yapı-03 Mayıs (2016) 'Kırşehir örgüte finansal destek 23 sanık' davası
(01 Ocak 2017, 12:34)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: