Tam
EskidenYeniye
 

Dink'te paralel şüphe güçlendi

Ermeni asıllı gazeteci Hrant Dink'in 2007'de öldürülmesi soruşturmasında önemli gelişmeler yaşanmaya başladı. Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in bir başka cemaat bağlantılı ismi Dink olayında ihmalle suçlamasının ardından bir başka şok açıklama da Dink'i öldüren tetikçi Samast'tan geldi. Savcılığa verdiği ifadesinin ayrıntıları ortaya çıkan Samast'ın paralel yapıyı suçladığı öğrenildi. Samast'ın ifade tutanağı AHaber TV'de kısmen okundu. Samast'ın cinayetteki bugüne kadar açıklanmayan 3. isimle ilgili sözlerinin de yer aldığı ifade tutanağını okuyan bir avukat, 3. isimle ilgili olarak; 'Cinayetten kısa süre sonra başka kimsenin giremeyeceği bir sisteme girip bir sorgulama gerçekleştirmiş olması meselenin aslında istihbarat daire başkanlığı ayağını çok açık şekilde ortaya koyuyor. İsminin açıklanmasının soruşturmaya zarar verme tehlikesi nedeniyle açıklamayı uygun görmüyorum. Bu ifadelere ve süreçteki gelişmelere göre; Hrant Dink, maalesef iddia bu, o dönem istihbaratın başında olan istihbarat daire başkanının talimatıyla öldürülmüş.' diye konuştu. Konuyla ilgili bir açıklama da Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan geldi: 'İnlerine girdik ve giriyoruz. Eğitimden, hizmetten, himmetten bahsedenlerin birtakım kirli cinayetlere, faili meçhul cinayetlere bulaştığını dahi bugünlerde görüyoruz. Fazlası da çıkıyor. Zincir bunu gösteriyor. Daha şaşırtıcı şeyler de duyacaksınız..' Dink olayıyla ilgili bir ilginç açıklama da konuyla ilgili daha önce yazdığı yazılarla tanınan ve Odatv davasında kendisine Ergenekon örgüt üyeliği suçlaması da yapılmış olan gazeteci Nedim Şener'den geldi. Zaman gazetesi yayın müdürü Ekrem Dumanlı'nın operasyonun arkasındakilerin kendilerinin olduğunu bildiği için savunmaya geçtiğini' söyleyen Şener, Dink olayında sadece cemaatin yer almadığına da dikkat çekti. Dink cinayetinin arkasında bir konsorsiyumun olduğuna dikkat çeken Şener, 'olayın içinde cemaat mensubu polisler olabilir ama jandarma da Ergenekon sanıkları da MİT mensupları da var.' dedi. Samast'ın ifadesi ve Dink gelişmeleri paralel medyada tepki ve tedirginlikle karşılanıyor.

Önceki haber title=Sonraki haber

13.12.2014 13:39 Ermeni asıllı gazeteci Hrant Dink'in 2007'de öldürülmesi soruşturmasında önemli gelişmeler yaşanmaya başladı. Şimdiye kadar Ergenekon Terör Örgütü'nün (ETÖ) işi olarak görülen suikast dosyasında paralel yapı bağlantısını güçlendiren gelişmeler yaşanıyor.  Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in bir başka cemaat bağlantılı ismi Dink olayında ihmalle suçlamasının ardından bir başka şok açıklama da Dink'i öldüren tetikçi Samast'tan geldi. Savcılığa verdiği ifadesinin ayrıntıları ortaya çıkan Samast'ın paralel yapıyı suçladığı öğrenildi.

Giderek somutlaşan Dink olayında paralel şüphe konusunda ortaya çıkan son bilgiler şu şekilde:

A Haber'de Sevilay Yükselir moderatörlüğünde ekranlara gelen ‘Yüzde Yüz Siyaset’ programında Hrant Dink suikastı dosyası raflardan indirildi. Avukat Kezban Hatemi, AP Eski Milletvekili Ozan Ceyhun, Avukat Fidel Okan ve Sabah Gazetesi Özel İstihbarat Müdürü Abdurrahman Şimşek'in katıldığı programda tanık olarak dinlenen Ogün Samast'ın ifade tutanağı Türk televizyonlarında ilk kez canlı yayında okundu. Samast'ın cinayetteki bugüne kadar açıklanmayan 3. ismin de bulunduğu ifade tutanağını okuyan Avukat Okan, 3. isimle ilgili olarak, "Cinayetten kısa süre sonra başka kimsenin giremeyeceği bir sisteme girip sistem üzerinden bir sorgulama gerçekleştirmiş olması meselenin aslında istihbarat daire başkanlığı ayağını çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. İsminin açıklanmasının soruşturmaya zarar verme tehlikesi nedeniyle açıklamayı uygun görmüyorum" diye konuştu.

İŞTE O İFADE:

Aynı mahallede bulunan 75. Yıl İlköğretim Okulunda okurken Yasin Hayal okulun önünde simit satıyordu. Hayal ile orada tanıştım. Bizim mahallenin ağabeyiydi. 2004-2005-2006 yılında takımda top oynuyorduk. Yasin'i mahallenin ağabeyi olarak görüyorduk. Hayalden önce de benim bir dünya görüşüm yoktu. Hareketli bir tiptim. 2006 yaz ayında Hayal bir gün internet kafede bana Agos Gazetesi yazarı Hrant Dink'ten bu kişinin ermeni olduğundan bahsetti. Türk düşmanı olduğu, hakaretlerde bulunduğu gibi birçok şey söyledi. O dönemde Yasin ağabey olarak görüyorduk. Delikanlı, mert adam sandığım için takılıyordum. Yasin Hrant ile ilgili süreç içinde sürekli bir şeyler anlattı. Adeta beni işledi. Yasin Hayal bana en son internet kafede "Hrant Dink'in ölmesi gerekiyor, bu işi sen yapar mısın?" diye sordu. Ben de Yasin'den korktuğum ve etkisi altında olduğum için "Yaparım" dedim. Bu görüşmede Yasin ile ben başbaşaydık. Zaten bu görüşmeden sonra Yasin ile fazla görüşmedik. 4-5 defa daha görüştük. Bu süreç içinde zaten bana internetten bütün fotoğraflarını çıkartıp sürekli gösterdiler.

"FUAT MÜDÜR KİM?"

Bu olay organize edildiği sırada Erhan ile Yasin bu işi konuşuyordu. Erhan'ın Ramazan Akyürek ve Fuat Müdür hakkında konuştuğunu duyunca durdum, dinledim. Yasin dedi ki "O zaman sırtımız sağlam". Evden çıkınca Yasin'e sordum. "Ben Ramazan Akyürek'i tanıyorum, ismen de tanıyorum. Trabzon'da müdürlük yaptı biliyorum. Ama Fuat müdür kim?" dedim. Yasin de bana "Erhan'ın tanıdıkları, biz bu işi öteki çocuğa yaptıracaktık. O çocuk vazgeçti, Erhan onlardan referans almış. Ramazan müdür hatta İstanbul Emniyet amiri bile biliyor. Arkamızda hepsi. Düşün iş büyük, kahraman olacaksın. Cayarsan fena olur, yakarım seni dedi. Daha önce dediğim gibi tekrar "Peki" dedim.

"BURADA ALINIRSAN RAMAZAN MÜDÜR AÇIĞA ÇIKAR"

İstanbul'a geleceğim gün Yasin'in talebi üzerine Ahmet İskender'e ait kırtasiyede buluştuk. O gün İstanbul'a gideceğim konuşuldu. Ben önce berbere gittim, tıraş oldum. Yasin yanıma geldim, olayda kullandığım silahı belime koydu. Hatırladığım kadarıyla 300-400 TL de para verdi. Yasin'e "Olay nasıl olacak?" dedim. Yasin de bana "Direkt olarak vuracaksın, bu şekilde imzamız olacak" Ayrıca bana bayrak verdi. "Otobüsle Trabzon'a dönerken Samsun'dan seni alacaklar" dedi. "Eğer burada alınırsan Ramazan Müdür açığa çıkar" dedi.

"AĞABEY BENİ TAKİP EDENLER VAR"

Yasin Hayal daha önce bana çalıştığı yerin açık adresini, bulunduğu yeri ve fotoğrafları vermişti. O gün Trabzon otogarından İstanbul'a bilet aldım. Otogara gittiğimde yanımda Ersin Yolcu da vardı. Beylerbeyi'ndeyken o da yanımdaydı. Ahmet İskender'in kırtasiyesinde de yanımızdaydı. Ben İstanbul'dan gerçekten tek başıma geldim. İstanbul'a geldikten sonra otogardan dayımın evine gittim. Bir gece kaldım. Ama ya o gün ya da bir gün sonra internette tanıştığım Orhan Özbaş isimli arkadaşımla görüştüm. Olay günü Şişli'ye gittim ve adresi sordum. Bir internet kafe aradım. O sırada Halaskargazi Caddesi ve sanırsam sonradan öğrendiğim Şafak Sokak'ta iki şahsın beni arkadan takip ettiklerini gördüm. Bunun üzerine oradaki ankesörlü telefondan Yasin Hayal'in telefonunu aradım. "Ağabey beni takip edenler var. Polis var sanki arkamda" dedim. Yasin de kendinden emin bir şekilde bana "Olabilir, onlar zaten bizden" dedi.

"ERGENEKON SORUŞTURMASI İÇİN CİNAYET"

Ogün Samast'ın ifadesini okuyan Fidel Okan şu değerlendirmeyi yaptı: Ergenekon örgüt soruşturmasını başlatabilmek için Hrant Dink Cinayeti işlendi. Bu ifadeler ve süreçte kesin olan şu ki Hrant Dink maalesef iddia bu o dönem istihbaratın başında olan istihbarat daire başkanının talimatıyla öldürülmüş. 3. Kişinin ismini de veriyor. İsim de çok net burada belli.

------------------------------------------------------------------------------

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: PARALEL YAPI CİNAYETLERE BULAŞTI

Dink konusundaki gelişmelere bir katkı da Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan geldi: 'Paralel yapının inlerine girdik ve giriyoruz' diyen Erdoğan, 'Eğitimden, hizmetten, himmetten bahsedenlerin birtakım kirli cinayetlere, faili meçhul cinayetlere bulaştığını dahi bugünlerde görüyoruz. Fazlası da çıkıyor. Zincir bunu gösteriyor. Daha şaşırtıcı şeyler de duyacaksınız.' dedi.

------------------------------------------------------------------------------

ŞENER: OLAYIN ARKASINDA CEMAAT, JANDARMA, MİT VE ERGENEKON SANIKLARI VAR

Dink olayıyla ilgili bir ilginç açıklama da konuyla ilgili daha önce yazdığı yazılarla tanınan ve Odatv davasında kendisine Ergenekon örgüt üyeliği suçlaması da yapılmış olan gazeteci Nedim Şener'den geldi. Ekrem Dumanlı’nın tartışılan bir eski yazısını değerlendiren Şener, ‘Dumanlı’nın operasyonun arkasındakilerin kendilerinin olduğunu bildiği için savunmaya geçtiğini’ söyledi.

Gazeteci-Yazar Nedim Şener 24 TV’de Ardan Zentürk’ün sunduğu ‘Moderatör Gece’ programına telefonla bağlandı. Şener, Hrant Dink cinayeti ve paralel yapı ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.

2011'de gazetecilerin tutuklanması ile ilgili yazı yazan Ekrem Dumanlı "demem o ki bu ülkede her gazeteci gazeteci değil, her gazeteci haber peşinde koşmuyor. Bazıları ihbarcılıkla habercilik arasındaki farkı bir kalemde çizip atıyor. O yüzden acele etmeye gerek yok, paniğe hiç gerek yok. Dava dosyası teşekkül edecek ve nasıl olsa şeffaf toplum olmanın gereği her şeyi ayan beyan göreceğiz" diyor. O gazetecilerden biri olan Nedim Şener "Ekrem Dumanlı’nın operasyonun arkasındakilerin kendilerinin olduğunu bildiği için savunmaya geçti. O yazı aslında bir anlamda yapılan operasyona sahip çıkmaktır" dedi.

Hrant Dink cinayetinin arkasında bir konsorsiyumun olduğuna dikkat çeken Nedim Şener, faili meçhullerin aydınlatılması için MİT, Trabzon Jandarması ve emniyet arşivlerinin dava süreçlerine dahil edilmesi gerektiğini ifade etti.

-Ardan Zentürk’ün “Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarında neye işaret etti tam olarak?” sorusuna Nedim Şener şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanı’nın bildiği nedir ve bütün cemaati kapsayan böyle bir sözün arkasında ne vardır herkes de merak ediyor. Ama bu cinayetin arkasında neyin olduğunu, nasıl bir konsorsiyumun olduğunu bugün köşemde yazdım. Genelkurmay Başkanlığı’ndan başlayarak MİT’e kadar varan ve oradan Trabzon Jandarması, Trabzon, Ankara ve İstanbul polisinin (bir ihmali veya kasti olduğunu bilmiyoruz, onu yargı karar verecek) işlenmiş bir cinayet. Dolayısıyla eğer bu faili meçhul cinayetlerle bu kadar aydınlanılması isteniyorsa bütün bu saydığım kurumların arşivlerindeki bilgiler kamuoyuna açılmalı ki (hatta dava süreçlerine dahil edilmeli) o faili meçhuller aydınlansın.”

OLAYIN İÇİNDE SADECE CEMAAT DEĞİL, JANDARMA, MİT VE ERGENEKON SANIKLARI DA VAR

“Bu olayda sadece cemaat konusuna odaklanmak bence yanlış. Şundan dolayı; olayın içinde cemaat mensubu olan polisler olabilir ama olayın içinde jandarma da var, olayın içinde Ergenekon davası sanıkları da var, olayın içinde MİT mensupları da var. Bunların topluca bakılması lazım.”

-Ardan Zentürk’ün “bu cinayetin dediğin gibi ele alınması ne sonuç doğurur?” sorusuna Şener:

“Bu şu olur; bütün komplo süreçleri ve bütün diğer faili meçhul cinayetlerin aydınlatılacağı bir yol açılır. Bugün bu cinayetin fotoğrafı ortaya çıktığı zaman 2009 yılında, Toplumsal Dernek Platformu adında platform kuruldu ve yaklaşık 62 tane faili meçhul cinayetin aileleri bir araya gelmişti. Şimdi bu canlandırılabilir. Yine hükümetin de desteği ile faili meçhul cinayetler arşivi komisyonu kurulabilir. Çünkü bu cinayet bize Türkiye’deki Çetin Emeç, Adli İpekçi, Uğur Mumcu cinayetlerini anlatan, o hikayeleri anlatan bir cinayet türüdür. Dolayısıyla onların da aydınlanması ile bir süreç olur çünkü Dink cinayeti sadece emniyet arşivlerinde değil, MİT arşivlerinde de kayıtları olan bir cinayet. Hatta seferberlik tespit kurulu kayıtlarında da olan bir cinayet. Dolayısıyla bunların topluca ele alınması gerekiyor” dedi.

CEMAAT, SAMAST’IN İFADESİNİ TOPTAN YOK SAYMAYA ÇALIŞIYOR

Ogün Samast’ın konuşmasının tek başına delil olmayacağını belirten Nedim Şener, diğer delillerle birlikte önemli bir unsur olduğunu belirtti. Şener, cemaatin Ogün Samast’ın ifadelerini çürütmeye, toptan yok saymaya çalıştığını bu da onlar için çok sakınca taşıdığını söyledi.

-Ardan Zentürk’ün “Ogün Samast İstanbul Başsavcı Vekili Doğan’la konuştuktan sonra bir endişe mi patlak verdi ki dün ve bugün gördüğümüz algı operasyonu başlıyor?” sorusuna cevap veren Şener, şunları aktardı:

“Olayın en yadırganan kısmı şu; bir katil konuşuyor ve sanıklığını anlatıyor. Bu hukukta tek başına delil olmaz tabiî ki. Ama tamamlayıcı bir delil olabilir. Dosyadaki diğer delillerle beraber çok önemli bir unsurdur. Ancak şunu görüyorum ben; Ogün Samast’ın ifadesini çürütmeye kalkanlar ya da o ifadelerin bazı gedikler aramaya çalışanlar kimi iyi niyetleri olabilir ama özellikle cemaat kanadında pek iyi niyetli görünmüyor. Samast’ın ifadesini toptan yok saymaya çalışıyor. Bu da onlar için çok sakınca taşıyor bence.”

O KİŞİLER HAKKINDA İŞLEM YAPILMASI SAMAST’I CESARETLENDİRDİ

2011 yılına kadar hiçbir yerde isminin geçmediğini dile getiren Şener, Hrant Dink’in cinayetiyle ilgili yazmaya başlamasından sonra telefonlarının dinlendiğini ve tutuklandığını dile getirdi. Kişiler hakkında işlem yapılmasını Samast’ı cesaretlendirdiğini ifade etti.

-Ardan Zentürk’ün “Dink cinayetiyle ilgili en akılcı ve en doğru araştırmayı yapan bir meslektaşımsın. Sonra da başına bir sürü şey geldi. O başına gelenlerle Dink cinayeti üzerinde çalışman arasında sanırım çok önemli bir köprü var” sorusuna cevap veren Şener, şunları aktardı:

“Benim 2009 yılına kadar, yani Ergenekon operasyonları davası veya soruşturmalarında adım hiçbir yerde geçmiyor. Hatta 2011 yılında tutuklanana kadar da böyle bir şey de gündemde yoktu. Ne zaman Hrant Dink cinayetini ve istihbarat planlarını yazdık, ondan sonra Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Faruk Sarı, Muhittin Zenit gibi isimler peş peşe davalar açtılar. Dolayısıyla ben onlardan yargılanırken bir yanda Başbakan’ın oğluna suikast düzenleyecek bir ekibin parçasıymış gibi gösterip telefonlarım dinlendi. Benim bizatihi tutuklanmam bunu uluslar arası kamuoyu da, iç kamuoyu da bilir ki Hrant Dink cinayetiyle ilgili algı operasyonuydu. Çünkü tartışılan gerçekleri 2009’da yazmıştım. Eğer bu ekip beni Ergenekoncu ilan edebilseydi bugün bu gerçekler tartışılmayacaktı. Ve bugün tartışılan gerçekleri kimse tartışmaya cesaret edemeyecekti. Nitekim Ogün Samast’ın eğer söylediği samimi ise bu kişilerin şuanda hakkında işlem yapılıyor olması ona cesaret vermiş, konuşmasını sağlamış. Dolayısıyla bunlar çok önemli aşamalar diye düşünüyorum.”

EKREM DUMANLI DA OPERASYONUN ARKASINDA KENDİLERİNİN OLDUĞUNU BİLDİĞİ İÇİN...

Nedim Şener, Ekrem Dumanlı’nın geçmiş tarihte kendisi hakkında yazdıklarıyla ilgili sorulan soruları cevapladı. O dönem Ekrem Dumanlı’nın operasyonun arkasındakileri kendilerinin olduğunu bildiği için savunmaya geçtiğini, yapılan operasyona sahip çıktığını belirtti.

-Ardan Zentürk’ün “bugün Ruşen Çakır bir twit paylaştı. 7 Mart 2011 tarihli Zaman Gazetesi’nde Ekrem Dumanlı’nın yazısı. “Paniğe ve öfkeye gerek yok, hukuki süreç işliyor” diyor. Sizin tutuklanmanız üzerine. Soner Yalçın, Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın adının geçtiği bir yazı ve diyor ki; “demem o ki bu ülkede her gazeteci gazeteci değil, her gazeteci haber peşinde koşmuyor. Bazıları ihbarcılıkla habercilik arasındaki farkı bir kalemde çizim atıyor. O yüzden acele etmeye gerek yok, paniğe hiç gerek yok. Dava dosyası teşekkür edecek ve nasıl olsa şeffaf toplum olmanın gereği her şeyi ayan beyan göreceğiz” diyerek sizin tutuklanmanızın normal olduğunu söylüyor. Doğru mudur bu?” sorusunu yanıtlayan Şener, şunlara yer verdi:

Hem öyle hem de bizim suçluluğumuzu ispatlamamızı istiyor bu yazıda. Aynı şekilde insanın iddia makamı suçu ispatla mükelleftir ama Ekrem Dumanlı o yazıda bizim suçsuz olduğumuzun kabul edilmemesini tavsiye ediyor. Çünkü neden? O tarihte tutuklandığımızda iç ve dış kamuoyu ayağa kalkmıştı ve büyük tepkiler göstermişti. Bu olayın sorumlusu olarak da cemaat işaret ediliyordu zaten ve Ekrem Dumanlı da bu operasyonun arkasında kendilerinin olduğunu bildiği için de bir savunmaya geçmişti. Dolayısıyla o yazı aslında bir anlamda yapılan operasyona sahip çıkmaktır.

POLİS AKADEMİSİNİN BİR ŞARLATANI...

-Ardan Zentürk’ün “şöyle diyor Ekrem Dumanlı; “bizim bildiğimiz somut bir şey var. Cunta ve darbeciliğin bir ayağı medyadır. O ayak üzerine hiçbir çalışma yapılmasın demek o çerçevede yapılan her soruşturmayı mesleki alınganlıkla göğüslemek gerçekle yüz yüze gelmekten korkmaktır. Bırakın ki belgeler, bilgiler, bulgular konuşsun.” Şimdi tabi bir de medya özgürlüğünden bahsediyor bugün” sözlerini aktarması üzerine Nedim Şener şunları belirtti:

“Bilgiler, belgeler dediği şey kendi cemaat medyasında bizim aleyhimize yazılan yazılar. Bizim aleyhimize çıkan yazılardan derlenmiş bir iddianame vardır karşımızda. Odatv’nin kendi yazdığı haberler vardır, bir de bizim aleyhimize yazılan yazılar vardır. Bunların bir kısmı da cemaat medyasındadır. Nitekim Hanefi Avcı’nın kitabının bir örgüt yayını olduğunu ilk yazanlar bu cemaatin insanları, bu gazetecilerdir. Ve buradan yola çıkarak polisler soruşturma başlatıp, o kitabı bir Ergenekon yayınıymış gibi lanse ettiler. Hatta daha da ileri giderek televizyonda polis akademisinin şarlatanı vardı bir tane. O kişi de benim ismimi zikrederek daha sonra da iddianamede benim o kitabı yazdığım gibi bir suçlamayla karşı karşıya kalmıştım.”

------------------------------------------------------------------------------

SAMAST VE DİNK DAVALARI BİRLEŞTİ

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i öldürdüğü gerekçesiyle 22 yıl 10 ay hapis cezası alan Ogün Samast’ın ‘terör örgütüne üye olmak’ suçundan yargılandığı dava, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal’in yargılandığı ana dava ile birleştirildi. Dünkü duruşmada savcı Mahmut Celal Musaoğlu Ogün Samast’ın terör örgütüne üye olmak suçunun görüldüğü dava ile aynı örgütün yöneticilerinin ve üyelerinden yaşı büyük sanıklarının yargılandığı dava arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğunu belirterek iki davanın birleştirilmesini istedi. Mahkeme ise her iki dava arasında hukuki, şahsi ve fiili irtibat bulunduğunu belirtti. Maddi gerçeğin açığa çıkabilmesi için davaların birlikte görülmesinde zorunluluk olduğuna vurgu yapan Mahkeme, davaların birlikte görülmesinde, yapılan yasal değişiklikle engel kalmadığını belirterek, Ogün Samast’ın davası ile ana davayı birleştirdi.

Ogün Samast’ın yargılandığı davanın 9 Aralık'ta görülen duruşmasında önemli bir karar çıktı. Samast olay tarihinde 18 yaşından küçük olduğu için İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava, İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ana davayla birleştirildi. Samast artık Yasin Hayal ve Erhan Tuncel ile birlikte yargılanacak.

KOZMİK ODA BELGELERİ MAHKEMEYE GÖNDERİLMEDİ

Duruşmaya, ‘Kozmik Oda’ soruşturmasında azınlıklara yönelik eylemlere ait belgelerin gönderilmemesi de damgasını vurdu. Ankara Başsavcılığı’nın, mahkemenin bu yöndeki talebini devlet sırrı gerekçesiyle kabul etmediği anlaşıldı.

------------------------------------------------------------------------------

VALİ YARDIMCISI İFADE VERDİ

Savcılık soruşturması kapsamında ifade alma süreci hızlanırken, dönemin İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör “şüpheli” olarak ifade verdi. Cinayetin işlendiği dönemde İstanbul Vali Yardımcısı olarak görev yapan Güngör’ün ifade işlemi yaklaşık 2,5 saat sürdü. Hatırlanacağı üzere Dink öldürülmeden önce İstanbul Valiliği’ne çağrılmış ve burada Ergun Güngör tarafından tehdit edildiği gündeme gelmişti. Dink, görüşmeyle ilgili “Tehdit edildim” derken Güngör ise “Tehdit etmedik, uyardık” demişti. Savcının Güngör’e o dönem yaşanan süreci ayrıntılarıyla sorduğu öğrenildi.

------------------------------------------------------------------------------

TUNCEL NİÇİN İFADE DEĞİŞTİRDİ?

Dink cinayetindeki ilginç bir gelişmeye de gazeteci Hilal Kaplan dikkat çekti. Kaplan, katıldığı bir televizyon programında, Hrant Dink cinayetinin paralel yapı tarafından planlandığı şüphesini güçlendiren iki farklı ifadeye dikkat çekti. Kaplan, Erhan Tuncel'in paralel yargı tarafından serbest bırakılmasının ardından paralel medyanın merkez yayın organı olarak nitelendirilen Zaman gazetesine yazdığı mektupta paralel polisleri akladığını, fakat tekrar tutuklandığında ise ağız değiştirerek, olayı Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek'in planladığını itiraf etmesine dikkat çekti.

A Haber'de yayınlanan Birlikte Bakalım programında 'Paralel Yapı'nın emniyet ve yargı ayağındaki kritik isimlerin Hrant Dink cinayetiyle bağlantıları masaya yatırıldı. Programa, Yeni Şafak gazetesi yazarları Hilal Kaplan, Salih Tuna, Milliyet gazetesi yazarı Nagehan Alçı ve Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür katıldı.

Yeni Şafak gazetesi yazarı Hilâl Kaplan, Dink cinayetinin en önemli zanlılarından Erhan Tuncel'in Zaman gazetesine yazdığı mektuba dikkat çekti. Kaplan, Erhan Tuncel'in Dink cinayeti davasından beraat ettiği Ocak 2012 tarihinde Zaman'a yazdığı mektupta, paralel yapıyla ilişkileri ortaya çıkan eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Ramazan Akyürek'i akladığını söyledi. Kaplan, Tuncel'in daha sonra ise Yargıtay'ın beraat kararının bozmasının ardından Aralık 2013'teki ilk duruşmada verdiği ifadede, Zaman'a yazdığı mektubun tam tersine bir ifade vererek, Dink cinayetini Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer'in planladığını itiraf ettiğini söyledi. Kaplan, bu durumun paralel yapının Dink cinayetiyle olan bağlantısını ortaya koyduğunu ifade etti.

İşte Kaplan'ın programdaki o sözleri:

Ocak 2012'de Erhan Tuncel'in beraat ettirilmesinin hemen ardından, paralel medyanın yayın organı Zaman gazetesine bir mektup yazdı. Erhan Tuncel, yazdığı mektupta adeta Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer'i kahramanlaştırdı. Eski polis muhbiri Erhan Tuncel mektubunda şu satırları yazıyor, ' O dönemde 2007'de Ergenekon'a dokunan yanıyordu. Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer, Türkiye'nin en karanlık noktasına projektörü tuttu. Bu iki isim Dink cinayetinin mağdurudur. Israrla bu iki ismin adı zikrediliyor. Onlar istihbarat iç mantığına göre en son sorumlu tutulacak kişiler. Akyürek'in Trabzon'da görev yapmasına bağlıyorlar. Kendisi görevini hassasiyetle sürdüren birisidir' diyerek ona kefil oluyor.

Erhan Tuncel, Yargıtay tarafından beraat kararının bozulmasının ardından, ağız değiştiriyor. Tuncel, Aralık 2013'teki ilk duruşmada şunları söylüyor, "Karşımızda polis yok. Bir cinayet şebekesi var. Ben hepsine iyilik ettim. Hepsinin ortak özellikleri yalancı oldukları ve adli mercileri yanıltmalarıdır. Cinayet çetesinin Ali Fuat ve Sabri Uzun ölüm ihbarı yapmamış ve yanlış rapor düzenlenmiştir. Ali Fuat ve Ramazan Akyürek çetenin üzerindedir. Beni bir numaralı sanık yapıp kendilerini saklamıştır. Oda TV, Cübbeli, şike, KCK, Hanefi Avcı suçsuz. Bunları yapan cemaat değil bu ikisidir. Ben bu şahıslara hiçbir kötülük yapmadım. Savcılık halen şahısların kurduğu tuzakla karşı karşıyadır." Bu iki ifade arasındaki uçuruma dikkat çekmek istedim. Bu ifadeler davanın içeriğini bize çok güzel bir şekilde özetliyor.

"ERGENEKON SORUŞTURMASINA MEŞRUİYET KAZANDIRILDI"

Salih Tuna şöyle konuştu: "Ergenekon soruşturmasının yürütülebilmesi, o emniyetçiler ve istihbaratçıların kadrolaşabilmesi için, yurt içinde ve yurt dışında meşruiyetlerini sağlayacak bir cinayete ihtiyaçları vardı. Çok denk geldi onu söylüyorum. Bunun altını çizmek lazım. Ve 7 yıl boyunca bu işin aydınlanmaması için çok özel bir maharet gerekiyordu. O maharet de sergilendi. Bu maharet asla okey oynayacak çocukların kendi aralarında sakladıkları bir sır olamaz."

------------------------------------------------------------------------------

PARALEL MEDYA TEDİRGİN: KATİLE SARILDILAR!

Öte yandan Dink cinayetinin ardında paralel yapının yer aldığı şüphesini güçlendiren gelişmeler ve özellikle tetikçi Samast'ın savcılık ifadesi paralel medyada görünür bir tedirginliğe yol açtı. Gülen cemaati tabanlı paralel yapılanmanın merkez yayın organı olduğu nitelendirmesi yapılan Zaman gazetesi Samast'ın son ifadesine 'Katile sarıldılar' başlığıyla tepki gösterdi. Satır arasında yer verdiği değerlendirmelerinde Samast'ın ifadesinde paralel yapıyı suçladığına dair iddiaları doğrulayan Zaman'daki haberde şu satırlar yer aldı:

"Katile sarıldılar.. Hizmet Hareketi’ne yönelik insafsızca algı operasyonları yürüten kesimler, gazeteci-yazar Hrant Dink suikastının tetikçisi Ogün Samast’a ezberletilmiş senaryoları söyletti.

Cinayette ihmali olan kamu görevlileri hakkındaki soruşturmada tanık sıfatı ile ifade veren Samast, çelişkili beyanlarla polis müdürleri Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer’i suçladı. Paralel yapı iddiasını ortaya atan Samast, Sabah’ın tekzip edilen haberini referans gösterdi. Dönemin Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir’in ağzından verilen ‘Paralel gizlemeseydi Hrant ölmezdi’ haberine atıfta bulunan Samast, “Yaşadıklarımdan sonra ben de öyle düşünüyorum.” dedi. Ancak bizzat Yavuzdemir, noter aracılıyla Sabah’a gönderdiği tekzip metninde söz konusu ifadenin kendisine ait olmadığını vurgulamıştı. Samast, sözde paralel yapı kanaatine son dönemdeki polis operasyonları ile vardığını anlattı. Önce ‘Dink’i öldürmeye azmettirmek’ suçundan ağırlaştırılmış müebbete çarptırılan Yasin Hayal’in kendisine ‘Polis arkamızda’ dediği iddiasını ortaya attı. Sonra da cinayeti işlemek üzere İstanbul’a gittiği gün Hayal’in de gelmeyi düşündüğünü ancak polise yakalanmaktan korktuğunu söyledi.

Savcı Yusuf Hakkı Doğan’ın tanık olarak dinlediği Samast, ifadesinde çelişkilere imza attı. İddialar, Samast’ın cinayet suçundan çarptırıldığı 22 yıl 10 ay hapis cezasına dayanak olan eski ifadelerini de tekzip etti. Samast’ın, sorgusunda hükümet yanlısı yayın yapan Sabah Gazetesi’ndeki yalan haberleri tekrarlaması dikkat çekti. Dönemin Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir’e atfedilen “Paralel gizlemeseydi Hrant ölmezdi” haberine atıfta bulunan Samast, “Yaşadıklarımdan sonra ben de öyle düşünüyorum.” dedi. Ancak Samast’ın bahsettiği haber bizzat Vali Yavuzdemir tarafından tekzip edilmişti. Yavuzdemir, noter aracılığıyla Sabah’a gönderdiği tekzip metninde ‘paralel gizlemeseydi Hrant ölmezdi’ ifadesinin kendisine ait olmadığını vurgulamıştı.

İddiasını ‘dengesiz’ dediği Yasin Hayal’e dayandırdı

Yasin Hayal’in kendisine “Akyürek ve bazı polisler arkamızda” şeklinde bilgi verdiğini iddia eden Samast, sorgusunun ilerleyen bölümünde Yasin Hayal için, “Çok vukuatlı biridir. Biraz dengesizdir.” ifadelerini kullandı. Yaptığı suçlamaları ise kulaktan duyma konuşmalara dayandırdı: “Yasin önce beni Erhan’ın evine götürdü. Ben evde bilgisayarda oyun oynuyordum. O sırada benim bulunduğum yerin 3 metre arkamda mutfak bölümü vardı. Mutfağın kapısı açıktı. Erhan’la Yasin konuşuyordu. Ben de kulak misafiri oldum. Erhan’ın Ramazan Akyürek ve Fuat Müdür hakkında konuştuğunu duyunca döndüm, dinledim.”

Yasin Hayal’in polis müdürleri için “Arkamızda hepsi. Düşün iş büyük, kahraman olacaksın. Cayarsan fena olur, yakarım seni.” dediğini de ileri süren Samast, sorgusunun ilerleyen bölümlerinde Hayal’in polise yakalanmaktan korktuğu için cinayet günü kendisi ile birlikte İstanbul’a gelmekten vazgeçtiğini aktardı. “Hayal, kendisini destekleyen polisten neden korksun?” sorusu Samast’ın yalanlarını deşifre ederken, savcının bu çelişkiyi sormaması dikkat çekti.

İstanbul’a geldikten sonra polis olduğundan şüphelendiği 2 kişi tarafından takip edildiğini ve Yasin Hayal’i aradığını anlatan Samast, “Olabilir, onlar zaten bizden.” cevabı aldığını vurguladı. Samast, kendisini takip eden kişilerin polis olduğu kanaatine nasıl vardığına ise açıklık getirmedi.

Gazeteci Adem Yavuz Arslan’ın ‘Bi Ermeni Var’ kitabında Samast’ın bir jandarma personeli eşliğinde İstanbul’a geldiği anlatılıyordu. Kitapta yer alan bilgilere göre, Samast’ın Trabzon’dan İstanbul’a hareket ettiği gün Trabzon Pelitli Jandarma’da görev yapan Astsubay Satılmış Şahin de İstanbul’a geliyor. Şahin’in, Samast’a 500 metre mesafede bir yerde görüldüğü tespit edilmiş. Erhan Tuncel ile 156 telefon görüşmesi yapan bu kişi olaya karışan herkesi tanıyor ve hepsi ile irtibatlı. Astsubay Şahin, savcıya verdiği ifadede 18 Ocak’ta ne yaptığını hatırlamadığını söylüyor. Trabzon İl Jandarma Komutanlığı, onun mahkûm götürmek için görevlendirildiğini belirtiyor. Ancak bu görevlendirme evrakının sonradan hazırlandığı ve sahte olduğu ortaya çıkıyor.

Manşet kardeşliği: Hrant Dink’in katili Ogün Samast’ın çelişkilerle dolu ifadeleri hükümet yanlısı Sabah’ın yanı sıra Doğu Perinçek’in Aydınlık gazetesinde de manşete taşındı. Ergenekon hükümlülerinin tahliyesinden sonra dikkat çeken Perinçek-hükümet yakınlığı bir kez daha gözler önüne serildi.

Hâkime başka, savcıya başka ifade

Samast, 22 yıl 10 ay ceza aldığı davanın duruşmalarında ve savcılık aşamasında verdiği ifadeleri yalanlayan iddialar da ortaya attı. Cinayetten sonra Trabzon’a gitmek için otogardan bileti kendisinin aldığını anlatan Samast, “Cinayette kullandığım silahı da atmadım. Çünkü Yasin bana atma dedi.” diyor. Ancak eski ifadesinde Hayal’in kendisine ‘Silahı cinayetten sonra at’ dediğini vurgulamıştı. Samast’ın “Yasin bana seni Samsun’da otogarda alacaklar demişti. Yasin’in anlatımlarına göre polisin alacağını düşündüm.” sözleri de eski ifadeleriyle çelişti. Hrant Dink’in katili, İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’nde verdiği ifadede Trabzon’da jandarmaya teslim olmaya gittiğini söylemişti. Samast, kendisini kimin yakaladığı konusunda da yalan ifade verdi. Jandarma tarafından yakalanmasına ve burada çok tartışılan Türk bayraklı fotoğrafları çekilmesine rağmen kendisini polisin yakaladığını iddia etti.

Ogün Samast’ın, ‘olayın arkasında paralel yapı var’ kanaatine nasıl ulaştığını açıklarken dile getirdiği şu cümle ise oynanan oyunu deşifre ediyor: “Bugünlerde Türkiye’de peş peşe paralel yapı operasyonları yapılıyor.”
"

------------------------------------------------------------------------------

3. İSİM AKYÜREK İDDİALARI YALANLADI

Konuyla ilgili bir önemli gelişme de Dink olayında 3. isim olduğu ileri sürülen ve cinayetin gerçekleştiği dönemde Emniyet İstihbarat Daire Başkanı olan Ramazan Akyürek'ten geldi. Akyürek adına bir açıklama yapan avukatı şunları belirtti:

"Akyürek'in avukatı Adnan Şeker, açıklamasında; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında, 2007 yılında işlenmiş menfur bir suikastla ilgili olarak, cinayetin faili tarafından 7 yıl sonra verilen ifadenin doğruymuş değerlendirmesi yapılarak, müvekkili Akyürek'i suçlamanın haksız ve insafsız bir yaklaşım olduğunu söyledi. Müvekkili ile ilgili ifadede yer alan iddiaların iftira olduğunu belirten Şeker, iftiraların yasal takipçisi olacaklarını ifade etti. Şeker ayrıca, müvekkili Ramazan Akyürek'in ne Ogün Samast'ı ne Yasin Hayal'i ne de Erhan Tuncel'i tanımadığını ve bu kişilerin de müvekkiliyle hiçbir şekilde irtibatı olmadığını vurguladı.

Söz konusu sanıkların 7 yıldır korkutuldukları, tehdit edildikleri ve bu yüzden konuşmadıkları yönündeki iddiaları insafsız ve mesnetsiz iftiralardan ibaret olduğunu dile getiren Şeker, yazılı açıklamasında şu ifadelere yar verdi: "Tüm kamuoyu tarafından bilinmektedir ki Yasin Hayal kameralar önünde herkese tehditler savurmuş birisidir. Bu kişinin tehditle başka bir ifade verdiğini söylemek kamuoyunda karşılık bulmayacaktır.

Bu ifadenin nasıl verildiği, kimlerin hangi vaatlerle bu ifadenin verilmesini sağladığı ortaya çıktığında, bugün iftira atanlar utanacaktır. Ramazan Akyürek'i suçlamak için Dink ailesine hayal kırıklığı yaşatmaktan çekinmeyenler elbette yargı önüne çıkartılacaktır. Erhan Tuncel'in haber elemanı yapılması ve takibi, dönemin istihbarat şube müdürü olan ve bugün İstihbarat Dairesi Başkanı olan Engin Dinç tarafından gerçekleştirilmiştir. Sanıkların kimlerle irtibatlarının olduğu, olayın olduğu zaman Ogün Samast'ı kimlerin takip ettiği, silahın kimler tarafından temin edildiği ve kimlerin ihmalinin olduğu soruşturma dosyası içerisinde bulunan bilgi ve belgelerde yer almaktadır.

Müvekkilim Ramazan Akyürek, 17.02.2006 tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne ve İstihbarat Daire Başkanlığı'na 'Hrant Dink'e yönelik bir eylem gerçekleştirileceği' bilgisini veren Trabzon Emniyet Müdürü'dür. Bilginin gönderildiği tarihte ve menfur olayın gerçekleştiği tarihte müvekkilim İstanbul Emniyet Müdürü değildir. Kasım 2006 tarihinde tüm istihbarat birimlerine Ermeni vatandaşlarımıza karşı eylem olabileceği konusunda dikkatli olunması amacıyla talimat gönderen İstihbarat Dairesi Başkanı Ramazan Akyürek'tir.

Ramazan Akyürek, menfur olayın meydana gelmesi değil engellenmesi için gayret göstermiştir. Bu nedenle, bu davanın yeniden görülmesi konusunda müvekkilimin en ufak bir endişesi yoktur. Gerçeklerin ortaya çıkması ve faillerin hesap vermesi müvekkilimi mutlu edecektir."

------------------------------------------------------------------------------

DİNK DAVASININ SON DURUMU VE GEÇMİŞİ

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de Şişli'de uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybetmesine ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi Savcısı Yusuf Doğan tarafından yürütülen soruşturmada, cinayet döneminde görev yapan bazı kamu görevlilerinin ifadesine başvuruluyor. 

Cinayetin işlendiği dönemde İstanbul İstihbarat Şube Müdürü olarak görev yapan ve savcı Doğan tarafından Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na tebliğnameyle davet edilen Ahmet İlhan Güler, savcıya ifade verdi. İfade işlemi yaklaşık 5 saat süren Güler, daha sonra adliyeden ayrıldı. 

Güler'in yanı sıra, eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın da aralarında bulunduğu ve "cinayette ihmali olduğu" iddia edilen diğer 8 kamu görevlisinin de soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulması bekleniyor. 

Mahkeme, takipsizlik kararını kaldırmıştı 

Hrant Dink cinayetinde ihmali olduğu iddia edilen, Cerrah ve İstanbul Vali Yardımcısı Ergun Güngör ile emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 9 kamu görevlisi hakkında açılan soruşturmaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliği'nce verilen takipsizlik kararı, Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 6 Haziran'da kaldırılmıştı. 

Dink ailesinin avukatlarının itirazını değerlendiren mahkemenin kararında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHM) ilgili maddeleri ve ihlal kararı içeriğine göre, bağlayıcı olan ihlalin ortadan kaldırılmasının ancak cumhuriyet başsavcılığınca doğrudan soruşturma yapılması ile mümkün olacağı belirtilerek, aksinin kabulü halinde soruşturma bakımından kısır bir döngü yaşanması ihtimalinin ortaya çıkacağı anlatılmıştı. 

Kararda, "AİHM'in ihlal kararındaki tespitler dikkate alınıp temel soruşturma işlemlerinin yapılarak, şüphelilerin hukuksal konumlarının yeniden belirlenmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığından, takipsizlik kararı olarak değerlendirilen işlemden kaldırma kararı kaldırılmıştır" denilmişti. 

Heyet, gereğinin yapılması için soruşturma dosyasının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na iade edilmesine hükmetmişti.

Soruşturma süreci

Dink ailesinin avukatlarının tek savcının görevlendirilmesini talep ettiği Hrant Dink cinayeti soruşturmasına, yaklaşık 7,5 yıllık sürede 4 savcı bakmış, zaman içinde Dink cinayetine ilişkin ayrı dosyalar halinde yürütülen soruşturmaların tümü, dönemin özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş'a devredilmişti. 

Akkaş'ın yürüttüğü soruşturmada, 14 Şubat 2013'te bir tanık, güvenliğinin sağlanması şartıyla  ifade vermiş, cinayetin faili Ogün Samast'ın da 28 Mayıs 2013'te ifadesi alınmıştı. 29 Kasım 2013'te ise davanın sanıklarından Erhan Tuncel, savcı Akkaş'a yaklaşık 6 saat tanık olarak ifade vermişti. Daha sonra, HSYK kararnamesiyle özel yetkileri alınarak Tekirdağ'a atanan savcı Akkaş'taki dosya, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesinde bu yıl kurulan Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi savcılarından Yusuf Doğan'a devredilmişti. 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi, Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, "takipsizlik kararının kaldırılması" hükmünün ardından kamu görevlilerine ilişkin yürütülen soruşturmayı da sürdürülen cinayet soruşturmasıyla birleştirmişti. 

Dink cinayetine ilişkin tek dosyayla soruşturma yürütmeye başlayan savcılık, bu soruşturma kapsamında eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve emniyetteki paralel yapı soruşturmasında tutuklu bulunan eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer'in "şüpheli", cinayet davasının sanıkları Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve Ogün Samast'ın ise "tanık" sıfatıyla ifadelerine başvurmuştu. 

Paralelin Yılmazer-Samast tedirginliği
Akyürek'in Dink ifadesi cemaati karıştırdı
Akyürek'e Dink sorgusu
Paralel yapıdan Dink tehdidi
Paralel yapı-Hrant Dink cinayeti manşetlerimiz
HRANT DİNK CİNAYETİ VE DAVASIYLA İLGİLİ TÜM MANŞETLERİMİZ

(13 Aralık 2014, 13:39)

HABERLE İLGİLİ ŞİKAYET, DÜZELTME GİBİ TALEPLERİNİZİ İLETMEK İÇİN TIKLAYIN

HABERLE BAĞLANTILI OLABİLECEK LİNKLER:

PARALEL YAPI KONULU HABER GRUPLARINDAN KISA BİR BÖLÜM: (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)  
Paralel Yapıya yönelik hemen hemen tüm operasyonlar ve açılan davalar
Paralel yapıya açılan ve sonuçlanan davalar
Paralel yapı ve diğer kurum kuruluşlarla bağlantıları
Başbakan Erdoğan'ın paralel yapıyla ilgili açıklamaları
Paralel yapı-Abdullah Gül
Paralel yapı-Taksim Gezi Parkı olayları bağlantısı
Paralel yapı-Çeşitli davalardaki kumpaslar
Paralel yapı-Ergenekon
Paralel yapı-Behçet Oktay intiharı
Paralel yapı-Hablemitoğlu cinayeti
Paralel yapı-Üzeyir Garih cinayeti
Paralel yapı-Cevzet Soysal cinayeti
Paralel yapı-Gaffar Okkan cinayeti
Paralel yapı-Paris cinayetleri
Paralel yapı-Haydar Meriç cinayeti
Paralel yapı-15 Temmuz (2016) 'TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimine açılan davalar'
Paralel yapı-Fenerbahçe/Şike soruşturması
Paralel yapı-Ses kayıtları
Paralel yapı-Hanefi Avcı'nın cemaat iddiaları
Paralel yapı-Sabri Uzun'un cemaat iddiaları
Paralel yapı-28 Şubat süreci
Paralel yapı-Kaset olaylarıyla bağlantısı
Paralel yapı-Rusya Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov suikasti
Paralel yapı-1990 Uğur Mumcu vd. Laiklik suikastleri soruşturmasında kumpas
Paralel yapı-TSK'daki Fetö'cülerin 15 Temmuz askeri darbe girişimi ile bağlantısının delilleri
Paralel yapı-15 Temmuz askeri darbe girişimindeki rollerini saptırma gayretleri
Paralel yapı-Yargılandıkları davalarda Fetö'nün terör örgütü olduğunu kabul etmeyen sanıklar
Paralel yapıya karşı devlet kurumlarının attığı adımlar
Paralel yapı-Deşifreyi ve soruşturmaları engelleme çabaları
Paralel yapı-Kamikaze tahliye girişimleri
Paralel yapı-Teslim olmayıp saklanan ya da yurtdışına firar eden şüpheliler
Paralel yapıya dair hukuki deliller
Paralel yapı mensuplarından gelen itiraflar
Paralel yapı-Suç duyuruları
Paralel yapı-Abdullah Harun
Paralel yapı-Dış ülke bağlantıları
Paralel yapı-Vatana ihanet
Paralel yapı-Misyonerlik/Dinlerarası Diyalog Bağlantıları
Paralel yapı-İslami açıdan sapkın görüşleri
Paralel yapı-Fetullah Gülen'in bedduaları
Paralel yapı-Örgüt mensuplarının intiharları
Paralel yapı konulu kitaplar
Paralel yapı konulu filmler
Paralel yapı bahanesiyle kontrgerilla yapılanmalarının gözden kaçırılma çabaları ... (TÜMÜ ve LİNKLER İÇİN TIKLAYIN)

http://www.kontrgerilla.com/mnsetgoster.asp?haber_no=6469    yazdır/print

ŞOK! TSK'daki Fetö'den darbe

15.07.2016 22:46 Türkiye, 15 Temmuz saat 22:00'den beri şok dakikalar yaşıyor.. İlk önce Jandarmadan bazı birliklerin İstanbul'un iki yakasını birbirine bağlayan köprüleri tanklarla ulaşıma kapattığı haberleri geldi. İlerleyen dakikala..
Tamamı 15.7.2016

İşte çılgınlıklarının nedeni

17.07.2016 14:13 TSK'daki Fetö'cülerin darbe girişimi "çılgınca" ve "gözü dönmüş" olarak değerlendiriliyor. Bir çok detay bu değerlendirmeye yol açıyor. Örneğin Meclis'in bombalanması.. Örneğin TRT'yi ele geçirirken canlı yayında darbe..
Tamamı 17.07.2016

İşte Paralel'in 81 il imamı

20.01.2015 21:02 Fetullah Gülen cemaatinin Marmara bölge imamı ile birlikte 8 il imamı olduğu iddia edildi. Bu isimlerin fotoğraflı özgeçmişleri yayınlandı. Bu imamların bir devlet memuru gibi terfi alarak kademe kademe yükseldiği iddia ediliyor..
Tamamı 20.01.2015

Paralel'e de Ergenekon'a da hayır

11.03.2014 14:52 Türkiye'de dün yargıda şiddetli bir deprem yaşandı. Daha önce benzeri yaşanmayan bu depremin merkez üssü, Ergenekon davasına bakan özel yetkili İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi oldu. Ergenekon davasına bakan İstanbul ..
Tamamı 11.3.2014

Büyükanıt: Huzurum kalmadı!

19.12.2015 23:00 Abdullah HARUN / kontrgerilla.com - 27 Nisan e-muhtırası soruşturmasında 'şüpheli' olarak sorgulanan dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifadesi ortaya çıktı. Kontrgerilla.com'un ulaştığı iki sayfalık ifaded..
Tamamı 19.12.2015

Fehmi Koru sitemize taş attı

12.10.2015 19:46 Maişet derdi nedeniyle yaklaşık 1 yıldır günlük yerine haftalık haber girişine geçmek zorunda kaldık. Dikkat edenler bunu farketmiştir. Saatlerdir süren bu haftalık haber girişini de az önce tamamlamış ve internet..
Tamamı 12.10.2015

Şok!!! Savcı Öz yurtdışına kaçtı

18.08.2015 20:19 HSYK tarafından haklarında terör örgütü üyeliği suçlamasıyla soruşturma başlatılan, ardından mahkemece yakalama kararı çıkarılan savcılar Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurtdışına kaçtıkları ortaya çıktı. Mahkeme eski s..
Tamamı 18.08.2015

Balyoz Planı gerçek: 7 beraate itiraz

09.10.2016 13:55 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Orgeneral Çetin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın beraat kararının bozulması yönünde görüş bildirdi. 6 Ekim'de yaşanan gelişmeye göre, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı adına B..
Tamamı 9.10.2016

Belgesel: Gezi'nin ardındakiler

24.06.2013 11:20 Taksim Gezi olaylarına katılanlar.. Haber, açıklama ve attıkları twitlerle destek verenler.. 'Çapulcu' olduklarını açıkça belirtenler.. 'Mesele Gezi değil sen hala anlamadın mı?' diyerek hükümeti bir ayaklanma ile devirmeye destek verenler..
Tamamı 24.06.2013

7 sanıklı Balyoz davası kapandı mı?

16.12.2018 11:00 İstanbul'da, Fetö yargısının etkin olduğu dönemde açılan ve 237 sanığın müebbet hapse mahkum edildiği, Fetö ile mücadelenin başlamasının ardından davanın kumpas olduğuna dair somut delillerin ortaya çıkması üzerine..
Tamamı 16.12.2018

Humeyni planı suya düştü

08.11.2014 13:58 Yıllardır ABD'de yaşayan Türk vatandaşı Fetullah Gülen'in Türkiye'ye dönmekten kesinlikle vazgeçtiği ileri sürülüyor. Gülen cemaatinin liderliğini yapan Fetullah Gülen, kendisine DGM tarafından dava açılmadan hemen önc..
Tamamı 8.11.2014

Gülen: 28 Şubat MGK'sı sevaptı

01.11.2014 17:35 Erdoğan'ın ilk kez 'Cumhurbaşkanı' sıfatıyla başkanlık ettiği Ekim ayı MGK toplantısı 10 saati aşarak en uzun MGK rekorunu kırdı. 28 Şubat süreci kararlarının alındığı MGK toplantısı ise 8 saat sürmüştü. MGK'da paralel..
Tamamı 1.11.2014

Ayrıntılarıyla 7 Şubat krizi

08.02.2014 15:18 Tarih: 7 Şubat 2012.. Ankara, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bir olayla sarsıldı. MİT Müsteşarı Hakan Fidan dahil 5 MİT yöneticisi hakkında savcılık tarafından yakalama kararı çıkartıldı.. Sabah gazetesinden A..
Tamamı 8.2.2014

Beddua etti, suç duyurusu yağdı

27.01.2014 13:03 Fetullah Gülen'in avukatı: Psikolojik harekâtta yeni aşamaya geçildi.. Fetullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, müvekkili hakkında ortaya atılan iftiraların suç duyurusu şeklinde yargıya taşınması suret..
Tamamı 27.1.2014

Paralel Yapı = P2 Locası

14.01.2014 15:48 Gülen cemaatinin lideri Fethullah Gülen'in paralel yapıyı uzaktan yönetmek için yaptığı telefon görüşmeleri bugün internette yayınlandı. (1) Görüşmelerde Gülen'in, bir dini cemaat liderinin ötesine geçerek siyaset..
Tamamı 14.1.2014

Özkök ve Yalman'dan şok inkar

03.11.2014 19:23 Balyoz davasında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' kararı üzerine yeniden yargılama başladı. Duruşma, Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Anadolu Adalet Sarayı'ndaki 450 kişilik Şehit Hakan Kılıç Konferans Salo..
Tamamı 3.11.2014

Yabancı vakıflara suç duyurusu

02.12.2013 16:57 Sivil Toplum Kuruluşu Adalet Platformu, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı vakıflar hakkında, yasak olmasına karşın Türkiye'deki siyasi olaylara müdahale ettikleri gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusund..
Tamamı 2.12.2013

Düşünen adam da olacak mı?

19.06.2013 17:17 Taksim Gezi olayları 19 günlük bir süreç sonra polisin Gezi parkını boşaltmasıyla sona erdi. Ancak artçı gelişmeler sürüyor. İki gündür 'duran adam' eylemi gündemde. Hükümeti protesto eden ve Gezi eylemcilerine destek ..
Tamamı 19.6.2013

Fetö'nün Şok Mangasına dava

21.11.2022 14:22 Ankara'da, Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ'cü olmayan askeri öğrencilerin "şok mangası" yöntemiyle fiziki ve psikolojik şiddet uygulayarak okulu bırakmalarına neden oldukları ileri sürülen 8 eski asker hakkında "işkence ..
Tamamı 21.11.2022

Kara Kuvvetleri: 80 Müebbet Onandı

29.11.2022 10:33 Ankara'da, FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) karargahında yaşanan olaylara ilişkin aralarında 4 eski generalin de bulunduğu 132 sanıklı dava dosyasının istinaf incelemesi tamamlandı..
Tamamı 29.11.2022

Kars: 12 Müebbetin Gerekçesi

30.11.2022 13:13 Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine katıldıkları ve örgütün kentteki sözde 'ana komuta kademesi'nde yer aldıkları iddia edilen, aralarında örgütün sözde 'sıkıyönetim komutanı' ve dönemin 14. Me..
Tamamı 30.11.2022

Yakalanan İlk Darbeciye Müebbet

29.11.2022 11:03 Bursa'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Bursa'da sözde 'sıkıyönetim komutanı' olmayı beklerken 'yakalanan ilk darbeci' olan dönemin İl Jandarma Komutanı Yurdakul Akkuş'un da..
Tamamı 29.11.2022

Darbeci Yaver'in Müebbeti Onandı

29.11.2022 10:43 Ankara'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi akşamı Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'ın kaldığı oteli darbecilere bildirdiği belirlenen eski başyaver Ali Yazıcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet ile eski Dalaman Deni..
Tamamı 29.11.2022

Çatı Davada Müebbetler Değişmedi

29.11.2022 10:22 Ankara'da, Yargıtay'ın 15 Temmuz darbe girişiminden önce açılan FETÖ çatı davasında, örgütün tepe yöneticileri eski Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski milletvekili İlhan İşbilen, keski Zaman Gazetesi İm..
Tamamı 29.11.2022

Askeri Hakimlere Müebbet Onandı

02.12.2022 09:55 Ankara'da, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Ankara 25. Ağır Ceza Mahkemesince FETÖ'nün darbe girişiminde yer alan dönemin Genelkurmay Başkanlığı adli müşavirleri Hayrettin Kaldırım ve Muharrem Köse'nin de aralarında bulundu..
Tamamı 2.12.2022

Poyrazköy Kumpası: 1. Dava Başladı

28.11.2022 13:39 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat, Kafes eylem planı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), Amirallere Suikast" gibi davalardaki usulsüzlüklere ilişkin polis mem..
Tamamı 28.11.2022

Poyrazköy Kumpası: 2. Dava Yargıya

28.11.2022 15:42 İstanbul'da, kamuoyunda 'Poyrazköy davası' olarak bilinen dava ve soruşturmalarda görev alan 48 eski hakim ve savcı hakkında 'gizliliği ihlal', 'iftira', 'suç delillerini yok etme', 'kişisel verileri hukuka aykırı olar..
Tamamı 28.11.2022

1985'teki Sınav Hırsızlığına Dava

02.12.2022 12:37 Ankara'da, FETÖ irtibatı nedeniyle hakkında dava açılan eski Albay Cengiz C.'nin, 1985'te yapılan askeri lisesi sınav sorularını, 'örgüt abisi' aracılığıyla önceden aldığını itiraf etmesi, verdiği bilgilerin doğru çı..
Tamamı 2.12.2022

Pinhan Restaurant'a 9 Hapis

30.11.2022 12:08 İstanbul'da, Fetullah Gülen liderliğindeki terör örgütü (Fetö) adına faaliyetlerde bulunulduğu gerekçesiyle kayyum atanan örgütün karargahı konumundaki Maltepe Pinhan Restoran yapılanmasına dair 45 sanıklı davaya devam..
Tamamı 30.11.2022

Zırhlı Tugay Darbe davası

30.11.2022 12:40 İstanbul'da, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında muvazzafların da bulunduğu 28'si tutuklu 138 askerin 'kamu malına zarar verme' suçundan altışar yıl ile 'Anayasal düzeni ort..
Tamamı 30.11.2022

Darbede Valilik İşgali davası

30.11.2022 12:29 İstanbul'da, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul Valiliğinin işgalini konu alan 90 sanıklı davada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Yargıtay tarafından bozulan eski Yarbay Recep Karaçam'ın yeniden yargılan..
Tamamı 30.11.2022

Donanma Darbe davası

28.11.2022 13:24 Kocaeli'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Donanma Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada dosyaları ayrılan 6'sı tutuksuz, 13'ü firari 19 sanığın yargılanmasına devam edildi..
Tamamı 28.11.2022

Adana Yasadışı Dinleme davası

21.11.2022 12:10 Adana'da, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliğinden hüküm giyen eski İl Emniyet Müdürü Ahmet Zeki Gürkan ile terörden sorumlu emniyet müdür yardımcısı İsmail Bilgin'in, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubunu yasa ..
Tamamı 21.11.2022

Tır Kumpası Organizatörleri davası

21.11.2022 11:57 Adana ve Hatay'da MİT tırlarının durdurulması ve aranmasını organize ettikleri gerekçesiyle haklarında 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 50 yıl 5'er ay hapis cezası istemiyle dava açılan Fetullahçı Terör Örgütü'nün ..
Tamamı 21.11.2022

13.08.2001'den beri ziyaretçi sayısı:
63.450.943