FETÖ / PDY'nin 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gün Hürriyet, CNNTürk ve Kanal D binasının darbeci askerler tarafından basılmasına ilişkin hazırlanan iddianame tamamlandı. İddianamede 19 asker hakkında, 'Darbeye teşebbüs suçundan' 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Şüphelilere ayrıca, 'kasten öldürme', 'basın ve yayın organının yayınının hukuka aykırı bir şekilde engellenmesi', 'kasten öldürmeye teşebbüs, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçlarından da çeşitli oranlarda hapis cezaları istendi. İddianamede 21 kişi de müşteki olarak yer aldı. İddianame, darbe girişimine ilişkin hazırlanan İstanbul'daki 14. iddianame oldu.
17.03.2017 15:08 FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gün Hürriyet, CNN Türk ve Kanal D binasının darbeci askerler tarafından basılmasına ilişkin hazırlanan iddianame tamamlandı.
16 Mart'taki gelişmeye göre, Hürriyet.com.tr ve CNN Türk'ün yayınını durdurmak için 15 Temmuz gecesi baskın düzenleyen askerlere yönelik iddianame tamamlandı. Savcı, zanlılar için 3 kez müebbet istedi. İddianamede 'baskın gecesi' ayrıntılı bir biçimde yer aldı.
HAVAYA ATEŞ EDEREK, ‘ASKER YÖNETİME EL KOYDU' DİYE BAĞIRDILAR
Darbeci askerlerin saat 03.00'da Doğan Medya Center'ın açık otoparkına indikleri anlatılan iddianamede, “Şüpheliler ellerindeki uzun namlulu silahlar ile havaya ateş ederek, ‘Genelkurmay yönetime el koydu. Asker yönetime el koydu' şeklinde bağırmışlardır” ifadeleri yer aldı.
KIPIRDAYAN OLURSA VURUN
Bu sırada güvenliklerin kapıları kilitlemeye çalıştıkları ancak darbeci askerlerin silahlarını güvenlik görevlilerine doğrultarak, “Açın kapıyı yoksa vururum” şeklinde tehdit ettikleri de iddianamede yer aldı. Darbeci komutanın binadan içeri girerken erlere, “Kıpırdayan olursa vurun” dediği ifadeler dikkat çekti.
KAPI AÇILMAZSA SİZİ VURURUM
Darbecilerin Doğan Medya Center bahçesinde gruplara ayrılarak CNN Türk ve Hürriyet binasına yöneldikleri anlatılan iddianamede, sanık Yüzbaşı Süleyman Ahmet Kaya'nın emrindeki erlerle Hürriyet binasına yöneldiği anlatılan iddianamede, gazete binasının giriş kapılarının kepenklerle kapalı olması ve camlarının kurşun geçirmez olduğunu öğrenince sinirlenen sanık Kaya'nın havaya ateş ederek silahını güvenlik görevlilerine doğrulttuğu ve, “Bu kapı açılmazsa sizi öldüreceğim” dediği belirtildi.
MURAT YETKİN; “BİZ GAZETECİYİZ. SİLAHIMIZ YOK”
Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Murat Yetkin'in darbeci Yüzbaşı Süleyman Ahmet Kaya'nın yanına giderek, “Askerlerin silahlarını indirmelerini, kendilerinin gazeteci olduğunu, silahlarının olmadığını, kimseye zarar vermeyeceklerini ve buraya neden ve ne hakla geldiklerini sorduğu” belirtilen iddianamede, Kaya'nın ise, “Darbe var yönetime el koyduk” dediği anlatıldı.
PERSONELE ATEŞ AÇTILAR
CNN Türk binasında darbeci askerler ile mücadele eden Hüseyin Ulaş'ın Hürriyet binası ile iletişim kuramayınca binanın önüne geldiği anlatılan iddianamede, “Ulaş'ı gören şüpheliler ‘Gel buraya' diye bağırmışlardır. Müşteki Hüseyin Ulaş'ın geriye dönmesi üzerine arkasından iki el ateş açmışlardır” ifadeleri kullanıldı.
BİR VATANDAŞ ŞEHİT OLDU
Bağcılar İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memurlarının ve vatandaşların Doğan Medya Center'a gelmeye başlamasıyla Yüzbaşı Kaya'nın erlere rehin tuttukları personeli serbest bırakmaları yönünde emir verdiği anlatılan iddianamede, “Süleyman Ahmet Kaya polislere, ‘mühimmatımız var. Çatışırız' diye bağırmıştır. Polis memurlarının teslim olun çağrılarına Kaya, polis ve vatandaşın üzerine ateş ederek cevap vermiştir. Kaya'nın yaptığı atışlar sonucu Vedat Bağcerci isimli vatandaşımız yaşamını yitirmiştir” denildi. Yaşanan çatışma sonrası darbecilerin sıkıştığı anlatılan iddianamede, 17 darbecinin destek amaçlı helikopter ile gazeteye geldiği ancak polisi yoğun ateşi sonrası binanın çatısına inemeyen helikopterin uzaklaştığı anlatıldı. Sanık Süleyman Ahmet Kaya'nın bir odaya saklandığı ve teslim olmadığı belirtilen iddianamede Kaya'nın polis tarafından ayağından vurularak gözaltına alındığı ifade edildi.
'YAPTIĞINIZ ANAYASAL SUÇ'
CNN Türk Haber Koordinatörü Ali Güven'in binaya giren erlere, “Yaptıklarının anayasal suç olduğunu ve yetkililerin açıklama yaptığını” anlattığı sırada darbeci Yüzbaşı Erdal Şeker'in erlere, “Dinlemek yok” diye emir verdiği de iddianamede anlatıldı.
KANAL D İLE CNN TÜRK İLE ORTAK YAYINA GİRDİ
Darbe girişiminin duyulmasının ardından Kanal D'nin kendi yayını keserek CNN Türk ile ortak yayına girdiği anlatılan iddianamede darbeci askerlerin kanalı basması ve yapılan tehditler sonucunda Kanal D'nin saat 03.55'ten itibaren dizi yayınlamaya başladığı anlatıldı.
CANLI YAYINDAKİ BAŞAK ŞENGÜL STÜDYOYA KİLİTLENDİ
Darbecilerin CNN Türk canlı yayının yapıldığı 3. Kata çıkmasını engellemek için çalışanlar tarafından haber merkezi girişine set çekildiği anlatılan iddianamede, o sırda canlı yayında olan Başak Şengül'ün olduğu stüdyonun kapılarının da kilitlendiği belirtildi.
NEDİM ŞENER VATANDAŞI İÇERİ ALDI
Nedim Şener'in darbeci askerlerin üstüne yürüyerek, “Çıkın buradan burası bizim evimiz” diye tepki göstermesi üzerine askerlerin Şener'e silah çekerek, “Vururuz. Dışarı çık” diye tehdit ettiği iddianamede yer aldı. Şener'in darbeci askerler ile çıkan tartışma sonrası aşağı indiği ve darbe girişimini engellemek için gelen ancak içeri giremeyen vatandaşların binaya girmesi için kapıları açtığı anlatıldı.
885 G3 MERMİSİ
İddianamede Doğan Medya Center'a gelen darbeci askerlerin üzerinden çıkan mühimmat da anlatıldı. İddianameye göre askerlerin üzerinden, 14 adet G3 piyade tüfeği, 10 adet hücum yeleği, 5 adet çelik yelek, 3 adet kompozit başlık, 52 adet G3 şarjörü ve bu şarjöre basılı 885 adet G3 mermisi ile 4 adet sarsılmaz şarjörü.
DETAYLAR
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminde Bağcılar'daki Doğan Medya Center'ı işgale giden şüphelilerin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CNN Türk'e bağlanarak, açıklama yapması üzerine, İstanbul'daki ana darbe davasının sanıklarından Albay Ahmet Zeki Gerehan'dan aldıkları talimat sonrasında Doğan Medya Center'ı işgal etmeye gittikleri aktarıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca darbe girişimi gecesi Doğan Medya Center'ın işgali ve bir kişinin şehit edilmesine ilişkin iddianamede, şüphelilerin savunmaları ve delillerin değerlendirilmesi bölümünde, şüpheli yüzbaşılar Erdal Şeker, Süleyman Ahmet Kaya ve Mehmet Akif Aslan'ın eylemlerine yer verildi.
Şüphelilerin Harp Akademileri Komutanlığında öğrenci subay oldukları belirtilen iddianamede, FETÖ'nün buradaki öğrenci subaylarla yakından ilgilendiği anlatıldı.
İddianamede, 15 Temmuz darbe girişiminde Harp Akademileri Komutanlığının kilit rol oynadığı vurgulanarak, buradan görevlendirilen öğrenci subayların planlanan bölgelere giden birliklerin sevk ve idarelerini kolaylaştırdığı, gittikleri bölgelerde şiddetli çatışmalara katıldıkları kaydedildi.
Hava Harp Okulu, 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı, 66. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığındaki toplantılarda, hangi birliklerin ne kadar kuvvetle nereye gideceği, bunlara Harp Akademilerindeki hangi öğrenci subayların eşlik edeceği hususunun belirlendiği anlatılan iddianamede, 15 Temmuz'da Harp Akademileri Komutanlığında Albay Ahmet Zeki Gerehan'ın şüphelilerin de içinde bulunduğu öğrenci subay grubuyla toplandığı ve darbe girişimi kapsamındaki faaliyetleri hakkında bilgilendirdiği hatırlatıldı.
Darbe toplantısından alınan notlar defterde
İddianamede, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında soruşturma yürütülen Harp Akademileri Komutanlığında öğretim görevlisi Kurmay Binbaşı Hamza Mermer'in üst aramasında elde edilen not defterinde yapılan incelemeye yer verildi.
Harp Akademileri Komutanlığında ve bazı yerlerde yapılan toplantılara ilişkin bilgilerin yer aldığı not defterinde 'Yüksek inisiyatif, görev komutası... Ne gerekiyorsa yap!', 'Ateş açmasa tereddüt yok, toparlanmalarına fırsat verme yok, kararsızlık yok!' 'Law, vs deyip geri durma! Emir verilmeden görev mahalli terk edilmeyecek...', 'Telefon kullanımı (önce ve sonra ) dikkat!', 'Kontrol altına alınan yerdeki bilgi ve evrak güvenliği' şeklinde yazıların dikkati çektiği belirtilen iddianamede, defterde ayrıca emrinde görevlendirilen öğrenci subaylar ile darbe girişiminde işgal edilen AKOM, TRT, Lojistik Destek Üssü gibi mekanların yer aldığı kaydedildi.
'Yazılı ve görsel basının yayınlarının kesilmesinin hiçbir olağan askeri faaliyetle bağdaşmayacağı açıktır.' denilen iddianamede, şüpheli yüzbaşıların, darbe girişimi gecesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın CNN Türk'te açıklama yapması üzerine İstanbul'daki ana darbe davası sanıklarından Albay Ahmet Zeki Gerehan'ın emri ile Doğan Medya Center'ı boşaltmaya ve yayını kesmeye gittiklerinin tespit edildiği anlatıldı.
Şüpheli yüzbaşıların da bindikleri helikopterde şüpheli erlere üzerlerine gelen olursa ateş etmeleri konusunda emir verdikleri, olay yerine gittikten sonra güvenlik görevlilerini tehdit ederek, personeli zorla dışarı çıkarttıkları aktarılan iddianamede, şüphelilerin hem Hürriyet'in hem Kanal D'nin hem de CNN TÜRK'ün yayınını hukuka aykırı şekilde engelledikleri belirtildi.
İddianamede, şüphelilerin amaca ulaşmak için silah kullanmaktan da çekinmedikleri anlatılarak, şu değerlendirmelere yer verildi:
'Şüpheli Süleyman Ahmet Kaya yaptığı atışlar sonucunda Vedat Bağcerci'nin ölümüne neden olmuş, müşteki polis memurlarını da öldürmeye teşebbüs etmiştir. Kaya, aynı şekilde yaralanana kadar silah kullanmaya devam etmiştir. Şüpheli Erdal Şeker de CNN TÜRK içerisinde ateş etmiştir. Şüpheli 'teslim ol' çağrıları üzerine silahlarını teslim etmeyeceklerini, kendilerine takviye geleceğini belirterek polis memurlarının binayı terk etmelerini söylemiştir. Aynı şekilde teslim olmamak için de son ana kadar direnmiştir. Tüm bu hususlar ve Doğan Medya Center ile İstanbul genelinde işgal edilen diğer kritik noktalara ilişkin aktarılan gelişmeler, verilen talimatlar dikkate alındığında akademide öğretim görevlisi olan şüphelilerin savunmalarına itibar edilmemiştir.
Hiyerarşik yapısı içerisinde hareket etmeyen, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni ortadan kaldırmayı amaçlayan, bu amaç doğrultusunda devletin çeşitli kamu kurum ve kuruşlarına sızarak kendi amaç ve hedefleri doğrultusunda kamu gücünü kullanan ve FETÖ/PDY bünyesinde hareket eden bir grubun önceden yapılan planlaması çerçevesinde, sözde 'Yurtta Sulh Konseyi' olarak adlandırılan illegal oluşumun sevk ve idaresinde darbe girişiminde bulundukları, darbe girişiminden haberdar oldukları ve bu bilinçle eyleme katıldıkları değerlendirilmektedir.'
İddianamede, şüphelilerden Yüzbaşı Süleyman Ahmet Kaya'nın, polislerin 'teslim olun' çağrılarına, vatandaşlara ateş etmek suretiyle karşılık verdiği ve yaptığı atışlar sonucunda Vedat Bağcerci'nin öldüğü belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca hazırlanan iddianamede, Bağcılar Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memurları müştekiler Emre Bahadır Kara, İbrahim Selen, Murat Ülgü, Mustafa Kırık, Mustafa Uçar, Şener Avcı ve Zeki Eser'in, Doğan Medya Center'da askerlerin bulunduğunu öğrenmeleri üzerine Hürriyet binasına yöneldikleri belirtilerek, 'Aynı şekilde vatandaşlarımız da darbe girişimini engellemek için Doğan Medya Center'a gelmeye başlamışlardır. Müşteki polis memurlarının ve vatandaşlarımızın geldiğini gören şüpheli Yüzbaşı Süleyman Ahmet Kaya, şüpheli erlere, 'bina personelini üst kata çıkararak serbest bırakmaları' emrini vermek zorunda kalmıştır. Bina personeli serbest bırakıldıktan sonra Kaya, 6 eri Hürriyet binasının giriş kapısında çalılık alanda, üçerli olarak mevzilendirmiştir.' denildi.
Yüzbaşı Kaya'nın yaptığı atışlarla şehit olan vatandaş
Şüpheli Yüzbaşı Kaya'nın müşteki polis memurlarına, 'mühimmatımız var çatışırız' şeklinde bağırdığı ve polislerin megafonla yaptıkları 'teslim olun' çağrılarına, toplanarak tepki gösteren vatandaşlara ateş etmek suretiyle karşılık verdiği anlatılan iddianamede, 'Süleyman Ahmet Kaya'nın yaptığı atışlar sonucunda Vedat Bağcerci isimli vatandaşımız yaşamını yitirmiştir. Kaya, ileri doğru sürünmeye başlamış, şüpheli erlere de 'ileri doğru sürünmeleri ve ateş etmeleri' yönünde emir vermiştir. Nitekim bu emri üzerine de şüpheli er Abdullah Akar, müşteki polis memurlarına ve vatandaşlarımıza doğru 2-3 el ateş etmiştir.' ifadesi kullanıldı.
İddianamede, müşteki polis memurlarıyla çatışırken sıkışan şüpheliler Erdal Şeker, Süleyman Ahmet Kaya ve Mehmet Akif Aslan'ın talebi üzerine, Topkule kışlasından Binbaşı Mehmet Türk'ün komutasında subay ve astsubay öğrencilerden oluşan 17 kişinin, saat 04.00 sıralarında destek amacıyla helikopter ile Doğan Medya Center'a intikal ettiği de belirtilerek, 'Bu şekilde intikal eden helikopterin içerisinde bulunan şahıslar Doğan Medya Center üzerinde iniş için alçalmaya çalıştıkları sırada müşteki polis memurlarını ve vatandaşlarımızı piyade tüfekleri ile yoğun ateş altına almışlardır. Helikopterin paleti çatıya değmiş, ancak müşteki polis memurlarının fedakarca mücadelesi sonucu 2 öğrenci subayın da yaralanmasını dikkate alarak Topkule kışlasına dönüş yapmışlardır. Bu hususta Binbaşı Mehmet Türk tarafından 'Yurtta Sulh' isimli WhatsApp grubunda, 'CNN son yaklaşmada yoğun atış aldık, vurulanlar var, 66'da hemen araç sağlık ekibi' şeklindeki mesajlardan anlaşılmaktadır.' denildi.
Helikopterin içinde bulunan şahısların Topkule kışlasına döndükten sonra polis memurları ve darbe girişimine karşı koyan rütbeli askerlerle çatışmaya girdikleri kaydedilen iddianamede, bu şüpheliler hakkındaki soruşturmanın henüz tamamlanmadığı vurgulandı.
'Polislerin yoğun atışıyla içeri kaçmak zorunda kaldılar'
Söz konusu helikopterin geri dönmesi üzerine, müşteki polis memurlarının yoğun atışı ve gaz bombası kullandıkları, şüphelilerin bina içine kaçmak zorunda kaldıkları ve müştekilerden Halil Oğuz'un takviye olarak gelen müşteki polis memurları Yasin Özdil ve Recep Şahin ile birlikte binada şüphelileri aramaya başladığı vurgulanan iddianamede, 'Müşteki Halil Oğuz, şüpheli Süleyman Ahmet Kaya'nın otomasyon odasından çıktığını gördüğünde durumu müşteki polis memurları Yasin Özdil ve Recep Şahin'e bildirmiştir. Polis memurları Yasin Özdil ve Recep Şahin, şüpheli Kaya'ya, 'teslim olması' yönünde çağrıda bulunmuş ancak şüpheli teslim olmamış, elinde piyade tüfeği ile teslim olduğuna dair bir söylemde ve davranışta bulunmadan dışarı çıktığı noktada ayağından vurulmuş, vurulduktan sonra da iki el ateş etmiştir. Şüpheli Kaya ve şüpheli erler Harun Darı, Harun Ayan, Abdullah Akar, Numan Burak Altınbaş, Sertaç Kara ve Yıldırım Erdem polis memurlarınca bina içerisinde teslim alınmıştır.' ifadelerine yer verildi.
İddianamede, Hürriyet'in ardından, Doğan Medya Center'da yer alan CNN Türk ve Kanal D'nin işgaline de değinildi.
Şüpheli yüzbaşılar Erdal Şeker ve Mehmet Akif Aslan'ın, şüpheli erler Vakkas İlker Söyler, Şevket Kök, Ahmet Mülayim, Feyyaz Okan Ak ve Ferdi Irmak ile birlikte CNN Türk ve Kanal D'nin bulunduğu binaya yöneldiği aktarılan iddianamede, şu ifadeler yer buldu:
'Stüdyo giriş kapısının önüne geldiklerinde müşteki Önal Yılmaz ile karşılaşmışlardır. Erdal Şeker müşteki Yılmaz'a, 'sorumlunun kim olduğunu' sormuş, 'sorumlu benim' cevabını alınca da, 'Sıkıyönetim ilan edildi, yayını kesmeye geldik' şeklinde beyanda bulunmuştur. Müşteki Yılmaz'ın şüphelileri oyalamaya çalıştığı sırada Şeker, 'bizi girişe götür içeri gireceğiz' demiştir. Şüphelileri girişe doğru götüren Yılmaz, Şeker'e, 'yayını kesmemelerini, darbenin bittiğini, buradan gitmelerini' söylemiştir. Şüpheli Şeker ise 'biraz sonra göreceksin neler olduğunu' diyerek giriş kapısının önüne gelmiştir.
Erdal Şeker giriş kapısına geldiğinde, 'Yayını kesin, bu darbedir, herkes dışarı çıksın' şeklinde bağırmıştır. Şüphelileri giriş kapısı önünde CNN Türk genel yayın yönetmeni olan müşteki Ali Güven, haber spikeri tanık Ahu Özyurt, kameraman müşteki Ahmet Akpolat ve güvenlik müdürü müşteki Hüseyin Ulaş karşılamıştır. Müşteki Ahmet Akpolat, kamerayla yayına başladığında müşteki Ali Güven şüpheli Şeker'e, 'ne amaçla geldiklerini' sormuş, Şeker de, 'yayını kesmek için geldiklerini, bu amaçla emir aldıklarını, kimse ile konuşmayacaklarını' söyleyerek dışarı çıkmalarını istemiştir.'
Müştekilerden Ali Güven ve Ahmet Akpolat'ın CNN Türk binasına giriş yapan şüphelilerin peşinden gittikleri, Ali Güven'in şüpheli Erdal Şeker ve diğerlerine, 'yaptıklarının kanunsuz olduğunu' söylediği, şüphelilerin ise silahlarını Güven'e çevirerek, 'engel olmayın, ateş ederiz' şeklinde tehditte bulunduğu, Ali Güven'in şüpheli Şeker'in tüfeğini tutmaya çalıştığı ve Şeker'in de Güven'i tüfeğin dipçiğiyle ittirdiği anlatılan iddianamede, 'Yayın odasının nerede olduğu sorulan müşteki Ali Güven, şüphelileri oyalamak amacıyla, yayın odasının birinci katta olduğunu söylemiştir. Birinci kata çıkan şüphelilerden Erdal Şeker, müşteki Ahmet Akpolat'ın çekim yaptığını görmesi üzerine, 'kapat o kamerayı' diyerek bağırmıştır. Şeker, birinci kat merdivenlerine iki şüpheli eri bırakarak, 'kimseyi yukarı çıkarmamaları' emrini vermiştir. Şüpheliler birinci katı gezip yayın odasını aramışlar, 'yayını kesin, herkes binayı boşaltsın' şeklinde söylemlerde bulunmuşlardır. Müşteki Hüseyin Ulaş, Erdal Şeker ve diğer şüphelilere, 'yaptıklarının anayasal bir suç olduğu, yetkililerin bu konuyla ilgili açıklama yaptıkları' beyanında bulunmuştur. Şeker ise, 'dinlemek yok' diyerek erlere emir vermiştir.' denildi.
Şüphelilerin yayın odasının birinci katta olmadığını anladıklarında ikinci kata çıktıkları, 'boşaltın, yayını durdurun' şeklinde bağırdıkları sırada Kanal D Haber Genel Yayın Yönetmeni olan müşteki Süleyman Sarılar ile karşılaştıkları, Sarılar'ın, 'ellerinde yazılı bir emir olup olmadığı' sorusuna karşılık Şeker'in, 'ordu komutanının emri olduğunu' söylediği ve Sarılar'ın 'ordu komutanının açıklamasını yayınladık' demesi üzerine, 'karıştırma, çekil' diyerek karşılık verdiği kaydedilen iddianameye, şöyle devam edildi:
'Müşteki Hüseyin Ulaş, yeniden şüphelilerin yanına gelerek, erlere de sesini duyurabilmek amacıyla, 'güvenlik müdürü olduğunu, cumhurbaşkanı ve komutanların açıklama yaptıklarını' bildirmiştir. Şüpheli Erdal Şeker ise şüpheli erlere, 'dinlemek yok' şeklinde emir vermiştir. Müşteki Ahmet Akpolat'ın tekrar kamerayla çekim yaptığının görülmesi üzerine şüpheli Şeker, Akpolat'a, 'ver o kamerayı' diyerek bağırmış ve üzerine yürümüştür. Kameranın alınması için yaşanan arbedede Şeker, Akpolat'ın boğazına sarılmış, tüfeğin dipçiğini kaldırarak, 'ver yoksa vururum' şeklinde tehditte bulunmuş, şüpheli er Ahmet Mülayim de müştekinin boğazına sarılmış, diğer şüpheliler Mehmet Akif Aslan ve Şevket Kök de fiziki müdahalede bulunmuşlardır.'
- 'Çalışanlar, haber merkezi girişine set çekti'
İddianamede, olaya müdahale etmeye çalışan CNN Türk çalışanı tanık Hadiye Hülya Vural'ın da şüphelilerce uzaklaştırıldığı ve çıkan tartışma sırasında şüpheli Erdal Şeker'in elini tabancasına atarak müşteki Süleyman Sarılar'a 'vururum seni' diyerek tehditte bulunduğu belirtilerek, 'Yapılan tehditler sonucunda müşteki Ahmet Akpolat hafıza kartını Şeker'e vermek zorunda kalmıştır. Akabinde şüpheliler Kanal D Haber Merkezi ve CNN Türk stüdyosunun bulunduğu üçüncü kata çıkmışlardır.' denildi.
Şüphelilerin sürekli 'yayını kesin' şeklinde bağırdıkları ve Erdal Şeker'in de müşteki Süleyman Sarılar'dan elektriği kesmesini isteği anlatılan iddianamede, 'Diğer şüpheliler de elektriği kesmeleri, yayını durdurmaları ve stüdyoyu boşaltmaları talimatını vermiştir. Şunu belirtmek gerekir ki Kanal D darbe girişimi bilgisi üzerine saat 02.30 sıralarında kendi yayınını keserek CNN Türk ile ortak yayına başlamıştır. Kanal D katına şüphelilerin geldiği hususu ve 'binayı boşaltın' şeklindeki konuşmaları Kanal D'de yayın yönetmeni olarak çalışan müşteki Ümit Özkan ve aynı yerde yayın operatörü olarak çalışan müşteki Mürsel Ercüment Başlıcan tarafından duyulmuştur. Bu sırada ismi geçen müştekiler CNN Türk ortak yayınından çıkıp Kanal D haberi yayına koymuşlardır. Şüpheli er Vakkas İlker Söyler, yayının verildiği odaya girerek müştekilere, 'yayını kesin ve binayı terk edin' şeklinde bağırmıştır. Müştekiler de müdürlerine danışarak bu söylem üzerine haber yayınını keserek saat 03: 55'de dizi yayınına başlamışlardır.' değerlendirmesi yapıldı.
- 'Şener'in askerlere direnişi'
Yaşanan tartışmalar sırasında şüpheli Mehmet Akif Aslan'ın tabancası ile bir el havaya ateş açtığı, CNN Türk canlı yayınının yapıldığı üçüncü kata çıkan şüphelilere, kanal çalışanlarının haber merkezi girişine set çekerek engel olmaya çalıştıkları, bu sırada CNN Türk Genel Müdürü müşteki Erdoğan Aktaş'ın spiker tanık Başak Şengül'e canlı yayına devam etmesini bildirdiği ve canlı yayının yapıldığı odanın kilitlendiği dile getirilen iddianamede, 'Bu sırada müşteki Nedim Şener şüphelilerin üzerine yürüyerek, 'Çıkın buradan, burası bizim evimiz, şerefsizler' şeklinde tepki göstermiştir. Bunun üzerine şüpheli Mehmet Akif Aslan, Şener'e silah doğrultarak, 'çık buradan vururuz seni' diyerek tehditte bulunmuştur. Ayrıca şüpheli er Ferdi Irmak da Şener'i 'aşağı in vururuz' diyerek tehdit etmiştir.' ifadesi kullanıldı.
Şener'in tartışma sonucunda binadakiler tarafından sakinleştirildikten sonra giriş kata indiği ve giriş kapısını açarak darbe girişimini engellemeye gelen ancak içeri giremediği için dışarıda beklemek zorunda kalan vatandaşların binaya giriş yapmasını sağladığı anlatılan iddianamede, 'Şüphelileri karşılayan müşteki Erdoğan Aktaş'a silah doğrultulmuştur. Aktaş şüphelilere, 'hiçbir şekilde yayını kesmeyeceklerini, yaptıklarının kanunsuz olduğunu, bunun kendileri için ciddi sonuçları olacağını' bildirmiştir. Şüpheliler ise 'emir aldıklarını ve bu emri uygulamak zorunda olduklarını' bildirmişlerdir. Aynı şekilde CNN Türk'te editör olarak çalışan tanık Arif Alpaslan Akkuş şüpheli erlere, 'kalkışmanın başarısız olduğunu, yaptıklarının hukuksuz olduğunu' bildirmesine rağmen şüpheli erler emir aldıklarını ve yayını kapatmak zorunda olduklarını bildirerek, eylemlerine devam etmişlerdir.' denildi.
Müşteki Erdoğan Aktaş'ın şüphelilere, 'kanunsuz emri uygulamama haklarının olduğunu, normalde binayı terk etmeyeceğini ancak ellerinde silah olması ve savunmasız olmaları nedeni ile mecburen binayı terk edeceklerini' bildirdiği vurgulanan iddianamede, Aktaş'ın kendi personeline de 'katı boşaltarak binayı terk etmeleri, binayı en son kendisinin terk edeceği' bilgisini verdiği ve bu sırada içlerinde şüpheli er Feyyaz Okan Ak'ın da bulunduğu şüphelilerin rejiye gelerek yönetmen olarak görev yapan tanık Tunca Pak'a, 'rejiyi boşaltmalarını ve binayı terk etmelerini' söyledikleri dile getirildi.
'Yayın sabit kamera ve telsiz mikrofonlarla devam etti'
Tanık Tunca Pak'ın rejiyi boşaltırken canlı yayında olan tanık Başak Şengül'e, 'askerlerin rejide olduğunu ve rejiyi boşalttıklarını' kulaklıkla bildirdiği anlatılan iddianamede, 'Spiker Başak Şengül canlı yayında askerlerin geldiğini bildirerek yayına devam etmiştir. Bu sırada stüdyoya şüpheli er Ferdi Irmak girerek, Şengül'den, oradan ayrılmasını istemiştir. Şengül de canlı yayını terk etmek zorunda kalmıştır. Tunca Pak ayrılmadan önce Erdoğan Aktaş'a telsiz mikrofonu vermiş, yayının devam etmesi adına aktif olan tüm mikrofonların sesini açarak, stüdyoyu gören genel kamerayı da çıkışa vererek canlı yayın görüntüsünü bu noktada sabitleyip rejiyi terk etmiştir. Bunun üzerine şüpheliler canlı yayının kesildiği kanaatine varmışlardır. Erdoğan Aktaş ise telsiz mikrofon aracılığı ile yayına devam etmiştir.' ifadesi kullanıldı.
CNN Türk ve Kanal D binasına giren polislerin, şüphelilerin merdivenleri kapatmaları nedeniyle ilk önce üst katlara çıkamadıkları, vatandaşların binaya giriş yapmaları üzerine vatandaşların askerlere zarar verebileceklerini öngören polislerin vatandaşlara müdahale ettiği ve çıkan arbedede polis memuru mağdur Yakup Sevinç'in yere düşerek ayağından yaralandığı belirtilen iddianamede, 'Tanık polis memurları Mehmet Göktaş ve Sinan Şimşek ikinci kata çıktıklarında şüphelilere teslim olmaları konusunda uyarıda bulunmuşlardır. Şüpheli Erdal Şeker ise 'Silahlarımızı vermeyeceğiz, bize takviye kuvvet gelecek, kalabalıkla birlikte burayı boşaltın' şeklinde karşılık vermiştir. Bunun üzerine polis memurları şüphelilerin silahlarına sarılarak ellerinden silahları almışlardır. Şüpheli Şeker ise silahını vermemek için direnmiştir. Polis memuru Tansu Tan, Şeker'in elinden silahını almak istediği sırada elinden yaralanmıştır. Polis ekiplerinin ve vatandaşlarımızın gayretleri sonucu şüpheliler etkisiz hale getirilmiştir.' değerlendirmesine yer verildi.
İddianamede, Doğan Medya Center'da yakalanan şüphelilerin üzerlerinde 14 G3 piyade tüfeği, 10 hücum yeleği, 5 çelik yelek, 3 kompozit başlık, 52 G3 şarjörü, bu şarjörlere basılı vaziyette 885 mermi ve 4 tabanca şarjörü bulunduğuna dikkati çekilirken, şüpheli Süleyman Ahmet Kaya, Erdal Şeker ve Mehmet Akif Aslan'da birer tabancanın da ele geçirildiği kaydedildi.
(17 Mart 2017, 15:08)
HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN
HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER: